Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Çocuğu Göstermeme Suçu (Çocuk Teslim Etmeme Suçu)

Çocuğu Göstermeme Suçu (Teslim Etmeme Suçu)

Çocuk göstermeme suçu günümüzde sık sık karşımıza çıkmaktadır. Evlilikler de taraflar arasında ortaya çıkan çatışmaların çocuklara yansıtılmaması gerekir.  Her ne kadar taraflar arasında ortaya çıkan çatışmalardan çocukları uzak tutmak gerekse de çocuklar bu çatışmaların arasında kalabiliyor, tartışmaların bir parçası olabiliyor ya da çocuk diğer ebeveyne karşı koz olarak kullanılabiliyor. Bu durum çocuklar açısından sağlıksız dönemler geçirilmesine ve psikolojik travmalara neden olabiliyor. Taraflar her ne kadar bu tartışmaları yaşarken bu durumun farkında olmasalar da bu olumsuz ihtimalleri engellemek ve gerek ebeveyn gerek çocuk üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için kanunla birlikte çocuk yararına birtakım önemler alınmıştır.

Reşit olmayan çocukların haklarının tümüne velayet denir. Boşanma aşamasındaki tarafların müşterek çocuklarının bulunması halinde, çocukların velayeti dava süresince geçici olarak taraflardan birisine verilmektedir. Hakim çocuğun / çocukların velayetine ilişkin geçici önlemleri tedbiren alır.

Boşanma davasında mahkeme, uzman bir pedagog vasıtasıyla bir rapor hazırlanmasını ister. Söz konusu raporun konusu çocuk hangi ebeveynde kalırsa çocuğun yüksek menfaati için daha uygun olacağıdır.  Bu konuda görüş bildiren rapor mahkeme dosyasına girer. Uzman pedagog tarafından düzenlenen rapora göre çocuk için hangi ebeveyn uygun ise çocuğun velayeti o taraf üzerinde bırakılacaktır.

Velayet hakkı yalnızca anne ve babaya aittir. Aile yakını örneğin dede, anneanne, babaanne vb kişilere velayet verilmez. Uygulamada  anneanne, babaanne ya da dede gibi kişilerin torununu görememesinden yahut torununun gösterilmemesinden kaynaklı olarak kanuni bir müeyyidenin olup olmadığı sorusuyla sık sık karşılaşmaktayız. Fakat çocuk teslimine muhalefet etme suçu yalnızca anne veya baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin ihlali neticesinde oluşur.

Evlilik devam ederken anne ya da baba çocuğu kaçırabilir. Kaçırılan çocuğunun nerede olduğunu bilemeyen anne yahut baba çocuğuna ulaşamıyor. Bazen de boşanma davası devam ederken çocuğun velayeti kendisine verilen taraf, diğer taraftan müşterek çocuğu kaçırabiliyor, görüş günlerinde çocuğu teslim etmeyebiliyor. Boşanma davasının sonrasında, çocuğun velayeti kendisine verilen taraf, görüş günlerinde diğer tarafa çocuğu teslim etmeyebiliyor, şehir değiştirerek adresini bildirmeyebiliyor. Bu gibi durumların yaşanması halinde hem çocuk hem de velayet verilmeyen taraf zor durumlarla karşılaşabiliyor.

Evlilik Esnasında (Boşanma Gerçekleşmeden) Çocuğun Kaçırılması

Evlilik devam ederken müşterek çocuğun velayeti ortak velayet şeklindedir. Yani çocuğun velayetini anne ve baba birlikte kullanırlar. Boşanma veya ayrılık davası açmadan evvel taraflardan birisi çocuğun velayetini üstüne alamaz. Çünkü evlilik süresince çocuğun velayeti ortaktır ve tüm sorumluluklar ve çocuk adına alınacak tüm kararlar anne ile babanın ortak kararı ile alınması gerekir.

Anne ya da babadan birisinin ölmesi halinde ise velayet sağ kalan kişi üzerine bırakılacaktır.

Evlilik birliği devam ederken taraflar ayrı yaşamaya karar verebilir. Taraflar ayrı yaşama kararının tesisi için mahkemeye başvurmuş iseler hakim velayet hususunda geçici önlemleri alacaktır.

Taraflar evli iken karşı karşıya gelebiliyor bazen bunun üzerine taraflardan biri diğer ebeveyne çocuğu göstermeyebiliyor. Müşterek çocuğu göstermeyen ebeveyne karşı yaptırım konusunda kanunda boşluk bulunmaktadır.

Çocuk anne ya da baba tarafından evlilik devam ederken kaçırılabilir. Bu durumda velayet hakkı evlilik devam ettiği için anne ya da babanın üzerinedir. Böyle bir durumda kaçıran tarafın savcılığa şikayet edilmesi halinde takipsizlik kararı ile karşılaşılabilinir. Bu durumda çocuğu kaçırılan anne ya da baba diğer tarafa karşı boşanma ya da ayrılık davası açmalıdır. Sonrasında bu davada velayet hakkında karar verilmesini mahkemeden isteyebilir.

Mahkemece dava süresince geçici velayetin kimde olacağı hususunda karar verilebilir. Bu durumda geçici velayet çocuğu kaçırılan kişiye verilmiş ise diğer taraf ile çocuk arasında kişisel ilişkinin tesis edilmesi gerecektir. Kişisel ilişki tesis edilmesi halinde diğer taraf çocuk ile görüşme hakkı bulunan taraftan çocuğu kaçırabiliyor çocuğu göstermeyebiliyor. Bu durumda eskiden çocuğun teslim edilmesi için icra takibi başlatabilirdi ve icra takibinde pedagog ve icra memuru eşliğinde görüş günlerinde çocuk teslimi yapılırdı. Fakat son dönemde çocuk teslimi ile yeni bir düzenleme yapıldı. 24 Kasım 2021 tarihinde meclisin de onayı ile kabul edilen 5. Yargı Paketi birçok yeni ve farklı uygulamalara kapı açtı. 30 Kasım 2021’de resmi gazetede yayınlanan yeni yargı paketi ile tartışmalı ve uygulamada sıkıntılı durumlara neden olan ‘Çocuk Teslimi’ ile ilgili birçok revize yapıldı. Söz konusu yargı paketi, çocuk teslimi yapılırken çocukların bir malvarlığı statüsünde görülerek icra konusu olmasının engellenmesini amaçlayarak daha yerinde uygulamalara kapıları açtı. Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin aile mahkemelerince verilen kararlarda çocuğun üstün yararının göz önünde bulundurulması gerekir. Söz konusu düzenlemeye göre çocuk teslimi Adalet Bakanlığınca kurulan adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerince yerine getirilecek. Çocuk teslimine dair ilam ya da tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin teslim emrine aykırı hareket edenlerle birlikte emrin gereğinin yerine getirilmesini engelleyenler bir ay içerisinde yapılacak şikayet üzerine üç aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacak.

Boşanma Davası Devam Ederken Çocuğun Kaçırılması

Mahkeme boşanma davası devamında taraflar talep etmese dahi geçici önlemleri doğrudan almak alır. Mahkeme geçici önlem olarak nafakanın ödenmesi, müşterek çocuğun bulunması halinde velayetin geçici olarak ebeveynlerden birisine verilmesi gibi önlemleri alır. Boşanma davası devam ederken çocuk velayetin verildiği anne yahut baba tarafından kaçırılabilir. Bu durumda kaçıran taraf belli yükümlülüklerle karşımıza çıkacaktır. Mahkeme tarafından geçici olarak velayet kararının verilmesi yanında aynı zamanda diğer ebeveyn ile çocuk arasında kişisel ilişkinin kurulması yönünden de karar verecektir. Velayet kendisinde olmayan eşin kişisel ilişki günlerinde çocuğu ile görüştürülmemesi halinde çocuk tesliminin yapılması için Adalet Bakanlığı’nca kurulan adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerine müracaatta bulunmalıdır.

Velayet kendisinde bulunan tarafça çocuğun diğer ebeveyn ile görüştürülmemesi yani çocuk tesliminin yapılmaması halinde velayet hususu yeniden gündeme gelecektir. Mahkeme tarafından tesis edilen kişisel ilişkinin engellenmesi halinde bu hem suç hem de velayetin değiştirilmesi sebebidir. Dolayısıyla bu iki durumda boşanma davasında gündem konusu olacaktır.

Boşanma davası sürecinde geçici velayet kendisine verilen anne ya da baba ülke içerisindeki başka bir şehre çocuk ile birlikte taşınmasında kanuni bir engel bulunmamaktadır. Boşanma davası veya ayrılık kararının görüldüğü mahkemeden velayet kendisine verilen eşin ülke içerisinde şehir değiştirmesini engellemek için tedbir konulması talep edilemez. Fakat çocuğun velayetini alan eş çocuğu ile şehir dışına taşınacak olması halinde mahkemeden kişisel ilişki hususunda değişiklik yapılması yönünde talepte bulunabilir.

Boşanma davası devam ederken geçici velayet sahibi ebeveynin çocuğu ülke dışına götürmemesi için mahkemeden tedbir konulması talebinde bulunulabilir. Boşanma davasının taraflarının yabancı uyruklu olması halinde uygulamada sıklıkla başvurulan bir tedbirdir bu.

Çocuğumu Göremiyorum, Ne yapmalıyım?

Çocuğumun Velayetini Nasıl Alabilirim?

Boşanma davası sürecinde olan tarafların üzerinde uyuşamadıkları konulardan bir tanesi de velayet hususudur. Hakim velayet konusunda karar verirken üzerinde durduğu en önemli kriter çocuğun yüksek menfaatidir. Dolayısıyla çocuğun velayetini almak isteyen ebeveyn çocuk için daha yararlı olduğu konusunda hâkimde kanaat oluşturması gerekmektedir. Çocuğun içerisinde bulunduğu yaşı da velayet konusunda önem arz etmektedir. Özellikle bebek yaştaki çocukların velayeti konusunda hakim karar verirken annenin maddi durumuna bakılmaksızın anneye verilmektedir.

Çocuğun Velayetini Alan Kişinin Yeniden Evlenmesi Halinde Velayeti Alabilir Miyim?

Velayet hakkını alan taraf boşanmanın gerçekleşmesinden sonra yeniden başkasıyla evlenirse velayetin değiştirilmesi için tek başına neden değildir. Velayetin değiştirilmesi sebeplerine örnek olarak velayet hakkını alan kişinin çocuğu ihmal etmesi veya yükümlülükleri yerine getirmemesi gösterilebilir. Yeniden evlenmek velayetin değiştirilmesine sebebiyet vermez lakin üvey anne veya babanın çocuğa kötü tutum ve davranışlar sergilemesi veya çocuğun birlikte yaşamak istememesi gibi durumlarda velayetin değiştirilmesi hususu gündeme gelecektir.

Çocuğa Şiddet Uygulayan Tarafa Velayet Verilir Mi?

Boşanma davaları ve velayetin değiştirilmesi davalarında çocuğun hangi ebeveynde kalması çocuğun yüksek menfaatine uygun düşecekse o yönde karar tesis edilir. Çocuğun velayetini alan ya da alacak hakkı olan ebeveynden şiddet görmesi durumunda hakim velayet kararını tesis ederken bu durumu göz önünde bulundurmalı ve ona göre kararını vermelidir.

Velayet kararlarında çocuğun içerisinde bulunduğu yaşı büyük önem arz etmektedir. Milletlerarası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 12 yaşına gelmiş olan çocuğun idrak yaşında olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu yaşa gelen müşterek çocuğa hangi ebeveynde kalması mahkeme huzurunda sorulabilir. Dolayısıyla çocuk hangi ebeveynde kalmak istiyorsa mahkemede verdiği beyan ve mahkemenin esasına etki edecek sosyal inceleme raporuna göre karar verilmesi gerekmektedir.

İdrak yaşında olmayan dolayısıyla mahkeme huzurunda hangi ebeveynde kalmak istediğini beyan edemeyen çocuğun velayeti konusunda sosyal inceleme raporu nazara alınarak bir değerlendirme yapılacaktır. Çocuğa şiddet uygulanması durumunda çocuğun şiddete maruz kaldığı ve bu durum nedeniyle mağdur olduğu konusunda kuvvetli deliller sunulmalıdır. Dolayısıyla kararı etkileyecek yönde hukuka uygun deliller sunulmalıdır.

Çocuk Göstermeme Suçu
İstanbul Boşanma Avukatı

Erkek Çocuğun Velayeti Anneden Alınabilir Mi?

Mahkeme tarafından velayet konusunda karar verilirken makalemizde de bahsettiğimiz üzere en önemli kriter çocuğun yüksek menfaatidir. Hangi ebeveynin çocuğa daha iyi bakacağı, hangi tarafın yanında kalırsa çocuğun bakımı ve gözetimi aksatılmayacağı gibi tüm hususlar değerlendirilecektir. Gerekli görülmesi halinde idrak yaşında olan çocuğa da velayete ilişkin soru sorulacaktır. Velayet kamu düzenindendir. Velayete konu müşterek çocuk hakimin görevlendirmiş olduğu uzman pedagoga kalmak istediği kişiyi belirtir ve uzman pedagog araştırmaları neticesinde çocuğun kimin yanında kalmasının çocuğun yüksek menfaatine uygun olduğu konusunda bir rapor sunar mahkemede söz konusu bu rapora göre çocuğun velayeti konusunda kararını verir. Makalemizde defaatle bahsettiğimiz üzere mahkeme çocuğun yüksek menfaatini göz önünde bulundurarak kararını verir.

Annenin Genelevde Çalışması Durumunda Velayet Kime Verilir?

Velayet davasında anne ya da babanın mesleğine veya ahlaka aykırı bir meslek icra edip etmediğinden ziyade öncelik olarak çocuk ile ebeveyn arasındaki bağ dikkate alınmalıdır. Anne çocuğuna olan ilgi ve alakasını eksiksiz gösteriyorsa ve çocuğun bakımında ihmali söz konusu değilse annenin mesleğinin durumu önem arz etmemektedir. Bunun yanında çocuğun idrak yaşında bulunması durumunda hangi ebeveynde kalmak istiyor ise onun tercihi de göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuk annenin yanında kalmak istiyor ve çocuğun annenin yanında kalmasında üstün yararı bulunuyor ise velayetin anneye verilmesi gerekir.

Çocuğun Yurtdışına Kaçırılması

Çocuğun velayetini alan kişi çocuğun diğer ebeveyn ile görüşmesini engel olmak için velayeti kötüye kullanarak çocuğu yurt dışına kaçırabilir. Ülkemizde de bu durumlarla sık sık karşılaşılmakta çocuğun diğer ebeveynle görüşmesini engellemek için çocuk yurt dışına kaçırılmakta ve büyük sorunlar yaşanmaktadır. Bu sebeple 1980 yılında “Çocukların Velayetine İlişkin Kararların Tanınması ve Tenfizi İle Çocukların Velayetinin İadesine İlişkin Avrupa Sözleşmesi” imzalanmıştır akabinde de ülkemizde onaylanarak yürürlüğe girmiştir.

1980 tarihli “Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi” ülkemizde onaydan geçerek yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşmede çocuğun alıkonulması ve kaçırılması durumları düzenlenmiştir.

Sözleşme ile hedeflenen çocuğu kaçırana ilişkin cezalandırıcı kurallar oluşturmak değil çocuğun iadesine ilişkin kurallar oluşturmaktır. Çocuk adına mahkeme tarafından velayete ilişkin karar verilmemişken veya ortak velayet var ile ebeveynlerden birinin çocuğu yurt dışına kaçırması halinde, velayet hakkı ihlal edilmektedir. Böyle bir durumun mevcudiyeti halinde çocuğun iadesi bulunduğu ülkeden talep edilecektir.

Çocuğun farklı bir ülkeye götürülmesinin sonrasında çocuğun götürülmesinde haksızlık tespiti olur veya velayete ilişkin mahkemece karar verilirse Çocukların Velayetine İlişkin Avrupa Sözleşmesi uygulanır. Çocuğun velayetine ilişkin hak sahibi olan taraf devlet, çocuğun bulunduğu ülkeden taraf talep eder. Bu işlemler şu sırayla yerine getirilir: Velayet hakkı ihlale uğrayan anne ya da baba Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunur. Adalet Bakanlığı da Cumhuriyet Başsavcılıkları aracılığıyla görevini ifa eder.

Götürülerek velayet hakkı ihlal edilen çocuğun mutad meskeni Türkiye ise geri dönmesi için gönderici makam olarak Cumhuriyet Başsavcılıkları görevini ifa etmektedir. Cumhuriyet Başsavcılığı ilk olarak çocuğun götürüldüğü ülkenin sözleşmeye taraf olup olmadığının tespitini yapacaktır. Cumhuriyet Başsavcılığı ülkenin sözleşmeye taraf olduğunu tespit etmesinden sonra çocuğun kaçırıldığını belirten belgelerin düzenlenmesine yardım ederek evrak merkezi makamı olan Bakanlığa gönderecektir. Çocuğun iade edilmesi için yabancı devlete gönderilecek talep çocuğun bulunduğu bildirilen yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilecektir.

Çocuk Göstermeme Suçu Nedir?

Boşanmış olan veya boşanma aşamasında olan taraflardan çocuk kendisinde olan taraf diğer ebeveyne müşterek çocuğu göstermeyebiliyor. Mahkeme ilamı neticesinde velayet hakkı kendisine verilen eş bu hakkını kötüye kullanıp çocuğu diğer tarafa koz olarak kullanabiliyor. Bu durumların varlığı halinde çocuk göstermeme suçu sık sık gündeme gelmektedir.

Mahkemece çocuk teslimine ilişkin oluşturulan ilama veya ara karara riayet etmeyerek bu kararı yerine getirmeyen kişi çocuk teslimine muhalefet suçunu işlemiş olur. Mahkemece lehine hüküm tesis edilen kişi çocuk göstermeme suçu işleyen kişiyi şikayet edebilir.

Çocuğu Teslim Etmeyen Taraf Hapis Cezası Alır Mı?

Mahkeme kararına rağmen çocuğu teslim etmeyen kişi hakkında şikayet yoluyla icra mahkemesinde dava açılabilir. Çocuk göstermeme suçu şikayete bağlı bir suç olup çocuğun kendisine teslim edilmesini isteyen eş diğer eşin cezalandırılması için icra ceza mahkemesine başvurmalıdır. Söz konusu dava çocukla kişisel ilişki kurulmasına muhalefet suçuna ilişkin olarak açılacaktır ve 6 aya kadar tazyik hapsi istemiyle şikayet yapılacaktır. Çocuğu göstermeyen ebeveyn hakkında mahkeme 2 aydan 6 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verir. Fakat hapsin çektirilmesine başlandıktan sonra ilamın veya ara kararın yerine getirilmesi üzerine kişi tahliye edilecektir. Çocuk teslimine ilişkin yapılacak olan şikayette  görevli mahkeme icra ceza mahkemesi iken yetkili mahkeme icra takibinin açıldığı yer mahkemesidir. Böyle bir durumun varlığı halinde boşanma avukatı ile çalışmanız hak kaybına uğramanızı engelleyecektir.

Çocuk Teslimine Karşı Gelenin Ceza Alması İçin Dikkat Edilecek Hususlar

  • Söz konusu şikayet çocuk göstermeme suçu işlendiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde yapılmalıdır. Şikayet eden şikayetini geri çekerse dava düşecektir. Şikayetinden feragat eden şikayetçi feragatinden feragat edemez.
  • İcraya konu olan takip dosyası icra ceza mahkemesine getirilerek dosya incelenecektir.
  • İcra ceza mahkemesi duruşma günü vererek çocuk teslim etmeyen kişinin savunması alınacaktır. İcra ceza mahkemesine şikayet eden taraf da gelmelidir. Şikayet eden tarafın davaya gelmemesi halinde takipsizlik nedeniyle dava düşecektir.
  • Çocuğu kaçıran ya da çocuğun teslim edilmesi gününde çocuğu saklayarak gösterilmesine engel olan kişi çocuk göstermeme suçu işlemiş olacaktır. Mahkeme tarafından sanığın suç işlediği sabit görülürse sanık hapis cezası ile cezalandırılacaktır.
  • Sanık hapis cezası ile cezalandırılırsa hapse girer ise akabinde de şikayet eden şikayetinden vazgeçerse kişi hapisten çıkarılacaktır. Şikayetten vazgeçilmesine müteakip dava takipsizlikten düşecektir.

İstanbul boşanma avukatı olarak faaliyet göstermekte olan Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi müvekkillerine hizmet vermektedir. Boşanma davası, anlaşmalı boşanma davası, çekişmeli boşanma davası, velayet davası, çocuk ile kişisel ilişki kurulması davası vb aile hukukunu ilgilendiren davalarda müvekkillerine yol göstermekte, danışmanlık yapmaktadır.

Bu Yazıyı Paylaş

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…