Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Anlaşmalı Boşanmada Eşin Soyadını Kullanma

Anlaşmalı Boşanmada Eşin Soyadını Kullanma

Bu makalemizde sizlere anlaşmalı boşanmada eşin soyadını kullanma durumundan bahsedeceğiz. Boşanmadan sonra soyadı değişikliği zorunlu mudur?  Eşlerin boşanma davasının kesinleşmesinden sonra kadın evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Fakat evlilik içerisinde kullandığı soyadını kullanmak isteyen kadın menfaati bulunduğunu ispat etmesi ve karşı tarafın da muvafakat etmesi halinde soyadını kullanmaya izin davası (eski eşin soyadını kullanma davası) ikame ederek evlilik içerisindeki soyadını kullanmaya devam edecektir. Taraflar anlaşma temelinde boşanmaya karar vermişlerse ve kadının evlilik içerisinde kullandığı soyadını kullanacağı konusunda anlaşmışlarsa bu konu hakkında protokol içeriğinde düzenleme yapabilirler.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Eşin Soyadının Kullanılmayacağının Düzenlenmesi

Tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde, kadının eşin soyadının kullanılmayacağını düzenlemeleri ve bu kapsamda anlaşmalı olarak boşanmaları durumunda daha sonra açılacak soyadının kullanılmasına izin davası kabul görmeyecektir.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Çocuğun Soyadı

Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesi açık hükmü gereğince çocuk evlilik içerisinde doğmuş ise aile soyadını taşıyacaktır. Türk Medeni Kanunu madde 187 gereğince aile soyadı kavramı kocanın soyadına karşılık gelmektedir. Müşterek çocuk boşanma davası sonrasında babasının soyadını kullanmaya devam etmektedir.

Taraflar çocuğun annenin soyadını kullanacağına dair anlaşmalarının mahkeme tarafından nasıl değerlendirileceği hususunda ise yüksek mahkeme kararlarının çocuğun yüksek menfaatinin ön planda olması gerektiği yönündeki içtihatları bizlere yol göstermektedir.

Kadının çocuğunun kendi kızlık soyadını kullanması talepli davalarda çocuğun annenin kızlık soyadını alması durumunun çocuğun yüksek menfaatine uygun olup olmadığının denetlenmesi bir zorunluluktur. Anlaşmalı boşanma davalarında her ne kadar taraflar sözleşme serbestisi ilkesine sahiplerse de bu serbestlik çocuğun üstün yararına uygun olmalıdır. Taraflar eğer bu şekilde bir anlaşma içerisindeler ise hakimin çocuğun annesinin kızlık soyadını kullanmasının çocuğun yüksek menfaatine uygun olup olmadığını denetlemesi gerekmektedir.

Anayasa Mahkemesi’nin 20.10.2017 tarih ve 2014/2033 numaralı bireysel başvuru kararında; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa’nın 20. Maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda bulunduğu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiği belirtilerek, Anayasa’nın 20. maddesi ile birlikte değerlendirilen Anayasa’nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

Anlaşmalı Boşanmada Eşin Soyadını Kullanma Son Olarak Dikkat Edilmesi Gerekenler 

Anlaşmalı boşanma davası sürecinin en etkili şekilde yürütülebilmesi için adli sürece hakimiyeti olan bir boşanma avukatından destek almak fayda sağlayacaktır.  Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi İstanbul boşanma avukatı olarak müvekkillerini aile hukuku alanında vekil olarak temsil etmektedir. Ayrıca vatandaşlara hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Sitemizde yer alan avukata sor kısmından ofisimiz avukatları Av. Tolga ÇELİK ve Av. Nur BAŞTÜRK‘e  anlaşmalı boşanma davasında eşin soyadının kullanılması, anlaşmalı boşanma davasında eşin soyadının kullanılmayacağının düzenlenmesi ve anlaşmalı boşanma davasında çocuğun soyadının durumu hakkındaki sorularınızı yönlendirebilir ya da iletişim bilgileri kısmından kendilerine ulaşabilirsiniz.

Anlaşmalı Boşanmada Eşin Soyadını Kullanma Yargıtay Kararları

Boşanma Davasının Kesinleşmesinden Sonra Kadın Evlenmeden Önceki Soyadını Alır

“…Mahkemece… davacının boşanma sonrası kendi kızlık soyadına döneceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 18.04.2019 Tarihli 2017/2650 E., 2019/485 K.)

Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Kadının Evlilik İçerisinde Kullandığı Soyadını Kullanacağı Düzenlenebilir

“…Taraflarca düzenlenen ve mahkemece uygun bulunan protokol ile davalı kadının, boşanma sonrasında erkeğin soyadını kullanmaya devam edeceği düzenlenmesi yer aldığı halde, hükümde bu hususa değinilmemiştir. Anlaşmalı boşanmaya karar verilirken, protokolün tasdiki hükmü yanında, protokol hükümlerinin de hüküm fıkrasında aynen geçirilmesi gerekir. Bu sebeple protokolde yer alan davalı kadının boşanma sonrasında erkeğin soyadını kullanmaya devam edeceğine ilişkin düzenleme konusunda bir karar verilmek üzere hükmüm bozulması gerekmiştir…” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 14.03.2017 Tarihli 2015/23697 E., 2017/2737 K.)

Anlaşmalı Boşanma Protokolünde, Kadının Eşin Soyadının Kullanılmayacağının Düzenlenmesinden Sonra Açılacak Soyadının Kullanılmasına İzin Davası Kabul Edilmeyecektir

Dava, davacı-davalı kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesi isteğine ilişkindir (TMK.md.173).Tarafların Bodrum 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2007/318 esas ve 2008/41 karar sayılı ilamıyla anlaşmalı olarak (TMK.md.166/3) boşanmalarına ve 07.02.2008 tarihli boşanma protokolünün tasdikine karar verilmiş, bu karar 05.05.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece tasdik olunan 07.02.2008 tarihli protokolün 6. maddesinde “davalı-davacı F. N.boşanma kararından sonra davalı-davacı boşandığı eşinin soyadını kullanmayacağı” kararlaştırılmıştır. Taraflar, tasdik olunan protokolle kocanın soyadını kullanmama konusu da dahil olmak üzere boşanmanın tüm sonuçları hakkında anlaşmış ve boşanma kararı bu haliyle kesinleşmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanma gerçekleştikten sonra tasdik olunan protokole ve kesin hükme aykırı olarak, boşanan eşin kocanın soyadını kullanmasına izin verilmesi yönündeki talebin reddi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 17.12.2012 Tarihli 2011/20000 E., 2012/30601 K.)

Kadının Çocuğa Kendi Kızlık Soyadını Vermesinde Çocuğun Üstün Yararı Olmalıdır

Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir ( YÜCEL, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117-137 ). Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir ( BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33 ). Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne, soyadlarının farklı olmasından çocuğun rahatsız olduğunu ve kendisi ile aynı soyadını taşımak istediğini ileri sürmüş olup davacı tanıkları da davalı babanın çocuğuna ilgisiz olduğunu, yaklaşık 3,5 yaşında olan çocuğu bir kere bile görmeye gelmediğini, anneyi tehdit ettiğini, tarafların arasında şantaj nedeniyle davalar bulunduğunu, davalı babanın çocuğu doğduğundan beri görmediği gibi onunla maddi manevi olarak da ilgilenmediğini anlatmışlardır. Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi, aksine çocuğun soyadının annenin soyadıyla değiştirilmesinde çocuğun üstün yararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 12.11.2018 Tarihli 2017/1097 E., 2018/12772 K.)

 

 

 

 

Bu Yazıyı Paylaş

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…