Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Yoksulluk Nafakası Nedir?

Yoksulluk Nafakası Nedir?

Yoksulluk nafakası, kusuru diğer eşe nazaran daha az olan eşin boşanma davası sonucunda yoksulluğa düşecek olması halinde, boşanma kararıyla birlikte hakim tarafından hükmedilen nafaka çeşididir. Söz konusu nafakanın miktarı nafaka borçlusunun mali gücü oranındadır. Boşanma Davası Nasıl Açılır adlı yazımızı okuyabilirsiniz.

Yoksulluk kavramının tanımı kanunda yapılmamıştır. Fakat genel kabul ve yargı uygulaması ışığında yoksulluk kavramına yorum getirilebilir. Burada sözü edilen yoksulluk kavramı genel geçer bir yoksulluk değildir evlilik devam ederken kişinin yaşam standartlarındaki düşüşü ifade etmektedir. Yoksulluk nafakası bakım nafakasının türlerinden birisidir. Yoksulluk nafakası takdir edilirken eşlerin sosyal ve ekonomik durumları, nitelikleri ve zamanın ekonomik koşulları göz önünde bulundurulmalıdır. Yoksulluk nafakası hakkında hakim hüküm verirken dikkat etmesi gereken en önemli husus söz konusu nafakayı talep eden eşin zorunlu ihtiyaçlarının yoksulluk nafakası ile sağlanmasıdır.

Yoksulluk nafakası için kanun “süresiz” ifadesine yer vermiştir. Bu durum günümüzde nafakanın mağduriyet yarattığı yönünde tartışmalara vücut vermiştir. Kanun her ne kadar süresiz ifadesine yer verse de belirli şartların gerçekleşmesi durumunda yoksulluk nafakasının sonlandırılması da mümkündür.

Yoksulluk nafakası davasının tarafları boşanan eşlerdir. Yoksulluk nafakasına hakim olan ilkelerden bir tanesi de “evlilik sonrası dayanışma ilkesi” hakimdir. Evlilik kurumunun yapısı gereği yerleşmiş kurallardan bir tanesi de eşler evlilik birliği içerisinde ellerindeki imkanlarını birlikte kullanmak zorundadırlar. Boşanma kararı ile her ne kadar evlilik birliği devam etse de yoksulluk nafakası ile bu durumun devam ettiğini görmekteyiz. Burada yoksulluk nafakasının düzenlenme amacı hayat standartlarının korunmasına yöneliktir.

4271 Sayılı Medeni Kanuna göre dört çeşit nafaka mevcuttur.

  1. Tedbir Nafakası: Boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra eşlerden birinin veya ergin olmayan çocukların geçimini sağlamak üzere hükmedilen nafaka türüdür.
  2. İştirak Nafakası: Boşanma davası sonucunda çocuğun velayeti kendisinde olmayan eşin çocuğun giderlerine katılmasını sağlamak amacıyla hükmedilen nafaka türüdür.
  3. Yoksulluk Nafakası: Boşanma kararı nedeniyle evliliğin bitmesi akabinde yoksulluğa düşecek eş lehine, diğer eş aleyhine hükmedilen nafakadır.
  4. Yardım Nafakası: Yardım nafakasının ne boşanma davası ile ne de evlilik ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. Bir kimsenin, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoy ve altsoyu ile kardeşlerine ödediği nafakadır.

Biz bu makalemizde yoksulluk nafakası üzerinde duracağız. Yoksulluk nafakası almanın şartlarının neler olduğunu, yoksulluk nafakasında kusurun önemini, yoksulluk nafakasının nasıl talep edileceğini, yoksulluk nafakasını hesaplamada nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi hususlar üzerinde duracağız. Unutmamak gerekir ki boşanma davalarında avukat ile temsil olunma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak gerek söz konusu davaların sonuçlarının davanın tarafları için önemli olması gerek usule ve esasa yönelik hatalı veya ihmali işlemlerin neticesinde telafisi güç sonuçların ortaya çıkması ihtimallerine karşılık bir  boşanma avukatı ile temsil olmak veya hukuki danışmanlığına başvurmak her zaman kişinin yararına olacaktır.

Yoksulluk Nafakası Almanın Şartları Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde yoksulluk nafakasının şartları ortaya konulmuştur. Yoksulluk nafakası için öngörülen şartların hepsinin bir arada gerçekleşmesi, nafakaya hükmedilmesi için zorunludur. Söz konusu şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, boşanma davasının kesinleştiği tarihe göre değerlendirilmektedir. Yoksulluk nafakasının şartlarını şu şekilde sıralayabiliriz.

  1. Boşanma kararı verilmiş olmalıdır ve bu karar kesinleşmiş bir karar olmalıdır. Boşanma talebinin reddedilmiş olması halinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi mümkün değildir. Yoksulluk nafakasına her ne kadar boşanma kararı ile birlikte hükmedilse de boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte ödenmeye başlanır ve icrası mümkün olur. Nafaka icra takip işlemlerinin nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin bilgiler için Nafaka İcra Takibi adlı yazımızı okuyabilirsiniz.
  2. Nafaka talep eden eş yoksulluğa düşecek olmalıdır. Yani yoksulluk nafakası talep edecek olan eşin boşanma sebebiyle mali durumunda ciddi bir değişiklik olmalıdır. Burada sözü edilen yoksulluk kavramı genel geçer bir yoksulluk değildir evlilik devam ederken kişinin yaşam standartlarındaki düşüşü ifade etmektedir. Somut olayın şartları göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapılmalıdır. Boşanma neticesinde eşin yoksulluğa düşmeyecek derecede bir gelire sahip olması durumunda söz konusu gelire sahip olan eş artık bu şartı yerine getiremeyeceğinden nafaka talebinde bulunamaz.
  3. Yoksulluğa düşecek olan eş bir talepte bulunmalıdır. Hakim yoksulluk nafakasına re’sen (kendiliğinden) karar veremez mutlaka bir talebin bulunması gerekmektedir. Boşanma davası açarken yoksulluk nafakası talebinde bulunmayan taraf davanın ilerleyen sürecinde talebini ileri sürebilir. Boşanma davası sona erdikten sonra ayrı bir dava açarak yoksulluk nafakası talebinde de bulunulabilir. Ancak bu şekilde açılan dava zamanaşımına takılabilir. Yoksulluk nafakası talepli dava boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde açılmalıdır. Anlaşmalı boşanma ile boşanılması halinde sonradan nafaka talepli ayrı bir dava açılması mümkün olmamaktadır.
  4. Nafaka talep eden eşin kusuru, kendisinden nafaka talep edilen eşin kusurundan fazla olmamalıdır.

Yoksulluk Nafakasında Kusur

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere yoksulluk nafakası alma şartlarından bir tanesi de nafaka talep eden eşin kusuru, kendisinden nafaka talep edilen eşin kusurundan fazla olmamalıdır. Yani ya eşit kusurlu olmalıdır ya daha az kusurlu olmalıdır ya da hiç kusurlu olmamalıdır. Bu üç durumdan biri ve yukarıda bahsedilen diğer şartlarında gerçekleşmesi halinde yoksulluk nafakasına hak kazanılacaktır.

Zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, terk gibi özel nedenlere dayanılarak açılan boşanma davalarında davalı eş tam kusursu sayılır artık burada davacının kusursuzluk durumu söz konudur dolayısıyla yoksulluk nafakasının kusur şartı yerine getirilmiş olacaktır.

Kusurun asıl olarak dikkate alındığı dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması iddiası ile açılan çekişmeli boşanma davasıdır. Çünkü burada daha fazla kusurlu olan eşin yalnızca yoksulluk nafakası talebi değil aynı zamanda boşanma talebi de reddolunur. Ancak bu durumun istisnaları da bulunmaktadır.

Yani evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenli çekişmeli boşanma yargılamasında diğer eşten daha az kusurlu olan eş, boşanma ve yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu zaman bu talebi genellikle kabul edilmektedir. Tabi diğer şartların mevcudiyeti de aranır. Burada cinsel şiddet, psikolojik şiddet, fiziksel şiddet, hakaret, iftira, kötü muamele vb. her türlü kusur unsuru yoksulluk nafakası ve boşanma taleplerine dayanak teşkil edebilir. 

Anlaşmalı boşanmada ise kimin ne kadar kusuru olduğu tartışması gündeme gelmez. Anlaşmalı boşanma bu hususta istisnai bir durumdur. Burada hem boşanma talebinin hem de yoksulluk nafakası talebinin kabul edilmesi için kusur aranmamaktadır. Anlaşmalı boşanma protokolünde taraflar yoksulluk nafakasını diledikleri gibi belirler. Tek şart hakimin bu anlaşmayı uygun bulmasıdır.

Yoksulluk Nafakası Davası Nerede Açılır?

Yoksulluk nafakası davasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile mahkemesinin kurulmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Boşanma davası ile birlikte talep edilen nafaka alacağında yetkili mahkeme boşanma davasının görüldüğü mahkeme iken, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde ayrı bir dava ile açılan nafakada nafaka talep eden kişinin yerleşim yeri mahkemesidir.

Yoksulluk Nafakası Nasıl Talep Edilir?

Yoksulluk  nafakası hakimin re’sen karar vermesi gereken hükümlerden değildir. Mutlaka taraflardan birisi talep etmelidir çünkü burada hakim talep ile bağlıdır. Bu talep boşanma davasında olabileceği gibi boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde de olabilir.

Yoksulluk nafakası dava dilekçesi ile talep edilebilirken cevap dilekçesi içerisinde ve bu dilekçelerin teati süresi içerisinde de  talep edilebilir. Yoksulluk nafakası mahkemeden talep edilirken yazılı olarak dilekçede yer alacak şekilde yöneltilir. Söz konusu talepte yoksulluk nafakası ifadesinin kullanılması gerekmemektedir. Zaten kanunda da bu ifade kullanılmamıştır. Kişinin boşanma sonrasında yoksulluğa düşme durumu, kusur durumu ifade edilmeli, geçimin sağlanabilmesi ve yaşam standartlarında düşüş olmaması adına uygun bir nafakaya hükmedilmesinin talep edilmesi yeterli olur.  Ve talep edilen nafaka miktarının mutlaka belirli olması gerekir.

Yukarıda anlatılan husus boşanma davası içerisinde yoksulluk nafakasının talep edilmesidir. Yoksulluk nafakasının boşanma davasında talep edilmemiş olması halinde  davadan sonra 1 yıl içerisinde  “nafaka davası” açarak yoksulluk nafakası talep edilebilir. Bu durumda direkt davanın konusu nafakadır. Boşanma davasında ise boşanmanın feri niteliğindedir.

Yoksulluk Nafakası Nasıl Hesaplanır?

Yoksulluk nafakasının miktarının hesaplanması için bir formül yoktur. Yoksulluk nafakası hesaplamaları somut olayın şartlarına göre yapılmalıdır. Yoksulluk nafakası hesaplanırken nafaka yükümlüsü eşin maddi imkanları ile nafaka alacaklısı eşin maddi imkanları ve yaşadığı çevre gibi unsurlar dikkate alınır. Hakkaniyete uygun bir denge kurulmaya çalışılır.

Yoksulluk nafakası genellikle aylık ödeme şeklindedir. Nafaka miktarı hesaplanırken de bu husus dikkate alınır. Yani nafaka alacaklısı eşin ihtiyaçları aylık olarak göz önünde bulundurulur ve ona göre bir hesaplama yapılır. Bunun yanında yoksulluk nafakası bir kere ödenecek şekilde toplu bir ödeme olarak da istenebilir. Hakime böyle bir talebin yöneltilmesi halinde hakim bu talebi somut olayın şartlarına göre uygun görürse bir defaya mahsus olmak üzere toplu ödeme şeklinde verilecek bir nafakaya hükmedebilir  ve hesaplamasını da buna göre yapar.

Yoksulluk Nafakası Ne Kadar Olmalıdır?

Yoksulluk nafakası miktarı hakim tarafından belirlenirken yükümlü olan eşin mali gücü ile orantılı olması dikkate alınır. Fakat söz konusu yoksulluk nafakası miktarını taraflar kendi aralarında yapacakları sözleşme ile belirleyebilirler bu sözleşmenin hakimce onaylanması sonucunda da sözleşme geçerli kılınır.

Nafaka miktarı belirlenirken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur “orantılılık” unsurudur.  Yani nafaka talep eden kişinin zaruri ihtiyaçlarıyla talep edilen kişinin mali gücü arasındaki dengenin sağlanması gerekmektedir.

Nafakanın azaltılması yahut artırılması, “uyarlama davası” ile yapılabilmektedir. Söz konusu davada artırım talep eden nafaka alacaklısı, azaltılma talep edense nafaka borçlusudur. Bu davanın açılması için o an yürürlükte olan bir yoksulluk nafakası kararı bulunmalıdır. Ek olarak nafakanın irat biçiminde ödeniyor olması da gerekmektedir.

Yoksulluk Nafakasının Başlangıcı Ne Zamandır?

Yoksulluk nafakasının başlangıcı nafaka talebinde ne zaman bulunulduğuna göre değişmektedir. Yoksulluk nafakası boşanma davası sırasında ya da davanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde istenebilmektedir. Yargılama sonunda nafakanın niteliğine ve başlangıç tarihine ilişkin karara varılan hususlar gerekçeli kararda açıkça belirtilmelidir.

  • Nafakanın boşanma davası sırasında talep edilmesi ihtimalinde nafakanın başlangıcı, boşanma davası kararının kesinleştiği tarihtir.
  • Ayrı bir dava ile talep edilen nafakanın başlangıcı ise, dava tarihi olacaktır. Söz konusu dava tarihi, davanın tabi olduğu harcın yatırıldığı tarihtir.

Yoksulluk Nafakasının Süresi Ne Kadardır? Ve Ödenme Şekli Nasıldır?

Kanun metni yoksulluk nafakasının süresiz olarak talep edilebileceğini açıkça düzenlemiştir. Taraflar talep de etse hakim uygun da görse 3 sene sürecek irat şeklinde bir ödemeye hükmedilemez. Böyle bir durum ancak anlaşmalı boşanma protokolünde mümkün olabilir. Çünkü genel kural gereği yasada da belirtildiği üzere yoksulluk nafakası süresizdir.

Yukarıda da değindiğimiz üzere yoksulluk nafakası hükmü irat şeklinde yani aylık ödemeler şeklinde verilebileceği gibi bir kereye mahsus toplu bir ödeme şeklinde de gerçekleştirilebilir. Yoksulluk nafakasının süresiz oluşu  mağduriyet oluşturduğu gerekçesiyle günümüzde sık sık tartışmalara neden olmaktadır.

Yoksulluk Nafakası Ödenmezse Ne Olur?

Yoksulluk nafakasının ödenmemesi halinde cebri icra yolu ile alacağın takibi yapılır ve icra dairesi marifetiyle alacak tahsil edilir. Nafaka alacağının icra takibinde birtakım ayrıcalıklar da söz konusudur. Nafaka alacağında maaş haczi yapıldığı takdirde belli bir oran sınırı karşımıza çıkmaz. Maaş içerisinden alacağın tamamı tahsil edilebilir. Bahsedilen bu durum emekli maaşı içinde geçerlidir. Tüm bunların yanında ödenmeyen güncel nafaka alacakları için şikayet hakkı da vardır. Nafaka yükümlüsü eşe ceza yargılaması yapılmaksızın tazyik hapsi cezası verilir. Bu cezanın üst sınırı 3 ay olup bu süre içerisinde borcun ödenmesi halinde tazyik hapsi hükmü düşmektedir. Düşme kararı üzerine ise kişinin cezası sona ermektedir.

Geçmişe dönük nafaka alacakları için 10 yıllık genel zamanaşımı söz konusudur. İlamsız icra takibi de yapılsa ilamlı icra takibi de yapılsa geçmişe dönük ancak 10 yıllık alacağın takibi mümkündür.

Yoksulluk Nafakasına İtiraz Nedir?

Boşanma davasında yoksulluk nafakası hükmü verildikten sonra söz konusu hükmün hukuka aykırı olduğunu düşünen eş yalnızca nafaka hükmünü kanun yoluna taşıyarak itirazda bulunabilir. Buradaki kanun yolundan kasıt Bölge Adliye Mahkemesi’nde başlatılan istinaf kanun yoludur. Boşanma kararı istinaf edildiği zaman bununla birlikte bütün ikincil kararlar da istinaf edilmiş olur. Yani nafaka hükmüne boşanma kararı ile birlikte itiraz edilebilir bunun yanında yalnızca kendisine de itiraz edilebilir. Boşanmadan sonra 1 yıl içerisinde açılan nafaka davasında verilen hükme de istinafa başvurarak itiraz edilebilir.

Yoksulluk Nafakasının Artırılması Davası

Boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıl geçtikten sonra yoksulluk nafakasının artırılması talepli dava açılabilir. Ekonomik koşullar zaman içerisinde değişmekte akabinde de paranın alım gücünde değişme olmaktadır. Bu nedenle yoksulluk nafakası miktarı nafaka alacaklısına zamanla yetmeyebilir. Dolayısıyla nafaka alacaklısının yoksulluk nafakasının artırılması talebi yönünde dava açma hakkı bulunmaktadır. Nafaka artırım davası herhangi bir hak düşürücü süreye bağlı değildir. Nafaka yükümlüsünün oturduğu yer aile mahkemesinde açılabilecek bir davadır.

Boşanma davasında veya nafaka davasında hakim yoksulluk nafakasına hükmederken nafaka artış miktarını belirlemiş olabilir. Bunun meydana gelmesi için nafaka talep eden kişinin ayrıca talepte bulunması gerekir. Bu durumda nafakanın nasıl artacağı ile ilgili bir belirleme yapılır. Veya kişi böyle bir artış talebinde bulunmamıştır ve sabit bir nafaka miktarına hükmedilmiştir. İşte bu iki ihtimalde de nafaka artırım davası açılabilir. 

Anlaşmalı boşanma protokolünde tarafların belirlediği nafaka miktarı hakkında da boşanmadan sonra nafaka artırım davası açılabilir. Değişen şartlara göre her türlü durumda yoksulluk nafakasının artırılması talepli dava açma imkanı vardır. 

Yoksulluk Nafakasının Azaltılması Davası

Nafaka borçlusu yoksulluk nafakasının düşürülmesi talepli dava açabilir. Nafaka borçlusunun boşanma davası tarihindeki ekonomik durumunda zamanla olumsuz yönde değişim olmuş olabilir bu durumda yoksulluk nafakası miktarını ödemekte zorluk yaşıyor ise nafakanın azaltılması talepli dava açabilir. Aynı zamanda nafaka borçlusu yeniden evlenir ve çocukları olursa bu durum yoksulluk nafakasının ödenmesinde güçlük çıkartmışsa yoksulluk nafakasının azaltılması için dava açılabilir.

Yoksulluk Nafakası Ne Zaman Sona Erer?

Kendiliğinden Sona Erme Halleri

Kanunda da belirtildiği üzere kural olarak yoksulluk nafakası hakkında süresiz olarak karar verilmektedir. Sınırlı süreli nafaka için talep edilmesi akabinde de hakimin bu talebi kabul etmesi gerekir. Hakimin talep olmaksızın sınırlı süreli nafakaya hükmetmesi mümkün değildir. Sınırlı süreli olarak kararlaştırılan nafaka süresi bittiğinde kendiliğinden sona ermektedir.

Nafaka alacak hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. TMK madde 176/3’e göre: nafaka alacaklısı ya da nafaka borçlusundan birisinin ölümü halinde söz konusu nafaka kendiliğinden sona ermektedir. Nafaka alacaklısının mirasçılarının ölüm tarihinden sonraki nafaka alacakları bakımından bir talepte bulunması mümkün değildir. Fakat ölümden önce doğmuş ancak henüz ödenmemiş nafaka alacaklarını talep etmeleri mümkündür.

Nafaka alacaklısının evlenmesi, nafaka borcunun kendiliğinden sona erme sebepleri arasında düzenlenmişken; nafaka borçlusunun evlenmesi ise bir sona erme sebebi değildir. Ancak nafaka borçlusunun evlenmesi nafaka miktarının azaltılması sebebini oluşturmaktadır.

Nafakanın toptan olarak ödenmesi de nafakanın kendiliğinden sona erme sebepleri arasındadır. Toptan ödeme kararlaştırıldıktan sonra ancak ödeme yapılmadan önce nafaka borçlusu ölür ise bu borç mirasçılara geçecektir.

Mahkeme Kararı İle Sona Erme Halleri

Yukarıda bahsettiğimiz üzere nafaka alacaklısının evlenmesi kendiliğinden sona erme sebebini oluşturmaktadır.  Fakat nafaka alacaklısının evlenmeden fiilen evliymiş gibi yaşaması halinde nafaka ancak mahkeme kararı ile sona ermektedir. Mahkemenin bu konuda karar vermesi için ise nafaka borçlusunun talep de bulunması gerekir.

Aynı zamanda nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalktığının nafaka borçlusu tarafından iddia edilmesi ve bu iddianın mahkeme tarafından tespit edilmesi halinde de yoksulluk nafakası sona ermektedir. TC Yargıtay 3. HD. 10.03.2008 tarih, 846/3873 sayılı kararda da belirtildiği üzere “nafaka alacaklısının asgari ücretle bir işe başlaması yoksulluğunun sona erdiğine yönelik bir karine oluşturmamaktadır. Her somut olay özenle ve dikkatle kendi içerisinde değerlendirilmelidir.

Nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi durumunda da, sürdürülen bu yaşam şeklinin süreklilik arz etmesi ve bu durumun nafaka borçlusu için haysiyet ve onur kırıcı nitelikte olması da mahkeme kararı ile sona erme sebeplerinden biridir.

Yoksulluk Nafakasında Avukat Desteği Almanın Önemi

Boşanma ve nafaka davalarında avukat ile temsil olunma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak kişiler için son derece önemli olan bu davalarda usule ve esasa yönelik hatalı veya ihmali işlemler telafisi güç sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu konuda tecrübe sahibi bir boşanma avukatı ile temsil edilmek veya hukuki danışmanlığından faydalanmak başvurmak her zaman kişinin lehine olacaktır. ÇELİK & BAŞTÜRK HUKUK VE DANIŞMANLIK OFİSİ İstanbul Mecidiyeköy’de kurulmuş bir hukuk ve danışmanlık ofisidir. Mecidiyeköy aile hukuku avukatı olarak müvekkillerine hizmet vermekte olup genç, etkin ve güncel mevzuata hakim uzman boşanma avukatlarıyla olarak dava sürecinde her zaman yanınızdadır.

Bu Yazıyı Paylaş

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…