Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Zina Yapan Kadına Velayet Verilir Mi?

Zina Yapan Kadına Velayet Verilir Mi?

Bu makalemizde “Zina Yapan Kadına Velayet Verilir Mi?” sorusuna kapsamlı bir yanıt sunacak ve konuyu hukuki çerçevede detaylı şekilde ele alacağız. Boşanma davalarında çocukların velayetinin kime verileceği, taraflardan birinin kusurlu olması durumunda nasıl bir karar verileceği, sıkça yanlış anlaşılan ve tartışmalara neden olan bir konudur. Bu yazıda, zina yapan kadının velayet hakkı ile ilgili hukuki dayanakları ve velayet hukukunun temel ilkelerini göz önünde bulundurarak “Zina Yapan Kadına Velayet Verilir Mi?” sorusunu yanıtlayacağız. Ayrıca, velayet davalarında çocuğun üstün yararı prensibini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.

Boşanma ve Velayet İlişkisi

Boşanma davalarında, eşlerden birinin zina yaparak evlilik birliğini zedelemesi, doğrudan onun ebeveynlik niteliğine zarar veren bir faktör olarak görülmez. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma sürecinde kusurlu olan tarafın çocuk velayeti üzerindeki yetkinliği farklı bir değerlendirmeye tabidir. Velayet davalarında esas alınan temel ilke, çocuğun üstün yararının korunmasıdır; dolayısıyla bir kişinin eş olarak kusurlu kabul edilmesi, aynı kişinin ebeveyn olarak kusurlu olduğu anlamına gelmez.

Ebeveynlerden birinin zina gibi boşanma sebebi sayılabilecek kusurlu bir eylemi gerçekleştirmiş olması, mahkemenin çocuğun velayeti için kararını verirken doğrudan belirleyici bir faktör olarak ele alınmaz. Zina yapan anne veya baba, ebeveynlik nitelikleri açısından yeterli bulunuyorsa ve çocuğun fiziksel, duygusal veya eğitim ihtiyaçlarını karşılayabilecek koşullara sahipse, mahkeme bu ebeveyni çocuğun velayetine uygun görebilir.

Zina Durumunda Velayet

Toplumda, zina gibi evlilik birliğini temelden sarsan nedenlerle kusurlu sayılan bir ebeveynin velayet hakkından mahrum kalacağı yönünde yaygın bir yanılgı vardır. Ancak, hukuki olarak zina gibi bir kusur, velayetin belirlenmesinde doğrudan etkili değildir. Mahkeme, velayet kararı verirken çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimini en iyi sağlayacak olan ebeveyni seçmeye odaklanır.

Bu kapsamda, zina gibi bir kusur anne veya babanın çocuğa sağladığı ortamı doğrudan etkilemiyorsa, bu durum velayet kararını etkilemeyebilir. Örneğin, zina yapan bir anne, çocuğun eğitim, sağlık ve duygusal destek gibi gereksinimlerini daha iyi karşılayabiliyorsa ve çocuğa sağladığı ortam daha olumluysa, mahkeme velayeti anneye verebilir. Burada temel ölçüt, annenin çocuğun yararına olan şartları sağlayabilme kapasitesidir.

Velayet Davalarında Çocuğun Üstün Yararı İlkesi

Velayet davalarında mahkemeler, çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurarak karar verir. Üstün yarar ilkesi, çocuğun tüm koşullarda en iyi gelişim olanaklarına sahip olmasını sağlayacak bir ebeveynin yanında kalmasını hedefler. Bu ilke doğrultusunda, taraflardan birinin kusurlu olması, onun kötü bir ebeveyn olduğu anlamına gelmez. Çocuğun fiziksel ve psikolojik sağlığını en iyi koruyabilecek ebeveyn, üstün yarar çerçevesinde belirlenir.

Mahkeme, çocuğun yaşına, gelişim sürecine, eğitim ve sosyal çevresine, ebeveynlerin sunduğu maddi ve manevi olanaklara göre hangi ebeveynin daha iyi bir ortam sağlayabileceğini değerlendirir. Örneğin, zina yapan annenin maddi koşulları çocuğun ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilecekse veya çocuğa psikolojik açıdan daha fazla destek sunabilecekse, mahkeme üstün yarar prensibi çerçevesinde bu faktörleri dikkate alır. Çocuğun gelişimine en uygun ebeveyn seçilerek, çocuğun sağlıklı bir şekilde büyümesine olanak tanıyacak bir ortam sağlanması hedeflenir.

Zina Yapan Kadına Velayet Verilmesi Mümkün Müdür?

Zina yapan kadının velayet hakkını alıp alamayacağı her davada özel şartlara göre değerlendirilir. Aldatma gibi bir kusur, boşanma nedenlerinden biri olsa da velayet konusunda çocuğun üstün yararı belirleyici faktördür. Çocuğun duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimini en iyi sağlayacak ortamın hangi ebeveyn tarafından sunulabileceği değerlendirildiğinde, mahkeme zina yapan bir kadının da çocuğun velayetini üstlenmesini uygun bulabilir.

Mahkeme, çocuğun sağlıklı bir ortamda büyümesi için anne veya babanın niteliklerini, yaşam standartlarını, sosyal ve ekonomik koşullarını, eğitim desteğini, güvenli bir yaşam alanı sunma kapasitesini detaylıca inceler. Örneğin, zina yapan bir annenin çocuğa daha iyi eğitim ve sosyal çevre sunması durumunda mahkeme, çocuğun yararı doğrultusunda velayeti anneye verebilir.

Mahkemelerin Zina Davalarında Velayet Kararı Verirken Dikkat Ettiği Faktörler

Mahkemeler zina yapan bir kadının veya erkeğin çocuğun velayetini üstlenip üstlenemeyeceğine karar verirken, şu unsurları dikkate alır:

  1. Çocuğun Yaşı ve İhtiyaçları: Çocuğun yaşı, velayet kararlarında önemli bir faktördür. Küçük yaşlardaki çocukların anneyle daha fazla bağ kurma ihtiyacı olabileceği göz önünde bulundurulur.
  2. Ebeveynin Sosyal ve Ekonomik Durumu: Çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek maddi olanaklara sahip ebeveynin, çocuğa güvenli ve istikrarlı bir yaşam sağlayabilmesi önemlidir.
  3. Psikolojik Destek ve İstikrar: Mahkemeler, ebeveynlerin çocuğa sağladığı psikolojik ve duygusal destek olanaklarını dikkate alır. Zina, ebeveynin çocuğa karşı tutumunu etkilemediği sürece velayet üzerinde belirleyici olmayabilir.
  4. Çocuğun Tercihi: Belirli bir yaşın üzerindeki çocukların, hangi ebeveynle kalmak istedikleri konusunda tercih hakları olabilir. Mahkeme bu tercihi dikkate alabilir.
  5. Ebeveynlerin Eğitim ve Bakım Kapasitesi: Hangi ebeveynin çocuğun eğitim, sağlık ve sosyal gelişimi için daha iyi bir ortam sağlayabileceği değerlendirilir.

Sonuç: Zina Yapan Kadına Velayet Verilebilir Mi?

Sonuç olarak, zina yapan kadının çocuğun velayetini alması, çocuğun üstün yararı prensibi çerçevesinde mümkündür. Boşanma sürecinde zina gibi nedenlerle kusurlu kabul edilen tarafın ebeveynlik kapasitesi detaylı şekilde incelenir ve çocuğa en iyi ortamı sağlayabilecek ebeveyn belirlenir.  Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak, “Zina Yapan Kadına Velayet Verilir Mi?” konusunda destek sunuyoruz. Av. Tolga ÇELİK  ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak müvekkillerimizin her aşamada yanındayız.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…