Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Tevdi Mahalli Tayini

Tevdi mahalli tayini, özellikle kira hukuku ve borçlar hukukunda ödeme yerinin belirlenmesi için kullanılan önemli bir hukuki kavramdır. Taraflar arasındaki ödeme ilişkilerinde ortaya çıkan sorunları çözmek ve borçlunun yükümlülüklerini yerine getirebilmesini sağlamak amacıyla kullanılan bu süreç, alacaklının ödeme kabul etmemesi ya da ödeme yerinin belirsiz olması gibi durumlarda devreye girer. Bu hukuki imkan, yalnızca kira ilişkilerinde değil, diğer borç ilişkilerinde de uygulanabilen bir yöntemdir.

Bu makalede, tevdi mahalli tayininin hukuki dayanakları, başvuru süreçleri, gerekli şartları, masrafları ve itiraz yolları gibi tüm ayrıntılar detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Aynı zamanda sıkça sorulan sorular bölümüyle de konuya dair merak edilenlere yanıt verilecektir.

Tevdi Mahalli Nedir?

Tevdi mahalli, borçlunun ödeme yapmak istediği ancak ödeme yerinin belirsiz olduğu ya da alacaklının ödemeyi kabul etmediği durumlarda devreye giren bir hukuki kavramdır. Türk hukukunda, borç ilişkisinde dengeyi sağlamak ve borçlunun mağduriyetini önlemek amacıyla uygulanır. Bu yöntem, borcun ifa edilmesini güvence altına alırken, alacaklının da haklarının korunmasını sağlar.

Bir başka deyişle, bu hukuki imkan borçlunun ödeme yapma iradesini kanıtlaması ve yükümlülüklerini yerine getirmesi için bir çözüm mekanizmasıdır. Örneğin, kiracı kira bedelini ödemek istemesine rağmen ev sahibinin bu ödemeyi reddetmesi durumunda, kiracı mahkemeye başvurarak tevdi mahalli tayini talebinde bulunabilir. Bu süreç sonucunda mahkeme, kira bedelinin yatırılacağı yeri belirler ve borçlunun yükümlülüğünü yerine getirmesi mümkün hale gelir.

Kirayı Almayan Ev Sahibi Hakkında Ne Yapılabilir?

Ev sahibinin kira bedelini kabul etmemesi, kiracı için hukuki bir sorun yaratabilir. Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen tevdi mahalli tayini, böyle bir durumda kiracının haklarını koruyan önemli bir mekanizmadır. Bu süreçte, kiracı kira borcunu ödemek istediğini ancak ev sahibinin bunu kabul etmediğini ispat ederek Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurabilir.

Mahkeme, başvuru sonrasında delilleri değerlendirir ve kira bedelinin yatırılacağı bir ödeme yeri belirler. Genellikle bir devlet bankasında açılan hesap bu yer olarak tayin edilir. Kiracı, belirlenen bu hesaba kira bedelini yatırarak yasal yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılır ve alacaklı, yani ev sahibi temerrüde düşmüş kabul edilir.

Bu yöntemin hukuki dayanağı, Türk Borçlar Kanunu’nun 107. maddesidir. Kanun, borçlunun ödeme yapma iradesini güvence altına alırken, alacaklının ödemeyi reddetmesi durumunda yaşanacak uyuşmazlıkları çözmeyi amaçlar. Örneğin, kira sözleşmesinde ödeme yeri açıkça belirtilmediği ya da ev sahibi, hesabını kapatarak ödemeyi reddettiği durumlarda, mahkeme süreci devreye girer.

Kiracılar için bu süreci başlatmak, maddi yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ispat etmeleri açısından önemlidir. Ancak hukuki işlemlerin karmaşıklığı nedeniyle profesyonel destek alınması süreci hızlandırabilir ve olası hataların önüne geçebilir. Bu sayede kiracı, hem yükümlülüğünü yerine getirmiş hem de hukuki güvence altına alınmış olur.

Tevdi Mahalli Tayininin Hukuki Dayanakları

Tevdi mahalli tayini süreci, Türk hukuk sisteminde sağlam hukuki temellere dayanmaktadır. Bu konuya dair hüküm Türk Borçlar Kanunu’nda yer almaktadır.

Türk Borçlar Kanunu’nun 107. maddesi:

“Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, masraf ve zararlar alacaklıya ait olmak üzere, borcunu tevdi ederek ifa etmiş sayılır. Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler.”

Bu hüküm, alacaklının ödeme kabul etmeme gibi davranışlarını engellemeyi amaçlar ve borçlunun yasal olarak borcunu yerine getirme hakkını korur. Türk Borçlar Kanunu ise borcun ifası ve tarafların hakları konusunda genel esasları düzenler. Borçlunun ödeme yapmak istediği ancak alacaklının bu ödemeyi kabul etmediği durumlarda hukuki bir çözüm sunar.

Tevdi Mahalli Tayini Hangi Durumlarda Gerekir?

Tevdi mahalli tayini, taraflar arasındaki ödeme ilişkilerinde belirsizlik ya da uyuşmazlık yaşandığında devreye girer. Bu sürecin gerekliliğini ortaya çıkaran durumlar şunlardır:

  • Alacaklının Ödemeyi Kabul Etmemesi: Borçlunun ödeme yapmak istemesine rağmen alacaklının bu ödemeyi reddetmesi veya iade etmesi durumunda, borçlunun ifa iradesi hukuki güvence altına alınmalıdır.
  • Ödeme Yerinin Belirsizliği: Kira sözleşmesi gibi borç ilişkilerinde, ödeme yerinin açıkça belirtilmediği durumlarda borçlunun nasıl hareket edeceği net olmayabilir. Örneğin, ev sahibinin banka hesabını kapatması ya da değişiklik yapması bu belirsizliğe örnektir.
  • Kira Borcunun Vadesinin Gelmesi: Ödemenin zamanı geldiği halde, ödeme yeriyle ilgili sorunlar nedeniyle borcun ifası mümkün değilse, mahkeme kararıyla tevdi mahalli belirlenir.
  • Alacaklının Temerrüde Düşmesi: Türk hukukunda, alacaklının ödeme kabul etmeme durumu temerrüt olarak değerlendirilir. Bu durumda borçlu, tevdi mahalli tayini yoluyla borcunu ifa edebilir.

Tevdi Mahalli Tayini Süreci Nasıl İşler?

Tevdi mahalli tayini süreci, borç ilişkisinde yaşanan sorunların çözümüne yönelik adımları içermektedir. Bu süreç, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yürütülür ve şu şekilde işlemektedir:

1. Mahkemeye Başvuru

Borçlu, ödeme yapmak istediği halde alacaklının bunu kabul etmemesi ya da ödeme yerinin belirsiz olması durumunda Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurur. Başvuru sırasında, yaşanan sorunun detaylı bir şekilde anlatıldığı bir dilekçe sunulur.

2. Belgelerin Sunulması

Başvuruyu desteklemek amacıyla mahkemeye kanıt niteliğinde belgeler sunulmalıdır. Bu belgeler arasında, ödeme yapma girişimlerini ve alacaklının ödeme kabul etmediğini gösteren yazışmalar yer alabilir.

3. Mahkeme İncelemesi ve Karar

Mahkeme, sunulan delilleri inceleyerek ödeme yerinin belirlenmesine yönelik bir karar verir. Genellikle, bir devlet bankasında açılacak hesap, ödeme yeri olarak tayin edilir.

4. Ödemenin Gerçekleştirilmesi

Mahkemenin belirlediği yere ödeme yapılarak borç ifa edilmiş sayılır. Bu işlem, borçlunun yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve temerrüde düşmekten kurtulduğunu kanıtlar.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Tevdi mahalli tayini davalarında görevli mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise genellikle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Kira bedelinin ödenmesi gibi borç ilişkilerinde, borcun ifa edileceği yerin belirlenmesi, bu mahkemeler tarafından karara bağlanır.

Tevdi Mahalli Tayini Masrafları ve Süresi

Tevdi mahalli tayini davası, belirli masrafları içerir. Bu masraflar, dava başvuru harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinden oluşur. Genellikle bu tür davaların toplam maliyeti 20.000 TL ile 25.000 TL arasında değişmektedir. Davanın sonuçlanma süresi ise mahkemelerin iş yüküne bağlı olarak değişmekle birlikte, ortalama 1 ila 3 ay arasında sürer.

Tevdi Mahalli Tayini Kararına İtiraz

Mahkeme tarafından verilen tevdi mahalli tayini kararına, tarafların itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Bu itiraz, kararı veren mahkemenin bağlı bulunduğu Bölge Adliye Mahkemesi’ne yapılır. İtiraz sürecinde mahkeme, dosyayı hukuki ve usuli açıdan inceleyerek yeni bir değerlendirme yapar.

Tevdi Mahalli Tayini Arabuluculuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 382/2-ç maddesi, tevdi mahalli tayinine yönelik taleplerin “çekişmesiz yargı” işleri arasında değerlendirileceğini açıkça düzenlemiştir. Çekişmesiz yargı işleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usule uygun olarak ele alınmakta ve basit yargılama usulüne tabi tutulmaktadır (HMK m. 382/d-3). Bu nedenle, tevdi mahalli tayini talepleri de basit yargılama usulüne göre incelenir.

Basit yargılama usulü, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 316. maddesinde düzenlenmiş olup, 316/1-a hükmü, bu usule tabi davalarda mahkemenin, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeksizin dosya üzerinden karar verebileceğini belirtmektedir. Bu durum, yargılamanın hızlandırılması ve daha pratik bir şekilde sonuçlandırılması amacıyla düzenlenmiştir.

Tevdi mahalli tayinine ilişkin talepler, taraflar arasında bir uyuşmazlık doğurmadığından ve çekişmesiz yargı kapsamına girdiğinden, arabuluculuk yoluna başvurulması gereken bir konu değildir. Arabuluculuk kurumu, uyuşmazlık içeren ve tarafların çözüm arayışında olduğu durumlarda devreye girmektedir. Ancak, tevdi mahalli tayini gibi çekişmesiz yargı işleri, uyuşmazlık çözümüne ihtiyaç duyulmayan ve tarafların sadece yargı merciinden bir karar talep ettiği durumları ifade eder.

Sonuç olarak, tevdi mahalli tayini talepleri, doğası gereği arabuluculuğa tabi değildir. Bu talepler, mahkemece çekişmesiz yargı kapsamında değerlendirildiğinden, başvuru sonrası arabuluculuk sürecine gerek olmaksızın mahkeme tarafından dosya üzerinden sonuçlandırılabilir. Bu durum, hem yargılama sürecini hızlandırmakta hem de arabuluculuk kurumunun doğru konularda kullanılmasını sağlamaktadır.

Tevdi Mahalli Tayini Dilekçe Örneği

…… NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE

TEVDİ MAHALLİ TAYİNİ
İSTEYEN (KİRACI)               : 
VEKİLİ                                       : Av. Tolga ÇELİK & Av. M. Nur BAŞTÜRK YANAR
ADRES                                       : Mecidiyeköy Mah. Mecidiyeköy Yolu Cad. No:6 D:11 Şişli / İst
KARŞI TARAF
(KİRALAYAN)                        : 
ADRES                                      : 

TALEP KONUSU                   : Tevdi Mahalli Tayini Talebimizi İçeren Dilekçemizin Sunulmasıdır
AÇIKLAMALAR                    :

Müvekkilim, ………. adresli dairede ikamet etmekte olup, 05.05.2023 tarihinde taraflar arasında adi yazılı olarak düzenlenen kira sözleşmesi çerçevesinde kiracı olarak yaşamaktadır. Sözleşme gereği aylık kira bedeli, başlangıçta belirtilen tutarlara göre düzenli olarak ödenmiştir. (EK: Kira Sözleşmesi)

Taraflar arasında, kira bedeline ilişkin çeşitli anlaşmazlıklar ortaya çıkmıştır. Müvekkilim, yasal artış oranlarına göre kira bedelini belirlemiş ve bu yeni bedelin 10.500 TL olduğunu hesaplamıştır. Ancak, kira artışı konusunda kiraya veren karşı taraf kabul etmemiş ve kira bedelinin daha fazla olması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı, emsal kiraların arttığını ve buna bağlı olarak kira bedelinin önemli ölçüde yükseltilmesi gerektiğini savunmuştur. Müvekkil, kirayı belirtilen yasal artış oranına göre ödeme isteğini davalıya iletmiş ve ödeme yapmak için mobil bankacılık üzerinden işlem tesis etmek istemiştir. Müvekkilim, 10.500 TL olarak hesaplanan yeni kira bedelini, mal sahibinin banka hesabına yatırmak için işlem yapmak istemiş, ancak davalı, banka hesabını kapatmış olduğunu öğrenmiş ve havale ettiği kira bedeli karşı tarafın banka hesabını kapatması sebebiyle iade dönmüştür. (EK:Kiraya Verenin Banka Hesabının Kapatıldığına ve Müvekkilin Gönderdiği Kira Bedelinin İade Olduğuna Dair Banka Havale Ekran Görüntüsü) Keza banka hesabının kapatılmasından evvel kiraya veren tarafından müvekkile haksız şekilde 01.10.2024 ve 01.09.2024 tarihli ihtarnameler gönderilmiş ve bu ihtarnamelerde müvekkil temerrüde düşürülmeye çalışılmıştır. (EK:Davalı tarafından gönderilen ihtarnameler)

Müvekkilim, davalıyla yaptığı görüşmelerde kira bedelini yasal artışları baz alarak ödeme konusunda istekliliğini açıkça belirtmiş ve ödeme yapmayı teklif etmiştir. Ancak davalı, müvekkile, kira artışını kabul etmeyerek kira bedelinin çok daha fazla arttırılmasını istemiştir. Buna ek olarak, davalı, belirlediği kira bedelinin ödenmemesi durumunda kirayı kabul etmeyeceğini, aksi takdirde müvekkilden evi boşaltmasını talep etmiştir. Davalı, kira artışını kabul etmediği için ödeme almayacağını belirtmiştir.

Müvekkil, kira bedelini yasal artış oranlarını dikkate alarak 10.500 TL olarak hesaplamış ve 10.500 TL tutarı 01.11.2024 tarihinde PTT havalesi aracılığıyla alıcı ………..’a göndermiştir. (EK: PTT havalesine ilişkin ödeme belgeleri) Ancak, ekte sunulan 27.11.2024 tarihli PTT İstanbul Başmüdürlüğü Bahçelievler Posta Dağıtım Müdürlüğü tarafından düzenlenen belge açıkça göstermektedir ki, ilgili havale teslim adresine götürülmüş, ancak alıcının şehir dışında olduğu beyan edilmiştir. Bu kapsamda gönderi teslim edilememiş ve PTT mevzuatına uygun şekilde ilgili havale, alıcıya teslim edilemeyen diğer gönderiler gibi, bir süre sonra Güngören PTT Şubesi’ne sevk edilmiştir. (EK: PTT İstanbul Başmüdürlüğü Bahçelievler Posta Dağıtım Müdürlüğü Tarafından Düzenlenen Belge)

Bu durum, alıcının adresinde bulunmadığını ve havalenin bilerek veya isteyerek alınmadığını göstermektedir. Özellikle kira ilişkisinde müvekkilin edim yükümlülüğünü yerine getirmesi için her türlü iyi niyetli çabayı sarf ettiği, temerrüde düşmemek adına ödemeyi PTT aracılığıyla gerçekleştirdiği ve yasal olarak yükümlü olduğu bedeli karşı tarafın bildirdiği adrese ilettiği sabittir. Buna karşın, karşı tarafın müvekkili temerrüde düşürmek saikiyle hareket ettiği ve ödeme sürecini kasıtlı olarak sekteye uğrattığı açıkça anlaşılmaktadır.

Kira hukukunda, borçlunun (kiracının) ödeme yapma isteği ve bu doğrultuda gerçekleştirdiği girişimler, sözleşme ilişkisi kapsamında büyük önem taşımaktadır. Ancak somut olayda görüldüğü üzere, müvekkil tarafından ödeme yapma yönünde gereken tüm girişimler yerine getirilmesine rağmen, karşı tarafın alıcı olarak edimini yerine getirmekten kaçındığı görülmektedir. Bu bağlamda, müvekkilin, ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiği ancak karşı tarafın kasıtlı tutumu nedeniyle ödeme kabul edilmediği gerçeği ortadadır.

Dolayısıyla, müvekkilin söz konusu kira bedelini tevdi mahalli tayini yoluyla ödemek istemesi, hukuki yararını ve ödeme yapma iradesini koruma amacını açıkça ortaya koymaktadır. Tevdi tayini, Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri doğrultusunda borçlunun edimini ifa edememesi durumunda devreye giren önemli bir hukuki mekanizmadır. Müvekkil, gerek PTT havalesine ilişkin belgeler gerekse ödeme yapma iradesine yönelik diğer deliller ile birlikte, tevdi tayini talebinde bulunmakta ve bu talebin hukuki dayanağını belgelemektedir.

Davalının, müvekkil üzerinde oluşturduğu baskılar ve temerrüt oluşturma çabaları, müvekkili zor bir duruma sokmuştur. Müvekkil, ödeme yapacak bir hesap ya da yer bulamamakta, bu da onu temerrüde düşürme riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu nedenle, müvekkilin temerrüde düşmemesi ve kira bedellerini düzenli olarak ödeyebilmesi adına, mahkemenizden bir ödeme yerinin ya da hesabının belirlenmesini talep etmekteyiz.

HUKUKİ SEBEPLER: TBK. md. 107 ve ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER:

  • Kira sözleşmesi (İşbu dilekçe ekinde sunulmuştur.)
  • Davalı tarafından gönderilen ihtarnameler,(İşbu dilekçe ekinde sunulmuştur.)
  • PTT havalesine ilişkin ödeme belgeleri,(İşbu dilekçe ekinde sunulmuştur.)
  • PTT İstanbul Başmüdürlüğü Bahçelievler Posta Dağıtım Müdürlüğü tarafından düzenlenen belge(İşbu dilekçe ekinde sunulmuştur.)
  • Kiraya Verenin Banka Hesabının Kapatıldığına ve Müvekkilin Gönderdiği Kira Bedelinin İade Olduğuna Dair Banka Havale Ekran Görüntüsü(İşbu dilekçe ekinde sunulmuştur.)
  • Tanık beyanları (gerektiğinde),
  • Diğer tüm yasal deliller.

SONUÇ VE TALEP: Yukarıda açıklanan gerekçeler ve deliller ışığında,

  • Müvekkilin temerrüde düşmemesi adına, kira bedellerini yatırabileceği tevdi mahallinin mahkemenizce belirlenerek tarafımıza bildirilmesine
  • Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline, karar verilmesini saygıyla arz ederiz.01.12.2024

Davacı Vekili
Av. Tolga ÇELİK & Av. M. Nur BAŞTÜRK YANAR

Sonuç

Bu hukuki imkan, kira ilişkileri başta olmak üzere birçok borç ilişkisinde yaşanan uyuşmazlıkların çözümünde etkili bir hukuki mekanizmadır. Bu süreç, borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmesine olanak tanır. Ancak süreç karmaşık hukuki aşamalar içerdiği için, profesyonel bir hukuki destek alınması hem zaman tasarrufu sağlar hem de işlemlerin doğru bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunur.  Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak, kira hukuku konusunda destek sunuyoruz. Av. Tolga ÇELİK  ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak müvekkillerimizin her aşamada yanındayız. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak, müvekkillerimizin ihtiyaçlarına özel hukuki stratejiler geliştiriyor ve her adımda şeffaf bir bilgilendirme politikasıyla süreci yönetiyoruz. Bu sayede, hukuki sürecin karmaşıklığına karşı müvekkillerimize güvenilir bir yol haritası çiziyoruz.

Sıkça Sorulan Sorular

Tevdi mahalli tayini nedir?

Tevdi mahalli tayini, borçlunun borcunu ifa edeceği yerin belirlenmesine yönelik bir hukuki süreçtir. Bu süreçte mahkeme, borcun nerede ve hangi koşullarda ödenmesi gerektiğine karar verir. Borcun ifa yeri, borç ilişkisi doğduğunda açık bir şekilde belirlenmiş olabilir. Ancak taraflar arasında ödeme yeri konusunda anlaşmazlık çıkması durumunda, bu dava açılarak ödeme yeri netleştirilir.

Hangi durumlarda başvurulur?

Ödeme yerinin belirsiz olduğu veya alacaklının ödemeyi kabul etmediği durumlarda başvurulur.

Masraflar ne kadardır?

Dava sürecinin masrafları, 20.000 TL ile 25.000 TL arasında değişebilir.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…