Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Tahliye Davasında Usulsüz Tebligat 

Bu yazıda, “Tahliye Davasında Usulsüz Tebligat konusunu detaylı bir şekilde ele alacak, hem hukuki düzenlemeleri hem de bu düzenlemelerin taraflar üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz. Kira sözleşmesine dayalı olarak, alacaklı kiraya verenin, kira alacağının tahsili için borçlu kiracı aleyhine tahliye talepli bir icra takibi başlatması mümkündür. Bu tür bir takipte, ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük süre içinde borcun ödenmesi veya takibe itiraz edilmesi gerekir. Eğer ödeme yapılmaz ve itirazda bulunulmazsa, kesinleşen icra takibine dayalı olarak temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi talep edilebilir. Ancak bu süreçte ödeme emrinin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi oldukça kritik bir öneme sahiptir.

İcra ve İflas Kanunu’nun 269/a maddesi, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi ve kira borcunu ihtar müddeti içinde ödememesi halinde, ihtar müddetinin bitiminden itibaren altı ay içinde alacaklının talebi üzerine, icra mahkemesince tahliyeye karar verileceğini düzenler. Ancak, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi, borçlu tarafından şikayet yoluyla düzeltilme talebi doğurabilir ve sürecin yeniden değerlendirilmesini gerektirebilir.

Tahliye Talepli İcra Takibi 

Tahliye talepli icra takibi, kira sözleşmesine dayanan bir hukuki ilişki sonucunda, kira alacağının tahsil edilmesi ve kiralananın tahliyesini sağlamak amacıyla başvurulan bir yoldur. Bu süreçte en önemli unsurlardan biri, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesidir.

Tebliğ tarihinden itibaren borçluya 30 günlük bir süre tanınır. Bu süre zarfında borcun ödenmemesi ve itiraz edilmemesi durumunda takip kesinleşir. Kesinleşen takibin ardından alacaklı, temerrüt nedeniyle tahliye talebinde bulunabilir. Ancak ödeme emri tebliğinin usule uygun yapılmaması halinde, süreç sekteye uğrayabilir. Örneğin, ödeme emri yanlış adrese gönderilmişse veya borçlunun kendisine değil, başka bir kişiye usule aykırı olarak teslim edilmişse, tebligat usulsüz sayılır ve süreç yeniden gözden geçirilmek zorunda kalır.

İcra ve İflas Kanunu’nun 269/a Maddesi

İcra ve İflas Kanunu’nun 269/a maddesi, tahliye sürecinde alacaklı ve borçlunun haklarını düzenleyen önemli bir hüküm içerir. Bu maddeye göre: Borçlu, ödeme emrine itiraz etmezse ve ihtar süresi içinde kira borcunu ödemezse, ihtar süresinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde, alacaklının talebi üzerine, icra mahkemesi tarafından tahliyeye karar verilir.

Bu düzenleme, sürecin kesinleşmesi ve tahliye talebinin kabul edilebilmesi için belirli sürelerin ve şartların yerine getirilmesini zorunlu kılar. Ancak tüm bu şartların geçerli olması, ödeme emrinin usule uygun şekilde tebliğ edilmesine bağlıdır.

Usulsüz Tebligat ve Şikayet Hakkı

Ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi durumunda, borçlu kiracı icra hukuk mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla tebligat tarihinin düzeltilmesini talep edebilir. Tebligatın usulsüz olduğu mahkeme tarafından tespit edilirse:

  1. Ödeme emrinin geçerli tebliğ tarihi yeniden belirlenir.
  2. Borçluya tanınan 30 günlük süre bu tarihten itibaren işler.

Bu durumda, alacaklının tahliye talebi ve takip süreci, yeniden değerlendirilmek zorunda kalır. Mahkemenin şikayeti kabul etmesi, özellikle davanın süresinde açılıp açılmadığı gibi konuların yeniden ele alınmasını gerektirir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/6189 E. , 2021/8236 K. Sayılı İlamı 

Van İcra Hukuk Mahkemesinin 31.03.2021 tarih ve 2020/416 Esas ve 2021/214 Karar sayılı kararında ise; Borçlu tarafından usulsüz olarak tebliğ edilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03.11.2020 tarihi olarak düzeltilmesi istenmiş olup, mahkemece şikayetin kabulüne ve ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03.11.2020 olarak düzeltilmesine karar verildiği, Uyap sisteminden yapılan incelemede görülmüştür. O halde ödeme emri tebliğ tarihinin şikayet yoluyla düzeltilmesi hususunda Van İcra Hukuk Mahkemesinin 31.03.2021 tarih ve 2020/416 Esas ve 2021/214 Karar sayılı kararının sonucu gözetilerek, dava hakkının doğup doğmadığı, davanın süresinde açılıp açılmadığı üzerinde durulduktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus hiç değerlendirilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Tahliye Davasında Usulsüz Tebligat Sonuç

Tahliye davalarında usulsüz tebligat, sürecin sağlıklı şekilde ilerlemesine engel olur ve tarafların hak kaybına uğramasına neden olabilir. Ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi, hem alacaklının tahliye talebini güvence altına alır hem de borçlunun itiraz hakkını korur.

İcra ve İflas Kanunu’nun 269/a maddesi, ihtar süreleri ve usul kuralları açısından açık düzenlemeler getirse de, tebligatın usulsüz yapılması durumunda bu süreç yeniden değerlendirilmek zorunda kalabilir. Tarafların haklarını koruyabilmesi için yasal prosedürlere dikkat etmeleri önemlidir.  Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak, Tahliye Davasında Usulsüz Tebligat konusunda destek sunuyoruz. Av. Tolga ÇELİK  ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak müvekkillerimizin her aşamada yanındayız.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…