Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Sosyal İnceleme Raporuna İtiraz Dilekçesi

Sosyal inceleme raporuna itiraz dilekçesi örneği yazarken dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Dilekçe örneğine geçmeden önce Velayet Davası ve Velayetin Değiştirilmesi başlıklı makalemizi okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz. İtiraz dilekçesinin yanlış yazılması, yanlış taleplerde bulunulması taraflar için telafisi imkansız zararların ortaya çıkmasına sebep olabilecektir. İtiraz dilekçesinin yazılması uzmanlık ve hukuk bilgisi gerektirmektedir. İtiraz dilekçesi hazırlanırken yalın bir dil kullanılmalı dava konusu ve davacının kimlik bilgileri ile birlikte delil gibi olguların da yerine getirilerek yazılması gerekmektedir. Makalemizde sosyal inceleme raporuna itiraz dilekçesi örneği sunduk. Unutulmamalıdır ki her somut olay kendine özel olup her somut olayın özelliklerine göre dilekçe hazırlanmalıdır. 

Sosyal inceleme raporuna itiraz dilekçesi örneği nasıl yazılır konusunda avukatlar meslekleri gereği daha ayrıntılı ve teferruatlı bilgilere ve yeterli donanımlara sahiptirler. Dolayısıyla itiraz dilekçesi hazırlanması aşamasında uzman avukatlardan hukuki destek alınmalı ve profesyonel bir dilekçe hazırlanmalıdır.

Sosyal inceleme raporuna itiraz için ilişkin dilekçe metni hazırlanırken itirazın konusuna göre sosyal inceleme raporuna itiraz dilekçesi örneği ve sosyal inceleme raporuna beyan dilekçesi örneği şeklinde taslak olarak bulunabilen dilekçelerden yararlanılabileceği gibi özgün olarak hazırlanan içerikler ile de mahkemelere başvuru yapılabilmektedir.

Sosyal inceleme raporuna itiraz dilekçesi hazırlanırken pek çok önemli nokta bulunmaktadır. Bu noktalara dikkat edilmesi halinde dava süreci hızlı sonuçlanacak ve istenilen sonuç elde edilecektir. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi avukatları Av. Tolga ÇELİK müvekkillerimize son derece profesyonel olarak hizmet vermektedir. Sosyal inceleme raporu ile ilgili sorularınız ve görüşmeleriniz avukata sor kısmından avukatlarımıza ulaşabilirsiniz.

İSTANBUL 10. AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’ NE

DOSYA NO :

DAVALI/
KARŞI DAVACI :

VEKİLİ : Av. M. Nur BAŞTÜRK

DAVACI/
KARŞI DAVALI :

VEKİLİ : Av. Reşat KARAKAŞ

KONU : 06/12/2022 görüşme tarihli sosyal inceleme raporuna karşı itirazlarımızın ve beyanlarımızın sunulması hk.

AÇIKLAMALAR :

Sayın mahkemenizce yukarıdaki esas numarası belirtilen dosyadan Sosyal İnceleme Raporu alınmasına karar verilmiş olup bu doğrultuda bir rapor tanzim edilmiştir. Ancak eksik ve yanlış tespitler içeren bu raporun tarafımızca kabulü mümkün olmayıp aşağıda izah edilen ve resen tespit edilecek sebepler ile yeni bir uzmandan yeni bir bilirkişi raporu alınması zorunluluğu hasıl olmuştur. Sosyal inceleme raporundaki aleyhe hususları da kabul etmediğimizi ayrıca bildiririz.

Sosyal hizmet uzmanı iletişim sürecinin başından itibaren empati, koşulsuz olumlu bakış, içtenlik, objektiflik, mesleki yeterlilik ve somutluk gibi unsurları iletişim sürecinin merkezinde bulundurmalıdır. Bu yeterliliklere sahip, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun’da bir sosyal hizmet uzmanda tercihen olması gereken özellikler ile birlikte bilgili ve yetkin bir kişinin Uzman olarak gerekli incelemeyi yapması gerekmektedir.

Sosyal İnceleme Raporunun ne şekilde tanzim edileceği ile ilgili olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca hazırlanmış olan şablon ve taslak bulunmaktadır. Ancak uzman ne yazık ki görüşme sırasında bu şablonun dışına çıkarak müvekkile görüşme boyunca ithamlarda bulunmuş empatiden uzak yanlı bir tutum sergilemiştir.

Sosyal Hizmet uzmanı mesleki etik ilkelerini de ihlal ederek usule aykırı bir şekilde inceleme raporunu tanzim etmiştir. Bu iddialarımızı açıklamamız gerekirse, Sosyal Hizmet Uzmanı müvekkil ile görüşmeye başlamadan önce görüşmenin çok kısa süreceğini hemen biteceğini belirtmiştir. Müvekkilim de şaşırarak bu görüşme için işte izin aldığını tüm sorulara yanıt vermek için hazır olduğunu beyan etmiştir. Akabinde görüşme başlamıştır. Görüşme esnasında Uzman müvekkile ” Mahkemede burada sorduğum gibi detaylı soru sorulmaz , ben tüm dilekçeleri okudum ” şeklinde beyanda bulunulmuş olup durum bununla da kalmamış uzman davacının dilekçesindeki ithamları müvekkile yönelterek ” Bunları (…) bunları yapmışsın..” şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Müvekkil tüm bunların iddia olduğunu ve ispatlanacağını belirtmiş yazılı belge ile ispatlanacak olanların sunulduğunu tanık beyanları için de duruşma gününü beyan etmiştir. Ardından uzman müvekkile dilekçede yazılan beyanlarının maktu olup olmadığını sormuş, müvekkil hiçbir iddiasının maktu olmadığını açıklamış delillerin sunulduğunu belirtmiştir. Görülmektedir ki Uzman mesleki etik ilkelerinden olan Koşulsuz Olumlu Bakış ilkesini de adeta yok sayarak müşterek çocuk için sağlıklı bir inceleme yapılamamıştır.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Sosyal İnceleme Raporu ile ilgili detaylı açıklamayı yapmamız gerekirse ilgili form İnternet sitesinde yayınlanmış olup yayınlanan belgeye bakıldığında da görülecektir ki :” Genel Tanıtımı, Kişisel Özellikleri, İş Durumu, Ekonomik Durumu , Öğrenim Durumu, Sağlık Durumu, Sabıka Durumu, Aile ve Sosyal Yaşantısı, Yaşanılan Konut Durumu” başlıkları yer almaktadır. Uzman tarafından bu formda yer alan konulara detaylı bir şekilde değinilmesi gerekirken uzman, raporun en önemli kısımlarını atlayarak dilekçedeki iddiaları sorgulamayı sürdürmüştür. Kaldı ki uzman raporundan da görüleceği üzere raporun uzun bir kısmı dilekçede yazılan iddialardan oluşmaktadır. Çünkü uzman görüşmenin %90’lık süresince dilekçede yer alan kısımlar ile ilgilenmiş, gerekli inceleme ve araştırmayı yapmamıştır. İşbu sebeple hukuki dayanaktan yoksun, yeterli araştırma yapılmadan düzenlenmiş olan işbu rapora muvafakatimiz bulunmamakta, usule aykırı şekilde düzenlenmiş olan uzman raporuna birden fazla itirazımız bulunmaktadır.

“…Gerektiğinde yeniden psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 s.K m.5) ortak çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarım da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir (17.10.2012 tarih, 2012/2-401, K. 2012/723 HGK kararı) …” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı’ndan da görüleceği üzere ilk sosyal inceleme raporunda eksiklikler ve hatalar tespit edildiği takdirde yeniden psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzmanlardan rapor alınması mümkündür. Ayrıca müşterek çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşam koşullarının da nitelendirilmesi gerekmektedir. Ancak uzman bu konuları değerlendirmemiş müşterek çocuğun üstün yararı dikkatle incelenmemiştir. Sosyal inceleme raporunda sadece beyanlarla yetinilmiş gerçek bir araştırmadan kaçınılmıştır. Davacı karşı davalı taraf evlerinin 3+1 olarak beyan etmişse de bu durum gerçeği yansıtmamakta olup ev 2+1 ‘dir ve müşterek çocuğun kendi odası bulunmamaktadır. Aynı zamanda müvekkilin evinin çevresi davacının evinin çevresine göre sosyal olanaklar açısından daha üstündür. Davacının evinin bulunduğu çevre çocuğun yaşamını olumsuz etkileyecek türdendir. İnceleme sonucunda bu da açıklığa kavuşacaktır.

4787 s.K m.5 “tercihen; evli ve çocuk sahibi, otuz yaşını doldurmuş ve aile sorunları alanında
lisansüstü eğitim yapmış olanlar arasından Adalet Bakanlığınca adliyelerde görevlendirilen
psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacılardan yararlanır.” İlgili kanun maddesinden de görüleceği üzere tercihen ile sorunları alanında lisansüstü eğitim yapmış olan sosyal çalışmacılardan yararlanma imkanımız bulunmaktadır. İlgili uzmanın internet sitesi bulunmakta olup aldığı eğitimler sıralanmıştır. Ancak aile sorunları arasında lisansüstü eğitim aldığına dair bir ibare bulunmamakta olup bu sebeple alanında uzman aile sorunları ile ilgili lisansüstü eğitimi bulunan bir uzman talebimiz de ayrıca mevcuttur. İşbu sebeple kanun metninde yer alan kriterlere uygun bir sosyal uzman raporundan yeniden rapor alınması talebimiz mevcuttur.

T.C. YARGITAY 2. HD. Esas: 2020/6360 Karar: 2021/431 Karar Tarihi: 20.01.2021
“… 2-Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar veren makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır.

Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 3 ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. …”

İnceleme raporunda ayrıca ” … Davacı; velayet talebinin olduğunu; velayet sorumluluğunu kendisinin üstlenmesi halinde davalı ve müşterek çocuk arasında yatısız kişisel ilişki kurulmasını istediğini ifade etmiştir. …” şeklinde bir beyan bulunmaktadır. Bu durum da ilerleyen dönemlerde dahi müşterek çocuğun babaya karşı düşmanlaştırma faaliyeti içinde bulunulduğu, müşterek çocuğunun gelişiminin önemsenmeyerek, şahsi duyguların devreye girdiği çocuk – baba ilişkisi kurulmasının önemsenmediği de açıkça görülmektedir.

Ayrıca davacı / karşı davalı taraf psikolojik ilaçlar kullandığını beyan etmesine rağmen uzman tarafından bu durum da raporunun değerlendirme kısmında dahi dikkate alınmamıştır. Davacı daha sonra duruşma esnasında her ne kadar komşusunun oğlunun vefatı sebebi ile bu ilaçları kullandığını beyan etmişse de bu beyanların da hayatın olağan akışı içerisinde olmadığı son derece açıktır. Belirtilen psikolojik ilaçlar çok güçlü olup bu sebeple gerekli psikolojik testlerin de yapılması gerekmektedir. Sağlıklı olmayan bir ebeveynin yanında yetişen çocukların da ileride psikolojilerinin çok kötü etkileneceği de izahtan varestedir. İşbu sebeple psikolojik ilaç kullanımı ile dahi herhangi bir değerlendirme ve sonuç belirtilmeyen raporun kabulü tarafımızca mümkün değildir.

Kaldı ki sırf müşterek çocuğun yaş kriteri dikkate alınarak velayet konusunda karar verilemeyeceği, velayet verilmesi için uzman raporunun gerekçeli bir karar sunması gerektiği, çocuğun üstün yararının çocuğun yaşı ile ilgili olmadığı, annenin de çalışması sebebiyle çocuk ile kendisinin ilgilenmediği rapordan çıkarılabilecek kaçınılmaz gerçeklerdir. Müşterek çocuk ile ilgilenen kişi davacı tarafın annesidir. Ancak davacının annesi de yaşı ve kronik hastalıkları sebebiyle müşterek çocuk ile ilgilenebilecek durumda değildir. Geçici velayet müvekkilime verildiği takdirde müşterek çocuk için elinden gelen tüm imkanlar müşterek çocuğa sunulacak olup ayrıca davacı annesi ile de yatılı şekilde dahi kişisel ilişki kurulmasına muvafakat edilecektir. Kaldı ki müşterek çocuğun hem anne hem babası ile ayrı ayrı kaliteli vakit geçirmesi erken yaşta kuvvetli bağların oluşumu açısından son derece önemlidir.

Mahkemeniz gerekli görüldüğü takdirde müşterek çocuğun bulunduğu konutunun ve müvekkilin konutunun incelenmesine, yerinde inceleme yapılarak müşterek çocuğun hangi konutta evinde gibi hissedeceğinin tespit edilerek, müvekkilin talebine uygun şekilde velayetin babaya verilmesini talep etmekteyiz. Geçici velayet babaya verilmediği takdirde yatılı şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini, ayrıca mahkemece aksi kanaat hasıl olursa müşterek çocuk ile davalı babanın bağlarının kuvvetlendirilmesi adına sosyal inceleme raporunun sonuç kısmında belirtildiği üzere görüş günlerinin arttırılmasına karar verilmesini sayın mahkemenizden talep etmekteyiz.

HUKUKİ NEDENLER : HMK, TMK, 4787 SK. ve ilgili mevzuat.

SONUÇ VE TALEP :

Yukarıda açıklanan ve mahkemenizce resen göz önüne alınacak diğer nedenlerle,

Mahkemenizden farklı bir sosyal hizmet uzmanı tarafından yeniden inceleme yaptırılmasını,

Mahkemeniz gerekli görüldüğü takdirde müşterek çocuğun bulunduğu konutunun ve müvekkilin konutunun incelenmesine, yerinde inceleme yapılarak müşterek çocuğun hangi konutta evinde gibi hissettiğinin tespit edilerek, müvekkilin talebine uygun şekilde velayetin babaya verilmesine,

Geçici velayet babaya verilmediği takdirde yatılı şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini,

Sayın mahkemeniz aksi kanaatte ise müşterek çocuk ile davalı babanın bağlarının kuvvetlendirilmesi adına sosyal inceleme raporunun sonuç kısmında belirtildiği üzere görüş günlerinin arttırılmasına karar verilmesini mahkemenizden saygıyla arz ve talep ederiz.

DAVALI/ KARŞI DAVACI VEKİLİ

Bu Yazıyı Paylaş

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…