Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Gaiplik kararı, bir kişinin uzun süre boyunca kendisinden haber alınamaması veya ölüm tehlikesi içinde kaybolması durumunda, mahkeme tarafından verilen bir hukuki karardır. Bu karar, bireyin hayatta olup olmadığına dair belirsizlik durumunun ortadan kaldırılması amacıyla alınır ve genellikle hak sahiplerinin talebi doğrultusunda verilir. Bu husus özellikle miras paylaşımı, borç-alacak ilişkileri ve ailevi durumlar gibi hukuki süreçlerde önemli bir role sahiptir. Türk Medeni Kanunu’na göre gaiplik, yalnızca belirli koşulların gerçekleşmesi halinde gündeme gelir ve bu sürecin dikkatli bir şekilde yönetilmesi gereklidir.

Gaiplik Ne Demektir?

Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesinde düzenlenen gaiplik, bir kişinin belirli durumlar nedeniyle yaşamının sonlanmış olabileceğine dair kuvvetli bir kanaat bulunmasını ifade eder. Bu durum genellikle iki şekilde ortaya çıkar. İlki, kişinin ölüm tehlikesi içinde kaybolmasıdır. Örneğin, bir doğal afet sırasında kaybolan ya da ciddi bir kazada izine rastlanmayan kişiler bu kapsama girebilir. İkincisi ise, kişiden uzun süre boyunca haber alınamaması durumudur. Örneğin, bir kişi son beş yıl içinde ailesi veya yakın çevresiyle herhangi bir iletişim kurmamışsa, bu kişi hakkında gaiplik kararı talep edilebilir. Her iki durumda da kişinin ölmüş olabileceği kanaatinin kuvvetli olması, gaiplik kararının alınabilmesi için temel bir gerekliliktir.

Gaiplik Davası Nasıl Açılır?

Gaiplik davası, kişinin son bilinen yerleşim yeri mahkemesinde açılır ve bu süreç belirli bir prosedüre dayanır. Öncelikle, talep eden kişinin mahkemeye yazılı bir dilekçe sunması gerekir. Bu dilekçede, kişinin kayboluş durumu, olayın gelişimi ve gaiplik kararına neden ihtiyaç duyulduğu ayrıntılı şekilde açıklanmalıdır. Mahkeme, başvuruyu inceledikten sonra kişinin aranması için resmi ilanlar yayınlar. Bu ilanlar, kişinin var olması durumunda ortaya çıkabilmesi için bir fırsat sunar. İlan süresinin sonunda kişinin ortaya çıkmaması halinde, mahkeme gaiplik kararı verir. Bu süreçte, delillerin eksiksiz sunulması ve hukuki prosedürlerin doğru bir şekilde takip edilmesi büyük önem taşır.

Gaiplik Kararı ile Ölüm Karinesi Arasındaki Fark Nedir?

Gaiplik kararı ile ölüm karinesi, her ne kadar benzer hukuki durumlara işaret etse de farklı kavramlardır. Ölüm karinesi, kişinin öldüğünün kesin olarak bilinmesi durumunda uygulanır ve ölüm, resmi kayıtlara işlenir. Gaiplik kararı ise kişinin ölmüş olabileceğine dair bir kanaatin bulunduğu, ancak bu durumun kesin olarak ispatlanamadığı durumlarda verilir. Ölüm karinesi daha kesin bir hukuki durum yaratırken, gaiplik kararı yalnızca belirli şartların sağlanmasıyla alınabilir ve bu karar genellikle belirli bir süre geçtikten sonra hüküm ifade eder.

Ölüm Karinesi Nedir: Ölüm karinesi, bir kişinin öldüğüne kesin gözüyle bakılan durumlarda verilen hukuki bir tespittir. Örneğin, bir doğal afette kişinin cesedine ulaşılamasa dahi olayın niteliği ve deliller kişinin öldüğünü net olarak gösteriyorsa, ölüm karinesi devreye girer. Bu durumda, kişinin ölüm tarihi resmi olarak nüfus kayıtlarına işlenir ve miras hukuku gibi sonuçlar kendiliğinden ortaya çıkar.

Gaiplik Kararı Nedir: Gaiplik kararı, bir kişinin ölüm tehlikesi içinde kaybolması ya da uzun süredir haber alınamaması gibi durumlarda, ölmüş olabileceğine dair kuvvetli bir kanaat bulunması halinde verilen hukuki bir karardır. Ancak, ölüm karinesinden farklı olarak gaiplikte kesin bir ölüm durumu yoktur. Gaiplik kararı ile kişinin hukuki statüsü belirlenirken, ölüm durumu kesin olarak kabul edilmez.

Ölüm Karinesi Gaiplik Kararı
Kişinin öldüğüne kesin gözüyle bakılır. Kişinin ölmüş olması olasıdır.
Süre şartı yoktur. Ölüm tehlikesinde 1 yıl, haber alınamama durumunda 5 yıl şartı vardır.
Ölüm, kütüğe doğrudan kaydedilir. Ölüm, ancak hak sahiplerinin başvurusu ile mahkemeden alınan kararla kaydedilir.
Kişinin evliliği kendiliğinden sona erer. Evlilik, yalnızca mahkemeden talep edilirse sona erer.
Miras paylaşımı doğrudan gerçekleşir. Miras paylaşımı için teminat ve geri verme hükümleri uygulanır.
Kişi geri dönerse sebepsiz zenginleşme davası açılır. Kişi geri dönerse istihkak davası açılır.

Gaiplik Kararının Şartları Nelerdir?

Gaiplik kararı verilmesinde, Türk Medeni Kanunu açık ve net kurallar koymuştur. Eğer bir kişi ölüm tehlikesi içinde kaybolmuşsa, bu tehlikenin yaşandığı tarihten itibaren en az bir yıl geçmesi gerekir. Bu süre, olayın etkilerinin ve kişinin durumunun araştırılması için gereklidir. Uzun süre haber alınamama durumunda ise bu süre daha uzun tutulmuş ve beş yıl olarak belirlenmiştir. Son beş yıl içinde kendisinden hiçbir şekilde haber alınamayan bir kişi hakkında gaiplik kararı istenebilir. Ancak bu süreçte, kişinin yaşayıp yaşamadığına dair resmi bir bilgi bulunmaması önemlidir. Bu sürelerin sonunda, hak sahipleri mahkemeye başvurarak gaiplik talebinde bulunabilir ve bu taleplerini hukuki delillerle desteklemek zorundadır.

Gaiplik kararı, hukuki açıdan ciddi sonuçlar doğuran önemli bir işlemdir. Bu karar, kaybolan kişi ve hak sahipleri için belirsizliğin ortadan kaldırılmasını amaçlar. Ancak, gaiplik kararı verilebilmesi için Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 32. maddesinde belirtilen belirli şartların sağlanması gereklidir. Mahkeme, bu şartların eksiksiz olarak yerine getirilmesini ve olayın hukuki gerekçelerle desteklenmesini talep eder. Aksi halde karar verilmesi mümkün değildir. Gaiplik kararının alınabilmesi için gereken şartlar şunlardır:

1. Kişinin Ölüm Tehlikesi İçinde Kaybolmuş Olması

Gaiplik kararı talep edilen kişinin, ölüm tehlikesi içeren bir olay yaşamış olması gerekir. Bu tür durumlar genellikle bir doğal afet, kazalar, denizde kaybolma veya savaş gibi yüksek riskli olaylarla ilişkilidir. Örneğin, bir teknenin batması sonucu kaybolan bir kişi, ölüm tehlikesi içinde kaybolmuş kabul edilebilir. Ancak, bu tür olaylarda kişinin ölüp ölmediğine dair kesin bir bilgi bulunmuyorsa gaiplik kararı talep edilebilir. Eğer kişinin kesin olarak öldüğü tespit edilirse, gaiplik yerine ölüm karinesi devreye girer.

Ölüm tehlikesi durumunda gaiplik kararı alınabilmesi için, kişinin kaybolduğu tarihten itibaren en az 1 yıl geçmesi gereklidir. Bu süre, olayın sonuçlarının netleşmesi ve kişinin hayatta olup olmadığının araştırılması için belirlenmiştir.

2. Kişiden Uzun Süredir Haber Alınamaması

Kişinin ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumu olmaksızın, uzun süre boyunca kendisinden haber alınamaması da gaiplik kararının temel nedenlerinden biridir. Türk Medeni Kanunu’na göre, bu tür bir durumda kişinin gaip kabul edilebilmesi için, son haber alındığı tarihten itibaren en az 5 yıl geçmiş olması gerekir.

Örneğin, bir kişinin çalışmak amacıyla yurtdışına gitmesi ve ardından yıllar boyunca kendisinden haber alınamaması halinde, ilgili kişiye dair gaiplik kararı talep edilebilir. Bu durumda, kişinin nerede olduğu bilinmemekte ve ölmüş olabileceğine dair kuvvetli bir ihtimal bulunmaktadır.

3. Kişinin Ölümüne Dair Kuvvetli Olasılık Bulunması

Gaiplik kararı alınabilmesi için, kişinin ölümüne dair güçlü bir ihtimalin varlığı aranır. Ancak bu ihtimalin kesin bir kanıt düzeyinde olması gerekmez. Ölüm karinesi, kesin ölüm durumlarında uygulanırken; gaiplik kararında, kişinin ölmüş olabileceğine dair ihtimaller değerlendirilir. Bu ayrım, gaiplik kararının daha geniş bir değerlendirme sürecine dayanmasını sağlar.

4. Mahkemeye Talepte Bulunulması

Gaiplik kararı, ilgili hak sahiplerinin mahkemeye başvurması halinde alınabilir. Mahkemenin kendiliğinden gaiplik kararı verme yetkisi yoktur. Hak sahiplerinin, dilekçe ile başvurarak kişiye dair gaiplik kararı talep etmesi ve bu talebini hukuki delillerle desteklemesi gerekir.

Gaiplik Kararı Nasıl Alınır?

Gaiplik kararı alınabilmesi için, Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesinde düzenlenen prosedürlere uygun bir şekilde hareket edilmesi gerekir. İlk adım olarak, ilgili kişiler dilekçe ile kişinin son bilinen yerleşim yeri mahkemesine başvuruda bulunur. Bu dilekçede, kişinin kayboluşu ve bu kayboluşun detayları açık bir şekilde belirtilmelidir.

Mahkemeye yapılan başvurunun ardından, mahkeme gerekli araştırmaları yapmak üzere harekete geçer. İlk olarak, hakkında gaiplik kararı istenen kişinin bulunması ya da bu konuda bilgi sahibi olan kişilerin ortaya çıkabilmesi için resmi ilanlar yapılır. Bu ilanlar, genellikle yerel gazetelerde ve diğer resmi yayın organlarında yayınlanır. İlk ilanın yapılmasının ardından en az 6 ay bekleme süresi uygulanır.

Bu süre boyunca, kişinin bulunması ya da hakkında bilgi edinilmesi mümkün olmazsa, ikinci bir ilan yapılır. İkinci ilan sonrasında ek bir bekleme süresine gerek duyulmaz ve mahkeme, delillerin yeterli olduğunu tespit ederse gaiplik kararı verir.

Gaiplik Kararının Önemi ve Hukuki Sonuçları

Bu hukuki müessese, kayıp olan kişinin hukuki durumunu netleştirmek için önemli sonuçlar doğurur. Bu karar sayesinde, kayıp olan bir kişinin mirası hukuken paylaşılabilir, borç-alacak ilişkileri düzenlenebilir ve evlilik birliği sona erdirilebilir. Gaiplik kararı, hak sahiplerinin haklarını koruma altına alırken, kayıp olan kişiyle ilgili hukuki boşlukların doldurulmasını sağlar.  Özellikle, kişinin miras hakları üzerinde etkili olur ve hak sahiplerinin bu mirası paylaşabilmelerine olanak tanır. Ayrıca, evlilik birliği gibi durumlarda gaiplik kararı ile hukuki ilişki sona erdirilebilir. Ancak, mahkeme kararı verilene kadar tüm hukuki işlemlerin titizlikle yürütülmesi gerekir. Bu süreçte herhangi bir eksiklik ya da hatalı işlem, hak kayıplarına neden olabilir. Bu nedenle, deneyimli bir avukattan destek almak oldukça önemlidir

Boşanma ve Evliliğin Feshinde Gaiplik Kararı

Gaiplik kararı, kişisel ve hukuki statülerde önemli sonuçlar doğuran bir mahkeme kararıdır. Bu kararın ardından, özellikle kişinin medeni durumuyla ilgili bazı sorular gündeme gelebilir. Gaiplik kararının evliliği nasıl etkilediği ve boşanma ya da evliliğin feshi gibi sonuçlara yol açıp açmadığı, sıkça merak edilen bir konudur. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır.

Gaiplik Kararı Sonrası Evlilik Durumu

Gaiplik kararı, kişinin hukuki statüsünü değiştirirken, eşinin medeni durumunu otomatik olarak etkilemez. Bu karar, gaiplik hükmüne tabi olan kişinin eşini kendiliğinden boşanmış ya da evliliği sona ermiş hale getirmez. Bu nedenle, gaiplik kararı alınsa dahi evlilik hukuken devam eder.

Evliliğin sona ermesi, ancak mahkemenin ayrıca vereceği bir evliliğin feshi kararı ile mümkündür. Bu kararı alabilmek için, gaiplik kararı alınmasından sonra eşin, evliliğin feshi için mahkemeye başvuruda bulunması gerekmektedir. Eğer eş böyle bir talepte bulunmazsa, evlilik hukuki olarak devam eder ve taraflar evli sayılır.

Evliliğin Feshi Nasıl Talep Edilir?

Evliliğin feshi, gaiplik kararına dayalı olarak iki farklı şekilde talep edilebilir:

Gaiplik İstemi ile Birlikte: Gaiplik kararı talep edilirken, eş aynı dava içinde evliliğin feshini de talep edebilir. Bu durumda, gaiplik kararı ile birlikte evliliğin sona ermesi kararlaştırılabilir. Bu talep, genellikle sulh hukuk mahkemesine yapılır.

Ayrı Bir Dava Açılarak: Gaiplik kararı alındıktan sonra, eş aile mahkemesine başvurarak evliliğin feshi için talepte bulunabilir. Bu durumda, evliliğin sona ermesi ayrı bir hukuki süreç olarak ele alınır.

Evliliğin feshi kararı alındıktan sonra, bu durum mahkeme tarafından nüfus müdürlüğüne bildirilir. Evlilik, resmi kayıtlarda feshedilmiş olarak işlenir ve eşler yeniden evlenme hakkını kazanır.

Evliliğin Feshi Gerçekleşmeden Yeniden Evlenme Mümkün mü?

Evliliğin feshi kararı alınmadığı sürece, gaiplik kararı verilen kişinin eşi hukuken evli sayılmaya devam eder. Bu durumda, eşin yeniden evlenmesi yasal olarak mümkün değildir. Yeniden evlenme hakkının kazanılabilmesi için mutlaka mahkemeden evliliğin feshi kararı alınmalıdır. Bu karar, evlilik birliğini sona erdirerek, tarafların medeni durumlarında değişiklik sağlar

Gaiplik Kararı Dilekçe Örneği

Bir kişinin gaip olduğuna karar verilmesi, yalnızca yetkili mahkemeye yapılacak resmi bir başvuru ile mümkündür. Bu başvuru, dikkatle hazırlanmış bir dilekçe ile yapılmalıdır. Gaiplik dilekçesi, genel kalıp cümlelerle oluşturulmamalı; başvuru yapılan somut olaya ve gaiplik iddiasının dayandığı nedenlere uygun şekilde yazılmalıdır. Her dava özel bir durum teşkil ettiği için, dilekçenin bir hukuk uzmanı yardımıyla hazırlanması önerilir. Aşağıda genel bir gaiplik dilekçesi taslağı yer almaktadır:

[Yetkili Yer Mahkemesi] SULH HUKUK MAHKEMESİNE

DAVACILAR: Talepte bulunan kişinin adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası ve açık adresi yazılmalıdır.

VEKİLİ: Davacı avukat ile temsil ediliyorsa, avukatın adı, soyadı, baro sicil numarası ve iletişim bilgileri belirtilmelidir.

DAVALI: Gaiplik davaları hasımsız davalardır. Bu nedenle, dilekçede bir davalı ismi yer almaz.

KONU: Dilekçenin konusu açıkça belirtilmelidir. Örneğin: “Gaiplik kararı verilmesi istemi.”

AÇIKLAMALAR:

Bu bölüm, dilekçenin en kritik kısmıdır. Gaiplik kararı talebinin nedenleri detaylı bir şekilde anlatılmalıdır.

  • Kişinin hangi şartlar altında kaybolduğu, en son ne zaman ve hangi olayla bağlantılı olarak görüldüğü açıklanmalıdır.
  • Kişinin ne kadar süredir haber alınamadığı ve kaybolma durumu hakkında bilgi verilmelidir. Örneğin; trafik kazası, yangın, sel gibi ölüme yol açabilecek bir olay yaşandıysa, bu bilgiler detaylı şekilde dilekçeye eklenmelidir.
  • Eğer kişi, uzun süreli olarak farklı bir yerde (örneğin yurtdışında) yaşıyorsa ve bu süreçte iletişim kesilmişse, bu durum da dilekçede yer almalıdır.

HUKUKİ NEDENLER: Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddelerine (özellikle 32. ve devamı) atıfta bulunarak, başvurunun hukuki dayanakları açıklanır. Hakim, dilekçede belirtilen gerekçelerle bağlı olmasa da, karar sürecinde bu açıklamalardan yararlanacaktır.

DELİLLER: Gaiplik durumunu destekleyecek deliller listelenmelidir. Örneğin;

  • Kaybolan kişiye ait iletişim bilgileri,
  • Görgü tanıkları beyanları,
  • Gazete veya resmi ilanlar,
  • İlgili kurum yazışmaları (örneğin emniyet birimleri, belediye vs.).

SONUÇ VE İSTEM: Dilekçenin sonunda, mahkemeden istenen karar açıkça belirtilmelidir. Örneğin: Gaiplik kararı verilmesine, kararın ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilmesine…” şeklinde talepler sıralanabilir.

Gaiplik Kararının Hukuki ve Pratik Sonuçları

Gaiplik kararı, bir kişinin hukuki statüsünde önemli değişiklikler doğurur ve farklı alanlarda sonuçlar yaratır.

1. Gaip Kişinin Hukuki Durumu

Gaiplik kararı verilen kişi, hukuken ölmüş gibi kabul edilir. Ancak bu, kesin bir ölüm kararı olmadığı için bazı sınırlamalar mevcuttur. Kişi bir gün geri dönerse, gaiplik nedeniyle oluşan sonuçların düzeltilmesi mümkündür.

2. Evlilik Üzerindeki Etkileri

Gaiplik kararı, kişinin eşinin medeni durumunu doğrudan değiştirmez. Yani kişi hakkında gaiplik kararı alınsa bile, eş hukuken evli sayılmaya devam eder. Ancak gaiplik kararından sonra, eşin talebi üzerine evliliğin feshi mümkündür. Bu talep, sulh hukuk mahkemesinde gaiplik başvurusu ile birlikte yapılabilir veya ayrı bir dava olarak aile mahkemesinde açılabilir.

Evliliğin feshi kararı alınmadığı sürece, eş yeniden evlenemez. Evliliğin feshi talebiyle birlikte gaiplik kararı alındığında, fesih işlemi mahkeme tarafından nüfus müdürlüğüne bildirilir.

3. Miras Paylaşımı ve Güvence Şartı

Gaiplik kararı, miras paylaşımı açısından da sonuç doğurur. Karar sonrası, gaip kişinin tereke (miras) paylaşımı yapılabilir hale gelir. Ancak, burada bazı farklılıklar bulunur: Gaip kişinin mirasının paylaşılabilmesi için mirasçıların teminat göstermesi gerekir. Bu teminat, gaip kişinin geri dönmesi veya üstün hak sahibi birinin ortaya çıkması durumunda, malların iade edilebilmesi için güvence oluşturur. Güvence süresi, gaip kişinin kaybolduğu durumlara bağlıdır:

  • Ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda: 5 yıl.
  • Uzun süredir haber alınamama durumunda: 15 yıl.

Bu süreler, kişinin son haber alındığı tarihten itibaren hesaplanır ve en fazla kişinin 100 yaşına kadar olan süreyi kapsar.

4. Malların İadesi ve İstihkak Davaları

Eğer hakkında gaiplik kararı verilmiş kişi geri dönerse veya üstün hak sahibi bir kişi mallar üzerinde hak iddia ederse, mallar iade edilmelidir. Bu süreçte şunlar dikkate alınır:

  • Malları edinen kişi iyi niyetliyse, taşınmaz mallar için 10 yıl, taşınır mallar için 5 yıllık zamanaşımı süresi işler. Bu süre geçtikten sonra mallar geri alınamaz.
  • Eğer kötü niyetli bir durum söz konusuysa, malların iadesi talep edilebilir ve hukuki süreç başlatılabilir.

Gaiplik Kararı Sonrası Kütük İşlemleri

Gaiplik kararı, kişinin hukuki statüsünü etkileyen önemli bir süreçtir. Karar alındıktan sonra, bu durum resmi kayıtlara geçirilir. Türk Medeni Kanunu’nun 45. maddesi, bu sürecin nasıl işleyeceğini düzenler:

  • Nüfus Müdürlüğüne Bildirim: Gaiplik kararını veren sulh hukuk mahkemesi, bu kararı nüfus müdürlüğüne yazılı olarak bildirir.
  • Ölüm Kütüğüne Kayıt: Nüfus müdürlüğü, mahkemenin bildirdiği karara dayanarak, gaip ilan edilen kişiyi ölüm kütüğüne kaydeder. Bu kayıt, kişinin artık hukuken ölü kabul edildiğini ifade eder. Ancak bu kayıt, kişinin geri dönebilme ihtimalini ortadan kaldırmaz.
  • Resmi İşlemler: Ölüm kütüğüne yapılan kayıt, miras paylaşımı gibi hukuki sonuçların uygulanmasını mümkün kılar. Ancak bu kayıtların düzeltilmesi veya değiştirilmesi, mahkeme kararıyla mümkündür.

Gaiplik Kararı İçin Görevli ve Yetkili Mahkeme

Gaiplik kararının verilmesi bir çekişmesiz yargı işidir. Bu nedenle, davanın hangi mahkemede açılacağı belirli kurallara bağlıdır:

Görevli Mahkeme: Gaiplik davalarında görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Bu mahkemeler, çekişmesiz yargı işleriyle ilgilendiği için bu tür başvurular burada değerlendirilir.

Yetkili Mahkeme:

  • Kişinin Türkiye’de en son yerleşim yeri olan yerdeki sulh hukuk mahkemesi yetkilidir.
  • Eğer kişi Türkiye’de hiç yerleşmemişse, nüfusa kayıtlı olduğu yer mahkemesi yetkili kabul edilir.
  • Eğer kişinin nüfus kaydı da yoksa, bu durumda ana veya babasının bulunduğu yer mahkemesi yetkili olur.
  • Yetkili mahkeme, olayın en iyi şekilde aydınlatılabilmesi için kişinin geçmişteki yerleşim bilgileri ve yakın çevresiyle ilgili delilleri göz önüne alarak karar verir.

Gaiplik Kararı Mahkeme Masrafları

Bir gaiplik davası açarken, belirli masraflar ödenmesi gerekir. Bu masraflar, hem dava sürecini yürütmek hem de gerekli bildirim ve işlemleri tamamlamak için zorunludur:

  • Tebligat ve Posta Giderleri: Mahkemenin ilgili kişilere ve kurumlara yaptığı bildirimlerin masraflarıdır. Bu masraflar, başvuru esnasında ödenir.
  • Harç: Gaiplik davasında alınan harçlar genellikle maktu harçtır, yani sabit bir tutardır.
  • Avukatlık Ücreti: Davacı taraf, sürecin daha sağlıklı yürütülmesi için bir avukat ile çalışıyorsa, bu avukatlık ücretini kendi belirleyecektir. Avukatlık ücreti, taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre değişir.
  • Ek Masraflar: Mahkemenin gerektiği takdirde tanık dinlemesi veya ilan yayımlaması gibi işlemler için ek masraf talep edebileceği unutulmamalıdır.

Sıkça Sorulan Sorular

Gaiplik Kararı Nedir?

Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya uzun süre kendisinden haber alınamayan kişilerin ölmüş olma ihtimaline dayanarak verilen bir mahkeme kararıdır. Bu karar, kişinin hukuki işlemlerinin sürdürülebilmesi için alınır.

Gaiplik Kararı Ne Zaman Alınabilir?

  • Ölüm tehlikesi durumunda: 1 yıl beklenir.
  • Uzun süre haber alınamaması durumunda: 5 yıl beklenir.

Bu sürelerin başlangıcı, kişinin son görüldüğü veya haber alındığı tarihtir.

Gaiplik Kararı ile Evlilik Sona Erer Mi?

Karar, kişinin evliliğini kendiliğinden sona erdirmez. Ancak gaiplik kararının ardından, kişinin eşi mahkemeden evliliğin feshini talep edebilir. Bu talep, gaiplik davasıyla birlikte yapılabilir.

Gaiplik Kararı Geçmişe Etkili Mi?

Evet, gaiplik kararı geçmişe yönelik etkiler doğurur. Bu karar, kişinin son görüldüğü veya haber alındığı tarihten itibaren geçerli kabul edilir.

Gaiplik Kararı İçin Teminat Göstermek Zorunlu Mu?

Gaiplik kararının alınması için teminat gösterilmesi gerekmez. Ancak, miras paylaşımı yapılabilmesi için Türk Medeni Kanunu gereği teminat gösterilmesi zorunludur.

Gaiplik Kararı Sonrası Eşin Geri Dönmesi Halinde Ne Olur?

Eğer gaipliğine karar verilen kişi geri dönerse ve bu kişinin eşi başka biriyle evlenmişse, ikinci evlilik korunur. Bu durumda ilk evlilik, fesih kararı nedeniyle sona ermiş kabul edilir.

Karar İçin İlan Şart Mıdır?

Evet. Gaiplik kararından önce mahkeme tarafından ilan verilmesi zorunludur. İlk ilan sonrası 6 ay içinde gaip kişiyle ilgili bir bilgi alınamazsa, ikinci ilan yapılır ve bu ilanın ardından mahkeme kararı verilebilir.

Gaiplik Kararı Hangi Mahkemeden Talep Edilir?

Görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yetki ise kişinin son yerleşim yerine, yerleşim yeri yoksa nüfus kaydına, o da yoksa anne veya babasının bulunduğu yere aittir.

Son Olarak Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bu makalemizin konusu hem kişinin mirasçıları hem de eşi için önemli hukuki sonuçlar doğurur. Bu sürecin doğru yürütülmesi ve hak kaybının önlenmesi adına bir avukattan destek alınması önemlidir. Özellikle, evliliğin feshi, miras paylaşımı ve diğer hukuki işlemler sırasında hak kayıplarını önlemek için uzman bir avukata danışmak büyük önem taşır. İstanbul ve çevresindeki davalarda İstanbul avukatlarına, Ankara’daki davalarda ise Ankara avukatlarına başvurmak, bu süreçlerin hızlı ve doğru bir şekilde yürütülmesini sağlayacaktır. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak nüfus hukuku davaları konusunda destek sunuyoruz. Av. Tolga ÇELİK  ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak müvekkillerimizin her aşamada yanındayız.

Son olarak, hukuki süreçlerde doğru bir yol izlemek ve olası hak kayıplarını önlemek adına bir avukattan profesyonel destek almak önemlidir. Özellikle miras paylaşımı, evlilik birliğinin sona erdirilmesi ve diğer hukuki işlemler sırasında uzman desteği, sürecin daha hızlı ve etkin ilerlemesine katkı sağlar. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak, nüfus hukuku ve gaiplik davaları dahil olmak üzere geniş bir yelpazede hukuki danışmanlık hizmeti sunuyoruz.

Av. Tolga ÇELİK ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak, her aşamada müvekkillerimize güvenilir ve etkin çözümler üretmek için çalışıyoruz. Daha fazla bilgi almak ve süreçlerinizi bizimle yürütmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…