Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Erkeğin Çalışmaması Boşanma Sebebi Midir?

Erkeğin Çalışmaması Boşanma Sebebi Midir?

Bu makalemizde erkeğin çalışmaması boşanma sebebi midir, evlilikte çalışmayan erkek kusurlu mudur sorusuna cevap bulmaya çalışacağız. Türk Medeni Kanunu içerisinde yer alan birçok boşanma nedeni bulunmaktadır.  Taraflar bu boşanma nedenlerini gerekçe göstererek aile mahkemelerinde dava açabilir ve boşanabilirler. Fakat Türk Medeni Kanunu içerisinde sayılmayan günlük hayatta yaşanan bazı durumlarda boşanma nedenleri olarak karşımıza çıkabilir. Biz bu makalemizde evlilik birliği içerisinde erkeğin çalışmaması boşanma nedeni olarak değerlendirilir mi sorusunu ele alacağız.

Evin Sorumluluğu Ve Geçimi Kime Aittir?

Türk Medeni Kanunu’nda da belirtildiği üzere eşler evlilik akdi ile eşit sorumluluk sahibidirler. Fakat evin geçiminden sorumlu kişi erkek eştir. Erkek eş evin geçimini sağlamak ve kurulan evlilik birliğinin devamını sağlamak için çalışmalıdır. Evlilik birliği içerisinde erkeğe verilen sorumluluk fazlasıyla büyüktür. Erkek eşin bu sorumluluğunun  aksine davranarak çalışmaması yani birlik görevlerini yerine getirmemesi evlilik kurumuna zarar vermektedir. Böyle bir durumun mevcudiyeti halinde kadın eş mahkemeye bu gerekçeyi sunarak boşanma davası açabilecektir.

Erkeğin Çalışmaması Hangi Durumlarda Boşanma Nedenidir?

Erkeğin çalışmaması meşru nedenlerin mevcut olmaması durumunda boşanma nedeni olarak sunulabilir. Yani erkek eşin çalışmamasının bir nedeni olmalıdır. Evli bir erkeğin hiçbir gerekçe göstermeden çalışmaması boşanma için bir nedendir. Bunların yanında erkeğin işsiz olmasına rağmen bilerek iş aramaması ve bu davranışı devam ettirmesi ya da var olan işleri reddetmesi boşanmanın nedenleri olarak gösterilebilir.

Erkeğin Çalışmaması Hangi Durumlarda Boşanma Nedeni Olmaz?

Erkek eş çalışmamasını belirli nedenlerle desteklerse çalışmaması hali boşanmaya sebep olmaz. Örneğin kişi askere gitmesi sebebiyle çalışamıyorsa kadın eş bunu boşanma nedeni olarak mahkemeye öne süremez zira bu durum mecburidir. Örneğin erkek malulen emekli olduğu takdirde de bu durum boşanma gerekçesi olamaz. Erkek eş iş aradığı takdirde karşısına çıkan işleri bilerek kabul etmemesi durumunda boşanma nedenidir. Erkek eş sakat olduğu gerekçe gösterilerek belli işlere kabul edilmiyorsa diğer eş bunu bahane göstererek boşanma davası açamayacaktır.

Erkeğin Çalışmaması Nedenine Dayanarak Boşanma Davası Nasıl Açılır?

İki tür boşanma davası vardır. Anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası. Boşanma davanızı kendiniz açabileceğiniz gibi bir avukatın yardımından faydalanarak da boşanma davanızı açabilirsiniz. Boşanma dava sürecini avukat ile yönetmek sizin bu davadan en minimum zarar ile ayrılmanızda büyük etken olacaktır. Zira bu avukatın “boşanma avukatı” olmasına özen gösterilmelidir. Bu şekilde yola çıkıldığında dava rahat bir şekilde sürdürülebilir ve sürpriz durumlarla karşılaşılmasının önüne geçilebilir zira boşanma avukatı boşanma davası açısından öngörüye sahip olacaktır. Boşanma avukatı ile çalışmaya karar verildikten sonra boşanma dava dilekçesi hazırlanmalıdır. Boşanma avukatı dilekçenizi sizin hukuki hikayenizi referans alarak yazacaktır. Dilekçe içeriğinde evlilik birliği içerisinde hangi durumların yaşandığı ve boşanma davasının hangi sebeple açıldığı açık bir şekilde ifade edilmelidir. Kaleme alınan dilekçe ile dava açılacak böylece boşanma davası sürecine başlanılmış olacaktır.

Erkeğin Çalışmaması Boşanma Sebebidir

Ülkemizde birçok kişi evlilik kurumu çatısında hayatını birleştirmektedir. Evlilik birliğinin devamını sağlayacak ve ayakta tutacak sevgi ve saygıdır. Fakat günümüzde evlilik birliğinin devamı için bunlar tek başına yeterli değildir.

Taraflar evlilik birliğini kurduktan sonra çeşitli sebeplerle boşanma davaları açmakta ve evlilik birliğini sonlandırma kararı alabilmektedirler. Boşanma sebeplerinin birçoğu Türk Medeni Kanunu’nda sayılmaktadır. Fakat her ne kadar boşanma gerekçeleri Türk Medeni Kanunu’nda sayılsa da bu nedenler sınırlı sayıda değildir. Türk Medeni Kanunu içerisinde yer almayan çeşitli sebeplerde boşanmaya gerekçe olarak gösterilebilir.  Bunlardan bir tanesi de erkeğin çalışmaması hususudur. Kişiler açacakları boşanma davalarında bu boşanma gerekçelerini sundukları deliller ile kanıtlayarak boşanma davalarını neticelendirebilirler.

Türk Medeni Kanunu’nda da yer aldığı üzere evlilik birliği içerisindeki kadın ile erkeğin hak ve sorumlulukları her ne kadar eşit olsa da evin geçimi erkeğe aittir. Dolayısıyla evlilik birliği içerisinde erkeğin çalışmaması boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir.

Erkeğin çalışmaması boşanma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü erkek evlilik birliğinin sürdürülmesinde sorumlu taraf olarak görülmektedir. Erkek çalışmak istemediğinde veya buna benzer aile birliğini olumsuz etkileyecek hareketlerde bulunduğunda evlilik birliği zarar görebilmektedir. Dolayısıyla özetle erkekler evlilik birliğinin geçiminden sorumlu kişilerdir. Ve erkeğin çalışmaması boşanma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yargıtay Kararlarına Göre Boşanma Nedenleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’na göre belirli boşanma nedenleri bulunmaktadır. Aşağıdaki boşanma nedenleri Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere kesinlik taşıdığı takdirde boşanma gerçekleşecektir. Yargıtay kararlarına göre boşanma sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz.

  • Eşine iftira atmak
  • Eş ile ilgili dedikodu yapmak
  • Eş ile alay etmek
  • Evlilik birliği görevlerini yerine getirmemek
  • Evi sık sık terk etmek
  • Eşi evden kovmak
  • Eşinin dövülmesine seyirci kalmak
  • Eşinin ailesine zarar vermek
  • Bağımsız konut sağlayamamak
  • Zorla ters ilişki kurmak
  • Eşe eşya fırlatmak
  • Eşi tehdit etmek
  • Eşi yaralamak
  • Eşi fuhuş yapmaya zorlamak
  • Kumar oynamak
  • Çift cinsiyetli olmak
  • Cinsel ilişkiden kaçınmak
  • Erkeğin çalışmaması

Kadın Boşanma Davası Açarsa Hakları Nelerdir?

Kadın geçerli boşanma sebeplerinin bulunması halinde boşanma davası açtığında çeşitli haklardan yararlanabilecektir. Türk Medeni Kanunu’na göre erkek kadının ve çocuklarının geçimini ve evlilik birliğinin sürdürülmesini sağlamak adına belli yükümlülüklere sahiptir. Kadın eş erkeğin çalışmamasından dolayı halihazırdaki evliliğin devam edemeyeceği gerekçesiyle boşanma davası açabilecektir. Boşanma davasında kadının birçok hakkı bulunmaktadır. Bu haklardan şu şekilde bahsedebiliriz.

  • Çocuğun velayetini talep etme hakkı
  • Boşanma davası devam ederken tedbir nafakası, boşanma davası hükme bağlanınca kendisi için yoksulluk nafakası çocuk için iştirak nafakası talebinde bulunabilir.
  • Maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir.
  • Ziynet eşyası talebinde bulunabilir.
  • Mal rejiminden doğan hakları sebebiyle katkı payı, değer artış payı veya katılma alacağı talebinde bulunabilir.
  • 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında mahkemeden birçok talepte bulunabilir.

Boşanma davasında kadının hakları yukarıda saydıklarımızla sınırlı değildir. Saydığımız haklara ek olarak boşanma davası devam ederken kadın başka taleplerde de bulunabilir.

Yargıtay Kararlarına Göre Erkeğin Çalışmaması Boşanma Nedenidir

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 09.05.2017 Tarih 2016/338 E. 2017/5636 K. sayılı kararında şu sonuca yer verilmiştir.  Yargılamada yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin düzenli olarak çalışmadığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmıştır. Bu halde tarafların evliliklerinde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar mevcut olması durumunda eşleri birlikte yaşamaya zorlamak artık kanunen mümkün değildir. Dolayısıyla boşanmaya karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru değildir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 29.11.2018 Tarih 2018/6817 E. 2018/13752 K. sayılı kararında şu sonuca yer verilmiştir. Mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Fakat davacı-karşı davalı erkeğin, düzenli çalışmayarak ve ev ihtiyaçlarını yeterince gidermeyerek birlik görevlerini yerine getirmediği, borçlandığı, eşinin dükkanını eşinden habersiz satışa çıkardığı, davalı-karşı davacı kadının ise, ev işlerini yapmaktan kaçındığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine ve ailesine hakaret ettiği anlaşılmıştır. Buna göre boşanmaya sebep olan bu olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilmesi  gerekir. Dolayısıyla davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesi doğru değildir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 17.04.2018 Tarih 2016/16003 E. 2018/5175 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerle davalı erkeğin düzenli ve uzun süreli olarak bir işte çalışmadığı, sürekli kendi iradesi ya da başka sebeplerle iş değiştirdiği, ortak hanenin zaruri ihtiyaçlarını davacı kadının karşılamaya çalıştığı, davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirme konusunda ihmalkar davrandığı anlaşılmaktadır. Bu halde tarafların evliliklerinde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcuttur. Mevcut olaylar karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartların mevcut olması halinde eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün değildir. Dolayısıyla bütün dosya kapsamında boşanmaya (TMK m.166/1) karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 13.11.2017 Tarih 2016/7485 E. 2017/12616 K. sayılı kararında şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın evlilik birliğinde kusursuz veya az kusurlu olması gerekir. Bunun yanında boşanmaya sebep olan olayların tazminat talep edenin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gerekir (TMK.m. 174/2). Mahkemece davalı erkeğin, evlilik boyunca düzenli olarak çalışmadığı, evin, eşin ve çocuğun ihtiyaçlarını gidermediği, eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı gerekçesiyle davalı tam kusurlu bulunarak, davacı kadının davasının kabulü ile kadın yararına manevi tazminata hükmolunmuştur. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, mahkemece, gerekçeli kararda davalı erkeğe izafe edilen kusurlu davranışlardan fiziksel şiddet eyleminden sonra da tarafların evlilik birliğine devam ettikleri davacının bu eylemi böylelikle affettiğinin ya da en azından hoşgörüyle karşıladığının kabulü gerekir. Gerçekleşen bu durum karşında, davalı erkeğin, birlik görevlerini yerine getirmemesi nedeniyle tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, dosya kapsamında belirlenen ve gerçekleşen bu kusurlar dolayısıyla davalı erkek aleyhine manevi tazminata hükmedilemez. Bunun dışında davalının, davacı kadının kişilik haklarına saldın sayılabilecek başkaca bir kusurlu davranışı da ispatlanamamıştır. Açıklanan nedenlerle, kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 03.07.2015 Tarih 2015/11359 E. 2015/14687 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği ve düzenli çalışmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde tarafların evliliklerinde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcuttur. Bu olayların mevcudiyeti halinde davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartların bulunması durumunda eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün değildir. Dolayısıyla tarafların boşanmalarına (TMK md. 166/1) karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru değildir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 11.04.2016 Tarih 2015/16118 E. 2016/7308 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği ve düzenli çalışmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde tarafların evliliklerinde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcuttur. Bu olayların mevcudiyeti halinde davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartların bulunması durumunda eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün değildir. Dolayısıyla tarafların boşanmalarına (TMK md. 166/1) karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru değildir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 04.05.2017 Tarih 2016/89 E.  2017/5487 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca varılmıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin çalışmadığı, sürekli alkol aldığı, kumar oynadığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği tespit edilmiştir. Bu halde tarafların evliliklerinde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Bu olayların mevcudiyeti halinde davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartların bulunması durumunda eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün değildir. Dolayısıyla tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekmektedir. Yetersiz gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru değildir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 07.06.2018 Tarih 2016/19654 E.  2018/7443 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği ve düzenli çalışmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde tarafların evliliklerinde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcuttur. Bu olayların mevcudiyeti halinde davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartların bulunması durumunda eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün değildir. Dolayısıyla tarafların boşanmalarına (TMK md. 166/1) karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru değildir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 19.10.2017 Tarih, 2017/4222 E. 2017/11390 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan deliller neticesinde  erkeğin çalışmadığı ve uzun süreli olarak evine gitmeyerek birlik görevini yerine getirmekten kaçındığı anlaşılmıştır. Bu halde taraflar evliliklerinde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcuttur. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartların bulunması durumunda eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün değildir. Dolayısıyla tarafların boşanmalarına (TMK md. 166/1) karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru değildir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 15.06.2017 Tarih, 2016/2169 E. 2017/7539 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin çalışmadığı, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

Bu Yazıyı Paylaş

Comments (4)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…