En Hızlı Boşanma Ne Kadar Sürer?

En Hızlı Boşanma Ne Kadar Sürer?

En Hızlı Boşanma

Boşanma süreci, taraflar için hem duygusal hem de hukuki açıdan zorlayıcı bir dönem olabilir. Bu süreçte en sık sorulan sorulardan biri de boşanmanın ne kadar süreceğidir. “En hızlı boşanma” arayışı, genellikle sürecin bir an önce sonlanması ve belirsizliğin ortadan kalkması isteğinden kaynaklanır. Türk hukuk sisteminde, boşanma sürecinin hızı, seçilen boşanma türüne ve tarafların tutumuna göre büyük ölçüde değişiklik göstermektedir.

Anlaşmalı Boşanma

Türk Medeni Kanunu (TMK) uyarınca boşanma davaları temel olarak iki şekilde görülür: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. Tarafların boşanma ve boşanmanın fer’i sonuçları (nafaka, velayet, mal paylaşımı, tazminat gibi) üzerinde tam bir mutabakata varmaları durumunda tercih edilen yol anlaşmalı boşanmadır. Anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanmaya kıyasla çok daha kısa sürede sonuçlanan ve tarafları daha az yıpratan bir yöntemdir. Bu nedenle, “en hızlı boşanma” denildiğinde akla ilk gelen ve yasal olarak mümkün olan seçenek anlaşmalı boşanmadır. Anlaşmalı boşanmanın hızı, büyük ölçüde tarafların önceden tüm konularda uzlaşmış olmalarına ve gerekli hazırlıkları titizlikle yapmalarına bağlıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrası, anlaşmalı boşanmanın şartlarını belirlerken (en az bir yıl evlilik, eşlerin birlikte başvurması veya birinin açtığı davayı diğerinin kabul etmesi, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkında anlaşma, hakimin bu anlaşmayı uygun bulması ve tarafları bizzat dinlemesi) , bu şartların yerine getirilmesi, mahkemenin rolünü büyük ölçüde bir doğrulama ve onaylama sürecine indirgeyerek hızlı bir çözüme olanak tanır. Tarafların herhangi bir konuda anlaşamaması ise davayı çekişmeli boşanma sürecine taşıyarak süreyi önemli ölçüde uzatacaktır.  

Çekişmeli Boşanma

Anlaşmalı boşanmanın hız avantajını daha iyi anlamak için çekişmeli boşanma süreçleriyle karşılaştırmak faydalı olacaktır. Çekişmeli boşanma davaları, taraflar arasında boşanma sebebi, kusur durumu, nafaka, tazminat, velayet veya mal paylaşımı gibi konularda anlaşmazlık bulunması halinde açılır. Bu tür davalarda, iddiaların ispatı için delil toplama, tanık dinletme, bilirkişi raporu alınması gibi uzun ve karmaşık aşamalar söz konusudur. Çekişmeli bir boşanma davası, ilk derece mahkemesinde ortalama 1,5 yıl sürebilmekte; istinaf ve temyiz gibi kanun yollarına başvurulması halinde bu süre 3 ila 6 yıla kadar uzayabilmektedir. Anlaşmalı boşanmada ise bu çekişmeli unsurlar bulunmadığından, dava genellikle tek celsede sonuçlanır. Bu durum, anlaşmalı boşanmayı sadece zaman açısından değil, aynı zamanda çekişmeli davaların beraberinde getirdiği duygusal yıpranma ve maddi yükümlülükler açısından da daha avantajlı kılar. Çekişmeli boşanmalar, kusurun ispatı ve birden fazla duruşma gerektirmesi nedeniyle avukatlık ücretleri, mahkeme masrafları ve manevi açıdan daha maliyetlidir. Anlaşmalı boşanmanın anlaşmaya dayalı yapısı ve genellikle tek celsede sonuçlanması, bu tür maliyetli ve uzun süreçleri bertaraf eder.  

Anlaşmalı Boşanmanın Şartları ve Süreci

Anlaşmalı boşanmanın hızlı bir şekilde gerçekleşebilmesi için Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen bazı temel şartların yerine getirilmesi ve belirli bir sürecin takip edilmesi gerekmektedir.

Türk Medeni Kanunu Kapsamında Temel Şartlar (TMK 166/3)

Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrası, anlaşmalı boşanmanın temel şartlarını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu şartlar şunlardır:  

  1. Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması: Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için, eşlerin resmi nikah tarihinden itibaren en az bir yıl evli kalmış olmaları zorunludur. Bu süre, davanın açıldığı tarihte dolmuş olmalıdır. Yargıtay, bu konuda oldukça katı bir tutum sergilemekte ve bir yıllık sürenin tamamlanmamış olması halinde anlaşmalı boşanmayı reddetmektedir. Bu bir yıllık kural, tarafların ne kadar anlaşmış olursa olsun veya durum ne kadar acil olursa olsun, anlaşmalı boşanma için aşılamayan yasal bir engeldir. Bir yıldan kısa süren evliliklerde boşanmak isteyen çiftler, tüm konularda anlaşsalar dahi, yasal olarak çekişmeli boşanma (TMK 166/1-2) çerçevesine girmek zorunda kalırlar ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispat etmeleri gerekir.  
  2. Eşlerin birlikte başvurması veya bir eşin diğerinin açtığı davayı kabul etmesi: Tarafların boşanma konusunda ortak bir iradeye sahip olmaları ve bunu mahkemeye beyan etmeleri gerekir.  
  3. Hakimin tarafları bizzat dinlemesi: Anlaşmalı boşanma duruşmasına her iki eşin de (avukatları olsa dahi) şahsen katılması ve boşanma iradelerini özgürce açıkladıklarına dair hakimde kanaat oluşması şarttır.  
  4. Boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemenin hakim tarafından uygun bulunması: Eşler, nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı ve eğer varsa çocukların velayeti, çocukla kişisel ilişki kurulması gibi konularda anlaşmaya varmış olmalı ve bu anlaşmalarını bir protokol ile mahkemeye sunmalıdırlar. Hakim, bu protokolü hem tarafların hem de özellikle çocukların menfaatleri açısından değerlendirir ve uygun bulması halinde onaylar.  

Bu yasal şartlardan herhangi birinin eksik olması, anlaşmalı boşanma sürecinin durmasına veya davanın çekişmeli boşanmaya dönüşmesine neden olabilir.  

Anlaşmalı Boşanma Protokolü

Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların boşanmanın tüm hukuki ve mali sonuçları üzerinde vardıkları mutabakatı içeren yazılı bir belgedir. Bu protokol, anlaşmalı boşanma davasının adeta belkemiğini oluşturur. Protokolde; mal paylaşımının nasıl yapılacağı, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları, çocukların velayetinin kime verileceği, diğer ebeveyn ile kişisel ilişkinin nasıl düzenleneceği ve talep ediliyorsa maddi/manevi tazminat gibi konular detaylı bir şekilde yer almalıdır. Mahkemeye sunulan bu protokol, hakim tarafından incelenir ve onaylanır. Protokolde herhangi bir eksiklik, hukuka aykırılık veya taraflardan biri ya da çocuklar için adaletsiz bir durum tespit edilirse, hakim müdahale edebilir, değişiklik önerebilir veya protokolü onaylamayarak davanın çekişmeliye dönmesine yol açabilir. Bu nedenle, hızlı ve sorunsuz bir boşanma süreci için eksiksiz, adil, net ve hukuka uygun bir protokol hazırlanması hayati önem taşır. İyi hazırlanmış bir protokol, sadece boşanma sürecini hızlandırmakla kalmaz, aynı zamanda gelecekte ortaya çıkabilecek olası anlaşmazlıkların da önüne geçer. Aceleyle veya eksik hazırlanan bir protokol, belirsizlikler veya adil olmayan şartlar nedeniyle taraflardan birinin ileride protokol hükümlerine uymaması (örneğin, icra takibi ) veya bazı konuların kesin olarak çözülmemiş olması nedeniyle yeni davalar açılması gibi sorunlara yol açabilir.

Dava Açılışından Karara Adım Adım Süreç

Anlaşmalı boşanma süreci, eşlerin hazırladığı boşanma dilekçesi ve imzalı anlaşmalı boşanma protokolünün yetkili Aile Mahkemesi’ne sunulmasıyla başlar. Mahkeme kalemine tevdi edilen evraklar, hakim tarafından incelenir. Evraklarda bir eksiklik veya usule aykırılık yoksa, mahkemenin iş yoğunluğuna göre bir duruşma günü belirlenir. Belirlenen duruşma gününde her iki eşin de bizzat hazır bulunması zorunludur. Duruşmada hakim, taraflara protokoldeki şartları kabul edip etmediklerini, boşanma konusunda özgür iradeleriyle mi karar verdiklerini sorar. Hakim, protokolü ve tarafların beyanlarını değerlendirdikten sonra, anlaşmayı uygun bulursa boşanma kararını verir.  

Anlaşmalı Boşanma Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanmanın kadar süreceği, en çok merak edilen konulardan biridir. Teorik olasılıklar ile pratik uygulamalar arasında farklılıklar olabileceği unutulmamalıdır.

Anlaşmalı Boşanma Minimum Süre

Teorik olarak, bir mahkemenin iş yükünün son derece az olduğu, hakimin dosyayı derhal inceleyip aynı gün duruşma yapabildiği bir senaryoda, anlaşmalı boşanmanın aynı gün içinde sonuçlanması mümkün olabilir. Ancak bu, Türkiye’deki mevcut yargı sisteminin işleyişi ve mahkemelerin genel yoğunluğu göz önüne alındığında pratikte neredeyse imkansız denecek kadar nadir bir durumdur. “Aynı gün boşanma” beklentisi, yasal olarak bir boşlukta mümkün görünse de, mahkeme sisteminin idari gerçeklerini (dosya kaydı, hakim ataması, duruşma takvimi, hakimin uygunluğu gibi) göz ardı eder. Bu adımların hepsi, en az yoğun mahkemede bile belirli bir idari zaman alır. Bu nedenle, bu tür bir beklenti gerçekçi değildir.  

Anlaşmalı Boşanma Ne Kadar Sürer?

Tarafların tüm belgeleri eksiksiz hazırladığı ve anlaşmalı boşanma şartlarını tam olarak karşıladığı durumlarda, dava açıldıktan sonra duruşma günü genellikle 2-3 hafta ila 1-2 ay içinde verilebilmektedir. Duruşmanın kendisi ise çoğunlukla tek celsede tamamlanır ve 15-20 dakika gibi kısa bir sürede bitebilir , hatta bazen 2-3 dakika sürebilir. Dava açılışından kararın verilmesine kadar geçen toplam süre, mahkemenin iş yoğunluğuna ve diğer faktörlere bağlı olarak ortalama 1 ila 3 ay arasında değişebilir. Bazı kaynaklar bu süreyi 10 gün ile 1 ay arasında da belirtmektedir.  

AşamaTahmini SüreAçıklama
Dava Dilekçesi ve Protokol HazırlığıTaraflara bağlıKapsamlı anlaşma ve doğru evrak toplama süresi.
Davanın Açılması ve Duruşma Günü Alınması10 gün – 2 ay Mahkeme yoğunluğuna göre değişir.
DuruşmaGenellikle tek celse, 15-20 dk Tarafların katılımı ve hakimin protokolü onayı.
Gerekçeli Kararın YazılmasıGenellikle 1 ay içinde Yasal süre, yoğunluğa göre uzayabilir.
Kararın TebliğiBirkaç gün – 1 hafta (Posta/elden)Taraflara resmi bildirim.
Kararın KesinleşmesiTebliğden sonra 2 hafta (itiraz olmazsa) VEYA istinaftan feragat ile hemen İtiraz süresinin dolması veya feragat.
Nüfus Kayıtlarına İşlenmesiKesinleşmeden sonra 7-15 gün Mahkemenin Nüfus Müdürlüğü’ne bildirimi.

Duruşma ve Karar Aşaması

Anlaşmalı boşanma davaları, tarafların tüm konularda mutabık olması nedeniyle genellikle tek bir duruşmada sonuçlanır. Bu duruşmada hakim, her iki eşi de bizzat dinleyerek boşanma konusundaki iradelerinin serbestçe açıklandığına ve sunulan protokoldeki şartları kabul ettiklerine kanaat getirir. Eğer hakim, protokolü hukuka, adalete ve özellikle çocukların menfaatine uygun bulursa, boşanma kararını o celsede verir.  

Kararın Kesinleşme Süreci

Duruşmada verilen ve “kısa karar” olarak adlandırılan boşanma hükmünün ardından, mahkeme tarafından bu kararın gerekçelerini içeren “gerekçeli karar” yazılır. Bu gerekçeli kararın yazılması için yasal süre genellikle 1 aydır, ancak mahkeme yoğunluğuna göre bu süre değişebilir. Gerekçeli karar yazıldıktan sonra taraflara tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren tarafların karara itiraz etmek (istinaf yoluna başvurmak) için 2 haftalık yasal süresi başlar. Eğer bu 2 haftalık süre içinde taraflardan herhangi biri itiraz etmezse veya her iki taraf da bu itiraz hakkından feragat ettiklerini belirten bir dilekçe sunarsa, boşanma kararı kesinleşir. Kararın kesinleşmesi, boşanmanın hukuken tamamlandığı anlamına gelir. Kesinleşen boşanma kararı, mahkeme tarafından ilgili Nüfus Müdürlüğü’ne bildirilir ve tarafların nüfus kayıtlarındaki medeni halleri “boşanmış” olarak güncellenir. Gerekçeli kararın tebliğinden sonraki iki haftalık itiraz süresi, tarafların bu haktan aktif olarak feragat etmemesi durumunda zorunlu bir bekleme süresidir. Bu feragat, kesinleşmeyi hızlandıran önemli bir mekanizmadır.  

Anlaşmalı Boşanma Süresini Etkileyen Faktörler

Anlaşmalı boşanma sürecinin hızı, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bu faktörlerin bazıları tarafların kontrolündeyken, bazıları dış etkenlere bağlıdır.

Mahkemenin İş Yükü

Aile mahkemelerinin iş yükü, özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde oldukça fazla olabilmektedir. Bu yoğunluk, dava dosyasının incelenmesi ve duruşma günü verilmesi süreçlerini uzatabilir. Büyükşehirlerdeki mahkemelerde duruşma günü için 2-3 ay sonrasına tarih verilebildiği görülürken , daha az yoğun olan küçük yerleşim yerlerindeki mahkemelerde bu süre 10 güne kadar düşebilmektedir. Dolayısıyla, davanın açıldığı mahkemenin iş yükü, tarafların doğrudan kontrol edemediği ancak zaman çizelgesi beklentilerini etkileyen önemli bir dış değişkendir.  

Evrakların ve Protokolün Eksiksiz ve Doğru Olması

Anlaşmalı boşanma davası için gerekli olan dava dilekçesi, anlaşmalı boşanma protokolü, kimlik fotokopileri, evlilik cüzdanı gibi belgelerin eksiksiz ve usulüne uygun olarak hazırlanması, sürecin hızlı ilerlemesi için kritik öneme sahiptir. Özellikle anlaşmalı boşanma protokolünün, tarafların tüm konulardaki mutabakatını net, açık ve hukuka uygun bir şekilde yansıtması gerekir. Evraklarda veya protokolde eksiklik, hata, belirsizlik veya hukuka aykırı bir durum olması, hakimin ek inceleme yapmasına, taraflardan ek bilgi veya belge talep etmesine, hatta yeni bir duruşma günü belirlemesine neden olabilir. Bu tür durumlar, “kendi kendine yaratılan gecikmeler” olarak kabul edilebilir ve sürecin gereksiz yere uzamasına yol açar. Bu nedenle, tarafların (veya avukatlarının) titiz bir hazırlık yapması, sürecin hızını doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir.  

Hakimin Protokolü İncelemesi ve Olası Müdahaleleri

Anlaşmalı boşanma davalarında hakim, tarafların sunduğu protokolü sadece şeklen değil, içerik olarak da değerlendirir. Hakim, protokolün tarafların serbest iradeleriyle hazırlandığından, adil olduğundan ve özellikle müşterek çocuklar varsa onların üstün yararlarını koruduğundan emin olmakla yükümlüdür. TMK 166/3, hakime tarafların ve çocukların menfaatlerini gözeterek anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapma yetkisi tanır; ancak bu değişikliklerin taraflarca da kabul edilmesi şarttır. Yargıtay kararları da bu denetim yetkisini teyit etmektedir. Eğer hakim, protokolde çocukların nafaka miktarı gibi konularda veya mal paylaşımında bir taraf aleyhine ciddi bir adaletsizlik görürse müdahale edebilir. Taraflar, hakimin önerdiği değişiklikleri kabul ederse süreç devam eder; ancak kabul etmezlerse anlaşmalı boşanma talebi reddedilebilir ve dava çekişmeli boşanmaya dönüşebilir. Bu durum, hakimin “onay makamı” olmanın ötesinde aktif bir katılımcı olduğunu ve protokolün içeriğinin hız açısından önem taşıdığını gösterir.  

Tarafların Duruşmaya Katılımı

Anlaşmalı boşanma davalarında, her iki eşin de belirlenen duruşma gün ve saatinde mahkemede bizzat hazır bulunması yasal bir zorunluluktur. Tarafların kendilerini avukatla temsil ettirmeleri bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz. Eşlerden birinin veya her ikisinin geçerli bir mazeret bildirmeksizin duruşmaya katılmaması durumunda, hakim anlaşmalı boşanma kararı veremez. Bu durumda ya yeni bir duruşma tarihi belirlenir, ki bu süreci uzatır , ya da duruşmaya gelen tarafın talebiyle dava çekişmeli boşanma davasına dönüştürülebilir veya dava düşebilir. Dolayısıyla, tarafların duruşmaya bizzat ve zamanında katılımı, sürecin aksamadan ilerlemesi için kritik ve devredilemez bir adımdır.  

Adli Tatilin Etkisi

Her yıl genellikle 20 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arasında uygulanan adli tatil , mahkemelerin yargılama faaliyetlerini yavaşlattığı bir dönemdir. Genel kural, adli tatilde acil nitelikteki işler ve kanunda sayılan istisnalar dışında duruşma yapılmamasıdır. Ancak, anlaşmalı boşanma davaları, tarafların ortak talebi, mahkemenin iş durumu ve hakimin takdiriyle veya ivedi bir durumun varlığı halinde adli tatilde görülebilir. Adli tatilde dava açmak mümkündür. Ancak, adli tatil sürecinde bir çözüm için güvenmek, mahkeme ile özel bir düzenleme yapılmadıkça veya açık bir aciliyet durumu olmadıkça riskli olabilir. Adli tatile denk gelen itiraz süreleri ise adli tatilin bitiminden itibaren uzayacağından , kararın kesinleşmesi gecikebilir. Bu durum, adli tatilin tam bir duraksama olmasa da bir yavaşlama ve belirsizlik unsuru getirdiğini göstermektedir.  

En Hızlı Anlaşmalı Boşanmayı Sağlamak İçin Pratik Adımlar

Anlaşmalı boşanma sürecini mümkün olan en kısa sürede tamamlamak isteyen tarafların atabileceği bazı pratik adımlar bulunmaktadır. Bu adımlar, yasal gerekliliklerin karşılanmasından usuli işlemlerin doğru yönetilmesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.

Tüm Yasal Şartların Eksiksiz Karşılanması

En hızlı boşanmanın ilk adımı, anlaşmalı boşanma için Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen tüm şartların eksiksiz olarak karşılandığından emin olmaktır. Bunlar; evliliğin en az bir yıl sürmüş olması, eşlerin boşanma ve sonuçları konusunda tam bir fikir birliğine varmış olmaları, bu anlaşmayı bir protokole bağlamaları ve duruşmaya bizzat katılmayı kabul etmeleridir. Bu temel şartlardan herhangi birindeki bir eksiklik, sürecin en başından tıkanmasına veya çekişmeliye dönmesine neden olacaktır.  

Kapsamlı, Adil ve Hukuka Uygun Bir Protokol Hazırlanması

Anlaşmalı boşanma protokolü, sürecin temel taşıdır. Bu protokolde, mal paylaşımı, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları, varsa maddi ve manevi tazminat talepleri, müşterek çocukların velayeti ve diğer ebeveyn ile kişisel ilişki düzenlemeleri gibi tüm konuların hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde net, açık, adil ve hukuka uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Protokolde bırakılacak boşluklar, belirsizlikler veya taraflardan biri ya da çocuklar aleyhine olabilecek adaletsiz hükümler, hakimin müdahalesine veya protokolün reddine yol açarak süreci uzatabilir. Kaliteli ve kapsamlı bir protokol, hem hakimin onayını hızlandıracak hem de boşanma sonrası olası anlaşmazlıkların önüne geçecektir.  

Gerekçeli Kararın Tebliği ve İstinaftan Feragat Süreci

Duruşmada boşanma kararı verildikten sonra, bu kararın hukuken geçerlilik kazanması için kesinleşmesi gerekir. Kesinleşme süreci, gerekçeli kararın mahkeme tarafından yazılıp taraflara tebliğ edilmesiyle başlar. Tarafların, gerekçeli kararın kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde karara itiraz etme (istinaf yoluna başvurma) hakları vardır. Bu iki haftalık sürenin dolmasını beklemek, kararın kesinleşmesini geciktirir. Ancak, her iki taraf da bu itiraz hakkından feragat ettiklerine dair ıslak imzalı bir dilekçeyi (istinaftan feragat dilekçesi) mahkemeye sunarlarsa, karar derhal kesinleşir. Bu işlem, boşanma sonrası atılacak adımlar (örneğin, kimlik yenileme, mal rejimiyle ilgili işlemler) için zaman kazandırır. Genellikle, istinaftan feragat dilekçesi sunabilmek için gerekçeli kararın taraflarca tebliğ alınmış olması bir ön şart olarak kabul edilir. İstinaftan feragat, tarafların bilinçli olarak atabileceği ve duruşma sonrası süreyi kısaltan en etkili proaktif adımdır.  

Avukat Desteğinin Rolü

Anlaşmalı boşanma davalarında avukat tutma zorunluluğu bulunmamakla birlikte , bir aile hukuku uzmanından destek almak, sürecin pek çok açıdan daha sağlıklı ve hızlı yürümesine katkı sağlayabilir. Deneyimli bir avukat, öncelikle anlaşmalı boşanma protokolünün tarafların haklarını koruyacak şekilde, eksiksiz ve hukuka uygun olarak hazırlanmasını sağlar. Bu, hakimin protokole müdahale etme veya reddetme olasılığını azaltarak zaman kaybını önler. Ayrıca, avukatlar dava dosyasının doğru bir şekilde hazırlanması, mahkeme ile iletişim, duruşma günü takibi ve kararın kesinleştirilmesi gibi usuli işlemleri daha etkin bir şekilde yürütebilirler. Özellikle hukuki prosedürlere hakim olmayan veya karmaşık mal paylaşımı gibi durumları olan taraflar için avukat desteği, olası hataların ve hak kayıplarının önüne geçerek süreci hızlandırabilir ve daha güvenli bir sonuca ulaştırabilir.  

En Hızlı Boşanma Sıkça Sorulan Sorular

Anlaşmalı boşanma süreciyle ilgili bazı yaygın sorular ve yanlış anlamalar bulunmaktadır. Bunların açıklığa kavuşturulması, tarafların beklentilerini doğru yönetmelerine yardımcı olacaktır.

Aynı Gün Boşanmak Mümkün Mü?

Bu, en sık karşılaşılan yanılgılardan biridir. Teorik olarak, bir mahkemenin hiç iş yükü olmaması ve hakimin dosyayı anında inceleyip duruşma yapabilmesi durumunda aynı gün boşanmak mümkün gibi görünse de, Türkiye’deki mahkemelerin mevcut işleyişi, idari prosedürler ve genel yoğunluk göz önüne alındığında bu pratikte neredeyse imkansızdır. Bu tür bir beklenti gerçekçi değildir ve hayal kırıklığına yol açabilir.  

Protokolde Anlaşmazlık Olursa veya Hakim Değişiklik İsterse Ne Olur?

Anlaşmalı boşanmanın temel şartı, tarafların boşanma ve tüm sonuçları üzerinde tam bir mutabakata varmış olmasıdır. Eğer hazırlanan protokolde sonradan bir anlaşmazlık çıkarsa, taraflardan biri duruşmada protokoldeki şartları kabul etmezse veya hakim, protokolde özellikle çocukların menfaatine aykırı ya da adaletsiz bir hüküm tespit ederek değişiklik önerir ve taraflar bu değişiklikleri kabul etmezse, anlaşmalı boşanma gerçekleşmez. Bu durumda, hakim davayı reddedebilir veya taraflardan birinin talebi üzerine dava çekişmeli boşanma davasına dönüşebilir. Bu da sürecin önemli ölçüde uzamasına ve karmaşıklaşmasına neden olur.  

Evlilik Bir Yılını Doldurmadan Anlaşmalı Boşanılabilir mi?

Hayır, bu mümkün değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrası, anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için evliliğin resmi nikah tarihinden itibaren en az bir yıl sürmüş olmasını kesin bir şart olarak koşmuştur. Yargıtay içtihatları da bu konuda son derece nettir; bir yıllık süre dolmadan açılan anlaşmalı boşanma talepleri mahkemeler tarafından reddedilir veya davanın çekişmeli boşanma usullerine göre görülmesi gerekir. Taraflar ne kadar anlaşmış olurlarsa olsunlar, bu yasal süre şartını bertaraf edemezler.  

En Hızlı Boşanma Sonuç

Türkiye’de en hızlı boşanma yolu, şüphesiz ki anlaşmalı boşanmadır. Ancak bu hız, belirli koşulların titizlikle yerine getirilmesine bağlıdır. Tarafların boşanma ve boşanmanın tüm fer’i sonuçları (nafaka, velayet, mal paylaşımı, tazminat vb.) üzerinde tam bir mutabakata varmış olmaları, evliliklerinin en az bir yıl sürmüş olması, hukuka ve hakkaniyete uygun, eksiksiz bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlamaları ve yasal prosedürleri doğru bir şekilde takip etmeleri, sürecin temelini oluşturur.

Gerçekçi bir zaman dilimi vermek gerekirse, tüm şartların ideal bir şekilde karşılandığı durumlarda anlaşmalı bir boşanma davası, dava açılışından kararın verilmesine kadar ortalama 1 ila 3 ay içinde sonuçlanabilir. Ancak, mahkemelerin iş yükü, adli tatil gibi faktörler bu süreyi bir miktar etkileyebilir. “Aynı gün boşanma” gibi beklentiler ise pratik uygulamada karşılık bulmamaktadır.

Süreci mümkün olduğunca hızlandırmak için tarafların tam bir işbirliği içinde olması, tüm belgeleri ve protokolü özenle hazırlaması, duruşmaya bizzat ve zamanında katılması büyük önem taşır. Ayrıca, gerekçeli kararın tebliğinden sonra “istinaftan feragat” dilekçesi sunmak gibi usuli adımların bilinçli bir şekilde kullanılması, kararın kesinleşme süresini önemli ölçüde kısaltabilir. Hukuki bilgi ve deneyim eksikliği yaşayan tarafların bir avukattan profesyonel destek alması, olası hataların önüne geçerek ve süreci doğru yöneterek zaman kazandırabilir.

Sonuç olarak, boşanma sürecinin ne kadar hızlı ilerleyeceği büyük ölçüde tarafların tutumuna ve işbirliğine bağlıdır. İstanbul boşanma avukatı desteğiyle yürütülen süreçlerde, yasal işleyişi doğru anlamak, kontrol edilebilir ve edilemeyen unsurlar arasında ayrım yapmak, ayrıca kararın kesinleşmesini hızlandıran “istinaftan feragat” gibi prosedürel adımları doğru şekilde uygulamak, süreci ciddi anlamda kısaltabilir. “Aynı gün boşanma” her ne kadar gerçekçi olmasa da, İstanbul boşanma avukatı rehberliğinde atılan bilinçli ve uyumlu adımlar sayesinde, birkaç hafta ila birkaç ay süren hızlı bir boşanma gerçeğe dönüşebilir.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

istanbul boşanma avukatı

Çelik & Baştürk Hukuk Bürosu olarak, İstanbul avukat ve arabulucularından oluşan ekibimiz ile birlikte, İstanbul Boşanma Avukatı, İstanbul Ceza Avukatı olarak çalışma alanlarımız içerisinde tüm davalara bakmaktayız. Bilgi için hemen bize ulaşın.