Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması

İçindekiler

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması

Bu makalemizde çocukla kişisel ilişki kurulması konusundan bahsedeceğiz. Boşanmaya veya ayrılığa karar verildiğinde yaşı küçük olan yani henüz ergin olmayan velayet altındaki çocukların velayeti eşlerden birine verilir. Velayet kendisine verilmeyen diğer eşin çocuğun belli zaman aralıklarında görmesine tanınan imkana kişisel ilişki denir. Kişisel ilişki hem çocuk için hem de velayeti kendisine verilmeyen eş için hatta velayeti kendisine verilen eş için dahi büyük öneme sahiptir. Zire kişisel ilişki çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimi açısından oldukça önemlidir. Örneğin çocuğun anne ve babadan uzak kalması durumunda çocuğun psikolojisi olumsuz etkilenecektir. Bu açıdan kişisel ilişki tüm aile bireyleri açısından büyük bir öneme sahiptir. Velayet Davası Ve Velayetin Değiştirilmesi adlı makalemizi okumak için linke tıklayabilirsiniz.

Kanun koyucu kişisel ilişkiyi iki kategoride düzenlemiştir.

  • Çocuğun anne ve babayla kişisel ilişkisi
  • Çocuğun üçüncü kişiyle kişisel ilişkisi

Çocukla Anne ve Baba Arasında Kişisel İlişki Kurulması

Velayet kendisine verilmemiş bulunan ve sebeple velayet hakkı sona ermiş bulunan eş ile çocuklar arasında kişisel ilişkiye yönelik düzenleme yapılması gerektiği TMK madde 182/1’de düzenlenmiştir. Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulunması halinde ana ve babayı dinledikten ve çocuğun vesayet altında ise vasisinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile kişisel ilişkisini düzenler. Mahkeme tarafından verilecek kişisel ilişki hükmü kesin hüküm oluşturmayacaktır. Değişen koşullara göre istek halinde her zaman değiştirilmesi mümkündür. Kişisel ilişki tesis edilirken gerektiğinde mahkeme sosyal inceleme raporu almalıdır.

Çocuğun Üstün Yararı Ön Planda Tutulmalıdır

TMK madde 182/2 hükmü uyarınca kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulacaktır. Çocukla ilişki kurulmasında asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacı gözetilmelidir.

Çocuğun üstün yararının anne ve baba karşısında etkilenmesi durumunda çocuğun yararını koruyacak ve menfaat çatışmasını engelleyecek düzenlemeler devreye girecektir. Çocuğun üstün yararı, ana ve babanın isteklerinden önce gelir.

Her çocuğun ve her anne ve babanın durumu aynı olamayacağından, kişisel ilişki her somut olayın bünyesine uygun olacak şekilde düzenlenmelidir.Yargıtay kararlarında alkol bağımlısı olan baba ile kurulacak kişisel ilişkinin yatılı olmaması gerektiği belirtilmiştir. Yine Yargıtay kararlarına göre henüz anne sütüne muhtaç çocuğun uzun süre ile babanın yanında kalacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru değildir.

İdrak Yaşındaki Çocukların Görüşü Alınmalıdır

Dava konusu çocuk idrak çağında ise Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. Ve 6. Maddeleri iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda çocuğa adli merci önünde kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerekliliğini öngörmektedir.

TMK madde 182/1 hükmü gereğince kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin hükümler emredici niteliktedir. Boşanmaya karar verildiğinde kişisel ilişkinin düzenlenmesi zorunludur. Anne ve babanın çocukla kişisel ilişki hakkı devredilemez ve vazgeçilemez haklardandır.

Kişisel İlişkinin Sınırları

TMK madde 324/1’e göre anne ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten çocuğun eğitilmesini ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür.

TMK madde 324/2’ye göre ise kişisel ilişki dolayısıyla çocuğun huzuru tehlikeye girer veya anne ya da baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olacak şekilde kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebeplerin var olması durumunda kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.

Birden Fazla Çocuk Bulunması Halinde Kişisel İlişki

Baba ve annenin boşandığı ve birden fazla çocuk olup da velayetlerinin farklı ebeveyne verildiği durumda, çocukla velayet kendisine verilmeyen eş arasındaki kişisel ilişki düzenlemesinde ilişki dönemlerinde kardeşlerin bir arada olacağı şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılmalıdır.

Kişisel İlişki Süreç İçerisinde Değişebilir

Çocukla kurulan kişisel ilişki çocuğun gelişimi ve üstün yararı dikkate alınarak ilerleyen dönemlerde yeniden düzenlenebilir. Yeniden düzenlenmesi için hakimden karar almak gerekir. Örneğin çocuğun okul ortamında olan değişiklik nedeniyle yatılı kişisel ilişki yatılı olmayan hale çevrilebilir.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Kişisel İlişki

Anlaşmalı boşanma davalarında protokoldeki kişisel ilişki düzenlemesinin hakim tarafından uygun bulunup onaylanması gerekir. Hakim anlaşmalı boşanma protokolünde eşlerin mutabık kaldığı kişisel ilişki düzenlemesini uygun bulmazsa davayı hemen çekişmeli boşanma davasına çeviremez. Bu konuda daha detaylı bilgi edinmek için Anlaşmalı Boşanma Davasında Kişisel İlişki adlı makalemizi okuyabilirsiniz. 

Böyle bir durumda yapılması gereken işlemler şunlardır:

  • Hakim kişisel ilişki konusunda taraflara bir öneride bulunacaktır
  • Öneri kabul edildiği takdirde hakim buna göre bir karar tesis edecektir
  • Hakimce yapılan önerinin kabul edilmediği ve taraflarca anlaşmaya varılarak mahkemenin de uygun bulacağı yeni bir düzenleme de yapılmadığı takdirde dava TMK’nın 166/1 maddesi gereğince çekişmeli boşanma davası olarak sürdürülecek ve sonuca göre karar verilecektir.

Çocukla Üçüncü Kişiler Arasında Kişisel İlişki Kurulması

TMK madde 325’de çocukla üçüncü kişiler arasında kişisel ilişkinin kurulmasına dair hükümler düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre olağanüstü hallerin mevcut olması halinde çocuğu menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir. Anne ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanacaktır.

Çocuklar için sadece anne ve baba değil büyükanne ve büyükbaba gibi kişiler de büyük önem taşımaktadır.  Kanun koyucunun bu maddedeki amacı anne ve baba dışındaki kişilere özellikle akrabalar ile çocuk arasında kişisel ilişkinin düzenlenmesidir. Belirtmek de fayda var ki üçüncü kişiler ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması için üçüncü kişilerin bu yönde taleplerinin olması gerekir. Örnek vermek gerekirse üvey anne veya üvey baba ile ya da çocuğun dadılığını uzun süre yapmış olan kişiler ile çocukla kişisel kurulabilir. Üçüncü kişiler ile kişisel ilişki kurulması sadece olağanüstü hallerin mevcut olması halinde geçerli olup her zaman söz konusu olabilecek bir durum değildir. Başka bir deyişle üçüncü kişi ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını gerektirir haklı bir neden bulunması halinde bu hüküm uygulanabilecektir. Örneğin çocuğun anne ve babası vefat etmişse ölen anne ve baba yönüyle dede ve nine açısından olağanüstü halin varlığı kabul edilmektedir.

Çocuk ile üçüncü kişiler arasında kişisel ilişki düzenlemesi yapılabilmesi çocuğun menfaatine uygun düşmesi halinde mümkündür. Eğer kişisel ilişki tesisi çocuğun menfaatine uygun düşmüyorsa üçüncü kişilerle kişisel ilişki kurulamaz. Örneğin evliliğin devam ettiği dönemde dahi çok fazla irtibatları olmayan dede ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması çocuğu yormaktan başka bir anlam ifade etmiyorsa bu yöndeki talep reddedilmelidir. Kaldı ki üçüncü kişiler ile kişisel ilişki süresinin anne ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez.

Çocuk İle Kişisel İlişki Kurulması Hakkından Feragat Edilebilir Mi?

Ebeveynlerin çocuk ile kişisel ilişki kurması hakkı velayet hakkından bağımsız bir haktır. Çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bu nedenle şahsa sıkı sıkıya bağlı kişisel hak olan çocukla kişisel ilişki kurma hakkından feragat edilmesi ve başkasına devredilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla taraflarca Çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkından feragat edildiğine ilişkin anlaşma ile mahkeme huzurunda bu yönde  açıklanan beyan geçersizdir.

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Kişisel ilişki kurulmasında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi olmayan yerlerde bu davalara asliye hukuk mahkemesinde aile mahkemesi sıfatıyla bakılır.

Çocukla kişisel ilişki kurulması davasında genel yetki kuralları geçerlidir. TMK madde 326/1 ve 326/2 hükmüne göre kişisel ilişki kurulmasıyla ilgili bütün düzenlemelerde çocuğun oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Boşanmaya ve evlilik birliğinin korunmasına ilişkin yetki kuralları saklıdır.

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Davasında Yargılama Usulü Nedir?

Bağımsız şekilde açılan çocukla kişisel ilişki kurulması davasında basit yargılama usulü uygulanacaktır. Boşanma davasında görülen kişisel ilişki istemi yazılı yargılama usulü uygulanarak görülen boşanma davasında karara bağlanır.

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Davasında Harç ve Vekalet Ücreti

Bağımsız şekilde açılan çocukla üçüncü kişiler arasında kişisel ilişki kurulması davası maktu harca ve maktu vekalet ücretine tabidir.

Boşanma davasında boşanmanın ferisi olarak görülen kişisel ilişki isteminde ise ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmez.

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Makalemizde çocukla kişisel ilişki kurulması nedir, çocukla kişisel ilişki kurulması dava yolu ile mi olur sorularına yanıt verdik. Sonrasında çocukla kişisel ilişki kurulması davasında görevli ve yetkili mahkemenin neresi olacağını açıkladık.

Makalemizde bahsettiğimiz hususlar kanunda düzenlenen ve uygulamada karşılaşılan şekilde sizlere açıklanmıştır. Fakat belirtmekte fayda var ki her somut olay açısından uygulanacak hamleler ve gidilecek yollar farklılık arz etmektedir.  Bu sebeple her somut olay kendi içerisinde değerlendirilmelidir.

Çocukla kişisel ilişki kurulması hususu oldukta teknik bilgi gerektiren bir konudur. Dolayısıyla bu sürecin düzgün bir şekilde başlatılması ve istenilen neticenin elde edilmesi için uzman bir aile hukuku avukatından hukuki danışmanlık hizmeti alınmalıdır. Aksi halde hatalı ve ihmali işlemler sonucu taraflar geri dönüşü olmayacak şekilde büyük zarara uğramaktadır. Mecidiyeköy aile hukuku avukatı olarak faaliyet gösteren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi olarak müvekkillerimizi boşanma davası ve mal rejiminin tasfiyesi davalarında özenle temsil etmekteyiz.

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Yargıtay Kararları

Ayrı yerlerde yaşayan anne veya baba ile çocuk arasında kurulacak kişisel ilişki de analık veya babalık duygularını tatmine yeterli olmalıdır.

Velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk 22.04.2005 doğumlu Mehmet ile davalı baba arasında ayrı yerlerde yaşamaları haline göre kurulan kişisel ilişkinin süresi babalık duygularını tatmine elverişli değildir. Daha uygun süreyle kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilip onanması gerekmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 17/12/2012 Tarih 2012/10834 E. 2012/30641 K.)

Çocuğun baba yanında yatıya kalacağı dönemin sadece yılın belirlenen bir ayın belirli bir bölümüne özgülenmiş olması ilişki uzun aralı olduğundan yeterli olmaz.

Kişisel ilişki kurulurken, çocukların menfaatleri yanında analık ve babalık duyguları tatminde olmalıdır. Müşterek çocuk 2002 doğumludur. Taraflar Ankara’da oturmakta olup, görüşme kolaylığına sahiptir. Çocuğun yaşı ve aynı yerde oturuyor olmaları gözetildiğinde; çocuğun baba yanında yatıya kalacağı dönemin sadece yılın belirlenen bir ayının belirli bir bölümüne özgülenmiş olması; ilişki uzun aralı olduğundan yetersizdir. Bu amaçla, çocukla her yılın Temmuz ayında kurulan kişisel ilişki dönemi dışında; ayrıca her ayın belirli hafta sonlarında çocuk eğitim çağında olduğundan yarıyıl tatilinin belirli bölümünde ve dini bayramların bir bölümünde de çocuk baba yanında yatıya kalacak genişlikte kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken; yazılı şekilde yetersiz ilişkiye karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. ( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 12.11.2011 Tarih, 2010/14766 E. 2011/15577 K.)

Ayın hangi haftası olduğu belirtilmeksizin 15 günde bir şeklinde kurulan kişisel ilişki infazda tereddüt oluşturur.

Hüküm açık ve infazda tereddüt yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Müşterek çocuklar ile baba arasında ayın hangi haftası olduğu belirtilmeksizin 15 günde bir ve milli bayramların ikinci günü olmadığı halde yazılı şekilde kişisel ilişki tesisine karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 03.06.2009 Tarih, 2008/8691 E. 2009/10732 K.)

Birden fazla çocuğun velayet düzenlemesine konu olması ve bunların velayetlerinin farklı ebeveyne verilmesi gereği ortaya çıktığı takdirde; kardeşlik duygusunun gelişiminin de dikkate alınması gereklidir.

Kişisel ilişki ile çocuğun sağlıklı kişisel gelişimi yanında, ana ve babalık duygularının tatmini de gözetilir. Birden fazla çocuğun velayet düzenlemesine konu olması ve bunların velayetlerinin farklı ebeveyne verilmesi gereği ortaya çıktığı takdirde; kardeşlik duygusunun gelişiminin de dikkate alınması gereklidir. O halde bu ilkeler göz önüne alındığında; mahkemece geçici velayeti anneye verilen müşterek çocuk Jutenya ile baba arasında her ayın belirlenecek hafta sonlarında ve daha uzun süreli olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde yetersiz düzenlemeye karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kişisel ilişkinin gözetimli olarak kurulması da doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. Taraflar aynı yerde oturmaktadırlar. Geçici velayeti babaya bırakılan müşterek çocuklar ile davacı anne arasında mahkemece düzenlenen kişisel ilişki günlerine ilaveten ayın belirlenecek hafta sonlarında da anne yanında yatıya kalacakları şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken yazılı şekilde yazılı şekilde yetersiz ilişkiye karar verilmiş olması da isabetsiz olmuştur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 06.11.2013 Tarih, 2013/6261 E. 2013/25455 K.)

Vardiyalı çalışan baba ile kurulacak kişisel ilişkide, mümkün mertebe babanın izinde olduğu dönemlere denk gelecek şekilde  düzenleme yapılmalıdır.

Davalı- davacı koca vardiyalı olarak çalışması nedeniyle, kişisel ilişkinin izin günleri göz önünde tutularak düzenlenmesini talep etmiştir. Kişisel ilişkinin mümkün olduğunca ana ve babanın çocukla birlikte olmasını kolaylaştıran şekilde düzenlenmesi asıldır. Bu amaçla, mahkemece davalı – davacı kocanın işyerinden izin günlerinin araştırılıp, çocuğun henüz okul çağında bulunmadığı da dikkate alınarak olabildiğince babanın izin günleriyle çakışacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, bu konuda yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup hükmün bu yönden bozulmasını gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 07.11.2013 Tarih, 2013/3336 E. 2013/25612 K.)

Babanne ve dedenin oğlu veya kızının vefat etmiş olması halinde olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir.

Davacılar kişisel ilişki kurulması istenilen 20.09.2013 doğumlu Ö.’in babaannesi ve dedesidir. Davacıların oğulları ve çocuğun babası A. 22.05.2013 tarihinde vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, üçüncü kişi sıfatıyla çocuğun babaannesi ve dedesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur. Davacıların oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Bununla birlikte dosya kapsamında kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceği, onun zararına olacağı yönünde bir kanıt da bulunmamaktadır. O halde mahkemece özellikle kişisel ilişki kurulması istenilen 20.09.2013 doğumlu Ö.’nün yaşı da gözetilerek bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkilemeyecek ve davalı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olmayacak şekilde davacılar ile çocuk arasında uygun süreli kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken; yetersiz gerekçeyle isteğin reddi usul ve yasaya aykırıdır. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 09.12.2015 Tarih, 2015/23075 E. 2015/23757 K.)

Kişisel ilişki, anne ve uzman nezareti altında şarta bağlı olarak kurulamaz.

Velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki anne ve uzman nezaretinde şarta bağlı olarak kurulmuştur. Kişisel ilişkinin bu şekilde düzenlenmesi kişisel ilişkinin amacına aykırı olup sınırlayıcı niteliktedir. Bu nedenle şarta bağlı olmaksızın kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 20.06.2011 Tarih, 2010/10510 E. 2011/10923 K.)

Okul çağındaki bir çocuk için sömestr tatilinde de kişisel ilişki düzenlenmelidir.

Müşterek çocuk 2002 doğumlu olup okul çağındadır. Baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulurken sömestr tatilinde de kişisel ilişkinin düzenlenmemesi bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 04.06.2013 Tarih, 2013/3355 E. 2013/15381 K.)

Porno izleyen baba açısından yatılı şekilde kişisel ilişki düzenlenemez

Kişisel ilişki kurulurken analık ve babalık duygularından önce çocukların yararı dikkate alınmalıdır. Ortak çocuğun beyanından da anlaşılacağı şekilde, davalı baba bilgisayarda porno film izlemekte, bu filmleri çocuk da görmektedir. Velayeti davacı anneye bırakılan çocuk ile baba arasında yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki tesisinin çocuğun ahlaki gelişimini olumsuz etkileyeceğinin kabulü gerekir. Bu nedenle, müşterek çocuk ile baba arasında yatılı kalacak şekilde ve uzun süreli kişisel ilişki kurulması doğru değildir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 27.02.2014 Tarih, 2013/21596 E. 2014/4127 K.)

 

Bu Yazıyı Paylaş

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…