Türk Boşanma Hukukunda Karşı Dava Kavramı
Bu makalemizin konusu “Boşanma Davasında Karşı Dava Açma Süresi” olup bu konuda detaylı bilgilendirmelerde bulunacağız. Türk hukuk sisteminde karşı dava, görülmekte olan bir davada, davalının aynı yargılama içerisinde davacıya karşı açtığı davayı ifade eder. Boşanma davaları özelinde karşı dava, davalı eşin, kendisine yöneltilen boşanma iddialarına karşı savunma yapmakla yetinmeyip, aynı zamanda kendi boşanma sebeplerini ve buna bağlı taleplerini (örneğin velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat) mahkemeye sunmasına olanak tanıyan önemli bir usuli müessesedir.
Toplumda, boşanma davasını ilk açan tarafın mutlaka avantajlı olacağı veya davalının mutlaka karşı dava açması gerektiği yönünde yaygın ancak hukuken temelsiz inanışlar bulunmaktadır. Davayı kimin önce açtığının, haklılık açısından doğrudan bir etkisi yoktur. Ancak karşı dava açmak, davalıya kendi iddialarını ve taleplerini aktif bir şekilde ileri sürme imkanı tanır; karşı dava açılmadığında, davalı taraf davacının dava dilekçesinde belirtmediği hususları ve kendi taleplerini ileri süremez, yalnızca davacının iddialarına cevap vermekle sınırlı kalabilir. Bu durum, davalının hak kaybına uğramasına neden olabilir.
Boşanma Davasında Karşı Dava Açılmasının Önemi
Boşanma davaları, genellikle her iki eşin de evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylara ilişkin karşılıklı iddia ve şikayetlerini içerir. Karşı dava mekanizması, davalı eşin de kendi boşanma gerekçelerini ve taleplerini aynı dava dosyası içinde ileri sürmesine olanak tanıyarak, evlilik birliğinin sona ermesinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkların tek bir yargılama sürecinde ve bir bütün olarak ele alınmasını sağlar. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) ifadesini bulan usul ekonomisi (yargılamanın makul sürede ve en az masrafla yürütülmesi) ilkesiyle de uyumludur.

HMK ve TMK’daki İlgili Hükümler
Boşanma davasında karşı dava açılmasına ilişkin usul ve esaslar, temel olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu (TMK) ise boşanmanın maddi hukuk kurallarını içerir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK): Usuli Dayanaklar
HMK Madde 127 – Cevap Dilekçesini Verme Süresi: Bu madde, davalının dava dilekçesine cevap verme süresini düzenler. Bu süre, karşı dava açma süresiyle doğrudan ilişkilidir. Kural olarak cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, davalı, bu süre içinde mahkemeye başvurarak, durum ve koşulların zorluğunu veya imkansızlığını gerekçe göstererek, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemek üzere bir defaya mahsus ve bir ayı geçmemek üzere ek süre talep edebilir. Ek süre talebi kabul edilirse, karşı dava bu ek süre içinde de açılabilir.
HMK Madde 132 – Karşı Dava Açılabilmesinin Şartları: Karşı dava açılabilmesi için belirli şartların varlığı aranır. Bunlar:
- Asıl davanın açılmış ve halen görülmekte (derdest) olması.
- Karşı davada ileri sürülecek talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bir bağlantının (bağlantı) mevcut olması. Boşanma davalarında, her iki davanın da aynı evlilik birliğinin sona erdirilmesine yönelik olması ve genellikle aynı veya benzer olaylara dayanması nedeniyle bu bağlantı şartı tipik olarak mevcuttur.
HMK Madde 133 – Karşı Davanın Açılması ve Süresi: Bu madde, karşı davanın nasıl ve ne zaman açılacağını belirler. Karşı dava, cevap dilekçesiyle birlikte veya esasa cevap süresi (yani iki haftalık süre veya uzatılmış süre) içinde ayrı bir dilekçe verilerek açılır. Maddenin ikinci fıkrası, süresinden sonra karşı dava açılması halinde mahkemenin davaların ayrılmasına (tefrik) karar vereceğini hükme bağlar.
HMK Madde 166 – Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması: Bu madde, aralarında bağlantı bulunan davaların, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceğini düzenler. Bu hüküm, HMK Madde 133/2’ye rağmen, süresi geçtikten sonra açılan karşı davaların pratikte nasıl ele alındığını anlamak açısından kritik öneme sahiptir.
HMK Madde 176-182 – Islah ve Maddi Hataların Düzeltilmesi: Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yoldur. Taraflar aynı davada kural olarak sadece bir kez ıslah yoluna başvurabilir ve bu hak, tahkikat (delillerin toplanıp incelendiği aşama) sona erinceye kadar kullanılabilir.
HMK Madde 128 – Süresinde Cevap Dilekçesi Verilmemesinin Sonucu: Davalı, süresi içinde cevap dilekçesi vermezse, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır. Bu durum, davalının kendi taleplerini (karşı dava yoluyla) ileri sürme hakkını o dava özelinde kaybetmesine yol açar.
Türk Medeni Kanunu (TMK): Maddi Hukuk Bağlamı
HMK usul kurallarını belirlerken, boşanmanın ve boşanmaya bağlı taleplerin (nafaka, tazminat, velayet vb.) maddi hukuk temelini TMK oluşturur. Örneğin, TMK Madde 161-166 arasındaki hükümler boşanma sebeplerini düzenler. Karşı davada ileri sürülecek boşanma sebepleri de bu maddelere dayanacaktır. HMK Madde 132’de aranan “bağlantı” şartı, genellikle hem asıl davanın hem de karşı davanın TMK’da düzenlenen aynı veya benzer boşanma sebeplerine dayanmasından kaynaklanır.
Boşanma Davasında Karşı Dava Açma Süresi
İki Haftalık Kural (HMK 133 & 127)
Karşı dava açmak için temel süre, HMK Madde 133 ve 127 uyarınca, cevap dilekçesi verme süresiyle aynıdır: iki hafta. Bu süre, usuli hakların kullanılması açısından önem taşıyan ve kaçırılması halinde belirli sonuçlar doğuran bir süredir. Özellikle ilk itirazlar (yetki itirazı gibi) mutlaka cevap süresi içinde ileri sürülmelidir; bu süre geçtikten sonra ilk itirazlar ileri sürülemez. Karşı dava açma hakkı doğrudan düşmese de, sürenin kaçırılması usuli komplikasyonlara yol açar.
Süre Ne Zaman Başlar? Tebliğin Önemi
Bu iki haftalık sürenin başlangıcı kritik öneme sahiptir. Süre, davacı tarafından açılan boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Dolayısıyla, dava dilekçesinin tebliğ tarihi, karşı dava açma süresinin hesaplanmasında başlangıç noktasıdır.
Süre Uzatımı Talebi (HMK 127)
Kanun, belirli durumlarda cevap verme (ve dolayısıyla karşı dava açma) süresinin uzatılmasına imkan tanımıştır:
- Talep Zamanı: Davalı, süre uzatımı talebini mutlaka ilk iki haftalık süre dolmadan önce mahkemeye iletmelidir. Süre dolduktan sonra yapılan uzatma talepleri kabul edilmez.
- Gerekçe: Davalı, cevap dilekçesini (ve muhtemel karşı davasını) bu iki haftalık süre içinde hazırlamasının içinde bulunduğu durum ve koşullar nedeniyle çok zor veya imkansız olduğunu gerekçelendirmelidir.
- Süre ve Sınır: Mahkeme talebi uygun bulursa, cevap süresinin bitiminden itibaren başlamak üzere, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir. Eğer mahkeme ek süre kararı verirse, karşı dava bu uzatılmış süre içerisinde de açılabilir.
Boşanma Davasında Karşı Dava Nasıl Açılır
Yöntem ve Zamanlama (HMK 133)
Karşı dava, yasal süre (iki hafta veya uzatılmış süre) içinde iki şekilde açılabilir :
- Cevap Dilekçesiyle Birlikte: Davalı, asıl davaya cevaplarını içeren dilekçenin içine karşı dava taleplerini de ekleyebilir.
- Ayrı Bir Dilekçe ile: Davalı, cevap süresi içerisinde olmak kaydıyla, cevap dilekçesinden bağımsız, ayrı bir karşı dava dilekçesi sunabilir.
Zorunlu İçerik ve Şartlar (HMK 132)
- Derdestlik: Karşı dava açıldığı sırada, asıl boşanma davasının halen görülmekte olması zorunludur.
- Bağlantı: Karşı davadaki talepler ile asıl davadaki talepler arasında bağlantı bulunmalıdır. Boşanma davalarında bu şart genellikle karşılanır, zira her iki taraf da aynı evlilik birliğinin sona ermesini talep etmektedir.
- Dilekçe Unsurları ve Harç: Karşı dava dilekçesi de normal bir dava dilekçesi gibi tarafların kimlik bilgileri, iddialar, hukuki sebepler, deliller, talep sonucu gibi zorunlu unsurları içermelidir. Ayrıca, karşı dava açılırken de mahkeme veznesine gerekli harçların yatırılması gerekir.
Nereye Açılır: Yetkili Mahkeme
Karşı dava, mutlaka asıl boşanma davasının görüldüğü aynı Aile Mahkemesi’ne açılmalıdır. HMK Madde 13, kesin yetki halleri dışında, asıl davaya bakan mahkemenin karşı davaya bakmaya da yetkili olduğunu belirtir.
Karşı Davaya Karşı Dava Açılamaması (HMK 132/3)
Yargılamanın gereksiz yere uzamasını ve karmaşıklaşmasını önlemek amacıyla, HMK açıkça karşı davaya karşı yeni bir karşı dava açılamayacağını hükme bağlamıştır.
Sürenin Kaçırılmasının Sonuçları
Kanunun Lafzı: Ayrılma Kararı (Tefrik – HMK 133/2)
HMK Madde 133/2’nin lafzı nettir: Karşı dava, cevap süresi (veya varsa uzatılmış süre) geçtikten sonra açılırsa, mahkeme bu davanın asıl davadan ayrılmasına (tefrik edilmesine) karar verir. Yargıtay kararları da, süresinde açılmayan karşı davaya karşı davacı tarafından süresinde ilk itirazda bulunulması halinde, mahkemenin tefrik kararı vermesi gerektiğini kabul etmektedir. İlgili kararda, mahkemenin süresinde yapılan itiraza rağmen tefrik kararı vermemesi usule aykırı bulunmuş, bu durum tefrik gerekliliğini vurgulamıştır.
Boşanma Davalarında Birleştirme (Birleştirme – HMK 166)
HMK Madde 133/2’nin açık hükmüne rağmen, Yargıtay’ın yerleşik uygulaması, özellikle boşanma davalarında, süresi geçtikten sonra açılan (veya bu nedenle tefrik edilen) karşı davaların, HMK Madde 166 uyarınca tekrar asıl dava ile birleştirilmesi yönündedir.
HMK 133/2, süresi geçmiş karşı davaların ayrılmasını emrederken , HMK 166 ilgili davaların birleştirilmesine izin vermektedir. Boşanma davalarındaki karşı davalar, doğası gereği asıl boşanma davasıyla yakından bağlantılıdır (aynı evlilik, genellikle örtüşen olaylar ve tanıklar). Yargıtay, bu bağlantıyı ve usul ekonomisi ilkesini ön planda tutarak, süresi geçtikten sonra açılan bir karşı davayı ayırmanın ve hemen ardından HMK 166 uyarınca tekrar birleştirmenin pratik bir faydası olmadığını ve yargılamayı uzatacağını değerlendirmektedir. Bu nedenle, mahkemeler genellikle HMK 132’deki şartlar (derdestlik, bağlantı) sağlandığı sürece, ayrılma adımını fiilen atlayarak veya ayırma ve hemen birleştirme kararı vererek, süresi geçmiş karşı davayı asıl dava ile birlikte görme eğilimindedir. Bu yaklaşım, özellikle boşanma yargılamalarında HMK 133/2’nin katı lafzına yönelik yerleşik bir istisna oluşturmuştur.
Bu uygulamanın temel gerekçeleri şunlardır:
- Usul Ekonomisi: Aynı evliliğe ilişkin iddiaların ayrı ayrı görülmesi yerine tek bir dosyada birleştirilmesi, zaman ve masraf tasarrufu sağlar, yargılamayı hızlandırır.
- Bağlantı ve Tutarlılık: Boşanma ve fer’ilerine (nafaka, tazminat, velayet) ilişkin talepler birbiriyle sıkı sıkıya bağlıdır. Delillerin birlikte değerlendirilmesi, kusur durumunun bütüncül olarak tespit edilmesi ve çelişkili kararların önlenmesi açısından davaların birlikte görülmesi önemlidir.
Yargıtay kararları bu yaklaşımı desteklemektedir. Hatta bazı kararlarda, davaların ayrılmasında hukuki yarar bulunmadığı ve ayrılsa bile tekrar birleştirilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Potansiyel Hak Kaybı ve Stratejik Etkiler
Yargıtay’ın birleştirme yönündeki genel eğilimine rağmen, karşı dava açma süresini kaçırmak risksiz değildir. Davacı tarafın sürenin kaçırıldığına dair güçlü bir itirazı ve mahkemenin HMK 133/2’yi katı yorumlama ihtimali mevcuttur.
Daha önemlisi, süresi içinde cevap dilekçesi ve karşı dava sunmayan davalı, HMK Madde 128 uyarınca davacının iddialarını inkâr etmiş sayılır. Bu durumda davalı, o dava dosyasında kendi boşanma sebeplerini, tazminat, nafaka gibi taleplerini ileri sürme hakkını kaybeder. Savunması, davacının iddialarını çürütmekle sınırlı kalır. Kendi taleplerini ileri sürebilmek için ayrı bir dava açması gerekir.
Süreyi kaçırmak, davalıyı stratejik olarak dezavantajlı bir konuma sokar. Kendi iddialarını ve taleplerini en başından itibaren asıl dava ile bütünleşik bir şekilde sunma imkanını (karşı dava yoluyla) kaybeder. Ayrı dava açıp birleştirme talep etme yolu açık olsa da , bu ek adımlar ve potansiyel gecikmeler anlamına gelir. Süresinde tam olarak angaje olmaya kıyasla, davalının durumu “prosedürel olarak geriden gelme” şeklinde tanımlanabilir.
Süre Kaçırıldıktan Sonraki Seçenekler
Yeni Bir Dava Açıp Birleştirme Talep Etme (HMK 166)
Karşı dava açma süresi kaçırıldığında başvurulabilecek en güvenilir ve yaygın yöntem budur. Süreç şu şekilde işler:
- Ayrı Dava Açılması: Süreyi kaçıran davalı, asıl davanın görüldüğü mahkemede, ilk davanın davacısını davalı göstererek kendi boşanma taleplerini içeren tamamen yeni ve bağımsız bir boşanma davası açar.
- Birleştirme Talebi: Yeni dava açıldıktan sonra, davalı (veya ilk davanın davacısı), ilk davaya bakan mahkemeden, HMK Madde 166’ya dayanarak iki davanın birleştirilmesini talep eder. Talepte, davalar arasındaki açık bağlantı ve birlikte görülmelerinin usul ekonomisine uygunluğu vurgulanır.
- Mahkemenin Değerlendirmesi: Mahkeme, birleştirme talebini davalar arasındaki bağlantı (boşanma davalarında bu genellikle varsayılır), usul ekonomisi ve çelişkili kararları önleme ihtiyacı gibi kriterlere göre değerlendirir. Yargıtay’ın boşanma davalarının birleştirilmesi yönündeki yerleşik içtihadı göz önüne alındığında, bu taleplerin kabul edilme olasılığı yüksektir.
Islah Süresi Kaçırılmış Karşı Davayı Kurtarabilir mi?
Islah, tarafların yapmış oldukları mevcut usul işlemlerini (örneğin, süresinde verilmiş bir dilekçedeki talep miktarını değiştirmek, unutulan bir vakıayı eklemek gibi) düzeltmelerine veya değiştirmelerine olanak tanıyan bir kurumdur. Tek bir kez kullanılabilir ve tahkikatın sonuna kadar yapılabilir.
Ancak ıslah, genellikle süresi kaçırılmış bir karşı davayı “kurtarmak” için kullanılabilecek bir araç değildir. Bunun temel nedeni, ıslahın mevcut bir usul işlemini düzeltmesidir (HMK 176 ). Karşı dava açma hakkı ise cevap süresine bağlıdır (HMK 133 ). Eğer cevap süresi kaçırılmış ve hiç cevap dilekçesi verilmemişse, ortada ıslah yoluyla “düzeltilecek” veya “değiştirilecek” süresinde yapılmış bir usul işlemi (cevap dilekçesi gibi) bulunmamaktadır. Yargıtay kararları, ıslahın, cevap dilekçesi verme gibi temel sürelerin kaçırılmasıyla kaybedilen hakları geri getirmek için kullanılamayacağını teyit etmektedir. Dolayısıyla, cevap süresi geçtikten sonra (özellikle de hiç cevap dilekçesi verilmemişse) ıslah yoluyla ilk kez karşı dava açma girişimi, usulen başarısız olmaya mahkumdur. Doğru yol, ayrı bir dava açıp birleştirme talep etmektir. Islah, ancak süresinde açılmış bir karşı davanın içeriğini (örneğin talep sonucunu) değiştirmek için kullanılabilir, ancak süresi geçmiş bir karşı davayı sıfırdan başlatmak için uygun bir mekanizma değildir.
Maddi hataların (açık yazı ve hesap hataları) düzeltilmesi için ise ıslaha gerek yoktur, bunlar her zaman düzeltilebilir.
Boşanma Davasında Karşı Davanın Önemi
Birleştirilmiş Yargılama
Karşı dava süresinde açıldığında veya sonradan açılan ayrı dava asıl dava ile birleştirildiğinde, mahkeme genellikle her iki davayı birlikte yürütür. Tarafların sunduğu deliller, tanık beyanları ve diğer incelemeler genellikle her iki davanın iddiaları için de değerlendirilir.
Bütünleşik Karar
Yargılama sonunda mahkeme, hem davacının asıl davasındaki taleplerini hem de davalının karşı davasındaki taleplerini değerlendirerek tek bir hüküm kurar. Kararda, boşanmaya kimin davası üzerine karar verildiği (veya her iki dava da kabul edilmişse bu durum), kusur oranları, velayet, nafakalar, maddi ve manevi tazminatlar gibi tüm talepler hakkında bütünleşik bir sonuca varılır.
Boşanma Davasında Karşı Dava Açma Süresi Özet ve Temel Tavsiyeler
Temel Bulguların Özeti
- Karşı dava açmak için standart süre, dava dilekçesinin tebliğini izleyen günden itibaren iki haftadır. Bu süre, mahkemeden talep edilerek ve gerekçesi açıklanarak bir defaya mahsus, en fazla bir ay uzatılabilir.
- HMK Madde 133/2, süresi geçmiş karşı davanın ayrılmasını öngörse de, Yargıtay’ın yerleşik uygulaması, özellikle boşanma davalarında, usul ekonomisi ve davalar arası bağlantı nedeniyle bu davaların HMK Madde 166 uyarınca asıl dava ile birleştirilmesi yönündedir.
- Süresi içinde hiç cevap ve karşı dava dilekçesi verilmemesi, davalının davacının iddialarını HMK Madde 128 uyarınca inkâr etmiş sayılmasına ve o dava içinde kendi taleplerini ileri sürme hakkını kaybetmesine yol açar.
- Süre kaçırıldıktan sonra en güvenilir yol, ayrı bir boşanma davası açıp, bu davanın asıl dava ile birleştirilmesini talep etmektir.
- Islah kurumu, süresi kaçırılmış bir karşı davayı ilk kez açmak için kullanılabilecek bir yöntem değildir.
Boşanma Davasında Karşı Dava Açma Süresi Son Tavsiyeler
- Hızlı Hareket Edin: Boşanma dava dilekçesi tebliğ alındığında zaman kaybetmemek esastır. Süreler kısadır ve hak kaybı yaşamamak için derhal harekete geçmek gerekir.
- Hukuki Destek Alın: Boşanma davaları ve karşı dava süreçleri teknik detaylar içerir. Sürelerin takibi, dilekçelerin usulüne uygun hazırlanması, Yargıtay içtihatlarının bilinmesi ve doğru stratejinin belirlenmesi için mutlaka bir Aile Hukuku uzmanı avukattan destek alınması şiddetle tavsiye edilir. Avukat, müvekkilinin haklarını en iyi şekilde koruyacak adımları atmasına yardımcı olacaktır.
- Uygulamadaki Farklılıkları Bilin: HMK Madde 133/2’nin katı kuralı ile Yargıtay’ın boşanma davalarında birleştirmeyi esas alan uygulaması arasındaki potansiyel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durum, hukuki danışmanlığın önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. En güvenli yol, yasal sürelere riayet etmektir. Süre kaçırılmışsa, ayrı dava ve birleştirme talebi genellikle izlenmesi gereken yoldur.
Bir Yanıt