İçindekiler
ToggleBoşanma Aşamasında Kürtaj
Boşanma sürecinde eşler arasında yaşanan gerginlikler ve çatışmalar, çeşitli hukuki sorunları gündeme getirir. Bu sorunlardan biri de gebeliğin sona erdirilmesi (kürtaj) kararıdır. Boşanma aşamasında olan eşler, kürtaj kararı hakkında hukuki süreçleri ve yasal haklarını göz önünde bulundurmalıdır. Kürtaj, kadının bedeni üzerinde tasarruf hakkını ilgilendirse de, evli çiftler bakımından hukuki sonuçlar doğurur. Babadan Habersiz Kürtaj Boşanma Sebebi Midir?
Türk Hukuku’nda kürtaj, 1983 yılında kabul edilen 2827 Sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu kanuna göre gebeliğin onuncu haftasına kadar kadının isteğiyle kürtaj yapılabilir. Ancak kadın evliyse, eşinin rızası da gerekmektedir. Bu düzenleme, boşanma aşamasındaki bir kadın için bazı özel durumlar ortaya çıkarır.
Boşanma davası sürerken eşler arasında fiili ayrılık hali oluşsa dahi hukuken evlilik birliği sona ermemiştir. Bu nedenle, kadının kürtaj yaptırabilmesi için hâlen eşinden rıza alması zorunludur. Fakat bu noktada, boşanma sürecindeki eşlerin anlaşmazlık yaşamaları sık karşılaşılan bir durumdur.
Boşanma Sürecinde Eş Rızası Zorunluluğu
Boşanma sürecinde eş rızası zorunluluğu, kürtaj kararında çiftler arasında uyuşmazlıklara yol açar. Bu zorunluluk, Türk Hukuku’nda kadının kürtaj kararında özgürlüğünü kısıtladığı şeklinde yorumlanır. Örneğin, boşanma davası devam eden, fakat hâlen evli kabul edilen bir kadının, istemediği bir gebeliği sonlandırmak için eş onayı almak zorunda kalması eleştiri konusudur. Bu durum, kadının bedeni üzerinde tam tasarruf yetkisini kullanamaması anlamına gelir.
Kadın hakları açısından bakıldığında, bu zorunluluk bir hak ihlali olarak değerlendirilir. Türkiye’de kürtaj ve boşanma süreçlerindeki bu çatışmalar, henüz bir içtihat oluşturmasa da önemli tartışmalara yol açmıştır. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları, kürtaj düzenlemelerini birey hak ve özgürlükleri bağlamında ele alma eğilimindedir.
Kürtaj Hakkı ve Kadının Beden Özerkliği
Kadının beden özerkliği ve kendi bedeni üzerinde karar alma hakkı, insan hakları çerçevesinde ele alınan bir konudur. Ancak boşanma sürecindeki kadınlar için eş rızası zorunluluğu, bu hakkı sınırlandırıcı bir faktör olarak karşımıza çıkar. Anayasa’nın 17. maddesi ile güvence altına alınan “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” hakkı, kadının kendi bedeni üzerinde tasarrufta bulunmasını destekler. Ancak mevcut yasal düzenlemeler, kadının boşanma sürecinde dahi eşinin onayı olmadan kürtaj yaptırmasını mümkün kılmamaktadır.
Özel Durumlar ve Yargı Kararları
Bazı durumlarda, kürtajın zorunlu hale gelmesi veya kadının rızası dışında bir gebelikle karşılaşması gibi istisnai haller ortaya çıkar. Örneğin, kadının sağlığını tehdit eden tıbbi bir durum varsa veya gebelik cinsel saldırı sonucu meydana gelmişse, eş rızası aranmaksızın kürtaj yapılabilmektedir. Bu durumlar, mevcut yasal düzenlemelerde açıkça belirtilmiş olup kadının mağduriyetini önlemeyi amaçlamaktadır.
Boşanma Sürecinde Kürtaj Kararı Almanın Psikolojik ve Hukuki Etkileri
Boşanma sürecinde kürtaj kararı almak, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda psikolojik etkiler de doğurur. Bu süreçte kadınlar, yasal haklarını tam olarak öğrenir ve hukuki destek alırsa daha güçlü hareket ederler. Kürtaj gibi hassas konularda bilinçli davrandıklarında, yaşayabilecekleri psikolojik baskı ve çatışmaları daha iyi yönetebilirler. Ayrıca, eş rızası gerekliliği gibi durumların hukuki süreç üzerindeki etkileri hakkında bilgilendirilmeleri, sağlıklı karar almalarına katkı sağlar.
Boşanma Aşamasında Kürtaj Sonuç
Boşanma sürecinde kürtaj kararı, evlilik birliğinin sona erdirilmesi sürecindeki sorunlardan biridir. Türk Hukuku’nda, evli kadınların kürtaj yapabilmesi için eş rızası aranır. Bu durum, kadının beden özerkliği üzerinde tartışmalara yol açmaktadır. Kadın bedeni üzerindeki tasarruf yetkisi, evlilik birliğinde rıza gerekliliği ile çelişir. Boşanma sürecindeki kadınlar bu nedenle hak kaybına uğrayabilir.
Sonuç olarak kadınların hukuki hakları ve yasal süreçleri bilmesi önemlidir. Bu bilinçlenme, olası mağduriyetlerin önüne geçilmesine yardımcı olur. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak, bu konuda müvekkillerimize destek sağlamaktayız. Av. Tolga ÇELİK ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak müvekkillerimizin her aşamada yanındayız.