İçindekiler
ToggleAraç Değer Kaybı Delil Tespiti
Araç değer kaybı, trafik kazaları sonrası en çok tartışılan konulardan biridir. Kazaya karışan taraflar, araçlarının hasar görmesinin yanı sıra, kaza sonrası araçlarının değer kaybına uğraması nedeniyle tazminat talebinde bulunabilirler. Ancak bu süreçte delil tespiti büyük önem taşır ve mahkemeye sunulan delillerin geçerliliği, davanın sonucunu doğrudan etkileyebilir. Bu makalede, araç değer kaybı delil tespiti süreci ve bu süreçte dikkate alınması gereken hukuki düzenlemeler ele alınacaktır.
Delil Tespitinin Önemi
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 400 ve devamı uyarınca, delil tespiti, esas davanın açılmasından önce ya da dava sırasında, tarafların iddialarını ispat edebilmeleri amacıyla mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmasını sağlar. Araç değer kaybı iddiasında delil tespiti, araç üzerindeki hasarın ve bu hasarın yarattığı değer kaybının tespiti amacıyla yapılır. Ancak delil tespitiyle elde edilen bilirkişi raporlarının hükme esas alınıp alınamayacağı, delil tespitinin kime karşı yapıldığına ve esas dava sürecindeki gelişmelere bağlıdır.
Delil Tespitine Dayalı Dava Açılması
Delil tespiti, araç değer kaybı iddiasını desteklemek için genellikle sigorta şirketi veya karşı taraf aleyhine yapılır. Ancak delil tespiti kime karşı yapıldıysa, müstakbel dava da yalnızca o kişiye karşı geçerli olabilir. Eğer delil tespiti, sigorta şirketi yerine kazaya sebep olan kişi hakkında yapılmışsa, sigorta şirketine karşı açılan davada bu delil tespitine dayanılamaz. Bu nedenle üçüncü kişiye karşı açılan davada, tek taraflı olarak yaptırılan delil tespitleri ve raporlar bağlayıcı değildir.
Delil Tespiti İtirazı ve Bilirkişi Raporu
HMK madde 405 uyarınca, delil tespiti sonucunda alınan bilirkişi raporu, esas dava dosyasının bir eki niteliğindedir. Ancak bu rapor, tek başına kesin delil niteliği taşımaz. Bu noktada, delil tespiti sırasında alınan raporun esas dava sırasında dikkate alınıp alınmayacağına karar verme yetkisi tamamen hakime aittir. Bilirkişi raporuna zamanında itiraz edilmemesi, raporun kesinleşeceği anlamına gelmez. Esas dava açıldığında taraflar, bilirkişi raporuna itiraz ederek raporun delil olma değerini tartışabilirler. Ayrıca, itiraz edilmemiş olsa bile, dava esnasında rapordaki tespitlerin yeterli olup olmadığı konusunda farklı deliller sunulabilir.
Bilirkişi İncelemesi ve Yeni Rapor Alınması
Delil tespitine ilişkin bilirkişi raporu, esas davada tek başına yeterli görülmeyebilir. Uygulamada, mahkemeler delil tespiti raporu ile esas dava sırasında alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunması halinde, yeni bir rapor aldırma yoluna gitmektedir. Bu süreçte, hem hasar bedeli hem de araç değer kaybı konusundaki farklılıkların giderilmesi için bilirkişiler yeniden görevlendirilir. Sonuç olarak, mahkemeler hüküm vermeden önce, bilirkişi raporundaki tespitlere yönelik karşı delillerin değerlendirilmesini ve gerekirse yeni bilirkişi raporlarının alınmasını sağlar.
Delil Tespitine İtiraz
Delil tespiti sırasında alınan raporlara karşı itiraz edilmemesi, tarafların esas davada itiraz hakkını ortadan kaldırmaz. Delil tespitine itiraz edilmemesi, ileride bu tespitin kesin delil sayılacağı anlamına gelmez. Esas davada taraflar, bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirebilirler ve hakimin raporun yeterliliği konusunda değerlendirme yapması talep edilebilir. Ayrıca, delil tespiti sürecinde elde edilen bulgular, hakimin incelemesi sonucunda, başka delillerle çürütülebilir.
Araç Değer Kaybı Delil Tespiti
Araç değer kaybı davalarında delil tespiti süreci, zaman zaman karmaşık hale gelebilir. Özellikle, tespit raporları arasında çelişki olması durumunda, mahkemelerin kararı için yeni bir bilirkişi raporu alınması gerekebilir. Uygulamada, delil tespiti raporlarındaki hasar bedeli ve araç değer kaybı hesaplamaları ile esas dava sırasında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki oluşması sık karşılaşılan bir durumdur. Bu tür durumlarda, çelişkiyi gidermek için yeni bir rapor alınması gereklidir. Ancak, hakimin delil tespitinin iddiayı veya savunmayı yeterince karşılayıp karşılamadığını değerlendirme yetkisi bulunduğundan, esas davada hüküm kurulmadan önce tüm bu unsurlar titizlikle incelenmelidir.
Araç Değer Kaybı Delil Tespiti Sonuç
Araç değer kaybı davalarında delil tespiti, sürecin önemli bir aşamasıdır. Ancak delil tespitine dayalı bilirkişi raporları, tek başına hüküm verilmesi için yeterli kabul edilmez. Tarafların bu raporlara itiraz hakları vardır ve esas dava sürecinde farklı deliller sunularak, delil tespitine karşı çıkılabilir. HMK madde 405 uyarınca, delil tespit raporları dava dosyasının eki niteliğinde olsa da, hakimin raporun yeterliliğini denetleme görevi vardır. Uygulamada ise çelişki halinde mahkemeler yeni bilirkişi raporları alarak kararlarını verirler.
Araç değer kaybı davalarında adil ve hukuki sonuçlara ulaşılabilmesi için delil tespitinin titizlikle yapılması, raporlara zamanında itiraz edilmesi ve gerektiğinde yeni bilirkişi raporları talep edilmesi önem arz etmektedir. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi, araç değer kaybı konusunda uzmanlaşmış ekibiyle, bu alanda etkili ve sonuç odaklı hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Trafik kazaları sonrası oluşan tazminatlar hukuki açıdan karmaşık ve zaman alıcı bir süreç olabilir. Bu noktada, Çelik & Baştürk, müvekkillerinin haklarını koruyarak hızlı ve adil sonuçlar elde etmeyi hedeflemektedir. Av. Tolga Çelik ve Av. Nur Baştürk‘e araç pert tazminatı hesaplaması hakkında detaylı bilgi almak veya sorularınızı yönlendirmek için “Avukata Soru Sor” kısmı veya iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.