Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Anlaşmalı Boşanmada Çocuğun Velayeti

Anlaşmalı Boşanmada Çocuğun Velayeti

Anlaşmalı Boşanmada Çocuğun Velayeti

Anlaşmalı boşanmada çocuğun velayeti hususu bu makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Anlaşmalı boşanma sürecinde olan ve velayet hususunda bilgi edinmek isteyen kişilerin makalemizi dikkatle okumasını tavsiye ederiz. Eşler anlaşmalı boşanma protokolünde çocukların durumuna ilişkin hükümlere yer vermek zorundadırlar. Anlaşmalı boşanma sürecinde, iştirak nafakası, velayet ve velayet kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin nasıl olacağı düzenlenmelidir. Aksi takdirde mahkemece anlaşmalı boşanmaya hükmedilemez.

Velayet Nedir?

Küçüklerin veya istisnai olarak da kısıtlı ergin çocukların korunmasını, bakımını ve çeşitli yönlerden yetiştirilmesini sağlamak maksadıyla, anne ve babanın çocukların kişiliklerinin ve mallarının korunması ile onların temsili konusunda da sahip oldukları hak yetki ve ödevler velayet olarak tanımlanmaktadır. Kısaca velayet çocuğun şahıs varlığına, malvarlığına ve temsiline ilişkin hak, yetki ve ödevleri kapsamaktadır. Velayete ilişkin düzenlemeler TMK madde 355 ve devamı hükümlerinde yer almaktadır. Velayet hakkında daha fazla bilgi edinmek için velayete ilişkin genel bilgilendirmelerde bulunduğumuz “Velayet Davası ve Velayetin Değiştirilmesi” adlı makalemizi okuyabilirsiniz.

Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Çocuğun Velayeti Düzenlenmek Zorunda Mıdır?

Anlaşmalı boşanmada çocuğun velayeti kime verilir sorusu avukatlar olarak sık sık muhatap olmaktayız. Eşler anlaşmalı boşanma davasında müşterek çocukların velayeti hususunda anlaşmaya varmak zorundadırlar. Anlaşmalı boşanma davasında velayet anneye ya da babaya verilebileceği gibi ortak velayet düzenlemesi ile her iki tarafın birlikte velayet haklarının kullanılacağı şekilde hüküm tesis edilir. Taraflar çocuğun velayeti hususunda herhangi bir anlaşma sağlamamışsa hakim TMK madde 166/3 maddesi uyarınca taraflar hakkında boşanma kararı veremez.

Anlaşmalı boşanma davasında eşlerin velayete ilişkin anlaşma sağlamamaları halinde eşlere çocuğun / çocukların velayeti hususunda taraflara bir öneride bulunur. Mahkemece taraflara sunulan öneri taraflarca kabul edilmezse davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edilir. Taraflar velayet konusundaki anlaşmalarını boşanma davası sonrasına erteleyemezler ve tarafların bu konuya ilişkin yaptıkları anlaşma geçerli değildir. Taraflar bu konuda tam olarak mutabık olmak zorundadırlar. Anlaşmalı boşanma protokolü hakkında detaylı bilgi edinmek ve anlaşmalı boşanma protokolü örneğine erişebilmek için “Anlaşmalı Boşanma Protokolü” adlı makalemizi okuyabilirsiniz.

Velayet Kamu Düzenine İlişkin Olup Re’sen Araştırma İlkesi Geçerlidir

Velayet kamu düzenine ilişkin olup re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Hakim öncelikle çocuğun menfaatini göz önünde bulundurarak re’sen araştırma yapabilir. Velayet düzenlemesinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktadır. Bu sebeple velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulur.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 3. ve 6. maddeleri iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara kendisiyle ilgi olan davalarda görüşlerini ifade etmeye imkan tanınmasını ve görüşlerine önem verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Fakat çocuğun üstün yararının gerektirmesi halinde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür.

Velayet kamu düzenine ilişkin olup hakim tarafların hazırlayacağı anlaşmalı boşanma protokolündeki velayete ilişkin anlaşmaları ile bağlı değildir. Yukarıda da açıkladığımız üzere hakim protokolde değişiklik ya da düzenleme yapmayı taraflara önerebilir. Taraflar hakim tarafından yapılan düzenlemeyi kabul etmezse dava çekişmeli boşanma davası olarak devam edecektir. Önemle belirtmek isteriz ki hakim hakim taraflara öneride bulunmadan ve taraflarca bu öneri kabul edilmeden re’sen değişiklik yapamaz. Velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenmediği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlar ile ana ve babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması kaçınılmazdır.

Anlaşmalı Boşanmadan Sonra Velayet Davası

Anlaşmalı boşanmadan sonra velayet davası açılır mı sorusunun cevabı merak edilmektedir. Yukarıda da açıkladığımız üzere velayet kamu düzenine ilişkindir. Velayet hakkında karar verirken çocuğun üstün yararının önemi dikkate alındığında velayete ilişkin düzenlemeler bakımından anlaşmalı boşanmadan sonra velayet kendisine verilmeyen taraf velayet değişikliği talebinde her zaman bulunabilir. Böyle bir davanın açılmasının akabinde mahkeme tarafından çocuğun üstün yararına ilişkin tüm hususlar yeniden değerlendirilecektir. Bu nedenle anlaşmalı boşanma sürecindeki koşullar, olası bir velayet değişikliği ile karşı karşıya kalabilme ihtimali düşünülerek değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu verdiği bir kararında tarafların anlaşmalı boşanma hükmünün kesinleşmesinden dört gün gibi kısa bir süre sonra dahi velayetin değiştirilmesi talebinde bulunmalarının mümkün olabileceği yönünde karar vermiştir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 25.03.2021 Tarih, 2017/2410 E. 2021/ 346 K.)

Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet

Anlaşmalı boşanmada ortak velayet olur mu sorusu sık sık sorulmaktadır. Anne ve baba evlilik süresince ve evliliğin sonlanması halinde çocukları ile olan ilişkilerinde özel hukuk niteliği taşıyan hak ve sorumluluklar bakımından eşittir. Bu eşitliğin sonucu olarak da TMK 336/1. maddesi gereğince evlilik devam ettiği müddetçe velayeti birlikte kullanıp bu konuda eşit haklara sahip olan tarafların, boşanmanın gerçekleşmesi durumunda da ortak velayet kullanımı konusunda talepleri ve ortak velayet düzenlemesinin çocuğun yüksek menfaatine aykırı olmaması şartıyla velayeti birlikte kullanmaları mümkündür. Ortak velayet bakımından gönüllülük esas olup anne ve babanın rızasının bulunması gerekmektedir. Defaatle belirtmek isteriz ki ortak velayet düzenlemesi yapılabilmesi için en önemli koşul ortak velayet düzenlemesi çocuğun üstün yararına aykırı olmamalıdır. Çocuğun üstün yararı ne demektir? Çocuğun üstün yararı çocuğun bedensel fikri ve ahlaki bakımından en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilebilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Taraflar ortak velayet konusunda anlaşmışlarsa da ortak velayetin çocuğun üstün yararına aykırı olduğu anlaşılırsa taraflar yeniden velayet düzenlemesi için mahkemeye başvurabilir. Çünkü velayet kamu düzenine ilişkindir ve her aşamada re’sen gözetilir. Velayete ilişkin kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler, şartların değişmesi ile birlikte velayet düzenlemesi her zaman yeniden yapılabilir.

Anlaşmalı boşanmada ortak velayet mümkün mü sorusunun cevabı boşanma süresince olan taraflarca merak edilmektedir. Ortak velayet düzenlemesine ilişkin dayanağımız İnsan Haklarını ve Hürriyetlerini Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 No’lu protokolün 5. maddesidir. Yargıtay verdiği bir kararında ortak velayet düzenlemesinin Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğunu ya da Türk toplumunun temel yapısı ve temel çıkarlarını ihlal ettiğini söylemenin mümkün olmayacağını ve tarafların protokol içeriğinde ortak velayet düzenlemesi yapılabileceği yönünde hüküm tesis etmiştir.

Anlaşmalı Boşanma Protokolüne Velayetin Kaldırılması veya Velayetin Değiştirilmesi Talepli Dava Açılamayacağı Şeklinde Hüküm Konulabilir Mi?

Anlaşmalı boşanmada velayet değişikliği hususunda bir madde protokole eklenebilir mi? Anlaşmalı boşanma protokolünde velayetin kaldırılması davası açılamayacağına ilişkin anlaşma yapılamaz. Bu şekilde yapılacak bir anlaşma maddesi protokolün tamamını hükümsüz hale getirir.

Taraflar Velayetin Anne Baba Dışında Birine Verilmesi Konusunda Protokol Düzenleyebilirler Mi?

Anlaşmalı boşanmada çocuğun velayeti  hususunda taraflar anne ve baba dışında birine verilmesi konusunda anlaşma yapabilirler mi sorusu bu süreçte olan kişilerce merak edilmektedir. Velayet hakkı münhasıran anne ve babaya tanınan bir haktır. Evlat edinme hali dışında anne ve baba dışındaki bir kişiye velayet verilemez. Velayetin anne ve baba dışındaki 3. kişiye tevdi mümkün değildir.

Anlaşmalı Boşanmada Velayette Kardeşler Ayrılır Mı?

Anlaşmalı boşanmada olsa mahkemece çocukların çıkarlarının gözetilmesi gerekmektedir. Ebeveynlerin takdir ve isteklerine göre kardeşlerin farklı ebeveynlerde kalmaları yönünde karar verilemez. Çünkü haklı ve kabul edilebilir sebepler bulunmadıkça kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaları onların “aile hayatına saygı gösterilmesi hakkına” müdahale oluşturur ve çıkarlarına aykırıdır. Kardeşler arasındaki aile bağını korumak anne ve babanın takdir ve isteklerine bırakılmayacak kadar önemlidir.

Anlaşmalı Boşanmada Velayetin Babaya Verilmesi Mümkün Müdür

Anlaşmalı boşanmada tarafların birbirine uygun iradeleri üzerine mahkemece hüküm tesis edilir. Bu sebeple anlaşmalı boşanma davasında müşterek çocuğun ya da çocukların velayetinin babaya verilmesi mümkündür.

Anlaşmalı Boşanmada Çocuğun Velayeti Sonuç

Bu makalemizde anlaşmalı boşanmada çocuğun velayeti hususu hakkında genel bilgilendirmelerde bulunduk. Velayetin ne demek olduğunu, anlaşmalı boşanma protokolünde velayetin düzenlenmesi gerektiğini, velayetin kamu düzenine ilişkin olduğunu ve mahkemenin bu konuda re’sen araştırma yapabileceğini, anlaşmalı boşanmada davasından sonra velayet davası açılabileceğini, anlaşmalı boşanma davasında ortak velayetin mümkün olduğunu ve velayete ilişkin birçok husus hakkında açıklamalarda bulunduk. Bu konuda telafisi imkansız zararlarla karşılaşmamak ve maddi kayıplar yaşamamak için alanında uzman bir boşanma avukatı ile çalışılmasını öneriyoruz. İstanbul’da faaliyet gösteren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi boşanma ve aile hukuku alanında çalışmalarını sürdürmekte olup bu alanda müvekkillerine hizmet sunmaktadır.

Anlaşmalı Boşanma Çocuğun Velayeti Yargıtay Kararları

Hakim Taraflara Öneride Bulunmadan Ve Taraflarca Bu Öneri Kabul Edilmeden Protokolde Re’sen Değişiklik Yapamaz

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 30.05.2016 Tarih 2016/8153 E. 2016/10545 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. “…Taraflar 15.10.2015 tarihli oturumda mahkemeye sundukları 30.09.2015 tarihli protokol uyarınca karar verilmesini ve buna göre müşterek çocuk …. velayetinin babaya verilmesini istemiş, son oturumda bu beyanlarını tekrarlamışlar ancak mahkemece protokolde değişiklik yapılarak velayetin anneye verilmesine ve çocuk için davacı tarafından iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiştir. Yapılan değişiklik hakkında tarafların beyanları alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece yapılacak iş gerekli görülen değişiklik hakkında tarafların beyanını almak, bu değişikliğin kabulü halinde boşanmaya ve değişik anlaşmaya uygun karar vermek, değişikliğin kabul edilmemesi halinde ise yargılamaya Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca çekişmeli boşanma olarak devam etmek, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikate geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonuç uyarınca karar vermekten ibarettir…”

Hakim Protokol Dışına Çıkarak Karar Veremez

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 14.04.2004 Tarih 2004/3807 E. 2004/4741 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. “… Eşler anlaşma protokolünü mahkemeye ibraz ederek bu protokol uyarınca boşanmaya karar verilmesini istemişlerdir. Hakim protokole müdahale etmemiştir. (TMK 166/3 m.) Gerçekleşen bu durum karşısında velayetlerin babaya verilmesi gerekirken protokol dışına çıkılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir…”

Taraflar Anlaşmalı Boşanma Hükmünün Kesinleşmesinden Dört Gün Gibi Kısa Bir Süre Sonra Dahi Velayetin Değiştirilmesi Talebinde Bulunabilirler

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 25.03.2021 Tarih 2017/2410 E. 2021/346 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. “…velayetin kamu düzenine ilişkin olduğu ayrıca çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde kamusal veya özel sosyal yardım kurum ve kuruluşları da dahil olmak üzere tüm mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından çocuğun üstün yararının temel düşünce olması gerektiği, bu temel düşünce karşısında eldeki davanın anlaşmalı boşanma kararından dört gün sonra açılmasının bir öneminin bulunmadığı… küçüğün velâyetinin davacı babada bırakılması hâlinde yaşı ve alışageldiği ortamdan koparılmasının onun bedenî ruhî ve ahlakî gelişimine olumsuz etki yapacağı, sürdürdüğü tüm yaşamın bir başka ifade ile alıştığı ortamın değişeceği anlaşılmakla küçüğün üstün yararı için velayetinin anneye verilmesinin çok daha uygun olacağı sonucuna varılarak direnme kararı yerinde görülmüştür…”

Velayetin Anne Ve Baba Dışındaki 3. Kişiye Tevdi Mümkün Değildir

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 23.06.2021 Tarih 2021/3898 E. 2021/5281 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. “…Somut olayda; taraflar mahkemeye sundukları anlaşmalı boşanma protokolünde ortak çocuklar … ve …`ın velayetlerinin dedeleri …`ye verilmesini kararlaştırmışlar, mahkeme de protokol hükmü gibi ortak çocukların velayetlerinin dede …`ye verilmesine karar vermiştir. Türk Medeni Kanunundaki düzenlemelere göre velayet hakkı, münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hali hariç olmak üzere, anne ve baba dışında kimseye tevdi olunamayacağından, mahkemece ortak çocuklar … ve …`ın velayetlerinin dedeleri …`ye verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…”

Kardeşlerin Farklı Ebeveynlerde Kalmaları Yönünde Karar Verilemez

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 11.06.2015 Tarih 2015/3625 E. 2015/12481 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. “…Taraflar aralarında yaptıkları düzenlemede, müşterek çocuklardan 2006 doğumlu …’ın velayetinin davalı (baba)da, 2011 doğumlu …’un velayetinin ise davacıda kalmasını kabul etmişler; velayeti annede kalacak olan çocukla, davalının “her hafta sonu ve yarıyıl tatilinde bir hafta, yaz tatilinde ise kırkbeş gün” olmak üzere görüşebileceğini; velayeti babaya bırakılan …’ın ise, kardeşlerin ayrılmamaları için hafta içinde annesiyle, hafta sonları babasıyla kalmasını” kararlaştırmışlar. Kardeşlerin ayrılmamaları için tarafların gerekli özeni göstereceklerine ilişkin “özen yükümlülüğü” de öngörmüşlerdir. Gerek velayete ilişkin taraflarca kabul edilen düzenleme, gerekse protokolde öngörülen kişisel ilişki, çocukların menfaatine uygun düşmemektedir. Çünkü, haklı ve kabul edilebilir sebepler ve gerekçeler bulunmadıkça, kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaları onların “aile hayatına saygı gösterilmesi hakkına” müdahale oluşturur ve çıkarlarına aykırıdır. Öte yandan, babaya bırakılması kararlaştırılan çocuğun, haftanın beş günü, velayet kendisine bırakılmamış olan ebeveyn yanında kalacak olması, velayet görev ve sorumluluğunun örtülü olarak devri anlamına gelir. Bu ise, velayet hak ve yetkisi ile bağdaşmaz. Anlaşmalı boşanma da olsa, hakim, çocukların çıkarlarını gözetmekle yükümlüdür. (Çocuk Hakları Sözleşmesi m.3) Kardeşler arasındaki aile bağını korumak, ebeveynlerinin takdir ve isteklerine bırakılamayacak kadar önemlidir. Bu haliyle, taraflarca kabul edilen düzenleme çocukların menfaatlerine uygun değildir. O halde, hakimin, velayet ve kişisel ilişki konusunda çocukların menfaatlerini göz önüne alarak menfaatlerine en uygun çözüm şeklini tespit edip, bu yönde taraflara kabul ettikleri düzenlemede değişiklik önerisinde bulunması, önerilen değişikliğin taraflarca kabulü halinde Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi; kabul edilmemesi halinde davanın çekişmeli boşanma olarak ele alınması, bu doğrultuda taraflardan delil göstermelerinin istenmesi, gösterdikleri takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, hükmün açıklanan sebeple bozulması gerekmiştir…”

Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Velayetin Kaldırılması Davası Açılamayacağına İlişkin Anlaşma Yapılamaz

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 04.02.2014 Tarih 2013/11644 E. 2014/1866 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. “…Protokolde yer alan “velayetin kaldırılması ve kişisel ilişkinin genişletilmesi davası açılamayacağına” ilişkin medeni hakları kullanmaktan feragate ilişkin taahhütler, medeni hakları kullanma ehliyetinden önceden vazgeçme niteliğinde olup, Medeni Kanununun 23’ncü maddesine ve çocukların yüksek yararlarına açıkça aykırıdır. Bu hükümler olmaksızın ortak irade ile boşanmanın gerçekleşmeyeceği açıkça belli olduğuna göre, içerdiği şartlardaki kısmi hükümsüzlük boşanma protokolünün tamamını hükümsüz kılar…”

Anlaşmalı Boşanma Çocuğun Velayeti İstinaf Kararları

Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet

Ankara BAM 2. Hukuk Dairesi 06.10.2020 Tarih 2020/823 E. 2020/1076 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. “…Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; anne ve babanın bilinçli ebeveynler oldukları, ortak çocuklarının isteklerine ve düşüncelerine önem verdikleri, çocuğun yüksek menfaatini gözettikleri ve bu noktada birbirleri ile uzlaşabilip ortak karar alma becerisi gösterdikleri anlaşılmaktadır. Anne ve babanın ortak iradesinin çocuğun menfaatine olmadığı durumlarda hakimin duruma müdahale imkanı var ise de; tarafların ortak velayet taleplerinin çocuğun üstün yararına ve güvenliğine aykırı olduğuna dair dosyada delil bulunmamaktadır. Bu durumda ortak velayete ilişkin talebin kubulü gerekirken yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş…”

Ortak Velayetin Kaldırılması

İzmir BAM 2. Hukuk Dairesi 07.07.2020 Tarih 2020/87 E. 2020/799 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. “…Velayet kamu düzenine ilişkin olup, her aşamada re’sen gözetilir. Bu nedenle velayete ilişkin kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyip, koşulların değişmesi halinde her zaman yeniden velayet düzenlemesi yapılabilir. Bu bağlamda her ne kadar anlaşmalı boşanma ilamında tarafların hür iradesiyle ortak velayete karar verilmiş ise de; ortak velayetin sürdürülebilmesi için ebeveynlerin bu konuda istekli olmaları ve uzlaşı içinde bulunmaları gerekmektedir. Dosya kapsamına göre taraflar bu konuda tam anlamıyla uyum içinde olmayıp davalı anne davacı baba ile aralarında yaşanan ve ceza yargılamasına da konu olan eylemlerde göz önüne alınarak ortak velayeti kabul etmediğini belirtmiştir. Dosyadaki yazılara, kanuni gerektirici sebeplere, delillerin değerlendirilmesinde bir yanlışlık görülmemesine, tarafların ortak velayet konusunda anlaşamadıklarının belirlenmesine, sosyal inceleme raporuna, çocuğun yaşına göre, bu aşamada ortak velayet düzenlemesinin kaldırılarak velayetin tek başına anneye verilmesinin ve yazılı şekilde baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına olduğunun anlaşılmasına, anlaşmalı boşanma ilamındaki davacı kadın ve müşterek çocuk yararına hükmedilen toplam 1.500,00 TL yoksulluk ve iştirak nafakasının ortak velayetin devamı koşullarına bağlanmayıp, anılan nafakaların kaldırılması ya da azaltılması konusunda davalının karşı veya ayrı bir davasının bulunmamasına göre, davalı babanın yerinde görülmeyen istinaf itirazının esastan reddine karar vermek gerekmiştir…”

Ortak Velayetin Kaldırılmasını Gerektirecek Herhangi Bir İhmalin Bulunmaması

Trabzon BAM 1. Hukuk Dairesi 18.09.2020 Tarih 2020/314 E. 2020/378 K. sayılı kararı ile şu sonuca ulaşılmıştır. “…İlk derece mahkemesi hükmünün gerekçesinde ve SİR raporunda da belirtildiği üzere, velayetin ortak kullanılması için bu konuda taraflar arasında ara sıra pürüz yaşansa da tarafların her ikisinin de velayetten kaynaklı görev sorumluluklarını yerine getirdiklerinin anlaşıldığı ve davalı üzerinden ortak velayetin kaldırılmasını gerektirecek herhangi bir ihmalinin olmadığı, tespit edilmiş olup, ortak velayetin kaldırılarak müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesini gerektirir esaslı, sürekli ve önemli nitelikte bir değişikliğin olduğu tüm dosya kapsamında ispatlanamamıştır.

Bu Yazıyı Paylaş

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…