Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Aile Konutu Tespiti Dava Dilekçesi

Aile Konutu Tespiti Dava Dilekçesi

Bu makalemizin konusu “Aile Konutu Tespiti Dava Dilekçesi” olup konu hakkında bilgilendirmelerde bulunacağız. Aile konutu, evli çiftlerin birlikte yaşadıkları, düzenli olarak ikamet ettikleri ve ortak yaşam alanlarını paylaştıkları taşınmaz olarak tanımlanır. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi, aile konutunu, eşlerin ortak yararını koruyan bir alan olarak özel bir güvence altına alır. Kanun koyucu, aile konutuna yönelik tasarruflarda malik olan eşin tek başına işlem yapmasını kısıtlayarak, diğer eşin rızasını şart koşar. Bu düzenleme, eşler arasındaki dengeyi koruma amacını güder ve özellikle konutla ilgili olarak alınacak önemli kararların iki tarafın da iradesini yansıtmasını sağlar.

Ancak bazı durumlarda, bir konutun aile konutu niteliğinde olduğu konusunda tereddütler oluşabilir ya da malik olmayan eş, bu hakkının güvence altına alınması için tespit talebinde bulunabilir. Bu durumda, aile konutunun varlığının hukuki olarak tanınması ve koruma altına alınması amacıyla “aile konutu tespiti davası” açılabilir. Bu dava, çoğunlukla eşlerden birinin konut üzerinde tek başına işlem yapmasını önlemek amacıyla açılır ve konutun hukuki statüsünün belirlenmesi açısından önem taşır.

Aile konutunun tespiti davası, genellikle mahkemeden konutun aile konutu olarak tescil edilmesini talep eden eş tarafından açılır. Bu talep, malik olan eşin, diğer eşin rızası olmadan konutu devretmesi, ipotek koyması veya başka bir şekilde üçüncü kişilere karşı hak doğuracak işlemler yapmasını engellemeyi amaçlar. Bu noktada, aile konutu tespiti davası açılması, eşin kendi haklarının korunması ve konut üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlanması açısından zorunlu hale gelebilir.

Davacı eş, aile konutu olduğunu iddia ettiği taşınmazla ilgili olarak bu durumun ispatına yönelik deliller sunmalıdır. Genellikle nüfus müdürlüğünden alınan adres kayıt belgeleri, taşınmazın tapu kaydı, faturalar ve diğer belgeler, aile konutu tespiti talebinin desteklenmesi açısından önemlidir. Mahkeme, başvuruyu değerlendirirken konutun gerçekten eşlerin ortak yaşamına tahsis edilmiş bir yer olup olmadığını inceler ve buna göre karar verir.

Aile konutu tespiti davalarında, taşınmazın hukuki niteliği, eşlerin konuta yönelik ortak kullanım amacı ve konutun sürekliliği gibi unsurlar dikkate alınır. Mahkeme, özellikle eşlerin birlikte yaşadıkları yerleşim yerini, aile hayatının sürdürüldüğü konutu göz önünde bulundurarak bir karar verir. Konutun aile konutu olduğunun tespit edilmesi halinde, malik eş, bu taşınmazla ilgili olarak tek başına tasarruf işlemi yapamaz hale gelir. Bu durum, aile birliğinin korunması ve tarafların haklarının güvence altına alınması açısından önemli bir koruma sağlar. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak, “Aile Konutu Tespiti Dava Dilekçesi” konusunda destek sunuyoruz. Av. Tolga ÇELİK  ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak müvekkillerimizin her aşamada yanındayız.

Dilekçe Örneği

…. AİLE MAHKEMESİ ‘NE

DAVACI                          : 

ADRES                            :

VEKİLİ                            : Av. Tolga ÇELİK & Av. M. Nur YANAR

ADRES                            : Mecidiyeköy Mah. Mecidiyeköy Yolu Cad. No: 6 Daire:11 Şişli/ İstanbul

DAVALI                          :

ADRES                            :

KONU                             : … adresinde bulunan … ili, … ilçesi, … mevkii, … ada, … pafta, … parsel sayılı taşınmazdaki … numaralı dairenin aile konutu olduğunun tespiti ile taşınmaz üzerine aile                                                    konutu şerhi tesisi talebini içeren dava dilekçemizin sunulmasından ibarettir.

AÇIKLAMALAR         :

Müvekkil ile davalı , … tarihinde evlenmiş ve bu evliliklerinden biri 6, diğeri 10 yaşında olmak üzere iki çocukları bulunmaktadır. Taraflar uzun yıllardır evlilik birliği içinde aynı konutta yaşamışlar ve dava konusu taşınmazı “aile konutu” olarak belirlemişlerdir. Müvekkil, bu taşınmazı aile birliğinin merkezi olarak benimsemiş ve yaşam düzenini burada kurmuştur. Ancak davalı eş, müvekkilin bilgisi ve rızası dışında taşınmazı satmak için girişimlerde bulunmakta olup, bir yatırım amaçlı projede bulunan Şirketi ile taşınmazın satışı konusunda görüşme yapmaktadır.

Davalı eşin taşınmazı satma girişimleri, müvekkili ve çocuklarını ikamet ettikleri aile konutundan çıkarma tehlikesini doğurmuştur. Aile konutu olarak belirlenmiş taşınmazın satış işlemi, müvekkil ve çocukların haklarını zedeleyecek ve telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaratacaktır. Davalı eş, tapu kütüğünde aile konutu şerhi olmadığı için müvekkilin bu taşınmaz üzerindeki haklarını göz ardı ederek, müvekkilin haberi olmadan taşınmazı devretme yolunda işlemler başlatmıştır.

Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi uyarınca, aile konutu olarak özgülenen taşınmazlarda, malik olmayan eşin izni olmaksızın mülkiyet değişikliği veya taşınmaz üzerinde ipotek, satış gibi ayni hak işlemleri yapılamaz. Ancak müvekkil, taşınmazın aile konutu olarak tapu siciline işlenmemesi nedeniyle bu haktan yoksun bırakılmış durumdadır. Davalı eşin kötü niyetli girişimleri ile müvekkilin ve çocukların aile konutundan çıkarılma riski nedeniyle, müvekkil adına taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep etmek zarureti doğmuştur.

Davalı eşin herhangi bir ticari veya kişisel borcu nedeniyle de taşınmazın satılması ya da ipotek tesis edilmesi, müvekkilin ve çocuklarının yaşamsal güvenliğini tehdit etmekte ve evlilik birliğini ciddi anlamda tehlikeye sokmaktadır. Bu nedenle, müvekkil ve çocukların mevcut yaşantılarını güvence altına alabilmek adına aile konutu şerhinin bir an önce tesis edilmesi gerekmektedir.

DELİLLER:

  1. Nüfus kayıtları
  2. Tapu kayıtları
  3. Tanık anlatımları
  4. Başvuru dilekçesi ve ekleri
  5. Müvekkilin davalı eş ile yaptığı önceki yazışmalar
  6. Aile ve çocukların birlikte ikamet ettiğine dair muhtarlık kayıtları ve sair yasal deliller

HUKUKİ SEBEPLER:
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 194, 1023, 4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kanunu madde 4 ve sair ilgili mevzuat.

SONUÇ VE TALEP:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, telafisi imkansız sonuçların doğmaması için … adresinde bulunan, … ili, … ilçesi, … mevkii, … ada, … pafta, … parsel sayılı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davamızın kabulü ile … adresinde bulunan, … ili, … ilçesi, … mevkii, … ada, … pafta, … parsel sayılı taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi tesisine karar verilmesini müvekkil adına arz ve talep ederiz.

Av. Tolga ÇELİK & Av. M. Nur YANAR

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…