Evlilik birliğinin sona ermesi durumunda, eşler arasında mal paylaşımı önemli ve çoğu zaman karmaşık bir hukuki süreci beraberinde getirmektedir. Bu süreçte, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ve eşleri için Boşanmada OYAK Birikimi konusu, üzerinde titizlikle durulması gereken mali bir uyuşmazlık kalemi olarak öne çıkmaktadır. Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) tarafından sağlanan birikimler, üyeleri için önemli bir sosyal ve mali güvence teşkil ederken, boşanma aşamasında bu birikimlerin adil bir şekilde paylaştırılması, hem güncel yasal düzenlemelerin hem de Yargıtay içtihatlarının doğru bir şekilde yorumlanmasını gerektirmektedir. Bu makale, Boşanmada OYAK Birikimi meselesini, OYAK’ın hukuki statüsünden başlayarak, tabi olunan mal rejimleri, Yargıtay’ın konuya ilişkin emsal kararları ve hesaplama yöntemleri dahil olmak üzere tüm yönleriyle ele almayı ve bu konuda kapsamlı bir hukuki değerlendirme sunmayı amaçlamaktadır. Boşanmada OYAK Birikimi gibi spesifik ve teknik detaylar içeren bir konunun aydınlatılması, hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
OYAK tasarruflarının boşanma sürecindeki durumu, tek bir başlık altında değerlendirilemeyecek kadar çeşitli unsurları barındırır. Emeklilik yardımı, maluliyet ödemeleri, ölüm yardımları, birikimlerin nemaları ve Emekli Maaş Sistemi (EMS) gibi farklı OYAK bileşenleri, mal rejimi tasfiyesi açısından farklı hukuki sonuçlar doğurabilir. Bu durum, Boşanmada OYAK Birikimi konusuna genel bir yaklaşımdan ziyade, her bir birikim türünün niteliğine göre özel bir inceleme yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Yargıtay kararları incelendiğinde, örneğin ölüm veya maluliyet gibi şahsa bağlı haklardan doğan yardımların genellikle kişisel mal kabul edildiği, evlilik birliği içinde biriken emeklilik haklarının ise edinilmiş mal sayılarak paylaşıma tabi tutulduğu görülmektedir. Bu çeşitlilik, Boşanmada OYAK Birikimi ile ilgili hukuki danışmanlığın ve mahkeme kararlarının son derece spesifik olmasını gerektirmektedir.
OYAK’ın kendine özgü yasal yapısı ve Yargıtay’ın mal rejimi hukukunu bu özel yapıya uyarlama çabası, Boşanmada OYAK Birikimi konusunu dinamik bir hale getirmektedir. OYAK, 205 sayılı özel bir kanunla kurulmuş olup, genel sosyal güvenlik kurumlarından farklı bir statüye sahiptir. Bu durum, Türk Medeni Kanunu’nun mal rejimlerine ilişkin genel hükümlerinin (TMK m. 218 vd.) OYAK birikimlerine uygulanmasında Yargıtay içtihatlarının belirleyici rol oynamasına neden olmaktadır. Özellikle Emekli Maaş Sistemi (EMS) gibi bazı OYAK uygulamalarında Yargıtay kararları arasında tam bir yeknesaklığın bulunmaması , Boşanmada OYAK Birikimi ile ilgili davalarda güncel ve emsal kararların titizlikle takip edilmesinin önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Bu nedenle, Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin uyuşmazlıklarda, Yargıtay’ın en son ve konuyla en alakalı içtihatlarına dayanmak, adil bir sonuca ulaşmanın temelini oluşturur.
OYAK (Ordu Yardımlaşma Kurumu) Nedir ve Hukuki Statüsü
Boşanmada OYAK Birikimi konusunun hukuki çerçevesini doğru bir şekilde anlayabilmek için öncelikle Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK) ne olduğunu, yasal dayanaklarını, kuruluş amacını, örgütsel yapısını ve üyelerine sunduğu mali ve sosyal güvenceleri detaylı bir şekilde incelemek gerekmektedir. OYAK’ın kendine has hukuki statüsü, üyelerinin evlilik birliği içinde elde ettikleri birikimlerin, boşanma durumunda tabi olacakları mal rejimi tasfiyesindeki yerini ve niteliğini belirlemede kritik bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin değerlendirmeler, kurumun yasal altyapısının ve işleyiş prensiplerinin anlaşılmasıyla başlar.
OYAK’ın Kuruluşu, Amacı ve Yapısı
Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK), 3 Ocak 1961 tarihinde kabul edilen 205 sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanunu ile kurulmuş, Anayasa’nın öngördüğü sosyal güvenlik sistemi içinde, üyelerine Emekli Sandığı ve Sosyal Sigortalar Kurumu gibi ana sosyal güvenlik kurumlarından ayrı ve ek güvenceler sağlamak amacıyla faaliyet gösteren, özel hukuk hükümlerine tabi, mali ve idari bakımdan özerk bir kuruluştur. Kurum, Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanlığı’nın kontrolü ve denetimi altındadır. OYAK’ın bu özel yasal statüsü, Boşanmada OYAK Birikiminin tasfiyesi sırasında dikkate alınması gereken temel bir unsurdur, zira bu statü, birikimlerin niteliğini ve paylaşıma tabi olup olmayacağını etkileyebilmektedir.
OYAK’ın temel kuruluş amacı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin muvazzaf subay, astsubay, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşları ile sivil memurlarından oluşan daimi ve geçici üyelerine ve bunların vefatı halinde hak sahiplerine emeklilik, ölüm, maluliyet gibi durumlarda mali yardımlar yapmak ve üyelerinin çeşitli sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmetler sunmaktır. Kurumun kurumlar vergisi muafiyeti bulunmakla birlikte, elde ettiği iştirak ve finansal yatırım gelirleri stopaj yoluyla vergilendirilmektedir; bu durum, Boşanmada OYAK Birikimi hesaplamalarında birikimin net değeri üzerinde etkili olabileceğinden göz önünde bulundurulmalıdır. OYAK’ın kendine özgü bu yapısı, onu ne tam anlamıyla bir kamu kurumu ne de tipik bir özel şirket olarak sınıflandırmayı zorlaştırır; bu kendine özgü yapı, Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin hukuki yorumlarda özel bir dikkat gerektirir.
OYAK’ın yönetim ve denetimi; Temsilciler Kurulu, Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ve Genel Müdürlük aracılığıyla yürütülmektedir. Temsilciler Kurulu, kurumun en geniş katılımlı organı olup, Genel Kurul üyelerini seçer ve geçmiş mali hesapları inceler. Genel Kurul, yıllık faaliyet raporlarını ve bilançoları değerlendirerek geleceğe yönelik kararlar alır. Yönetim Kurulu, kurumun idaresinden sorumlu olup, Genel Müdür Yönetim Kurulu’nun doğal üyesidir. Denetleme Kurulu ise kurumun faaliyetlerinin mevzuata ve ilkelere uygunluğunu denetler. Bu karmaşık yönetim yapısı, kurumun mali politikalarını ve üyelere sunulan yardım türlerini belirler ki bu da dolaylı yoldan Boşanmada OYAK Birikiminin miktarını ve niteliğini etkileyebilir.
OYAK Tarafından Sunulan Yardımlar (Emeklilik, Maluliyet, Ölüm Yardımları)
OYAK, 205 sayılı Kanun çerçevesinde üyelerine çeşitli mali yardımlar sunmaktadır. Bu yardımlar, daimi üyeler için emeklilik, ölüm ve maluliyet yardımları ile konut edindirme yardımı gibi sosyal hizmetleri içerirken; geçici üyeler için ise ölüm ve maluliyet yardımlarını kapsamaktadır. Boşanmada OYAK Birikimi dendiğinde, genellikle akla ilk gelen ve en sık uyuşmazlık konusu olan yardım türü, daimi üyelere yapılan emeklilik yardımıdır.
Emeklilik yardımı alabilmek için OYAK üyeliğinde en az 10 yılını doldurmuş olmak gerekmektedir. Üyelik süresi 3 yıldan az olanlara herhangi bir ödeme yapılmazken, 3 yıl ile 10 yıl arasında üyeliği bulunanlara ise o tarihe kadar birikmiş aidatları, herhangi bir kar payı eklenmeksizin iade edilmektedir. Bu süre koşulları, Boşanmada OYAK Birikimi üzerinden diğer eşin bir hak talep edebilmesi için öncelikle üye eşin OYAK’tan bir yardım almaya hak kazanmış olup olmadığının belirlenmesi açısından kritik bir ön şarttır.
Maluliyet yardımları, üyenin görevini yapamayacak derecede malul kalması durumunda, “Tam ve Daimi Maluliyet Yardımı” veya “Kısmi Maluliyet Yardımı” şeklinde ödenir. Ölüm yardımı ise, üyenin vefatı halinde kanuni mirasçılarına yapılan bir ödemedir. Özellikle ölüm ve maluliyet yardımlarının hukuki niteliği, Boşanmada OYAK Birikimi kapsamında paylaşıma tabi olup olmayacağı hususunda Yargıtay kararlarıyla şekillenmiştir. Genellikle bu tür yardımlar, şahsa sıkı sıkıya bağlı haklar olarak değerlendirilerek kişisel mal kabul edilme eğilimindedir. Bu durum, Boşanmada OYAK Birikiminin her bir kaleminin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Evlilikte Mal Rejimleri ve Boşanmada OYAK Birikimi Açısından Önemi
Türk Medeni Kanunu (TMK), eşler arasındaki malvarlığı ilişkilerini düzenleyen çeşitli mal rejimlerini öngörmektedir. Eşlerin evlilik birliği devam ederken ve sona erdiğinde mallarının nasıl yönetileceği, kimin hangi mal üzerinde ne tür haklara sahip olacağı ve boşanma halinde bu malların nasıl paylaşılacağı, tabi olunan mal rejimine göre belirlenir. Bu bağlamda, Boşanmada OYAK Birikiminin hukuki akıbeti de doğrudan eşler arasında geçerli olan mal rejimine bağlıdır. Özellikle yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi”nin temel ilkelerinin, kişisel mal ve edinilmiş mal ayrımının doğru bir şekilde anlaşılması, Boşanmada OYAK Birikiminin adil bir şekilde tasfiye edilebilmesi için hayati önem taşımaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nda Düzenlenen Mal Rejimleri
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, eşlere evlilik sözleşmesiyle seçebilecekleri dört farklı mal rejimi sunmaktadır: Bunlar; edinilmiş mallara katılma rejimi (TMK m. 218-241), mal ayrılığı rejimi (TMK m. 242-243), paylaşmalı mal ayrılığı rejimi (TMK m. 244-255) ve mal ortaklığı rejimidir (TMK m. 256-281). Eşler, evlenme başvurusu sırasında veya evlilikleri devam ederken noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapacakları bir evlilik sözleşmesi ile bu rejimlerden birini seçebilirler. Eğer eşler arasında geçerli bir evlilik sözleşmesi ile farklı bir mal rejimi seçilmemişse, kanun gereği edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak uygulanır. Dolayısıyla, Boşanmada OYAK Birikiminin paylaşımında öncelikle eşlerin hangi mal rejimine tabi olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu ile yasal mal rejimi değişmiştir. Bu tarihten önce evlenen eşler için, eğer aralarında bir evlilik sözleşmesi yoksa, yasal mal rejimi “mal ayrılığı” rejimiydi. 1 Ocak 2002’den sonra ise yasal mal rejimi “edinilmiş mallara katılma rejimi” olarak kabul edilmiştir. Bu tarihsel ayrım, özellikle uzun süren evliliklerde Boşanmada OYAK Birikiminin farklı dönemlere isabet eden kısımlarının tasfiyesinde önem arz eder. Örneğin, 01.01.2002 tarihinden önce oluşan OYAK birikimleri mal ayrılığı rejimine göre, bu tarihten sonra oluşanlar ise edinilmiş mallara katılma rejimine göre değerlendirilecektir. Bu durum, Boşanmada OYAK Birikiminin tasfiyesinde karmaşık hesaplamaları gündeme getirebilir.
Yasal Mal Rejimi: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Temel İlkeleri
01.01.2002 tarihinden itibaren yürürlükte olan ve eşlerin başka bir mal rejimi seçmemeleri halinde uygulanan yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Bu rejim, temel olarak eşlerin “edinilmiş malları” ile her bir eşin “kişisel mallarını” kapsar (TMK m. 218). Boşanmada OYAK Birikiminin tasfiyesi de bu temel ayrım üzerine kuruludur; zira birikimin hangi mal grubuna dahil olduğu, paylaşılıp paylaşılmayacağını belirler.
Edinilmiş mallara katılma rejiminin temel prensibi, evlilik birliği devam ederken her eşin kendi kişisel mallarını muhafaza etmesi, ancak evlilik süresince edinilen mallar üzerinde diğer eşin, mal rejiminin sona ermesiyle birlikte bir “katılma alacağı” hakkına sahip olmasıdır. Bu rejimde, eşlerin malvarlıkları ayrıdır ve her eş kendi mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına kural olarak tek başına sahiptir (TMK m. 223/1). Boşanmada OYAK Birikimi de, eğer evlilik birliği içinde ve karşılığı verilerek elde edilmişse, genellikle bu “edinilmiş mallar” kategorisinde değerlendirilir ve tasfiyeye konu olur.
Kişisel Mallar Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesi, kişisel malları sınırlı sayıda saymıştır. Buna göre kişisel mallar şunlardır:
- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar (örneğin giysileri, takıları gibi).
- Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir suretle karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri (örneğin bağış).
- Manevi tazminat alacakları.
- Kişisel malların yerine geçen değerler (ikame mallar). Örneğin, miras kalan bir evin satılmasıyla elde edilen para da kişisel maldır.
Boşanmada OYAK Birikimi açısından, üye eşin evlilik öncesinde sahip olduğu OYAK birikimleri bu kapsamda kişisel mal sayılır ve kural olarak paylaşıma tabi tutulmaz. Benzer şekilde, Yargıtay içtihatlarında, OYAK tarafından yapılan ölüm ve maluliyet gibi şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan doğan ödemelerin de genellikle kişisel mal kabul edildiği görülmektedir. Bu durum, Boşanmada OYAK Birikiminin her türünün otomatik olarak paylaşıma konu olmadığını, birikimin kaynağının ve niteliğinin dikkatle incelenmesi gerektiğini göstermektedir.
Edinilmiş Mallar Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesine göre edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Kanun, edinilmiş malları özellikle şu şekilde sıralamıştır:
- Çalışmasının karşılığı olan edimler (maaş, aylık, yevmiye, ikramiye, bahşiş gibi gelirler).
- Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacıyla kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler (örneğin emeklilik ikramiyesi, Boşanmada OYAK Birikimi gibi).
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar (ancak bu tazminatın manevi tazminat niteliğindeki kısmı kişisel mal olabilir).
- Kişisel malların gelirleri (örneğin, miras kalan bir evin kirası, kişisel hesaptaki paranın faizi, evlilik öncesi OYAK birikiminin evlilik içinde getirdiği nemalar gibi).
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
Boşanmada OYAK Birikiminin evlilik birliği içinde, özellikle üye eşin maaşından yapılan kesintilerle ve bu kesintilerin nemalandırılmasıyla oluşan kısmı, TMK m. 219/1 ve m. 219/2 hükümleri uyarınca tipik bir edinilmiş mal örneğidir. Ayrıca, TMK m. 222/son fıkrası uyarınca, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Bu yasal karine, Boşanmada OYAK Birikiminin kişisel mal olduğunu iddia eden eşin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu anlamına gelir. İspat edilemediği takdirde, OYAK birikimi edinilmiş mal olarak kabul edilerek tasfiyeye dahil edilecektir. Bu durum, OYAK üyesi eşin, birikimlerinin hangi kısmının ne zaman ve ne şekilde oluştuğuna dair kayıtları dikkatle tutmasının önemini ortaya koymaktadır.
Boşanmada OYAK Birikiminin Edinilmiş Mal Kapsamında Değerlendirilmesi
Yargıtay’ın istikrar kazanmış içtihatlarına göre, evlilik birliği devam ederken OYAK üyesi eşin maaşından düzenli olarak yapılan kesintilerle oluşan birikimler ve bu birikimlerin elde ettiği nemalar (getiriler), Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesi kapsamında edinilmiş mal olarak kabul edilmektedir. Bu temel kabul, Boşanmada OYAK Birikiminin kural olarak eşler arasında paylaşıma tabi tutulacağı anlamına gelir. Diğer eş, bu edinilmiş mal niteliğindeki OYAK birikimi üzerinde, mal rejiminin tasfiyesi sırasında katılma alacağı talep etme hakkına sahip olur.
Ancak, bu genel kuralın uygulanmasında dikkate alınması gereken önemli detaylar ve istisnalar bulunmaktadır. Özellikle OYAK tarafından yapılan ödemenin niteliği (örneğin, emeklilik ikramiyesi mi, Emekli Maaş Sistemi (EMS) kapsamında düzenli maaş mı, yoksa maluliyet yardımı mı olduğu) ve ödemenin yapıldığı zaman (mal rejimi sona ermeden önce mi sonra mı), Boşanmada OYAK Birikiminin hukuki kaderini ve paylaşıma tabi olup olmayacağını doğrudan etkileyebilir. Örneğin, evlilik öncesi var olan OYAK birikimleri kişisel mal sayılırken, bu kişisel malın evlilik süresince elde ettiği nemaların edinilmiş mal olarak kabul edilmesi , hesaplamalarda dikkatli bir ayrım yapılmasını gerektirir. Bu durum, Boşanmada OYAK Birikiminin sadece ana para üzerinden değil, aynı zamanda evlilik birliği içinde elde edilen getiriler üzerinden de paylaşıma konu olabileceğini göstermektedir ve bu husus, tasfiye sürecinde gözden kaçırılmaması gereken önemli bir noktadır.
Boşanmada OYAK Birikiminin Paylaşımı: Yargıtay İçtihatları Çerçevesinde Detaylı İnceleme
Boşanmada OYAK Birikiminin fiili paylaşım süreci, Türk Medeni Kanunu’nun mal rejimlerine ilişkin hükümleri ve bu hükümleri somut olaylara uygulayan Yargıtay içtihatları doğrultusunda şekillenmektedir. Bu başlık altında, mal rejiminin sona erme anının OYAK birikimleri üzerindeki etkisi, OYAK tarafından sunulan farklı yardım türlerinin (emeklilik ikramiyesi, nemalar, Emekli Maaş Sistemi (EMS) kapsamındaki birikimler, ölüm ve maluliyet yardımları) hukuki niteliği ve tasfiyedeki yeri, güncel ve emsal Yargıtay kararları ışığında ayrıntılı bir şekilde incelenecektir. Boşanmada OYAK Birikiminin adil bir şekilde paylaştırılabilmesi için bu detayların doğru anlaşılması büyük önem taşımaktadır.
OYAK Birikim Türü | Genel Hukuki Niteliği (Evlilik İçi Edinilmişse) | Temel Yargıtay Yaklaşımı ve Hesaplama Esasları | İlgili TMK Maddeleri | Önemli Yargıtay Karar Referansları (Örnek) | Boşanmada OYAK Birikimi Açısından Notlar |
---|---|---|---|---|---|
Emeklilik İkramiyesi (Toplu) | Genellikle Edinilmiş Mal | Evlilik süresine isabet eden kısmı paylaşılır. TMK m. 228/2 uyarınca gelecek dönem payı (PMF/TRH tablolarıyla hesaplanan) kişisel mal sayılabilir. | TMK 219, 228, 231 | 8. HD E.2015/16958 K.2015/21471 | Mal rejiminin sona erme tarihinde muaccel olması önemlidir. Bilirkişi hesaplaması gerektirir. Boşanmada OYAK Birikimi için kritik bir kalemdir. |
Nemalar (Getiriler) | Edinilmiş Mal | Kişisel malın (örn: evlilik öncesi OYAK) evlilik içi geliri ise edinilmiş maldır. Ana OYAK birikiminin neması da edinilmiş maldır. | TMK 219/4, 221/2 | 8. HD (Genel İçtihat) | Evlilik öncesi anapara kişisel kalırken, evlilik içi getirisi paylaşılır. Bu durum, Boşanmada OYAK Birikimi hesaplamasında dikkatli bir ayrım gerektirir. |
Emekli Maaş Sistemi (EMS) | Karmaşık/Tartışmalı | EMS’ye devredilen ana paranın edinilmiş mal olarak TMK 228/2’ye göre hesaplanabileceği görüşü var. Maaşların durumu net değil, Yargıtay’da birlik yok. | TMK 219, 228 | Değişken Kararlar | En belirsiz alanlardan biridir. Güncel kararlar ve somut olayın özellikleri çok önemlidir. Boşanmada OYAK Birikiminin EMS’deki durumu özel uzmanlık gerektirir. |
Ölüm Yardımı | Genellikle Kişisel Mal | Şahsa sıkı sıkıya bağlı hak, mirasçılara ödenir. | TMK 220 | 8. HD (Genel İçtihat) | Boşanma sonrası değil, üyenin ölümü halinde gündeme gelir; sağ kalan eşin mirasçı sıfatıyla alacağı, mal rejimi tasfiyesinden ayrıdır. Ancak, ölüm mal rejimi sona ermeden olursa, sağ kalan eşin katılma alacağı saklıdır. Boşanmada OYAK Birikimi kapsamında değerlendirilmez. |
Maluliyet Yardımı | Genellikle Kişisel Mal | Şahsa sıkı sıkıya bağlı hak, çalışma gücü kaybı tazminatı niteliği (kısmen TMK 219/2-c kapsamında da değerlendirilebilir ama Yargıtay kişisel mal eğiliminde). | TMK 220 (baskın) | 8. HD (Genel İçtihat) | Tazminatın hangi döneme ait olduğu ve niteliği önemlidir. Genellikle Boşanmada OYAK Birikimi tasfiyesinin dışında tutulur. |
Konut Ön Birikim Fonu | Genellikle Edinilmiş Mal | Evlilik birliği içinde birikmişse paylaşıma tabidir. | TMK 219 | 2. HD E.2022/4299 K.2023/521 | Diğer OYAK birikimleri gibi, evlilik içi edinilmiş mal prensibine tabidir. Boşanmada OYAK Birikimi hesaplamasına dahil edilir. |
Evlilik Öncesi OYAK Birikimi | Kişisel Mal | Ana para kişisel maldır, paylaşıma tabi değildir. | TMK 220 | Genel İlke | Ancak bu kişisel malın evlilik süresince getirdiği nemalar edinilmiş mal sayılır ve paylaşılır. Boşanmada OYAK Birikimi hesaplamasında bu ayrım titizlikle yapılmalıdır. |
Mal Rejiminin Sona Erme Anı ve Boşanmada OYAK Birikimi Üzerindeki Etkisi
Edinilmiş mallara katılma rejimi, eşlerden birinin ölümü, başka bir mal rejiminin kabulü veya boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erer (TMK m. 225/son). Bu tarih, Boşanmada OYAK Birikimi açısından kritik bir öneme sahiptir çünkü tasfiyeye konu olacak malvarlığı, kural olarak boşanma davasının açıldığı tarihteki mevcut durumuna ve değerine göre belirlenir. Dolayısıyla, OYAK birikiminin “muaccel” yani çekilebilir veya istenebilir bir alacak haline gelip gelmediği bu tarih itibarıyla değerlendirilir.
Yargıtay kararlarında sıkça vurgulanan bir husus, OYAK birikiminin paylaşıma konu olabilmesi için mal rejiminin sona erdiği tarihte üye eşin bu birikim üzerinde “kazanılmış bir hakka” sahip olması gerektiğidir. Eğer OYAK birikimi, örneğin emeklilik hakkı, boşanma davası açıldıktan sonra kazanılmışsa, yani üye eş boşanma davası açıldıktan sonra emekli olmuş ve OYAK birikimi bu tarihten sonra “muaccel” hale gelmişse, Yargıtay genellikle bu birikimin edinilmiş mal olarak kabul edilmeyeceği ve dolayısıyla paylaşıma tabi olmayacağı yönünde kararlar vermektedir. Bu durum, “muacceliyet” (kazanılmış hak/istenebilirlik) prensibi olarak adlandırılabilir ve Boşanmada OYAK Birikiminin kaderini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Boşanma davasının açılma tarihi ile OYAK birikiminin çekilebilir hale gelme tarihi arasındaki zamanlama, tarafların haklarını doğrudan etkileyebilmektedir. Bu nedenle, Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin taleplerde, bu kritik tarihler ve OYAK birikiminin o tarihteki hukuki durumu dikkatle incelenmelidir.
OYAK Emeklilik İkramiyesinin Durumu ve Katılma Alacağı
OYAK emeklilik ikramiyesi, evlilik birliği devam ederken üye eşin maaşından yapılan kesintiler ve bu kesintilerin nemalandırılması sonucu oluştuğu için, kural olarak edinilmiş mal kabul edilir ve diğer eşin bu ikramiye üzerinde katılma alacağı hakkı doğar. Boşanmada OYAK Birikiminin en sık karşılaşılan ve en önemli kalemlerinden biri bu emeklilik ikramiyesidir.
Ancak Yargıtay, Türk Medeni Kanunu’nun 228. maddesinin 2. fıkrasını dikkate alarak, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılan toptan ödemelerin (emeklilik ikramiyesi gibi) tamamının değil, sadece mal rejiminin devam ettiği süreye isabet eden kısmının edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden kısmının peşin sermaye değerinin ise üye eşin kişisel malı sayılması gerektiği yönünde içtihat geliştirmiştir. Bu hesaplama, genellikle PMF (Population Masculine Féminine) yaşam tabloları veya güncel TRH (Türkiye Hayat Tabloları) gibi aktüerya tabloları kullanılarak, üye eşin ortalama bakiye yaşam süresi dikkate alınarak yapılır. Bu karmaşık hesaplama yöntemi, Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin davalarda uzman bilirkişi incelemesini zorunlu kılmaktadır.
Eğer emeklilik, boşanma davası açılmadan önce gerçekleşmiş ve emeklilik ikramiyesi üye eş tarafından alınmışsa, bu ikramiyenin mal rejiminin sona erdiği (boşanma davasının açıldığı) tarihte mevcut olması (örneğin banka hesabında duruyor olması) veya bu ikramiye ile başka bir malvarlığı (ev, araba vb.) edinilmiş olması halinde paylaşıma tabi tutulur. Boşanmada OYAK Birikiminin bu şekilde somutlaşmış ve mal rejiminin sona erdiği anda varlığını koruyor olması, diğer eşin katılma alacağı talebinin kabulü için önemlidir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Kararları (Örn: 2014/9071 E., 2014/13425 K.; 2015/16958 K., 2015/21471 T.)
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, Boşanmada OYAK Birikimi konusundaki içtihatların şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Örneğin, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2014/9071 E., 2014/13425 K. sayılı kararında, edinilmiş mallara katılma rejiminin evlilik içinde kazanılan ve biriktirilen mal varlığı unsurlarını kapsadığı, bu bağlamda OYAK üyelikleri nedeniyle yapılan kesintilerin, maaşlardan yapılan düzenli kesintiler çerçevesinde edinilmiş mal olarak değerlendirilip eşler arasında paylaşıma konu olabileceği belirtilmiştir. Bu karar, Boşanmada OYAK Birikiminin genel prensip olarak edinilmiş mal kabul edileceğine dair temel bir tespittir.
Daha detaylı bir hesaplama yöntemini ortaya koyan Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin E. 2015/16958 K. 2015/21471 T. 30.11.2015 tarihli kararı ise OYAK’tan alınan emeklilik ödemesinin tasfiyesinde TMK m. 228/2’nin nasıl uygulanacağını açıklaması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu kararda Yargıtay, ödeme tarihi itibarıyla PMF tabloları kullanılarak emekli olan eşin ortalama bakiye yaşam süresinin bulunması, ödemenin günlük irada çevrilmesi ve mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraki kalan günlerle çarpılarak bulunacak miktarın peşin sermayeye çevrilmiş değerinin kişisel mal sayılması, bu miktarın toplam ödemeden düşülmesinden sonra kalan miktarın ise edinilmiş mal olarak tasfiyeye tabi tutulması gerektiğini detaylı bir şekilde izah etmiştir. Bu karar, Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin hesaplamalarda izlenecek yol haritasını netleştirmiş ve bilirkişi raporlarının bu doğrultuda hazırlanması gerektiğini ortaya koymuştur. Benzer şekilde, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin E. 2013/9435 K. 2013/17711 K. sayılı kararı da OYAK’tan alınan emekli ikramiyesinin, evlilik süresince ödenen primler oranında edinilmiş mal rejimine dahil edilmesi gerektiğini vurgulayarak , Boşanmada OYAK Birikiminin evlilik birliği ile olan sıkı bağının altını çizmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Kararları (Örn: 2022/4299 E., 2023/521 K.)
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin önemli kararlar vermektedir. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2022/4299 E., 2023/521 K. sayılı güncel kararında, OYAK’tan alınan toplu ödeme ve bu birikimle bağlantılı olarak kullanılan konut kredisinin tasfiye kapsamında değerlendirilebileceği, ancak boşanma tarihinden (mal rejiminin sona erme tarihinden) sonra yapılan ödemeler ve bu tarihten sonra oluşan birikimlerin kişisel mal olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Bu karar, Boşanmada OYAK Birikiminin yanı sıra, OYAK ile ilintili diğer finansal unsurların (örneğin OYAK Konut Ön Birikim Fonu veya OYAK kaynaklı kredilerle edinilen malların) da mal rejimi tasfiyesine dahil edilebileceğini göstermesi açısından önemlidir ve uygulayıcılara yol göstermektedir.
OYAK Nemalarının (Getirilerinin) Paylaşımı: Kişisel Malın Geliri mi, Edinilmiş Mal mı?
Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesinin 4. bendi uyarınca, kişisel malların gelirleri (örneğin, evlilik öncesi mevcut olan bir OYAK birikiminin evlilik süresince getirdiği nemalar veya faizler) edinilmiş mal sayılır. Bu kural, Boşanmada OYAK Birikiminin sadece ana para (yapılan kesintiler) üzerinden değil, aynı zamanda bu birikimlerin evlilik birliği içinde elde ettiği getiriler üzerinden de paylaşıma konu olabileceğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bu durumun pratikteki anlamı şudur: Eğer OYAK üyesi eşin evlilik öncesinden gelen bir OYAK birikimi varsa, bu birikimin kendisi (ana para) o eşin kişisel malı olarak kabul edilir ve kural olarak diğer eş bu ana para üzerinden bir hak talep edemez. Ancak, bu kişisel mal niteliğindeki evlilik öncesi OYAK birikiminin, evlilik birliği devam ettiği sürece elde ettiği nemalar, faizler veya kar payları, TMK m. 219/4 gereğince edinilmiş mal kabul edilerek eşler arasında paylaşıma tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin bir tasfiye davasında, sadece evlilik içinde yapılan kesintiler değil, aynı zamanda evlilik öncesi birikimlerin evlilik içindeki getirileri de dikkatle hesaplanmalı ve edinilmiş mal olarak değerlendirilmelidir. Bu ayrımın doğru bir şekilde yapılması, adil bir mal paylaşımı için elzemdir ve genellikle detaylı hesaplamalar gerektirir.
OYAK Emekli Maaş Sistemi (EMS) Kapsamındaki Birikimlerin Paylaşımı
OYAK üyeleri, emeklilik haklarını kazandıklarında, birikimlerini toplu olarak almak yerine, bir kısmını veya tamamını Ordu Yardımlaşma Kurumu Emekli Maaş Sistemi’ne (EMS) devrederek düzenli maaş alma seçeneğine sahiptirler. Boşanmada OYAK Birikiminin bu şekilde EMS’ye aktarılması durumu, mal paylaşımı açısından özellikli ve Yargıtay içtihatlarında henüz tam bir yeknesaklığa kavuşmamış bir konudur.
Yargıtay kararları incelendiğinde, EMS’ye aktarılan OYAK birikimlerinin ve bu sistemden ödenen maaşların boşanmada paylaşımı konusunda farklı yaklaşımların olduğu görülmektedir. Bazı Yargıtay kararlarında, EMS’ye devredilen ana paranın (toplu ödeme niteliğindeki kısmın) edinilmiş mal sayılarak, TMK m. 228/2’de belirtilen hesaplama yöntemiyle (bakiye ömür ve peşin sermaye değeri hesabı) tasfiyeye tabi tutulabileceği kabul edilirken; EMS kapsamında bağlanan ve düzenli olarak ödenen maaşların ise üye eşin kişisel geliri niteliğinde olduğu ve bu nedenle paylaşıma tabi olmayacağı belirtilmektedir. Ancak, bu konuda aksi yönde, yani EMS’deki birikimin tamamının veya maaşların da belirli bir oranda paylaşıma dahil edilebileceğine işaret eden kararlara da rastlanabilmektedir. Bu konudaki içtihat farklılıkları, Boşanmada OYAK Birikiminin EMS kapsamında olması halinde hukuki sürecin daha karmaşık ve öngörülebilirliğinin daha düşük olmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, bu tür durumlarda güncel Yargıtay kararlarının ve somut olayın tüm özelliklerinin bir hukuk uzmanı tarafından dikkatle incelenmesi ve değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
OYAK Ölüm ve Maluliyet Yardımlarının Boşanmada OYAK Birikimi Kapsamında Değerlendirilmesi (Genellikle Kişisel Mal)
Yargıtay, Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) tarafından ölüm veya maluliyet gibi özel durumlar nedeniyle yapılan yardımları, genellikle bu yardımların niteliğini dikkate alarak kişisel mal olarak kabul etme eğilimindedir. Bu tür ödemeler, çoğunlukla Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesinde sayılan kişisel mal hallerinden biri (örneğin, manevi tazminat alacakları veya şahsa sıkı sıkıya bağlı haklar) kapsamında değerlendirilir. Dolayısıyla, Boşanmada OYAK Birikimi olarak bu tür özel nitelikli yardımların talep edilmesi genellikle mahkemelerce kabul görmemektedir.
Örneğin, Yargıtay içtihatlarında, OYAK üyesinin vefatı halinde kanuni mirasçılarına yapılan ölüm yardımının, mal rejimi tasfiyesine dahil edilmemesi gerektiği, zira bu yardımın miras hukuku kurallarına göre değerlendirilmesi gereken ve şahsa bağlı bir hak olduğu belirtilmiştir. Benzer şekilde, maluliyet yardımları da, özellikle üyenin çalışma gücündeki bir kayıp nedeniyle ve bu kaybı telafi amacıyla ödeniyorsa, manevi tazminat benzeri bir nitelik taşıdığı veya TMK m. 219/2-c kapsamında “çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar” arasında sayılsa bile, Yargıtay’ın bu tür ödemeleri kişisel mal olarak görme eğilimi daha baskındır. Ancak, her somut olayın kendi özel koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Boşanmada OYAK Birikiminin bu tür kalemleri üzerinde hak iddia etmeden önce, yardımın niteliği ve Yargıtay’ın güncel yaklaşımı dikkatle incelenmelidir.
Evlilik Öncesi OYAK Birikimlerinin Durumu
Mal rejiminin başlangıcında, yani eşler evlenmeden önce, OYAK üyesi olan eşin Ordu Yardımlaşma Kurumu’nda mevcut olan birikimleri, Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesi uyarınca o eşin kişisel malı kabul edilir. Bu temel kural gereğince, Boşanmada OYAK Birikimi hesaplanırken, evlilik tarihinden önce var olan bu kısım paylaşıma dahil edilmez ve tamamen üye eşe ait kalır.
Ancak, burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, bu kişisel mal niteliğindeki evlilik öncesi OYAK birikiminin, evlilik birliği devam ettiği sürece elde ettiği nemalar, faizler veya kar paylarıdır. Yukarıda “OYAK Nemalarının Paylaşımı” başlığı altında da değinildiği gibi, kişisel malların evlilik süresince elde ettiği gelirler (TMK m. 219/4) edinilmiş mal sayılacağından, evlilik öncesi OYAK birikiminin evlilik içindeki getirileri üzerinden diğer eşin katılma alacağı hakkı doğabilir. Bu durum, Boşanmada OYAK Birikiminin tasfiyesinde, evlilik öncesi ana paranın ayrıştırılması ve sadece evlilik içi getirilerin hesaplamaya dahil edilmesi gibi teknik bir çalışmayı gerektirir. Bu nedenle, Boşanmada OYAK Birikimi söz konusu olduğunda, üyelik başlangıç tarihi, evlilik tarihi ve bu tarihlerdeki birikim miktarlarının doğru bir şekilde tespit edilmesi, adil bir tasfiye için büyük önem taşımaktadır.
Boşanmada OYAK Birikimine İlişkin Katılma Alacağının Hesaplanması
Boşanmada OYAK Birikiminin paylaşıma tabi olduğunun tespit edilmesi halinde, diğer eşin bu birikim üzerinden ne kadar alacak hakkı olduğunun, yani “katılma alacağının” hesaplanması gerekmektedir. Bu hesaplama, edinilmiş mallara katılma rejiminin temel prensiplerine, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddelerine ve Yargıtay’ın bu konudaki yerleşik uygulamalarına göre yapılır. Boşanmada OYAK Birikimi gibi mali değeri yüksek ve hesaplaması özellik arz eden kalemlerde, doğru ve adil bir sonuca ulaşmak için titiz bir çalışma ve genellikle uzman bilirkişi yardımı zorunludur.
Artık Değer ve Katılma Alacağı Kavramları
Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesindeki temel amaç, her bir eşin evlilik birliği içinde edindiği malların net değerini, yani “artık değer”ini belirlemek ve bu artık değer üzerinden diğer eşin yasal hakkı olan “katılma alacağını” hesaplamaktır. Türk Medeni Kanunu’nun 231. maddesine göre artık değer, her eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 229 uyarınca eklenecek değerler ve TMK m. 230 uyarınca denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar (ve yine denkleştirmeden kaynaklanan borçlar) çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Boşanmada OYAK Birikiminin evlilik birliği içinde oluşan ve edinilmiş mal kabul edilen kısmı da bu artık değer hesaplamasına dahil edilir.
TMK m. 236 uyarınca, her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar; bu hakka katılma alacağı denir. Dolayısıyla, Boşanmada OYAK Birikiminin edinilmiş mal sayılan kısmının artık değere katkısı hesaplandıktan sonra, diğer eş bu katkının yarısını katılma alacağı olarak talep edebilir. Bu prensip, Boşanmada OYAK Birikiminin eşler arasında adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
Hesaplamada Dikkate Alınan Unsurlar ve Bilirkişi İncelemesi
Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin katılma alacağının doğru bir şekilde hesaplanabilmesi için bir dizi bilgi ve belgenin temin edilmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkeme, öncelikle OYAK Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazarak üye eşe ait detaylı hizmet dökümünü, üyelik başlangıç ve bitiş tarihlerini, evlilik süresince yapılan aidat kesintilerini, bu kesintilere işleyen nemaları, varsa emeklilik, maluliyet gibi nedenlerle yapılan ödemelerin dökümünü ve mal rejiminin sona erdiği (boşanma davasının açıldığı) tarih itibarıyla mevcut birikim miktarını talep eder. Bu resmi kayıtlar, Boşanmada OYAK Birikimi hesaplamasının temelini oluşturur.
OYAK birikimlerine ilişkin hesaplamalar, özellikle Türk Medeni Kanunu’nun 228. maddesinin 2. fıkrasının uygulanması (emeklilik ikramiyesinin gelecek dönem payının kişisel mal sayılması), kişisel malın evlilik içi gelirlerinin (nemaların) ayrıştırılması, farklı dönemlere (01.01.2002 öncesi ve sonrası) isabet eden birikimlerin tespiti gibi karmaşık ve özel uzmanlık gerektiren işlemler içerdiğinden, mahkemeler bu konuda genellikle mali müşavir, aktüer veya bankacılık uzmanı gibi alanlarda yetkin bir bilirkişiden rapor alırlar. Bilirkişi, dosyaya sunulan belgeleri, OYAK kayıtlarını ve Yargıtay içtihatlarını dikkate alarak Boşanmada OYAK Birikimi üzerinden talep edilebilecek katılma alacağını hesaplar. Bilirkişi raporu, mahkemenin karar verirken dayandığı önemli bir delil niteliğindedir, ancak hakim bilirkişi raporuyla bağlı değildir. Hesaplamada temel kural, mal rejiminin sona erdiği tarih olan boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla OYAK birikiminin ulaştığı değerin (tasfiye anındaki sürüm değeri veya rayiç değerinin) dikkate alınmasıdır.
Yargıtay Kararlarında Öne Çıkan Hesaplama Yöntemleri
Yargıtay, özellikle OYAK emeklilik ikramiyesi gibi sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılan toplu ödemelerin tasfiyesinde, Türk Medeni Kanunu’nun 228. maddesinin 2. fıkrasının uygulanış biçimine ilişkin önemli içtihatlar geliştirmiştir. Bu madde, eşlerden birine yapılan toptan ödemenin, mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraki döneme isabet eden kısmının peşin sermaye değerinin kişisel mal sayılacağını öngörmektedir. Yargıtay, bu “gelecek dönem payının” hesaplanmasında aktüeryal hesaplama yöntemlerinin kullanılmasını benimsemiştir. Bu durum, Boşanmada OYAK Birikiminin sadece geçmişe yönelik birikimleri değil, aynı zamanda geleceğe yönelik bir gelir beklentisini de içerdiği durumlarda adil bir denge kurmayı amaçlar.
Bu hesaplamada, genellikle güncel PMF (Population Masculine Féminine) yaşam tabloları veya TRH-2010 (Türkiye Hayat Tabloları) gibi istatistiksel veriler kullanılır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin E. 2015/16958 K. 2015/21471 sayılı kararında da detaylıca açıklandığı üzere, öncelikle ödeme tarihi itibarıyla bu tablolardan yararlanılarak emekli olan eşin ortalama bakiye yaşam süresi (kaç yıl daha yaşaması beklendiği) bulunur. Ardından, yapılan toplu ödeme, bu bakiye ömre yayılarak varsayımsal bir günlük veya aylık irat (gelir) miktarı saptanır. Son olarak, mal rejiminin sona erdiği (boşanma davasının açıldığı) tarihten sonraki döneme (bakiye yaşam süresinin bu tarihten sonraki kısmına) isabet eden bu varsayımsal iratların bugünkü peşin sermayeye çevrilmiş değeri hesaplanır. İşte bu peşin sermaye değeri, üye eşin kişisel malı olarak kabul edilir ve toplam OYAK ödemesinden düşülür. Geriye kalan miktar ise edinilmiş mal olarak kabul edilerek eşler arasında paylaşıma tabi tutulur. Bu sofistike hesaplama yöntemi, Boşanmada OYAK Birikiminin hem evlilik birliğine yapılan katkıyı hem de üye eşin gelecek güvencesini dikkate alan adil bir çözüme ulaşılmasını hedefler ve bu tür davalarda uzman bilirkişi raporlarının vazgeçilmezliğini bir kez daha ortaya koyar.
Boşanmada OYAK Birikimi Hesaplanırken Denkleştirme ve Değer Artış Payı
Mal rejiminin tasfiyesi sırasında, bir eşin kişisel mal grubundan edinilmiş mal grubuna veya tam tersi şekilde edinilmiş mal grubundan kişisel mal grubuna bir malvarlığı veya değer kayması olmuşsa, bu durumun düzeltilmesi amacıyla “denkleştirme” (TMK m. 230) yapılır. Örneğin, OYAK üyesi eşin evlilik öncesinden gelen kişisel mal niteliğindeki bir OYAK birikimi, evlilik içinde çekilerek edinilmiş mal niteliğindeki bir evin alımında kullanılmışsa veya tam tersi, evlilik içinde edinilmiş mal niteliğindeki bir OYAK birikimi, üye eşin kişisel borcunun ödenmesinde kullanılmışsa, tasfiye sırasında bu geçişler dikkate alınarak ilgili mal grupları arasında bir denkleştirme yapılması gerekir. Bu durum, Boşanmada OYAK Birikiminin sadece OYAK hesabındaki mevcut bakiye ile sınırlı kalmayıp, bu birikimin evlilik içindeki diğer malvarlıklarıyla olan etkileşimlerinin de incelenmesini gerektirebilir. Paranın akışının takip edilmesi ve mal grupları arasındaki bu tür kaymaların tespiti, Boşanmada OYAK Birikiminin adil bir şekilde tasfiyesi için önemlidir.
Bununla birlikte, bir eşin diğer eşin malvarlığının (kişisel veya edinilmiş) edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş olması halinde, mal rejimi sona erdiğinde bu katkısı oranında “değer artış payı” (TMK m. 227) talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu talep, doğrudan Boşanmada OYAK Birikimi ile ilgili olmasa da, örneğin OYAK birikiminden elde edilen bir miktar para ile diğer eşin kişisel malı olan bir gayrimenkulün değerini artıran bir tadilat yapılmışsa gündeme gelebilir. Bu tür durumlar, Boşanmada OYAK Birikiminin dolaylı etkilerini ve mal rejimi tasfiyesinin genel karmaşıklığını göstermektedir.
Sonuç ve Değerlendirme
Boşanmada OYAK Birikimi konusu, evlilik birliğinin sona ermesi aşamasında karşılaşılan, hukuki ve mali açıdan önemli ve çoğu zaman karmaşık bir meseledir. Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun kendine özgü yapısı, sunduğu yardım türlerinin çeşitliliği ve Türk Medeni Kanunu’ndaki mal rejimi hükümleri ile Yargıtay içtihatlarının bu özel duruma uygulanmasındaki nüanslar, Boşanmada OYAK Birikiminin tasfiyesini hassas bir süreç haline getirmektedir. Yapılan incelemeler göstermektedir ki, evlilik birliği içinde, özellikle üye eşin maaşından yapılan kesintilerle oluşan OYAK emeklilik birikimleri ve bu birikimlerin nemaları, kural olarak edinilmiş mal kabul edilmekte ve eşler arasında paylaşıma tabi tutulmaktadır. Ancak bu genel kuralın, birikimin türüne (örneğin ölüm veya maluliyet yardımları genellikle kişisel mal sayılır), OYAK birikiminin Emekli Maaş Sistemi’ne (EMS) aktarılıp aktarılmadığına (bu konuda içtihat birliği henüz tam oluşmamıştır) ve en önemlisi mal rejiminin sona erdiği tarihte birikimin “muaccel” olup olmadığına göre önemli istisnaları ve farklı uygulamaları bulunmaktadır.
Yargıtay’ın, özellikle OYAK emeklilik ikramiyelerinin tasfiyesinde TMK m. 228/2’yi uygularken benimsediği aktüeryal hesaplama yöntemleri (PMF/TRH yaşam tablolarının kullanımı), Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin davalarda uzman bilirkişi incelemesini kaçınılmaz kılmaktadır. Ayrıca, evlilik öncesi OYAK birikimlerinin kişisel mal sayılmasına karşın, bu kişisel malların evlilik içindeki getirilerinin edinilmiş mal olarak paylaşıma dahil edilmesi gibi detaylar, hesaplamaların titizlikle yapılmasını gerektirmektedir. Tüm bu nedenlerle, Boşanmada OYAK Birikiminin tasfiyesi, her somut olayın kendi özel koşulları içinde, güncel yasal düzenlemeler ve Yargıtay içtihatları ışığında dikkatle değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Bu süreçte hak kayıplarının önlenmesi, mal rejiminin doğru tespiti, OYAK birikimlerinin niteliğinin (kişisel mal – edinilmiş mal) doğru belirlenmesi ve Yargıtay’ın güncel hesaplama yöntemlerinin doğru bir şekilde uygulanması, ancak alanında uzman bir hukukçunun profesyonel desteği ile mümkün olabilir. Özellikle İstanbul Boşanma Avukatı arayışında olan ve Boşanmada OYAK Birikimi gibi teknik ve hukuki bilgi birikimi gerektiren bir konuyla karşı karşıya kalan bireylerin, bu alanda deneyimli bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmaları, menfaatlerinin korunması ve adil bir sonuca ulaşılması açısından büyük önem taşımaktadır.
Sık Sorulan Sorular
Evlenmeden önce OYAK üyesiydim, evlilik öncesi birikimlerim boşanmada paylaşılır mı?
Hayır, evlilik birliğinin kurulmasından önce sahip olduğunuz OYAK birikimleri, Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesi uyarınca sizin kişisel malınız sayılır ve kural olarak boşanmada diğer eş tarafından paylaşıma tabi tutulamaz. Ancak, bu kişisel mal niteliğindeki evlilik öncesi OYAK birikiminizin evlilik süresince elde ettiği nemalar (getiriler), TMK m. 219/4 gereğince edinilmiş mal kabul edilerek eşler arasında paylaşıma dahil edilebilir. Boşanmada OYAK Birikimi hesaplamasında bu ayrımın dikkatle yapılması gerekmektedir.
Eşim OYAK üyesi, boşanma davası açıldıktan sonra emekli oldu. OYAK ikramiyesinden hak talep edebilir miyim?
Edinilmiş mallara katılma rejimi, boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erer (TMK m. 225/son). Eğer eşinizin OYAK emeklilik ikramiyesi bu tarihten sonra kazanılmışsa, yani emeklilik hakkı boşanma davası açıldıktan sonra doğmuş ve ikramiye bu tarihten sonra “muaccel” hale gelmişse, Yargıtay genellikle bu ikramiyenin mal rejimi tasfiyesine dahil edilmeyeceği yönünde kararlar vermektedir. Ancak, her somut olayın kendi özellikleri ve Yargıtay’ın zaman zaman farklılık gösterebilen içtihatları dikkate alınmalıdır. Boşanmada OYAK Birikiminin bu gibi durumlardaki akıbeti için bir avukata danışmanız en doğru yol olacaktır.
OYAK Emekli Maaş Sistemi’ndeki (EMS) maaşlar boşanmada paylaşılır mı?
OYAK Emekli Maaş Sistemi’ne (EMS) devredilen birikimlerin ve bu sistemden ödenen maaşların boşanmada paylaşımı konusu, Yargıtay içtihatlarında henüz tam bir netlik ve birlik kazanmamış, tartışmalı bir alandır. Bazı kararlar, EMS’ye devredilen ana paranın (toplu ödeme niteliğindeki kısmın) edinilmiş mal olarak kabul edilip TMK m. 228/2’ye göre hesaplanabileceğini, ancak sistemden düzenli olarak ödenen maaşların ise üye eşin kişisel geliri niteliğinde olduğunu ve paylaşıma tabi olmayacağını belirtirken, farklı yönde kararlara da rastlanmaktadır. Boşanmada OYAK Birikiminin EMS’deki durumu için güncel Yargıtay kararlarının ve somut olayın özelliklerinin bir hukuk uzmanı tarafından titizlikle takip edilmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
OYAK maluliyet yardımı boşanmada paylaşılır mı?
OYAK tarafından ödenen maluliyet yardımları, genellikle bu yardımın niteliği (şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olması, manevi tazminat benzeri bir işlev görmesi vb.) dikkate alınarak Yargıtay tarafından kişisel mal kabul edilmekte ve boşanmada paylaşıma tabi tutulmamaktadır. Boşanmada OYAK Birikimi olarak bu tür özel nitelikli yardımların tasfiye dışında kalması genel bir eğilimdir.
Boşanmada OYAK Birikimi hesaplanırken nelere dikkat edilir?
Boşanmada OYAK Birikimine ilişkin katılma alacağı hesaplanırken birçok faktör dikkate alınır. Bunlar arasında; eşlerin evlilik tarihi, OYAK üyesi eşin OYAK’a üyelik başlangıç tarihi, evlilik birliği devam ederken yapılan aidat kesintilerinin toplam tutarı, bu kesintilere işleyen nemalar, mal rejiminin sona erdiği tarih (boşanma davasının açıldığı tarih) itibarıyla OYAK hesabında bulunan toplam birikim miktarı, OYAK’tan alınan yardımın türü (emeklilik ikramiyesi, EMS, maluliyet vb.), evlilik öncesi birikim olup olmadığı gibi hususlar yer alır. Bu karmaşık hesaplama genellikle mahkeme tarafından atanan uzman bir bilirkişi tarafından Yargıtay içtihatları doğrultusunda yapılır. Boşanmada OYAK Birikiminin doğru ve adil bir şekilde hesaplanması, hakkaniyetli bir mal paylaşımının temelini oluşturur.
OYAK Konut Ön Birikim Fonu’ndaki paralar boşanmada paylaşılır mı?
Evet, OYAK üyelerinin Konut Ön Birikim Fonu’nda evlilik birliği içerisinde biriken paraları da, diğer OYAK birikimleri gibi, edinilmiş mal kabul edilerek Boşanmada OYAK Birikimi kapsamında eşler arasında paylaşıma tabi tutulabilir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2022/4299 E., 2023/521 K. sayılı kararında bu yönde bir değerlendirme yapılmıştır. Bu fon birikimleri de Boşanmada OYAK Birikiminin bir parçasını oluşturur.