Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması veya kanunda sayılan diğer özel boşanma sebeplerinin varlığı halinde eşler, boşanma davası açarak evliliklerini yasal olarak sonlandırma hakkına sahiptir. Ancak, bazı durumlarda davalı eşin adresinin bilinmemesi, boşanma sürecini karmaşık hale getirebilmektedir. Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası, Türk hukuk sisteminde özel usullere tabi olan ve dikkatle yürütülmesi gereken bir dava türüdür. Bu makalede, Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasının hukuki temelleri, adres araştırma süreci, ilanen tebligat usulü, davanın fer’i sonuçları ve Yargıtay kararları ışığında önemli uygulama esasları detaylı bir şekilde incelenecektir.

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası Kavramı ve Önemi

Evlilik birliğinin sona erdirilmesi yollarından biri olan boşanma davasının, taraflardan birinin adresinin bilinmemesi durumunda nasıl yürütüleceği önemli bir hukuki sorundur. Bu durum, Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası olarak adlandırılır ve adil yargılanma hakkı ile tebligat hukukunun temel prensipleri çerçevesinde özel usullere tabidir. Davalı eşin adresinin meçhul olması, davacının boşanma hakkını kullanmasına engel teşkil etmemekle birlikte, davalının da hukuki dinlenilme ve savunma hakkının korunması gerekliliği, sürecin titizlikle yönetilmesini zorunlu kılar. Bu makalenin amacı, Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası sürecini, Yargıtay kararları ışığında ve ilgili mevzuat hükümleriyle detaylı bir şekilde açıklamaktır.

Tebligatın Hukuk Sistemindeki Yeri ve Adil Yargılanma Hakkı

Hukuk sistemimizde, bir davanın görülebilmesi ve karara bağlanabilmesi için tarafların usulüne uygun şekilde haberdar edilmesi esastır. Bu, Anayasa ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ve bu hakkın temel unsurlarından olan hukuki dinlenilme hakkının bir gereğidir. Tebligat, tarafların dava hakkında bilgi sahibi olmalarını, iddia ve savunmalarını mahkemeye sunabilmelerini ve delillerini ibraz edebilmelerini sağlar. Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında, davalı eşe ulaşılamaması durumunda dahi, bu temel hakların olabildiğince korunması hedeflenir. Bu nedenle, kanun koyucu adres araştırması ve ilanen tebligat gibi özel müesseseler öngörmüştür. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2012/24610 E., 2013/11285 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, usulüne uygun bir tebligatın amacı, kişiyi aleyhine açılan davadan haberdar etmek, yargılamadan tam olarak bilgi sahibi olmasını sağlamak, açıklamada bulunmak ve ispat hakkını kullanmasına imkan vermektir.  

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası

Türk Medeni Kanunu Çerçevesinde Boşanma Hakkı

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK), eşlere belirli şartların varlığı halinde boşanma davası açma hakkı tanımaktadır. Bu hak, eşlerden birinin adresinin bilinmemesi durumunda ortadan kalkmaz. TMK Md. 161 vd. maddelerinde düzenlenen genel ve özel boşanma sebeplerinden herhangi birine dayanılarak Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası açılabilir. Örneğin, terk sebebiyle boşanma davasında (TMK Md. 164), terk eden eşin adresi bilinmiyorsa, ihtarın ilanen yapılması mümkündür.  

Tebligat Kanunu ve Boşanma Davalarındaki Uygulaması

7201 sayılı Tebligat Kanunu, hukuki işlemlerin muhataplarına bildirilme usullerini düzenler. Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası sürecinde tebligat, davanın en kritik aşamalarından biridir. Dava dilekçesinin davalıya tebliği zorunludur; aksi halde davalı davadan haberdar olamaz, kendisini savunamaz ve haklarının korunmasında sıkıntı yaşayabilir. Tebligat Kanunu, adresin bilinmemesi veya muhatabın adreste bulunamaması gibi durumlar için özel tebligat usulleri öngörmüştür. Bu usuller, davacının boşanma hakkı ile davalının savunma hakkı arasında bir denge kurmayı amaçlar.  

Adres Araştırması: Boşanma Davasının Kilit Aşaması

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında, davalı eşin adresinin tespiti için yapılacak araştırma, davanın hukuka uygun bir şekilde ilerleyebilmesi için hayati öneme sahiptir. Bu aşamada hem mahkemenin hem de davacının belirli rol ve sorumlulukları bulunmaktadır.

Mahkemenin ve Davacının Rolü ve Sorumlulukları

Mahkemenin Re’sen Araştırma Yükümlülüğü

Yargıtay içtihatları, davalının adresinin tespiti konusunda mahkemeye aktif bir rol yüklemiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2018/7988 E., 2020/2123 K. sayılı emsal niteliğindeki kararı, bu yükümlülüğü net bir şekilde ortaya koymaktadır. Anılan karara göre, mahkeme davacının bildirdiği son adresle yetinmemeli, davalının bilinen en son adreslerinden zabıta aracılığıyla adres araştırması yaptırmalı, davalı tarafından açılmış olabilecek diğer dosyalardaki kimlik ve pasaport kayıtlarından yararlanarak davalının Türk vatandaşı olup olmadığını, nerede nüfusa kayıtlı olduğunu, halen yurtiçinde mi yoksa yurtdışında mı oturduğunu duraksamasız belirlemelidir. Bu karar, adres araştırması ve tebligat yaptırmanın davacı tarafın değil, mahkemenin görevi olduğunu vurgulamaktadır. Mahkemenin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelebilir ve verilen kararın bozulmasına neden olabilir.  

Davacının Yükümlülüğü

Davacı, dava dilekçesinde davalının bilinen en son adresini, T.C. kimlik numarasını ve kendisine ulaşılabilecek diğer bilgileri sunmakla yükümlüdür. Davacı, eşinin adresini bulmak için elindeki tüm bilgileri mahkemeyle iyi niyetle paylaşmalı ve mahkemenin adres araştırması sürecine yardımcı olmalıdır. Davacının bildirdiği adresin yetersiz kalması veya bu adreste tebligat yapılamaması durumunda mahkeme re’sen araştırmaya geçecektir.  

Araştırma Yöntemleri ve Usulü

Mahkeme, davalının adresini tespit etmek için çeşitli yöntemlere başvurur:

  • MERNİS (Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi) Kayıtları: Adres araştırmasında ilk başvurulan ve en önemli kaynaklardan biri MERNİS’tir. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasına göre, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya bu adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde (MERNİS) bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Bu durumda başkaca adres araştırması yapılmasına gerek görülmez.  
  • Zabıta (Emniyet/Jandarma) Araştırması: Mahkeme, davalının bilinen son adreslerinde veya muhtemel bulunabileceği yerlerde zabıta marifetiyle adres araştırması yapılmasını emreder. Bu araştırma, kişinin o adreste oturup oturmadığı, ne zaman ayrıldığı, yeni adresi hakkında bilgi olup olmadığı gibi hususları kapsar. Zabıta, çevreden (komşular, esnaf vb.) ve muhtarlıktan bilgi toplayarak bir zabıta araştırma tutanağı düzenler ve mahkemeye sunar. Bu tutanak, yapılan işlemleri, görüşülen kişileri ve elde edilen bilgileri detaylı olarak içermelidir.  
  • Muhtarlık Araştırması: Zabıta araştırmasının bir parçası olarak veya mahkemece ayrıca istenmesi durumunda, ilgili mahalle veya köy muhtarlığından davalının o adreste yaşayıp yaşamadığı, ne zaman ayrıldığı ve biliniyorsa yeni adresi hakkında bilgi alınır.  
  • Diğer Kurum ve Kuruluşlardan Bilgi Toplama: Gerekli görülmesi halinde mahkeme, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bankalar, tapu müdürlükleri, vergi daireleri gibi diğer resmi kurum ve kuruluşlardan da davalının adres bilgilerini veya iletişim bilgilerini sorabilir.
  • Davacının Sunabileceği Deliller: Davacı, eşinin adresinin bilinmediğine dair kendi yaptığı araştırmaları (örneğin, sosyal medya yazışmaları, ortak tanıdıklarla yapılan görüşmelerin sonuçları, eşe ait eski faturalar, mektuplar, bilinen son işyeri bilgileri vb.) ve mahkemenin adres araştırmasına yardımcı olabilecek her türlü bilgi ve belgeyi delil olarak sunabilir. Bu deliller, mahkemenin araştırma yönünü belirlemesine ve süreci hızlandırmasına katkı sağlayabilir.  
Araştırma YöntemiSorumlu TarafAçıklama / Yasal Dayanak
MERNİS Kayıtları SorgulamaMahkemeTebligat Kanunu Md. 10/2. Muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi esas alınır.
Zabıta (Emniyet/Jandarma) AraştırmasıMahkeme (Talimatla)Bilinen son adresler ve muhtemel yerlerde kolluk kuvvetleri aracılığıyla yapılan saha araştırması. Yargıtay 8. HD 2018/7988 E..
Muhtarlık AraştırmasıMahkeme / Zabıtaİlgili muhtarlıktan kişinin adreste ikamet edip etmediği, ayrıldıysa ne zaman ayrıldığı ve yeni adresi hakkında bilgi alınması.
Diğer Kurum ve Kuruluşlardan SorgulamaMahkemeSGK, bankalar, tapu gibi kurumlardan adres veya iletişim bilgilerinin sorulması.
Davacının Sunduğu Bilgi ve BelgelerDavacıDavacının elindeki her türlü bilgi (eski adresler, faturalar, tanık beyanları, sosyal medya bilgileri vb.) mahkemeye sunulur. Mahkemenin araştırmasına yardımcı olur.

Yetersiz Araştırmanın Sonuçları ve Adil Yargılanma Hakkı İhlali

Adres araştırmasının kapsamlı ve titiz bir şekilde yapılmaması, Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasının en temelinden sakatlanmasına yol açabilir. Anayasa Mahkemesi, birçok kararında (örneğin, Ferdi Türkten Başvurusu, Başvuru No: 2014/12034) yetersiz adres araştırması sonucu yapılan ilanen tebligatın, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkını ve bu kapsamdaki hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğine hükmetmiştir. Bu kararlar, mahkemelerin adres araştırması yükümlülüğünü son derece ciddiyetle ve tüm imkanları kullanarak yerine getirmesi gerektiğini, aksi takdirde verilen hükmün geçerliliğinin sorgulanabileceğini ortaya koymaktadır.  

Benzer şekilde, Yargıtay da istikrarlı içtihatlarında, yetersiz zabıta araştırması yapılması, MERNİS kayıtları olmasına rağmen başkaca bir araştırma yapılmadan veya MERNİS adresine usulüne uygun tebligat denenmeden doğrudan ilanen tebligata başvurulması gibi durumları usulsüz kabul etmekte ve bu şekilde verilen kararları bozmaktadır. Yetersiz araştırma, davalının davadan haberdar olma ve savunma yapma hakkını elinden alır ki bu, hukuk devletinin temel prensiplerine aykırıdır. Bu nedenle, Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında mahkemenin ve davacının adres araştırması konusundaki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi, davanın selameti açısından zorunludur.  

İlanen Tebligat: Adresi Meçhul Eşe Ulaşmanın Son Çaresi

Tüm adres araştırma çabalarına rağmen davalı eşin adresinin tespit edilememesi durumunda, Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında başvurulacak son çare ilanen tebligattır.

Tanımı, Şartları ve Hukuki Zemini (Tebligat Kanunu Md. 28)

İlanen tebligat, adresi meçhul olan ve adres kayıt sisteminde de (MERNİS) adresi bulunmayan veya bulunup da tebligat yapılamayan kimseler hakkında başvurulan, dava veya diğer hukuki işlemlerin basın yayın araçları (gazete) ve elektronik ortamda (ilan.gov.tr) duyurulması suretiyle yapılan bir tebligat türüdür. Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi, ilanen tebligatın şartlarını ve usulünü düzenlemektedir. Bu tebligat türü, diğer tüm tebligat yollarının tüketilmiş olması ve davalıya başka hiçbir şekilde ulaşılamaması durumunda, bir “son çare” olarak kabul edilir.  

İlanen tebligat yapılabilmesinin temel şartları şunlardır:

  1. Davalının adresinin meçhul olması: Yani, yapılan tüm araştırmalara (MERNİS, zabıta, muhtar vb.) rağmen davalının tebligata elverişli bir adresinin tespit edilememiş olması.  
  2. Mahkemenin bu durumu gerekçeli bir kararla tespit etmesi: Mahkeme, adres araştırmasının neden sonuçsuz kaldığını ve ilanen tebligata neden başvurulduğunu kararında açıkça belirtmelidir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2017/2671 E., 2019/730 K. sayılı kararı, Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında bu süreci net bir şekilde özetlemektedir. Karara göre, mahkeme öncelikle davacının bildirdiği adrese tebligat çıkarmalı, bu adreste tebligat yapılamazsa davalının tebligata yarar açık adresini araştırmalı, adres tespit edilirse tebligat yapmalı, tüm bu çabalara rağmen adres bulunamazsa son çare olarak ilanen tebliğ hususunu düşünmelidir. Mahkemenin, davacı dava dilekçesinde bir adres belirtmiş olmasına rağmen (örneğin yurtdışı konsolosluk adresi) doğrudan davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi usule aykırıdır.  

MERNİS Adresi Olmasına Rağmen Ulaşılamama Durumu (Tebligat Kanunu Md. 21/2)

Eğer davalının MERNİS’te kayıtlı bir adresi varsa ancak bu adreste fiilen bulunamıyorsa veya tebligat almaktan kaçınıyorsa, bu durum ilanen tebligattan (TK Md. 28) farklı bir usule tabidir. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmaması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki (MERNİS) yerleşim yeri adresi bilinen en son adres kabul edilir ve tebligat buraya TK Md. 21/2’ye göre yapılır. Bu durumda tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtarına veya ihtiyar heyeti azasından birine yahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.  

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun E:2019/2 K:2020/3 sayılı kararı, bu konuda önemli bir açıklık getirmiştir. Karara göre, muhatabın bilinen en son adresine (MERNİS dışı bir adres) çıkarılan tebligatın iade edilmesi ve MERNİS adresinin bu bilinen adresten farklı olması halinde, MERNİS adresine doğrudan “Mernis adresi” şerhi verilerek TK Md. 21/2 uyarınca tebligat çıkarılması yeterlidir; öncelikle bu MERNİS adresine normal bir tebligat (TK Md. 21/1’e göre) çıkarılmasına gerek yoktur.  

Ancak, MERNİS adresi mevcut ve bu adrese TK Md. 21/2’ye göre tebligat yapma imkanı varken, mahkemenin doğrudan ilanen tebligata (TK Md. 28) başvurması Yargıtay tarafından usulsüz kabul edilmektedir. İlanen tebligat, ancak MERNİS adresinde de TK Md. 21/2 usulüyle tebligat yapılamazsa veya kişinin MERNİS adresi hiç yoksa ya da MERNİS adresi olmasına rağmen kişi orada hiç oturmamış veya sürekli olarak ayrılmış ve başka hiçbir adresi de tespit edilememişse gündeme gelebilir. Davacının, davalının MERNİS adresinde yaşamadığını dava dilekçesinde açıkça belirttiği durumlarda dahi (örneğin, terk nedeniyle açılan bir davada), mahkemenin bu beyanla yetinmeyip yine de TK Md. 21/2 usulünü denemeden önce ek adres araştırması yapması gerekebilir.  

İlanen Tebligat Usulü (Tebligat Kanunu Md. 29, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Md. 48 vd.)

İlanen tebligat süreci, belirli aşamaları ve kuralları içerir:

  1. Mahkeme Kararı: İlanen tebligata, tebliği çıkaran merci (boşanma davasında Aile Mahkemesi) gerekçesini göstermek suretiyle karar verir.  
  2. İlan Metninin Hazırlanması: İlan metni, ilgili mahkeme veya kurum tarafından hazırlanır. Bu metinde;
    • Tarafların (davacı ve davalı) ad ve soyadları,
    • Davalı ise biliniyorsa son bilinen adresi,
    • Tebliğ olunacak evrakın (örneğin dava dilekçesi, duruşma günü) anlaşılır bir özeti,
    • Tebliğin konusu ve sebebi,
    • İlanın hangi merciden verildiği,
    • Davalıya yapılan çağrı (örneğin, belirli bir süre içinde cevap vermesi, duruşmaya katılması),
    • Cevap vermemesi veya duruşmaya gelmemesi halinde yokluğunda yargılama yapılacağı ve karar verileceği ihtarı gibi hususlar yer alır.  
  3. Yayın Yeri ve Şekli:
    • İlan, Basın İlan Kurumu (BİK) aracılığıyla, muhatabın en emin şekilde haberdar olacağı umulan ve varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde yayınlanan bir gazetede ve ayrıca elektronik ortamda (Resmi İlan Portalı olan ilan.gov.tr’de) yapılır.  
    • Tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti, ayrıca tebliği çıkaran merciin (mahkemenin) herkesin kolayca görebileceği bir yerine (örneğin adliye divanhanesi) bir ay süreyle asılır.  
  4. İkinci İlan (Gerekirse): Mahkeme, lüzum görmesi halinde ikinci defa ilan yapılmasına karar verebilir. İki ilan arasındaki süre bir haftadan az olamaz. Gerekirse ikinci ilan, yabancı memleket gazeteleriyle de yaptırılabilir.  
  5. Tebliğ Tarihi: İlanen tebliğ, son ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılır. İlanen tebliğe karar veren merci, işin gereğine göre bu süreyi daha uzun bir müddet olarak belirleyebilir; ancak bu süre on beş günü geçemez.  
AşamaAçıklamaYasal Dayanak
Mahkeme KararıAdres araştırmasının sonuçsuz kalması üzerine mahkemenin ilanen tebligata gerekçeli olarak karar vermesi.TK Md. 28, Yönetmelik Md. 48
İlan Metninin HazırlanmasıMahkeme veya ilgili kurum tarafından, davalıyı bilgilendirecek ve yasal ihtarları içerecek şekilde ilan metninin düzenlenmesi.TK Md. 30, Yönetmelik Md. 51
Yayın (BİK, Gazete, ilan.gov.tr)İlanın Basın İlan Kurumu aracılığıyla ulusal veya yerel bir gazetede ve ilan.gov.tr’de yayınlanması.TK Md. 29, Yönetmelik Md. 49
Mahkeme Divanhanesine AsılmaTebliğ olunacak evrak ve ilan suretinin, tebliği çıkaran merciin herkesin kolayca görebileceği bir yerine (örn. adliye ilan panosu) bir ay süreyle asılması.TK Md. 29/2, Yönetmelik Md. 49/1-b
İkinci İlan (Gerekirse)Mahkemenin lüzum görmesi halinde, en az bir hafta arayla ikinci bir ilan yapılmasına karar vermesi.TK Md. 29, Yönetmelik Md. 49/1-c
Tebliğin Tamamlanma Süresiİlanen tebliğ, son ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra yapılmış sayılır. Mahkeme bu süreyi en fazla 15 güne kadar uzatabilir.TK Md. 31, Yönetmelik Md. 52

Yurtdışındaki Adresi Bilinmeyen Eşe Tebligat

Eğer boşanılmak istenen eşin yurtdışında olduğu biliniyor ancak adresi meçhulse, Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında tebligat süreci daha da karmaşıklaşır. Bu durumda, Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi ve devamı hükümleri (ilanen tebligat) uygulanır. İlanlar Türkiye’de yapılır. Ayrıca, Tebligat Kanunu Md. 29/son fıkrası uyarınca, tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin biliniyorsa son adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar. Ancak adres tamamen meçhulse bu son işlem yapılamayacaktır. Uygulamada, yurtdışında bulunan ancak adresi bilinmeyen eşlere yönelik bu şekilde ilanen tebligat yapılmaktadır.  

Tebligat Kanunu’nun 25. ve 25/a maddeleri, yurtdışındaki kişilere (adresi bilinen) tebligat usullerini (diplomatik yollarla veya konsolosluk aracılığıyla) düzenler. Ancak adresin meçhul olduğu durumlarda bu yollar işlevsiz kalacağından, ilanen tebligat kaçınılmaz hale gelebilir. Bu durumda, ilanın yabancı memleket gazeteleriyle de yaptırılmasına mahkemece karar verilebilir. Yurtdışı tebligatları, ilgili ülke ile Türkiye arasındaki uluslararası sözleşmelere (örneğin Lahey Tebligat Sözleşmesi) ve o ülkenin iç hukukuna da tabi olabilir. Bu nedenle, Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında yurtdışı unsuru varsa, sürecin bir avukat aracılığıyla takip edilmesi özellikle önemlidir.  

Masraflar ve Süreye Etkisi

Masraflar

İlanen tebligat, normal tebligat usullerine göre ek masraflar gerektirir. Bu masraflar başlıca gazete ilan bedellerinden oluşur ve davacı tarafından davanın başında yatırılan gider avansından karşılanır veya mahkemece ek olarak talep edilebilir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2021/6955 E., 2021/6764 K. sayılı kararı uyarınca, ilanen tebligat gideri, taraf teşkiline ilişkin bir gider avansıdır. Bu avansın davacı tarafından yatırılmaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Md. 114/g ve Md. 115 uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine yol açar. Mahkeme, bu giderin yatırılması için davacıya kesin süre vermeli ve süre içinde yatırılmazsa davayı usulden reddetmelidir. Basın İlan Kurumu’nun her yıl güncellenen bir resmi ilan fiyat tarifesi bulunmaktadır. İlan ücreti, ilanın yayınlanacağı gazetenin tirajı, ilanın boyutu (sütun/cm) gibi faktörlere göre değişiklik gösterir. Örneğin, 2024 yılı için 50.000 altı tirajlı gazetelerde sütun/cm ücreti 140 TL, 50.000 ve üzeri tirajlı gazetelerde ise 170 TL olarak belirlenmiştir (KDV hariç).  

Süreye Etkisi

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında ilanen tebligat yoluna başvurulması, davanın süresini kaçınılmaz olarak uzatır. Adres araştırmasının kendisi zaman alıcı bir süreçtir. Araştırmanın sonuçsuz kalması ve ilanen tebligata karar verilmesi durumunda ise; ilan metninin hazırlanması, Basın İlan Kurumu’na gönderilmesi, gazete ve elektronik ortamda yayınlanması, ilanın askıda kalma süresi ve son ilan tarihinden itibaren tebliğin yapılmış sayılması için beklenmesi gereken yasal süreler (7 ila 15 gün) dikkate alındığında, dava sürecine birkaç ay eklenebilir. Çekişmeli bir boşanma davasının ortalama 1 ila 1.5 yıl sürebildiği göz önüne alındığında, ilanen tebligat bu süreyi önemli ölçüde artırabilir. Bazı kaynaklar, ilanen tebligatın davayı en fazla 10 gün geciktireceğini belirtse de , bu ifade muhtemelen TK Md. 21/2 kapsamındaki muhtara tebligat için geçerli olup, TK Md. 28 kapsamındaki kapsamlı ilanen tebligat süreci için yanıltıcı olabilir. İlanen tebligatın tüm aşamaları dikkate alındığında, sürecin birkaç ay uzaması daha gerçekçi bir beklentidir.  

Adresi Bilinmeyen Eşe Karşı Yürütülen Boşanma Davasının Fer’i Sonuçları

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında, davalının yokluğunda yargılama yapılsa dahi, mahkeme boşanmanın fer’i (eki) niteliğindeki nafaka, velayet ve mal paylaşımı gibi konularda karar vermek durumundadır.

Nafaka (Yoksulluk ve İştirak Nafakası)

Mahkeme, davalının gıyabında da olsa, davacının talebi ve dosyaya sunulan delillere (özellikle davacının ve varsa çocukların ekonomik durumu, davalının bilinen son mali durumu veya olası kazanç kapasitesi hakkında yapılan değerlendirmeler) göre yoksulluk nafakası (TMK Md. 175) ve müşterek çocuklar için iştirak nafakasına (TMK Md. 182/3) hükmedebilir. Davalının mali gücünün tespiti, adresinin bilinmemesi nedeniyle zorlaşacaktır. Bu durumda mahkeme, genellikle davacının beyanlarını, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma raporlarını (SED raporu) ve hayatın olağan akışını dikkate alarak bir takdirde bulunur. Yoksulluk nafakası için, talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması ve kusurunun daha ağır olmaması şartları aranır. İştirak nafakası ise çocuğun bakım ve eğitim giderlerine velayeti almayan eşin katılımını sağlamak amacıyla hükmedilir ve burada eşlerin kusur durumu dikkate alınmaz. Davalı eş sonradan ortaya çıkar ve mali durumunun farklı olduğunu veya nafaka şartlarının oluşmadığını ispat ederse, nafakanın kaldırılması veya azaltılması (uyarlanması) için dava açma hakkına sahiptir.  

Çocukların Velayeti

Müşterek çocukların bulunması halinde mahkeme, çocuğun üstün yararı ilkesini gözeterek velayetin hangi eşe verileceğine karar verir. Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında, davalı eşin nerede olduğu ve çocuğa bakma imkanı bilinmediğinden, velayet genellikle çocukların fiilen bakımını üstlenen ve onlarla birlikte yaşayan davacı eşe bırakılır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, annenin yanında kalmasının çocuğun bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişimini olumsuz etkileyeceğine dair ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadıkça, velayetin anneye verilmesi tercih edilmektedir. Davalının yokluğunda verilen velayet kararı, davalının sonradan ortaya çıkması ve velayet şartlarının değiştiğini (örneğin çocuğun menfaatinin artık kendisinde kalmasını gerektirdiğini) iddia etmesi durumunda, velayetin değiştirilmesi davasına konu olabilir.  

Mal Paylaşımı

Boşanma davası ile mal paylaşımı davası (yasal adıyla mal rejiminin tasfiyesi davası) birbirinden bağımsız davalardır. Boşanma davasında kural olarak mal paylaşımına karar verilmez; bu talep ayrı bir dava ile ileri sürülmelidir. Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası sonucunda boşanma kararı kesinleşse bile, davalı eşin yasal mal rejimi (edinilmiş mallara katılma rejimi) kapsamındaki malvarlığı değerlerine ilişkin hakları saklı kalır. İlanen tebligat yoluyla boşanan ve durumdan haberdar olmayan eş, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren başlayan 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde mal paylaşımı davası açabilir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olmayıp, zamanaşımı süresidir ve karşı tarafın defi üzerine dikkate alınır. Davalının yokluğunda yürütülen bir Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası sürecinde, davacının ileride açılabilecek bir mal paylaşımı davasını düşünerek, evlilik birliği içinde edinilmiş malların tespiti ve korunması yönünde delil toplaması ve gerekirse tedbir talebinde bulunması önem arz edebilir.  

İlanen Tebligatla Boşanan Davalının Hakları

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası sonucunda, ilanen tebligat yoluyla gıyabında karar verilen ve bu durumdan sonradan haberdar olan davalının başvurabileceği hukuki yollar mevcuttur. Bu yollar, özellikle tebligat sürecinde usulsüzlükler yapılmışsa veya davacının kötü niyeti söz konusuysa önem kazanır.

Karara İtiraz ve Temyiz Yolları

İlanen tebligat usulüne uygun yapılmış ve karar bu şekilde kesinleşmişse, davalının sonradan durumu öğrenmesi halinde olağan kanun yolları olan istinaf ve temyiz süreleri geçmiş olabilir. Ancak, Tebligat Kanunu Md. 32’ye göre, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğe muttali olmuşsa tebliğ muteber sayılır ve muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir. Eğer davalı, ilanen tebligatın usulsüz olduğunu (örneğin, adres araştırmasının yetersiz yapıldığını) iddia ediyorsa ve bu iddiasını ispatlayabilirse, kararı öğrendiği tarihten itibaren yasal süreler içinde kanun yoluna başvurma imkanı doğabilir. İlanen tebligatta, ilanda belirtilen duruşma gününde hazır bulunmayan veya cevap vermeyen davalının, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz hakkı da ilanın içeriğinde belirtilir.  

Yargılamanın İadesi (Yeniden Yargılama) (HMK Md. 375)

Kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı başvurulabilen olağanüstü bir kanun yolu olan yargılamanın iadesi, HMK’nın 375. maddesinde sayılan sınırlı sebeplerin varlığı halinde talep edilebilir. Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında ilanen tebligatla verilen bir karara karşı yargılamanın iadesi şu durumlarda gündeme gelebilir:  

  • Usulsüz Tebligat ve Yargılamanın İadesi: Tebligatın usulüne aykırı yapılması, HMK Md. 375’te doğrudan sayılan bir yargılamanın iadesi sebebi değildir. Ancak, Yargıtay bazı kararlarında, davacının davalının adresini bildiği halde kötü niyetle gizleyerek veya mahkemeyi yanıltarak ilanen tebligata sebebiyet vermesi durumunu, HMK Md. 375/1-h bendindeki “Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması” kapsamında değerlendirerek yargılamanın iadesine karar verilebileceğini kabul etmektedir. Bu durumda davalının, davacının hileli davranışını ispatlaması gerekir.  
  • Anayasa Mahkemesi Kararlarının Etkisi: Anayasa Mahkemesi’nin, yetersiz adres araştırması sonucu yapılan ilanen tebligatın adil yargılanma hakkını ihlal ettiğine dair kararları , davalının adresinin tespit edilebilir olmasına rağmen gerekli özen gösterilmeden ilanen tebligat yapılması halinde, bu durumun yargılamanın iadesi taleplerini destekleyici önemli bir argüman olabileceğini göstermektedir. Zira bu durum, davalının savunma hakkının esaslı bir şekilde kısıtlanması anlamına gelir.  
  • Süreler: Yargılamanın iadesi talebi, HMK Md. 377 uyarınca, dayanılan sebebin öğrenilmesinden itibaren üç ay ve her halde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıl içinde yapılmalıdır.  

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası sonucunda gıyabında boşanan davalının en temel hakkı, öncelikle tebligat sürecinin hukuka uygun yürütülüp yürütülmediğini denetletmektir. Eğer adres araştırması yetersiz yapılmışsa, davacının bilinen bir adresi gizlediği veya mahkemeyi yanılttığı tespit edilirse, yargılamanın iadesi yoluyla kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi mümkün olabilir. Bu süreç, adaletin tecellisi ve savunma hakkının korunması açısından kritik öneme sahiptir.

Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru

İlanen tebligat sürecindeki ağır usulsüzlükler nedeniyle adil yargılanma hakkının (Anayasa Md. 36) ihlal edildiği iddiasıyla, yargılamanın iadesi dahil tüm iç hukuk yolları tüketildikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulabilir. Anayasa Mahkemesi’nin özellikle yetersiz adres araştırması sonucu yapılan ilanen tebligatlara ilişkin verdiği ihlal kararları, bu yola başvurulabileceğini göstermektedir.  

Bu Süreçte Boşanma Avukatının Önemi

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası, hukuki ve usuli karmaşıklığı, dikkatli bir adres araştırması gerektirmesi, ilanen tebligat gibi özel ve şekil şartlarına sıkı sıkıya bağlı bir süreci içermesi ve taraflar açısından ciddi hak kayıplarına yol açabilme potansiyeli nedeniyle, mutlaka alanında uzman bir boşanma avukatından hukuki destek alınarak yürütülmesi gereken bir dava türüdür.  

Bir boşanma avukatının bu süreçteki rolü ve sorumlulukları şunlardır:

  • Hukuki Danışmanlık ve Strateji Belirleme: Müvekkiline Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasının tüm aşamaları, olası riskleri ve sonuçları hakkında detaylı bilgi verir. Davanın en başından itibaren doğru bir hukuki strateji belirler.  
  • Dava Dilekçesi ve Belgelerin Hazırlanması: Boşanma sebepleri, talepler (nafaka, velayet vb.) ve delilleri içeren dava dilekçesini usulüne uygun olarak hazırlar. Davalının kimlik bilgileri, bilinen son adresi gibi mahkemenin adres araştırmasına yardımcı olacak tüm bilgileri derler ve dava dosyasına sunar.  
  • Adres Araştırma Sürecinin Takibi: Mahkemenin re’sen yapacağı adres araştırması sürecini yakından takip eder. MERNİS, zabıta, muhtarlık ve diğer kurumlarla yapılan yazışmaların ve araştırmaların eksiksiz yapılmasını sağlar. Gerekirse ek araştırma taleplerinde bulunur.  
  • İlanen Tebligat Sürecinin Yönetimi: İlanen tebligata karar verilmesi durumunda, ilan metninin hukuka uygun hazırlanmasını, Basın İlan Kurumu aracılığıyla usulüne uygun yayınlanmasını ve diğer tebligat formalitelerinin (askı tutanakları vb.) yerine getirilmesini titizlikle takip eder. İlan masrafları ve süreç hakkında müvekkili düzenli olarak bilgilendirir.
  • Hakların Korunması: Duruşmalarda müvekkilini temsil eder. Nafaka, velayet gibi fer’i talepler konusunda müvekkilinin haklarını en iyi şekilde savunur. Davalının yokluğunda dahi, müvekkilinin lehine olabilecek tüm delillerin toplanmasını ve mahkemeye sunulmasını sağlar.  
  • Karşı Tarafın Ortaya Çıkması Durumunda Hukuki Destek: İlanen tebligatla boşanan davalının sonradan ortaya çıkması ve karara itiraz etmesi veya yargılamanın iadesini talep etmesi durumunda, müvekkilini bu yeni hukuki süreçte de temsil eder ve gerekli savunmaları yapar.

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası gibi özel ve teknik bilgi gerektiren bir alanda, bir avukatın deneyimi, mevzuata ve güncel Yargıtay içtihatlarına hakimiyeti, davanın sağlıklı yürümesi, usul hatalarından kaynaklanabilecek hak kayıplarının önlenmesi ve adil bir sonuca ulaşılması açısından belirleyicidir. Özellikle İstanbul Boşanma Avukatı gibi büyük şehirlerde bu tür davalara sıkça bakan ve bu konuda uzmanlaşmış avukatların tecrübesi, müvekkiller için önemli bir güvence teşkil edebilir.

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası Sonuç

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası, Türk hukuk sisteminde eşlerden birinin adresinin meçhul olması durumunda dahi boşanma hakkının kullanılabilmesine imkan tanıyan, ancak adil yargılanma ve hukuki dinlenilme haklarının korunması amacıyla son derece sıkı usul kurallarına bağlanmış özel bir dava türüdür. Bu süreçte en kritik aşama, davalı eşin adresinin tespiti için yapılacak olan kapsamlı ve titiz adres araştırmasıdır. Mahkemenin re’sen araştırma yükümlülüğü, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla da pekiştirilmiş olup, bu yükümlülüğün eksik veya yetersiz yerine getirilmesi ciddi hak ihlallerine ve kararın bozulmasına yol açabilmektedir.

Adres araştırmasının tüm çabalara rağmen sonuçsuz kalması halinde başvurulan ilanen tebligat ise, kelimenin tam anlamıyla “son çare” olarak görülmeli ve Tebligat Kanunu ile ilgili yönetmelikte belirtilen tüm şekil şartlarına harfiyen uyularak gerçekleştirilmelidir. İlanen tebligatla yürütülen bir Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında, davalının yokluğunda nafaka, velayet gibi konularda karar verilirken de hakkaniyet ve çocuğun üstün yararı ilkeleri gözetilmelidir.

Davalının sonradan ortaya çıkması ve ilanen tebligatın usulsüz yapıldığını iddia etmesi durumunda, yargılamanın iadesi gibi hukuki yollar gündeme gelebilir. Bu denli karmaşık, usuli detayları fazla ve potansiyel hak kayıplarına açık bir süreçte, bireylerin haklarını etkin bir şekilde koruyabilmeleri ve davanın en doğru şekilde yürütülmesini sağlayabilmeleri için alanında uzman bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmaları hayati önem taşımaktadır. Özellikle Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası gibi spesifik konularda derinlemesine bilgi ve deneyime sahip bir İstanbul Boşanma Avukatı, müvekkillerine bu zorlu süreçte rehberlik edecek, hukuki stratejiler geliştirecek ve haklarını en üst düzeyde koruyacaktır.

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası Sık Sorulan Sorular

Eşimin nerede olduğunu bilmiyorum, yine de boşanma davası açabilir miyim?

Evet, eşinizin adresinin bilinmemesi boşanma davası açmanıza engel değildir. Mahkeme, öncelikle kapsamlı bir adres araştırması yapacak (MERNİS, zabıta, muhtar vb.) ve tüm çabalara rağmen adresiniz bulunamazsa son çare olarak ilanen tebligat yoluyla dava eşinize duyurulacaktır. Bu özel sürece Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası denir.

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında adres araştırmasını kim yapar?

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre adres araştırması yapmak öncelikle mahkemenin görevidir. Ancak davacı olarak sizin de eşinizin bilinen son adresi, kimlik bilgileri, olası bulunabileceği yerler gibi konularda mahkemeye doğru ve eksiksiz bilgi vererek yardımcı olmanız beklenir. Mahkeme, MERNİS kayıtlarını sorgular, emniyet/jandarma (zabıta) kanalıyla ve muhtarlıklar aracılığıyla saha araştırması yapar.

İlanen tebligat nedir ve nasıl yapılır?

İlanen tebligat, adresi tüm aramalara rağmen bulunamayan kişilere, aleyhlerine açılan davanın veya diğer hukuki işlemlerin gazete ilanı ve resmi internet portalı (ilan.gov.tr) üzerinden duyurulmasıdır. Mahkeme kararıyla ve Basın İlan Kurumu (BİK) aracılığıyla ilanlar yayınlanır. Ayrıca, ilan metni ve tebliğ edilecek evrak mahkeme divanhanesine de asılır. Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında başvurulan son çaredir.

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası ne kadar sürer?

Bu tür davalar, normal çekişmeli boşanma davalarına göre genellikle daha uzun sürer. Kapsamlı adres araştırması süreci ve ardından ilanen tebligat süreci (ilanların hazırlanması, yayınlanması, yasal bekleme süreleri) davanın olağan seyrine birkaç ay ekleyebilir. Kesin bir süre vermek mümkün olmamakla birlikte, davanın karmaşıklığına ve mahkemenin iş yüküne göre süre değişir.

İlanen tebligatla boşandığımı sonradan öğrenirsem ne yapabilirim?

Eğer ilanen tebligatın usulsüz yapıldığını (örneğin, adresinizin aslında bulunabilecek olmasına rağmen yeterli ve özenli bir araştırma yapılmadığını veya davacının adresinizi bildiği halde kötü niyetle gizlediğini) düşünüyorsanız, kararın kesinleşmesinden itibaren belirli yasal süreler içinde yargılamanın iadesi (yeniden yargılama) talep etme hakkınız olabilir. Bu karmaşık bir hukuki süreç olduğundan derhal bir avukata danışmanız çok önemlidir.

Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davasında nafaka ve velayet nasıl belirlenir?

Mahkeme, davalının yokluğunda dahi, davacının talepleri, sunulan deliller (özellikle sosyal ve ekonomik durum araştırması, çocukların ihtiyaçları) ve dosya kapsamına göre yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve çocukların velayeti konularında karar verir. Velayet konusunda her zaman çocuğun üstün yararı ilkesi esastır. Davalının mali durumu ve ebeveynlik kapasitesi hakkında doğrudan bilgi olmaması, hakimin takdir yetkisini daha dikkatli kullanmasını gerektirir.

Yurtdışında yaşayan ve adresi bilinmeyen eşimden nasıl boşanabilirim?

Evet, yurtdışında yaşayan ve adresi bilinmeyen eşinize karşı da Türkiye’de Adresi Bilinmeyen Eşe Boşanma Davası açabilirsiniz. Bu durumda tebligat usulü, Tebligat Kanunu’nun yurtdışı tebligat hükümlerine (Md. 25, 25/a) ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre yürütülür. Adres meçhul ise, yine Türkiye’de ilanen tebligat yoluna başvurulabilir ve gerekirse ilan yabancı ülke gazetelerinde de yayınlanabilir. Bu süreç, yurtiçi davalara göre daha karmaşık ve uzun olabileceğinden uzman bir avukattan destek almanız şiddetle tavsiye edilir.

    Bu Yazıyı Paylaş

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Son Yazılar

    Hakkımızda

    istanbul boşanma avukatı

    Çelik & Baştürk Hukuk Bürosu olarak, İstanbul avukat ve arabulucularından oluşan ekibimiz ile birlikte, İstanbul Boşanma Avukatı, İstanbul Ceza Avukatı olarak çalışma alanlarımız içerisinde tüm davalara bakmaktayız. Bilgi için hemen bize ulaşın.