Küreselleşen dünyada, eşlerden birinin yurt dışında yaşaması durumu, boşanma sürecini hukuki açıdan daha karmaşık ve yönetilmesi zor bir hale getirmektedir. Türkiye’deki bir eşin, yurt dışındaki eşine karşı boşanma davasında davalının yurt dışında olması nedeniyle karşılaşabileceği en büyük engel, davanın temel şartı olan dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesidir. Bu süreç, uluslararası anlaşmalar, yasal düzenlemeler ve pratik zorluklar nedeniyle deneyim ve uzmanlık gerektirir. Aksi takdirde, yapılacak hatalar davanın uzamasına, hatta en baştan başlamasına yol açabilir. Bu makale, yurt dışındaki eşinden boşanmak isteyen bireyler için yol haritası sunarak, hukuki süreçlerin tüm inceliklerini ve dikkat edilmesi gereken noktaları detaylı bir şekilde ele almaktadır.
Yurt Dışındaki Eşe Karşı Türkiye’de Boşanma Davası Açılabilir mi?
Yurt dışında bulunan bir eşe karşı Türkiye’de boşanma davası açıp açılamayacağı sorusu, davanın ilk ve en temel aşamasını oluşturur. Bu sorunun cevabı, Türk mahkemelerinin uluslararası yetkisinin hangi hukuki düzenlemelerle belirlendiğine bağlıdır.
Türk Hukukunda Yetkili Mahkemenin Tespiti
Yabancılık unsuru içeren boşanma davalarında Türk mahkemelerinin yetkisi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) ile düzenlenmiştir. MÖHUK’un 27. maddesi, bu konuda genel bir kural koyarak, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları tarafından belirleneceğini ifade eder. Bu atıf gereğince, boşanma davaları için yetkili mahkemenin tespiti Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre yapılır.
TMK’nın 168. maddesi, boşanma ve ayrılık davalarında yetkili mahkemeyi özel olarak belirlemiştir. Buna göre, yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Bu kural, davalının yurt dışında yaşaması durumunda dahi, davacının yerleşim yerinin Türkiye’de olması halinde Türkiye’de dava açılabilmesinin yasal dayanağını oluşturur. Yani, boşanma davasında davalının yurt dışında olması, Türkiye’de dava açılmasına engel teşkil etmemektedir.
Türk Vatandaşları İçin Özel Yetki
Türk hukuk sistemi, kendi vatandaşlarına özel bir koruma sağlayarak, yurt dışında bulunan davalılara karşı boşanma davası açmayı daha da kolaylaştırmaktadır. MÖHUK’un 28. maddesi, iç hukuktaki yer itibarıyla yetki kurallarına bağlı kalmaksızın, bir Türk mahkemesinin daima yetkili olmasını amaçlamaktadır. Bu özel düzenleme, Türk vatandaşlarının kişi hallerine ilişkin davalarında, örneğin boşanma davasında, her zaman başvurabilecekleri bir Türk mahkemesinin varlığını garanti altına alır. Bu sayede, Türk vatandaşı olan eşler, eşlerinin yurt dışında nerede ikamet ettiğine bakılmaksızın, kendi ülkelerindeki mahkemelere başvurma imkanına sahip olurlar. Bu, Türk hukukunun kendi vatandaşlarına tanıdığı önemli bir güvencedir ve uluslararası boşanma davalarında davacının elini güçlendiren bir faktördür. Dolayısıyla, boşanma davasında davalının yurt dışında olması halinde bile, eğer davacı Türk vatandaşı ise, Türkiye’de dava açma konusunda hiçbir sorun yaşanmayacaktır.
Boşanma Davasında Yurt Dışındaki Eşe Tebligat Süreci
Yetkili mahkemenin belirlenmesinden sonra, davanın ilerlemesi için en zorlu ve en uzun soluklu aşama olan yurt dışı tebligat süreci başlar. Bu süreç, Türkiye’deki tebligat usullerine göre çok daha karmaşıktır ve davanın toplam süresini doğrudan etkileyen bir faktördür.
Yurt Dışı Tebligatın Hukuki Dayanağı ve Uluslararası Anlaşmalar
Boşanma davasında davalının yurt dışında olması durumunda dava dilekçesinin davalıya tebliği, adil yargılanma ve savunma hakkının temel bir gereğidir. Yurt dışı tebligat işlemleri, 7201 sayılı Tebligat Kanunu, bu Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik ve özellikle 1965 tarihli Lahey Tebligat Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yürütülür. Süreç, davalının Türk vatandaşı olup olmadığına göre farklılıklar gösterir.
Türk Vatandaşlarına Yapılacak Tebligat Usulü Tebligat Kanunu Madde 25/a
Davalının Türk vatandaşı olması durumunda, süreç daha pratik bir yolla ilerler. Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesi, yabancı ülkede bulunan Türk vatandaşlarına tebligatın diplomatik yol yerine doğrudan o yerdeki Türk Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla yapılmasını düzenlemektedir. Bu özel usul, tebligatın daha kolay ve kısa sürede tamamlanmasını sağlar . Bu usulde tebligat evrakının tercüme edilmesine gerek yoktur, evrak Türkçe olarak düzenlenir.
Mahkeme, dava dilekçesi ve diğer gerekli evrakı doğrudan davalının bulunduğu ülkedeki Türk konsolosluğuna veya büyükelçiliğine gönderir . Temsilcilik, davalıya o ülkenin yasal mevzuatına uygun bir şekilde bildirimde bulunur ve kendisinden 30 gün içinde konsolosluğa gelerek tebligatı almasını talep eder. Bu bildirimi alan davalı, tebligatı üç farklı şekilde sonuçlandırabilir:
- Konsolosluğa gelerek tebligatı teslim alır ve tebligat, geldiği tarihte yapılmış sayılır .
- Konsolosluğa gelir ancak tebligatı almaktan kaçınır; tebligat, yine geldiği tarihte yapılmış kabul edilir .
- 30 günlük süre içinde konsolosluğa hiç gelmez; bu durumda da bildirimin yapıldığı tarihten itibaren otuzuncu günün sonunda tebligat yapılmış sayılır .
Bu süreç, yabancı uyruklu davalılara göre oldukça hızlıdır ve ortalama 1 ila 3 ay arasında tamamlanabilir. Bu hız, davanın genel seyrini olumlu yönde etkiler ve davacının lehine bir avantaj oluşturur.
Yabancı Uyruklu Kişilere Tebligat
Eğer davalı yabancı uyruklu ise, tebligat süreci uluslararası adli yardımlaşma kuralları çerçevesinde diplomatik yollarla ilerlemektedir . Bu usulde, mahkeme tarafından hazırlanan tebligat evrakının ve ek belgelerin, yeminli bir tercüman tarafından davalının diline çevrilmesi zorunludur . Bu işlem, tebligatın geçerliliği için hayati önem taşır. Ayrıca, tebliğ evrakının her sayfasının resmi mühürle mühürlenmesi ve imzalanması gerekir . Tercüme ve diğer masraflar, davacı tarafından karşılanır ve bu durum, dava maliyetini artırır.
Tebligat, Türkiye Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla davalının bulunduğu ülkenin yetkili adli makamlarına iletilir . O ülkenin makamları, tebligatı kendi iç hukuklarına göre gerçekleştirir ve sonucu yine aynı diplomatik yollarla Türk mahkemelerine bildirir. Bu süreç, ülkeden ülkeye büyük farklılıklar göstermektedir ve ortalama olarak 4 ila 6 ay, hatta bazı ülkeler için 10 aydan 12 aya kadar uzayabilmektedir . Bu fark, boşanma davasında davalının uyruğunun ve bulunduğu ülkenin, davanın seyrini ve süresini doğrudan belirlediğini açıkça göstermektedir.
Aşağıdaki tablo, yurt dışı tebligat süreçlerinin davalının uyruğuna göre nasıl farklılaştığını net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Kriter | Türk Vatandaşlarına Tebligat | Yabancı Uyruklu Kişilere Tebligat |
Yasal Dayanak | Tebligat Kanunu m.25/a | Uluslararası Sözleşmeler (Lahey) ve Diplomatik Yol |
Gerekli Tercüme | Gerekmez | Zorunludur |
Uygulanan Yol | Doğrudan Türk Konsolosluğu/Büyükelçiliği | Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla diplomatik yol |
Tahmini Süre | Ortalama 1-3 ay | Ortalama 4-6 ay veya daha uzun |
Masraflar | Düşük | Yüksek (tercüme, apostil, ek masraflar) |
Davalının Adresinin Bilinmemesi Halinde Ne Yapılır?
Boşanma davasında davalının yurt dışında olması ve adresinin hiç bilinmemesi, süreci neredeyse imkansız hale getirebilir. Bu durumda başvurulacak son çare, ilanen tebligat yöntemidir. Ancak, bu usulün uygulanabilmesi belirli şartlara ve hukuki inceliklere bağlıdır.
Adres Araştırması Yükümlülüğü
Davacı, davalının adresini bilmiyorsa, mahkeme öncelikle davalının MERNİS (Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi) adresini araştırır . Eğer davalının yurt dışı adresi MERNİS’te kayıtlı değilse veya bilinen adrese tebligat yapılamamışsa, ancak o zaman ilanen tebligat gündeme gelir . Bu durum, davacının adres araştırması konusunda dürüst ve titiz davranması gerektiğini gösterir.
İlanen Tebligatın Şartları ve Hukuki Etkisi
İlanen tebligat, Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca, muhatabın adresi meçhul ise başvurulan bir yöntemdir. Bu usulde, dava dilekçesi ve mahkeme ilanları, devlete ait ilan.gov.tr sitesi üzerinden ve uygun görülen diğer yollarla duyurulur . İlanen tebligat, son ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılır; ancak bu süre, duruma göre 15 günü geçmemek üzere mahkeme tarafından uzatılabilir .
Bu noktada önemli bir hukuki detay bulunmaktadır: Yargıtay’ın yerleşik kararları, davalının yurt dışında olduğu biliniyor ancak adresi bilinmiyorsa, ilanen tebligatın yapılamayacağını belirtir . Bu durumun ortaya çıkması, tebligatın usulsüz sayılmasına ve davanın bozulmasına yol açar. Yurt dışı adresi bilinen bir davalı için, tebligatın yurt dışı usulüne göre yapılması gerekir; ilanen tebligat son çare olarak, sadece davalının adresinin tam anlamıyla meçhul olduğu durumlarda kullanılmalıdır. Bu karmaşık hukuki prosedür, tebligat hukukuna hâkim bir avukatın neden hayati önem taşıdığını bir kez daha göstermektedir. Yanlış bir tebligat usulü, davayı en başa döndürebilir ve davacı için zaman, emek ve para kaybına neden olabilir.
Boşanma Davasında Yurt Dışındaki Eşe Kayyım Atanması
Uygulamada, yurt dışında bulunan ve ulaşılamayan eş yerine bir temsilci veya kayyım atanıp davanın devam ettirilebileceği yönünde bir yanılgı mevcuttur. Ancak, bu durum hukuken doğru değildir.
Kayyımlık Kurumunun Amacı ve Hukuki Temelleri
Kayyımlık kurumu, Türk Medeni Kanunu’nun 426 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Temel amacı, kişilerin fiil ehliyetini kısıtlamadan, onların menfaatlerini korumak veya belirli bir işin görülmesini sağlamaktır. Örneğin, soy bağının reddi davasında, çocuğun hukuki menfaatlerini korumak adına kendisine bir kayyım atanır.
Boşanma Davasında Kayyım Atanması Mümkün müdür?
Boşanma davasında davalı eşe kayyım atanması hukuken mümkün değildir. Zira, boşanma davası kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, davalının bizzat veya vekalet verdiği avukatı aracılığıyla davaya katılması gerekir . Bir kişinin yerine hukuki bir temsilci atanarak, onun iradesi dışında boşanma kararı verilmesi, Türk hukuk sisteminin temel ilkelerine aykırıdır. Bu nedenle, davalı eşe tebligat yapılamaması durumunda izlenecek doğru yol, usulüne uygun tebligatın sağlanması veya adresin meçhul olması durumunda ilanen tebligata geçilmesidir. Kayyım atama müessesesi, boşanma davalarında davalı tarafın temsilini sağlamak için öngörülmemiştir. Boşanma davasında davalının yurt dışında olması halinde, davalının bizzat veya avukat aracılığıyla temsil edilmesi zorunludur.
Yurt Dışında Bulunan Eşin Savunma Hakları
Yurt dışı unsurlu boşanma davalarında, davalının savunma hakkı güvence altına alınmıştır ve bu hak, yargılama sürecinin seyrini doğrudan etkiler.
Davanın Uzamasına Neden Olan Faktörler
Yurt dışında bulunan bir eşe karşı açılan boşanma davasının en büyük gecikme nedeni, tebligat sürecinin uzunluğudur. Davalı eş, tebligat kendisine ulaştıktan sonra davaya itiraz etme, savunma dilekçesi sunma, delil bildirme veya duruşmalara katılma hakkına sahiptir. Davalının bu haklarını kullanması, davanın süresini önemli ölçüde uzatabilir ve çekişmeli bir yargılamaya dönüşmesine neden olabilir. Bu tür bir dava, tebligat aşaması da dahil olmak üzere 1 ila 3 yıla kadar sürebilir. Tüm araştırmalara rağmen davalının adresinin bulunamaması da davanın sürüncemede kalmasına yol açabilir.
Davalı Eşin Avukatla Temsili ve Hukuki Koruma
Yurt dışında bulunan davalı, Türkiye’deki bir avukata vekaletname vererek kendisini temsil ettirebilir . Bu durum, süreci önemli ölçüde kolaylaştırır ve hızlandırır. Zira, tebligatın davalının avukatına yapılması halinde, tebligat davalıya yapılmış sayılır. Böylece, tebligat süreciyle kaybedilen zaman telafi edilir ve dava daha hızlı ilerler. Ayrıca, davalı, davaya katılmaması halinde savunma haklarından vazgeçmiş sayılır ve iddia edilen vakıaları ispatlayamaz . Bu durum, davalının aleyhine sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla, boşanma davasında davalının yurt dışında olması halinde, davalının hukuki bir temsilci ile süreci takip etmesi kendi menfaatleri açısından kritik öneme sahiptir.
Yurt Dışında Alınan Boşanma Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi
Yurt dışında boşanmış ancak Türkiye’de hala evli görünen birçok birey için bu bölüm, en önemli bilgileri içermektedir. Yabancı bir ülkede verilmiş olan boşanma kararının Türkiye’de geçerlilik kazanması için birtakım hukuki işlemlerin yapılması zorunludur.
Tanıma ve Tenfiz Davası Nedir, Neden Gereklidir?
Yabancı bir mahkeme kararının Türkiye’de geçerli olması için tanıma veya tenfiz davası açılması gerekir.
- Tanıma: Yabancı mahkeme kararının sadece Türkiye’de geçerli sayılmasını sağlar. Kararın icra edilebilir bir hüküm içermediği durumlarda (örneğin sadece boşanma kararı) başvurulan yoldur .
- Tenfiz: Yabancı mahkeme kararının icra edilebilir hükümlerinin (nafaka, velayet, tazminat, mal paylaşımı gibi) Türkiye’de uygulanabilmesini sağlar . Tenfiz davası, aynı zamanda tanıma etkisini de doğurur.
İdari Yoldan Tanıma ve Nüfus Müdürlüğüne Başvuru
Son yıllarda yapılan hukuki düzenlemelerle birlikte, yabancı mahkeme boşanma kararlarının Türkiye’de tanınması için idari bir yol da açılmıştır. 2018 yılında yayımlanan Yönetmelik ve Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 27/A maddesi uyarınca, yabancı bir mahkemece verilen kesinleşmiş boşanma kararları, ilgili kişilerin yetkili Nüfus Müdürlüğüne veya Türk Konsolosluklarına başvurusuyla nüfus kütüğüne işlenebilmektedir. Bu kolaylık, taraflara dava açma zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Ancak, bu idari yolun sadece boşanmanın nüfusa tescilini sağladığı ve nafaka, velayet gibi hükümlerin Türkiye’de uygulanabilmesi için yine tenfiz davasının açılması gerektiği unutulmamalıdır.
Boşanma Davası ve Tanıma/Tenfiz Davası Arasındaki Farklar
Boşanma davası ile tanıma ve tenfiz davası, amaç, yetkili mahkeme ve kapsam açısından temel farklılıklara sahiptir. Bu iki kavramın karıştırılması, ciddi hukuki hatalara ve hak kayıplarına yol açabilir.
Kriter | Boşanma Davası | Tanıma ve Tenfiz Davası |
Amaç | Evlilik birliğini sonlandırmak | Yabancı mahkeme kararını Türkiye’de geçerli kılmak |
Hukuki Dayanak | TMK ve MÖHUK | MÖHUK |
Yetkili Mahkeme | Aile Mahkemesi | Aile Mahkemesi (Türkiye’de herhangi bir yer) |
Kapsamı | Boşanma sebepleri, velayet, nafaka, tazminat vb. tüm konular | Yabancı kararın tanınması ve icrası |
Sonuç | Boşanma kararının verilmesi | Yabancı kararın Türkiye’de uygulanabilmesi |
Yurt Dışı Eşli Boşanma Davalarında Neden Bir Avukatla Çalışılmalıdır?
Boşanma Davasında Davalının Yurt Dışında Olması hali, hukuki sürecin karmaşıklığını ve bireysel olarak yönetilmesinin zorluğunu katbekat artırmaktadır. Bu nedenle, tecrübeli bir boşanma avukatıyla çalışmak, sadece bir seçenek değil, aynı zamanda hayati bir gerekliliktir.
Karmaşık Süreçlerin Yönetimi ve Hukuki Rehberlik
Uluslararası boşanma davaları, yetki, tebligat ve ilgili hukuk sistemleri gibi teknik ve karmaşık konuları içerir. Alanında uzman bir avukat, davanın doğru mahkemede açılmasından, davalının uyruğuna göre en hızlı tebligat usulünün belirlenmesine, ilanen tebligatın risklerinin analiz edilmesine ve tüm yargılama sürecinin profesyonelce yönetilmesine kadar her adımda müvekkiline rehberlik eder . Yabancı hukuk sistemleri ve uluslararası anlaşmalar konusunda bilgi sahibi olmak, davanın sorunsuz ilerlemesi için kritik öneme sahiptir.
Hak Kayıplarının Önlenmesi
Dava sürecinde yapılan bir hata, tebligatın usulsüz sayılmasına, kararın Yargıtay’dan dönmesine ve davanın en başa dönmesine neden olabilir. Bu durum, davacının hem maddi hem de manevi olarak büyük kayıplar yaşamasına yol açar. Tecrübeli bir avukat, bu riskleri öngörür ve en aza indirir. Yurt dışı tebligat masrafları, harçlar ve diğer giderler, davacının karşılaması gereken önemli maliyetlerdir. Avukatınız, bu masrafları doğru bir şekilde yöneterek ve gereksiz harcamaları önleyerek, davanın toplam maliyetini kontrol altında tutmanıza yardımcı olur. Bu nedenle, avukatlık ücreti, sadece bir masraf kalemi değil, aynı zamanda olası hukuki ve mali kayıpları önleyen bir yatırımdır.
Psikolojik ve Duygusal Destek
Boşanma süreci, özellikle yabancılık unsuru taşıyan davalarda, bireyler için son derece yıpratıcı ve stresli olabilir . Profesyonel bir boşanma avukatı, sadece hukuki süreçleri yönetmekle kalmaz, aynı zamanda müvekkiline objektif bir bakış açısı sunarak duygusal kararlar almasını engeller . Bu, müvekkilin süreç boyunca daha rasyonel ve sağlam adımlar atmasına olanak tanır.
Boşanma Davasında Davalının Yurt Dışında Olması Sonuç
Yurt dışında bulunan bir eşe karşı boşanma davası açmak, sanılanın aksine hukuken mümkündür ve hukuki dayanakları oldukça sağlamdır. Ancak, bu süreç, tebligat, yetki ve ilgili hukuki prosedürler açısından ciddi teknik bilgi ve deneyim gerektirmektedir. Zira, tebligat usulüne ilişkin bir hata, davanın yıllarca uzamasına, hatta en başa dönmesine neden olabilirken, doğru hukuki adımlar ve stratejilerle süreç çok daha hızlı ve güvenli bir şekilde yönetilebilir.
Bu nedenle, boşanma davasında davalının yurt dışında olması gibi karmaşık bir durumda, kendi başınıza hareket etmek yerine, alanında uzman ve deneyimli bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmak en doğru karardır. Hukuki süreçlerin profesyonelce yönetilmesi, haklarınızın korunması ve en hızlı şekilde sonuca ulaşılması için tecrübeli bir İstanbul Boşanma Avukatı desteği, bu zorlu yolculukta en büyük güvenceniz olacaktır.
Sıkça Sorulan Sorular
Yurt dışında alınan boşanma kararı Türkiye’de geçerli midir?
Hayır, yurt dışında alınan bir boşanma kararı, Türkiye’de kendiliğinden geçerlilik kazanmaz. Bu kararın Türkiye’deki nüfus kütüğüne işlenebilmesi için ya idari yoldan (Nüfus Müdürlüğüne veya konsolosluğa başvuruyla) ya da mahkemede bir tanıma ve tenfiz davası açılması yoluyla Türk makamlarınca tanınması gerekir. İdari yol, sadece boşanma kararının tescilini sağlarken, velayet, nafaka ve mal paylaşımı gibi hükümlerin Türkiye’de uygulanabilmesi için tenfiz davası açılması zorunludur.
Yurt dışında yaşayan eşimden nafaka alabilir miyim?
Evet, eşinizin yurt dışında yaşaması nafaka ödemesine engel değildir . Ancak, nafaka kararının Türkiye’de uygulanabilmesi için, yabancı mahkemenin verdiği kararın tenfiz davası yoluyla Türkiye’de icra edilebilir hale getirilmesi gerekmektedir.
Boşanma davasında yurt dışı tebligat süreci ne kadar sürer ve bu süreçte nelerle karşılaşabilirim?
Tebligat süresi, davalının uyruğuna ve bulunduğu ülkeye göre değişir. Türk vatandaşları için süreç ortalama 1-3 ay sürerken, yabancı uyruklu kişiler için bu süre 4-6 ayı bulabilir, hatta bazı ülkelerde daha da uzayabilir . Bu süreçte en sık karşılaşılan sorunlar, tebligat evrakının tercüme zorunluluğu, diplomatik yazışmaların yavaşlığı ve tebligat masraflarının yüksek olmasıdır.
Boşanma davalarında mal paylaşımı nasıl yapılır?
Mal paylaşımı, boşanma davasından ayrı bir hukuki süreçtir. Yabancılık unsuru içeren davalarda, uygulanacak hukuk Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu’na göre belirlenir. Tarafların ortak milli hukuku veya ortak mutad meskenleri yoksa Türk hukuku uygulanır. Ancak, taşınmaz malların tasfiyesinde, taşınmazın bulunduğu ülkenin kanunları geçerli olur.
Yurt dışındaki eşimden boşanma davası açmak için Türkiye’de bulunma zorunluluğum var mı?
Hayır, Türkiye’de dava açmak için fiziki olarak Türkiye’de bulunma zorunluluğunuz yoktur. Yurt dışında yaşadığınız ülkeden Türkiye’deki bir avukata vekaletname vererek, tüm dava işlemlerini vekaleten yürütebilirsiniz . Bu durum, müvekkiller için süreci oldukça kolaylaştırmaktadır.
Yurt dışında yaşayan eşim dava dilekçesini teslim almazsa ne olur?
Boşanma davasında davalının yurt dışında olması halinde tebligatı bilinçli olarak teslim almaması, davayı durdurmaz . Türk vatandaşları için bildirimin yapıldığı tarihten 30 gün sonra tebligat yapılmış sayılır . Yabancı uyruklular için ise yabancı devletin kendi iç hukukuna göre bir prosedür işletilir ve bu süreç tamamlandığında dava devam eder. Bu durumda davalı, savunma haklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır ve davada kendi lehine delil sunamaz .