Uzaklaştırma Kararı Nasıl Alınır?

Uzaklaştırma Kararı Nasıl Alınır?

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır? Bu hayati soru, şiddete maruz kalan veya şiddet tehdidi altında yaşayan sayısız bireyin en temel endişelerinden birini oluşturmaktadır. Bu detaylı makalede, Türkiye Cumhuriyeti’nde uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun tüm hukuki ve pratik yönlerini derinlemesine inceleyeceğiz. Amacımız, bu önemli hukuki sürecin her bir aşamasını titizlikle açıklayarak, şiddet mağdurlarına ve bu konuda kapsamlı bilgi edinmek isteyen herkese yol göstermektir. Uzaklaştırma kararı, bir bireyi şiddetten koruma altına almak amacıyla, şiddet uygulayan kişinin mağdura belirli bir mesafeden yaklaşmasını, onunla iletişim kurmasını veya belirli yerlerde bulunmasını yasaklayan kritik bir hukuki araçtır. Bu makale, bu mekanizmanın işleyişini, başvuru yöntemlerini, potansiyel sonuçlarını ve ilgili hakları en ince ayrıntısına kadar ele alarak, şiddet mağdurlarına ve bu konuda bilgi arayışında olanlara eksiksiz bir rehber sunmayı hedeflemektedir.  

Yasal Dayanak: 6284 Sayılı Kanun

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun en doğru ve kapsamlı yanıtını bulmak için, öncelikle bu kararın temelini oluşturan yasal düzenlemeyi detaylı bir şekilde incelemek gerekmektedir. Türkiye’de uzaklaştırma kararı verilmesinin ve uygulanmasının yegane yasal dayanağı, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 sayılı Kanun’dur. Bu kanun, şiddete maruz kalan veya şiddete uğrama tehlikesi altında bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve son dönemde yapılan düzenlemeyle tek taraflı ısrarlı takip mağduru kişilerin korunmasını ve bu kişilere yönelik her türlü şiddetin önlenmesini amaçlamaktadır. Kanunun uygulama esasları ve hizmet sunma prensipleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın temel ilkeleri, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmeleri, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) ve yürürlükteki diğer tüm yasal düzenlemeler üzerine inşa edilmiştir. Şiddet mağdurlarına yönelik sunulan destek ve hizmetlerin, temel insan haklarına saygılı, kadın-erkek eşitliğine duyarlı, sosyal devlet ilkesine uygun, adil, etkili ve hızlı bir usul ile gerçekleştirilmesi kanunun temel prensiplerindendir. Bu kanun kapsamında kadınlara yönelik olarak öngörülen özel tedbirler, kadınlara karşı uygulanan cinsiyete dayalı şiddeti önlemeyi ve kadınları bu tür şiddetten korumayı amaçladığından, hiçbir şekilde ayrımcılık olarak değerlendirilemez.  

6284 sayılı Kanun, şiddet olgusunu yalnızca fiziksel saldırılarla sınırlı tutmayıp, oldukça geniş bir perspektifte tanımlamaktadır. Bu bağlamda şiddet; kişinin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel her türlü eylemi, bu eylemlere yönelik tehdit ve baskıyı ya da kişinin özgürlüğünün keyfi bir şekilde engellenmesini içermektedir. Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun cevabı da bu geniş şiddet tanımının kapsamına giren her türlü eylem için geçerlidir. Kanun, şiddet mağdurunu, bu kanunda tanımlanan şiddete doğrudan veya dolaylı olarak maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişi olarak tanımlarken, şiddet uygulayanı ise bu şiddet davranışlarını gerçekleştiren veya gerçekleştirme tehlikesi olan kişi olarak tanımlamaktadır. Ev içi şiddet kavramı ise, şiddet mağduru ve uygulayan aynı haneyi paylaşmasa bile aile veya hane içinde ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti ifade etmektedir. Bu tanımlar, kanunun sadece fiziksel şiddeti değil, aynı zamanda psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddeti de kapsadığını açıkça göstermektedir. Özellikle psikolojik şiddetin de şiddet kapsamına alınması, duygusal ve zihinsel istismarın da yasal koruma gerektiren bir durum olarak kabul edildiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarının da kanun kapsamına dahil edilmesi, bu tür davranışların yarattığı korku ve rahatsızlığın ne denli ciddi olduğunu vurgulamaktadır. Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2016/18336 E., 2019/2462 K. sayılı kararı da ısrarlı takip eylemlerinin, mağdurun huzur ve sükununu bozması halinde şiddet kapsamında değerlendirilebileceğini teyit etmektedir.  

Uzaklaştırma Kararı Gerektiren Çeşitli Şiddet Türleri

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun yanıtını ararken, hangi spesifik şiddet türlerinin bu kararın alınmasına zemin hazırladığını anlamak kritik öneme sahiptir. 6284 sayılı Kanun’a göre, bir mağdurun uzaklaştırma kararı talep edebilmesi için, kanunda tanımlanan aşağıdaki şiddet türlerinden birine maruz kalması veya maruz kalma tehlikesi altında bulunması gerekmektedir :

  • Fiziksel Şiddet: Bireyin vücut bütünlüğüne yönelik her türlü kasıtlı saldırı ve yaralama eylemi bu kategoriye girer.
  • Psikolojik Şiddet: Mağdurun ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyen her türlü davranış, örneğin hakaret, tehdit, aşağılama, sürekli eleştirme, aşırı kıskançlık, sosyal izolasyon ve kontrolcü davranışlar psikolojik şiddet olarak kabul edilir. Yargıtay kararları da psikolojik şiddetin, fiziksel şiddet olmasa dahi uzaklaştırma kararı alınması için geçerli bir sebep teşkil ettiğini açıkça belirtmektedir.  
  • Cinsel Şiddet: Kişinin rızası olmaksızın gerçekleştirilen her türlü cinsel eylem, cinsel taciz ve tecavüz bu kapsamdadır.
  • Ekonomik Şiddet: Mağdurun çalışmasına engel olma, gelirini kontrol etme, temel ihtiyaçlarını karşılamama, ekonomik kaynaklarını kısıtlama veya zarar verme gibi davranışlar ekonomik şiddet olarak tanımlanır.
  • Sözlü Şiddet: Küfür, aşağılayıcı ve onur kırıcı her türlü sözlü ifade sözlü şiddet kapsamındadır.  
  • Tehdit ve Israrlı Takip: Ölüm, yaralama veya başka bir kötülük yapma yönünde sözlü veya davranışsal ifadeler ile mağduru sürekli olarak rahatsız eden takip davranışları bu kategoriye girer. Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2015/10648 E., 2019/12408 K. sayılı kararı, ısrarlı takip sonucu kişinin huzur ve sükununu bozmanın da şiddet kapsamında değerlendirilebileceğini açıkça ortaya koymaktadır.
  • Mala Zarar Verme: Mağdurun kişisel eşyalarına veya ortak konutta bulunan eşyalara zarar verme eylemleri de şiddet olarak kabul edilir.  

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun cevabı, yukarıda sayılan şiddet türlerinden herhangi birinin varlığı halinde mümkündür. Fiziksel şiddetin gerçekleşmiş olması şart olmamakla birlikte, şiddet tehdidi, psikolojik şiddet veya diğer şiddet türlerinin varlığı da yeterlidir. Bu karar, yalnızca aile üyelerine veya eşlere karşı değil, aynı zamanda sevgililere, eski eşlere, komşulara ve ısrarlı takip durumlarında tanımadık kişilere karşı dahi alınabilir.

Uzaklaştırma Kararı Alma Sürecinin Detayları

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır? Bu önemli süreç, mağdurun başvurabileceği çeşitli yetkili mercileri içermektedir. Başvuru yöntemleri, yaşanan durumun aciliyetine ve mağdurun erişim imkanlarına göre farklılık gösterebilir.

Aile Mahkemesine Başvuru

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun en temel ve yaygın yanıtlarından biri, yetkili Aile Mahkemesine başvurmaktır. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise, bu başvuru Asliye Hukuk Mahkemesine Aile Mahkemesi sıfatıyla yapılabilir. Başvuru, yaşanan şiddet olaylarını ve talepleri içeren yazılı bir dilekçe (dilekçe örneği için bkz. ) sunularak gerçekleştirilir. Dilekçede, başvuranın (mağdurun) ve şiddet uygulayanın kimlik bilgileri, yaşanan şiddet veya tehdit olaylarının tüm detaylarıyla anlatımı ve talep edilen koruyucu tedbirler açık bir şekilde belirtilmelidir. Bu başvuru herhangi bir harca veya ücrete tabi değildir ve başvuruda bulunmak için o anda kapsamlı deliller sunma zorunluluğu da bulunmamaktadır; mağdurun beyanı esas alınır. Ancak, mevcutsa delil sunmak, mahkemenin durumu daha iyi değerlendirmesine yardımcı olabilir. Mahkeme, genellikle başvuru yapıldıktan sonra en kısa sürede, çoğu zaman aynı gün veya ertesi gün içinde kararını verir. Mesai saatleri dışında veya acil durumlarda, nöbetçi Aile Mahkemesine de başvurulabilir.

Kolluk Kuvvetlerine Başvuru

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun acil ve hayati tehlike içeren durumlardaki en hızlı yanıtı, hiç şüphesiz en yakın kolluk kuvvetlerine (polis merkezi veya jandarma karakolu) başvurmaktır. Mağdur, yaşadığı şiddeti veya şiddet tehdidini sözlü olarak anlatır ve kolluk kuvvetleri bu ifadeyi derhal tutanağa geçirmekle yükümlüdür. Hayatı açık ve yakın bir tehlike arz eden durumlarda, kolluk amirleri de geçici bir uzaklaştırma kararı verme yetkisine sahiptirler. Bu geçici karar, failin ortak konuttan derhal uzaklaştırılması veya mağdurla her türlü iletişim kurmasının engellenmesi gibi acil tedbirleri içerebilir. Kolluk amirleri tarafından verilen bu geçici kararlar, kararın verildiği günü takip eden ilk iş günü içinde yetkili hakimin onayına sunulmak zorundadır. Hakim, bu geçici kararı en geç 24 saat içinde onaylamak durumundadır; aksi takdirde geçici karar kendiliğinden hükümsüz kalır. Yargıtay kararları da kolluk amirlerinin, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde geçici uzaklaştırma kararı verebileceğini açıkça teyit etmektedir.

Cumhuriyet Başsavcılığına Başvuru

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusuna bir diğer önemli yanıt da Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmaktır. Bu başvuru yolu, özellikle yaşanan şiddet eylemlerinin Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil ettiği durumlarda (örneğin, kasten yaralama, cinsel saldırı gibi) daha uygun bir seçenek olabilir. Savcılık, yapılan başvuruyu titizlikle değerlendirdikten sonra, uzaklaştırma kararı verilmesi talebini yetkili Aile Mahkemesine ivedilikle iletecektir.

Mülki İdare Amirlerine Başvuru

Acil durumlarda, illerde Valiliğe, ilçelerde ise Kaymakamlığa (mülki idare amirlerine) de başvurulabilir. Bu makamlar, özellikle şiddet mağdurunun acil barınma ihtiyacı ve geçici maddi yardım gibi konularda ivedi koruyucu tedbirler alabilirler. Mülki amirler tarafından verilen bazı kararların da hakim onayına sunulması gerekebilir; bu süre genellikle 48 saattir.

Adli İnceleme ve Uzaklaştırma Kararının Verilmesi

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun yargısal aşaması, yapılan başvurunun yetkili mahkeme tarafından incelenmesini ve karara bağlanmasını içerir. Başvuru yolu ne olursa olsun (kolluk kuvvetlerinin verdiği geçici kararlar hariç), nihai uzaklaştırma kararı verme yetkisi öncelikle Aile Mahkemesi hakimindedir. Hakim, başvuruyu değerlendirirken genellikle sadece sunulan dilekçeyi ve varsa eklerini inceler ve özellikle acil durumlarda duruşma yapılmasına gerek duymaz.

Hakim, 6284 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca bir uzaklaştırma kararında çeşitli koruyucu ve önleyici tedbirler belirleyebilir. Bu tedbirlerden bazıları şunlardır:

  • Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren her türlü söz ve davranışta bulunmamak.
  • Şiddet uygulayanın müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması ve müşterek konutun kullanım hakkının geçici olarak korunan kişiye tahsis edilmesi. Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2015/15631 E., 2017/3258 K. sayılı kararı, konuttan uzaklaştırma kararının ihlalinin zorlama hapsi gerektirdiğini açıkça belirtmektedir.
  • Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine belirli bir mesafeden fazla yaklaşmamak.
  • Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, bu kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, süresinin sınırlandırılması ya da tamamen kaldırılması.
  • Gerekli görülmesi halinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmamak.
  • Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemek.
  • Korunan kişiyi her türlü iletişim aracıyla (telefon, mesaj, sosyal medya vb.) veya sair surette rahatsız etmemek.
  • Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen her türlü silahı derhal kolluğa teslim etmek.
  • Şiddet uygulayan kişi, silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevini ifa etse bile, bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı derhal kurumuna teslim etmek.
  • Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmamak ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmamak, bağımlılığının olması halinde, hastaneye yatmak dahil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
  • Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurmak ve tedavisinin sağlanması.

Uzaklaştırma kararının ilk süresi genellikle en fazla altı aydır. Verilen uzaklaştırma kararı, hem başvurana (mağdura) hem de hakkında karar verilen kişiye (fail) resmi olarak tebliğ edilir.

Uzaklaştırma Kararının Süresinin Uzatılması Prosedürü

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun önemli bir devamı olarak, bu kararın süresinin hangi koşullarda ve nasıl uzatılabileceği de merak konusudur. Şiddet tehdidinin ilk karar süresinin ötesinde de devam etmesi halinde, korunan kişi uzaklaştırma kararının süresinin uzatılması için yetkili Aile Mahkemesine yeniden başvurabilir. Mevcut tehlike devam ettiği sürece, uzaklaştırma kararının süresinin kaç kez uzatılabileceğine dair herhangi bir yasal sınırlama bulunmamaktadır. Uzatma talebi mutlaka Aile Mahkemesine yapılmalı, kolluk kuvvetlerine veya diğer idari makamlara yapılamaz. Mahkeme, mevcut şiddet riskinin devam ettiğini somut delillerle veya mağdurun beyanıyla değerlendirirse genellikle uzatma talebini kabul eder.

Uzaklaştırma Kararının İhlalinin Hukuki Sonuçları

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun ardından en çok merak edilen konulardan biri de bu kararın ihlal edilmesi durumunda ortaya çıkacak hukuki sonuçlardır. Uzaklaştırma kararının ihlali, Türk hukukunda ciddi hukuki sonuçları olan bir suçtur. Kararda açıkça belirtilen yasaklara uyulmaması, örneğin korunan kişiye veya belirtilen adreslere yaklaşılması, her türlü iletişim aracılığıyla iletişim kurulması veya kararda yasaklanan başka bir eylemin gerçekleştirilmesi ihlal anlamına gelir. İhlal durumunda derhal en yakın kolluk kuvvetlerine (polis/jandarma) veya Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı veya sözlü olarak bildirimde bulunulmalıdır. İhlalin cezası, “zorlama hapsi” olarak adlandırılan ve kararın gereklerine uyulmasını sağlamayı amaçlayan bir tür disiplin hapsidir. Zorlama hapsinin süresi ilk ihlalde 3 ila 10 gün arasında, tekrar eden ihlallerde ise her bir ihlal için 15 ila 30 gün arasında olabilir. Ancak, zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı kesinlikle geçemez. Zorlama hapsi, adli sicil kaydına (sabıka kaydına) işlemez ve bir ceza mahkumiyeti değildir. Yargıtay kararları da uzaklaştırma kararının ihlalinin zorlama hapsi ile cezalandırılacağını açıkça belirtmektedir.

Uzaklaştırma Kararına Karşı İtiraz Yolları

Hakkında uzaklaştırma kararı verilen kişi, bu karara karşı yasal yollarla itiraz etme hakkına sahiptir. İtiraz süresi, kararın ilgili kişiye tefhim veya tebliğ edildiği tarihten itibaren kesin olarak iki haftadır (14 gün). Bu süre kesin olup, kaçırılması durumunda itiraz hakkı kaybedilir. İtiraz, kararı veren Aile Mahkemesine yazılı bir dilekçe ile sunulur, ancak bu itirazı değerlendirecek olan bir üst mahkemedir. Aynı yerde birden fazla Aile Mahkemesi varsa, itiraz bir sonraki numaralı mahkemeye; tek Aile Mahkemesi varsa, Asliye Hukuk Mahkemesine (istinaf mahkemesi sıfatıyla) gönderilir. İstinaf mahkemesi genellikle dosya üzerinden inceleme yaparak en kısa sürede, çoğu zaman bir hafta içinde kararını verir ve bu karar kesindir.

Sonuç

Uzaklaştırma kararı nasıl alınır sorusunun cevabı, şiddete maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan bireylerin güvenliğini sağlamak adına atılması gereken en önemli adımlardan birini oluşturmaktadır. 6284 sayılı Kanun, bu sürecin temel yasal dayanağını teşkil ederek, şiddet mağdurlarına hızlı, etkili ve kolay erişilebilir bir koruma mekanizması sunmaktadır. Başvuru süreci, yaşanan durumun aciliyetine göre Aile Mahkemesi, kolluk kuvvetleri, Cumhuriyet Başsavcılığı veya mülki idare amirleri aracılığıyla başlatılabilir. Mahkeme tarafından verilen uzaklaştırma kararı, mağdurun güvenliğini sağlamaya yönelik çeşitli koruyucu ve önleyici tedbirleri içerebilir ve ilk etapta en fazla altı ay süreyle geçerlidir. Şiddet tehlikesinin devam etmesi halinde bu süre uzatılabilir. Kararın ihlali durumunda ise fail hakkında zorlama hapsi uygulanır. Hakkında karar verilen kişinin de yasal itiraz hakkı bulunmaktadır. Şiddet mağdurlarının bu zorlu süreçte kesinlikle yalnız olmadıkları ve başvurabilecekleri birçok resmi ve sivil toplum kuruluşu destek sistemi olduğu unutulmamalıdır. Şiddet gören veya şiddet tehlikesi altında olan herkesin, mevcut yasal ve sosyal destek mekanizmalarından derhal yararlanarak yardım araması hayati önem taşımaktadır. Bu süreçte hukuki destek almak ve haklarını en iyi şekilde savunmak için deneyimli bir İstanbul Boşanma Avukatından yardım almak faydalı olacaktır. Unutmayın ki, şiddete karşı suskun kalmak yerine yasal yollara başvurmak, güvenli ve huzurlu bir yaşamın anahtarıdır. Bir İstanbul Boşanma Avukatı, bu karmaşık süreçte size rehberlik ederek haklarınızı korumanıza yardımcı olabilir.

Sık Sorulan Sorular

Uzaklaştırma kararı ne kadar sürede çıkar?

Genellikle başvuru yapıldıktan sonra en geç bir gün içinde çıkar. Acil durumlarda kolluk amiri de derhal geçici karar verebilir.

Uzaklaştırma kararı adli sicile işlenir mi?

Hayır, uzaklaştırma kararları adli sicil kaydına kesinlikle işlemez.

Uzaklaştırma kararı kaç kez uzatılabilir?

Şiddet tehlikesi devam ettiği sürece, uzaklaştırma kararının süresinin kaç kez uzatılabileceğine dair herhangi bir yasal sınırlama bulunmamaktadır.

Sevgiliye karşı uzaklaştırma kararı alınabilir mi?

Evet, şiddet görme tehlikesi olan veya şiddet gören herkes, sevgilisine karşı da uzaklaştırma kararı alabilir.

Uzaklaştırma kararı ihlal edilirse ne olur?

Kararın ihlali halinde, fail hakkında zorlama hapsi uygulanır.

Uzaklaştırma kararına itiraz edilebilir mi?

Evet, hakkında karar verilen kişi, kararın tebliğinden itibaren 14 gün içinde itiraz edebilir.

Uzaklaştırma kararı almak için delil gerekir mi?

Hayır, uzaklaştırma kararı talebinde bulunurken delil sunma zorunluluğu yoktur; mağdurun beyanı esas alınır.

Erkekler de uzaklaştırma kararı alabilir mi?

Evet, şiddete maruz kalan veya şiddet tehlikesi altında bulunan erkekler de uzaklaştırma kararı talep edebilirler.

Uzaklaştırma kararı hangi durumlarda verilir?

Şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama, fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik şiddete maruz kalma veya bu tehlike altında bulunma durumlarında uzaklaştırma kararı verilebilir.

Uzaklaştırma kararı nereden alınır?

Aile Mahkemelerinden, acil durumlarda kolluk kuvvetlerinden veya Cumhuriyet Başsavcılıkları aracılığıyla talep edilebilir.

Uzaklaştırma kararı kaç metreyi kapsar?

Kanunda belirli bir mesafe belirtilmemiştir; önemli olan kararın ihlal edilip edilmediğidir. Mahkeme, somut olayın özelliklerine göre yaklaşılmaması gereken yerleri ve koşulları belirler.

Uzaklaştırma kararı tebliğ edilmeden uygulanabilir mi?

Evet, tedbir kararının uygulanması için ilgilisine tebliği zorunlu değildir. Ancak zorlama hapsinin uygulanabilmesi için tebliğ tarihinin bilinmesi gerekmektedir.

Uzaklaştırma kararı geri çekilebilir mi?

Evet, mağdurun talebiyle uzaklaştırma kararı geri çekilebilir. Mahkeme, mağdurun iradesini dikkate alarak kararı kaldırabilir.

Uzaklaştırma kararı sadece eşlere mi verilir?

Hayır, uzaklaştırma kararı, şiddet tehdidi veya şiddete maruz kalma durumunda, eşler dışında sevgililere, eski eşlere, komşulara ve ısrarlı takip mağdurlarına karşı da alınabilir.

Uzaklaştırma kararı almak için boşanma davası açmak gerekir mi?

Hayır, uzaklaştırma kararı boşanma davasından tamamen ayrı bir hukuki süreçtir. Ancak boşanma davası devam ederken de şiddet söz konusuysa, boşanma davası içinde de uzaklaştırma kararı talep edilebilir.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

istanbul boşanma avukatı

Çelik & Baştürk Hukuk Bürosu olarak, İstanbul avukat ve arabulucularından oluşan ekibimiz ile birlikte, İstanbul Boşanma Avukatı, İstanbul Ceza Avukatı olarak çalışma alanlarımız içerisinde tüm davalara bakmaktayız. Bilgi için hemen bize ulaşın.