Teknolojinin hayatımızın her alanına nüfuz etmesiyle birlikte, insan ilişkilerinde yaşanan çatışmaların boyutu ve şekli de değişime uğramıştır. Eskiden sokakta veya iş yerinde yüz yüze gerçekleşen tartışmalar, günümüzde cep telefonları ve mesajlaşma uygulamaları üzerinden yapılmaktadır. Bu durum, hukuk dünyasında “ileti yoluyla hakaret” kavramını ön plana çıkarmış ve vatandaşların zihninde telefonda küfür etmenin cezası tazminat sorumluluğu doğurur mu sorusunu getirmiştir. Bir anlık öfke ile telefonda sarf edilen ağır sözler veya onur kırıcı ifadeler, sadece ceza mahkemelerinde hapis veya adli para cezası ile sonuçlanmamakta, aynı zamanda hukuk mahkemelerinde ciddi maddi ve manevi tazminat yükümlülüklerine de kapı aralamaktadır. Bu kapsamlı rehberimizde, Türk Ceza Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde iletişim araçlarıyla işlenen hakaret suçunu, 2025 yılı yasal düzenlemelerini ve Yargıtay’ın emsal kararlarını, hukuki destek arayan potansiyel müvekkillerimiz için tüm detaylarıyla ele alıyoruz.
Türk Ceza Kanunu Kapsamında Telefonda Küfür Etmenin Cezası Tazminat Boyutu
Hukuk sistemimizde kişinin manevi varlığı, şerefi ve saygınlığı en üst düzeyde korunan değerler arasındadır. Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi, bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil isnat eden veya sövmek suretiyle saldıran kişinin cezalandırılacağını hükme bağlamıştır. Bu suçun telefon görüşmesi, SMS, WhatsApp veya sesli ileti yoluyla işlenmesi ise kanun koyucu tarafından özel bir ağırlatıcı neden olmasa da suçun işleniş biçimi bakımından “huzurda işlenmiş” gibi kabul edilmesine neden olan özel bir düzenlemeye tabidir.
Vatandaşların en çok merak ettiği hususların başında gelen telefonda küfür etmenin cezası tazminat süreçlerinde, eylemin “gıyapta” mı yoksa “yüze karşı” mı işlendiği ayrımı büyük önem taşır. TCK 125/2 maddesi gereğince, fiilin mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, mağdurun yüzüne karşı işlenmiş gibi ceza verilir. Yani fail ile mağdur arasında kilometrelerce mesafe olsa bile, telefon hattı üzerinden kurulan iletişim, hukuken tarafları karşı karşıya getirmiş sayılır. Bu durum, suçun ispatı ve cezalandırılması noktasında failin “ben onun yüzüne söylemedim, arkasından konuştum” savunmasını geçersiz kılmaktadır. Dolayısıyla telefonda edilen hakaret, doğrudan mağdurun manevi varlığına yapılmış bir saldırı olarak kabul edilir ve hem cezai yaptırım hem de tazminat sorumluluğu tam olarak doğar.
Suçun manevi unsuru olan “kast”, telefonda işlenen suçlarda belirleyicidir. Failin, söylediği sözlerin hakaret içerikli olduğunu bilmesi ve bu sözlerin mağdur tarafından duyulmasını veya okunmasını istemesi gerekir. Örneğin, telefonun kapandığını zannederek kendi kendine söylenen sözler veya mağdurun duymasının hedeflenmediği durumlar, ceza soruşturmasında avukatınızın üzerinde duracağı kritik savunma noktalarıdır. Ancak fail, bilerek ve isteyerek mağduru aramış, telefonu açtığında veya sesli mesaj bıraktığında hakaret içerikli sözler sarf etmişse, telefonda küfür etmenin cezası tazminat davası ile birlikte gündeme gelecektir.
Yargıtay Kararlarına Göre Telefonda Küfür Etmenin Cezası Tazminat Miktarları
Hukuki süreçlerde en sık karşılaşılan yanılgı, her türlü kaba sözün, nezaketsizliğin veya ağır eleştirinin hakaret suçu oluşturduğu düşüncesidir. Oysa Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ifade özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki hassas dengeyi gözeterek kelimeleri belirli kategorilere ayırmıştır. Bir sözün toplumda “ayıp” karşılanması, onun mutlak surette ceza davasına konu olacağı anlamına gelmemektedir. Bu ayrım, açılacak olan telefonda küfür etmenin cezası tazminat davalarının kaderini belirleyen en temel faktördür.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, “beddua” niteliğindeki sözler (örneğin “Allah belanı versin”, “Yarını göremezsin inşallah”) veya sadece nezaket kurallarını ihlal eden “kaba hitap” tarzı sözler (örneğin “lan”, “ulan”, “terbiyesiz”, “suratsız”) hakaret suçu kapsamında değerlendirilmez. Bu tür ifadeler kullanıldığında, savcılık genellikle “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar” (KYOK) verir ve ceza davası açılmaz. Ancak, kişinin onurunu zedeleyen, onu aşağılayan “şerefsiz”, “haysiyetsiz”, “geri zekalı”, “hayvan”, “hırsız” gibi somut isnat veya sövme içeren ifadeler TCK 125 kapsamında suçtur.
Bu noktada potansiyel müvekkillerimizin dikkat etmesi gereken husus şudur; bir sözün ceza davasına konu olmaması, hukuk mahkemesinde tazminat gerektirmeyeceği anlamına her zaman gelmeyebilir. Ancak genel uygulama, suç teşkil etmeyen eylemlerin manevi tazminata da konu olamayacağı yönündedir. Dolayısıyla, size karşı sarf edilen sözlerin hukuki nitelendirmesini doğru yapmak, boş yere dava açıp masraf etmemek veya haklı olduğunuz bir davada hakkınızı sonuna kadar aramak için uzman bir avukat görüşü almak elzemdir. Zira telefonda küfür etmenin cezası tazminat boyutunda değerlendirilirken, sözün ağırlığı, söyleniş biçimi, tarafların sıfatı ve olayın gelişim süreci tazminat miktarını doğrudan etkilemektedir.
Delil Toplama Süreci ve İspat Yöntemleri
Telefonda işlenen suçların en karakteristik özelliği ve mağdurları en çok zorlayan kısmı ispat sorunudur. Görgü tanığının olmadığı, kapalı devre bir iletişimde gerçekleşen eylemin ispatı, hukukumuzda “hukuka aykırı delil” tartışmalarını da beraberinde getirmektedir. Mağdurlar haklı olarak “Bana telefonda küfür etti, ispatlasam telefonda küfür etmenin cezası tazminat olarak bana döner mi?” diye sormaktadır.
Burada iki temel delil türü öne çıkmaktadır: HTS kayıtları ve ses kayıtları.
Halk arasında “telefon dökümü” olarak bilinen HTS (Historical Traffic Search) kayıtları, telekomünikasyon yoluyla işlenen suçların ispatında başvurulan önemli bir yan delildir. Ancak HTS kayıtları, sanılanın aksine konuşmanın içeriğini veya ses kaydını barındırmaz. Bu kayıtlar sadece kimin kimi, hangi tarihte, saat kaçta aradığını ve görüşmenin kaç saniye sürdüğünü gösterir. Mağdurun “Beni gece yarısı aradı ve 10 dakika boyunca hakaret etti” iddiasını doğrulayan bir HTS kaydı (örneğin gece 03:00’te 600 saniyelik bir görüşme), mahkeme nezdinde mağdurun beyanını güçlendiren kuvvetli bir karine oluşturur.
Ses kaydı alma konusu ise çok daha hassas bir çizgidir. TCK’ya göre kişilerin arasındaki konuşmaların izinsiz kayda alınması suçtur. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu, “Ani Gelişen Olay” doktrini ile bu duruma hayati bir istisna getirmiştir. Eğer kişi, telefonda kendisine yönelik ani bir saldırı, hakaret veya tehdit altındaysa ve o an yetkili makamlara başvurma imkanı yoksa, delil kaybolmasın diye aldığı ses kaydı hukuka uygun delil sayılır. Ancak bu, planlı bir şekilde karşı tarafı arayıp, onu kışkırtarak konuşturmak ve tuzağa düşürmek anlamına gelmemelidir. Bu tür “tuzak” kayıtlar hem delil olarak geçersizdir hem de kaydı alan kişi hakkında suç duyurusunda bulunulmasına neden olabilir.
Hukuk Sistemimizde Telefonda Küfür Etmenin Cezası Tazminat Miktarları ve Belirlenmesi
Ceza davası sonucunda sanığın ceza alması, mağdurun uğradığı manevi zararı tek başına karşılamaz. Bu noktada devreye Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde açılacak olan manevi tazminat davası girer. Mağdur, kişilik haklarına yapılan saldırıdan duyduğu elem, üzüntü ve yıpranmayı telafi etmek amacıyla tazminat talep etme hakkına sahiptir. Peki, telefonda küfür etmenin cezası tazminat olarak ne kadar bir meblağa tekabül eder?
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca hakim, tazminat miktarını belirlerken somut olayın özelliklerini, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, paranın alım gücünü ve eylemin ağırlığını dikkate alır. Tazminat, ne mağdur için bir zenginleşme aracı ne de faili tamamen fakirleştirecek bir ceza olmalıdır; amacı manevi tatmindir.
2025 yılı mahkeme içtihatları ve ekonomik koşullar göz önüne alındığında, basit hakaret suçlarında tazminat miktarları olayın vahametine göre değişiklik göstermektedir. Örneğin, sadece bir kez sarf edilen bir hakaret ile aylarca süren telefon tacizi ve ağır küfürler içeren bir eylemin tazminat miktarı aynı olmayacaktır. Ayrıca hakaretin aleni bir ortamda (örneğin konferans görüşmesinde veya sosyal medyada canlı yayında) yapılması tazminat miktarını artıran unsurlardandır. Haksız tahrik durumu da tazminatı etkiler; eğer mağdur da karşı tarafa hakaret etmişse, tazminat miktarında ciddi indirim yapılabilir hatta tazminata hükmedilmeyebilir. Dolayısıyla telefonda küfür etmenin cezası tazminat davasında talep edilecek rakamın, afaki değil, hukuki gerçekliklere ve emsal kararlara uygun belirlenmesi, davanın reddedilmemesi ve karşı vekalet ücreti ödememek adına stratejik öneme sahiptir.
2025 Yılı Düzenlemeleri ve Yargılama Masrafları
Hukuki bir sürece başlamadan önce vatandaşların en çok düşündüğü konu maliyetler ve sürecin uzunluğudur. 2025 yılı itibariyle, telefonda küfür etmenin cezası tazminat talepli davalarda hem avukatlık ücretleri hem de yargılama giderleri güncellenmiştir. Hakaret suçu, şikayete tabi bir suçtur ve mağdurun fiili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayetçi olması gerekir. Bu süre hak düşürücü bir süredir.
Dava süreci genellikle Polis Merkezi veya Savcılık şikayetiyle başlar. 2025 yılı yargı paketleri ve CMK düzenlemeleri gereği, hakaret suçu “Uzlaştırma” kapsamındadır. Savcılık, dava açmadan önce dosyayı tarafsız bir uzlaştırmacıya gönderir. Uzlaştırmacı, taraflara anlaşmak isteyip istemediklerini sorar. Bu aşamada failin mağdura belirli bir miktar tazminat ödemesi veya bir kuruma bağış yapması karşılığında dosya kapatılabilir. Uzlaşma sağlanırsa, failin siciline suç işlenmez ve mahkeme süreci yaşanmaz.
Ancak uzlaşma sağlanamazsa, Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılır. Ceza davasının sonuçlanması, İstanbul gibi büyükşehirlerde mahkeme yoğunluğuna bağlı olarak ortalama 9 ila 15 ay arasında sürebilir. Ceza davası kesinleştikten sonra veya eş zamanlı olarak açılan manevi tazminat davası da benzer bir süreci kapsar. 2025 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve mahkeme harçları dikkate alındığında, profesyonel hukuki destek almanın maliyeti, davanın kazanılmasıyla elde edilecek manevi tatmin ve tazminatın yanında, olası hak kayıplarını önlemesi açısından hayati bir yatırımdır.
Potansiyel Müvekkiller İçin Avukatın Rolü
Hukuk, detaylarda gizlidir. Bir hakaret davasında, karşı tarafın “Ben söylemedim” savunmasını çürütmek, HTS kayıtlarını doğru analiz etmek, “Ani gelişen olay” savunmasını Yargıtay kriterlerine göre yapmak ve tazminat miktarını doğru belirlemek uzmanlık gerektirir. Sadece internetten okunan bilgilerle yürütülen davalarda, usul hataları nedeniyle haklıyken haksız duruma düşmek işten bile değildir.
Özellikle telefonda küfür etmenin cezası tazminat davası açarken, zamanaşımı sürelerini kaçırmamak, delilleri hukuka uygun sunmak ve karşı tarafın olası “montaj ses kaydı” iddialarına karşı teknik bilirkişi incelemesi talep etmek gibi hamleler, ancak deneyimli bir ceza avukatı ile mümkündür. 8. Yargı Paketi ile gelen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararına karşı istinaf yolunun açılması gibi yeni usul kuralları, davanın seyrini tamamen değiştirebilir. Bu nedenle, sürecin başından sonuna kadar bir avukat gözetiminde yürütülmesi, alacağınız sonucun lehinize olmasını sağlayacak en büyük güvencedir.
Sıkça Merak Edilen Sorular
WhatsApp üzerinden sesli arama ile yapılan hakaretin cezası farklı mıdır?
Hayır, TCK 125/2 maddesi gereği, her türlü sesli, yazılı veya görüntülü ileti ile yapılan hakaret aynı cezai yaptırıma tabidir. WhatsApp, Telegram veya normal GSM araması olması sonucu değiştirmez.
Telefonda küfür etmenin cezası tazminat davasında ne kadar para alabilirim?
Tazminat miktarı sabit bir tarife değildir; olayın ağırlığına, tarafların ekonomik durumuna ve hakaretin etkisine göre hakim tarafından belirlenir. 2025 yılı uygulamalarında rakamlar somut olaya göre geniş bir aralıkta değişebilir.
Karşı taraf da bana küfür etti, yine de ceza alır mıyım?
Karşılıklı hakaret durumunda (TCK 129), mahkeme her iki tarafa da ceza verebileceği gibi, olayın oluş şekline göre cezayı indirebilir veya tamamen ceza vermekten vazgeçebilir. Bu durum “Haksız Tahrik” kapsamında değerlendirilir.
Dava açmak için ses kaydı şart mı?
Hayır, şart değildir. HTS kayıtları ile arama saati ve süresinin ispatlanması, varsa olaya şahit olan yanınızdaki kişilerin tanıklığı ve hayatın olağan akışına uygun beyanlar da delil olarak değerlendirilir.
Sonuç
Telefonda maruz kalınan hakaret ve küfürler, sineye çekilmesi gereken basit olaylar değil, kanunlarımızca korunan kişilik haklarınıza yapılmış açık bir saldırıdır. Telefonda küfür etmenin cezası tazminat ve hapis cezası gibi ciddi yaptırımlarla karşılanmaktadır. Ancak bu haklarınızı etkin bir şekilde kullanabilmek, karmaşık yargılama usullerine hakim olmayı gerektirir.
İster mağdur sıfatıyla hak arama mücadelesi veriyor olun, ister bir anlık öfke ile haksız bir suçlamayla karşı karşıya kalan şüpheli konumunda olun; sürecin hukuki ve mali sonuçlarını en az hasarla atlatmak profesyonel bir yaklaşım gerektirir. İstanbul ve çevresinde, bu tür hassas davalarda deneyimli bir Avukat İstanbul desteği almak, adaletin tecellisi için atacağınız en doğru adımdır. Hak kaybına uğramamak ve manevi huzurunuzu yeniden kazanmak için alanında uzman bir Avukat İstanbul ile iletişime geçerek dosyanıza özel hukuki yol haritanızı belirleyebilirsiniz.





