Nafaka Yerine Geçen Ödemeler
Boşanma süreci, şüphesiz, hayatın en zorlu ve karmaşık dönemlerinden biridir. Bu süreç, duygusal yükünün yanı sıra, tarafların gelecekteki finansal istikrarını da derinden etkileyen önemli kararların alınmasını gerektirir. Toplumda boşanmanın mali sonucu olarak ilk akla gelen, genellikle aylık periyotlarla ödenen yoksulluk nafakası veya iştirak nafakasıdır. Ancak Türk Medeni Kanunu, taraflara bu geleneksel yöntemin ötesinde, nafaka yerine geçen ödemeler olarak bilinen daha kalıcı, öngörülebilir ve taraflar arasındaki finansal bağı tamamen kopararak “temiz bir başlangıç” yapma imkanı sunan sofistike çözümler de sunmaktadır.
Bu kapsamlı rehber, boşanma sürecinde olan ve gelecekteki mali durumları üzerinde tam bir kontrol sağlamak isteyen bireyler için hazırlanmıştır. Amacımız, aylık nafaka ödemelerinin getirdiği belirsizliklerden ve potansiyel uyuşmazlıklardan kaçınarak, finansal geleceğinizi güvence altına alacak nafaka yerine geçen ödemeler ve alternatif yöntemleri hukuki tüm detaylarıyla açıklamaktır. Bu rehberde, nafaka borcunun tek seferde toptan (sermaye şeklinde) ödenmesi ve nakit ödeme yerine bir malvarlığı hakkı (ayni hak) tesisi gibi güçlü ve kalıcı çözümleri derinlemesine inceleyeceğiz. Bu alternatifler, doğru kurgulandığında, her iki taraf için de adil, kesin ve nihai bir çözüm sunarak boşanma sonrası dönemin daha huzurlu geçmesine olanak tanır.
Nafaka Yerine Geçen Ödemeler Yöntemi Olarak Toptan Ödeme
Aylık nafaka ödemelerinin en büyük dezavantajı, taraflar arasında yıllarca sürebilecek bir finansal bağ oluşturması ve gelecekteki ekonomik koşulların değişmesiyle yeni davalara zemin hazırlamasıdır. Nafakanın toptan ödenmesi, nafaka yerine geçen ödemeler arasında en kesin sonuçları doğuran yöntemlerden biri olup, bu bağı tek seferde kopararak her iki tarafa da kesinlik ve öngörülebilirlik sunar.
Yoksulluk Nafakası İçin Nafaka Yerine Geçen Ödemeler
Bu yöntemin yasal temeli, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 176. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. İlgili madde, “Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir” hükmünü içermektedir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, bu tür bir nafaka yerine geçen ödeme seçeneği öncelikli olarak eşler arasında hükmedilen yoksulluk nafakası için geçerlidir. Çocukların devam eden ve değişen ihtiyaçları (eğitim, sağlık, bakım vb.) göz önünde bulundurulduğundan, müşterek çocuklar için ödenen iştirak nafakası kural olarak aylık periyotlarla (irat şeklinde) ödenir ve toptan ödenmesi uygulamada pek rastlanan bir durum değildir.
Toptan ödemeye karar verilebilmesi için belirli şartların oluşması gerekir. Özellikle anlaşmalı boşanma davalarında, taraflar hazırladıkları protokolde nafakanın sermaye şeklinde ödenmesi konusunda serbestçe anlaşabilirler. Çekişmeli boşanma davalarında ise hâkim, nafaka yükümlüsünün mali gücünün böyle bir toplu ödemeyi yapmaya elverişli olup olmadığını, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını ve hakkaniyet ilkesini göz önünde bulundurarak bu yönde bir karar verebilir. Hâkimin, belirlenen toplu miktarın alacaklının gelecekteki geçim ihtiyacını karşılamaya yeterli ve adil olduğuna kanaat getirmesi esastır.
Bir Nafaka Yerine Geçen Ödeme Yöntemi Olarak Toptan Ödemenin Avantajları ve Dezavantajları
Toptan ödeme kararı, her iki tarafın da geleceğe yönelik yaptığı stratejik bir değerlendirmenin sonucudur. Bu, bir tarafın kesinlik için bir bedel ödediği, diğer tarafın ise uzun vadeli ve ayarlanabilir bir destek yerine anında finansal özerkliği seçtiği bir takastır. Bu kararın avantaj ve dezavantajları, her iki taraf açısından dikkatle analiz edilmelidir.
Nafaka Yükümlüsü (Ödeyen Taraf) Açısından
- Avantajlar: En büyük avantaj kesinliktir. Bu ödeme ile birlikte gelecekteki tüm nafaka yükümlülüğü sona erer. Aylık ödeme yapma stresi, ödemenin unutulması veya gecikmesi halinde karşılaşılabilecek icra takibi ve tazyik hapsi riski ortadan kalkar. Daha da önemlisi, ilerleyen yıllarda nafaka alacaklısının açabileceği nafaka artırım davaları gibi yeni hukuki süreçlerle karşılaşma ihtimali tamamen ortadan kalkar.
- Dezavantajlar: En belirgin dezavantaj, boşanma anında önemli miktarda bir likit sermayeye sahip olma gerekliliğidir. Ayrıca, ödeme yapıldıktan kısa bir süre sonra nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi veya mali durumunun iyileşmesi gibi durumlarda ödenen paranın geri alınması mümkün değildir.
Nafaka Alacaklısı (Alan Taraf) Açısından
- Avantajlar: En önemli avantaj, boşanma sonrası yeni bir hayat kurmak için gerekli olan büyük bir sermayeye anında sahip olmaktır. Bu sermaye, bir ev satın almak, bir iş kurmak veya yatırım yapmak için kullanılabilir ve kişiye önemli bir finansal güvence ve özgürlük hissi verir.
- Dezavantajlar: Düzenli bir gelir akışının kaybolması en büyük risktir. Enflasyon karşısında paranın değerinin erimesi, yanlış yatırım kararları veya sermayenin hızla tüketilmesi durumunda, kişi gelecekte finansal zorluklarla karşılaşabilir ve yeniden nafaka talep etme hakkı da bulunmayacaktır.
Toptan Ödeme Sonrası Tekrar Nafaka Talep Edilebilir mi?
Bu konuda hukuk sistemimiz ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları son derece nettir: Yoksulluk nafakası bir kez toptan ödendiğinde, bu nafaka yerine geçen ödeme ile nafaka borcu tamamen ve kesin olarak sona erer. Nafaka alacaklısı, ilerleyen yıllarda yoksulluğa düşse veya ihtiyaçları artsa dahi, yeniden nafaka talebiyle dava açamaz. Borç, hukuken tamamen ifa edilmiş, yani yerine getirilmiş sayılır.
Bu durumun en kritik sonucu, toptan ödemenin geri dönülemez niteliğidir. Periyodik (irat şeklinde) ödenen nafakalar, TMK m. 176/3 uyarınca alacaklının yeniden evlenmesi, evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi gibi durumlarda mahkeme kararıyla kaldırılabilir. Ancak bu kurallar, sermaye şeklinde yapılan toptan ödemeler için kesinlikle geçerli değildir. Yani, nafaka yükümlüsü yüklü bir meblağı toptan ödedikten bir hafta sonra eski eşinin yeniden evlendiğini öğrense bile, ödediği paradan herhangi bir iade talep etme hakkı bulunmamaktadır. Bu mutlak kesinlik, toptan ödeme anlaşması yapılmadan önce miktarın çok dikkatli bir şekilde hesaplanmasını ve her iki tarafın da sonuçları tam olarak anlamasını zorunlu kılar. Bu nedenle bu süreçte uzman bir avukatın rehberliği hayati önem taşır.
Nafaka Yerine Geçen Ödemeler
Nakit ödemenin mümkün olmadığı veya tercih edilmediği durumlarda, nafaka yerine geçen ödemeler kapsamında bir malvarlığı değeri üzerinden de anlaşma sağlanabilir. Bu yöntem, özellikle tarafların ortak malvarlığında değerli bir gayrimenkul (taşınmaz) bulunduğunda pratik ve kalıcı bir çözüm sunar.
Nafaka Yerine Geçen Ödemeler Kapsamında Taşınmaz Mülkiyetinin Devri
En basit şekliyle bu yöntem, nafaka yükümlüsü eşin, sahip olduğu bir taşınmazın (örneğin aile konutunun) mülkiyetini, gelecekteki tüm nafaka alacaklarına karşılık olarak diğer eşe devretmesidir. Bu tür bir anlaşma, genellikle anlaşmalı boşanma protokolü içerisinde detaylı bir şekilde düzenlenir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bu devrin mal rejimi tasfiyesi (evlilik birliği içinde edinilen malların paylaşımı) kapsamında mı, yoksa bir nafaka yerine geçen ödeme olarak mı yapıldığının protokolde açık ve net bir dille belirtilmesidir. Aksi takdirde, gelecekte bu devrin sadece mal paylaşımının bir parçası olduğu ve nafaka hakkının devam ettiği iddiasıyla yeni davalar açılabilir.
İntifa Hakkı
İntifa hakkı, TMK m. 794 ve devamı maddelerinde düzenlenen, sahibine son derece geniş yetkiler tanıyan güçlü bir ayni haktır. Bu hak, bir malın mülkiyetinin (kuru mülkiyet) bir kişide kalmaya devam ederken, o maldan tam olarak yararlanma (kullanma, ürünlerinden faydalanma, zilyet olma) yetkisinin başka bir kişiye (intifa hakkı sahibine) verilmesidir. Boşanma hukukunda bu, nafaka yükümlüsünün bir konutun kuru mülkiyetini elinde tutarken, nafaka alacaklısı lehine ömür boyu intifa hakkı tesis etmesi şeklinde uygulanır ve etkili bir nafaka yerine geçen ödeme aracıdır.
İntifa Hakkının Temel Özellikleri:
- Tam Yararlanma Yetkisi: İntifa hakkı sahibi, o konutta bizzat oturabileceği gibi, konutu bir başkasına kiraya vererek düzenli bir gelir de elde edebilir. Bu özellik, intifa hakkını hem barınma ihtiyacını karşılayan hem de aylık nafakanın yerini tutan bir gelir kaynağı sağlayan çok yönlü bir çözüme dönüştürür.
- Kişiye Bağlılık ve Devredilmezlik: İntifa hakkı, lehdarın şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bu hak satılamaz, başkasına devredilemez ve hak sahibinin vefatıyla birlikte kendiliğinden sona erer; mirasçılara geçmez. Ancak hakkın kendisi devredilemese de, kullanılmasının (örneğin kiraya verilmesi) başkasına bırakılması mümkündür.
- Resmi Şekil: Taşınmazlar üzerinde intifa hakkının kurulması, tapu sicil müdürlüğünde yapılacak resmi bir sözleşme ve tescil ile mümkündür.
Oturma (Sükna) Hakkı
Oturma (sükna) hakkı, TMK m. 823’te düzenlenen ve intifa hakkına göre daha sınırlı bir ayni haktır. Bu hak, sahibine bir binanın tamamından veya bir bölümünden sadece konut olarak yararlanma, yani orada oturma yetkisi verir. Bu da nafaka yerine geçen ödemeler arasında barınma sorununu çözen bir alternatiftir.
Oturma Hakkının Temel Özellikleri ve İntifadan Farkları:
- Kiraya Verme Yasağı: Oturma hakkını intifa hakkından ayıran en temel ve en kritik fark, hak sahibinin bu konutu kesinlikle kiraya verememesidir. Bu hak, sadece kişisel barınma ihtiyacını karşılamaya yöneliktir.
- Kişiye Bağlılık ve Devredilmezlik: Tıpkı intifa hakkı gibi, oturma hakkı da kişiye sıkı sıkıya bağlıdır, devredilemez ve hak sahibinin vefatıyla sona erer, mirasçılarına intikal etmez.
- Kapsamı: Aksi belirtilmedikçe, hak sahibi bu konutta ailesi ve ev halkı ile birlikte oturabilir.
Bu iki hak arasındaki seçim, tarafların niyetine ve sağlamak istedikleri desteğin düzeyine bağlıdır. Eğer amaç sadece eski eşin barınma ihtiyacını ömür boyu güvence altına almaksa, oturma hakkı yeterli ve nettir. Ancak amaç, hem barınma ihtiyacını karşılamak hem de ona düzenli bir gelir imkanı sunarak aylık nafaka yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaksa, intifa hakkı çok daha kapsamlı ve uygun bir finansal enstrümandır. Yargıtay’ın bir kararında, davacının talebi intifa hakkı olmasına rağmen, mahkemenin talebin özünü yorumlayarak daha azını (oturma hakkını) da kapsadığını kabul edip oturma hakkı tesisine karar verebileceğini belirtmesi, bu hakların birbiriyle ilişkisini ve hâkimin hakkaniyete uygun yorumlama yetkisini göstermesi açısından önemlidir.
Aşağıdaki tablo, potansiyel müvekkillerin karar verme sürecini kolaylaştırmak amacıyla, geleneksel aylık nafaka ile bu rehberde incelenen nafaka yerine geçen ödemeler ve çözümlerin temel özelliklerini özetlemektedir.
| Özellik | Periyodik Nafaka (İrat) | Toptan Ödeme (Sermaye) | İntifa Hakkı | Oturma (Sükna) Hakkı |
| Hukuki Dayanak | TMK m. 175, 328 | TMK m. 176 | TMK m. 794 | TMK m. 823 |
| Esneklik | Yüksek: Dava ile artırılabilir/azaltılabilir | Yok: Ödendiği anda kesinleşir, değiştirilemez [8, 15] | Yok: Hak tesis edildikten sonra değiştirilemez | Yok: Hak tesis edildikten sonra değiştirilemez |
| Kesinlik | Düşük: Süregelen finansal bağ, yeni dava riski | Mutlak: Mali yükümlülüğü kalıcı olarak bitirir | Yüksek: Nakit yükümlülüğünü bitirir, mülk bağlantısı sürer | Yüksek: Nakit yükümlülüğünü bitirir, mülk bağlantısı sürer |
| Alacaklıya Faydası | Düzenli gelir akışı | Anında büyük sermaye | Ömür boyu barınma ve potansiyel kira geliri [22] | Sadece ömür boyu barınma [22] |
| Yükümlünün Riski | Enflasyon, alacaklının ihtiyaç artışı, sürekli davalar | Ödemeden hemen sonra alacaklının evlenmesi/vefatı (iade yok) | Mülkün, alacaklının ömrü boyunca üzerinde yük olması | Mülkün, alacaklının ömrü boyunca üzerinde yük olması |
| Vergi Durumu | Vergiden muaf | Vergiden muaf | Vergiden muaf (dolaylı olarak) | Vergiden muaf (dolaylı olarak) |
| Vefatın Etkisi | Alacaklı: Sona erer. Yükümlü: Sona erer. | Alacaklı: Mirasçılarına kalır. Yükümlü: Etkisi yok. | Alacaklı: Hak sona erer. Yükümlü: Mülkiyet tam olarak geri döner. [24] | Alacaklı: Hak sona erer. Yükümlü: Mülkiyet tam olarak geri döner. [25] |
| Devredilebilirlik | Devredilemez | Uygulanamaz | Hak devredilemez; kullanımı devredilebilir | Hak ve kullanımı devredilemez [25, 30] |
Nafaka Yerine Geçen Ödemeler Hukuki ve Mali Sonuçları
Nafaka yerine geçen ödemeler tercih edilmesi, sadece ödeme şeklini değil, aynı zamanda vergilendirme, miras ve anlaşmanın geleceği gibi birçok hukuki ve mali sonucu da beraberinde getirir.
Gelir ve Veraset Vergisi Muafiyeti
Taraflar için en önemli avantajlardan biri vergi muafiyetidir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 25/8. maddesi uyarınca, mahkeme kararıyla ödenen nafakalar, tutarı ne olursa olsun gelir vergisinden istisnadır. Benzer şekilde, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’na göre de boşanma neticesinde yapılan bu tür ödemeler ve mal devirleri, bir bağış veya karşılıksız kazandırma değil, “ivazlı bir intikal” (bir karşılığa dayanan geçiş) olarak kabul edildiğinden veraset ve intikal vergisine de tabi değildir. Bu durum, ister aylık, ister toptan ödensin, isterse de ayni hak tesisi şeklinde olsun, tüm nafaka yerine geçen ödemeler için geçerlidir ve taraflara önemli bir mali avantaj sağlar.
Taraflardan Birinin Vefatı Halinde Anlaşmanın Akıbeti
Seçilen yöntemin, tarafların mirasçıları üzerinde de doğrudan etkileri bulunmaktadır. Bu, boşanma kararının sadece iki kişiyi değil, onların ailelerini de etkileyen uzun vadeli bir planlama olduğunu gösterir.
- Periyodik Nafakada: Taraflardan herhangi birinin vefatı halinde nafaka yükümlülüğü kendiliğinden sona erer. Geleceğe yönelik nafaka borcu mirasçılara geçmez. Sadece, vefat anına kadar birikmiş ve ödenmemiş nafaka borçları tereke borcu olarak mirasçılardan talep edilebilir.
- Toptan Ödemede: Nafaka alacaklısının vefatı halinde, ödenen sermaye onun malvarlığının bir parçası haline geldiği için tamamen mirasçılarına intikal eder. Yükümlünün vefatının ise bir etkisi yoktur, zira borç zaten ödenip bitmiştir.
- İntifa ve Oturma Hakkında: Bu haklar kişiye sıkı sıkıya bağlı olduğundan, hak sahibi olan eski eşin vefatıyla birlikte kendiliğinden sona erer. Mülk üzerindeki bu sınırlama kalkar ve kuru mülkiyet sahibi (nafaka yükümlüsü veya onun mirasçıları) mülkün tam ve sınırsız mülkiyetine yeniden kavuşur. Bu durumda, nafaka alacaklısının mirasçılarının mülk üzerinde hiçbir hakkı kalmaz.
Anlaşmaların Değiştirilemezliği Prensibi ve İstisnaları
Periyodik nafakanın aksine, nafaka yerine geçen ödemeler ve ayni hak tesisi anlaşmaları değiştirilemezlik ilkesine dayanır. Anlaşmalı boşanma protokolü, hâkim tarafından onaylandıktan sonra tarafları bağlayan bir sözleşme hükmündedir. Aylık nafaka, TMK uyarınca “durumun değişmesi” halinde her zaman uyarlama davalarına konu olabilirken , sermaye şeklindeki ödemeler ve tesis edilen ayni haklar için bu durum söz konusu değildir. Bu tür bir anlaşmanın sonradan değiştirilmesi veya iptali, ancak anlaşmanın yapıldığı sırada iradeyi sakatlayan hata, hile, tehdit gibi olağanüstü durumların varlığının ispatlanmasıyla mümkün olabilir ki bu da hukuken son derece zor bir yoldur.
Protokolde Nafaka Yerine Geçen Ödemeler Nasıl Düzenlenmelidir?
Bu kalıcı çözümlerin hukuki geçerliliği ve gelecekte sorun yaratmaması, tamamen anlaşmalı boşanma protokolünün ne kadar dikkatli ve eksiksiz hazırlandığına bağlıdır. Belirsiz veya eksik bırakılan her bir ifade, gelecekte yeni bir davanın kapısını aralayabilir. Bu nedenle, bir avukatın görevi sadece bugünkü anlaşmayı yazıya dökmek değil, gelecekte ortaya çıkabilecek potansiyel sorunları öngörerek protokolü “kurşun geçirmez” hale getirmektir.
Toptan Ödeme İçin Protokol Maddesi Hazırlanırken:
- Ödenecek net tutar rakam ve yazıyla açıkça belirtilmelidir.
- Ödemenin hangi tarihe kadar ve hangi banka hesabına yapılacağı netleştirilmelidir.
- En önemlisi, “Bu ödemenin, davacı/davalı tarafın yoksulluk nafakası adı altındaki geçmiş, mevcut ve gelecekteki tüm taleplerini tamamen ve kesin olarak karşıladığı, bu ödemenin bir nafaka yerine geçen ödeme olduğu, tarafların bu konuda birbirlerini gayrikabili rücu ibra ettikleri ve gelecekte bu hususta herhangi bir talepte bulunmayacakları” gibi kesin ve bağlayıcı ifadelere yer verilmelidir.
Ayni Hak Tesisi İçin Protokol Maddesi Hazırlanırken:
- Hakkın tesis edileceği taşınmazın tam adresi, tapudaki ada, parsel bilgileri gibi tüm ayırt edici detayları eksiksiz yazılmalıdır.
- Tesis edilecek hakkın intifa hakkı mı yoksa oturma (sükna) hakkı mı olduğu tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilmelidir.
- Hakkın, lehdarın ömrü boyunca geçerli olacağı vurgulanmalıdır.
- Bu ayni hak tesisinin, tüm nafaka taleplerine karşılık bir nafaka yerine geçen ödeme olarak yapıldığı ve tarafların başka bir nafaka talebi olmadığı açıkça ifade edilmelidir.
- Taşınmazın emlak vergisi, zorunlu sigortaları gibi olağan giderlerinin ve çatı onarımı gibi olağanüstü tamirat masraflarının kim tarafından karşılanacağı gibi detaylar da protokole eklenerek gelecekteki olası anlaşmazlıkların önüne geçilmelidir.
Nafaka Yerine Geçen Ödemeler Sonuç
Görüldüğü üzere, Türk Medeni Kanunu, boşanmanın mali sonuçları konusunda taraflara geleneksel aylık nafaka ödemelerinin çok ötesinde, nafaka yerine geçen ödemeler gibi kalıcı ve stratejik çözümler sunmaktadır. Nafakanın toptan ödenmesi, intifa hakkı veya oturma hakkı tesisi gibi alternatifler, doğru uygulandığında taraflar arasındaki finansal ilişkiyi kesin bir şekilde sonlandırarak her iki tarafın da geleceğe daha güvenle bakmasını sağlayabilir. Ancak bu seçeneklerin her birinin geri dönülemez sonuçları, kendine özgü avantajları ve riskleri bulunmaktadır. Hangi yöntemin sizin durumunuza en uygun olduğunu belirlemek; mali durumunuzun, gelecek beklentilerinizin ve risk toleransınızın dikkatli bir hukuki analizini gerektirir. Bu karmaşık süreçte doğru stratejiyi belirlemek ve haklarınızı eksiksiz korumak için deneyimli bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmak hayati önem taşır. Geleceğinizi güvence altına alacak kalıcı çözümler için bir İstanbul Boşanma Avukatı size yol gösterecektir.
Nafaka Yerine Geçen Ödemeler Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Toptan ödediğim yoksulluk nafakası sonrası eski eşim tekrar nafaka isteyebilir mi?
Hayır. Yargıtay içtihatları ve kanun uyarınca, toptan ödenen yoksulluk nafakası borcu tamamen sona erdirir. Bu ödeme nihai bir çözüm olup, sonrasında tekrar nafaka talep edilmesi hukuken mümkün değildir.
Çocuklarım için olan iştirak nafakasını da toptan ödeyebilir miyim?
Genellikle hayır. İştirak nafakası, çocuğun erginliğe ulaşana kadar devam eden ve zamanla değişen (eğitim, sağlık vb.) ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Çocuğun üstün yararı ilkesi gereği, bu nafakanın kural olarak aylık (irat şeklinde) ödenmesine karar verilir. Bu nedenle iştirak nafakası, nafaka yerine geçen ödemeler kapsamına genellikle girmez.
Nafaka yerine evimin kullanım hakkını (intifa hakkı) verdim. Eski eşim evi kiraya verebilir mi?
Evet. İntifa hakkı, hak sahibine mülkü bizzat kullanma hakkının yanı sıra ondan yararlanma, yani kiraya vererek gelir elde etme yetkisi de tanır. Eğer amacınız sadece evde oturmasını sağlamak olsaydı, protokolde daha sınırlı bir hak olan oturma (sükna) hakkı tesis edilmeliydi.
Oturma (sükna) hakkı verdiğim eski eşim vefat ederse, mirasçıları evde oturmaya devam edebilir mi?
Hayır. Oturma hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı (şahsi) bir haktır. Hak sahibinin vefatıyla birlikte bu hak kendiliğinden sona erer ve mirasçılara geçmez. Mülkün üzerindeki bu sınırlama kalkar ve tam kontrol size veya mirasçılarınıza geri döner.
Nafaka yerine geçen ödemeler (toptan ödeme veya mal devri) için vergi ödemem gerekir mi?
Hayır. Mahkeme kararına dayanan ve boşanmanın mali sonucu olarak yapılan nafaka niteliğindeki ödemeler, şekli ne olursa olsun, hem Gelir Vergisinden hem de Veraset ve İntikal Vergisinden muaftır.





