Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur?

Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur?

Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? Bu soru, evlilik birliği içindeki sorunlar nedeniyle çocuğundan uzak kalan ve hukuki belirsizlik içinde çaresizlik hisseden birçok ebeveynin aklını kurcalayan en temel sorulardan biridir. Evlilik devam ettiği halde, bir eşin müşterek çocuğu diğerine göstermemesi, sadece kişisel bir anlaşmazlık olmaktan öte, derin hukuki ve psikolojik sonuçlar doğuran karmaşık bir durumdur. Hukuki açıdan bakıldığında, velayet hakkı hala ortakken yaşanan bu fiili durum, mağdur ebeveyn için hangi adımları atması gerektiği konusunda büyük bir belirsizlik yaratır. Ancak, Türk Medeni Kanunu ve güncel yasal düzenlemeler, bu zorlu süreçte ebeveynlere ve en önemlisi çocuğun üstün yararına hizmet eden net hukuki yollar sunmaktadır. Bu makale, tam da bu noktada, Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusuna hukuki, detaylı ve yol gösterici bir çerçeve sunmayı amaçlamaktadır. Hedefimiz, hukuki bilgi arayan ve bu zorlu durumla başa çıkmak için avukat desteğine ihtiyaç duyan potansiyel müvekkillere ışık tutmaktır.

Evlilik Birliği İçinde Ebeveyn ve Çocuk İlişkisinin Hukuki Dayanakları

Türk Medeni Kanunu, evlilik birliğini sadece eşler arasındaki bir ilişki olarak değil, aynı zamanda çocukları da kapsayan, kendine özgü hak ve yükümlülükler getiren bir yapı olarak ele alır. Bu bağlamda, velayet ve kişisel ilişki kurma hakkı, konunun temelini oluşturan iki ayrı, ancak birbiriyle derinden bağlantılı hukuki kavramdır. Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusunun yanıtı, bu iki hakkın velayet ve kişisel ilişki kurma hakkı hukuki niteliğinde gizlidir.

Evlilik Devam Ederken Velayetin Hukuki Niteliği

Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesinin ilk fıkrası uyarınca, evlilik birliği devam ettiği sürece, anne ve baba velayet hakkını birlikte kullanır. Bu, velayetin sadece bir hak değil, aynı zamanda çocuğun bakımı, eğitimi ve korunmasıyla ilgili bir dizi yükümlülüğü içeren çift yönlü bir kurum olduğu anlamına gelir . Yasal bir sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz . Velayetin kapsamı, çocuğun şahıs ve malvarlığı üzerindeki hakları ve görevleri detaylı bir şekilde düzenler. Bu kapsamda, ebeveynlerin çocuk üzerinde egemenlik hakkı bulunur; çocuk, yasal bir neden olmaksızın ailesinden alınamaz veya rızaları dışında evi terk edemez . Ayrıca, çocuğa ad koyma, ikametgahını belirleme, fiziksel, zihinsel, ahlaki ve sosyal gelişimini destekleyecek şekilde eğitim ve dini eğitimini belirleme hakları da velayet yetkisi içerisindedir. Evliliğin fiilen sona ermesi veya eşlerin ayrı yaşamaya başlaması gibi durumlarda dahi, evlilik birliği hukuken varlığını sürdürdüğü için velayet ortak kalmaya devam eder, ancak hakim duruma göre gerekli önlemleri alabilir. Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusu, tam da bu fiili ayrılık döneminde ortaya çıkar.

Çocukla Kişisel İlişki Kurma Hakkı

Makalenin temelini oluşturan en önemli hukuki dayanak, çocukla kişisel ilişki kurma hakkıdır. Bu hak, velayet hakkından tamamen bağımsız bir nitelik taşır ve doğrudan doğruya ana ya da babanın kişiliği itibarıyla sahip olduğu bir haktır. Türk Medeni Kanunu’nun 323. maddesi, velayeti altında bulunmayan veya velayeti kendisine bırakılmayan her ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahip olduğunu belirtmektedir. Bu hak, kan bağından bağımsız olarak evlilik içi, evlilik dışı veya evlat edinilen çocuklar için geçerlidir. Fiilen ayrı yaşayan ebeveyn, velayeti fiilen elinde bulunduran diğer eşten hukuken “velayeti kendisine bırakılmayan” bir konumdadır ve bu statü, yasal olarak çocukla kişisel ilişki kurma davası açma hakkını doğurur.

Kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için devredilemez ve bu haktan feragat edilemez. Hatta mahkeme huzurunda bu yöndeki bir beyan dahi hukuken geçersizdir. Kişisel ilişki kurma hakkı, sadece anne ve babaya tanınan bir hak olmaktan öte, uluslararası sözleşmeler ve Yargıtay içtihatlarıyla çocuğa da tanınmış çift yönlü bir hak olarak kabul edilmektedir. Bu hak, anne ve babalık duygularını tatmin etmenin yanı sıra, çocuğun diğer ebeveynin sevgisinden ve ilgisinden mahrum kalmamasını sağlamayı amaçlar. Bir ebeveynin  

Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusunun cevabını ararken bilmesi gereken en önemli nokta, bu engellemenin velayet hakkının kötüye kullanılması anlamına geldiğidir. Velayet, bir görev olarak çocuğun menfaatini korumayı amaçlarken , kişisel ilişki kurma hakkı ise her iki ebeveynin ve en nihayetinde çocuğun kişilik hakkının bir parçasıdır.  

Boşanma Süreci Başlamadan Önce Atılabilecek Hukuki Adımlar

Evlilik birliği içinde çocuğuyla görüşmesi engellenen bir ebeveyn için atılacak adımlar, duruma göre farklılık gösteren hukuki yolları içerir. Bu yollar, hem uzlaşma odaklı çözümleri hem de yasal yaptırımları barındırır. İşte Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusunun ilk etapta atılacak adımlarına ilişkin detaylı bir rehber:

Uzlaşma ve İletişim: İlk Adım

Hukuki süreçlere girmeden önce, tarafların kendi aralarında bir uzlaşma zemini bulmaya çalışması esastır. Bu yaklaşım, çocuğun psikolojik sağlığı için en ideal çözümdür. Uzmanlar, ebeveynlerin boşanma haberini dahi mümkünse birlikte vermelerini ve sorulara ortak yanıtlar vermelerini tavsiye eder . Çocuk, ebeveynleri arasındaki sürekli çatışma dilinden olumsuz etkilenir ve bu durum, kendine, ebeveynlerine ve çevresine olan güvenini zedeleyebilir . Bu sebeple, hukuki süreç öncesinde profesyonel bir arabulucu veya aile danışmanı yardımıyla çözüm aramak faydalı olabilir . Ancak, iletişim kanalları tamamen kapalıysa ve uzlaşma mümkün değilse, hukuki yollara başvurmak kaçınılmaz hale gelir.  

Ayrılık ve Koruyucu Tedbirler: Geçici Çözüm Yolları

Evlilik birliği fiilen sona ermiş ancak boşanma davası açılmamışsa, Türk Medeni Kanunu’nun 195. maddesi uyarınca hakimden bir dizi koruyucu önlem talep edilebilir . Bu tedbirler, evlilik birliğinin korunması amacını taşır. Bu kapsamda, Aile Mahkemesi’ne başvurularak, fiilen ayrı yaşayan ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurması yönünde geçici bir ara karar verilmesi istenebilir. Bu tür bir başvuru, çocukla görüşme sorununun acil olarak çözülmesine yönelik bir adımdır. Mahkeme bu süreçte, Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusuna geçici bir yanıt sunar ve çocuğun menfaatlerini korumak için hızlı bir tedbir kararı verir.

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Davası

Boşanma davası açmadan, evlilik birliği içinde yaşanan fiili ayrılık nedeniyle doğrudan “Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Davası” açmak mümkündür. Bu davanın temel amacı, çocuğun üstün menfaatini korumaktır ve bu dava kamu düzenini ilgilendiren bir nitelik taşır . Mahkeme, kararını verirken çocuğun yaşına ve olgunluğuna uygun olarak onun beyanını alabilir ve bu süreçte pedagog, psikolog veya sosyal çalışmacılardan yardım isteyebilir. Bu uzmanlar, çocuğun etki altında olup olmadığını, psikolojik durumunu ve kişisel ilişki kurulmasının yararına olup olmayacağını değerlendiren bir rapor hazırlarlar. Mahkeme, çocuğun beyanlarına bağlı kalmaksızın, toplanan deliller ve uzman raporu ışığında en doğru kararı vermeyi hedefler. Dava dilekçesi, şikayetçinin ve sanığın kimlik bilgileri, olayın tarihi ve açıklamaları, deliller ve hukuki dayanaklar gibi unsurları içermelidir. Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusuna bu dava ile kesin ve yasal bir çözüm yolu bulunabilir.

Zorlayıcı İcra Uygulamalarından Çocuk Dostu Teslim Sistemine Geçiş

Türk hukukunda çocuk teslimi ve kişisel ilişki kurulması süreçleri, yakın zamanda yapılan yasal düzenlemelerle büyük bir dönüşümden geçmiştir. Bu dönüşüm, uygulamanın çocuğun menfaatine daha uygun hale getirilmesi amacını taşımaktadır. Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusunun icra boyutu da bu yeni sistemle birlikte tamamen değişmiştir.

Eleştiriler ve Yasal Değişim İhtiyacı

Eskiden, mahkeme kararlarına rağmen çocuğu göstermeyen ebeveynlere karşı İcra ve İflas Kanunu (İİK) hükümleri uygulanmaktaydı. Bu süreç, “çocuk icrası” veya “çocuk haczı” olarak adlandırılıyordu . İİK’nın 25. maddesi ve devamı hükümlerine göre, mahkeme kararı icra dairesi aracılığıyla, gerekirse kolluk kuvvetleri desteğiyle zorla yerine getiriliyordu. Bu durum, çocuğun tanımadığı icra memurları ve polis eşliğinde bir yerden bir yere götürülmesi gibi travmatik sonuçlara yol açmaktaydı . Çocuk, bu zorlayıcı süreçte hukuki bir “nesne” gibi muamele görüyordu ve bu durum, çocuk hakları savunucuları tarafından yoğun eleştirilere maruz kalıyordu. Bu eleştiriler, yasa koyucunun harekete geçmesini sağlamıştır.  

7343 Sayılı Kanun’un Getirdiği Köklü Değişiklikler

30 Kasım 2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı Kanun, bu eleştirilere yanıt olarak İcra ve İflas Kanunu’ndaki çocuk teslimiyle ilgili hükümleri tamamen yürürlükten kaldırmıştır . Yeni düzenlemeler, çocuk teslimi ve kişisel ilişki kurulması süreçlerini, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na ve ilgili yönetmeliklere devretmiştir . Bu köklü değişimle birlikte, süreç artık icra daireleri yerine Adalet Bakanlığına bağlı olarak kurulan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri (ADM) Müdürlükleri tarafından yürütülmektedir.  

Yeni sistemin işleyişi, çocuğun üstün menfaatini esas alan bir yaklaşıma dayanır. Hak sahibi (çocuğu görmek isteyen ebeveyn), elindeki mahkeme kararı ile ADM Müdürlüğü’ne başvurur. Müdürlük, süreç hakkında bilgi vermek amacıyla yükümlü (çocuğu elinde bulunduran ebeveyn) ile irtibata geçer ve çocuğu belirlenen gün ve saatte çocuk dostu bir merkeze getirmesini bildirir . Bu merkezlerde psikolog, pedagog veya sosyal çalışmacılar gibi uzmanlar yer alır ve süreçte taraflara rehberlik eder. Bu yenilikler, Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusunun cevabında hukuki süreçlerin daha insancıl bir şekilde ilerlemesini sağlamıştır. Yeni sistem ve eski sistem arasındaki fark, aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

ÖzellikEski Sistem (İİK)Yeni Sistem (7343 Sayılı Kanun)
Yasal Dayanakİcra ve İflas KanunuÇocuk Koruma Kanunu (5395)
Görevli Kurumİcra DaireleriAdli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri
Uygulama ŞekliZorlayıcı İcra ve Kolluk DesteğiÇocuk Dostu Merkezler ve Uzmanlar
Çocuğun RolüHukuki Prosedürün NesnesiSürecin Öznesi ve Yüksek Yararı Ön Planda

Bu tablo, eski sistemin zorlayıcı ve travmatik yapısına karşılık, yeni sistemin daha rehabilite edici ve çocuk odaklı bir yaklaşım benimsediğini açıkça ortaya koymaktadır. Çocuk tesliminin artık bir “alacak-borç” meselesi olarak değil, bir “çocuk koruma” meselesi olarak görülmesi, hukuki sürecin sadece cezalandırıcı değil, aynı zamanda rehabilite edici bir rol üstlendiğini göstermektedir. Bu, bir mahkeme kararının icrasının bile, çocuğun menfaatine en uygun şekilde tasarlanabileceğini ortaya koyan önemli bir gelişmedir.

Kişisel İlişkiyi Engelleyen Ebeveyne Yönelik Hukuki Yaptırımlar

Mahkeme kararına rağmen çocuğu göstermeyen ebeveyn, bu eyleminin sonuçlarına katlanmak zorundadır. Hukuk sistemi, bu tür davranışları cezalandırmak ve çocuğun haklarını korumak için çeşitli yaptırımlar öngörmektedir. Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusuna verilecek bir diğer yanıt da bu yaptırımlardır.

Disiplin Hapsi: Ceza Yaptırımları

Mahkemece verilen ara kararın ya da ilamın gereklerini yerine getirmeyen veya yerine getirilmesini engelleyen ebeveyn, hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalır . 7343 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte, kişisel ilişkiyi engelleyen ebeveynlere karşı disiplin hapsi hükümleri uygulanmaktadır . Kişisel ilişkiyi ihlal eden taraf, üç günden on güne kadar disiplin hapsiyle cezalandırılabilir . Eğer kendisine çocuk teslim edilen taraf, belirlenen sürenin sonunda çocuğu geri getirmezse, üç aya kadar disiplin hapsi uygulanabilir . Bu yaptırımların uygulanabilmesi için, hak sahibi ebeveynin, olayın öğrenilmesinden itibaren bir aylık hak düşürücü süre içerisinde şikayette bulunması gerekmektedir.  

Velayet Hakkının Kötüye Kullanılması ve Velayetin Değiştirilmesi

Çocuğu diğer ebeveyne göstermemek, velayet hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilen en önemli durumlardan biridir . Türk Medeni Kanunu’na göre, velayet hakkını kötüye kullanan ebeveynin velayeti elinden alınabilir. Çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişiminin tehlikede olması veya manen terk edilmiş halde kalması gibi durumlarda, hakim velayeti kaldırabilir veya değiştirebilir. Çocuğun diğer ebeveyne karşı kışkırtılması ve görüşmesinin engellenmesi, Yargıtay tarafından velayetin kötüye kullanılmasına somut bir örnek olarak değerlendirilmekte ve velayetin değiştirilmesi davasına konu olabilmektedir. Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusunun en ağır sonuçlarından biri, velayetin değiştirilmesidir. Ayrıca, evlilik içinde bir ebeveynin çocuğu diğerinden habersiz ve hukuki olmayan yollarla uzaklaştırması, Türk Ceza Kanunu kapsamında “çocuğun alıkonulması” suçu olarak değerlendirilir ve hapis cezası gerektirebilir. Bu hukuki süreç, ebeveynin çocuğun temel haklarını ihlal ettiği için sadece diğer ebeveyni mağdur etmekle kalmaz, aynı zamanda çocuğun temel gelişimini de tehlikeye atmaktadır. Bu durum, hukukun müdahale etmesini gerektiren, sadece ebeveynler arasındaki bir anlaşmazlık değil, aynı zamanda bir çocuk istismarı vakası olarak da görülebilmektedir.  

Çocuğun Gözünden Durum: Görüşmenin Engellenmesinin Psikolojik Etkileri

Bir ebeveynin çocuğu diğerinden mahrum bırakması, sadece hukuki bir sorun olmanın ötesinde, çocuğun ruh sağlığı üzerinde kalıcı hasarlar bırakabilecek yıkıcı psikolojik etkilere sahiptir. Bu etkilerin en somutlaşmış hali, Ebeveyn Yabancılaştırması Sendromu (EYS) olarak adlandırılan durumdur. Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusunun psikolojik boyutu, en az hukuki boyutu kadar önemlidir.

Ebeveyn Yabancılaştırması Sendromu

Ebeveyn Yabancılaştırması Sendromu (EYS), bir ebeveynin, çocuğu sistematik ve bilinçli bir şekilde diğer ebeveyne karşı kışkırtması ve yabancılaştırması sonucunda ortaya çıkan psikolojik bir durumdur . Bu, genellikle yüksek çatışmalı boşanmalarda veya ayrılık süreçlerinde, bir ebeveynin intikam veya kontrol arayışıyla çocuğun zihninde diğer ebeveyn hakkında gerçek dışı, olumsuz bir imaj oluşturmasıyla gerçekleşir .

EYS’nin belirtileri çocukta çeşitli şekillerde gözlemlenebilir:

  • Çocuğun diğer ebeveynle iletişim kurmayı veya onu ziyaret etmeyi sebepsiz yere reddetmesi .
  • Diğer ebeveyne karşı yersiz bir korku veya nefret duygusu beslemesi .
  • Yabancılaştıran ebeveyne karşı koşulsuz ve otomatik bir destek sergilemesi .
  • Hedefteki ebeveynin ailesine karşı da düşmanlık ve kin duyguları beslemesi .
  • İçe kapanma, saldırganlık, alt ıslatma, tırnak yeme gibi gelişimde gerileme davranışları .

EYS, çocuğun diğer ebeveynle olan sağlıklı bağını kopararak, onun duygusal gelişimine zarar verir. Çocuk, bu durumda kendisini suçlu hissedebilir, iki ebeveyn arasında kalmanın getirdiği kaygı ve endişe ile baş etmek zorunda kalabilir . Bu durum, uzun vadede depresyon, anksiyete, kendine güven eksikliği ve sağlıklı ilişkiler kurmada zorluklar gibi ciddi ruhsal sorunlara yol açabilmektedir .

Aile İçi Çatışmanın Çocuk Üzerindeki Yıkıcı Etkileri

Uzmanlar, çocukların ruh sağlığı için boşanmanın kendisinin değil, ebeveynler arasındaki sürekli çatışmanın daha yıkıcı olduğunu belirtmektedir . Ebeveynlerin öfke ve kin dolu bir dil kullanmaları, çocuğun kendine ve dünyaya olan güvenini zedeler . Bu süreçte çocuğa, boşanmanın bir son değil, yeni bir düzenin başlangıcı olduğu ve ebeveynlik rollerinin sonsuza dek devam edeceği mesajı verilmelidir . Hukuki sürecin psikolojik boyutu, avukatın sadece yasal işlemleri yönetmekle kalmayıp, aynı zamanda bu psikolojik dinamikleri de anlayarak müvekkiline rehberlik etmesini gerektirir. Bu yaklaşım, sadece hukuki hakları korumakla kalmaz, aynı zamanda çocuğun üstün yararının gerçekten gözetilmesini sağlar. Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusunu soran bir ebeveynin, bu süreçteki psikolojik zararları en aza indirmek için profesyonel destek alması hayati öneme sahiptir.

Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? Sıkça Sorulan Sorular

Evli olmamıza rağmen çocukla görüşme davası açılabilir mi?

Evet, boşanma davası açmadan, doğrudan Aile Mahkemesi’ne başvurularak çocukla kişisel ilişki kurulması davası açılabilir. Bu dava, boşanma davasına özgü bir kurum olmayıp, evliliğin fiili olarak sona ermesi durumunda velayeti fiilen elinde bulundurmayan ebeveynin bir hakkıdır.  

Mahkeme kararına rağmen çocuk gösterilmezse ne olur?

Mahkeme kararı, çocukla kişisel ilişki kurma hakkını yasal olarak güvence altına alır. Bu karara rağmen çocuk gösterilmezse, yeni yasal düzenlemeler uyarınca, durumu Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü’ne bildirerek hukuki süreç başlatılabilir ve kişisel ilişkiyi engelleyen ebeveyn aleyhine disiplin hapsi yaptırımı uygulanabilir .

Çocuğu göstermeyen velayeti kaybeder mi?

Evet, çocuğu diğer ebeveyne göstermemek, velayet hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilen önemli bir durumdur . Bu davranış, mahkeme tarafından çocuğun menfaatine aykırı bulunduğunda, velayetin değiştirilmesine karar verilmesine yol açabilir.  

Yeni yasa ile çocuk teslimi nasıl yapılıyor?

30 Kasım 2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı Kanun ile çocuk teslimi ve kişisel ilişki süreçleri icra daireleri yerine Adalet Bakanlığına bağlı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri (ADM) Müdürlükleri tarafından yürütülmektedir. Bu süreçte çocuk dostu merkezler ve uzmanlar görev almaktadır .  

Çocuk kaçırılırsa ne gibi hukuki sonuçları olur?

Evlilik içinde bir ebeveynin çocuğu diğerinden habersiz ve hukuki olmayan yollarla alıkoyması, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen “çocuğun alıkonulması” suçunu oluşturur ve hapis cezası yaptırımı bulunmaktadır.  

Dava sürecinde pedagog ve psikolog raporları neden önemlidir?

Pedagog ve psikolog raporları, mahkemenin çocuğun ruhsal ve fiziksel durumunu, diğer ebeveyne karşı tutumunun nedenlerini (örneğin EYS belirtileri) ve kişisel ilişki kurulmasının çocuğun menfaatine olup olmadığını objektif bir şekilde değerlendirmesini sağlar. Bu raporlar, hakimin doğru kararı vermesi için hayati bir delil niteliğindedir.  

Kişisel ilişki kurma hakkından feragat edilebilir mi?

Hayır, kişisel ilişki kurma hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için devredilemez ve bu haktan feragat edilemez.  

Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? Sonuç

Evliyken Boşanmadan Çocuğu Göstermeme Durumunda Ne Olur? sorusu, sadece kişisel bir anlaşmazlık değil, köklü hukuki ve psikolojik sonuçları olan karmaşık bir meseledir. Bu durum, bir yanda ebeveynin kişisel haklarının ihlali, diğer yanda ise çocuğun sağlıklı gelişiminin tehlikeye atılması anlamına gelmektedir. Türk Medeni Kanunu’ndaki kişisel ilişki kurma hakkı ve 7343 sayılı Kanun’un getirdiği çocuk dostu yeni sistem, bu türden sorunları çözmek için yasal bir çerçeve sunmaktadır. Ancak, hukuki süreçlerin karmaşıklığı, doğru adımların atılmasını ve hak kayıplarının önlenmesini zorunlu kılmaktadır.

Yaşanan bu zorlu süreçte hukuki destek almak, sadece yasal prosedürleri yönetmekle kalmaz, aynı zamanda durumun psikolojik boyutlarını da anlayan bir rehberlik sağlar. Bu yolculukta atılacak her adımın, hem sizin haklarınızı koruması hem de çocuğunuzun geleceğini güvence altına alması için profesyonel bir rehberlik elzemdir. İstanbul Boşanma Avukatı olarak, bu zorlu süreçte yanınızda yer alarak, haklarınızı sonuna kadar savunuyor ve çocuğunuzla aranızdaki en önemli bağ olan sevginin korunması için hukuki ve etik tüm yolları kullanıyoruz. Aile hukuku alanındaki derin bilgi birikimimiz ve güncel yasalara hakimiyetimiz ile size en doğru yol haritasını sunmak için buradayız. Bu karmaşık ve duygusal süreçte, profesyonel bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmak, hem hak kayıplarını engeller hem de süreci en sağlıklı şekilde yönetmenizi sağlar.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

istanbul boşanma avukatı

Çelik & Baştürk Hukuk Bürosu olarak, İstanbul avukat ve arabulucularından oluşan ekibimiz ile birlikte, İstanbul Boşanma Avukatı, İstanbul Ceza Avukatı olarak çalışma alanlarımız içerisinde tüm davalara bakmaktayız. Bilgi için hemen bize ulaşın.