Evlilik birliğinin sona ermesi, şüphesiz hayatın en zorlu ve yıpratıcı süreçlerinden biridir. Taraflar, bu süreçte yalnızca duygusal bir çöküntü yaşamakla kalmaz, aynı zamanda yıllar süren bir ortaklığın getirdiği maddi ve manevi birikimlerin kaybıyla da yüzleşirler. Halk arasında bu durum, son derece isabetli bir şekilde “evlilikte yıpranma payı” olarak adlandırılır. Bu ifade, evliliğe harcanan emeğin, feda edilen kariyerlerin, yaşanan hayal kırıklıklarının ve geleceğe dair kurulan planların boşa çıkmasının yarattığı derin etkiyi mükemmel bir şekilde özetler. Ancak, bu yaygın ve anlamlı söylemin Türk hukuk sisteminde doğrudan bir karşılığı bulunmamaktadır. Hukuk, bu evlilikte yıpranma payı kavramını soyut bir duygu olarak değil, somut ve kanıtlanabilir zararlar üzerinden ele alır. Kanun koyucu, evliliğin sona ermesiyle bir eşin uğradığı zararları telafi etmek için iki temel hukuki mekanizma öngörmüştür: Maddi Tazminat ve Manevi Tazminat. Bu makalenin amacı, evlilikte yıpranma payı olarak hissettiğiniz kayıpların hukuki karşılıklarını net bir şekilde ortaya koymak, bu tazminat türlerinin şartlarını, kimlerin talep edebileceğini ve süreçte nelere dikkat edilmesi gerektiğini detaylı bir şekilde açıklamaktır. Bu zorlu dönemde haklarınızı bilmeniz, adil bir sonuca ulaşmanız için atacağınız en önemli adımdır.
Evlilikte Yıpranma Payı ve Tazminatın Yasal Dayanağı
Boşanma sürecinde talep edilebilecek tüm tazminat haklarının ve dolayısıyla evlilikte yıpranma payı talebinizin yasal temelini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 174. maddesi oluşturur. Bu madde, boşanmanın mali ve kişisel sonuçlarını düzenleyerek, evliliğin bitişiyle haksızlığa uğrayan tarafı korumayı amaçlar. Kanun, yaşanan yıpranmanın niteliğini dikkate alarak tazminatı iki ayrı başlık altında ele almıştır. Bu ayrım, davanızın stratejisini belirlerken hayati bir öneme sahiptir, çünkü her bir tazminat türü farklı şartlara ve ispat yükümlülüklerine tabidir.
TMK Madde 174, iki temel fıkradan oluşur:
- TMK m. 174/1 (Maddi Tazminat): Bu fıkra, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.” hükmünü içerir. Bu düzenleme, evlilikte yıpranma payı‘nın tamamen ekonomik kayıplara odaklanan kısmıdır. Evlilik birliği sayesinde elde edilen veya evlilik devam etseydi gelecekte elde edilmesi muhtemel olan finansal çıkarların kaybını telafi etmeyi hedefler.
- TMK m. 174/2 (Manevi Tazminat): İkinci fıkra ise, “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” şeklindedir. Bu hüküm, evlilikte yıpranma payı‘nın ekonomik zararlardan ziyade, kişinin ruhsal bütünlüğüne, onuruna, şerefine ve saygınlığına yönelik saldırıların neden olduğu manevi acıyı dindirmeyi amaçlar.
Bu yasal ayrım tesadüfi değildir. Hukuk sistemi, bir kişinin boşanma nedeniyle uğrayabileceği zararın iki farklı boyutu olduğunu kabul eder: cüzdanına yansıyan zarar ve ruhunda açılan yara. Bir eş, boşanma nedeniyle ciddi bir finansal kayba uğrarken manevi bir saldırıya maruz kalmamış olabilir ya da tam tersi. İşte bu nedenle, mahkemede sadece “evlilikte yıpranma payı istiyorum” demek yerine, bu yıpranmanın hangi hukuki kategoriye girdiğini ve hangi delillerle ispatlanabileceğini bilmek, davanın başarısı için kritik bir öneme sahiptir.
Maddi Tazminat
Maddi tazminat, boşanmanın somut ve ölçülebilir ekonomik sonuçlarını hedef alır. Amacı, boşanma olmasaydı eşin sahip olacağı mali durumu, boşanma sonrasında da olabildiğince korumaktır. Bu tazminat, evlilikte yıpranma payı‘nın finansal karşılığını alarak geleceğe yönelik bir güvence sağlama işlevi görür.
Maddi Tazminatın Kapsamı
Kanun metninde geçen “mevcut ve beklenen menfaatler” ifadesi, evlilikte yıpranma payı‘nın maddi boyutunu oluşturan geniş bir yelpazeyi kapsar. Bu kavramların somut örneklerle açıklanması, hakkınızın ne olduğunu anlamanızı kolaylaştıracaktır.
Mevcut Menfaatler: Bunlar, evlilik birliği devam ederken fiilen yararlanılan ekonomik çıkarlardır. Boşanma ile birlikte bu çıkarlar ortadan kalkar. Örnek olarak; diğer eşin maaşından evin geçimine sağladığı katkı, eşin sağlık sigortasından yararlanma hakkı, eşin sağladığı barınma imkanı veya ev işleri ve çocuk bakımı gibi konularda sağladığı destek ve emeğin ekonomik değeri sayılabilir.
Beklenen Menfaatler: Bunlar ise evlilik birliği devam etseydi gelecekte elde edilmesi kuvvetle muhtemel olan ancak boşanma nedeniyle artık imkansız hale gelen ekonomik çıkarlardır. En yaygın ve net örneği, miras hakkının kaybıdır. Eşler birbirlerinin yasal mirasçısıdır ve boşanma ile bu hak tamamen ortadan kalkar. Benzer şekilde, eşin emekli ikramiyesi veya sosyal güvence haklarından gelecekte yararlanma beklentisi de bu kapsama girebilir. Düğün masrafları veya evlilik için yapılan harcamalar gibi kalemler ise genellikle bu tazminatın kapsamında değerlendirilmez, zira bunlar boşanmanın değil, evliliğin kurulmasının bir sonucudur.
Maddi Tazminat Talep Edebilmenin Altın Kuralları
Mahkemenin lehinize maddi tazminata hükmedebilmesi için aşağıda sıralanan şartların tamamının bir arada bulunması zorunludur. Bu şartlardan birinin bile eksik olması, evlilikte yıpranma payı karşılığı olan maddi tazminat talebinizin reddedilmesine neden olacaktır.
- Kesinleşmiş Bir Boşanma Kararı Olmalıdır: Maddi tazminat, boşanmanın bir sonucudur. Dolayısıyla, mahkeme tarafından verilmiş ve kesinleşmiş bir boşanma kararı olmadan maddi tazminat talep edilemez. Boşanma davasının reddi halinde tazminat talepleri de dayanaksız kalır.
- Açıkça Talepte Bulunulmalıdır: Hâkim, velayet veya iştirak nafakası gibi konularda kendiliğinden karar verebilirken, tazminat konusunda taleple bağlılık ilkesi geçerlidir. Yani, siz dava dilekçenizde veya yargılama sırasında açıkça maddi tazminat talep etmezseniz, hâkim lehinize tazminata hükmedemez.
- Kusur Üstünlüğü Şarttır: Maddi tazminat talebinde bulunan tarafın, boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz veya diğer eşe göre daha az kusurlu olması gerekir. Bu, belki de en kritik şarttır. Eğer mahkeme, tarafların eşit derecede kusurlu olduğuna karar verirse, maddi tazminat talebi reddedilir. Ağır kusurlu tarafın ise tazminat talep etmesi mümkün değildir.
- Zarar ve Nedensellik Bağı Kurulmalıdır: Tazminat talep eden eşin, boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelendiğini, yani somut bir maddi zarara uğradığını ispatlaması gerekir. Ayrıca, bu zarar ile boşanma arasında doğrudan bir nedensellik (illiyet) bağı bulunmalıdır. Yani, zararınızın tek nedeninin evliliğin sona ermesi olduğu açıkça ortaya konulmalıdır.
Maddi Tazminat Miktarının Belirlenmesindeki Kriterler
Hâkim, evlilikte yıpranma payı‘nızın maddi karşılığını belirlerken keyfi bir karar vermez. Tarafların durumunu bir bütün olarak değerlendirir ve hakkaniyete uygun bir miktar takdir eder. Bu değerlendirmede göz önünde bulundurulan başlıca faktörler şunlardır: tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, eşlerin yaşları, sağlık durumları, yeniden bir iş bularak gelir elde etme veya yeniden evlenme şansları gibi unsurlardır. Örneğin, 20 yıllık bir evlilik boyunca kariyerini eşi ve çocukları için feda etmiş bir ev hanımının boşanma sonrası yaşayacağı ekonomik kayıp, her ikisi de kendi gelirine sahip olan ve sadece birkaç yıl evli kalmış bir çifte göre çok daha fazla olacaktır. Bu nedenle, ilk senaryoda hükmedilecek maddi tazminat miktarının daha yüksek olması beklenir.
Manevi Tazminat
Manevi tazminat, boşanmanın ekonomik boyutundan tamamen ayrı, evlilikte yıpranma payı‘nın kişisel ve ruhsal dünyada yarattığı tahribatı hedef alan bir telafi yöntemidir. Paranın, yaşanan acıyı tam olarak ortadan kaldıramayacağı açıktır. Ancak manevi tazminat, bir ceza olmaktan ziyade, mağdur olan eşin bozulan manevi dengesini yeniden kurmasına yardımcı olmayı, yaşadığı üzüntü, elem ve ızdırabı bir nebze olsun dindirmeyi ve toplum nezdinde zedelenen itibarını onarmayı amaçlar.
Manevi Tazminatın Amacı
Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere manevi tazminatın amacı, kusurlu eşi cezalandırmak değil, boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle ruhsal olarak incinen, acı çeken, onuru kırılan eşe bir tatmin ve teselli imkânı sunmaktır. Bu tazminat, yaşanan haksızlığın mahkeme tarafından tanındığını ve mağdurun yanında olunduğunu gösteren sembolik bir öneme de sahiptir. Kişinin yaşadığı “acı, ızdırap ve elem” olarak tanımlanan manevi zararın karşılığı olarak, normal hayata dönüşünü kolaylaştırmayı hedefler. Bu, evlilikte yıpranma payı‘nın manevi karşılığıdır.
“Kişilik Hakları” ve İhlali Ne Anlama Gelir?
Manevi tazminat davasının temel taşı “kişilik hakları” kavramıdır. Kişilik hakları, bir bireyin doğuştan sahip olduğu ve kişiliğini serbestçe geliştirmesini sağlayan, devredilemez ve vazgeçilemez hakların bütünüdür. Bu haklar; kişinin hayatı, beden ve ruh sağlığı, şerefi, haysiyeti, özel hayatının gizliliği, ismi ve resmi gibi değerleri kapsar. TMK m. 174/2 uyarınca manevi tazminata hak kazanabilmek için, boşanmaya yol açan olayların aynı zamanda bu kişilik haklarına yönelik hukuka aykırı bir saldırı niteliği taşıması zorunludur. Yani, evlilikteki her kusurlu davranış, otomatik olarak evlilikte yıpranma payı için manevi tazminat hakkı doğurmaz. Davranışın, kişilik haklarını hedef alan nitelikte olması gerekir.
Yargıtay İçtihatları Işığında Manevi Tazminat Gerektiren Davranışlar
Hangi davranışların kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı konusunda en önemli yol gösterici, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıdır. Yargıtay, yıllar içinde verdiği kararlarla bu kavramın sınırlarını çizmiş ve hangi eylemlerin manevi tazminatı gerektireceğini büyük ölçüde belirlemiştir. Bu kararlar, evlilikte yıpranma payı talebinizin gücünü değerlendirmeniz açısından kritik bir referans noktasıdır.
Yargıtay tarafından istikrarlı bir şekilde kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilen ve manevi tazminat gerektiren başlıca davranışlar şunlardır:
- Fiziksel Şiddet: Eşe yönelik her türlü fiziksel şiddet eylemi, tokat atmak, itmek, yaralamak gibi fiiller, beden bütünlüğüne yönelik en ağır saldırılardan biridir ve şüphesiz manevi tazminat nedenidir.
- Sadakatsizlik (Aldatma): Zina veya evlilik dışı bir ilişki yaşamak, eşin sadakat yükümlülüğünü en ağır şekilde ihlal etmesidir. Aldatma, aldatılan eşin onurunu, gururunu ve evlilik kurumuna olan güvenini derinden sarstığı için güçlü bir manevi tazminat sebebidir. Sadece cinsel birliktelik değil, “güven sarsıcı davranışlar” olarak nitelendirilen, karşı cinsle gizli ve sürekli mesajlaşmalar veya duygusal yakınlaşmalar da bu kapsama girer.
- Ağır Hakaret ve Aşağılama: Eşin kişiliğini, zekasını, dış görünüşünü veya ailesini hedef alan, özellikle başkalarının yanında yapılan küçük düşürücü, onur kırıcı sözler ve hakaretler, şeref ve haysiyete yönelik açık bir saldırıdır. “Salak”, “çirkin” gibi ifadeler veya küfürler bu duruma örnek teşkil eder.
- Eşin Hastalığı ile İlgilenmeme: Eşin ciddi bir hastalık veya zor bir dönemden geçtiği sırada ona destek olmamak, onu yalnız bırakmak veya tedavi sürecini engellemek, vicdani yükümlülüklerin ağır bir ihlali olarak kabul edilir ve manevi tazminat gerektirir.
- Onur Kırıcı Diğer Davranışlar: Eşi evden kovmak, evin kilidini değiştirmek, toplum içinde küçük düşürmek, aile sırlarını başkalarına anlatmak gibi eylemler de kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilebilir.
Aşağıdaki tablo, Yargıtay’ın bakış açısıyla hangi kusurlu davranışların genellikle manevi tazminat gerektirip gerektirmediğini özetlemektedir.
| Davranış | Genellikle Kişilik Hakkı İhlali Sayılır mı? | Açıklama ve Yargıtay Kriteri |
| Fiziksel Şiddet | EVET | Kişinin beden bütünlüğüne yönelik doğrudan bir saldırıdır. Tek bir olay dahi yeterlidir. |
| Aldatma (Sadakatsizlik) | EVET | Eşin onurunu, haysiyetini ve evlilik birliğine olan güvenini temelden sarsan ağır bir ihlaldir. |
| Ağır Hakaret / Aşağılama | EVET | Kişinin şeref ve saygınlığına yönelik sözlü veya yazılı saldırılardır. Özellikle başkalarının yanında yapılması ağırlatıcı sebeptir. |
| Evi Terk Etme | HAYIR (Tek başına) | Tek başına terk, birlik görevlerinin ihlalidir ancak kişilik hakkı saldırısı sayılmaz. Şiddet veya hakaretle birleşirse durum değişir. |
| Aileyle İlgilenmeme | HAYIR (Genellikle) | Evlilik birliğinin getirdiği yükümlülüklerin ihmali olarak görülür, doğrudan kişilik hakkı saldırısı olarak nitelendirilmez. |
| Eşin Hastalığında İlgisizlik | EVET | İnsani ve vicdani bir yükümlülüğün ağır ihlali olup, eşi manevi olarak çöküntüye uğratan onur kırıcı bir davranıştır. |
| Güven Sarsıcı Davranışlar | EVET | Karşı cinsle sürekli ve gizli görüşmeler gibi sadakat yükümlülüğünü zedeleyen, aldatma şüphesi doğuran eylemlerdir. |
Her Kusur Manevi Tazminat Doğurur Mu?
Bu nokta, potansiyel müvekkillerin beklentilerini yönetmek açısından son derece önemlidir. Yargıtay, boşanmaya neden olan her kusurlu davranışın otomatik olarak kişilik haklarına saldırı anlamına gelmediğini açıkça belirtmiştir. Bu ayrım, manevi tazminat kurumunun amacından saptırılarak her türlü evlilik içi anlaşmazlık için bir ceza aracına dönüşmesini engellemek içindir. Manevi tazminat, genel bir mutsuzluk için değil, evlilikte yıpranma payı‘nın onur ve haysiyete yönelik ciddi ihlallerden kaynaklanan kısmı için öngörülmüştür.
Yargıtay kararlarına göre, boşanma sebebi olsalar dahi genellikle tek başlarına manevi tazminat gerektirmeyen kusurlu davranışlar şunlardır :
- Evlilik birliğinin getirdiği görevleri yerine getirmemek.
- Evin ihtiyaçları ve faturalarıyla ilgilenmemek.
- Evi haklı bir sebep olmaksızın terk etmek.
- Bağımsız bir konut temin etmemek.
- Birlikte yaşamaktan kaçınmak.
- Aşırı kıskançlık (eğer psikolojik şiddet veya hakaret boyutuna ulaşmamışsa).
Bu davranışlar boşanmada kusur olarak değerlendirilebilir ve maddi tazminat veya nafaka gibi sonuçları etkileyebilir, ancak kişilik haklarına doğrudan bir saldırı olarak nitelendirilmedikleri için genellikle manevi tazminat talebini haklı kılmazlar.
Evlilikte Yıpranma Payı İçin Tazminat Davası
Evlilikte yıpranma payı karşılığı olan tazminat hakkınızın olduğunu düşünmeniz, bu hakkı alabileceğiniz anlamına gelmez. Başarı, doğru strateji, zamanında başvuru ve güçlü delillere bağlıdır.
Boşanma Davasıyla Birlikte mi, Sonra mı?
Tazminat taleplerinizi ileri sürmek için önünüzde iki hukuki yol bulunmaktadır:
- Boşanma Davası İçinde Talep Etmek: En yaygın ve pratik yöntem, boşanma davası dilekçesinde maddi ve manevi tazminat taleplerini de belirtmektir. Bu durumda tazminat talepleri, boşanma davasının bir parçası olarak görülür ve bunun için ayrıca bir dava harcı (nispi harç) ödenmesi gerekmez. Süreç tek bir dosya üzerinden yürür.
- Ayrı Bir Dava Olarak Açmak: Eğer boşanma davası sırasında tazminat talep etmediyseniz veya bu hakkınızı saklı tuttuysanız, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra ayrı bir tazminat davası açma hakkınız vardır. Ancak bu yol, çok kritik bir süreye tabidir. Boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren sadece bir yıllık zamanaşımı süresi içinde bu davayı açabilirsiniz. Bu bir yıllık süre hak düşürücü niteliktedir; yani süre kaçırıldığında dava açma hakkınız tamamen ortadan kalkar.
Tazminat Talebinizi Nasıl Güçlendirirsiniz?
Mahkemede iddialarınızı kanıtlamakla yükümlüsünüz. İspat yükü, tazminat talep eden taraftadır. Hem karşı tarafın kusurunu hem de evlilikte yıpranma payı olarak gördüğünüz zararınızı somut delillerle ortaya koymanız gerekir. Kullanılabilecek başlıca deliller şunlardır:
- Tanık Beyanları: Olaylara şahit olan aile üyeleri, arkadaşlar veya komşuların ifadeleri.
- Dijital Deliller: Hakaret veya aldatmayı ispatlayan SMS mesajları, e-postalar, sosyal medya yazışmaları ve paylaşımları (hukuka uygun yollarla elde edilmiş olmaları şartıyla).
- Finansal Kayıtlar: Maddi tazminat için banka hesap dökümleri, maaş bordroları, kredi kartı ekstreleri.
- Diğer Belgeler: Fiziksel şiddet varsa polis tutanakları, darp raporları; aldatma varsa otel kayıtları veya fotoğraflar.
Toptan Ödeme ve İrat Biçiminde Ödeme
Mahkeme lehinize tazminata hükmettiğinde, bunun nasıl ödeneceği de kararda belirtilir. Ödeme şekli, tazminatın türüne göre farklılık gösterir:
- Manevi Tazminat: Kanun gereği sadece tek seferde ve toplu bir ödeme (toptan ödeme) şeklinde karara bağlanabilir. Mahkemenin manevi tazminatı taksitlere bölmesi veya aylık ödemeler (irat) şeklinde düzenlemesi mümkün değildir.
- Maddi Tazminat: Kanun, maddi tazminatın toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde (aylık ödemeler) ödenmesine imkan tanır. Ancak uygulamada, mahkemeler genellikle maddi tazminatın da toptan ödenmesine karar verme eğilimindedir. Eğer maddi tazminat irat şeklinde belirlenmişse, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi, evli gibi yaşaması veya yoksulluk durumunun ortadan kalkması gibi hallerde bu ödeme kesilebilir.
Evlilikte Yıpranma Payı Sonuç
Görüldüğü üzere, halk arasında “evlilikte yıpranma payı” olarak ifade edilen duygu ve kayıplar, hukuk dilinde somut şartlara, katı kurallara ve ispat yükümlülüklerine bağlı maddi ve manevi tazminat taleplerine dönüşmektedir. Bu taleplerin başarısı; kusurun doğru bir şekilde tespiti, kişilik haklarına yönelik saldırının varlığı, zararın delillendirilmesi ve yasal sürelerin kaçırılmaması gibi pek çok teknik detaya bağlıdır. Boşanma gibi duygusal olarak zorlayıcı bir süreçte bu hukuki labirentte tek başına yol bulmaya çalışmak, ciddi hak kayıplarına neden olabilir. Bu zorlu süreçte haklarınızı tam olarak korumak ve adil bir sonuç elde etmek için deneyimli bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmak hayati önem taşır. Evlilikte yıpranma payı taleplerinizin stratejik olarak planlanması ve mahkemede etkin bir şekilde savunulması, ancak uzman bir hukuki destekle mümkündür. Alanında yetkin bir İstanbul Boşanma Avukatı, davanızın her aşamasında size yol göstererek hak kaybı yaşamanızı önleyecektir.
Evlilikte Yıpranma Payı Evlilikte Yıpranma Payı Hakkında Sık Sorulan Sorular
Eşit kusurluysak evlilikte yıpranma payı talep edebilir miyim?
Hayır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, tarafların boşanmada eşit derecede kusurlu bulunması halinde, birbirlerinden hem maddi hem de manevi tazminat talep etme hakları yoktur. Tazminat alabilmek için kusursuz veya en azından diğer eşten daha az kusurlu olmanız gerekir.
Aldatıldım, evlilikte yıpranma payı olarak ne kadar manevi tazminat alabilirim?
Manevi tazminat için kanunda belirlenmiş sabit bir tarife yoktur. Hâkim, her olayı kendi özel koşulları içinde değerlendirir. Aldatma eyleminin niteliği, bu durumun toplum içinde duyulup duyulmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evlilik süresi ve olayın sizin kişilik haklarınızı ne ölçüde zedelediği gibi birçok faktörü göz önünde bulundurarak hakkaniyete uygun bir miktar belirler.
Boşandıktan sonra tazminat davası açmak için ne kadar sürem var?
Boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde ayrı bir tazminat davası açmanız gerekmektedir. Bu bir yıllık süre hak düşürücü bir süredir. Eğer bu süre içinde dava açmazsanız, evlilikte yıpranma payı için tazminat talep etme hakkınızı tamamen kaybedersiniz.
Sadece eşim evi terk ettiği için manevi tazminat alabilir miyim?
Genellikle hayır. Evi terk etmek, evlilik birliğinin yükümlülüklerini ihlal eden bir kusur olarak kabul edilse de, Yargıtay tarafından tek başına kişilik haklarına yönelik bir saldırı olarak görülmemektedir. Ancak, terk eylemine ağır hakaretler, şiddet veya sizi küçük düşürücü başka davranışlar eşlik etmişse, bu durumda manevi tazminat talep edilebilir.
Maddi tazminat taksitle ödenebilir mi?
Kanunen mümkündür. Hâkim, durumun gereklerine göre maddi tazminatın irat (aylık taksitler) şeklinde ödenmesine karar verebilir. Ancak uygulamada mahkemeler genellikle tek seferde (toptan) ödenmesine hükmetmektedir. Manevi tazminat ise kanun gereği kesinlikle taksitle ödenemez, sadece toptan ödenir.
Tazminat talebim için ne tür deliller sunmalıyım?
Karşı tarafın kusurunu ve uğradığınız zararı ispatlamak için tanık beyanları, mesajlaşma (SMS, WhatsApp) kayıtları, sosyal medya paylaşımları, fotoğraflar, videolar, otel veya seyahat kayıtları, banka dökümleri gibi hukuka uygun elde edilmiş her türlü delil kullanılabilir. Maddi zararınızı ispatlamak için ise maaş bordroları, malvarlığı dökümleri, gelir-gider tabloları ve gerekirse uzman bilirkişi raporları sunulabilir.
Anlaşmalı boşanmada evlilikte yıpranma payı istenebilir mi?
Evet. Anlaşmalı boşanmada taraflar, hazırlayacakları boşanma protokolünde tazminat konusunu serbestçe kararlaştırabilirler. Protokolde bir tazminat miktarı belirlenmişse, hâkim bu anlaşmayı onaylar ve karar kesinleşir. Ancak dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, eğer protokolde tazminat talebinde bulunulmadığı açıkça belirtilmişse veya bu konuya hiç değinilmemişse, boşanma kesinleştikten sonra ayrıca bir tazminat davası açılamaz.





