Evlenmeden Önce Alınan Ev Boşanınca Kimin Olur?

Evlenmeden Önce Alınan Ev Boşanınca Kimin Olur?

Boşanma sürecinde en çok tartışma konusu olan malvarlıklarından biri de evlerdir. Özellikle eşlerden birinin evlenmeden önce satın aldığı bir ev varsa, “evlenmeden önce alınan ev boşanınca kimin olur?” sorusu sıkça sorulur. Türk Medeni Kanunu’nun mal rejimi hükümleri ve Yargıtay’ın içtihatları bu soruya net cevaplar vermektedir. Genel kural olarak, evlilikten önce alınan bir ev, mal rejiminin tasfiyesinde kişisel mal kabul edilir ve sahibi olan eşte kalır. Ancak evin durumu, ödeme şekli ve sonradan yapılan işlemlere göre bazı istisnalar gündeme gelebilir. Evlenmeden Önce Alınan Ev Boşanınca Kimin Olur? İşte detaylar:

Kişisel Mal Olarak Evlilik Öncesi Ev

Evlilik öncesinde bir eşin kendi adına tapuda kayıtlı bir evi varsa, bu ev boşanma halinde kişisel mal sayılır. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde, yalnızca evlilik süresince edinilen mallar paylaşıma girer. Türk Medeni Kanunu m.220/2 uyarınca mal rejiminin başlangıcında (yani evlilik tarihinde) eşlerden birine ait olan malvarlığı değerleri kişisel mal kabul edilir. Bu durumda evlenmeden önce alınıp tamamen ödemesi yapılmış olan bir ev, boşanmada diğer eşe verilmez; ev kimin adına kayıtlıysa onda kalmaya devam eder. Örneğin, eşiniz evlenmeden önce bir daire satın almış ve tapusu kendi üzerinde ise, boşanma sonrasında da bu ev yine eşinize ait olacaktır, sizin bu evde ayni (mülkiyet) hakkınız olmayacaktır.

Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de birçok kararında evlilik öncesi alınan evlerin kişisel mal niteliğinde olduğunu vurgulamıştır. Örneğin, Yargıtay 2. HD 07.02.2006 tarihli, 2005/16726 E. ve 2006/1095 K. sayılı kararında, evlilik başlamadan önce eşin mülkiyetinde bulunan taşınmazın kişisel mal sayılacağını açıkça belirtmiştir. Bu içtihatlar doğrultusunda, evlilikten önce alınmış bir ev, aksi bir sözleşme olmadıkça, boşanmada paylaşıma dahil edilmez.

Kredisi Evlilikte Ödenen Evlerin Durumu

Evlilik öncesi alınan bir evin ödemeleri evlendikten sonra da devam ediyorsa, durum biraz karmaşık hale gelebilir. Diyelim ki eşlerden biri bekarken bir konut aldı fakat konut kredisi taksitlerinin bir kısmı evlilik sürecinde ödendi. Bu durumda evin tam mülkiyeti yine onu satın alan eşte kalsa bile, evlilik içinde ödenen taksitler için diğer eşin bir alacak hakkı doğabilir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 13.03.2018 tarihli, 2017/16903 E. ve 2018/9216 K. sayılı kararında, evlilik birliği içinde ödenen konut kredisi taksitleri nedeniyle diğer eş lehine katılma alacağı hesaplanması gerektiğini vurgulamıştır​. Bu şu anlama gelir: Evin değeri paylaşılmaz ancak evlilik içinde yapılan ödemelerin oransal karşılığı, boşanmada diğer eşe bir para alacağı olarak verilir. Mahkeme, evlilik süresince ödenen taksit tutarının evin toplam değerine oranını belirleyip, o orana denk gelen değerin yarısını diğer eşe katılma alacağı olarak hükmedebilir.

Örneğin, Ahmet evlenmeden önce bir ev alıp tapusunu kendi üstüne yaptı, ancak ödemenin yarısını evlendikten sonra maaşından ödedi. Boşanma halinde Ayşe, bu evin tapusuna ortak olamasa da, evin evlilik sırasında ödenen kısmının değerinin yarısını katılma alacağı şeklinde talep edebilir. Bu şekilde diğer eşin evlilik birliği içinde yaptığı katkı karşılıksız kalmamış olur. Yargıtay kararlarında da bu tür durumlarda “artık değere katılma alacağı” hesaplanarak adil bir denge sağlanması gerektiği belirtilmiştir.

Eşlerin Birbirine Evi Devretmesi (Hediye Etme)

Bazı durumlarda eşler arasında evin tapusunun devri söz konusu olabilir. Eşlerden biri, evlilikten önce tamamen kendine ait bir evi, evlendikten sonra diğer eşinin üzerine tapuda devredebilir. Bu devir bir bedel karşılığı olmaksızın yapıldıysa, hukuken bağış (hibe) niteliğinde kabul edilir. Bağışlama durumunda, devredilen ev artık diğer eşin kişisel malı haline gelir. İlk eş, boşanmada o ev üzerinde hak iddia edemez çünkü kendi rızasıyla mülkiyeti karşı tarafa geçirmiştir.

Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. Örneğin, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 19.04.2011 tarihli, 2010/5450 E. ve 2011/2306 K. sayılı kararında, kocanın kendi çalışmasıyla aldığı otomobili eşinin adına kaydettirmesinin bağış niteliğinde olduğunu ve aracın artık kadının kişisel malı sayılacağını ifade etmiştir​. Benzer şekilde, evlilik öncesi alınan bir ev, evlendikten sonra eşine hediye edilip onun adına tapuda tescil edilirse, bu ev artık hediye edilen eşin kişisel malı olur. İlk eş sonradan pişman olsa dahi, hukuken bu devri geri alması mümkün olmaz; boşanmada ev tamamen karşı tarafa ait kabul edilir.

Burada dikkat edilmesi gereken, tapu devrinin gerçekten bağış amacıyla yapılıp yapılmadığının ispatıdır. Eğer tapu devri görünürde satış gibi başka bir işlemle yapıldıysa ancak gerçekte bağış olduğu iddia edilirse, bunun ispatı mahkemede gerekebilir. Normal koşullarda, bir bedel ödenmeden yapılan eşler arası devirler bağış sayılacaktır.

Evlenmeden Önce Alınan Ev Ölünce Kimin Olur?

Eşlerden birinin vefatı durumunda, evlilik öncesinde edindiği ev, ölümle birlikte onun kişisel malı olarak kalır ve öncelikle mal rejimi tasfiyesi yapılır. Bu aşamada sağ kalan eşin bu ev üzerinde bir katılma alacağı hakkı bulunmaz, zira bu hak yalnızca evlilik süresince edinilmiş mallardan hesaplanır. Mal rejimi tasfiyesi tamamlandıktan sonra, ev de dahil olmak üzere ölen eşe ait tüm malvarlığı (tereke), miras hukuku kuralları gereği yasal mirasçılara intikal eder. Bu durumda sağ kalan eş, vefat eden eşin yasal mirasçısı olarak tereke üzerinde yasal miras payına sahip olur. Sağ kalan eşin miras payı, ölen eşin hayatta olan diğer mirasçılarının kim olduğuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Örneğin, çocukları varsa mirasın dörtte birini, çocukları yok ancak anne ve babası varsa mirasın yarısını, büyük ana ve büyük babaları varsa mirasın dörtte üçünü, bu sayılanlardan hiçbiri yoksa mirasın tamamını alır.  

Evlenmeden Önce Alınan Ev Satılırsa

Evlenmeden önce edinilen bir evin evlilik süresince satılması durumunda elde edilen gelir, “kişisel malın yerine geçen değer” olarak kabul edilir. Bu ilke, bir malın kişisel mal statüsünün, satılması veya başka bir varlıkla takas edilmesi durumunda da korunacağını belirtir. Dolayısıyla, bu satıştan elde edilen nakit veya yeni satın alınan mal da evin kendisi gibi mülk sahibinin kişisel malıdır ve edinilmiş mal olarak kabul edilmez. Ancak, evin satışından elde edilen gelirle satın alınan yeni malın bedeli, satılan eski malın bedelinden daha fazlaysa, aradaki farkın evlilik birliği içinde edinilmiş mal olarak değerlendirilmesi esastır. Bu durum, yeni malın bedelini oluşturan fazla tutarın ortak birikimden karşılandığı varsayımına dayanır ve bu kısım boşanma halinde paylaşıma tabi tutulur.  

Evlenmeden Önce Alınan Eve Eş Ortak Olur Mu?

Türk Medeni Kanunu’na göre, evlenmeden önce tek bir eşe ait olan bir ev, evlilik birliğinin başlamasıyla diğer eşin ortak mülkiyetine dahil olmaz. Evin mülkiyeti, evlilik boyunca o eşin kişisel malı olarak kalır. Ancak, bu durum diğer eşin ev üzerinde hiçbir hakkı olmadığı anlamına gelmez. Eğer diğer eş, evlilik süresince evin değerinin artmasına maddi veya manevi olarak katkıda bulunmuşsa, bu katkılar karşılığında “katılma alacağı” veya “değer artış payı” talep etme hakkı doğabilir. Bu alacak hakkı, mülkiyet hakkı değil, alacak hakkıdır ve boşanma halinde mal rejiminin tasfiyesi sırasında hesaplanarak diğer eşe ödenir. Bu, evin kredi ödemelerinin evlilik birliği içindeki ortak gelirlerle yapılması gibi durumlarda geçerlidir.  

Evlenmeden Önceki Mal Varlığı Bölünür Mü?

Edinilmiş mallara katılma rejimine göre, evlilik birliği başlamadan önce edinilmiş olan malvarlıkları eşlerin kişisel malı olarak kabul edilir ve boşanma durumunda paylaşıma dahil edilmez. Bu, her eşin evliliğe kendi getirdiği malvarlığının kendisine ait kalmasını sağlar. Ancak, bir malın evlilik öncesi edinildiğine dair kesin kanıtların sunulması gerekir. Aksi ispat edilmedikçe, bir eşin tüm malları edinilmiş mal olarak kabul edilir ve ispat yükümlülüğü, malın kişisel mal olduğunu iddia eden eşe aittir. Bu nedenle, tapu kayıtları, banka dökümleri gibi belgelerle malın ne zaman ve nasıl edinildiğinin kanıtlanması önemlidir.  

Bekarken Alınan Ev Evlendikten Sonra

Bir kişi bekarken satın aldığı bir eve evlendikten sonra da tam mülkiyet hakkıyla sahip olmaya devam eder. Bu evin hukuki niteliği, evlilik sonrasında kendiliğinden değişmez ve ev, mülk sahibinin kişisel malı olarak kalır. Ancak, eğer evin kredi ödemeleri gibi giderleri evlilik süresince ortak gelirlerle karşılanıyorsa veya evin değerini artıran büyük bir tadilat için eşlerden birinin maddi katkısı varsa, bu durum ileride boşanma durumunda mal paylaşımı hesaplamalarını etkileyebilir. Evin kendisi kişisel mal olarak kalsa da, evin getirdiği kira gibi gelirler aksi bir anlaşma yapılmadığı sürece edinilmiş mal olarak kabul edilir.  

Evlenmeden Önce Alınan Ev Boşanınca Ne Olur?

Evlenmeden önce alınan bir ev, boşanma durumunda evliliğin getirdiği mal rejimine göre değerlendirilir. Evlilik öncesi edinilen bu ev, kişisel mal olarak kabul edilir ve yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde paylaşıma dahil edilmez. Ancak, evin alımı için çekilen kredinin evlilik süresince ortak gelirlerle ödenmesi veya evin değerini artıran büyük bir tadilatın ortak birikimle yapılması gibi durumlarda, evin sahibi olmayan eşin bu katkılar oranında bir alacak hakkı doğar. Bu alacak hakkı, evin değerindeki artışa orantılı olarak hesaplanır ve “değer artış payı” olarak adlandırılır. Boşanma davası açıldığında yasal mal rejimi sona erer ve malların tasfiyesi süreci başlar.  

Evlenmeden Önceki Mallarda Eşin Hakkı

Evlenmeden önceki malvarlıkları üzerinde diğer eşin doğrudan bir mülkiyet veya hak sahipliği yoktur. Diğer eşin bu mallar üzerindeki tek hakkı, ancak o malların evlilik birliği içinde elde edilen gelirleri veya değerindeki artışlar üzerinde ortaya çıkar. Hukuki olarak, diğer eş, bu malların kendisinden değil, bu malların finansmanına veya değerine yapılan katkılardan kaynaklanan bir alacak talebinde bulunabilir. Bu katkılar, bir “katılma alacağı” olarak değerlendirilir ve boşanma durumunda, mal rejiminin tasfiyesi sırasında bu katkıların parasal karşılığı diğer eşe ödenir. Bu mekanizma, evlilik içinde ekonomik olarak daha zayıf konumda olan veya ev içi emeğiyle katkı sağlayan eşin haklarını korumayı amaçlar.  

Evlenmeden Önce Alınan Ev Boşanmada Ne Olur

Evlenmeden önce alınan bir ev, boşanma durumunda evlilik öncesi malvarlığına ilişkin temel hukuki ilkelerle aynı şekilde değerlendirilir. Ev, mülk sahibinin kişisel malı olarak kabul edilir ve yasal mal rejimi tasfiyesinde paylaşıma tabi tutulmaz. Evlilik süresince ortak gelirlerle yapılan kredi ödemeleri veya evin değerini artıran tadilat masrafları gibi katkılar söz konusu ise, evin sahibi olmayan eşin bu katkılar oranında bir alacak hakkı doğar. Bu alacak hakkı, mülkiyet hakkı değil, alacak hakkıdır. Boşanma davası açıldığında, mal rejiminin tasfiyesi süreci başlar ve bu süreçte evin değer artış payı gibi konular mahkemeler tarafından incelenir ve adil bir bölüşüm için karar verilir.  

Evlenmeden Önce Olan Mal Varlığı

Türk hukuk sisteminde, evlilik birliği içinde eşlerin malvarlıkları, “kişisel mallar” ve “edinilmiş mallar” olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Evlenmeden önce edinilen tüm malvarlığı değerleri, bir eşin kişisel malı olarak kabul edilir. Kişisel mallar, boşanma durumunda mal rejiminin tasfiyesi sürecinde paylaşıma dahil edilmez ve ait olduğu eşin mülkiyetinde kalır. Ancak, kişisel maldan evlilik süresince elde edilen kira, faiz gibi gelirler, aksi bir mal rejimi sözleşmesi yapılmadığı sürece edinilmiş mal olarak kabul edilir ve boşanma durumunda paylaşıma konu olur. Bu nedenle, evlilik öncesi mallar evlilik birliğinde korunsa da, bu mallardan elde edilen gelirler boşanma halinde diğer eşin katılma alacağını etkileyebilir.  

Evlilik Öncesi Edinilen Mallar

Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik öncesi edinilen mallar, 4721 sayılı kanunun 220. maddesi uyarınca eşlerin “kişisel malı” olarak kabul edilir. 1 Ocak 2002 sonrası geçerli olan yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi”nde, mal paylaşımı yani tasfiye, sadece evlilik birliği içinde edinilen mallar üzerinden yapılır. Bu nedenle, evlenmeden önce sahip olunan ev, araba, banka hesabı veya şirket hissesi gibi tüm mal varlığı değerleri, boşanma durumunda mal paylaşımına dahil edilmez. Bu mallar, tasfiye sırasında yapılacak olan “artık değer” hesaplamasına katılmaz ve tamamen, evlilik öncesinde de sahibi olan eşe ait olarak kalır. Diğer eş, bu mallar üzerinde doğrudan bir mülkiyet veya pay hakkı iddia edemez; ancak evlilik içinde bu mallara yapılan ve edinilmiş mallardan karşılanan ödemeler (kredi taksiti gibi) veya iyileştirmeler (tadilat gibi) için “katılma alacağı” veya “değer artış payı” gibi belirli alacak hakları talep edebilir.

Evlenmeden Önce Alınan Mallar

Boşanma sürecinde mal paylaşımının nasıl yapılacağı, Türk hukuk sisteminde net kurallara bağlanmıştır ve evlenmeden önce alınan mallar bu paylaşımın dışında tutulur. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin temel prensibi, evlilikle başlayan ekonomik ortaklığın meyvelerini paylaşmaktır. Bu ortaklık kurulmadan önce, yani nikah tarihinden evvel, eşlerden birinin kendi adına edindiği tüm menkul ve gayrimenkul mallar, kanun gereği o eşin “kişisel malı” statüsündedir. Boşanma davası ile birlikte veya sonrasında açılacak olan mal rejiminin tasfiyesi davasında, bu kişisel mallar hesaba katılmaz ve mülkiyeti tamamen sahibinde kalır. Bir malın kişisel mal olduğunun ispatı için tapu kaydı, ruhsat veya banka hesap dökümü gibi belgelerle malın evlilik tarihinden önce edinildiğinin kanıtlanması yeterlidir.

Evlenmeden Önce Alınan Ev Kime Kalır?

Boşanma durumunda, evlenmeden önce alınan bir evin mülkiyetinin kime ait olacağı sorusunun cevabı oldukça nettir: Ev, tapuda kimin adına kayıtlıysa ve evlilikten önce kim tarafından alındıysa, o eşte kalır. Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesi, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan mal varlığı değerlerini o eşin “kişisel malı” olarak tanımlar. Bu kural uyarınca, evlilik öncesi edinilmiş bir konut, paylaşım konusu yapılamaz ve boşanma kararı evin mülkiyet durumunu değiştirmez. Diğer eş, bu ev üzerinde “evlilik birliğine emek verdim” veya “bu evde birlikte oturduk” gibi gerekçelerle bir mülkiyet hakkı talep edemez. Ev, tamamen sahibinin kişisel mal varlığı olarak kabul edilir ve tasfiye dışı bırakılır. Ancak bu durum, diğer eşin belirli koşullar altında evle ilgili finansal taleplerde bulunamayacağı anlamına gelmez.

Evlenmeden Önce Alınan Evde Eşin Hakkı Var Mı?

Evlenmeden önce alınan bir evde diğer eşin doğrudan bir mülkiyet hakkı bulunmamakla birlikte, evlilik birliği içindeki finansal katkılara dayalı olarak üç temel alacak hakkı doğabilir. İlk olarak, evin evlilik öncesi çekilen kredisinin taksitleri evlilik sırasında ortak gelirlerden (maaş gibi edinilmiş mallardan) ödendiyse, diğer eş ödenen bu taksitlerin toplam tutarının evin güncel değerine oranlanmasıyla hesaplanacak bir “katılma alacağı” talep edebilir. İkinci olarak, diğer eş kendi kişisel veya edinilmiş mal varlığını kullanarak (örneğin maaş birikimiyle) eve değerini artıran kapsamlı bir tadilat veya iyileştirme yapmışsa, TMK madde 227 uyarınca yaptığı katkı oranında bir “değer artış payı” alacağı isteyebilir. Üçüncü ve son olarak, ev kişisel mal olsa dahi, evlilik süresince bu evden elde edilen kira geliri TMK madde 219 gereği “edinilmiş mal” sayıldığından, diğer eş bu gelirin yarısı üzerinde hak sahibidir. Bu alacak hakları, evin mülkiyetini değiştirmese de, mal sahibi eşin diğer eşe bir ödeme yapmasını gerektirebilir.  

Evlilik Öncesi Alınan Ev Boşanma

Boşanma sürecinde evlilik öncesi alınan bir evin hukuki durumu, mal rejiminin tasfiyesi davasının temel konularından birini oluşturur. Kural olarak, bu ev sahibinin kişisel malı olduğu için boşanmayla birlikte doğrudan paylaşıma tabi tutulmaz ve mülkiyeti sahibinde kalır. Ancak boşanma davası, bu evle ilgili mali hakların talep edileceği bir sürecin başlangıcıdır. Boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan mal rejiminin tasfiyesi davasında, diğer eş, evlilik birliği içinde evin kredi borcuna yapılan ödemeler, eve yapılan değerli katkılar veya evin kira gelirleri gibi konular üzerinden alacak taleplerini ileri sürebilir. Mahkeme, bilirkişi incelemesi yoluyla evin güncel değerini, yapılan katkıları ve oranlarını tespit ederek, eğer şartları oluşmuşsa, mal sahibi eşin diğer eşe belirli bir miktar ödemesine karar verir. Dolayısıyla, boşanma evin mülkiyetini etkilemese de, ev üzerinde doğmuş olan finansal hakların tasfiye edilmesini sağlar.

Evlilikten Önce Edinilmiş Malların Paylaşımı

“Evlilikten önce edinilmiş malların paylaşımı” ifadesi hukuki terminoloji açısından bir çelişki barındırmaktadır, çünkü Türk Medeni Kanunu’na göre bu mallar “paylaşım” konusu değildir. Kanun, evlilik birliği içinde, bir karşılık verilerek elde edilen malları “edinilmiş mal” olarak tanımlar ve sadece bu malların paylaşımını öngörür. Evlilikten önce sahip olunan mallar ise “kişisel mal” kategorisindedir ve bu kategori, mal paylaşımının tamamen dışındadır. Dolayısıyla, boşanma halinde evlilik öncesi malların bir paylaşımı söz konusu olmaz; bu mallar kime aitse, boşanma sonrasında da o kişiye ait olmaya devam eder. Mal rejiminin tasfiyesi, kişisel malları ayırdıktan sonra geriye kalan edinilmiş malların ve bu mallara ilişkin alacakların hesaplanması işlemidir. Bu nedenle, evlilik öncesi mal varlığı olan bir kişi, boşanma durumunda bu varlıkların diğer eşle bölüşüleceği endişesini taşımamalıdır.  

Evlenmeden Önce Alınan Malın Evlilik Birliği Devam Ederken Satılması

Bir eşin, evlenmeden önce sahip olduğu kişisel bir malı evlilik birliği devam ederken satması, o malın hukuki niteliğini değiştirmez ve diğer eşe bir hak bahşetmez. Türk Medeni Kanunu’nda yer alan “ikame ilkesi” (yerine geçme kuralı) uyarınca, kişisel bir malın satılmasıyla elde edilen bedel de kişisel mal sayılır. Eğer bu bedel kullanılarak yeni bir mal (örneğin bir araba veya başka bir gayrimenkul) alınırsa, bu yeni mal da kaynağı kişisel mal olduğu için kişisel mal olma özelliğini sürdürür. Mal sahibi eş, kendi kişisel malı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğundan, bu satış işlemi için diğer eşin rızasını almak zorunda değildir. Diğer eş, satıştan elde edilen anapara üzerinde herhangi bir pay talep edemez. Ancak, satıştan elde edilen paranın bankaya yatırılması durumunda, evlilik süresince işleyecek olan faiz geliri “edinilmiş mal” sayılacağından, bu gelir paylaşıma tabi olacaktır.  

Evlilikten Önce Alınan Ev

Evlilikten önce alınan ev, Türk boşanma hukukunda mal paylaşımı açısından en net ve korunan mal varlığı kalemlerinden biridir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesi gereğince, bu ev, onu evlilikten önce edinen eşin “kişisel malı” olarak sınıflandırılır ve boşanma durumunda mal rejiminin tasfiyesine dahil edilmez. Mülkiyeti tamamen sahibine aittir ve diğer eş bu ev üzerinde ortaklık iddiasında bulunamaz. Bununla birlikte, bu mutlak mülkiyet hakkı, evi diğer eşin potansiyel alacak haklarından tamamen yalıtmaz. Eğer evin evlilik öncesi çekilen kredisinin bir kısmı evlilik içinde ortak gelirlerle ödendiyse, eve evlilik sırasında diğer eşin katkısıyla değerini artıran bir yatırım yapıldıysa veya evden kira geliri elde edildiyse, diğer eş bu katkılar ve gelirler oranında bir alacak hakkı talep edebilir. Bu talepler, evin mülkiyetini değiştirmese de, mal sahibi eşin bir ödeme yapmasını gerektirebilir.

Evlenmeden Önce Edinilen Ev

Boşanma sürecinde, evlenmeden önce edinilen bir evin akıbeti, yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi”nin temel prensipleri çerçevesinde belirlenir. Bu prensiplere göre, evlilik tarihinden önce mülkiyeti kazanılmış olan bir ev, kanun gereği sahibinin “kişisel malı”dır ve mal paylaşımının konusunu oluşturmaz. Boşanma davasından ayrı olarak görülen “mal rejiminin tasfiyesi davası”nda, mahkeme öncelikle eşlerin kişisel mallarını tasfiye dışı bırakır. Dolayısıyla, evlenmeden önce edinilen ev, bu ayrım sırasında sahibine bırakılır ve edinilmiş malların hesaplandığı “artık değer”e eklenmez. Ancak, diğer eşin bu kişisel mala evlilik birliği içinde yaptığı finansal katkılar (kredi ödemesi, tadilat masrafı vb.) göz ardı edilmez. Bu katkılar, ayrı bir alacak davası konusu olarak değerlendirilir ve katkıda bulunan eş, yaptığı katkının güncel değerdeki karşılığını “değer artış payı” veya “katılma alacağı” olarak talep etme hakkına sahip olur.

Evlenmeden Önce Alınan Ev Boşanınca Kimin Olur? Sonuç

Evlilik öncesi alınan ev, boşanma halinde genellikle malın alındığı tarafta kalır ve diğer eş bu evin mülkiyetini alamaz. Bu kuralın istisnaları, evlilik süresince yapılan ödemeler veya katkılar ile tapu devri gibi özel durumlardır. Her somut durumda, evin edinilme şekli ve evlilik boyunca uğradığı işlemler incelenerek adil bir sonuca varılır. Kanun ve Yargıtay kararları, evin kişisel mal mı yoksa kısmen edinilmiş mala dönüşüp dönüşmediğine göre farklı sonuçlar öngörmektedir. Bu nedenle, böyle bir durumda hak kaybına uğramamak için uzman bir İstanbul boşanma avukatı ile süreci yürütmek oldukça yararlı olacaktır. İstanbul boşanma avukatı desteğiyle, evin mal paylaşımındaki durumu doğru tespit edilip tarafların hakkaniyetli bir şekilde ayrılması sağlanabilir.

Evlenmeden Önce Alınan Ev Boşanınca Kimin Olur? Sık Sorulan Sorular

1. Eşimle evlenmeden önce aldığım ev, boşanınca paylaşılacak mı?

Hayır, evlilik öncesi alınan ev kural olarak kişisel maldır ve boşanmada paylaşılmaz. Evin tamamının bedeli evlilik öncesi ödenmişse, diğer eşin bu evde mülkiyet hakkı olmaz. Ancak evin kredisi evlilikte de ödendiyse, o ödenen kısım için diğer eşe bir alacak hakkı doğabilir.

2. Evlilikten önce aldığım evin taksitlerini birlikte ödedik, eşim evde hak iddia edebilir mi?

Evin tapusu sizde kaldığı sürece diğer eş evin sahibi olamaz, ancak evlilik içinde ödediği taksitler için hak talep edebilir. Mahkeme, evlilik süresinde yapılan ödemelerin oranına göre eşinize katılma alacağı veya değer artış payı alacağı olarak bir miktar ödenmesine karar verebilir.

3. Eşimin evlilik öncesi aldığı evi var, boşandıktan sonra ben orada oturmaya devam edebilir miyim?

Eşinizin evlilikten önce aldığı ev onun kişisel malı olduğundan, boşanma sonrasında ev üzerindeki hakları ona ait olacaktır. Eğer mahkemece size o evde belirli bir süre oturma hakkı tanınmadıysa (örneğin nafaka veya çocukların velayeti dolayısıyla geçici tahsis gibi özel bir durum yoksa), o evde boşanma sonrası oturma hakkınız sona erer. Aile konutu şerhi boşanma ile kalkar ve ev sahibinin tasarrufuna geçer.

4. Evlendikten sonra evimi eşimin üzerine yaptım, şimdi boşanıyoruz. Evi geri alabilir miyim?

Evlilik sırasında tamamen gönüllü şekilde eşinize yaptığınız tapu devri hukuken bağış sayılır. Bu durumda ev artık eşinizin kişisel malı olmuştur. Boşanmada evi geri almanız genellikle mümkün olmaz çünkü mülkiyeti isteyerek devretmiş sayılırsınız. Ancak evi devrederken bir sözleşme veya şart konulmuşsa ya da hile/zorla yaptığınızı iddia edebiliyorsanız, hukuki süreçte bunu kanıtlamanız gerekir ki bu oldukça zordur.

5. Eşim evlilik öncesi evini boşanmadan kısa süre önce başkasına satıp parasını sakladı, ben hakkımı alabilir miyim?

Eğer eşiniz boşanma davası açılmadan hemen önce kişisel malı olan evini satıp mal kaçırma amacı güttüyse, bu durumda o ev aslında paylaşıma girmeyecek bir mal olduğu için doğrudan mal kaçırma söz konusu olmaz. Eşinizin evlilik öncesi evinin satış bedeli kişisel mal varlığıdır. Ancak, eğer o parayı evlilik içinde edinilen başka bir mala aktardıysa veya bazı işlemlerle sizin katılma alacağınızı etkilemeye çalıştıysa, mahkeme bunu inceleyebilir. Yine de evlilik öncesi mal olduğu için, o evin değeri üzerinden genellikle talepte bulunamazsınız, yalnızca evlilik içinde yapılan katkılar varsa onları talep edebilirsiniz.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir