Boşanma süreci, taraflar için duygusal olarak zorlayıcı olduğu kadar, finansal açıdan da son derece karmaşık bir hale gelebilir. Özellikle eşlerden birinin limited şirket ortağı olması veya evlilik birliği içerisinde bir şirket kurulmuş olması durumunda, mal paylaşımı süreci standart bir boşanma davasından çok daha fazla hukuki ve teknik bilgi gerektirir. Boşanmada limited şirket paylaşımı, aile hukuku ile ticaret hukukunun kesiştiği, özel uzmanlık gerektiren bir alandır. Bu süreçte atılacak yanlış bir adım, telafisi güç hak kayıplarına yol açabilir. Bu makale, boşanmada limited şirket paylaşımı sürecinin hukuki durumunu, şirket değerlemesinin nasıl yapıldığını, kar paylarının nasıl paylaşıldığını ve haklarınızı korumak için atmanız gereken adımları detaylı bir şekilde ele alarak size kapsamlı bir yol haritası sunmayı amaçlamaktadır.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi
Türkiye’de boşanmada mal paylaşımının nasıl yapılacağını belirleyen temel hukuki çerçeve, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu ile belirlenmiştir. Bu tarihten sonra evlenen çiftler, evlilik sözleşmesi ile farklı bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, yasal olarak **”Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi”**ne tabi olurlar. Bu rejim, boşanmada limited şirket paylaşımı gibi karmaşık varlıkların nasıl paylaşılacağının temelini oluşturur.
Bu rejimin ana prensibi, eşlerin evlilik birliği boyunca sahip oldukları mal varlıklarını iki ana kategoriye ayırmasıdır: kişisel mallar ve edinilmiş mallar. Edinilmiş Mallar Nelerdir? Edinilmiş mallar, en basit tanımıyla, her bir eşin evlilik birliği devam ederken karşılığını vererek (emek veya para ile) elde ettiği malvarlığı değerleridir. Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesine göre edinilmiş mallar şunlardır:
- Çalışmanın karşılığı olan edinimler: Maaşlar, primler, ikramiyeler ve her türlü mesleki kazanç bu kapsama girer.
- Sosyal güvenlik veya sosyal yardım ödemeleri: Emekli maaşı, kıdem ve ihbar tazminatları gibi ödemeler edinilmiş mal sayılır.
- Kişisel malların gelirleri: Bu, boşanmada limited şirket paylaşımı açısından en kritik noktadır. Bir eşin evlilikten önce sahip olduğu veya miras yoluyla edindiği kişisel bir malın (örneğin bir şirket hissesi) evlilik süresince getirdiği gelirler (örneğin kâr payı veya temettü) edinilmiş mal kabul edilir.
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler: Evlilik içinde maaş birikimiyle alınan bir arabanın satılıp yerine yenisinin alınması gibi durumlarda, yeni alınan varlık da edinilmiş maldır.
Kişisel Mallar Nelerdir? Kişisel mallar ise paylaşıma tabi olmayan, eşin kendisine ait kalan mal varlıklarıdır. Kanun gereği kişisel sayılan mallar şunlardır :
- Eşlerden birinin kişisel kullanımına yarayan eşyalar: Takılar, giysiler, hobi malzemeleri gibi.
- Mal rejiminin başlangıcında (evlilik anında) eşlerden birine ait olan mallar: Evlenmeden önce sahip olunan banka hesabı, gayrimenkul veya şirket hisseleri bu kategoriye girer.
- Miras veya karşılıksız kazanma (bağış) yoluyla elde edilen mallar: Evlilik sırasında bir eşe miras kalan veya hediye edilen varlıklar kişisel maldır.
- Manevi tazminat alacakları.
- Kişisel malların yerine geçen değerler (ikame kuralı): Miras kalan bir evin satılmasıyla elde edilen parayla yeni bir ev alınırsa, bu yeni ev de kişisel mal sayılır.
Bu ayrımın en önemli hukuki sonuçlarından biri, ispat yükümlülüğüdür. Türk Medeni Kanunu’na göre, bir eşin sahip olduğu bütün mallar, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Bu, boşanma davasında bir şirket hissesinin evlilikten önce alındığını veya sermayesinin kişisel maldan karşılandığını iddia eden eşin, bu iddiasını somut delillerle (banka kayıtları, veraset ilamları, şirket kuruluş belgeleri vb.) ispatlamak zorunda olduğu anlamına gelir. Bu ispat sağlanamazsa, mahkeme o mal varlığını paylaşıma tabi olan edinilmiş mal olarak değerlendirecektir. Bu durum, özellikle uzun süren evliliklerde ve finansal kayıtların eksik olduğu durumlarda, şirket sahibi eş için ciddi bir risk oluşturur.
| Varlık Türü | Kişisel Mal mı? | Edinilmiş Mal mı? | Açıklama ve Hukuki Dayanak |
| Evlilik Öncesi Kurulan Şirketin Hisseleri | EVET | HAYIR | Mal rejiminin başlangıcında mevcut olan varlıklar kişisel maldır (TMK md. 220). |
| Evlilik İçinde Kurulan Şirketin Hisseleri | HAYIR | EVET | Evlilik birliği içinde, karşılığı verilerek (emek, para) edinilen tüm varlıklar edinilmiş maldır (TMK md. 219). |
| Şirket Hisselerinden Gelen Kâr Payı (Temettü) | HAYIR | EVET | Kişisel malların gelirleri (aksi sözleşmede kararlaştırılmadıkça) edinilmiş maldır (TMK md. 219).[9, 14] |
| Miras Kalan Şirket Hisseleri | EVET | HAYIR | Miras yoluyla gelen malvarlığı kişisel maldır (TMK md. 220). |
| Şirketin Kendi Varlıkları (Araç, Bina vb.) | – | – | Şirket ayrı bir tüzel kişiliktir. Bu varlıklar eşlere değil, şirkete aittir ve doğrudan paylaşıma tabi değildir.[14] |
Hisseler Paylaşıma Dahil Edilir mi?
Boşanmada limited şirket paylaşımı söz konusu olduğunda, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ve Medeni Kanun hükümleri, net bir ayrım üzerine kurulmuştur: şirketin hissesi (sermayenin kendisi) ile bu hisseden elde edilen gelir (kâr payı) farklı hukuki rejimlere tabidir. Bu, adeta bir ağaç ve onun meyvesi arasındaki fark gibidir. Ağacın mülkiyeti kişisel olabilir, ancak evlilik süresince topladığı meyveler ortaktır.
- Evlilikten Önce Kurulan Şirketler: Eğer bir limited şirket evlilik tarihinden önce kurulmuş ve hisselerinin bedeli evlenmeden önce tamamen ödenmişse, bu hisseler o eşin kişisel malı olarak kabul edilir. Bu durumda, boşanma sırasında hisselerin kendisi (yani şirketin ortaklık yapısı) paylaşıma konu olmaz. Şirket ortağı olan eş, ortaklık statüsünü korumaya devam eder.
- Evlilik İçinde Kurulan Şirketler: Eğer limited şirket evlilik birliği devam ederken kurulmuşsa ve kuruluş sermayesi eşlerin maaş birikimleri, ortak kazançları gibi edinilmiş mallardan karşılanmışsa, bu durumda şirket hisselerinin kendisi de edinilmiş mal niteliğindedir. Bu senaryoda, mal rejiminin tasfiyesi sırasında şirket hisselerinin değeri hesaplanır ve diğer eş, bu değerin yarısı üzerinde “katılma alacağı” hakkına sahip olur.
- Miras veya Bağış Yoluyla Edinilen Hisseler: Evlilik öncesinde veya sırasında bir eşe miras yoluyla intikal eden ya da karşılıksız olarak (hediye) devredilen şirket hisseleri, kaynağı ne olursa olsun, o eşin kişisel malı sayılır ve doğrudan paylaşıma tabi tutulmaz.
Bu temel ayrım, davanın stratejisini belirleyen en önemli unsurdur. Şirket ortağı olmayan eşin avukatının hedefi, hisselerin mülkiyetini talep etmek yerine, bu hisselerin evlilik süresince yarattığı ekonomik değerden pay almaktır. Boşanmada limited şirket paylaşımı davalarında bu stratejik odaklanma, davanın başarısı için kritik öneme sahiptir.
Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı ve Şirket Gelirlerinin Durumu
Şirket hisselerinin kişisel mal olduğu durumlarda dahi, bu hisselerin evlilik birliği süresince ürettiği tüm gelirler paylaşıma tabidir. Bu ilke, boşanmada limited şirket paylaşımı davalarının temelini oluşturur ve haklarınızı talep etmeniz için en önemli yasal zemini sunar.
1. Kâr Payı (Temettü): Yargıtay kararlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere, şirket hisseleri kişisel mal olsa bile, bu hisselere isabet eden ve evlilik süresince dağıtılan kâr payları (temettüler) edinilmiş maldır. Dolayısıyla, diğer eş bu gelirlerin yarısı üzerinde hak iddia edebilir.
2. Dağıtılmamış Karlar (Yedek Akçeler): En karmaşık ve çekişmeli konulardan biri, şirketin kâr etmesine rağmen bu kârı ortaklara dağıtmayıp şirket bünyesinde tutmasıdır. Şirket ortağı olan eş, boşanma sürecinde mal paylaşımını azaltmak amacıyla kâr dağıtımı yapılmamasını sağlayabilir ve bu parayı “yedek akçe” olarak bilançoda tutabilir. Ancak Yargıtay, bu tür girişimlerin önüne geçmek için önemli bir içtihat geliştirmiştir. Mahkemeler, şirketin dağıtılmamış kârlarını da sanki dağıtılmış gibi kabul ederek, bu tutarı edinilmiş mal hesabına dahil etmektedir. Bu, kötü niyetli mal kaçırma girişimlerine karşı diğer eşi koruyan hayati bir mekanizmadır.
3. Diğer Gelirler: Şirket ortağı olan eşin, şirketten maaş, huzur hakkı, prim gibi isimler altında aldığı düzenli ödemeler, “çalışmanın karşılığı olan edinimler” kategorisine girdiği için şüphesiz bir şekilde edinilmiş maldır ve paylaşıma tabidir.
Bu gelirlerin tespiti için mahkeme, şirketin ticari defterlerini, banka hesap hareketlerini, genel kurul kararlarını ve vergi beyannamelerini ilgili kurumlardan talep eder. Bu nedenle, boşanmada limited şirket paylaşımı sürecinde uzman bir avukatın, bu belgelerin dosyaya eksiksiz bir şekilde getirilmesini sağlaması büyük önem taşır.
Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı İçin Değerleme Süreci
Boşanmada limited şirket paylaşımı, hisselerin gerçek değerinin doğru bir şekilde tespit edilmesine bağlıdır. Bu değerleme, davanın en teknik ve önemli aşamasıdır ve genellikle mahkeme tarafından atanan uzman bilirkişiler aracılığıyla yapılır.
Değerleme Tarihi: Hukuk sistemimizde karmaşık ancak adil bir değerleme prensibi benimsenmiştir.
- Mal Rejiminin Sona Erdiği An: Paylaşıma konu olacak mal varlıkları, boşanma davasının açıldığı tarihteki durumlarına göre belirlenir. Yani, dava açıldıktan sonra şirket tarafından satın alınan veya satılan varlıklar hesaba katılmaz.
- Tasfiye (Karar) Anı: Ancak bu mal varlıklarının parasal değeri, mahkemenin karar verdiği tarihe en yakın piyasa koşullarına göre, yani sürüm (rayiç) değeri üzerinden hesaplanır. Bu ilke, dava sürecinin uzaması nedeniyle mal varlığının değerinde meydana gelebilecek artış veya azalışlardan her iki eşin de etkilenmesini sağlar. Bu, özellikle enflasyonist ortamlarda alacaklı eşin hakkını koruyan çok önemli bir kuraldır.
Bilirkişi Raporu ve Değerleme Kriterleri: Mahkeme, şirket değerlemesi için genellikle mali müşavir, hesap uzmanı ve bankacılardan oluşan bir bilirkişi heyeti görevlendirir. Bilirkişiler, şirketin gerçek piyasa değerini belirlerken aşağıdaki unsurları dikkate alırlar:
- Şirketin bilançoları, gelir tabloları ve nakit akış tabloları.
- Şirketin aktif varlıkları (gayrimenkuller, araçlar, makine ve teçhizat, bankadaki nakit vb.).
- Şirketin pasifleri (borçları, yükümlülükleri).
- Şirketin faaliyet gösterdiği sektörün durumu, pazar payı ve büyüme potansiyeli.
- Şirketin marka değeri ve müşteri portföyü gibi maddi olmayan duran varlıkları.
- Geçmiş yıllardaki kârlılık durumu ve dağıtılmamış kârlar (yedek akçeler).
Bilirkişi raporu, taraflara tebliğ edilir ve tarafların bu rapora itiraz etme hakkı bulunur. Rapor, mahkemenin katılma alacağı miktarını belirlerken dayandığı en temel delil niteliğindedir.
Evlilik Öncesi Şirketlerde “Değer Artış Payı Alacağı” Hakkı
Evlilikten önce kurulan bir şirketin hisselerinin kişisel mal olduğunu belirtmiştik. Ancak bu durum, diğer eşin şirketin büyümesine yaptığı katkıların tamamen karşılıksız kalacağı anlamına gelmez. Medeni Kanun, bu tür durumlar için “Değer Artış Payı Alacağı” adı verilen özel bir hak tanımıştır. Bu hak, boşanmada limited şirket paylaşımı sürecinde, kişisel mal niteliğindeki şirketler üzerinde dahi talepte bulunma imkanı sağlar.
Değer artış payı alacağı, bir eşin, diğer eşin kişisel malı olan bir varlığın (örneğin şirket hisselerinin) edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına bir karşılık almadan katkıda bulunması durumunda, o malın değerinde meydana gelen artıştan katkısı oranında pay talep etme hakkıdır.
Bu hakkın doğabilmesi için şu şartlar gereklidir:
- Katkı Yapılmış Olmalı: Diğer eşin, şirket ortağı olan eşin kişisel malı niteliğindeki şirkete, kendi kişisel malından (örneğin miras kalan parayla) veya edinilmiş mallardan (örneğin kendi maaşından) bir yatırım yapmış olması gerekir.
- Katkı Karşılıksız Olmalı: Yapılan bu katkı karşılığında bir bedel alınmamış olmalıdır.
- Malda Değer Artışı Olmalı: Katkı yapılan şirketin değerinde bir artış meydana gelmiş olmalıdır.
Örneğin, eşlerden birinin evlilikten önce 400.000 TL sermaye ile kurduğu bir şirketi olsun. Evlilik sırasında diğer eş, kendisine miras kalan 100.000 TL’yi bu şirkete sermaye olarak eklesin. Bu durumda, katkı yapan eş, şirketin toplam değerinin %20’sine (100.000/(400.000+100.000)) katkıda bulunmuştur. Boşanma sırasında şirketin değeri 2.000.000 TL’ye çıkmışsa, katkı yapan eşin değer artış payı alacağı, bu değerin %20’si olan 400.000 TL olacaktır. Bu alacak türü, somut ve ispatlanabilir bir maddi katkıya dayanır ve ispat yükü talep eden eşin üzerindedir.
Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı Sürecinde Mal Kaçırma Riski
Boşanma sürecinin en hassas yönlerinden biri, bir eşin mal paylaşımından kaçmak amacıyla sahip olduğu varlıkları elden çıkarma girişimleridir. Bu durum, mal kaçırma veya hukuki terimiyle muvazaa olarak adlandırılır. Boşanmada limited şirket paylaşımı söz konusu olduğunda bu risk daha da artar. Eş, boşanma davası açılacağını anladığında, hisselerini genellikle düşük bir bedelle bir akrabasına veya güvendiği bir arkadaşına devrederek mal paylaşımının kapsamı dışına çıkarmaya çalışabilir. Bu tür kötü niyetli devirlerin önüne geçmek için kanun, alacaklı eşe önemli koruma mekanizmaları sunmaktadır:
1. İhtiyati Tedbir: Mal kaçırma riskine karşı en etkili ve hızlı yöntem, mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep etmektir. İhtiyati tedbir, dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu mal varlığının üçüncü kişilere devrinin engellenmesi amacıyla resmi kayıtlara şerh konulmasıdır. Ancak burada çok kritik bir hukuki ayrım vardır:
- Tedbir Nereye Konulmalı? Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, ihtiyati tedbir talebi, şirketin kendisine ait varlıklara (şirketin banka hesapları, araçları, gayrimenkulleri) değil, doğrudan doğruya boşanma davasının tarafı olan eşin şirket hisseleri üzerine yöneltilmelidir. Çünkü şirket, eşlerden ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptir. Şirket varlıklarına konulacak bir tedbir talebi, mahkeme tarafından reddedilecektir. Doğru ve hukuki olarak geçerli olan, eşin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ndeki hisselerinin devrini engelleyecek bir tedbir kararı almaktır.
2. Tasarrufun İptali ve Eklenecek Değerler: Eş, hisselerini çoktan devretmiş olsa bile tüm haklar kaybedilmiş değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 229. maddesi, bu tür durumlar için “eklenecek değerler” kurumunu düzenlemiştir. Buna göre:
- Mal rejiminin sona ermesinden (boşanma davası açılmasından) önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan yapılan karşılıksız kazandırmalar,
- Mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltma kastıyla yapıldığı açık olan devirler,
sanki hiç yapılmamış gibi mal varlığı hesabına dahil edilir. Yani, devredilen hissenin değeri, eşin mal varlığına eklenir ve katılma alacağı bu toplam değer üzerinden hesaplanır.
Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı Davalarında Avukatın Rolü
Yukarıda açıklanan tüm süreçler, boşanmada limited şirket paylaşımı davalarının ne kadar karmaşık, çok katmanlı ve teknik bilgi gerektirdiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu tür bir davayı avukat desteği olmadan yürütmek, ciddi ve geri döndürülemez hak kayıplarına yol açma riski taşır. Uzman bir boşanma avukatının bu süreçteki rolü, sadece mahkemede sizi temsil etmekten çok daha fazlasıdır:
- Doğru Stratejinin Belirlenmesi: Avukatınız, davanın en başından itibaren doğru stratejiyi belirler. Hangi delillerin toplanması gerektiğini, hangi kurumlardan hangi belgelerin isteneceğini planlar. Şirket değerlemesi yapacak bilirkişilerle iletişim kurar, raporlarını hukuki açıdan analiz eder ve gerekli itirazları yapar.
- Finansal ve Hukuki Tercümanlık: Bir boşanma avukatı, karmaşık bilanço tablolarını, gelir-gider analizlerini ve şirket değerleme raporlarını anlayıp bunları sizin için anlaşılır bir dile çevirir. Aynı zamanda, sizin haklı taleplerinizi ve argümanlarınızı, mahkemenin ve bilirkişilerin anlayacağı hukuki ve finansal bir dile dönüştürür.
- Haklarınızın Korunması: Avukat, mal kaçırma girişimlerine karşı ihtiyati tedbir gibi acil önlemleri alır, yasal sürelerin (örneğin boşanma kesinleştikten sonra mal paylaşımı davası için 10 yıllık zamanaşımı süresi) kaçırılmasını önler ve usuli hatalar nedeniyle hak kaybetmenizin önüne geçer.
- Duygusal ve Objektif Destek: Boşanma gibi duygusal olarak yıpratıcı bir süreçte, avukatınız sizin adınıza hukuki mücadeleyi yürüten objektif ve profesyonel bir güç olur. Bu, sizin sürece daha sağlıklı odaklanmanızı ve duygusal kararlar alarak hata yapmanızı engeller.
Kısacası, boşanmada limited şirket paylaşımı davaları, finansal uzmanlık, hukuki öngörü ve stratejik planlama gerektiren özel bir alandır. Bu alanda tecrübeli bir avukatla çalışmak, bir lüks değil, finansal geleceğinizi güvence altına almak için bir zorunluluktur.
Sonuç
Boşanmada limited şirket paylaşımı, yasal mal rejiminin temel ilkelerinden şirket değerleme tekniklerine, dağıtılmamış kârların hesaplanmasından mal kaçırma girişimlerine karşı alınacak hukuki önlemlere kadar birçok karmaşık dinamiği içinde barındıran, özel bir hukuki süreçtir. Şirket hisselerinin kişisel mal mı yoksa edinilmiş mal mı olduğunun tespiti, bu hisselerden doğan gelirlerin doğru bir şekilde hesaplanması ve şirketin gerçek piyasa değerinin belirlenmesi, davanın sonucunu doğrudan etkileyen kritik aşamalardır. Bu süreçte yapılacak en küçük bir hata, taraflardan biri için büyük finansal kayıplara neden olabilir.
Bu nedenle, böyle bir süreçle karşı karşıya iseniz, haklarınızı tam olarak koruyabilmek ve adil bir sonuca ulaşabilmek için bu alanda deneyimli bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmanız hayati önem taşımaktadır. Sürecin en başından itibaren profesyonel hukuki destek almak, finansal geleceğinizi güvence altına almanın en sağlam yoludur. Konuyla ilgili daha fazla bilgi ve hukuki destek için uzman bir İstanbul Boşanma Avukatı ile iletişime geçmekten çekinmeyin.
Sık Sorulan Sorular (SSS)
Eşim şirketi evlenmeden önce kurdu, bu durumda boşanmada limited şirket paylaşımı nasıl olur? Hiçbir hak talep edemez miyim?
Şirket hisselerinin kendisi eşinizin kişisel malı sayılacağı için hisselerin mülkiyetine ortak olamazsınız. Ancak, evlilik birliği süresince bu hisselerden elde edilen tüm gelirler (dağıtılan kâr payları, dağıtılmayıp şirkette bırakılan kârlar) edinilmiş maldır ve bu gelirlerin yarısı üzerinde “katılma alacağı” hakkınız bulunmaktadır.
Şirketin üzerine kayıtlı olan araba ve gayrimenkuller boşanmada limited şirket paylaşımına dahil edilir mi?
Hayır, doğrudan edilmez. Limited şirket, eşlerden ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptir. Bu nedenle şirkete ait olan varlıklar, şirketin malıdır ve doğrudan eşler arasında paylaşılamaz. Ancak bu varlıklar, şirket hisselerinin değerinin belirlenmesinde (değerleme sürecinde) dikkate alınır ve dolaylı olarak katılma alacağınızın miktarını etkiler.
Eşim şirketten hiç kâr payı dağıtmıyor ve parayı şirkette tutuyor. Bu durum boşanmada limited şirket paylaşımını nasıl etkiler?
Bu, sık karşılaşılan bir mal kaçırma yöntemidir. Yargıtay kararlarına göre, dağıtılmamış kârlar (yedek akçeler) da edinilmiş mal kabul edilir. Mahkeme, bilirkişi raporuyla şirketin ne kadar kâr ettiğini ve bu kârın ne kadarının dağıtılmadığını tespit eder. Hesaplanacak katılma alacağınıza bu dağıtılmamış kârlar da dahil edilir.
Boşanma davası açılmadan önce eşim hisselerini bir arkadaşına devretti. Haklarım kayboldu mu?
Hayır, haklarınız tamamen kaybolmadı. Eğer bu devir, sizin katılma alacağınızı azaltma kastıyla yapılmışsa veya boşanmadan önceki bir yıl içinde yapılmış karşılıksız bir devir ise, bu hisselerin değeri sanki hiç devredilmemiş gibi mal varlığı hesabına eklenir. Bu durum, boşanmada limited şirket paylaşımı hesaplamasına dahil edilir.
Şirketimizin değeri nasıl belirlenecek? Bu konuda anlaşamazsak ne olur?
Değerleme, mahkemenin atayacağı mali müşavir ve hesap uzmanlarından oluşan bir bilirkişi heyeti tarafından yapılır. Bilirkişiler, şirketin tüm mali kayıtlarını, varlıklarını ve borçlarını inceleyerek bir değerleme raporu hazırlar. Taraflar bu rapora itiraz edebilir. Nihai kararı, raporu ve itirazları değerlendiren mahkeme verir.
Anlaşmalı boşanma protokolünde boşanmada limited şirket paylaşımı nasıl düzenlenmeli?
Anlaşmalı boşanmada taraflar, şirket hisselerinin paylaşımı konusunda serbestçe anlaşabilirler. Protokolde, hisselerin devredilip devredilmeyeceği, devredilecekse hangi bedelle devredileceği veya bir eşin diğerine hisselerdeki hakkına karşılık ne kadar ödeme yapacağı net ve yoruma yer bırakmayacak şekilde belirtilmelidir. Protokole şirketin ticaret sicil gazetesi gibi resmi belgelerinin eklenmesi faydalı olacaktır.
Mal paylaşımı davası açmak için ne kadar sürem var?
Mal paylaşımı (mal rejiminin tasfiyesi) davası, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmalıdır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan, 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı kaybedilir.





