Boşanma Davasında Kiralık Kasaya Tedbir

Boşanma Davasında Kiralık Kasaya Tedbir

Bu makalenin temel amacı, Boşanma Davasında Kiralık Kasaya Tedbir konulması sürecini tüm yönleriyle aydınlatmaktır. Makale içerisinde, kiralık kasanın hukuki niteliğinden, ihtiyatî tedbir kavramının yasal dayanağına, delil toplama aşamasından, bankaların bu konudaki yükümlülüklerine ve emsal Yargıtay kararlarına kadar tüm aşamalar detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. Bu rehber, malvarlığı haklarının korunması için atılması gereken adımları somutlaştırarak, okuyucunun bu karmaşık süreçte bilinçli ve stratejik hareket etmesine yardımcı olmayı hedeflemektedir.

Boşanma süreci, taraflar için sadece duygusal bir bitiş değil, aynı zamanda evlilik birliği içerisinde edinilen malvarlıklarının adil bir şekilde paylaşılması gereken hukuki ve mali bir dönüm noktasıdır. Bu süreç, maalesef ki, eşlerden birinin diğerinden mal kaçırma veya mallarını gizleme girişimlerini beraberinde getirebilmektedir. Özellikle yüksek maddi değere sahip ziynet eşyaları, döviz, kıymetli evraklar ve belgeler, bankalardaki kiralık kasalar gibi gizli saklama alanlarına yerleştirilerek mal rejiminin tasfiyesinden kaçırılmaya çalışılmaktadır. Bu durum, hak sahipleri için ciddi bir hak kaybı ve mağduriyet riski yaratmaktadır.

Kiralık Kasa ve Hukukî Niteliği

Kiralık kasa hizmeti, genellikle bankalar tarafından yürütülen bir işlemdir. Kasa kiralama sözleşmesi, Türk hukukunda kendine özgü ve “karma sözleşme” olarak adlandırılan bir nitelik taşır. Bu sözleşme, sadece bir kira ilişkisinden ibaret değildir. Zira, kira sözleşmesinin temel unsurları olan bir şeyin kullanılmasının bir bedel karşılığında kiracıya bırakılması ediminin yanı sıra, bankanın kasayı ve kasa dairesini hırsızlık, yangın, deprem gibi dış etkilere karşı koruma, gözetleme ve güvenliğini sağlama gibi ek yükümlülükleri de bulunur. Bu yükümlülükler, sözleşmeye vekâlet ilişkisine ait unsurlar katmaktadır.  

Bu karma hukuki nitelik, kiralık kasayı diğer malvarlığı unsurlarından ayırmakta ve üzerinde tedbir konulması sürecini farklılaştırmaktadır. Kasanın açılması için hem bankanın hem de kiracının anahtarının kullanılması zorunlu bir güvenlik önlemidir. Bu “iki anahtar sistemi,” kasa içeriğinin mahremiyetini ve güvenliğini sağlama amacı taşır. Bu güvenlik ve gizlilik düzeyi, bankacılık sırrı ile korunmaktadır. Ancak, bankacılık sırrının mutlak bir koruma sağlamadığının ve yasal bir mahkeme kararı karşısında ortadan kalkabileceğinin altı çizilmelidir.  

Kiralık kasalar, genellikle yüksek maddi değere sahip taşınır kıymetlerin, örneğin ziynet eşyaları, altın ve döviz, önemli sözleşmeler, tapu senetleri ve manevi değeri olan özel eşyaların saklanması için kullanılır. Ancak, sözleşme ve yasal düzenlemeler gereği, kasalarda silah, yanıcı, patlayıcı, bozulabilir veya yasa dışı maddelerin saklanması kesinlikle yasaktır. Bu durum, kasa içeriğinin hukuki vasfını ve bir ihtilaf durumunda değerini doğrudan belirlemektedir.  

Kiralık kasa sözleşmesinin bu karmaşık yapısı, Boşanma Davasında Kiralık Kasaya Tedbir konulması için izlenecek hukuki yolu da doğrudan etkilemektedir. Normal bir borç ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında, borçlunun bankadaki hesabına İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 89. maddesi kapsamında “haciz ihbarnamesi” gönderilerek haciz konulabilmektedir. Ancak kiralık kasa için bu yöntem geçerli değildir. Zira banka, kiralık kasada bulunan malların zilyetliğini elinde bulunduran bir “üçüncü şahıs” olarak kabul edilmez; zilyetlik tamamen kiracıya aittir. Bu hukuki ayrım, mal kaçırma şüphesi karşısında tek etkili yolun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) dayanan bir ihtiyatî tedbir kararı almaktan geçtiğini göstermektedir.  

Boşanma Davasında İhtiyatî Tedbir

İhtiyatî Tedbirin Tanımı ve Amacı

İhtiyatî tedbir, kesin bir mahkeme kararı verilene kadar, dava konusu hak veya şeyin hukukî durumunda meydana gelebilecek olası zararları veya değişiklikleri önlemek için öngörülmüş geçici bir hukuki koruma aracıdır. Bu tedbirin temel amacı, davanın sonunda verilecek kararın sadece kâğıt üzerinde kalmasını değil, fiilen uygulanabilir olmasını sağlamaktır. Bu nedenle, tedbir kararı, bir ara kararı niteliğindedir ve davanın esasını çözüme kavuşturmaz.  

Yasal Dayanak ve Kapsamı

Boşanma davalarında tedbir kararı verilmesinin yasal dayanağı, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 169. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 389. maddesidir. Hâkim, TMK m. 169 gereğince, taraflardan birinin talebi üzerine, malvarlığına ilişkin mallar üzerinde tedbir kararı verebilir. Ancak HMK’ya göre tedbir kararı yalnızca “uyuşmazlık konusu hakkında” verilebilir. Bu nedenle, kiralık kasaya tedbir konulabilmesi için, kasanın içeriğindeki varlıkların veya kasanın kendisinin mal paylaşımı uyuşmazlığının bir parçası olduğunun gösterilmesi gerekmektedir.  

Yaklaşık İspat Kuralı ve Boşanma Davalarındaki Önemi

İhtiyatî tedbir talebinin kabulü için en kritik hukuki şartlardan biri “yaklaşık ispat”tır. HMK m. 390/3 hükmüne göre, tedbir talep eden taraf, dava konusundaki haklılığını tam ve kesin olarak değil, “yaklaşık olarak” ispat etmekle yükümlüdür. Bu, bir iddianın doğru olma ihtimalinin, doğru olmama ihtimaline göre daha ağır bastığını göstermesi yeterlidir.  

Boşanma davalarında mal kaçırma girişimlerinin doğası gereği gizli yapılması ve bu nedenle kesin delil elde etmenin çoğu zaman imkânsız olması, yasa koyucuyu bu esnek ispat ölçüsünü getirmeye sevk etmiştir. Hâkim, yaklaşık ispat kuralı sayesinde, tüm delillerin toplanmasını beklemeden, somut bir tehlike veya zarar ihtimali karşısında hızla karar verebilir. Bu kural, hak kaybı endişesi taşıyan potansiyel müvekkiller için hayati önem taşır; zira onlara, kesin ve mutlak bir kanıt olmasa bile, banka hesap dökümleri, tanık beyanları veya diğer dolaylı delillerle bile haklarını koruyabilecekleri güvencesini verir.

Ancak bu noktada hukuka aykırı delil elde etme ve delil yaratma arasındaki ayrımı iyi anlamak gerekmektedir. Yargıtay, kural olarak, tarafların rızası dışında elde edilen gizli ses veya görüntü kayıtlarını hukuka aykırı delil olarak kabul etmektedir. Ancak boşanma davasında mal kaçırma gibi bir haksız eylemi ispatlamak için başka türlü delil elde etmenin imkânsız olduğu durumlarda, bu tür delillerin değerlendirilebileceği yönünde istisnai kararlar da mevcuttur. Ne var ki, sırf dava için kurgulanmış veya manipüle edilmiş delillerin hiçbir şekilde kabulü mümkün değildir.  

Kiralık Kasaya Tedbir Kararı Nasıl Konulur ve Uygulanır?

Kasanın Varlığının Tespiti

Kiralık kasanın varlığı, diğer eşin beyanları, banka hesaplarındaki düzenli kasa kira ödemeleri veya tanık beyanları gibi dolaylı yollarla tespit edilebilir. Bu aşama, tedbir talebinin temelini oluşturur. Delil tespiti kurumu da bu aşamada kullanılabilir. Uygulamada, polis veya jandarma aracılığıyla yürütülen sosyal-ekonomik durum araştırmaları (SED raporu) da tarafların mali durumuna dair önemli ipuçları sunabilmektedir.  

Tedbir Talebinin Yapılması

Tedbir talebi, boşanma davası dilekçesi içinde veya boşanma davasından ayrı bir dilekçe ile yapılabilir. Dilekçede, tedbirin gerekçesi, dayandığı deliller ve üzerine tedbir konulması istenen kasanın açıkça belirtilmesi zorunludur. Talep dilekçesi, sade, öz ve somut bir tehlikeyi anlatmalı, böylece hâkimin hızla karar vermesini sağlamalıdır.  

Mahkemenin Karar Verme Süreci ve Teminat

Hâkim, sunulan deliller ve yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde tedbir kararının gerekçesini değerlendirir. Mahkeme, haklılık karinesi oluştuğunda, olası zararlara karşılık bir “teminat” karşılığında tedbir kararı verebilir. Bu teminat, davanın sonunda haksız çıkılması durumunda diğer eşin veya üçüncü kişilerin zararını karşılamak üzere alınır.  

Bankanın Tedbir Kararına Karşı Yükümlülükleri

Mahkeme tarafından verilen tedbir kararı, ilgili banka şubesine resmî olarak tebliğ edilir. Tebliğ üzerine banka, kasa ile ilgili kayıtlarına gerekli şerhi işler ve tedbirin kaldırıldığına dair resmi bir tebligat gelene kadar kiracıya veya vekiline kasayı kullandırmaz. Bu, bankanın yasal bir zorunluluğu olup, bu karara karşı bankanın herhangi bir itiraz hakkı bulunmamaktadır. Bankaların kiralık kasa sözleşmelerinde yer alan bu tür maddeler, bankaların yasal prosedürlere hazır olduğunu ve mahkeme kararlarını uyguladığını gösterir, bu da müvekkillerin “banka bize zorluk çıkarır mı?” endişesini gidermek için somut bir güvence sunar.  

Kasanın Hukukî Yollarla Açılması (Keşif)

Tedbir kararı sonrasında, kasa içeriğinin tespiti ve mal paylaşımına esas olmak üzere bir “keşif” işlemi gerçekleştirilir. Bu işlem, mahkeme kararıyla, hâkim, atanan bilirkişi (uzman), tarafların vekilleri ve banka görevlisinin katılımıyla yapılır. Kasa, bu resmi heyet eşliğinde açılarak, içerisindeki tüm varlıklar tek tek kayıt altına alınır ve bir tutanak düzenlenir. Bu tutanak, mal paylaşımı davasında kullanılacak en önemli delillerden birini teşkil eder.  

Boşanmada Malvarlığını Korumaya Yönelik Hukuki Stratejiler

Hukuki YöntemAmacıHukuki DayanağıUygulama AlanıTedbir Şartları
Kiralık Kasaya TedbirDeğerli eşyaların gizlenmesini veya kaçırılmasını önlemek.HMK m. 389, TMK m. 169Kiralık kasalar, banka hesapları, araçlar.Yaklaşık ispat, mal kaçırma tehlikesinin varlığı.
Mal Rejimi Davasında TedbirMal paylaşımına konu olabilecek tüm mallar üzerinde tasarruf yetkisini kısıtlamak.HMK m. 389Taşınmazlar, araçlar, banka hesapları.Boşanma davasıyla birlikte açılabilir ve bekletici mesele yapılır.
Aile Konutu ŞerhiEşlerden birinin diğerinin rızası olmadan aile konutunu satmasını veya devretmesini engellemek.TMK m. 194Evlilik birliğinin sürdürüldüğü ortak konut.Şerh koymak için diğer eşin rızası gerekmez.
Tasarrufun İptali DavasıMal kaçırma amacıyla yapılan muvazaalı (danışıklı) işlemlerin iptal edilmesini sağlamak.İİK m. 277 ve devamıGenellikle taşınmaz devirleri ve olağandışı karşılıksız kazandırmalar.Borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufun, mal kaçırma niyetiyle yapıldığının ispatı.

Boşanmada Mal Kaçırma Eylemi ve Hukukî Sonuçları

Mal Kaçırmanın Cezai Yaptırımı

Türk Ceza Kanunu’nda “eşten mal kaçırma” özel bir suç olarak tanımlanmamıştır. Bu nedenle, boşanma davasında mal kaçıran eşe doğrudan bir cezai yaptırım uygulanamaz. Ancak bu eylemi gerçekleştirmek için başvurulan fiiller, ilgili TCK maddeleri uyarınca cezai sorumluluk doğurabilir. Örneğin; sahte vekâletname düzenlemek resmî belgede sahtecilik suçunu, diğer eşi tehdit veya dolandırıcılık yoluyla mal kaçırmaya zorlamak ise tehdit veya dolandırıcılık suçlarını oluşturabilir.  

Mal Rejimi Tasfiyesiyle İlişkisi

Boşanma Davasında Kiralık Kasaya Tedbir kararı, mal rejiminin tasfiyesi davasının etkinliğini doğrudan güvence altına alır. Her ne kadar mal paylaşımı davası boşanma davası kesinleştikten sonra görülebiliyor olsa da, uygulamada bu iki dava eş zamanlı olarak açılabilmektedir. Bu durumda, mal paylaşımı davasına bakan mahkeme, boşanma davasını “bekletici mesele” olarak kabul eder ve sonuçlanmasını bekler. Bu bekleme süresi, eşin malvarlığını üçüncü kişilere devretmesini engellemek için ihtiyatî tedbir kararı alınmasını zorunlu kılar.  

İptal Edilebilir Tasarruflar ve Muvazaa

Türk Medeni Kanunu’na göre, evliliğin sona ermesinden önceki bir yıl içinde yapılan “olağandışı karşılıksız kazandırmalar,” mal paylaşımına dahil edilebilir. Ayrıca, mal kaçırma niyetiyle yapılan muvazaalı (danışıklı) işlemler de hukuki yollarla iptal edilebilir. Bu durumda, ispat yükü, muvazaanın varlığını iddia eden tarafa aittir. Bu husus, kiralık kasaya tedbir kararı alınmasıyla birlikte, sürecin bütüncül bir hukuki strateji gerektirdiğini göstermektedir.  

Emsal Yargıtay Kararları Işığında Kiralık Kasa Tedbiri

Yargıtay, boşanma davalarında TMK m. 169 ve HMK m. 389’a dayalı tedbir kararlarını desteklemekte ve bu konuda önemli içtihatlar oluşturmaktadır. Bu kararlar, genellikle delil tespiti, yaklaşık ispatın yeterliliği ve hukuka aykırı delillerin değerlendirilmesi gibi konular etrafında yoğunlaşmaktadır.

  • HMK m. 389’un Kapsamı ve İspat Yükü: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 09.09.2019 tarih ve 2019/1503 E. sayılı kararı, boşanma ve ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirlerin TMK m. 169’da gösterildiğini ve HMK’ya göre tedbirin sadece “uyuşmazlık konusu hakkında” verilebileceğini vurgulamıştır. Bu karar, kiralık kasaya tedbir talebi için somut bir uyuşmazlık nedeninin ortaya konulması gerektiğini teyit etmektedir.  
  • Mal Kaçırma İspatında Dolaylı Delillerin Önemi: Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin bir kararında, eşin boşanma davasından kısa bir süre önce bankadaki parasını çekmesini “mal kaçırma” olarak değerlendirmesi, kiralık kasa tedbiri için dolaylı delillerin ne denli önemli olduğunu gösteren somut bir örnektir. Bu durum, banka hesap dökümleri veya kasa kira ödemeleri gibi kanıtların, hâkimin yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde kanaat oluşturması için yeterli olabileceğini göstermektedir.  

Tedbir Kararına İtiraz ve Sona Erme

İtiraz Hakkı

Aleyhine tedbir kararı verilen eş veya menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler, kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye itiraz edebilirler. İtiraz dilekçeyle yapılır ve itiraz eden taraf, dayandığı nedenleri açıkça belirtmelidir. Mahkeme, itirazı inceleyerek kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. İtiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabilir; ancak bu başvuru, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.  

Tedbirin Sona Ermesi

Tedbir kararı, davanın esası hakkında nihai karar kesinleşene kadar devam eder. Ancak, dava açılmadan önce tedbir kararı verilmişse, talebi yapan tarafın kararın uygulanmasını istediği tarihten itibaren iki hafta içinde asıl davayı açması gerekir. Aksi takdirde, tedbir kendiliğinden kalkar. Bu durum, sürecin hızla yönetilmesi ve stratejik adımların zamanında atılması gerektiğini bir kez daha vurgulamaktadır.  

Boşanma Davasında Kiralık Kasaya Tedbir Sonuç

Boşanma davası, taraflar için bir dönüm noktasıdır ve bu süreçte malvarlığı haklarının korunması, hukuki geleceğin güvence altına alınması adına kritik bir adımdır. Eşlerin mal kaçırma girişimleri, özellikle kiralık kasalar gibi gizli saklama araçları kullanılarak yapıldığında, adil bir mal paylaşımını tehdit edebilir. Bu tehdit karşısında en etkili hukuki silah, Boşanma Davasında Kiralık Kasaya Tedbir kararıdır. Bu tedbir, doğru delil ve hukuki stratejiyle birleştiğinde, malvarlığının güvence altına alınmasını ve hak kaybının önlenmesini sağlar.

Sürecin karmaşıklığı ve her somut olayın kendine özgü dinamikleri, alanında uzman bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir. Tecrübeli bir İstanbul Boşanma Avukatı, müvekkilinin haklarını en iyi şekilde koruyacak adımları atacak, süreci stratejik bir şekilde yönetecek ve olası riskleri bertaraf edecektir. Bu zorlu dönemde haklarınızı güvence altına almak ve adil bir sonuca ulaşmak için hukuki yardım almaktan çekinmeyiniz.

Boşanma Davasında Kiralık Kasaya Tedbir Sık Sorulan Sorular

Boşanma davası açmadan kiralık kasaya tedbir konulabilir mi?

Evet, HMK gereğince dava açılmadan önce de ihtiyatî tedbir talebinde bulunulabilir. Ancak bu durumda, tedbirin uygulanmasını istediğiniz tarihten itibaren iki hafta içinde asıl davayı açmanız gerekmektedir, aksi takdirde tedbir kendiliğinden kalkar.  

Tedbir kararı alındıktan sonra kasa içindeki eşyalar ne olur?

Tedbir kararı sonrasında kasa içeriği, hâkim, bilirkişi ve tarafların katılımıyla yapılan bir keşif ile tespit edilir ve tutanak altına alınır. Bu işlemle birlikte, mallar mal paylaşımı davasına konu edilir.  

Kasanın içinde hukuka aykırı bir şey çıkarsa ne olur?

Kiralık kasalarda yasa dışı maddelerin (silah, uyuşturucu, vb.) bulundurulması yasaktır. Eğer keşif sırasında böyle bir durum tespit edilirse, bu durum adli makamlara bildirilir ve cezai süreçler başlatılabilir.  

Kiralık kasaya tedbir konulması için hangi deliller gereklidir?

Boşanma Davasında Kiralık Kasaya Tedbir konulması için kesin delil şart değildir. Eşin mal kaçırma niyeti, banka hesap hareketleri, düzenli kira ödemeleri, tanık beyanları veya diğer dolaylı deliller “yaklaşık ispat” için yeterli olabilir.  

Kira süresi dolan kasanın durumu ne olur?

Sözleşme süresi dolduğunda ve kiracı tarafından yenilenmediğinde kasa otomatik olarak kapatılabilir. Ancak bu durumda, banka noter huzurunda kasayı açarak içindekileri kayıt altına alır. Eğer tedbir kararı varsa, banka bu karara uyarak kasayı kiracıya kullandırmaz ve mahkeme kararı doğrultusunda hareket eder.  

Kiralık kasadaki eşyalar sigortalı mıdır?

Kasa içeriğinin sigorta ettirilmesi sorumluluğu genellikle kiracıya aittir. Kasa kiralama sözleşmelerinde bankaların sorumluluğu yangın, hırsızlık, sel gibi dış etkilere karşı koruma sağlamakla sınırlı tutulabilmektedir. Bu nedenle, olası zararlara karşı kiracının içeriği sigorta ettirmesi önemlidir.  

Boşanmada mal paylaşımı davası ne kadar sürede açılmalıdır?

Mal paylaşımı davası, boşanma davası kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Ancak mal kaçırma riskine karşı, boşanma davasıyla eş zamanlı olarak açılması ve ihtiyatî tedbir talebinde bulunulması tavsiye edilir.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

istanbul boşanma avukatı

Çelik & Baştürk Hukuk Bürosu olarak, İstanbul avukat ve arabulucularından oluşan ekibimiz ile birlikte, İstanbul Boşanma Avukatı, İstanbul Ceza Avukatı olarak çalışma alanlarımız içerisinde tüm davalara bakmaktayız. Bilgi için hemen bize ulaşın.