Boşanma Davası Devam Ederken Soyadı Değişikliği

Boşanma Davası Devam Ederken Soyadı Değişikliği

Kişiliğin Ayrılmaz Bir Parçası Olarak Soyad

Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte kadın, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Ancak, kadın, boşanma davası devam ederken bile eski eşinin soyadını kullanmaya devam etmek için talepte bulunabilir. Bu talep, boşanma davası dilekçesinde ya da boşanma kararının kesinleşmesinden sonraki bir yıl içinde ayrı bir dava ile ileri sürülebilir. Bu süreçte, kadının mesleki veya sosyal çevresinde bu soyadıyla tanınması ya da çocuklarıyla aynı soyadını taşıma gibi haklı menfaatlerinin bulunması gerekmektedir. Mahkeme, bu talebi değerlendirirken, bu haklı menfaatlerin varlığını kanıtlayıcı delillerin sunulmasını bekler. Dolayısıyla, boşanma davası devam ederken soyadı değişikliği gibi hassas bir konuda süreci doğru yönetmek, hak kaybı yaşanmaması adına büyük önem taşımaktadır.

Soyadının Bireysel ve Toplumsal Önemi

Soyadı, bir bireyin kimliğini, ailesel kökenlerini ve toplumsal yerini belirleyen temel bir unsurdur. Bireysel kimliğin önemli bir bileşeni olarak kabul edilen soyadı, aynı zamanda Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında özel hayata saygı hakkının bir uzantısıdır. Hukuk sisteminde soyadının bu önemi, kamu düzenini sağlama ve kişiler arasındaki karışıklıkları önleme fonksiyonundan kaynaklanmaktadır. Adın sürekliliği ilkesi, soyadı değişikliklerinin keyfi değil, belirli yasal prosedürlere bağlı olmasını zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, soyadı sadece bir “etiket” olmaktan öte, hukuki ve sosyal kimliğin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilmektedir.  

Türk Hukukunda Kadının Soyadı Gelişimi

Türk hukukunda kadının soyadı meselesi, uzun yıllar boyunca Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 187. maddesi ile düzenlenmiştir. Bu düzenleme, kadının evlenmekle kocasının soyadını almasını zorunlu kılarken, yalnızca yazılı bir başvuru ile kendi soyadını kocasının soyadının önüne eklemesine izin vermekteydi. Bu durum, hem akademik çevrelerde hem de kadın hakları savunucuları nezdinde eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle sürekli olarak eleştirilmiştir. Kadının soyadı üzerinde mutlak bir seçim hakkına sahip olmaması, onun kişiliğinin ve mesleki kimliğinin korunması noktasında hukuki bir eşitsizlik yaratmaktaydı. Bu hukuki düzenleme, soyadı değişikliğini bir “seçim” olmaktan ziyade, evlilikle birlikte gelen bir “yükümlülük” haline getiriyordu.  

Türk Hukukunda Soyadı Düzenlemelerine İlişkin Son Dönem Gelişmeleri

Evlilik İçinde Soyadı Kullanımı

TMK’nın 187. maddesi, evlenen kadının kural olarak kocasının soyadını alacağını, ancak evlendirme memuruna veya nüfus idaresine yapacağı yazılı bir başvuru ile kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceğini hükme bağlamaktaydı. Bu zorunluluk, özellikle bireysel haklar ve cinsiyet eşitliği bağlamında ciddi hukuki sorunlar yaratmaktaydı. Kadınların kendi doğum soyadlarını tek başına kullanabilmeleri için, erkeklerin sahip olduğu bu haktan farklı olarak, özel bir dava açma yükümlülüğü bulunuyordu. Bu durum, soyadı üzerindeki mutlak yetkiyi erkek eşe verirken, kadınların kendi kimliklerini korumak için ek bir hukuki külfete katlanmalarını gerektiriyordu. Bu düzenleme, bir “hukuksal seçim”den çok, hukuki ve sosyal bir “zorunluluk” olarak algılanmaktaydı.  

Anayasa Mahkemesi’nin Soyadı Kararı

Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesinde yer alan soyadı zorunluluğu, İstanbul 8. Aile Mahkemesi’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından değerlendirilmiştir. AYM, 22 Şubat 2023 tarihinde verdiği kararla, söz konusu maddenin birinci ve ikinci cümlelerini Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesi ile 20. maddesindeki özel hayatın gizliliği ve korunması haklarına aykırı bularak iptal etmiştir.  

AYM’nin iptal gerekçesi, soyadının bireyin kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olduğu ve bu nedenle kadının evlenmeden önceki soyadını tek başına kullanmasının engellenmesinin nesnel ve makul bir nedene dayanmadığına dayanmaktadır. Karar, evlilik birliğinde ortak soyadının sağlanmasının tek yolunun kadının kocasının soyadını alması olmadığını, eşlere kendi soyadlarından birini veya başka bir adı ortak soyadı olarak belirleme imkanının tanınabileceğini vurgulamıştır. Bu karar, kadınların evlilikle birlikte kocasının soyadını alma zorunluluğunu ortadan kaldırmış ve 28 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir.  

Bu kararla birlikte, evlenen kadınlar artık doğrudan Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü’ne başvurarak kendi bekarlık soyadlarını tek başına kullanma hakkına sahip olmuştur. Bu durum, hukuki bir metnin iptalinden öte, geleneksel toplumsal normların ve yasal yapıların bireysel haklar ve cinsiyet eşitliği temelinde yeniden sorgulanması gerektiği yönünde güçlü bir mesaj içermektedir. Karar, kanun koyucuyu yeni bir düzenleme yapmaya zorlamıştır ancak bu yazının kaleme alındığı tarih itibarıyla ilgili yasal boşluk devam etmektedir. Bu durum, uygulayıcılar için yeni bir dönemin başlangıcı anlamına gelmekte ve kadınların soyadı tercihi konusunda daha doğrudan ve kolay bir yolun açılmasına zemin hazırlamaktadır.  

Boşanma Davası Devam Ederken Soyadı Değişikliği

Boşanma Kararının Kesinleşmesi Şartı

Boşanma davası sürecinde soyadı değişikliği konusu, Türk Medeni Kanunu’nun 173. maddesi ile doğrudan ilişkilidir. Bu madde, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte kadının kural olarak evlenmeden önceki soyadını yeniden alacağını hükme bağlamaktadır. Bu, herhangi bir ek başvuruya gerek olmaksızın, boşanma kararının nüfus kayıtlarına işlenmesiyle kendiliğinden gerçekleşen bir idari işlemdir.  

Bu durum, “boşanma davası devam ederken soyadı değişikliği” talebinin temelindeki hukuki ayrımı ortaya koymaktadır. Boşanma davası devam ederken, karar henüz kesinleşmemiş olduğu için kadın hukuken evlilik birliği içerisindedir ve TMK 173. maddesinin sağladığı otomatik soyadı değişikliği hakkından yararlanamaz. Bu temel prensip, kullanıcıların bu konuda yaşadığı kafa karışıklığının ana kaynağını oluşturur. Bir başka ifadeyle, boşanma davasının devamı sırasında kadının soyadında bir değişiklik, hukuki bir sonucun henüz oluşmamış olmasından kaynaklı olarak doğrudan gerçekleşemez.

Boşanma Sürecinde Soyadı Değişikliği Mümkün müdür?

Boşanma davası devam ederken soyadı değişikliği, hukuki terminolojide iki farklı durumu ifade etmektedir. İlk durum, boşanma kararının kesinleşmesiyle kendiliğinden meydana gelecek olan soyadı değişikliğidir ve bu süreç, dava sonuçlanmadan başlatılamaz. İkinci durum ise, evlilik birliği devam ederken ve boşanma davasından bağımsız olarak açılacak olan, haklı sebebe dayanan isim ve soyadı değişikliği davasıdır. Bu dava, TMK’nın 27. maddesi kapsamında Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılır.  

Boşanma davası sürerken kadının kendi soyadına dönme işlemi, boşanma davasından bağımsız bir hukuki prosedür gerektirmektedir. Evli bir kadının sadece bekarlık soyadını kullanabilmesi için ayrı bir dava açması gerekmektedir ve bu dava, boşanma davası ile eş zamanlı olarak da yürütülebilir. Bu hukuki çözüm, boşanma kararının kesinleşmesini beklemeden kadının kendi soyadını kullanmaya başlamasına imkan tanımaktadır. Boşanma davası ve soyadı değişikliği davası, hukuki olarak farklı mahkemelerin yetki alanına giren iki ayrı dava türüdür: boşanma davaları Aile Mahkemeleri’nde görülürken , isim ve soyadı değişikliği davaları Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde görülmektedir. Bu hukuki ayrımın bilinmesi, bireyin kendi durumu için hangi yolu izlemesi gerektiğini netleştirmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Zira, hukuki terminolojinin günlük yaşamdaki kullanımıyla olan farkı, bu tür karmaşıklıklara yol açmaktadır.  

Boşanma Sonrası Eski Eşin Soyadını Kullanmaya Devam Etme Hakkı

Hukuki Temel ve Şartlar

Boşanma kararı kesinleştikten sonra kadın, normal koşullarda evlenmeden önceki soyadına dönerken, istisnai durumlarda eski eşinin soyadını kullanmaya devam edebilir. Bu hak, Türk Medeni Kanunu’nun 173. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Maddeye göre, kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta “menfaati bulunduğu” ve bu durumun kocaya bir “zarar vermeyeceği” ispatlanırsa, hakim kadının bu soyadını taşımasına izin verir. Bu talep, boşanma davası ile birlikte ileri sürülebileceği gibi, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde ayrı bir dava ile de istenebilir.  

Haklı Menfaat Kavramının İçeriği ve Yargıtay İçtihatları

“Haklı menfaat” kavramı, her somut olayın koşullarına göre değişkenlik göstermekle birlikte, Yargıtay kararları ve doktrin tarafından belirli kriterlerle somutlaştırılmıştır. En sık rastlanan haklı menfaat nedenleri şunlardır:  

  • Akademik ve Mesleki Tanınırlık: Kadının akademik kariyerinde, sanatsal veya mesleki hayatında eski eşinin soyadıyla tanınmış olması, bu soyadının değişmesinin mesleki itibarına ve sosyal statüsüne zarar vereceği gerekçesiyle haklı menfaat olarak kabul edilmektedir.  
  • Çocuklarla Soyadı Birliği: Kadının, velayeti kendisine verilmiş olsun ya da olmasın, çocuklarıyla aynı soyadını taşımaya devam etmek istemesi, özellikle çocukların sosyal ve psikolojik gelişimi açısından olumlu bir durum teşkil ettiğinden haklı menfaat olarak değerlendirilir.  
  • Diğer Sosyal ve Ekonomik Gerekçeler: İş hayatında, bankacılık ve diğer resmi işlemlerde soyadı değişikliğinin yaratacağı zorluklar da haklı menfaat kapsamında değerlendirilebilmektedir.

Yargıtay’ın bu konudaki kararları, kadının menfaati ile eski kocanın meşru menfaati arasında bir denge kurulması gerektiğini ortaya koymaktadır. Kadının talebi, eski eşin itibarına, mesleğine veya sosyal hayatına zarar vermemelidir. Haklı menfaatin ispatlanamaması durumunda, Yargıtay davanın reddine karar verebilmektedir. Bu durum, soyadı davasının sadece bir hak talebinden ibaret olmadığını, aynı zamanda ciddi bir ispat yükümlülüğü gerektiren karmaşık bir hukuki süreç olduğunu göstermektedir.  

Kocanın İznin Kaldırılmasını Talep Etme Hakkı

TMK’nın 173. maddesinin üçüncü fıkrası, eski eşin de haklarını koruma altına almaktadır. Bu hükme göre, kadına eski eşinin soyadını kullanma izni verildikten sonra, koşulların değişmesi halinde (örneğin, kadının yeniden evlenmesi veya soyadını kötüye kullanması) eski koca bu iznin kaldırılmasını talep edebilir. Bu durumda ispat yükü, soyadının kullanılmasından dolayı kendisine zarar verildiğini veya kadının artık menfaatinin kalmadığını kanıtlamak durumunda olan eski kocaya geçmektedir. Bu düzenleme, hukuki dengenin her iki tarafın menfaatlerini de gözeterek kurulduğunu göstermektedir.  

Çocukların Soyadı Durumu

Boşanma sürecinde ve sonrasında kadının soyadı meselesi, en sık çocukların soyadı ile ilişkilendirilmektedir. Türk hukukunda velayet, çocuğun soyadını doğrudan etkilememektedir. Boşanma halinde, velayet kime verilirse verilsin, çocuk kural olarak babasının soyadını taşımaya devam etmektedir. Yargıtay’ın güncel içtihatları da bu kuralı desteklemektedir. Bu durum, kadının kendi soyadını değiştirmesi ile çocuklarının soyadı arasında bir hukuki ayrım olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak bu durum, sosyal ve duygusal olarak kadının ve çocuğun aynı soyadını taşımaması gibi önemli bir ikilem yaratmaktadır. Bu ikilem, soyadı değişikliği taleplerinin önemli bir gerekçesi olarak mahkemelerce değerlendirilmektedir.  

Süreç, Usul ve Maliyetler

Hangi Mahkeme ve Ne Zaman Dava Açılmalı?

Boşanma sonrası eski eşin soyadını kullanmaya devam etme davası, boşanma davası ile birlikte aynı dilekçede ayrı bir talep olarak ileri sürülebilir. Ancak, boşanma davası dilekçesinde bu talebin yer almaması durumunda, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren en geç bir yıl içinde ayrı bir dava açılması gerekmektedir. Bu bir yıllık süre, hak düşürücü bir süredir. Bu tür davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemesidir.  

Boşanma Davası Devam Ederken Soyadı Değişikliği Gerekli Evraklar ve Başvuru Süreci

Soyadı değişikliği talebine ilişkin dava dilekçeleri, talebin niteliğine göre farklılık göstermektedir. Boşanma davası devam ederken isim değişikliği davası açılması halinde, dilekçede haklı sebeplerin net bir şekilde belirtilmesi ve davalının Nüfus Müdürlüğü olarak gösterilmesi gerekmektedir. Boşanma sonrası eski eşin soyadını kullanma davasında ise, davalı eski eştir ve dilekçede boşanma kararının kesinleşme tarihi ve kadının bu soyadını kullanmaktaki menfaati açıklanmalıdır.  

Başvuru için gerekli olan temel evraklar şunlardır:

  • Dilekçe
  • Nüfus cüzdanı veya kimlik kartı  
  • Son altı ay içinde çekilmiş biyometrik fotoğraf  
  • Gerektiğinde kesinleşmiş boşanma kararı  
  • İddiaları destekleyen diğer deliller (tanık ifadeleri, mesleki belgeler vb.)  

Dava dilekçesinin hazırlanması ve evrakların sunulması, hukuki sürecin en kritik adımlarından biridir ve doğru bir şekilde yapılması, davanın hızla sonuçlanmasını sağlayabilir.  

Boşanma Davası Devam Ederken Soyadı Değişikliği Maliyetler ve Hukuki Destek

Boşanma veya soyadı değişikliği davaları, çeşitli masrafları beraberinde getirmektedir. Bu masraflar, harçlar, gider avansı ve avukatlık ücretlerini kapsamaktadır. 2025 yılı itibarıyla, boşanma davalarının ortalama masrafları Başvurma Harcı, Vekalet Harcı ve Gider Avansı gibi kalemleri içermektedir.  

Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları için tavsiye edilen asgari avukatlık ücretleri Barolar Birliği tarafından belirlenmektedir. Bu ücretler, dosyanın karmaşıklığına, harcanacak mesaiye ve taleplere göre farklılık gösterebilir. Maddi durumu yetersiz olan bireyler için, ikamet ettikleri ilin Barosu’na başvurarak adli yardım talebinde bulunma imkanı bulunmaktadır. Adli yardım, davanın harç ve masraflarını karşılayarak avukatlık hizmeti alınmasını sağlamaktadır. Bu bilgiler, hukuki sürecin sadece yasal boyutu olmadığını, aynı zamanda ekonomik bir yönü bulunduğunu ve hukuka erişimin desteklenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.  

Boşanma Sonrası Yapılması Gereken Diğer İşlemler

Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte nüfus kayıtlarındaki medeni hal değişikliği, mahkeme tarafından ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilir ve otomatik olarak güncellenir. Kadının kimlik kartını yenilemesi için herhangi bir zorunlu süre olmamakla birlikte, resmi işlemlerde sorun yaşamamak adına en kısa sürede yeni kimlik kartını alması önerilmektedir. Kimlik değişikliği ile birlikte, banka , tapu , pasaport ve ehliyet gibi diğer resmi kurum ve belgelerdeki bilgilerin de güncellenmesi gerekmektedir. Bu işlemler, genellikle yeni kimlik kartı ve kesinleşmiş boşanma kararı ile ilgili kurumlara şahsen başvuru yapılarak gerçekleştirilir.  

Süreç AdıHukuki DayanakBaşvuru MerciiGerekli ŞartlarZamanaşımı SüresiHukuki Sonuç
Evlilik İçinde Soyadı Değişikliği (Sadece bekarlık soyadını kullanma)TMK md. 27Aile MahkemesiHaklı sebep (iş, sosyal hayat vb.)Hak düşürücü süre yok (Dava yoluyla)Kadının sadece bekarlık soyadını kullanmasına izin verilir.
Boşanma Sonrası Otomatik Soyadı DeğişikliğiTMK md. 173Nüfus Müdürlüğü (Otomatik)Boşanma kararının kesinleşmesiYokKadın evlenmeden önceki soyadını yeniden alır.
Boşanma Sonrası Eski Eşin Soyadını KullanmaTMK md. 173/2Aile MahkemesiHaklı menfaat + Eski eşe zarar vermemesiBoşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yılKadının eski eşinin soyadını kullanmaya devam etmesine izin verilir.

Boşanma Davası Devam Ederken Soyadı Değişikliği Sonuç

Boşanma davası devam ederken soyadı değişikliği konusu, Türk hukuku ve güncel yasal düzenlemeler ışığında detaylı bir analizle ele alınmıştır. Boşanma kararının kesinleşmediği durumlarda, kadının evlilik birliği içerisindeki hukuki durumu devam ettiğinden, TMK’nın 173. maddesi gereğince gerçekleşecek olan otomatik soyadı değişikliği henüz mümkün değildir. Bu, boşanma davasının devam ettiği süre boyunca soyadı değişikliğinin yalnızca boşanma davasından bağımsız olarak, haklı bir sebep gösterilerek açılacak bir dava ile gerçekleştirilebileceği anlamına gelmektedir.

Boşanma sonrasında eski eşinin soyadını kullanmaya devam etmek isteyen kadın, bu talebini ya boşanma davası dilekçesinde ya da kararın kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde açacağı ayrı bir dava ile ileri sürmelidir. Bu davada haklı bir menfaatiniz olduğunu kanıtlamanız hayati önem taşır. Bu menfaatler arasında mesleki veya sosyal alanda tanınma ya da çocuklarla aynı soyadını taşıma gibi nedenler yer alabilir. Bu süreci doğru yönetmek için bir İstanbul boşanma avukatı ile çalışmak önemlidir. Alanında uzman bir İstanbul boşanma avukatı ile görüşerek haklarınızı en iyi şekilde koruyabilirsiniz.

Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları, bu karmaşık hukuki alanda bireysel hakların ve eşitlik ilkesinin önemini vurgulamaktadır. Soyadının bir kişisel hak olması, kadınların kendi kimliklerini koruma mücadelesinin hukuki dayanağını oluşturmaktadır. Bu süreçte hak kayıplarını önlemek, delilleri doğru şekilde sunmak ve hukuki prosedürleri eksiksiz yerine getirmek için uzman bir avukattan destek alınması büyük önem taşımaktadır. Özellikle dilekçe hazırlığı, mahkeme duruşmalarına katılım ve davanın takibi gibi kritik aşamalarda hukuki destek, sürecin hızlı ve sorunsuz ilerlemesini sağlamaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin TMK 187. maddesinin iptaline ilişkin kararı, gelecekte yasa koyucunun kadın-erkek eşitliğine daha duyarlı yeni düzenlemeler yapması beklentisini güçlendirmektedir. Bu potansiyel düzenlemeler, evlilik içi soyadı seçimi ve boşanma sonrası süreçleri daha modern ve birey odaklı bir temele oturtacaktır.  

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

istanbul boşanma avukatı

Çelik & Baştürk Hukuk Bürosu olarak, İstanbul avukat ve arabulucularından oluşan ekibimiz ile birlikte, İstanbul Boşanma Avukatı, İstanbul Ceza Avukatı olarak çalışma alanlarımız içerisinde tüm davalara bakmaktayız. Bilgi için hemen bize ulaşın.