Hayatınızda önemli bir dönemi kapatıp yeni bir başlangıç yapma arayışında mısınız? Boşanma gibi zorlu bir hukuki sürecin ardından, bireylerin zihninde yeni bir hayat kurmaya dair pek çok soru belirir. Bu soruların en başında ve en kritik olanı: “Ayrılan eşler tekrar evlenebilir mi?” sorusu gelmektedir. Türk Medeni Kanunu (TMK), bu hakkı prensipte tanırken, özellikle kadın müvekkillerimiz için zorunlu yasal prosedürler ve aşılması gereken kritik engeller öngörür. Bu kapsamlı hukuki analiz, boşanma, ölüm veya gaiplik gibi evliliği sonlandıran durumların ardından tekrar evlenme sürecinin tüm hukuki detaylarını, olası riskleri ve bu yolda profesyonel bir Avukat İstanbul desteğinin neden hayati bir gereklilik olduğunu detaylıca incelemektedir. Unutmayın, yeni bir yasal statüye geçiş, ancak doğru hukuki adımlarla güvence altına alınabilir.
Ayrılan Eşler Tekrar Evlenebilir Mi? Yeniden Evlenme Hukuki Şartları Nelerdir?
Evlilik birliğinin resmi olarak sona ermesi, bireylere yeniden evlenme özgürlüğünü tanır. Ancak bu özgürlüğün pratik hayata geçirilmesi, önceki evliliğin hukuki olarak mutlak surette ve usulüne uygun şekilde sona erdiğinin kanıtlanmasına bağlıdır. Bu süreç, sadece duygusal bir karar değil, aynı zamanda sıkı hukuki formalitelerin yerine getirilmesini gerektiren, uzmanlık isteyen bir alandır.
Türk Hukukunda Evliliğin Sona Ermesi ve Yeniden Evlenme Serbestisi
Türk Medeni Kanunu’na göre, bir kişinin tekrar evlenebilmesi için önceki evliliğinin sona ermiş olması şarttır. Evliliğin sona ermesi, boşanma kararının kesinleşmesi, eşin ölümü veya eş hakkında gaiplik kararı alınmasıyla hukuken tescil edilir. Boşanma davasının sadece sonuçlanmış olması yeterli değildir; mahkeme kararının itiraz yolları tükenerek ya da yasal süreler içinde itiraz edilmeyerek hukuken kesinleşmesi hayati önem taşır. Bu kesinleşme anı, kişinin medeni durumunun nüfus kayıtlarında evli statüsünden çıktığı anı işaret eder ve ayrılan eşler tekrar evlenebilir mi sorusunun hukuki başlangıç noktasını oluşturur. Hukuki kesinlik sağlanmadan atılacak her adım, yeni evliliğin geleceğini riske atacaktır.
Kadınlar ve Erkekler İçin Yeniden Evlenme Süreleri Arasındaki Hukuki Fark
Türk hukuk sistemi, yeniden evlenme süreçlerinde kadın ve erkekler için farklı prosedürler uygular. Bu hukuki ayrım, soybağının karışmasını kesin olarak önleme amacına dayanır ve bu, özellikle kadın müvekkillerimiz için kritik bir takip sürecini zorunlu kılar.
Erkekler için süreç oldukça basittir. Türk Medeni Kanunu, erkekler için evliliğin sona ermesinin ardından herhangi bir zorunlu bekleme süresi veya prosedür şart koşmaz. Dolayısıyla, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte erkek, hemen yeniden evlenme hakkına sahip olur.
Kadınlar için ise durum farklıdır ve özel bir hukuki engel söz konusudur. Kadınlar için, boşanma kararının kesinleşmesinin ardından Türk Medeni Kanunu’nun 132. maddesi uyarınca 300 günlük bekleme süresi, hukuki adıyla iddet müddeti uygulanır. Bu süre, kadının biyolojik kapasitesinden kaynaklanır ve temel amacı, evliliğin sona erdiği dönemde kadının hamile olma ihtimalini göz önünde bulundurarak olası soybağı karışıklığını (nesep) önlemektir. Bu süre zarfında doğan çocuğun babası, hukuki karine olarak önceki koca sayılır. Bu yasal engel, evlendirme memurlukları tarafından titizlikle kontrol edilen mutlak bir şarttır. Bu sebeple, kadın müvekkillerin bu süreyi yasal yollarla aşmak için bir hukuk profesyonelinin rehberliğine ihtiyacı kaçınılmazdır.
Kadınlar İçin Zorunlu Bekleme Süresi İddet Müddeti Ayrılan Eşler Tekrar Evlenebilir Mi Sorununun Anahtarı
İddet müddeti, aile hukukunun en sık karşılaşılan ve ayrılan eşler tekrar evlenebilir mi sorusunun cevabını kadınlar açısından doğrudan belirleyen kritik bir hukuki kurumdur. Bu süre, yeni bir evlilik planı olan kadınlar için zaman kaybı anlamına gelebilir, ancak doğru hukuki adımla kolaylıkla aşılabilir.
İddet Müddeti Nedir ve Soybağını Korumadaki Hukuki Temeli
İddet müddeti, boşanma veya eşin ölümü sonrasında kadının yeni bir evlilik yapmasını engelleyen 300 günlük yasal bir kısıtlamadır. Bu sürenin tek ve yegâne hukuki amacı, soybağı karışıklığını kesin olarak engellemektir. Kadına özgü bu uygulama, doğurganlık yeteneğinden kaynaklanır ve tarihi geçmişi itibarıyla İslam Hukuku’na dayanan eski bir düzenlemedir.
Bu zorunlu bekleme süresi, kadının yeniden evlenme özgürlüğünü geçici olarak sınırlayan bir yasal zorunluluktur. Eğer kadın, yasal yollardan bu süreyi kaldırtmazsa, evlilik başvurusu evlendirme memurluklarınca kesin olarak reddedilir. Kanunun bu katı kuralı, modern tıbbın soybağı tespitindeki ilerlemelerine rağmen hala prosedürel bir zorunluluk olarak varlığını sürdürmektedir.
İddet Süresinin Başlangıcı ve 300 Günlük Yasal Bekleme Zorunluluğu
İddet müddetinin ne zaman başladığı, sürecin doğru yönetilmesi ve yeni hayat planlarının yapılması için hayati bir bilgidir. Bu 300 günlük süre, boşanma kararının mahkeme tarafından verildiği tarihte değil, kararın kesinleşmesi ile işlemeye başlar. Kesinleşme, Yargıtay sürecinin tamamlanması veya temyiz süresinin dolmasıyla gerçekleşir.
Eşin ölüm halinde ise, 300 günlük süre ölüm tarihinden itibaren işlemeye başlar. Eğer eş hakkında gaiplik kararı verilmişse, bu 300 günlük süre ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden itibaren başlar.
Eğer bir kadın, bu 300 günlük bekleme süresi dolmadan tekrar evlenmek isterse, Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü zorunlu hukuki prosedür olan iddet süresinin kaldırılması davası açılmalıdır. Bu dava, uzman bir avukatın hızla ve eksiksiz yürütebileceği, zamanınızı size geri kazandıran bir süreçtir.
İddet Müddetinin Kaldırılması Davası Hukuki Süreç ve Yeniden Evlenme Yolu
Ayrılan eşler tekrar evlenebilir mi sorusunun kadınlar için en pratik cevabı, iddet süresinin kaldırılması davası prosedüründe saklıdır. Bu dava, yasal bir zorunluluğu, hızlı ve etkili bir hukuki çözümle ortadan kaldırmayı amaçlar ve profesyonel destekle yönetilmesi gereklidir.
İddet Süresini Kaldırmak İçin Yasal Şartlar ve Hamile Olmadığının Tespiti
İddet müddetinin yasal yollarla ve süresi dolmadan ortadan kaldırılabilmesi için Türk Medeni Kanunu iki temel ve birbiriyle bağlantılı şartı arar. İlk ve en önemli şart, boşanma kararının hukuki olarak kesinleşmiş olmasıdır. İkinci ve en kritik şart ise, kadının hamile olmadığının resmi ve güvenilir bir sağlık kuruluşu raporuyla tespit edilmiş olmasıdır. Bu rapor, iddet müddeti kuralının temel amacı olan soybağı karışıklığı riskinin kalmadığını somut olarak kanıtlar.
Dava açıldıktan sonra Aile Mahkemesi, kadını resmi bir hastaneye sevk ederek gebelik durumunun olmadığını belgeleyen bir rapor ister. Bu süreçte doğru hastaneye sevk edilmek ve raporun usulüne uygun düzenlenmesi, davanın hızla sonuçlanması için zorunludur. Mahkeme, sunulan sağlık raporunu inceler ve eğer kadının hamile olmadığı kesinleşirse, yasal bekleme süresini kaldırır. Mahkeme kararının kesinleşmesiyle birlikte kadın, yeniden evlenme hakkını kazanır.
Boşandığı Eşle Tekrar Evlenmek İsteyenler İçin İstisnai Durum
Eğer bir kadın, iddet süresi içinde boşandığı eşiyle tekrar evlenmek isterse, bu durum kurala bir istisna teşkil eder. Bu durumda soybağı karışıklığı riski doğal olarak ortadan kalktığı için yasal prosedür basitleşir.
Boşanılan eşle yeniden evlenme durumunda, kural olarak 300 günlük sürenin sona ermesi beklenmez. Ancak, yine de Türk Medeni Kanunu Madde 132/2 uyarınca, bu durumda dahi eşlerin yeniden evlenmek istemeleri üzerine mahkemece bekleme süresinin kaldırılmasına karar verilir. Uygulamada, evlendirme dairelerinin hukuki kesinlik talep etmesi nedeniyle, bir Avukat İstanbul aracılığıyla Aile Mahkemesi’ne başvurarak bu bekleme süresinin kaldırılması talebinin hızlıca yapılması, bürokratik engellerin önlenmesi için en güvenli yoldur.
Dava Sürecini Hızlandırmak Profesyonel Avukat Desteği Neden Önemli?
İddet müddetinin kaldırılması davası, doğru hukuki stratejiyle ortalama 1 ila 1,5 ay gibi kısa bir sürede sonuçlanabilir. Ancak bu sürenin uzamaması ve hızla tamamlanması, profesyonel bir hukuki desteği mutlak surette gerektirir.
Uzman bir avukat, dilekçenin eksiksiz hazırlanmasını, mahkemenin sevk kararının süratle alınmasını ve en önemlisi, hamilelik raporunun resmi usullere uygun olarak mahkemeye sunulmasını temin eder. Hukuki prosedürlerde yapılacak en ufak bir hata—örneğin, raporun yetkili olmayan bir kuruluştan alınması veya dilekçedeki eksiklikler—süreci uzatır ve müvekkilin yeniden evlenme planlarını tehlikeye atar. Dava, kadının oturduğu yerdeki Aile Mahkemesinde açılmalıdır; bu mahkemenin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesi sıfatıyla görevlidir. Alanında uzman bir avukatın süreci yönetmesi, hukuki güvenceyi artırarak, müvekkilin zaman kaybını minimuma indirir ve yeni hayatına yasal kesinlikle başlamasını sağlar.
Yurt Dışı Boşanma Kararları ve Türkiye’de Yeniden Evlenme Riski
Günümüzde, yurt dışında boşanmış bireylerin Türkiye’de yeniden evlenme süreçleri, özel bir hukuki titizlik gerektirir. Eğer yabancı bir mahkeme kararı Türkiye’de tescil edilmezse, kişi hukuken hala evli sayılır ve ayrılan eşler tekrar evlenebilir mi sorusunun cevabı olumsuz ve tehlikeli bir hal alır.
Tanıma ve Tenfiz Zorunluluğu Ayrılan Eşler Tekrar Evlenebilir Mi Ön Koşulu
Yurt dışında alınan bir boşanma kararının Türkiye’de hukuki sonuç doğurması, yani kişinin medeni durumunu değiştirmesi için mutlaka Türk makamları tarafından “Tanıma” işlemine tabi tutulması gerekir. Tanıma, yabancı mahkemenin boşanma kararının Türkiye’de kesin hüküm kuvveti kazanmasını sağlar ve yeniden evlenme için vazgeçilmez bir ön koşuldur.
Tanıma işleminden farklı olarak, “Tenfiz” yabancı karardaki icra gerektiren hükümleri (örneğin nafaka, velayet, tazminat veya mal paylaşımı) Türkiye’de uygulanabilir hale getirmeyi ifade eder. Bir kişi tekrar evlenme hakkı kazanmak için sadece tanıma yaptırmak zorundayken, velayet gibi konuları uygulamak için tenfiz davası açmalıdır.
Mutlak Butlan Riski Tescil Edilmemiş Boşanmanın Hukuki Tehlikeleri
Yabancı boşanma kararının Türkiye’de tescil edilmemesi, yeniden evlenecek bireyler için en büyük hukuki riski taşır: mutlak butlan tehlikesi.
Türk Medeni Kanunu’nun 145. maddesi, eşlerden birinin evlenme sırasında hala hukuken evli bulunmasını, evlenmeyi mutlak butlanla batıl kılan (geçersiz kılan) bir sebep olarak düzenler. Eğer kişi, yabancı boşanma kararını Türkiye’de tescil ettirmeden yeni bir evlilik yaparsa, bu evlilik yasal olarak geçersiz sayılma tehlikesi altındadır. Evliliğin yokluğu veya butlanı, boşanmadan çok daha ağır hukuki ve mali sonuçlar doğurur.
Uzman bir avukatın öncelikli görevi, bu hayati riski bertaraf etmektir. Müvekkilin medeni durumunun hem yurtiçi hem de yurtdışı kayıtlar nezdinde kesin olarak sona erdiğini tespit etmek, hukuki güvenliğin temelini oluşturur. Bu bağlamda, iddet müddetine uyulmaması butlan sebebi değilken , yabancı boşanma kararının tescil edilmemesi mutlak butlan sebebidir.
Nüfus Müdürlüğüne Tescil Basitleştirilmiş Prosedürün Avantajları
2018 yılında Nüfus Hizmetleri Kanunu’na eklenen 27/A maddesi, yurt dışı boşanma kararlarının tescil edilme sürecini büyük ölçüde kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. Bu düzenleme sayesinde, mahkemede tanıma davası açmaya gerek kalmadan, boşanma kararı doğrudan nüfus müdürlüklerince nüfus kütüğüne tescil edilebilmektedir. Bu basitleştirilmiş prosedür, yeniden evlenme sürecini hızlandırır.
Bu süreçte bir avukat tayin edilmesi, özellikle yurt dışında bulunan müvekkiller için süreci son derece hızlandırır. Vekil aracılığıyla başvuru yapılmasına olanak tanınması, kişilerin tescil için Türkiye’ye gelme zorunluluğunu ortadan kaldırır. Ancak unutulmamalıdır ki, nüfus tescili sadece boşanma kararına ilişkin statü değişikliğini kapsar. Yabancı kararda yer alan velayet, yoksulluk nafakası veya tazminat gibi icra gerektiren hükümlerin Türkiye’de uygulanabilmesi için ise hala yetkili Türk mahkemelerinde tenfiz davası açılması zorunludur. Bu ayrım, müvekkilin tüm haklarını korumak için profesyonel avukatlık hizmetini gerektirir.
Yeniden Evlenmenin Boşanmanın Hukuki ve Mali Sonuçlarına Etkisi
Ayrılan eşler tekrar evlenebilir mi sorusuna hukuken ‘evet’ cevabını verdikten sonra atılan yeniden evlenme adımı, eski evlilikten kaynaklanan hukuki ve mali yükümlülükler üzerinde ciddi sonuçlar doğurur. Bu sonuçları önceden bilmek ve yönetmek, mali güvenliğiniz için kritiktir.
Yoksulluk Nafakasının Akıbeti Tekrar Evlenme ile Kendiliğinden Sona Erer mi?
Boşanma sonrasında ekonomik olarak zor durumda kalan tarafa bağlanan yoksulluk nafakası, yeni bir evlilik ile doğrudan ilişkilidir ve hukuken kendiliğinden sona erer.
Türk Medeni Kanunu m. 176/3, yoksulluk nafakası alacaklısının yeniden evlenmesi halinde, herhangi bir mahkeme kararına veya karşı tarafın özel bir talebine gerek duyulmadan nafaka ödemesinin otomatik olarak sonlanacağını açıkça düzenler. Bu düzenlemenin ardındaki hukuki mantık, nafaka alacaklısının artık yeni bir mali destek sistemi (yeni eşi) içine girmesi anlamına gelir ve dolayısıyla önceki eşten alınan nafakaya olan ihtiyacın hukuken ortadan kalkmasıdır. Bu, sosyal ve ekonomik adaletin sağlanması amacını taşır.
Nafakanın otomatik olarak kesilmesi yasal bir gerçek olsa da, nafaka ödemesi yapan eski eşin gelecekteki olası ihtilafları önlemek ve hukuki kesinliği sağlamak adına bu durumu resmi kanallarla takip etmesi ve nüfus kayıtlarıyla kesinleştirmesi tavsiye edilir.
Maddi Manevi Tazminat Alacaklarının Durumu Etkilenir mi?
Yeniden evlenmenin hukuki sonuçları arasında, maddi ve manevi tazminat alacaklarının akıbeti, yoksulluk nafakasından farklıdır. Maddi ve manevi tazminatlar, boşanma nedeniyle uğranılan kayıp ve zararların karşılığı olarak kabul edilen, boşanma kararıyla kesinleşmiş alacaklardır.
Bu nedenle, tazminat alacaklısının yeniden evlenmesi, bu kesinleşmiş tazminat alacakları üzerinde herhangi bir olumsuz etki yaratmaz. Tazminat yükümlülüğü aynen devam eder ve eski eş, bu ödemeleri yapmakla yükümlüdür.
Çocuk Velayeti Üzerindeki Etkisi Velayet Değiştirilebilir mi?
Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenme kararı, diğer ebeveynin velayetin değiştirilmesi davası açması için bir gerekçe olarak kullanılabilir. Ancak, kanun bu durumu dengelemek adına önemli bir ilkeyi gözetir ve müvekkillerimiz için bu durum tek başına bir risk teşkil etmez.
Türk Medeni Kanunu’na göre, velayete sahip ebeveynin tekrar evlenmesi, tek başına velayetin otomatik olarak kaldırılmasını veya değiştirilmesini gerektiren bir durum değildir. Kanun, ebeveynin kişisel özgürlüğünü korurken, kararlarını çocuğun üstün yararı ilkesine göre değerlendirmeyi temel alır.
Velayetin değiştirilmesi, ancak yeni evlilik durumunun, çocuğun menfaatini somut olarak tehlikeye atması durumunda söz konusu olabilir (TMK Madde 348). Mahkeme, bu tür bir değerlendirme yaparken genellikle uzman raporlarından (psikolog, sosyal hizmet uzmanı) faydalanır.
Eski eşin velayeti alabilmesi için, yeni yaşam koşullarının (yeni eşin veya yeni yaşam tarzının) çocuğun fiziksel, psikolojik, veya eğitsel gelişimini olumsuz etkilediğini açıkça kanıtlaması gerekir. Uzman bir avukatın bu süreçteki varlığı, velayet sahibi ebeveyn için kritik bir hukuki güvence sağlar. Olası velayet davası risklerine karşı güçlü bir savunma stratejisi oluşturmak ve mahkemeye çocuğun üstün yararının yeni yaşam düzeni içinde de korunduğunu kanıtlamak, velayetin değiştirilmemesi açısından büyük önem taşır.
Sonuç Avukat İstanbul Desteğiyle Güvenli Adımlar
Ayrılan eşler tekrar evlenebilir mi sorusunun hukuki cevabı, doğru prosedürler izlendiğinde kesinlikle evettir. Ancak bu süreç, kadınlar için 300 günlük bekleme süresi (iddet müddeti) zorunluluğu gibi aşılabilecek yasal engeller içerir. Bu yasal engel, hamile olunmadığının resmi sağlık raporu ile kanıtlanması ve Aile Mahkemesi’nde açılacak iddet süresinin kaldırılması davası ile uzman bir avukat tarafından hızlıca aşılabilir. Doğru hukuki strateji ile bu dava, ortalama 1-1,5 ay gibi kısa bir sürede sonuçlandırılabilir.
Ancak, yeniden evlenme sürecindeki en ciddi ve hayati hukuki risk, yurt dışı boşanma kararlarının Türkiye’de tescil edilmemesinden kaynaklanan mutlak butlan tehlikesidir. Türkiye’de hukuken hala evli sayılmak, yeni evliliğinizin baştan itibaren geçersiz kılınması anlamına gelir ve bu durum, tanıma veya nüfus tescil işlemleri ile ivedilikle ve zorunlu olarak çözülmelidir. Ayrıca, yeniden evlenme kararı, eski eşe ödenen yoksulluk nafakası yükümlülüğünü kendiliğinden sona erdirirken , velayet gibi hassas konularda da hukuki savunma gerekliliğini ortaya çıkarır.
Bu karmaşık prosedürleri hızlandırmak, olası mutlak butlan riskini bertaraf etmek ve tüm mali ve hukuki sonuçları (nafaka, velayet) profesyonelce yönetmek, alanında uzman bir hukuk profesyonelinin titiz çalışmasını gerektirir. Hukuki süreçlerin hızlı ve hatasız ilerlemesi, müvekkilin yeni hayatına yasal güvence altında başlaması için esastır. Güvenilir ve sonuç odaklı hukuki destek için, İstanbul’daki tüm aile hukuku meselelerinde uzman ekibimizle çalışmanız önerilir. Yeni hayatınızı planlarken yasal zemini sağlamlaştırmak için Avukat İstanbul ofisimizle iletişime geçebilirsiniz. Yeni evlilik yolculuğunuzda hukuki güvenliğinizi sağlamak adına Avukat İstanbul danışmanlık hizmeti almanız, zaman ve risk yönetimi açısından en doğru karardır.
Sık Sorulan Sorular
İddet süresi kaldırılmadan yapılan evlilik mutlak butlanla iptal edilir mi?
Hayır. Türk Medeni Kanunu’na göre, iddet müddeti kuralına uyulmadan yapılan bir evlilik, sırf bu nedenden dolayı evliliğin mutlak butlanla batıl (geçersiz) kılınmasını gerektirmez. Evlendirme memurunun bu tür bir evliliğe izin vermemesi gerekir; ancak eğer bir şekilde evlilik gerçekleşirse, butlan hükümleri uygulanmaz. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, eğer kişi, yabancı boşanma kararını tescil ettirmeden evlenmişse bu durum, mutlak butlan sebebidir ve evlilik geçersiz sayılır.
İddet süresinin kaldırılması davası ortalama ne kadar sürer ve bu, tekrar evlenme sürecimi ne kadar etkiler?
Gerekli hukuki belgeler ve özellikle hamilelik olmadığına dair resmi sağlık raporunun eksiksiz ve usulüne uygun sunulduğu, profesyonel bir avukat aracılığıyla açılan iddet süresinin kaldırılması davası, genellikle hızlı ilerler ve ortalama 1 ila 1,5 ay gibi kısa bir sürede sonuçlanabilir. Sürecin avukat tarafından yönetilmesi, müvekkilin yeniden evlenme planlarını aksatacak zaman kaybını önler.
Boşanılan eşle yeniden evlenmek için de iddet müddeti beklenmeli midir?
Boşanılan eşle tekrar evlenmek istendiğinde, 300 günlük iddet müddeti kuralının beklenmesine yasal olarak gerek kalmaz. Ancak TMK 132/2 uyarınca, bu durumda dahi eşlerin mahkemeye başvurarak bekleme süresinin kaldırılmasına yönelik karar talep etmeleri, evlendirme işlemlerinin sorunsuz ilerlemesi için gereklidir.
Yeniden evlenmeden önce yurt dışı boşanma kararını neden tescil ettirmeliyim?
Yabancı boşanma kararını Türkiye’de Tanıma veya Nüfus Tescili yoluyla tescil ettirmezseniz, Türk hukukuna göre hala yasal olarak evli sayılırsınız. Bu durumda yapacağınız yeni evlilik, TMK Madde 145 gereğince mutlak butlanla batıl sayılma riski taşır. Bu, evliliğin baştan itibaren geçersiz olduğu anlamına gelir ve ciddi hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle tescil işlemi, yeniden evlenmenin ön koşuludur.
Yeniden evlenmem, çocuk için ödediğim iştirak nafakası yükümlülüğümü sona erdirir mi?
Hayır, iştirak nafakası, velayet sahibi ebeveynin kişisel mali durumu veya evlilik durumu ile ilişkili değildir. İştirak nafakası, çocuğun üstün menfaatini korumak ve bakım masraflarını karşılamak amacıyla hükmedilen bir yükümlülüktür. Bu nedenle velayet sahibi ebeveynin yeniden evlenmesi, iştirak nafakası ödeme yükümlülüğünü sonlandırmaz.
Kadın bekleme süresi içinde doğum yaparsa yeniden evlenmek için dava açmak zorunda mı?
Hayır. Kanun, kadının bekleme süresinin doğumla birlikte kendiliğinden sona ereceğini düzenler. Bu durumda, doğum belgesi ile evlendirme memurluğuna başvurmak yeterli olup, mahkemede iddet süresinin kaldırılması davası açılmasına gerek kalmaz.
Velayet sahibi ebeveynin yeniden evlenmesi, velayetin otomatik olarak değiştirilmesi anlamına gelir mi?
Hayır. Velayet sahibi ebeveynin yeniden evlenmesi, velayetin otomatik olarak değiştirilmesi veya kaldırılması sonucunu doğurmaz. Velayetin değiştirilmesi, ancak yeni evliliğin veya yeni yaşam koşullarının, çocuğun fiziksel, ahlaki veya psikolojik menfaatlerini somut bir şekilde tehlikeye attığının mahkemede kanıtlanması halinde mümkündür. Yargılama süreci, her zaman çocuğun üstün yararı ilkesine odaklanır.





