Arabada Ortak Ruhsat Olur Mu?

Arabada Ortak Ruhsat Olur Mu?

Araç Tescil Belgesi (Ruhsat) ve Mülkiyet İlişkisi

Günümüzde, birden fazla kişinin ticari veya şahsi amaçlarla bir aracı ortaklaşa satın alması sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu durum, “Arabada ortak ruhsat olur mu?” veya “Bir araç birden fazla kişi adına tescil edilebilir mi?” sorularını gündeme getirmektedir. Bu sorunun idari ve hukuki olmak üzere iki katmanlı bir cevabı bulunmaktadır.

İdari açıdan cevap nettir: Evet. Arabada ortak ruhsat olur mu? sorusunun idari yanıtı olumludur. Türkiye Noterler Birliği (TNB) tarafından yürütülen Araç Sicil ve Tescil Sistemi (ARTES), bir aracın birden fazla kişi adına “ortak araç tescili” yapılmasına teknik ve yasal olarak imkan tanımaktadır. Noterde alım-satım işlemi sırasında, alıcı hanesine birden fazla gerçek veya tüzel kişinin bilgileri işlenerek, araç tescil belgesi (ruhsat) bu ortaklar adına düzenlenebilir.   

Ancak meselenin hukuki boyutu, bu basit idari işlemden çok daha karmaşıktır. Bir araca ortak olmak, Türk Medeni Kanunu (TMK) çerçevesinde karmaşık bir mülkiyet ilişkisi kurar. Hukuk sistemimiz, bir eşya üzerindeki fiili hakimiyet ile hukuki sahiplik arasında net bir ayrım yapar:

  1. Zilyetlik (Fiili Hakimiyet): Bir eşyayı fiilen elinde bulundurma, onu kullanma eylemidir. Arabayı kimin sürdüğü, anahtarının kimde olduğu zilyetlikle ilgilidir.   
  2. Mülkiyet (Malik Olma): O eşya üzerinde hukuken tasarrufta bulunma (satma, devretme, rehin verme) hakkını ifade eder. Ruhsatta “malik” olarak kimin yazdığı bu bölümle ilgilidir.   

Taşınmaz mallarda (ev, arsa) mülkiyetin aleniyeti (kamuya açıklığı) tapu sicili ile sağlanırken, araç gibi taşınır mallarda bu aleniyet zilyetlik ile sağlanır. Kanun, “zilyet olanın malik olduğuna dair bir karine” (varsayım) kabul eder. Ancak ARTES sistemi ve noter tescilinin  yaygınlaşmasıyla, araç tescil belgesi (ruhsat), mülkiyeti ispat açısından tapu siciline benzer bir önem kazanmıştır.   

Potansiyel müvekkiller için hukuki sorunlar, genellikle bu kavramlar çatıştığında başlar: Ruhsatta adı yazan kişi (malik) ile aracı fiilen kullanan (zilyet) veya aracın bedelini ödeyen (boşanma davalarındaki gibi gerçek hukuki sahip)  farklı kişiler olduğunda, ortaklığın tasfiyesi bir avukat desteği gerektiren karmaşık bir sürece dönüşür. Bu rehber, arabada ortak ruhsat olur mu? sorusunun görünenden daha karmaşık olan hukuki yönlerini, özellikle Medeni Hukuk, Miras Hukuku, İcra Hukuku ve Aile Hukuku (boşanma) bağlamında detaylıca ele alacaktır.   

Arabada Ortak Ruhsat ve Medeni Kanun’da Ortak Mülkiyet Türleri

Bir aracı birden fazla kişi adına tescil ettirdiğinizde, yani arabada ortak ruhsat uygulamasına geçtiğinizde, Türk Medeni Kanunu size iki farklı ortaklık modeli sunar. Seçtiğiniz model (veya miras gibi durumlarda kanunun size atadığı model), aracın satışı, ortaklardan birinin borcu veya ortaklar arası anlaşmazlık durumunda başvurulacak hukuki yolları temelden değiştirir.

1. Paylı Mülkiyet (Müşterek Mülkiyet)

Paylı mülkiyet, TMK m. 688 ve devamında düzenlenmiştir. Bu modelde, birden çok kişi, maddi olarak bölünmemiş bir malın (aracın) tamamına, belirli paylarla maliktir. Örneğin, iki arkadaş bir aracı %50 – %50 hisseyle satın alabilir. Bu durum, arabada ortak ruhsat olur mu sorusunun ticari ve sosyal hayattaki en yaygın cevabıdır.   

Bu modelin en belirgin özelliği, her ortağın (paydaşın) kendi payı üzerinde bağımsız bir malik gibi hareket edebilmesidir. TMK m. 688/3 uyarınca, her paydaş kendi payını başkasına devredebilir (satabilir), rehnedebilir ve alacaklıları bu payı haczettirebilir. Bu model, genellikle ticari ortakların veya evli olmayan kişilerin bilinçli tercihiyle kurulur.   

2. Elbirliği Mülkiyeti (İştirak Halinde Mülkiyet)

Elbirliği mülkiyeti, TMK m. 702 ve devamında düzenlenmiştir. Bu modelde, ortakların belirli ve bağımsız payları yoktur. Mülkiyet, bir bütün olarak, ortaklığı oluşturan kişilerin tamamına aittir. Pay kavramı değil, “ortaklık” esastır.   

Bu mülkiyet türünün en yaygın görüldüğü yerler “miras ortaklığı” (tereke)  ve “adi ortaklık”tır. Örneğin, bir kişi vefat ettiğinde, geride kalan üç mirasçısı, vefat edenin arabası üzerinde “elbirliği mülkiyeti” ile hak sahibi olurlar. Bu, arabada ortak ruhsat durumunun irade dışında (kanunen) oluştuğu bir örnektir.   

Elbirliği mülkiyetinin en kritik sonucu, tasarruf işlemlerinde (aracın satışı, devri gibi) oybirliği aranmasıdır. Ortaklardan biri dahi izin vermezse, o araç yasal olarak satılamaz.   

Arabada Ortak Ruhsat

Potansiyel bir müvekkilin hangi hukuki durumda olduğunu anlaması için bu iki modelin karşılaştırması hayati önemdedir. Birinde yaşanan “hisse satışı” özgürlüğü, diğerinde “oybirliği” ile kilitlenmeye dönüşür.

Araç Mülkiyetinde Paylı Mülkiyet ve Elbirliği Mülkiyetinin Karşılaştırması

Hukuki ÖzellikPaylı Mülkiyet (Müşterek Mülkiyet) (TMK m. 688)Elbirliği Mülkiyeti (İştirak Halinde Mülkiyet) (TMK m. 702)
Hisse DurumuHer ortağın belirli, matematiksel bir payı (hissesi) vardır (örn: %50, 1/3).Ortakların bireysel payları yoktur. Mülkiyet bir bütündür.
Sık Görüldüğü Durumİki veya daha fazla kişinin bilinçli olarak ortak araç alması (örn: iş ortakları).Miras ortaklığı (tereke)  veya adi ortaklık.
Bireysel Hisse SatışıHer paydaş, diğerlerinden izin almadan kendi payını üçüncü bir kişiye satabilir.Mümkün değildir. Bireysel hisse satışı (pay devri) yapılamaz.
Aracın Tamamının SatışıPaydaşların “pay ve paydaş çoğunluğu” ile alacağı yönetim kararları (TMK m. 695) veya oybirliği gerekebilir.Oybirliği şarttır. Tüm ortakların imzası veya vekaleti olmadan satış yapılamaz.
Bir Ortağın Borcu (Haciz)Alacaklılar, sadece borçlu ortağın payını (hissesini) haczettirebilir.Alacaklılar, borçlunun ortaklıktaki (terekedeki) payını haczedebilir.
Anlaşmazlıkta Çözüm YoluPaydaş, Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası açarak malın satılmasını isteyebilir.Ortaklığın Giderilmesi Davası  veya elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası.

Bu tablo, bir mirasçının neden “kardeşim izin vermeden arabayı satamıyorum” dediğini (Elbirliği Mülkiyeti – Oybirliği şartı ) veya bir iş ortağının neden “ortağım hissesini yabancı birine satmış” diye şikayet ettiğini (Paylı Mülkiyet – Hisse devri serbestisi ) net bir şekilde ortaya koymaktadır.   

Arabada Ortak Ruhsat Sahiplerinin Sorumlulukları

Evet, arabada ortak ruhsat olur, ancak bu durum sadece hakları değil, aynı zamanda ciddi sorumlulukları da paylaşmak anlamına gelir. Özellikle vergi borçları ve trafik cezaları konusunda, mülkiyet türüne göre sorumluluk rejimi değişmektedir.

Trafik İdari Para Cezaları

Hukukun en temel ilkelerinden biri “cezaların şahsiliği” ilkesidir. Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki yerleşik içtihatlarına göre, trafik kuralı ihlalini (kırmızı ışıkta geçme, hız yapma vb.) kim yaptıysa, cezanın muhatabı o sürücüdür.   

Arabada ortak ruhsat olması ve tescil belgesinde adınızın yazıyor olması (malik olmanız), eğer aracı siz kullanmadıysanız ve ihlali siz yapmadıysanız, o trafik cezasından sorumlu tutulmanızı gerektirmez. Sürücü tespit edilemezse plakaya yazılan cezalarda dahi, malikin “aracı ben kullanmıyordum” şeklindeki ispatı, onu sorumluluktan kurtarabilir.   

Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ve Mali Sorumluluk

Trafik cezalarının aksine, Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV), aracın kendisinden kaynaklanan (ayni) bir borçtur. Bu borcun ödenmesinde “müteselsil sorumluluk” (zincirleme sorumluluk) ilkesi devreye girer.

  • Paylı Mülkiyette Sorumluluk: Paylı mülkiyette, malikler genellikle borçtan hisseleri oranında sorumlu olurlar.   
  • Elbirliği Mülkiyetinde Sorumluluk: Asıl tehlike elbirliği mülkiyetindedir. Emlak Vergisi Kanunu’ndaki paralel düzenlemeye göre , iştirak (elbirliği) halinde mülkiyette, malikler (örneğin mirasçılar) vergi borcunun tamamından müteselsilen sorumlu olurlar.   

Bu hukuki terimin (müteselsil sorumluluk) pratik anlamı şudur: Vefat eden babadan kalan bir araç için 5 mirasçı olduğunu (yani arabada ortak ruhsat durumunun mirasla oluştuğunu) ve 20.000 TL birikmiş MTV borcu bulunduğunu varsayalım. Vergi Dairesi, bu 20.000 TL borcun tamamını mirasçılardan sadece birinden (örneğin maaş hesabı bulunan tek mirasçıdan) yasal olarak tahsil edebilir. Borcu ödemek zorunda kalan bu mirasçı, daha sonra diğer dört mirasçıya payları oranında (her birine 4.000 TL) geri ödeme (rücu) davası açmakla uğraşmak zorunda kalacaktır.

Bu durum, noterlerin ve sicil memurlarının dahi vergisi ödenmemiş araçların devir işlemini yapmaları halinde sorumlu tutulabilmesiyle  pekiştirilmiştir. Hisseli mülkiyet, özellikle miras yoluyla intikal ettiyse, pasif bir hak sahipliği değil, aktif bir mali sorumluluktur.   

Arabada Ortak Ruhsat Varken Satış ve Devir İşlemleri

Hisseli araç mülkiyetindeki en büyük krizler, ortaklığın sona erdirilmesi, yani aracın satışı aşamasında ortaya çıkar. Arabada ortak ruhsat olur mu sorusunu soran potansiyel müvekkillerin en çok endişelendiği konu budur. Paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti, bu süreçte taban tabana zıt sorunlar yaratır.

Paylı Mülkiyette Araç Hissesinin Satışı

Belirtildiği gibi, paylı mülkiyette her ortak, kendi payını (hissesini) satmakta özgürdür. Diğer ortakların bu satışa rıza göstermesi veya onay vermesi gerekmez. Ancak bu özgürlük, taşınmaz mülkiyetinden (apartman dairesi, arsa) farklı olarak, diğer ortaklar için ciddi bir hukuki boşluk ve risk barındırır.   

Şufa (Önalım) Hakkı Yoktur

Taşınmaz hukukunda (hisseli tapu), bir paydaş kendi hissesini üçüncü bir kişiye (yabancıya) satarsa, diğer paydaşların “şufa hakkı” (önalım hakkı) devreye girer. Diğer paydaşlar, 3 ay içinde (veya her halde 2 yıl içinde)  dava açarak, satılan hisseyi aynı bedelle öncelikli olarak satın alma hakkına sahiptir. Bu hak, ortaklığa yabancıların girmesini engellemeyi amaçlar.   

Ancak bu yasal (kanuni) önalım hakkı, TMK m. 732 uyarınca sadece paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda (tapulu mallarda) geçerlidir. Yargıtay kararlarına göre tapusuz taşınmazlar ve araç gibi tüm taşınır mallar bu hakkın kapsamı dışındadır.   

Bunun pratik sonucu şudur: Bir arabayı %50-%50 paylı mülkiyetle satın aldığınız iş ortağınız, size haber vermeden kendi %50 hissesini noterden  tanımadığınız, hatta belki de husumetli olduğunuz bir üçüncü kişiye satabilir. Bu durumda, taşınmazlardaki gibi bir “şufa davası” açarak bu satışı iptal ettirme ve o hisseyi devralma hakkınız kanunen bulunmamaktadır.   

Bu riske karşı tek koruma, aracın alımı sırasında noter onaylı veya yazılı bir “ortaklık sözleşmesi”  yaparak, akdi (sözleşmesel) bir önalım hakkı tesis etmektir. Bu yapılmamışsa, hisse devrine karşı hukuki koruma neredeyse imkansızdır.   

Elbirliği Mülkiyetinde Aracın Satışı

Arabada ortak ruhsat olur mu? sorusunun miras yoluyla cevabı elbirliği mülkiyetidir ve bu durum, tam tersi bir kilitlenme (gridlock) yaratır. Burada sorun “istenmeyen satış” değil, “yapılamayan satış”tır.

Oybirliği Zorunluluğu

Elbirliği mülkiyetinde bireysel hisseler olmadığı için , bir mirasçının “ben kendi payımı satıyorum” deme hakkı yoktur. Aracın tamamının üçüncü bir kişiye satılabilmesi için, Medeni Kanun tüm ortakların oybirliğini şart koşar.   

Bu, noter  nezdinde yapılacak satış işlemi için tüm mirasçıların bizzat hazır bulunması veya bir avukata/diğer mirasçıya “araç satışına” ilişkin özel yetki içeren bir vekaletname vermiş olmaları gerektiği anlamına gelir.   

Eğer mirasçılardan biri (örneğin yurtdışında olan, ulaşılamayan veya inatçılık yapan bir mirasçı) bu satışı imzalamaz veya vekalet vermezse , araç hukuken “kilitlenir” ve satılamaz. Araç garajda çürürken değeri düşer ve diğer mirasçılar bu durum karşısında çaresiz kalır.   

Bu hukuki düğümü kesmenin tek yolu, mirasçılardan birinin diğer tüm mirasçılara karşı Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası açmasıdır. Bu dava, elbirliği mülkiyetini sona erdirir  ve mahkeme, genellikle aracın açık artırma yoluyla satılarak bedelinin mirasçılar arasında paylaştırılmasına karar verir.   

Arabada Ortak Ruhsat Varsa Haciz Olur Mu?

Potansiyel müvekkillerin en büyük korkularından biri, “Arabada ortak ruhsat varken ortağımın (eşim, kardeşim, iş arkadaşım) borcu yüzünden ortak arabamız bağlanır mı?” sorusudur. Cevap, yine mülkiyetin türüne ve haczin niteliğine bağlıdır.

Haciz işlemlerinde iki aşama vardır:

  1. Hukuki Haciz (Kaydi Haciz): Alacaklının talebiyle, icra dairesinin aracın trafik kaydına (ARTES sistemi) “hacizlidir/satılamaz” şerhi koydurmasıdır.   
  2. Fiili Haciz (Yakalama ve Muhafaza): Alacaklının talebi üzerine  aracın trafikten men edilmesi , polis tarafından yakalanarak bir yediemin otoparkına  çekilmesidir.   

Paylı Mülkiyette Haciz

Paylı mülkiyette (hisseli), alacaklı, borçlu ortağın sadece payını (hissesini) haczettirebilir. Prensip olarak, borçlu olmayan diğer ortakların paylarına dokunulamaz. Ancak alacaklı, bu “hukuki haczi” paraya çevirmek, yani alacağını tahsil etmek için İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 121. maddesi uyarınca  icra mahkemesinden yetki alarak, ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bu dava sonucunda aracın tamamı satılır, borçlu ortağın payına düşen para alacaklıya ödenir, kalan para ise diğer (masum) ortağa verilir.   

Elbirliği Mülkiyetinde Haciz

Elbirliği mülkiyetinde (miras), durum daha karmaşıktır. Alacaklı, borçlu mirasçının miras payının (tereke payının) haczini ister. Bu haciz, doğrudan o araca değil, borçlunun tüm miras ortaklığındaki soyut payına konulur.   

Peki, alacaklı, bu soyut paya dayanarak aracın tamamının fiilen yakalanmasını (trafikten men edilmesini) isteyebilir mi? Bu durum, masum mirasçıların haklarını ihlal edecektir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin (BAM) emsal bir kararına göre , alacaklının bu yöndeki talebi (elbirliği mülkiyetindeki aracın fiilen yakalanması), “aracın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu” gerekçesiyle icra müdürlüğü tarafından reddedilebilmektedir.   

Bu, masum ortak (potansiyel müvekkil) için hem iyi hem de kötü bir haberdir:

  • İyi Haber: Ortağın borcu yüzünden aracın fiilen yakalanıp otoparka çekilmesi  otomatik bir sonuç değildir ve buna karşı hukuki mücadele verilebilir.   
  • Kötü Haber (Hukuki Kilitlenme): Araç fiilen yakalanmasa bile, borçlu ortağın payı üzerindeki hukuki haciz (kaydi haciz)  nedeniyle aracın devri ve satışı imkansız hale gelir. Araç, tüm ortaklar için “kilitlenmiş” olur.   

Bu kilidi açmak (haczi kaldırmak), ancak borcun ödenmesi, alacaklıyla anlaşılması  veya hacze karşı dava açılması yoluyla mümkün olup, bu süreçler mutlaka bir avukatla yürütülmelidir.   

Arabada Ortak Ruhsat Varsa Ne Olur?

Hisseli araç mülkiyetinin en sık ve en sancılı görüldüğü alanların başında boşanma davaları gelmektedir. Bu noktada, arabada ortak ruhsat kavramı, Aile Hukuku’nun özel ilkeleri karşısında tamamen farklı bir anlam kazanır.

Ruhsat Kimin Üstüne?

1 Ocak 2002 tarihinden sonra evlenen çiftler için yasal mal rejimi “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi”dir. Bu rejimde, boşanma davası açıldığında yapılacak mal paylaşımı açısından, aracın tescil belgesinde (ruhsat) kimin adının yazdığı çoğunlukla önemsizdir.   

Boşanma aşamasındaki eşlerin en sık düştüğü yanılgı budur. “Araba benim üstüme kayıtlı, eşim hiçbir hak iddia edemez” düşüncesi, Aile Hukuku karşısında geçersizdir.

Edinilmiş Mal İlkesi

Kanuna göre, evlilik birliği devam ederken, eşlerin çalışmalarının karşılığı olan edinimlerle (maaş, prim, kâr, vb.) satın aldıkları tüm malvarlığı değerleri, kimin adına tescil edilirse edilsin, “edinilmiş mal” sayılır. TMK m. 222’ye göre, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir.   

Evlilik içinde alınan araba, ister tek eş adına isterse arabada ortak ruhsat şeklinde olsun, tipik bir edinilmiş maldır.   

Paylaşım Nasıl Yapılır? (Katılma Alacağı)

Boşanma davası kesinleştiğinde açılan “mal rejiminin tasfiyesi” davasında, araç fiziksel olarak ikiye bölünmez. Araç, adına kayıtlı olan eşin üzerinde kalmaya devam eder.   

Ancak, diğer eş (ruhsatta adı yazmayan), bu aracın değerinin yarısı üzerinde hak sahibidir. Bu hakka “katılma alacağı” denir. Mahkeme, bir bilirkişi atayarak aracın tasfiye tarihindeki (yani karar tarihine en yakın) güncel sürüm (rayiç) değerini tespit ettirir.   

Örneğin, arabanın güncel değeri bilirkişi tarafından 1.000.000 TL olarak belirlenirse, ruhsatta adı yazmayan eş, ruhsat sahibi eşten 500.000 TL “katılma alacağı” (para) talep etme hakkına sahip olur.

Kişisel Mal ile Alınan Araçlar

Bu 50/50 kuralının tek istisnası, aracın “kişisel mal” ile alınmış olmasıdır. Kişisel mallar paylaşıma girmez. Kişisel mallar şunlardır:   

  1. Eşin evlilik öncesi sahip olduğu mallar.   
  2. Evlilik sırasında miras yoluyla veya karşılıksız kazandırma (bağış, hediye)  ile edinilen mallar.   
  3. Ziynet Eşyaları (Düğün Takıları): Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, kadına takılan düğün takıları, (erkeğe takılanlar hariç) kadının kişisel malıdır.   

Eğer bir kadın, evlilik içinde bu ziynetlerini  veya ailesinden kalan mirası bozdurup (ve bunu banka dekontları, yazılı delillerle  ispatlayıp) bir araba alırsa, bu araba kocası adına tescil edilse bile kadının “kişisel malı” sayılır ve boşanmada paylaşıma girmez. Bu durumda kadın, “katkı payı” veya “değer artış payı alacağı”  davası açarak aracın tam değerini geri isteyebilir.   

Görüldüğü üzere, boşanma davasında avukatın görevi, aracın “kimin adına kayıtlı olduğuna”  değil, aracın finansman kaynağının ne olduğuna (edinilmiş mal mı, kişisel mal mı) odaklanmaktır.   

Sonuç: “Arabada Ortak Ruhsat Olur Mu?”

Arabada ortak ruhsat olur mu?” sorusunun idari cevabı “evet” olsa da, hukuki sonuçları görüldüğü üzere son derece karmaşıktır. Masum bir ortaklık niyetiyle atılan bu imza, sizi bir anda birçok farklı hukuk dalını ilgilendiren bir labirentin içine sokabilir:

  • Medeni Hukuk: Paylı mülkiyette, ortağınızın hissesini bir yabancıya satmasını engelleyecek yasal bir şufa (önalım) hakkınızın bulunmaması  riskiyle karşı karşıya kalırsınız.   
  • Miras Hukuku: Elbirliği mülkiyetinde, bir mirasçının inadı yüzünden tüm malvarlığının (aracın) satışının kilitlenmesi (oybirliği şartı)  ve tek çözümün ortaklığın giderilmesi davası  olması gerçeğiyle yüzleşirsiniz.   
  • Vergi ve İcra Hukuku: Elbirliği mülkiyetinde, bir ortağın vergi borcundan dolayı borcun tamamından müteselsilen sorumlu  tutulabilir veya bir ortağın şahsi borcu nedeniyle aracın hukuken kilitlenmesi (haciz)  sorunuyla mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz.   
  • Aile Hukuku: Evlilik birliği içinde alınan araçta, “ruhsat benim üstüme” demenin  mal paylaşımında hukuken bir anlam ifade etmediğini  ve aracın değerinin yarısını “katılma alacağı”  olarak ödeme yükümlülüğüyle karşılaşabilirsiniz.   

Arabada ortak ruhsat sahibi olmanın getirdiği tüm bu senaryolar, hak kaybına uğramamak için proaktif hukuki danışmanlık alınmasını zorunlu kılmaktadır. Bir araç satın alırken ortaklık sözleşmesi hazırlamak, miras kalan bir aracın intikalini ve tasfiyesini planlamak veya boşanma sürecinde mal paylaşımını doğru yönetmek, ancak uzman bir avukatın rehberliğinde mümkündür. Bu çerçevede, özellikle Boşanma Avukatı İstanbul gibi rekabetin yüksek olduğu alanlarda, doğru stratejiyi belirlemek, hak kayıplarını önlemek için hayati önem taşımaktadır. Haklarınızı tam olarak anlayabilmek ve en doğru adımı atabilmek için bir Boşanma Avukatı İstanbul ile görüşmeniz, sürecin sağlıklı yönetilmesi adına kritik bir adım olacaktır.

Sıkça Sorulan Sorular

Miras kalan arabanın intikalini tek bir mirasçı yapabilir mi? 

Veraset ilamı (mirasçılık belgesi) alınması ve vergi dairesinden (ilişik kesme belgesi)  gibi idari intikal işlemlerini tek bir mirasçı başlatabilir. Ancak, aracın noterden satışı veya tüm mirasçılar adına tescili için (yani arabada ortak ruhsat çıkarılması için) tüm mirasçıların bizzat noterde bulunması veya bir kişiye (avukat veya diğer mirasçı) özel yetkili vekaletname vermesi şarttır.   

Hisseli aracımı (paylı mülkiyet) diğer ortağın rızası olmadan satabilir miyim? 

Eğer mülkiyetiniz “paylı mülkiyet” (müşterek mülkiyet)  ise, evet, sadece kendi payınızı (hissenizi) diğer ortağın rızası olmadan üçüncü bir kişiye satabilirsiniz. Önemli bir detay, araçlar (taşınır mal) olduğu için diğer ortağın taşınmazlardaki gibi yasal bir “şufa (önalım) hakkı”  bulunmamaktadır.   

Arabada ortak ruhsat varken ortağımın (mirasçı, iş ortağı) borcu yüzünden arabamız bağlanır mı (yakalanır mı)? 

Bu, karmaşık bir süreçtir. Alacaklı, borçlu ortağınızın hissesine (paylı mülkiyette)  veya tereke payına (elbirliği mülkiyetinde)  kaydi haciz koydurarak aracın satışını engelleyebilir. Ancak aracın tamamının fiilen yakalanarak otoparka çekilmesi, özellikle elbirliği mülkiyetinde (miras) diğer masum ortakların haklarını ihlal edeceği için, icra müdürlükleri bu talebi reddedebilmektedir. Bu durum, hukuki mücadele gerektiren bir kilitlenmedir.   

Boşanma davasında araba benim adıma kayıtlı (ruhsat sahibi benim), eşim hak iddia edebilir mi? 

Kesinlikle evet. İster sadece sizin adınıza kayıtlı olsun, isterse arabada ortak ruhsat bulunsun, eğer araç evlilik birliği içinde (01.01.2002 sonrası) ve eşlerin çalışarak elde ettiği gelirlerle (edinilmiş mal)  alındıysa, ruhsatın kimin adına olduğu önemsizdir. Eşiniz, aracın güncel piyasa değerinin  yarısı kadar “katılma alacağı” (para olarak)  talep etme hakkına sahiptir. Tek istisna, aracın sizin “kişisel malınız” (miras, evlilik öncesi birikim, düğün takıları  vb.) ile alındığını ispat etmenizdir.   

İki arkadaş (evli olmayan) ortak araba alabilir mi? Yani bu şekilde arabada ortak ruhsat olur mu? 

Evet, alabilirler. Arabada ortak ruhsat olur mu? sorusunun en net idari cevaplarından biri budur. Noter, Araç Sicil ve Tescil Sistemi (ARTES)  üzerinden “ortak araç tescili”  yapar. Bu tescil, Türk Medeni Kanunu uyarınca “paylı mülkiyet” (müşterek mülkiyet)  esaslarına göre yapılır. Tescil belgesinde (ruhsat) her iki kişinin de adı “Malik” olarak, hisse oranları (eğer belirtilirse) ile birlikte yazar.   

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

Bize Ulaşın

Baştürk Hukuk Bürosu olarak tüm sorularınıza cevap vermekteyiz.