Türkiye’de evlilik birliğini sonlandırmanın en yaygın ve tercih edilen yollarından biri olan anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanma ve boşanmanın sonuçları konusunda karşılıklı olarak mutabakata varmaları esasına dayanır. Çekişmeli boşanma sürecine kıyasla, anlaşmalı boşanma taraflar için genellikle daha hızlı, daha ekonomik ve duygusal açıdan daha az yıpratıcı bir alternatif sunar. Bu nedenle, evliliklerinde sorun yaşayan ve ayrılık kararı alan birçok çift, bir anlaşmalı boşanma avukatı rehberliğinde bu yolu tercih etmektedir.
2024 Yılında Anlaşmalı Boşanmanın Yasal Şartları
Anlaşmalı boşanma sürecinin başlayabilmesi için Türk Medeni Kanunu tarafından belirlenen bazı temel şartların yerine getirilmesi gerekmektedir:
Evliliğin Asgari Süresi: Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için evliliğin resmi olarak en az bir yıl sürmüş olması zorunludur. Bu bir yıllık süre, eşlerin resmi nikah tarihinden itibaren hesaplanır ve evlilik öncesinde dini nikahla geçirilen süre bu hesaba dahil edilmez. Eğer çift yeniden evlenmişse, son evlilik tarihinden itibaren bir yıllık sürenin geçmesi gerekmektedir. Bu süre dolmadan boşanmak isteyen tarafların, yasal bekleme süresinin (iddet süresi) kaldırılması için dava açmaları gerekebilir. Bu koşul, evliliğin ciddiyetini korumak ve eşlerin ani kararlar almasının önüne geçmek amacıyla konulmuştur. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, bu sürenin hesaplanması ve gerekli hallerde iddet müddetinin kaldırılması konusunda danışmanlık sağlayabilir.
Eşlerin Ortak Başvurusu veya Kabulü: Anlaşmalı boşanmanın temelini, eşlerin boşanma konusunda tam bir fikir birliği içinde olmaları oluşturur. Bu ortak irade, iki şekilde ortaya konulabilir: eşlerin birlikte mahkemeye başvurarak boşanma taleplerini iletmeleri veya eşlerden birinin açtığı boşanma davasını diğerinin kabul etmesi. Başlangıçta çekişmeli boşanma davası olarak açılmış olsa bile, eğer taraflar davanın herhangi bir aşamasında boşanma konusunda anlaşmaya varırlarsa, dava anlaşmalı boşanma davasına dönüştürülebilir. Ancak, davanın özel boşanma sebeplerine (örneğin zina) dayanması durumunda, sadece diğer eşin davayı kabul etmesiyle anlaşmalı boşanmaya geçilmesi mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda bir anlaşmalı boşanma avukatı, tarafları en uygun hukuki yollar konusunda bilgilendirecektir.
Hakim Huzurunda İfade ve Serbest İrade Beyanı: Anlaşmalı boşanma davalarında, eşlerin mahkeme hakimi tarafından bizzat dinlenmesi ve boşanma iradelerini özgürce beyan ettiklerine dair hakimin kanaat getirmesi gerekmektedir. Tarafların avukatları olsa dahi, eşlerin duruşmaya şahsen katılması ve boşanma kararına ilişkin iradelerini hakime doğrudan bildirmeleri zorunludur. Sadece avukat aracılığıyla boşanma beyanında bulunmak yeterli değildir. Bazı durumlarda, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla uzaktan dinleme mümkün olsa da, genel uygulama eşlerin mahkemede hazır bulunmasıdır. Eşlerden birinin farklı bir şehirde bulunması durumunda dahi, davanın açıldığı mahkemede her iki tarafın da hazır bulunması gereklidir; talimat yoluyla dinleme söz konusu olamaz. Bu şart, eşlerin herhangi bir baskı altında kalmadan, kendi özgür iradeleriyle boşanma kararı verdiklerinin teyidi açısından büyük önem taşır. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, müvekkillerini duruşma sürecine hazırlayarak bu şartın yerine getirilmesine yardımcı olur.
Boşanma Protokolünün Onayı (Anlaşmalı Boşanma Protokolü): Anlaşmalı boşanma davalarının olmazsa olmaz unsurlarından biri de boşanmanın mali sonuçları ile varsa çocukların durumunun kararlaştırıldığı ve hakim tarafından onaylanması gereken bir protokoldür. Bu protokol, eşlerin boşanma konusundaki anlaşmalarının yazılı bir ifadesidir ve mahkemeye sunulmalıdır. Protokolün yazılı olması ve her iki tarafın da imzasını taşıması gereklidir. Ancak, bazı durumlarda eşlerin anlaşma iradelerini mahkeme huzurunda sözlü olarak beyan etmeleri ve bu beyanların tutanağa geçirilmesi de mümkün olabilir. Protokolde, müşterek çocukların velayeti, nafaka, maddi ve manevi tazminat gibi temel konularda anlaşmaya varılmış olması gerekmektedir. Bu unsurlarda anlaşma sağlanamaması durumunda, protokol geçersiz sayılabilir. İşte bu noktada bir anlaşmalı boşanma avukatı, protokolün hazırlanması ve tüm önemli hususların eksiksiz bir şekilde düzenlenmesi konusunda kritik bir rol oynar.
Anlaşmalı Boşanma Süreci Nasıl İşler
Anlaşmalı boşanma süreci, belirli adımları takip ederek ilerler:
Boşanma Dilekçesinin ve Protokolün Sunulması: Süreç, eşlerin yetkili Aile Mahkemesi’ne (Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi’ne Aile Mahkemesi sıfatıyla) bir boşanma dilekçesi (dava dilekçesi) sunmasıyla başlar. İmzalanmış olan anlaşmalı boşanma protokolü de bu dilekçeye eklenmelidir. Başvuru için gerekli belgeler genellikle şunlardır: boşanma dilekçesi, imzalı boşanma protokolü, her iki tarafın kimlik belgeleri (kimlik belgeleri), evlilik cüzdanı (genellikle istenir, ancak metinlerde geçmiyor), mahkeme harç ve masraflarının ödendiğine dair dekontlar (harç dekontları). Protokolde bahsi geçen taşınmazlara (ev, araba vb.) ait resmi belgeler de istenebilir. Eğer taraflar anlaşmalı boşanma avukatı ile temsil ediliyorsa, avukatın vekaletnamesi de dosyaya sunulmalıdır. Boşanma dilekçesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 6100 sayılı maddesine uygun olarak düzenlenmelidir. Yetkili mahkeme, genellikle eşlerden birinin yerleşim yeri veya son altı aydır birlikte oturdukları yerdeki Aile Mahkemesi’dir. Ancak anlaşmalı boşanma davalarında, taraflar herhangi bir Aile Mahkemesi’ne başvurabilirler. Dilekçe sunulduktan sonra, mahkeme harç ve masraflarının (2025 yılı için yaklaşık 5000 TL olarak belirtilmiştir , ancak bu miktar güncel tarifeye göre değişebilir) ödenmesi gerekmektedir. Tanık dinlenecekse ek ödeme yapılması gerekebilir. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, tüm bu belgelerin eksiksiz hazırlanması ve sunulması sürecinde müvekkillerine yardımcı olur.
Duruşma ve Hakim İncelemesi: Dilekçe ve protokol sunulup harçlar ödendikten sonra, mahkeme bir duruşma günü (duruşma günü) belirler. Her iki tarafın da belirlenen duruşma gününde mahkemede hazır bulunması zorunludur. Duruşmada hakim, her iki eşi de dinleyerek boşanma iradelerinin serbestçe açıklanıp açıklanmadığını ve protokolün şartlarını onaylayıp onaylamadıklarını teyit eder. Hakim, imzalanan protokolü taraflara okuyabilir ve tutanağı imzalamalarını isteyebilir. Hakim ayrıca, boşanma protokolünün adil, yasalara uygun ve özellikle çocukların menfaatlerini koruyup korumadığını da inceler. Gerekli görmesi halinde, hakim eşlerin ve çocukların menfaatlerini gözeterek protokolde değişiklikler yapabilir. Boşanma kararı ancak bu değişikliklerin her iki tarafça da kabul edilmesi halinde verilir. Tarafların hakimin önerdiği değişiklikleri kabul etmemesi durumunda, anlaşmalı boşanma süreci sona erer ve dava çekişmeli boşanma davasına dönüşebilir. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, duruşma sırasında müvekkillerine hukuki destek sağlayarak hakimin sorularını doğru bir şekilde yanıtlamalarına yardımcı olur.
Boşanma Kararının Kesinleşmesi: Hakim, anlaşmanın tatmin edici olduğunu ve tarafların iradelerinin özgürce ifade edildiğini tespit ettikten sonra boşanma kararı (boşanma kararı) verir. Anlaşmalı boşanma davaları genellikle tek duruşmada (tek celsede) sonuçlanır. Sürecin tamamlanma süresi, mahkemelerin yoğunluğuna bağlı olarak bir hafta ile bir ay arasında değişebilir. Adalet Bakanlığı’nın hedef süre formuna göre bu sürenin en geç 40 gün içerisinde tamamlanması hedeflenmektedir. Karar verildikten sonra, taraflara tebliğ edilir (tebliğ). Tebliğden itibaren 14 günlük bir istinaf süresi (istinaf süresi) bulunur. Bu süre içinde herhangi bir itiraz olmazsa, boşanma kararı kesinleşir (kesinleşir). Tarafların istinaf haklarından feragat etmeleri (temyizden feragat) durumunda karar daha hızlı kesinleşebilir. Kesinleşen karar, nüfus kayıtlarında gerekli değişikliklerin yapılması için Nüfus Müdürlüğü’ne gönderilir. Boşanma ancak bu tescilden sonra resmi olarak gerçekleşmiş sayılır ve taraflar yeniden evlenebilirler. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, kararın kesinleşme sürecini takip ederek müvekkillerini bilgilendirir ve gerekli işlemleri zamanında yapmalarına yardımcı olur.
Anlaşmalı Boşanma Protokolü
Tanımı ve Hukuki Dayanağı
Anlaşmalı boşanma protokolü, eşlerin boşanmanın şartlarını ve sonuçlarını belirlemek üzere aralarında yaptıkları yazılı bir anlaşmadır. Bu protokol, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 166/3. maddesine dayanır ve aile hukukuna özgü, hüküm doğurması hakimin onayına bağlı özel hukuk sözleşmesi niteliğindedir. Protokol, boşanma kararının temelini oluşturur ve içeriği doğrudan boşanma hükümlerine yansır. Bu nedenle, bir anlaşmalı boşanma avukatı ile çalışmak, protokolün hukuki zemine uygun ve eksiksiz hazırlanması açısından hayati önem taşır.
Zorunlu Unsurlar
Boşanma İradesi
Protokolde her iki tarafın da boşanmayı kabul ettiğine dair açık bir irade beyanı bulunmalıdır. Bu irade, duruşmada hakim huzurunda da sözlü olarak teyit edilmelidir. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, müvekkillerinin bu iradeyi doğru bir şekilde beyan etmelerine yardımcı olur.
Çocuklara İlişkin Düzenlemeler
Müşterek çocuklar varsa, protokolde velayetin (velayet) hangi tarafa verileceği ve velayeti almayan tarafın çocuklarla kişisel ilişkisinin (kişisel ilişki tesisi) nasıl düzenleneceği (görüşme günleri, saatleri, süresi, tatiller vb.) detaylı olarak belirtilmelidir. Anlaşmalı boşanma avukatı, çocuğun üstün menfaatini gözeterek bu düzenlemelerin yapılmasına rehberlik eder.
Boşanmanın Mali Sonuçları
Bu kapsamda, eş için nafaka (yoksulluk nafakası) ve çocuklar için nafaka (iştirak nafakası) ile maddi (maddi) ve manevi (manevi) tazminat (tazminat) konularında anlaşmaya varılmış olması gerekmektedir. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi ve protokole doğru bir şekilde yansıtılması konusunda yardımcı olur.
İsteğe Bağlı Unsurlar (İhtiyari Unsurlar)
Mal Paylaşımı
Anlaşmalı boşanmanın geçerliliği için zorunlu olmamakla birlikte, protokolde evlilik birliği içinde edinilen malların (taşınmazlar, araçlar, banka hesapları vb.) nasıl paylaşılacağına dair detaylar yer alabilir. Eğer protokolde mal paylaşımı düzenlenmemişse, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde ayrı bir mal paylaşımı davası açılabilir. Ancak, protokolde mal paylaşımı konusunda herhangi bir talepte bulunulmayacağı açıkça belirtilirse, sonradan açılacak dava reddedilebilir. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, mal paylaşımı konusunda adil bir anlaşma sağlanmasına yardımcı olabilir.
Ev Eşyalarının Paylaşımı
Protokolde hangi ev eşyalarının kimde kalacağına dair anlaşma da belirtilebilir. “Eşyaları paylaştık, birbirimizden eşya ve eşya bedeli isteğimiz yoktur” şeklinde genel bir ifade yeterli olabilir. Anlaşmalı boşanma avukatı, bu konuda taraflara rehberlik edebilir.
Soyadı Kullanımı
Kadının boşanma sonrası kocasının soyadını kullanmaya devam edip etmeyeceği veya önceki soyadına dönüp dönmeyeceği konusunda anlaşma protokole dahil edilebilir. Kadın, kocasının soyadını kullanmaya devam etmek istiyorsa, kocasının rızası veya mahkeme izni gereklidir. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, bu konuda gerekli hukuki bilgiyi sunar.
Diğer Anlaşmalar
Tarafların üzerinde anlaştığı diğer şartlar (borçların paylaşımı, sigorta poliçeleri vb.) de protokole eklenebilir. Anlaşmalı boşanma avukatı, bu tür özel durumların protokole doğru bir şekilde yansıtılmasına yardımcı olur.
Protokolün Hazırlanmasında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Protokolün açık, kesin ve yoruma yer bırakmayacak şekilde hazırlanması ileride yaşanabilecek anlaşmazlıkları önler. Nafaka miktarı, ödeme tarihleri, çocuklarla kişisel ilişki düzenlemesinin detayları ve mal paylaşımına ilişkin net açıklamalar protokole dahil edilmelidir. Nafaka veya tazminat talep edilmiyorsa veya bu haklardan feragat ediliyorsa, bu durum da açıkça belirtilmelidir. Protokolün hazırlanması sürecinde bir anlaşmalı boşanma avukatından hukuki destek almak, tüm yasal gerekliliklerin karşılanmasını ve tarafların haklarının korunmasını sağlar. Protokol genellikle üç nüsha olarak hazırlanır: birer nüsha taraflar için ve bir nüsha mahkeme için.
Boşanma Protokolünün Temel Unsurları
Çocuk Velayeti Düzenlemesi
Çocuk velayeti konusunda temel ilke, çocuğun en iyi menfaatidir (çocuğun üstün menfaati). Geleneksel olarak, boşanma sonrası velayet genellikle ebeveynlerden birine (tek taraflı velayet) bırakılır. Ancak son yıllarda, ortak velayet (ortak velayet) kavramı da önem kazanmıştır. Ortak velayet, boşanmış ebeveynlerin çocuğun yetiştirilmesiyle ilgili hak ve sorumlulukları müştereken paylaşması anlamına gelir. Türk hukukunda ortak velayet kural olarak kabul edilmese de, özellikle ebeveynlerin anlaşması ve çocuğun menfaatine olması durumunda mahkemeler tarafından verilebilmektedir. Yargıtay’ın 2017 tarihli kararları, ortak velayetin Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmadığını ve belirli şartlarda uygulanabileceğini belirtmiştir. Ortak velayette dahi, çocuğun genellikle bir ebeveynin yanında yaşadığı ve diğer ebeveynle kişisel ilişki düzenlemesinin protokole açıkça yazılması önemlidir. Hakim, velayet konusunda tarafların anlaşmasını çocuğun menfaatine aykırı bulursa değişiklik yapabilir veya anlaşmalı boşanmayı reddedebilir. Anlaşmalı boşanma sonrasında da, çocuğun menfaatini etkileyen önemli değişiklikler olması halinde velayet değişikliği davası (velayet değişikliği davası) açılabilir ve bu dava için herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır (çocuk ergin olana kadar). Bir anlaşmalı boşanma avukatı, velayet düzenlemeleri konusunda müvekkillerine detaylı bilgi ve rehberlik sunar.
Nafaka
Anlaşmalı boşanmada nafaka konusunda eşler serbestçe anlaşabilirler.Anlaşmalı boşanmada sıklıkla karşılaşılan nafaka türleri şunlardır:
Yoksulluk Nafakası
Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan ve kusuru diğer eşe göre daha ağır olmayan tarafa ödenir. Anlaşmalı boşanma protokolünde yoksulluk nafakasından feragat etmek genellikle bağlayıcıdır (Yargıtay kararları doğrultusunda). Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06.03.2013 tarihli ve 2012/386 Esas, 2013/306 Karar sayılı ilamına göre, anlaşmalı boşanma davasında yoksulluk nafakası ve tazminattan feragat edilmişse, sonradan yoksulluk nafakası talep edilemez.
İştirak Nafakası
Velayeti kendisinde olmayan (veya müşterek velayette çocuğun bakımını üstlenmeyen) ebeveyn tarafından çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkıda bulunmak amacıyla ödenir ve çocuk ergin olana kadar (veya eğitimine devam ediyorsa sonrasına kadar) devam eder. İştirak nafakasından feragat etmek çocuğun menfaatine aykırı olduğu için geçerli değildir ve boşanma sonrasında da talep edilebilir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2013/19152 E., 2013/17681 K. sayılı kararına göre, iştirak nafakasından feragat geçersizdir ve anlaşmalı boşanma ile iştirak nafakası istenilmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme getirilebilir.
Tedbir Nafakası
Boşanma davası süresince geçici olarak hükmedilebilen nafakadır. Protokolde nafaka miktarı, ödeme şekli ve artış koşulları (TÜFE, ÜFE vb. oranında) belirtilebilir. Nafaka konusunda anlaşma sağlanamaması halinde anlaşmalı boşanma gerçekleşmez ve dava çekişmeli boşanmaya dönüşür. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, nafaka konusunda adil bir anlaşma yapılmasına yardımcı olur.
Mal Paylaşımı
Evlilik birliği içinde edinilen malların paylaşımı, anlaşmalı boşanma protokolünde düzenlenebilir. Türkiye’deki yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir ve evlilik süresince edinilen mallar boşanmada genellikle eşit olarak paylaşılır. Ancak, eşler anlaşmalı boşanmada bu kuraldan farklı bir paylaşım konusunda da anlaşabilirler. Protokolde mal paylaşımının detaylı bir şekilde belirtilmesi, ileride çıkabilecek anlaşmazlıkları önler. Eğer protokolde mal paylaşımı düzenlenmemişse, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde ayrı bir mal paylaşımı davası açılabilir. Ancak protokolde mal paylaşımı konusunda herhangi bir hak talebinin olmadığına dair açık bir ifade bulunması halinde, sonradan açılacak mal paylaşımı davası reddedilecektir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 10.06.2014 tarihli ve 2014/5316 E., 2014/11905 K. sayılı ilamına göre, tarafların anlaşmalı boşanma protokolü yaparken mal rejimi konusunda anlaşmaları zorunlu değildir. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, mal paylaşımı konusunda müvekkillerine hukuki danışmanlık sağlar.
Tazminat
Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi uyarınca, boşanmada maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Maddi tazminat, boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan talep edebileceği bir tazminattır. Manevi tazminat ise, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer eşten talep edebileceği bir tazminattır. Anlaşmalı boşanmada, tazminat konusunda tarafların karşılıklı olarak anlaşmaları ve bu anlaşmayı protokole yazmaları gerekmektedir. Anlaşmalı boşanmada kusur tespiti yapılmadığı için, tazminat talebi tamamen tarafların iradesine bağlıdır. Protokolde tazminat konusunda anlaşma olmaması halinde, sonradan tazminat talep etmek mümkün olmayabilir. Tazminat talebini saklı tutmak, anlaşmalı boşanmanın çekişmeli boşanmaya dönüşmesine neden olabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/3067 E., 2019/512 K. sayılı kararına göre, anlaşmalı boşanmadan sonra maddi ve manevi tazminat istenemez. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, tazminat konusunda müvekkillerine doğru hukuki yönlendirmelerde bulunur.
Anlaşmalı Boşanma Avukatı Önemi
Anlaşmalı boşanma davalarında avukat tutmak zorunlu olmamakla birlikte , bir boşanma avukatından (boşanma avukatı) hukuki destek almak birçok açıdan önemlidir. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, müvekkillerine hukuki süreç hakkında bilgi verir, boşanmanın olası sonuçlarını ve tarafların hak ve yükümlülüklerini detaylı bir şekilde açıklar. Anlaşmalı boşanma avukatı, boşanma dilekçesinin ve özellikle anlaşmalı boşanma protokolünün hukuka uygun ve eksiksiz bir şekilde hazırlanmasına yardımcı olur. Protokolün içeriğinin adil olmasını ve müvekkilinin haklarını korumasını sağlar. Taraflar arasındaki müzakerelerde arabuluculuk yaparak anlaşmaya varılmasına katkıda bulunur. Duruşma sırasında müvekkiline destek olur ve sürecin sorunsuz ilerlemesini sağlar. Anlaşmalı boşanma avukatı, hukuki süreçlerin doğru bir şekilde takip edilmesini ve olası hak kayıplarının önlenmesini temin eder.
Anlaşmalı Boşanma Protokolünün Geçerliliği ve Hukuki Bağlayıcılığı
Anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi ile düzenlenmiş olup , eşlerin serbest iradeleriyle evliliklerini sonlandırabilmelerine imkan tanıyan genel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Anlaşmalı boşanma protokolü, hakim tarafından onaylandığı andan itibaren hukuki olarak bağlayıcı hale gelir. Ancak Yargıtay’ın görüşüne göre, eşler boşanma kararı kesinleşinceye kadar protokoldeki anlaşmalarından serbestçe dönebilirler. Bir tarafın anlaşmadan dönmesi halinde, anlaşmalı boşanma davası genellikle çekişmeli boşanma davasına dönüştürülür. Boşanma kararı kesinleştikten sonra ise, protokol hükümleri taraflar için bağlayıcıdır ve sonradan itiraz etmek zorlaşır (belirli hukuki sebepler dışında). Yargıtay, hakimin eşleri bizzat dinlemesinin ve iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesinin anlaşmalı boşanmanın önemli bir şartı olduğunu vurgulamaktadır. Ortak velayet konusunda da Yargıtay, belirli şartların varlığı halinde ve çocuğun menfaatine uygun olması koşuluyla anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan ortak velayet düzenlemelerini kabul etmektedir (2017 sonrası kararlar). Yoksulluk nafakasından feragat anlaşmalı boşanma protokolünde geçerli olmakla birlikte, iştirak nafakası çocuğun menfaatine olduğu için kesin olarak feragat edilemez. Mal paylaşımı konusunda protokolde anlaşmaya varılması halinde bu anlaşma geçerlidir, aksi takdirde boşanma sonrası ayrı bir dava açılabilir. Maddi ve manevi tazminat konusunda protokolde yer alan anlaşmalar da tarafları bağlar. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, protokolün geçerliliği ve bağlayıcılığı konusunda müvekkillerini bilgilendirir.
Anlaşmalı Boşanma Anlaşmasının Değiştirilmesi veya İptali
Yargıtay’a göre, eşlerden her biri boşanma kararı kesinleşinceye kadar anlaşmalı boşanma iradesinden vazgeçebilir. Bu vazgeçme, mahkemeye sözlü olarak beyan edilebileceği gibi yazılı bir dilekçe ile de bildirilebilir. Bir tarafın vazgeçmesi durumunda, anlaşmalı boşanma davası genellikle çekişmeli boşanma davasına dönüştürülür ve yargılama, boşanma sebeplerine göre devam eder. Mahkeme anlaşmalı boşanma kararını verdikten sonra da, tarafların 14 günlük istinaf süresi içinde karara itiraz etme hakları bulunmaktadır. İstinaf başvurusunda bulunmak da anlaşmalı boşanma iradesinden vazgeçme anlamına gelir ve dosya istinaf mahkemesi tarafından incelenir. Anlaşmalı boşanmadan vazgeçme ile davadan feragat (feragat) farklı kavramlardır. Feragat, davacının dava hakkından vazgeçmesi anlamına gelir ve sonuçları daha kalıcıdır. Anlaşmalı boşanmada ise, karar kesinleşmeden önce iradeden dönme daha yaygındır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2020/176 esas, 2022/722 karar sayılı kararında bu durum açıkça belirtilmiştir. Bir anlaşmalı boşanma avukatı, müvekkillerine vazgeçme sürecinin hukuki sonuçları hakkında bilgi verir.
Anlaşmalı Boşanma Avukatı Sonuç
Anlaşmalı boşanma, evlilik birliğini karşılıklı rıza ile sonlandırmak isteyen çiftler için hızlı ve pratik bir çözüm sunmaktadır. Ancak bu sürecin yasal şartlarının ve sonuçlarının doğru bir şekilde anlaşılması, ileride yaşanabilecek sorunların önüne geçilmesi açısından büyük önem taşır. Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması, eşlerin boşanma konusunda tam bir anlaşmaya varmış olmaları ve bu anlaşmayı bir protokolle düzenleyerek mahkemeye sunmaları gerekmektedir. Hakim huzurunda boşanma iradelerinin teyit edilmesi ve protokolün hakim tarafından onaylanmasıyla süreç tamamlanır. Anlaşmalı boşanma protokolü, boşanmanın mali sonuçlarını ve çocukların durumunu detaylı bir şekilde düzenlemeli ve açık, kesin ifadeler içermelidir. Her ne kadar avukat tutmak zorunlu olmasa da, hukuki sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için bir İstanbul boşanma avukatından destek almak faydalı olacaktır. Anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesine kadar tarafların iradelerinden dönebilme imkanı bulunsa da, karar kesinleştikten sonra protokol hükümleri bağlayıcı hale gelir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma sürecine başlamadan önce tüm detayların dikkatlice değerlendirilmesi ve protokolün her iki tarafın da menfaatlerini koruyacak şekilde hazırlanması önem arz etmektedir. İstanbul boşanma avukatı olarak, bu süreçte size her türlü hukuki desteği sağlamaktayız.
Anlaşmalı Boşanma Avukatı Sık Sorulan Sorular
Anlaşmalı boşanma davası ne kadar sürer?
Genellikle tek celsede sonuçlanır ve mahkemenin yoğunluğuna bağlı olarak birkaç hafta ile bir ay arasında tamamlanabilir.
Anlaşmalı boşanma için evlilik süresi ne kadar olmalıdır?
En az bir yıl sürmüş olması gerekmektedir .
Anlaşmalı boşanma protokolü zorunlu mudur?
Evet, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkında anlaşmaya varılması ve bu anlaşmanın protokole bağlanması zorunludur .
Anlaşmalı boşanma davasında avukat tutmak zorunlu mudur?
Hayır, zorunlu değildir ancak hukuki destek almak sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlar.
Anlaşmalı boşanma protokolünde neler yer almalıdır?
Boşanma iradesi, çocukların velayeti ve kişisel ilişkisi, nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı gibi konular yer almalıdır.
Anlaşmalı boşanma kararından sonra vazgeçilebilir mi?
Boşanma kararı kesinleşinceye kadar eşlerden biri tek taraflı olarak vazgeçebilir.
Anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımı zorunlu mudur?
Hayır, zorunlu değildir ancak protokole dahil edilebilir.
Anlaşmalı boşanmada nafaka talep edilmezse sonradan talep edilebilir mi?
Yoksulluk nafakası için genellikle talep edilemez ancak iştirak nafakası çocuğun menfaati gereği sonradan talep edilebilir.
Anlaşmalı boşanmada tazminat talep edilmezse sonradan talep edilebilir mi?
Yargıtay kararlarına göre, anlaşmalı boşanmada feragat edilen maddi ve manevi tazminat talepleri sonradan ileri sürülemez.