Yabancılar hukuku alanında en sık karşılaşılan ve aile bütünlüğünü derinden sarsan durumların başında sınır dışı etme kararları gelmektedir. Türkiye’de yasal kalış hakkını ihlal eden veya kamu düzeni açısından risk oluşturduğu iddia edilen yabancılar hakkında idari makamlarca deport kararı alınabilmektedir. Ancak bu süreçte Türk vatandaşı ile evli olan veya evlilik hazırlığı yapan yabancıların hukuki durumu büyük bir önem arz etmektedir. Evlilikle deport kaldırma süreci, sadece bir nikah işleminden ibaret olmayıp idari yargılama usullerinin ve göç mevzuatının titizlikle işletilmesi gereken karmaşık bir hukuk mücadelesidir. Bu makalede sınır dışı kararının tebliğinden Geri Gönderme Merkezlerindeki evlilik prosedürlerine ve idari yargıdaki iptal davalarına kadar tüm süreçler detaylandırılmıştır.

Sınır Dışı Kararının Hukuki Niteliği ve Evlilik Birliğine Etkisi

Sınır dışı etme kararı devletin egemenlik yetkisine dayanarak tesis ettiği ve yabancının ülke dışına çıkarılmasını öngören bireysel bir idari işlemdir. Bu karar genellikle yabancının vize ihlali yapması, çalışma izinsiz çalışması veya adli bir suça karışması gibi nedenlerle alınmaktadır. Ancak hukuk devleti ilkesi gereği idarenin bu yetkisi sınırsız değildir. Özellikle Türk vatandaşı ile evli olan yabancılar söz konusu olduğunda Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan aile birliği ilkesi devreye girmektedir. Aile kurumu toplumun temeli olarak kabul edildiğinden idare tarafından verilen sınır dışı kararlarının bu birliği parçalamaması gerekmektedir. Dolayısıyla evlilikle deport kaldırma imkanı, yabancının temel insan haklarına ve aile hayatına saygı hakkına dayanan güçlü bir hukuki zemine sahiptir.

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında sınır dışı etme kararı alınamayacak kişiler açıkça sayılmıştır. Ancak uygulamada valilikler bazen bu istisnaları göz ardı ederek otomatik sınır dışı kararları verebilmektedir. Bu noktada evliliğin varlığı veya evlilik iradesinin somutlaşmış olması, sınır dışı işleminin iptali için en önemli gerekçelerden birini oluşturur. İdari yargı mercileri, Türk vatandaşı eşin ve varsa müşterek çocukların mağduriyetini göz önünde bulundurarak sınır dışı işleminin yürütmesini durdurabilmekte veya işlemi tamamen iptal edebilmektedir. Bu sebeple sürecin başından itibaren profesyonel bir hukuki destekle yönetilmesi, aile birliğinin korunması adına hayati önem taşımaktadır.

Sınır Dışı Kararına Karşı İptal Davası Açma Süreci ve Yetkili Mahkeme

Hakkında sınır dışı kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine bu karar tebliğ edildiği andan itibaren hukuki süreç başlamış olur. Yabancılar hukukunda süreler hak düşürücü nitelikte olduğundan çok sıkı takip edilmelidir. Sınır dışı etme kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yetkili İdare Mahkemesinde iptal davası açılması zorunludur. Bu yedi günlük süre kesin bir süre olup kaçırılması halinde yabancının dava açma hakkı ortadan kalkar ve sınır dışı işlemi kesinleşir. Dava açma süreci evlilikle deport kaldırma stratejisinin en kritik aşamasını oluşturur çünkü usulüne uygun açılan bir dava, sınır dışı işleminin yürütmesini kanunen kendiliğinden durdurmaktadır.

Dava açıldıktan sonra mahkeme idarenin işleminin hukuka uygun olup olmadığını denetlerken evlilik birliğinin varlığını dikkate alacaktır. Mahkemeye sunulacak dava dilekçesinde evliliğin gerçekliği, eşlerin birlikte yaşadığına dair deliller ve sınır dışı işleminin aileyi parçalayacağı hususları detaylıca işlenmelidir. Eğer resmi nikah henüz kıyılmamışsa ancak nişanlılık gibi evlilik hazırlıkları varsa bu durumun da delillendirilmesi gerekir. Yargılama sürecinde idare, evliliğin sadece ikamet izni almak amacıyla yapılmış sahte bir evlilik olduğunu iddia edebilir. Bu tür iddiaları çürütmek ve evliliğin samimiyetini ispatlamak davacı tarafın yükümlülüğündedir.

Geri Gönderme Merkezinde Evlilik İşlemleri ve İzin Prosedürleri

Hakkında idari gözetim kararı verilen yabancılar sınır dışı işlemleri tamamlanana kadar Geri Gönderme Merkezlerinde tutulmaktadır. Yabancının özgürlüğünün kısıtlandığı bu merkezlerde evlilik işlemlerinin gerçekleştirilmesi dışarıdaki prosedürlere göre çok daha zorlu ve bürokratik engellerle doludur. Ancak kişinin idari gözetim altında olması anayasal bir hak olan evlenme hakkını kullanmasına engel teşkil etmemektedir. Geri Gönderme Merkezinde bulunan bir yabancı ile evlenmek isteyen Türk vatandaşı eşin öncelikle ilgili İl Göç İdaresi Müdürlüğüne ve GGM yönetimine yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir.

Bu süreçte en büyük zorluk yabancının pasaportunun idarenin elinde olması ve sağlık raporu gibi gerekli belgelerin temini için yabancının merkez dışına çıkarılmasının gerekmesidir. Yabancının bekarlık belgesinin temini, tercüme işlemleri ve noter onayları gibi prosedürler sırasında kolluk kuvvetlerinin refakati ve idarenin izni şarttır. Bürokratik süreçlerin hızlıca aşılması ve gerekli izinlerin alınması evlilikle deport kaldırma sürecinin başarısı için büyük önem taşır. Evlendirme memurunun merkeze gelmesi veya yabancının güvenlik önlemleri altında evlendirme dairesine götürülmesi için avukat nezaretinde yürütülen görüşmeler sonuç almayı kolaylaştırmaktadır. Nikah akdi gerçekleştikten sonra bu yeni hukuki durum derhal mahkemeye bildirilerek sınır dışı kararının iptali talep edilmelidir.

Yabancı Eşin Ülkeye Giriş Yasağının Kaldırılması ve Tahdit Kodları

Sınır dışı edilen yabancılar hakkında genellikle Türkiye’ye giriş yasağı getiren tahdit kodları konulmaktadır. Bu kodlar yabancının belirli bir süre veya süresiz olarak ülkeye girişini engellemektedir. Evlilik gerçekleşmiş olsa dahi tahdit kodu kaldırılmadan yabancının Türkiye’ye girmesi veya ikamet izni alması mümkün değildir. Özellikle V-70 olarak bilinen sahte evlilik kodu, Ç-114 gibi adli işlem kodları veya G-87 gibi güvenlik kodları en sık karşılaşılan engellerdir. Bu kodların hukuki niteliği ve kaldırılma yöntemleri her bir kodun türüne göre farklılık göstermektedir.

Tahdit kodlarının kaldırılması için idareye itiraz edilebileceği gibi İdare Mahkemesinde iptal davası açılması da mümkündür. Evlilikle deport kaldırma mücadelesi veren çiftler için tahdit kodunun varlığı, aile birleşiminin önündeki en büyük engeldir. Mahkemeler tahdit kodunun iptali davalarında orantılılık ilkesini gözetmektedir. Basit bir vize ihlali nedeniyle konulan giriş yasağının, Türk vatandaşı ile evli olan bir kişinin aile birliğini yıllarca engellemesi hukuka ve hakkaniyete aykırı bulunmaktadır. Bu nedenle açılacak davada tahdit kodunun neden olduğu mağduriyetin ve aile birliğine vurduğu darbenin somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir.

Meşruhatlı Vize Yoluyla Türkiye’ye Yasal Dönüş İmkanları

Sınır dışı edilmiş ve hakkında giriş yasağı bulunan yabancıların Türkiye’ye yasal yollardan dönebilmesinin en etkili yollarından biri meşruhatlı vize uygulamasıdır. Meşruhatlı vize, genel giriş yasağını özel bir amaç için delen istisnai bir vize türüdür. Türk vatandaşı ile evli olan yabancılar, aile birleşimi amacıyla meşruhatlı vize başvurusunda bulunma hakkına sahiptir. Bu başvuru yabancının vatandaşı olduğu veya yasal olarak bulunduğu ülkedeki Türk konsolosluklarına yapılmaktadır.

Başvuru sürecinde evlilik cüzdanı, eşin nüfus kayıt örneği ve davet mektubu gibi evliliği kanıtlayan belgelerin eksiksiz sunulması gerekmektedir. Konsolosluk tarafından alınan başvuru Göç İdaresi Başkanlığına iletilmekte ve buradan gelecek ön onaya göre vize verilmektedir. Evlilikle deport kaldırma sürecinin alternatif bir yolu olan meşruhatlı vize, özellikle iptal davası açma süresini kaçırmış veya davası reddedilmiş kişiler için bir can simidi niteliğindedir. Vize onaylanıp yabancı Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra, kendisine tanınan süre içinde ikamet izni başvurusunda bulunarak yasal statüsünü koruma altına almalıdır.

İdari Gözetim Kararına İtiraz ve Özgürlüğün Bağlayıcı Hükümleri

Sınır dışı kararı ile birlikte alınan idari gözetim kararı, yabancının kişi hürriyetini doğrudan kısıtlayan bir tedbirdir. Geri Gönderme Merkezinde tutulan yabancı, dış dünya ile iletişim kurmakta ve hukuki haklarını kullanmakta zorlanabilir. Bu nedenle sınır dışı kararına karşı İdare Mahkemesinde dava açılırken eş zamanlı olarak Sulh Ceza Hakimliğine idari gözetim kararına itiraz başvurusu yapılmalıdır. İtiraz dilekçesinde yabancının sabit ikametgahının bulunduğu, Türk vatandaşı bir eşinin olduğu ve kaçma şüphesinin bulunmadığı vurgulanmalıdır.

Sulh Ceza Hakimliği yapacağı incelemede idari gözetimin devamının gerekli olup olmadığını değerlendirir. Evli olan ve düzenli bir aile hayatı bulunan yabancılar için genellikle idari gözetim yerine imza yükümlülüğü veya elektronik kelepçe gibi alternatif yükümlülükler getirilerek serbest bırakılma kararı verilebilmektedir. Yabancının serbest bırakılması hem evlilikle deport kaldırma davasının takibi hem de ailenin maddi manevi bütünlüğünün korunması açısından büyük önem taşır. Serbest kalan yabancının belirli aralıklarla İl Göç İdaresine giderek imza atması ve adresinden ayrılmaması şart koşulabilir.

Aile Birliği Mazereti ve Anayasa Mahkemesi Kararları

Türk hukuk sisteminde aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluktur. Anayasa Mahkemesi, birçok kararında sınır dışı işlemlerinin aile hayatına saygı hakkını ihlal edebileceğine hükmetmiştir. Özellikle yabancının Türkiye’de kurulu bir düzeni, Türk vatandaşı eşi ve çocukları varsa, sınır dışı işleminin kamu yararı ile bireysel yarar arasında adil bir denge kurması gerektiği belirtilmiştir. Sadece vize ihlali gibi idari eksiklikler nedeniyle bir ailenin parçalanması demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı kabul edilmektedir.

İdare Mahkemeleri ve Danıştay da benzer şekilde karar verirken Anayasa Mahkemesi içtihatlarını referans almaktadır. Açılacak davalarda bu yüksek mahkeme kararlarına atıfta bulunulması, davanın seyri açısından olumlu sonuçlar doğurabilmektedir. Ancak her olay kendi içinde özel şartlar barındırdığından, emsal kararların somut olaya uyarlanması profesyonel bir hukuk bilgisi gerektirir. Evlilikle deport kaldırma taleplerinde mahkemeyi ikna edecek en güçlü argüman, sınır dışı kararının uygulanması halinde telafisi imkansız maddi ve manevi zararların doğacağı gerçeğidir.

Sahte Evlilik İddiaları ve İspat Yükümlülüğü

Göç idaresi yetkilileri, sınır dışı tehdidi altındaki yabancıların yaptığı evliliklere şüpheyle yaklaşabilmekte ve bu evliliklerin ikamet izni almak amacıyla yapılan muvazaalı (sahte) evlilikler olduğunu iddia edebilmektedir. Bu iddia üzerine yabancı hakkında V-70 tahdit kodu konularak sınır dışı işlemi hızlandırılabilir. Sahte evlilik iddiasıyla karşı karşıya kalan çiftlerin, evliliklerinin gerçek olduğunu her türlü yasal delille ispatlaması gerekmektedir.

Düğün fotoğrafları, ortak ikametgah belgeleri, faturalar, tanık beyanları, mesajlaşma kayıtları ve varsa çocukların doğum belgeleri bu süreçte kullanılabilecek en etkili delillerdir. İdare Mahkemesinde açılacak davada, idarenin somut bir delile dayanmadan sadece varsayımlarla hareket ettiği ve evliliğin gerçek olduğu ispatlanmalıdır. Mahkeme, kolluk kuvvetleri tarafından yapılan tahkikat raporlarını ve çiftlerin mülakatlardaki tutumlarını da dikkate alarak karar vermektedir. Gerçek bir evliliğin varlığı halinde, evlilikle deport kaldırma talebinin reddedilmesi hukuka aykırı olacaktır ve üst mahkemelerden dönmesi kuvvetle muhtemeldir.

Sınır Dışı Sürecinde Avukatın Rolü ve Önemi

Sınır dışı etme kararları ve buna bağlı süreçler, son derece teknik hukuk bilgisi gerektiren ve sürelerin çok kısıtlı olduğu işlemlerdir. Yabancının dil bariyeri, mevzuatın karmaşıklığı ve idarenin katı tutumu, bireylerin tek başına hak aramalarını neredeyse imkansız hale getirmektedir. Bu süreçte uzman bir avukatın desteği, sadece bir danışmanlık değil, aynı zamanda kişinin özgürlüğü ve ailenin geleceği için bir zorunluluktur. Avukat, dosyanın incelenmesinden dava dilekçesinin hazırlanmasına, Geri Gönderme Merkezindeki görüşmelerden duruşma takibine kadar sürecin her aşamasında aktif rol oynar.

Özellikle İstanbul gibi yoğun göç alan illerde, idare mahkemelerinin iş yükü ve idarenin uygulamaları farklılık gösterebilmektedir. Yerel içtihatlara hakim ve süreci hızlandırabilecek yetkinliğe sahip bir hukukçu ile çalışmak, hak kayıplarının önüne geçecektir. Evlilikle deport kaldırma sürecinde yapılacak en ufak bir usul hatası veya süre kaçırılması, yabancının sınır dışı edilmesiyle sonuçlanabilir ve ailenin bir daha bir araya gelmesi yıllar sürebilir. Bu nedenle sürecin en başından itibaren profesyonel hukuki yardım almak, başarı şansını maksimize eden en önemli faktördür.

Türk Vatandaşı ile Evli Yabancıların Çalışma İzni ve Hakları

Sınır dışı kararının iptal edilmesi ve tahdit kodlarının kaldırılmasının ardından yabancı eşin Türkiye’de yasal olarak kalabilmesi için aile ikamet izni alması gerekmektedir. Aile ikamet izni, yabancıya sadece oturum hakkı vermekle kalmaz, aynı zamanda belirli şartlar altında çalışma izni alma kolaylığı da sağlar. Türk vatandaşı ile evli olan yabancılar, çalışma izni başvurularında istisnai prosedürlere tabi tutulabilmektedir. Bu durum, yabancının Türkiye’ye entegrasyonunu hızlandırmakta ve ailenin ekonomik bütünlüğüne katkı sağlamaktadır.

Ancak unutulmamalıdır ki, sınır dışı kararı tamamen ortadan kalkmadan veya usulüne uygun bir şekilde iptal edilmeden ikamet veya çalışma izni başvurusu yapmak mümkün değildir. İdarenin sisteminde aktif bir deport kararı veya tahdit kodu görüldüğü sürece, yapılan tüm başvurular reddedilecektir. Dolayısıyla öncelikli hedef her zaman mevcut hukuki engellerin temizlenmesi olmalıdır. Evlilikle deport kaldırma başarısı, yabancının Türkiye’de onurlu ve yasal bir yaşam sürmesinin kapısını aralayan temel anahtardır.

Evlilikle Deport Kaldırma Sonuç

Evlilik yoluyla sınır dışı kararının kaldırılması, insani boyutu ağır basan ve titizlikle yürütülmesi gereken çok yönlü bir hukuki süreçtir. Yabancılar hukukunun katı kuralları ile aile hukukunun koruyucu şemsiyesi arasında hassas bir denge kurulmasını gerektirir. Sınır dışı kararı tebliğ edildiği andan itibaren başlayan yedi günlük dava açma süresi, sürecin kaderini belirleyen en kritik eşiktir. Bu süre içinde doğru hukuki adımların atılması, yürütmenin durdurulmasını ve yabancının ülkede kalmasını sağlar. Geri Gönderme Merkezlerinde evlilik işlemlerinin tamamlanması, sahte evlilik iddialarının çürütülmesi ve tahdit kodlarının kaldırılması gibi aşamalar, uzmanlık ve tecrübe gerektiren konulardır.

Potansiyel mağduriyetlerin önüne geçmek ve aile birliğinin parçalanmasını engellemek için sürecin her aşamasında dikkatli olunmalıdır. Hukuki mücadele sadece dava açmaktan ibaret değildir; idari başvurular, meşruhatlı vize talepleri ve Anayasa Mahkemesi başvuruları gibi alternatif yolların da stratejik olarak kullanılması gerekir. Eğer siz de eşinizin veya nişanlınızın sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıyaysanız, vakit kaybetmeden alanında uzman bir Avukat İstanbul desteğine başvurarak haklarınızı koruma altına almalısınız. Unutmayın ki, doğru hukuki strateji ile sınır dışı kararlarının iptali ve ailenizin bir arada kalması mümkündür. Profesyonel bir Avukat İstanbul rehberliğinde yürütülecek süreç, size ve ailenize ihtiyaç duyduğunuz hukuki güvenceyi sağlayacaktır.

Evlilikle Deport Kaldırma Sık Sorulan Sorular

Eşim hakkında sınır dışı kararı verildi, ne kadar süremiz var? 

Sınır dışı kararının eşinize veya size tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde İdare Mahkemesinde dava açmanız gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süredir, kaçırılırsa dava açma hakkınız kaybolur.

Geri Gönderme Merkezinde (GGM) evlenebilir miyiz? 

Evet, GGM’de evlenmek hukuken mümkündür. Ancak bunun için İl Göç İdaresinden ve GGM müdürlüğünden özel izinler alınması, evrakların tamamlanması ve güvenlik prosedürlerinin aşılması gerekir.

Evlenirsek deport kararı hemen kalkar mı? 

Sadece evlenmek deport kararını otomatik olarak kaldırmaz. Ancak evlilik, açacağınız deport iptal davasında mahkemeye sunulacak en güçlü “aile birliği” delilidir ve kararın iptal edilme olasılığını büyük ölçüde artırır.

Eşim sınır dışı edildi ve giriş yasağı var, nasıl geri getirebilirim? 

Eşiniz ülkesindeyken Türk Konsolosluğuna “aile birleşimi amaçlı meşruhatlı vize” başvurusunda bulunabilirsiniz. Bu özel vize, giriş yasağına rağmen eşinizin Türkiye’ye yasal olarak gelmesini sağlar.

Sahte evlilik (V-70) kodu nedir? 

İdarenin, evliliğin sadece ikamet izni almak için yapıldığını düşündüğü durumlarda koyduğu koddur. Bu kodun kaldırılması için evliliğin gerçek olduğunu ispatlayan delillerle (fotoğraflar, mesajlar vb.) dava açılması gerekir.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

Bize Ulaşın

Baştürk Hukuk Bürosu olarak tüm sorularınıza cevap vermekteyiz.