Eve Gizli Kamera Koymak Yasal Mı?

Eve Gizli Kamera Koymak Yasal Mı?

Konut Mahremiyeti ve Dijital Gözetleme

Günümüzde, teknolojik gelişmelerin (örneğin, akıllı telefonlar ve kolayca gizlenebilen “casus” kameralar) hızla yaygınlaşması ve ucuzlaması, bireylerin güvenlik arayışlarını ve merak duygularını yeni bir boyuta taşımıştır. Ancak bu teknolojik kolaylık, hukukun en temel kalelerinden biri olan konut dokunulmazlığı ve özel hayatın gizliliği ile doğrudan çatışmaktadır. Anayasa’nın 20. maddesi  ile güvence altına alınan bu temel hak, dijital gözetlemenin tehdidi altındadır. Bu noktada, potansiyel müvekkillerimizin en sık sorduğu soru olan “Eve gizli kamera koymak yasal mı?” sorusu gündeme gelmektedir.   

Pek çok kişi, “güvenlik”, “çocuk bakıcısını denetleme” veya “eşin sadakatsizliğini ispatlama” gibi gerekçelerle evine gizli kamera yerleştirmenin basit bir önlem olduğunu düşünebilir. Ancak bu eylem, Türk Hukuku açısından basit bir önlem değil, ağır hapis cezaları gerektiren ciddi bir suçtur. Eve gizli kamera koymak, failleri yalnızca Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında sanık sandalyesine oturtmakla kalmaz, aynı zamanda mağdurlara yüksek miktarlarda manevi tazminat ödeme yükümlülüğü de doğurur.   

Bu makale, “eve gizli kamera koymak yasal mı?” sorusuna, TCK’nın ilgili maddeleri, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve güncel Yargıtay içtihatları ışığında kapsamlı bir hukuki analiz sunmaktadır. Amaç, bu karmaşık hukuki labirentte hem bu eylemi gerçekleştirmeyi düşünenlere hem de evinde gizli kamera bulmuş mağdurlara bir rehber olmaktır.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK Madde 134) ve Eve Gizli Kamera Koymak

Eve gizli kamera koymak eyleminin ceza hukukundaki temel karşılığı, Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde düzenlenen Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu‘dur. Bu madde, bireyin gizli yaşam alanını koruma altına alır. Bu nedenle, “eve gizli kamera koymak yasal mı” sorusunu soran bir müvekkilin, TCK 134’ün ağır yaptırımlarını bilmesi şarttır.   

TCK 134/1: Suçun Temel Hali ve Nitelikli Hali Arasındaki Kritik Fark

TCK Madde 134’ün birinci fıkrası, kendi içinde iki farklı eylemi ve cezayı barındırır. Bu ayrımı anlamak, bir kameranın hukuki durumu nasıl değiştirdiğini kavramak için kritik öneme sahiptir.

Suçun temel hali, kişilerin özel hayatının gizliliğini “ihlal etmek”tir. Bu eylem, teknolojik bir alet kullanmadan da işlenebilir. Örneğin, bir kişinin yatak odasını pencereden , anahtar deliğinden gözetlemesi  veya banyosunu izlemesi  suçun temel halini oluşturur ve cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapistir.   

Ancak, kanun koyucu bu ihlalin teknoloji kullanılarak yapılmasını çok daha ağır bir şekilde cezalandırmıştır. TCK 134/1’in ikinci cümlesi, “Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır” hükmünü amirdir.   

Bu, “eve gizli kamera koymak yasal mı” diye düşünen birinin anlaması gereken en önemli hukuki nüanstır: Eyleme bir kamera veya ses kayıt cihazı dahil olduğunda, yani gözetleme eylemi “kayıt” altına alındığında, suç otomatik olarak nitelikli hale gelir. Bu durumda cezanın alt ve üst sınırları bir kat artırılarak 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasına dönüşür. Suçun tamamlanması için bu kayıtların bir başkası tarafından izlenmesi veya bir yerde yayınlanması gerekmez; kaydın yapıldığı an, nitelikli suç tamamlanmış olur.   

Eve Gizli Kamera Koymak Yasal Mı?

Bir diğer yaygın yanılgı, “özel hayat alanı” kavramının sadece yatak odası veya banyo gibi mahrem alanları kapsadığı düşüncesidir. Oysa Yargıtay, bu alanı çok daha geniş yorumlamaktadır. Kişinin evi, onun kalesidir ve bu kalenin her noktası, başkalarının sürekli gözetlemesine kapalıdır.   

Yargıtay kararlarına göre, bir apartman yöneticisinin, bir kat malikinin sadece daire girişini görecek şekilde kamera yerleştirip kayıt alması dahi TCK 134 kapsamında suç sayılmıştır. Benzer şekilde, bir kişinin evinin bahçesine taktırdığı kameranın yan komşunun bahçesini izinsiz olarak izlemesi, özel hayatın gizliliğini ihlal olarak kabul edilmiştir. Apartmanın ortak alanları dahi, kat maliklerinin rızası olmadan sürekli bir gözetlemeye tabi tutulamaz.   

Ayrıca, Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) da bir komşunun, diğer komşunun mahremiyetini ihlal edecek şekilde kamera yerleştirmesinin TCK’ya ek olarak KVKK’yı da ihlal edebileceğine dair kararlar vermiştir.   

TCK 134/2: Kayıtları İfşa Etmenin Cezası

Hukuki tehlike, kaydı almakla bitmez; bu kaydı başkalarıyla paylaşmak, yani ifşa etmek, TCK 134 kapsamında ayrı ve bağımsız bir suç daha oluşturur. TCK 134/2, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimsenin 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağını düzenler.   

İfşa etmek, bu görüntüleri üçüncü bir kişiye göstermek, sosyal medyada  veya internette yayınlamak  ya da basına vermek  gibi geniş bir eylem yelpazesini kapsar.   

Burada dikkat edilmesi gereken hayati nokta şudur: Bir kişi, eşinin özel görüntülerini gizli kamerayla kaydederse (TCK 134/1 – Nitelikli Hal) ve daha sonra bu görüntüleri “aldatıldım” diyerek bir başkasına (örneğin bir aile büyüğüne) gönderirse (TCK 134/2 – İfşa Suçu), iki ayrı suç işlemiş olur. Bu durumda fail, hem kayıt yapmaktan hem de ifşa etmekten ayrı ayrı cezalandırılır. Bu durum, intikam veya “delil toplama” amacıyla hareket eden kişilerin karşı karşıya olduğu toplam ceza riskinin ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir.   

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi (TCK Madde 133) – Gizli Kameranın Ses Kaydı

Eve gizli kamera koymak yasal mı” diye soranların gözden kaçırdığı en tehlikeli detay, günümüz kameralarının neredeyse tamamının aynı zamanda ses kaydı da yapmasıdır. Türk Ceza Kanunu, görsel mahremiyeti (TCK 134) ve işitsel/iletişim mahremiyetini (TCK 133) iki ayrı suç olarak düzenlemiştir.   

Evinize ses kayıt özelliği olan bir kamera yerleştirdiğinizde, TCK 134’e ek olarak TCK 133’ü de ihlal etme riskiniz çok yüksektir.

TCK 133/1: “Böcek” Yerleştirmenin Cezası

TCK 133/1, bir kişinin, tarafı olmadığı aleni olmayan bir konuşmayı, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle (gizli kamera, “böcek” tabir edilen ses kayıt cihazı) dinlemesini veya kaydetmesini suç sayar. Bu suçun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapistir.   

Bu suçun faili olabilmek için konuşmanın tarafı olmamak gerekir. Örneğin, siz evde yokken eşinizin salonda bir arkadaşıyla yaptığı özel konuşmayı kaydetmek için gizli kamera yerleştirmeniz, TCK 133/1’i doğrudan ihlal eder.   

Bu durumda fail, TCK 134/1’in nitelikli halini (görüntü kaydı için 2-6 yıl hapis) VE TCK 133/1’i (tarafı olmadığı konuşmanın ses kaydı için 2-5 yıl hapis) aynı anda ihlal etmiş olur ve her iki suçtan dolayı ağır bir cezai yaptırımla karşı karşıya kalır.

TCK 133/2: Konuşmanın Tarafı Olsanız Bile Kaydetmenin Riski

Bazı kişilerin “Ama ben de o odadaydım, konuşmanın tarafıydım” savunması da TCK 133/2 engeline takılmaktadır. Bu madde, kişinin katıldığı (tarafı olduğu) aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda almasını da suç olarak tanımlar.   

Örneğin, eşinizle yatak odanızda yaptığınız bir tartışmayı, onun haberi olmadan telefonunuzun ses kaydıyla veya gizli kamerayla kaydetmeniz TCK 133/2’yi oluşturur. Bu suçun cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.   

Eve Gizli Kamera Koymak ve Cezaları

Konunun ciddiyetinin bir bakışta anlaşılabilmesi için, eve gizli kamera koymak eyleminin ve ilgili diğer eylemlerin TCK’daki karşılıkları ve ceza miktarları aşağıda özetlenmiştir:

EylemKanun MaddesiCezai Yaptırım
Başkasının Özel Alanını Gözetlemek (Kamerasız)TCK 134/1 (Temel Hal)1 yıldan 3 yıla kadar hapis 
Eve Gizli Kamera Koymak (Görüntü/Ses Kaydı Almak)TCK 134/1 (Nitelikli Hal)2 yıldan 6 yıla kadar hapis (Ceza bir kat artırılır) 
Evdeki Gizli Ses Kayıt Cihazı (Konuşmada Taraf Değilken)TCK 133/12 yıldan 5 yıla kadar hapis 
Evde Taraf Olduğu Konuşmayı Gizlice KaydetmekTCK 133/26 aydan 2 yıla kadar hapis 
Alınan Gizli Görüntü/Ses Kaydını Yayınlamak, İfşa EtmekTCK 134/2 (veya TCK 133/3)2 yıldan 5 yıla kadar hapis 

Boşanma Davası İçin Eve Gizli Kamera Koymak Yasal Mı?

Hukuk bürolarına gelen “Eve gizli kamera koymak yasal mı?” sorularının ezici çoğunluğu, eşinden şüphelenen ve boşanma davası için delil toplamak isteyen kişilerden gelmektedir. Bu, faillerin düştüğü en büyük hukuki tuzaktır.   

Suç İşleyerek Delil Toplayamazsınız

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları bu konuda çok nettir: Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller, mahkemede hükme esas alınamaz.   

Yani, eşinizin sizi aldattığını ispatlamak için eve gizli kamera yerleştirip (TCK 134 suçunu işleyip)  bu görüntüleri boşanma davası dosyasına sunsanız bile, hakim bu delili “hukuka aykırı delil” olduğu gerekçesiyle dikkate almayacaktır. Daha da kötüsü, karşı tarafın sizin hakkınızda TCK 134’ten suç duyurusunda bulunma ve manevi tazminat davası açma hakkı doğacaktır. Müvekkillerimize her zaman hatırlattığımız gibi: Boşanma davası kazanmak uğruna ceza davası sanığı olursunuz.   

“Ani Gelişen Haksız Saldırı” Hali Nedir, Ne Değildir?

Bazı durumlarda, gizli kayıtların hukuka uygun delil sayılabileceğine dair dar bir istisna mevcuttur. Yargıtay, kişinin kendisine veya aile birliğine yönelen, ani gelişen  ve o an başka türlü ispatlama imkanı olmayan bir haksız saldırıyı (örneğin; cinsel saldırı, tehdit, şantaj veya ağır hakaret)  kaydetmesini meşru kabul edebilmektedir.   

Ancak, şüpheci eşlerin düştüğü hata, bu istisnanın “aldatma (zina)” eylemini kapsadığını düşünmeleridir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına göre bu istisna, “delil elde etmek amacıyla önceden hazırlıklı ve planlı şekilde” yapılan kayıtları kesinlikle kapsamaz.   

Eşinizin sizi aldatacağından şüphelenip eve gizli kamera yerleştirme eyleminiz, tanımı gereği “ani gelişen” bir durum değil, “planlı” bir eylemdir. Bu nedenle, bu yolla elde edilen hiçbir kayıt, “ani gelişen haksız saldırı” istisnasından faydalanamaz ve hukuka aykırı delil olmaya devam eder.   

İzmir’de yaşanan bir olay, bu durumu trajikomik bir şekilde özetlemektedir: Eşinin kendisini aldattığını işyerine koyduğu gizli kamerayla ispatlayan koca, ceza davasında TCK 134’ten mahkum olmuş ve boşanma sonrası eski eşine, özel hayatını ihlal ettiği için manevi tazminat ödemek zorunda kalmıştır. Hukuken, “dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” tam olarak budur.   

Çocuk Bakıcısı İçin Eve Gizli Kamera Koymak Yasal Mı?

Bir diğer yaygın senaryo, “güvenlik”  veya “çocuğumun güvenliği”  gerekçesiyle eve alınan çocuk bakıcısını veya ev çalışanını denetlemek için kamera yerleştirmektir. Bu durum, ceza hukukuna ek olarak Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve İş Hukuku’nu da devreye sokar.   

Evinizin “İşyeri” Olduğu Gerçeği ve KVKK Yükümlülükleri

Evinize bir çocuk bakıcısı veya ev çalışanı aldığınız anda, o evin ortak kullanım alanları (salon, mutfak, çocuk odası), İş Hukuku bağlamında “işyeri”, siz de “işveren” statüsüne geçersiniz.   

Çalışanınızın görüntüsü ve sesi, 6698 sayılı KVKK kapsamında “kişisel veri”dir. Bu verilerin işlenmesi (yani kamerayla kaydedilmesi) KVKK rejimine tabidir.   

“Aydınlatma Yükümlülüğü” Çalışanı Gizlice İzlemenin Yaptırımları

İşverenin (ev sahibinin), “meşru menfaat” (çocuğun ve evin güvenliği)  gerekçesiyle kamera kaydı alması, ancak belirli şartlar altında yasaldır. Bu şartların en başında “Aydınlatma Yükümlülüğü” gelir.   

Yasalara uygun hareket etmek için, ev sahibinin çalışanı işe başlatmadan önce:

  1. Evde kamera olduğunu açıkça belirtmesi ,   
  2. Bu bilgilendirmeyi yazılı bir “Aydınlatma Metni” ile tebliğ etmesi ,   
  3. Mümkünse çalışanın bu duruma dair açık rızasını (yazılı onay) alması gerekmektedir.   

Ayrıca, kamera kaydı sadece evin ortak alanlarıyla (salon, koridor, mutfak) sınırlı olmalıdır. Çalışanın özel alanı olarak kabul edilen (ona tahsis edilen oda, banyo, tuvalet veya dinlenme alanları) asla kaydedilemez.   

Gizli Kameranın Hukuki Sonuçları TCK, KVKK ve Tazminat

Peki, “çocuk bakıcısı için eve gizli kamera koymak yasal mı” diye düşünmeden, çalışanını habersizce izleyen bir aileyi ne bekler? Bu aile, üç farklı hukuki kıskacın içine düşmüş olur:

  1. Ceza Hukuku: Çalışanın özel hayatını gizlice kaydettiği için TCK 134 ve TCK 133 uyarınca hapis cezası alma riski.   
  2. KVKK (İdare Hukuku): “Aydınlatma yükümlülüğünü” ihlal ettiği ve kişisel verileri hukuka aykırı işlediği için KVKK tarafından kesilecek yüksek miktarda idari para cezası riski.   
  3. İş Hukuku: Yargıtay kararlarına göre, bir çalışanın gizlice izlenmesi, onun kişilik haklarına saldırıdır ve çalışan için “haklı nedenle fesih” sebebidir. Bu durumda, bakıcı işi o an bırakıp ev sahibinden (işvereninden) kıdem tazminatı ve diğer tüm işçilik alacaklarını talep etme hakkına sahip olur.   

Evimde Gizli Kamera Buldum

Makalenin bu bölümü, evinde veya özel yaşam alanında bir gizli kamera bulan mağdurlara yöneliktir. Panik anında yapılacak yanlış bir hamle, haklıyken haksız duruma düşmenize veya delillerin karartılmasına neden olabilir.

Delili Yok Etmeyin, Hukuken Tespit Ettirin

Mağdurun yapacağı ilk hata, öfke veya panikle bulduğu kamerayı söküp atmak veya parçalamaktır. Bu, delilin hukuki geçerliliğini yitirmesine neden olabilir.

Yapılması gereken ilk şey, delile dokunmadan durumu belgelemektir. Bunun iki yasal yolu vardır:

  1. Derhal 112 (Polis/Jandarma) arayarak eve kolluk kuvvetlerini çağırmak ve olayı tutanak altına almalarını sağlamak.   
  2. Bir avukat aracılığıyla Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak HMK 400. madde uyarınca “delil tespiti” talep etmek. Bu durumda mahkeme bir bilirkişi atayarak  kameranın yerini, açısını, kayıt yapıp yapmadığını ve hafızasındaki görüntüleri resmi bir raporla belgeleyecektir.   

Zaman Aşımına Dikkat (Cumhuriyet Başsavcılığı’na Suç Duyurusu)

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu (TCK 134) ve konuşmaların dinlenmesi suçu (TCK 133), “takibi şikayete bağlı suçlar” kategorisindedir. Bu, mahkemenin bu suçu kendiliğinden soruşturmayacağı, mutlaka mağdurun şikayetçi olmasını gerektirdiği anlamına gelir.   

Buradaki en kritik bilgi, şikayet süresidir. Mağdurun, hem fiili (kameranın varlığını) hem de faili (kamerayı kimin koyduğunu) öğrendiği tarihten itibaren 6 AYLIK hak düşürücü şikayet süresi vardır. Eğer bu 6 aylık süre içinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmazsa, şikayet hakkı ortadan kalkar ve fail hakkında ceza davası açılamaz.   

Ceza Davası Yeterli Değil (Manevi Tazminat Davası)

Hukuki mücadeleniz iki aşamalıdır. Birçok mağdur, failin hapis cezası almasıyla adaletin sağlandığını düşünür ancak bu, sürecin sadece bir parçasıdır.

  1. Ceza Davası: Asliye Ceza Mahkemesi’nde  görülen bu dava, failin TCK uyarınca hapis cezası almasını hedefler.   
  2. Manevi Tazminat Davası: Asliye Hukuk Mahkemesi’nde  açılan bu dava, failin eylemi nedeniyle sizin yaşadığınız korku, panik, elem, ızdırap, aşağılanma ve kişilik haklarınızın zedelenmesi  nedeniyle size tazminat ödemesini hedefler.   

Yargıtay ve yerel mahkeme kararları, gizli kamera nedeniyle “paranoya derecesinde şüpheci” hale gelen  veya psikolojik tedavi görmek zorunda kalan mağdurlara  manevi tazminat ödenmesine hükmetmektedir.   

Sonuç: Eve Gizli Kamera Koymak Yasal Mı?

Makalenin ana sorusu olan “Eve gizli kamera koymak yasal mı?” sorusuna net bir yanıt vermek gerekirse: Eve gizli kamera koymak, gerekçesi ne olursa olsun (güvenlik, şüphe, denetim), TCK 134 (Özel Hayatın Gizliliği) ve TCK 133 (Konuşmaların Dinlenmesi) uyarınca, çok ağır hapis cezaları öngörülen ciddi bir suçtur.

Şüpheci bir eşin “delil toplama” çabası, Yargıtay tarafından “planlı eylem”  olarak görüldüğü için hukuken korunmaz. Aksine, bu eylem faili hem ceza davası sanığı yapar hem de yüksek bir tazminat davasıyla karşı karşıya bırakır. Çocuk bakıcısını “aydınlatma yükümlülüğüne”  uymadan gizlice izleyen bir aile ise, kendini Ceza Hukuku, İdare Hukuku (KVKK) ve İş Hukuku’nun  oluşturduğu üçlü bir hukuki kıskacın içinde bulur.   

İster evinizde bir kamera bulmuş bir mağdur olun, ister bu eylemi gerçekleştirdiğiniz için hakkınızda bir şikayet bulunsun, karşı karşıya olduğunuz riskler bir uzmanın yardımını zorunlu kılar. Bu tür karmaşık ceza ve mahremiyet davalarında, sizi en doğru şekilde yönlendirecek ve hak kayıplarınızı önleyecek deneyimli bir Avukat İstanbul  ekibinden hukuki destek almanız hayati önem taşımaktadır. Sürecin teknik detayları, 6 aylık şikayet süreleri  ve delil tespiti  gibi kritik adımlar, ancak bir profesyonelin yardımıyla hatasız yönetilebilir. Bu nedenle, vakit kaybetmeden bir Avukat İstanbul uzmanına başvurmanız tavsiye edilir.   

Eve Gizli Kamera Koymak Hakkında Sık Sorulan Sorular

Eşimin beni aldattığını ispatlamak için kamera koysam bu delil sayılır mı?

Hayır. Yargıtay kararlarına göre , bu eylem “planlı delil yaratma” amaçlı olduğu  ve “ani gelişen”  bir durum olmadığı için, elde edilen kayıt “hukuka aykırı delil” sayılır ve boşanma davasında delil olarak kullanılamaz. Üstelik, bu eylemi yaparak TCK 134 uyarınca suç işlemiş olursunuz.   

Çocuk bakıcısının çocuğuma iyi baktığından emin olmak için gizli kamera koyabilir miyim?

Gizli olarak koyamazsınız. Bu hem TCK 134/133  suçunu hem de KVKK ihlalini  oluşturur. Ayrıca bakıcıya tazminat ödemek zorunda kalabilirsiniz. Yasal yol, bakıcıyı yazılı olarak bilgilendirmek (“aydınlatma metni”), rızasını almak  ve kamerayı sadece ortak alanlara (salon gibi) yerleştirmektir.   

Evimde gizli kamera buldum, hemen polise mi gitmeliyim?

Evet. Delile dokunmadan derhal 112’yi arayın  veya bir avukat aracılığıyla Sulh Hukuk Mahkemesi’nden “delil tespiti”  talep edin. Faili ve fiili öğrendiğiniz tarihten itibaren 6 ay içinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunma hakkınız vardır.   

Komşumun kamerası benim kapımı veya bahçemi görüyor. Bu yasal mı?

Hayır. Yargıtay  ve KVKK , başka bir kişinin özel mülkünün (bahçe, daire girişi)  mahremiyetini ihlal edecek şekilde kamera yerleştirilmesini TCK 134 (Özel Hayatın Gizliliği) kapsamında bir ihlal olarak değerlendirmektedir.   

Sadece görüntü kaydettim, ses kaydetmedim. Yine de suç mu?

Evet. Sadece görüntü kaydetmek, TCK 134/1’in nitelikli halini (2 yıldan 6 yıla kadar hapis)  oluşturur. Ses kaydı (TCK 133)  ayrı bir suç olsa da, onsuz dahi eylem ciddi bir suçtur.   

Gizli kamera kaydı nedeniyle ceza aldım. Ayrıca tazminat öder miyim?

Evet. Ceza davası (kamu davası) ile tazminat davası (özel hukuk) birbirinden bağımsızdır. Mağdur, ceza davanız sonuçlandıktan sonra veya eş zamanlı olarak, yaşadığı manevi zarar (korku, aşağılanma, psikolojik bozulma)  için size Asliye Hukuk Mahkemesi’nde manevi tazminat davası açabilir ve büyük ihtimalle kazanır.   

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir