Farklı Şehirlerde Boşanma Davası

Farklı Şehirlerde Boşanma Davası

Evlilik birliğinin sona erdirilmesi kararı, şüphesiz hayatın en zorlu ve duygusal olarak yıpratıcı süreçlerinden biridir. Bu sürece girildiğinde, tarafların hukuki haklarını bilmesi ve süreci doğru adımlarla yönetmesi büyük önem taşır. Eşlerin boşanma sürecinde farklı şehirlerde yaşaması veya dava açıldıktan sonra başka bir şehre taşınması ise bu hukuki süreci daha da karmaşık hale getirebilmektedir. Farklı şehirlerde boşanma davası açma durumu, “Dava hangi şehirde açılmalı?”, “Yanlış mahkemede dava açarsam ne olur?”, “Her duruşmaya gitmek zorunda mıyım?” gibi pek çok kritik soruyu beraberinde getirir.

Farklı şehirlerde boşanma davası açarken doğru mahkemenin seçilmesi, yalnızca bir usul detayı değil, aynı zamanda davanın hızı, maliyeti ve adil bir sonuca ulaşılması açısından temel bir stratejik adımdır. Yetkisiz bir mahkemede açılan dava, taraflar için ciddi zaman kayıplarına, gereksiz yargılama giderlerine ve en önemlisi telafisi güç hak kayıplarına yol açabilir. Bu kapsamlı rehberin temel amacı, farklı şehirlerde boşanma davası açma sürecini hukuki dayanaklarıyla adım adım aydınlatmak, potansiyel müvekkillere güvenilir bir yol haritası sunmak ve bu zorlu süreçte karşılaşabilecekleri olası hukuki tuzaklara karşı bilinçlendirmektir.   

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Özellikle farklı şehirlerde boşanma davası açarken anlaşılması gereken iki temel ve birbirinden farklı kavram bulunmaktadır: görevli mahkeme ve yetkili mahkeme. Bu iki kavramın doğru anlaşılması, davanın en başında doğru bir başlangıç yapılmasını sağlar.

Görevli Mahkeme: Davaya Hangi Mahkeme Bakar?

“Görev” kavramı, bir davanın konusuna ve niteliğine göre hangi tür mahkemenin o davaya bakacağını belirleyen hukuki bir kuraldır. Türkiye’de hukuk davaları, Asliye Hukuk, Sulh Hukuk, Ticaret, İş Mahkemesi gibi farklı uzmanlık alanlarına ayrılmıştır. Boşanma davaları söz konusu olduğunda, kanun koyucu bu alanda özel olarak uzmanlaşmış mahkemeleri görevlendirmiştir.   

Bu doğrultuda, boşanma davalarında tek ve mutlak görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Evliliğin sona erdirilmesi, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat gibi evlilik birliğinden doğan tüm uyuşmazlıklar Aile Mahkemelerinin görev alanına girer. Ancak, Türkiye’nin her ilçe veya adliyesinde müstakil bir Aile Mahkemesi bulunmayabilir. Bu gibi durumlarda, o yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi, “Aile Mahkemesi Sıfatıyla” bu davalara bakar. Bu durum, davanın yine bir uzmanlık mahkemesi tarafından görüldüğü gerçeğini değiştirmez ve verilen kararın hukuki niteliği Aile Mahkemesi kararıyla tamamen aynıdır.   

Farklı Şehirlerde Boşanma Davası Nerede Açılmalıdır?

“Yetki” kavramı ise görevli mahkemenin coğrafi olarak nerede bulunduğunu, yani farklı şehirlerde boşanma davası sürecinde davanın hangi şehir veya ilçedeki Aile Mahkemesi’nde açılması gerektiğini ifade eder. Genel hukuk davalarında temel yetki kuralı, davanın davalının yerleşim yerinde açılmasıdır. Ancak kanun koyucu, boşanma sürecinin hassasiyetini ve tarafların içinde bulunabileceği özel durumları göz önünde bulundurarak, bu genel kuraldan ayrılmış ve boşanma davaları için daha esnek, özel bir yetki kuralı benimsemiştir. Bu özel düzenlemenin temel amacı, boşanma sürecini taraflar için kolaylaştırmak ve adalete erişimi pratik hale getirmektir.   

Bu noktada görev ve yetki ayrımının hayati önemi ortaya çıkmaktadır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkindir, yani mahkeme bir davanın kendi görev alanına girip girmediğini davanın her aşamasında kendiliğinden (re’sen) denetler. Buna karşın, boşanma davalarındaki yetki kuralı kamu düzeninden sayılmaz ve kesin yetki niteliğinde değildir. Bu durumun pratik sonucu şudur: Dava, yetkisi olmayan bir Aile Mahkemesi’nde açılsa bile, davalı taraf yasal süresi içinde bu duruma itiraz etmezse, o mahkeme davaya bakmakla yetkili hale gelir. Bu ince ayrım, davanın en başında atılacak adımların ne kadar dikkatli planlanması gerektiğini ve usuli bir hatanın davanın kaderini nasıl etkileyebileceğini göstermektedir.   

Farklı Şehirlerde Boşanma Davası İçin Yetkili Mahkemenin Belirlenmesi

Farklı şehirlerde boşanma davası açılacağı zaman yetkili mahkemenin neresi olacağı sorusunun cevabı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 168. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

TMK 168’in Davacıya Sunduğu Üç Temel Seçenek

İlgili kanun maddesi şu şekildedir: “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.”.   

Bu hüküm, farklı şehirlerde boşanma davası açacak olan eşe (davacıya) büyük bir kolaylık sağlayarak, üç farklı yerdeki mahkemeden birini seçme hakkı tanımaktadır. Davacı, kendi durumuna en uygun olan mahkemeyi seçerek davayı başlatabilir. Bu seçenekler şunlardır:   

  1. Davacının kendi yerleşim yeri mahkemesi.
  2. Davalının yerleşim yeri mahkemesi.
  3. Eşlerin davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi.

Eşlerden Birinin Yerleşim Yeri Mahkemesi

Kanun, davacının davasını kendi yerleşim yerinde veya davalı eşin yerleşim yerinde açmasına olanak tanır. Burada kilit kavram “yerleşim yeri” (ikametgah) kavramıdır. TMK’nın 19. maddesine göre yerleşim yeri, “bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir”. Bu tanımın en önemli unsuru, kişinin o yerde sadece fiilen oturması değil, aynı zamanda “sürekli kalma niyeti” taşımasıdır.   

Bu niyet, sübjektif bir unsur olup ispatlanması gerekir. Bir kişinin nüfusa kayıtlı olduğu MERNİS adresi veya bir yerde uzun süredir fiilen bulunması, tek başına o yerin yerleşim yeri olarak kabul edilmesi için yeterli değildir. Sürekli kalma niyetinin varlığı çeşitli delillerle ispatlanabilir. Örneğin, kişinin adına kayıtlı elektrik, su, doğalgaz abonelikleri, çalıştığı işyerine ait SGK kayıtları, çocuklarının okul kayıtları veya bu durumu doğrulayan tanık beyanları, o yerin yerleşim yeri olarak kabul edilmesini sağlayabilir. Dolayısıyla, eşinden ayrılarak başka bir şehre taşınan ve orada yeni bir hayat kurma niyetiyle yerleşen bir eş, farklı şehirlerde boşanma davası açma hakkını bu yeni yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’nde kullanabilir.   

Eşlerin Son Defa Altı Aydan Beri Birlikte Oturdukları Yer Mahkemesi

Davacının kullanabileceği üçüncü seçenek ise, eşlerin ayrılmadan önce son olarak birlikte yaşadıkları yer mahkemesidir. Ancak bu seçeneğin kullanılabilmesi için kanunun aradığı iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir :   

  1. Eşlerin ayrılmadan önce yaşadıkları ortak bir konut olmalıdır.
  2. Bu ortak konutta kesintisiz olarak en az altı ay boyunca birlikte oturmuş olmaları gerekmektedir.

TMK 168’in getirdiği bu seçimlik hak, sadece bir usul kolaylığı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda farklı şehirlerde boşanma davası sürecindeki güç dengelerini, özellikle ekonomik veya sosyal olarak daha dezavantajlı konumdaki eş lehine düzenleyen bir mekanizma işlevi görür. Kanun, evini terk etmek zorunda kalan bir eşe, kendi sığındığı yeni şehirde dava açma imkanı tanımaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik içtihatları da bu yöndedir. Bu yaklaşım, mağdur eşi, kendisine şiddet uygulayan veya geçimsizlik yaşadığı eşin bulunduğu şehre geri dönerek dava açma ve bu süreçte ek masraflara katlanma yükümlülüğünden kurtarır.   

Yetki KuralıAçıklama ve ŞartlarPratik Örnek
Davacının Yerleşim YeriDavayı açan eşin, boşanma davası açtığı tarihte “sürekli kalma niyetiyle” oturduğu yer mahkemesi. Nüfus kaydı tek başına yeterli değildir, fiili durum ve niyet esastır.Eşiyle İzmir’de yaşarken ayrılıp Ankara’ya taşınan ve burada yeni bir hayat kurma niyetiyle yerleşen bir kadın, boşanma davasını Ankara Aile Mahkemesi’nde açabilir.
Davalının Yerleşim YeriDavanın kendisine karşı açıldığı eşin “sürekli kalma niyetiyle” oturduğu yer mahkemesi.Ankara’ya taşınan kadın, İzmir’de yaşamaya devam eden eşine karşı boşanma davasını İzmir Aile Mahkemesi’nde de açabilir.
Son 6 Ay Birlikte Oturulan YerEşlerin ayrılmadan önce, son olarak en az altı ay boyunca kesintisiz olarak birlikte yaşadıkları yer mahkemesi.Eşler, ayrılmadan önce son 8 aydır Antalya’da birlikte yaşıyorlardıysa, taraflardan biri başka şehre taşınmış olsa bile dava Antalya Aile Mahkemesi’nde açılabilir.

Farklı Şehirlerde Boşanma Davası: Dava Türüne Göre Yetki Kurallarının Uygulanması

Farklı şehirlerde boşanma davası söz konusu olduğunda, yetki kurallarının uygulanması davanın “anlaşmalı” veya “çekişmeli” olmasına göre farklılık gösterir.

Çekişmeli Boşanma ve Farklı Şehirlerde Boşanma Davası Yetkisi

Çekişmeli boşanma davası, eşlerin boşanma veya boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşamadığı durumlarda açılan davadır. Taraflar arasında bir uyuşmazlık söz konusu olduğu için, farklı şehirlerde boşanma davası açılırken usul kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalınması gerekir. Bu nedenle, çekişmeli boşanma davalarında yetkili mahkeme, yukarıda açıklanan TMK 168’deki üç seçenekten birisi olmak zorundadır. Davacı, bu üç yetkili mahkemeden birinde davasını açmalıdır. Aksi takdirde, davalı eşin yasal süresi içinde yetki itirazında bulunma hakkı doğar.   

Anlaşmalı Boşanma Davasında Yetki

Anlaşmalı boşanma davası, eşlerin boşanma ve boşanmanın tüm hukuki ve mali sonuçları üzerinde tam bir mutabakata vararak hazırladıkları bir protokol ile mahkemeye başvurmalarıdır. Bu dava türünde, taraflar arasında bir çekişme olmadığından ve her iki taraf da boşanmayı kabul ettiğinden, yetki kuralı pratik olarak önemini yitirir.   

Davalı tarafın yetki itirazında bulunmayacağı varsayıldığı için, taraflar anlaşmalı boşanma davasını Türkiye’deki herhangi bir adliyede bulunan Aile Mahkemesi’nde açabilirler. Bu esneklik, farklı şehirlerde boşanma davası açmak isteyen taraflara ve avukatlarına büyük kolaylık sağlar.   

Ancak bu esnekliğin çok önemli ve kesin bir şartı vardır: Anlaşmalı boşanma duruşmasında, hâkimin boşanma kararını verebilmesi için tarafların her ikisinin de bizzat mahkemede hazır bulunması ve hazırlanan protokolü kabul ettiklerini sözlü olarak beyan etmeleri zorunludur. Yargıtay kararları uyarınca, anlaşmalı boşanma duruşmalarına SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) veya istinabe (başka bir mahkeme aracılığıyla ifade alınması) yoluyla katılım mümkün değildir.   

Yetki İtirazı ve Sonuçları

Çekişmeli bir boşanma davası yetkisiz bir mahkemede açıldığında, davalının bu duruma karşı kullanabileceği hukuki bir mekanizma vardır: yetki itirazı. Bu itirazın nasıl ve ne zaman yapılacağı ile sonuçları, davanın seyri açısından kritik öneme sahiptir.

Yetki İtirazı Nasıl ve Ne Zaman Yapılır?

Yetki itirazı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) göre bir “ilk itiraz” olarak nitelendirilir. Yetki itirazının geçerli olabilmesi için şu şartlara uyulmalıdır:

  • Süre: Davalı, dava dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal cevap süresi içinde yetki itirazında bulunmalıdır.   
  • Şekil: Yetki itirazı, mutlaka davanın esasına ilişkin savunmaları içeren cevap dilekçesiyle birlikte ileri sürülmelidir.   
  • İçerik: Yetki itirazında bulunan taraf, sadece davanın açıldığı mahkemenin yetkisiz olduğunu belirtmekle kalmamalı, aynı zamanda hangi mahkemenin yetkili olduğunu da açıkça göstermelidir. Aksi takdirde itiraz dikkate alınmaz.   

Eğer davalı, bu yasal süre ve şekil şartlarına uymadan itirazda bulunursa veya hiç itiraz etmezse, dava yetkisiz bir mahkemede açılmış olsa dahi, o mahkeme yetkili hale gelir ve davaya bakmaya devam eder. Davalı, yetki itirazı hakkını geri dönülmez bir şekilde kaybetmiş olur.   

Mahkemenin Yetkisizlik Kararı Vermesi

Davalı tarafından usulüne uygun olarak yapılan yetki itirazı mahkeme tarafından haklı bulunursa, mahkeme davanın esasına girmeden “yetkisizlik kararı” verir. Bu kararla birlikte dosya, yetkili olduğu belirtilen mahkemeye gönderilir. Ancak bu süreç kendiliğinden işlemez ve tarafların dikkat etmesi gereken kritik bir süre başlar:   

  • Yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde, taraflardan herhangi birinin, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini bir dilekçe ile talep etmesi zorunludur.   

Bu iki haftalık sürenin kaçırılmasının sonucu son derece ağırdır: Dava “açılmamış sayılır”. Bu, o ana kadar yapılan tüm masrafların ve harcanan zamanın boşa gitmesi anlamına gelir. İşte bu nedenle, farklı şehirlerde boşanma davası sürecinin en başından itibaren profesyonel bir avukatla çalışmak, bu tür stratejik hamlelere karşı hazırlıklı olmayı, ölümcül usul hatalarından kaçınmayı ve hakların tam anlamıyla korunmasını sağlar.   

Farklı Şehirlerdeki Boşanma Sürecinde Pratik Hususlar

Eşlerin farklı şehirlerde yaşadığı bir boşanma davasını yürütmek, bazı pratik zorlukları ve stratejik planlamayı gerektirir.

Avukat Desteğinin Önemi

Farklı şehirlerde boşanma davası söz konusu olduğunda, bir avukattan hukuki destek almak bir lüks değil, adeta bir zorunluluktur. Uzman bir boşanma avukatı:

  • Müvekkilinin her duruşma için şehirlerarası seyahat etme zorunluluğunu ortadan kaldırır. Avukat, vekil olarak duruşmalara katılarak müvekkilini temsil eder, bu da ciddi bir zaman ve maliyet tasarrufu sağlar.   
  • Tebligatların takibi, dilekçelerin yasal süreler içinde sunulması, delillerin toplanması gibi teknik ve zamanında yapılması gereken işlemleri titizlikle yürüterek olası hak kayıplarını önler.   
  • Farklı şehirlerde boşanma davası açılırken hangi yetkili mahkemenin seçileceğinin stratejik bir karar olduğunu bilir. Davanın seyrini, ispat kolaylığını ve müvekkilin menfaatlerini göz önünde bulundurarak en doğru mahkemenin seçilmesi konusunda profesyonel rehberlik sunar.   

Duruşmalara Katılım: SEGBİS Kullanımı Mümkün mü?

Anlaşmalı boşanmaların aksine, çekişmeli boşanma davalarında teknolojiden faydalanmak mümkündür. Tarafların, tanıkların veya bilirkişilerin farklı şehirlerde bulunması durumunda, mahkeme kararıyla SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) aracılığıyla dinlenmeleri mümkündür. Bu, yargılamayı hızlandıran ve masrafları azaltan önemli bir imkandır. Ancak, bir tarafın SEGBİS ile dinlenmesi genellikle o tarafın açık rızasına veya hakimin zorunlu gördüğü istisnai durumlara bağlıdır.   

Yurt Dışında Yaşayan Eşler İçin Farklı Şehirlerde Boşanma Davası Yetkisi

Eşlerden birinin veya her ikisinin yurt dışında yaşaması, yetki konusunu uluslararası bir boyuta taşır. Eşlerden en az birinin Türk vatandaşı olması durumunda, Türkiye’de boşanma davası açma hakkı her zaman mevcuttur. Eğer her iki eş de yurt dışında yaşıyorsa ve Türkiye’de kayıtlı bir yerleşim yerleri yoksa, kanun bu durumdaki Türk vatandaşları için özel bir yetki kuralı öngörmüştür. Bu durumda dava, Ankara, İstanbul veya İzmir Aile Mahkemelerinden birinde açılabilir.   

Farklı Şehirlerde Boşanma Davası Sonuç

Farklı şehirlerde boşanma davası süreci, içerdiği usuli detaylar ve stratejik kararlar nedeniyle ilk bakışta karmaşık ve göz korkutucu görünebilir. Ancak, doğru hukuki bilgi ve en başından itibaren alınacak profesyonel bir destekle bu süreç etkin ve hak kaybı yaşanmadan yönetilebilir. Unutulmamalıdır ki, yetkili mahkemenin doğru tespiti, davanın en kritik ilk adımıdır ve tüm sürecin temelini oluşturur. Bu karmaşık süreçte, özellikle büyük metropollerdeki yoğun adliye temposu ve hukuki rekabet ortamında destek almak kritik olabilir; bu noktada deneyimli bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmak, haklarınızın en üst düzeyde korunmasını ve sürecin en verimli şekilde yürütülmesini sağlar. Yasal haklarınızı tam olarak anlamak, doğru stratejiyi belirlemek ve usul hatalarından kaçınmak, adil bir sonuca ulaşmanın anahtarıdır. Bu nedenle, davanızın her aşamasında size yol gösterecek bir İstanbul Boşanma Avukatı ile ilerlemeniz, bu zorlu dönemi en az hasarla atlatmanız için en doğru yaklaşım olacaktır.

Farklı Şehirlerde Boşanma Davası Sık Sorulan Sorular

Eşim başka şehre taşındı, davayı nerede açmalıyım? 

Üç temel seçeneğiniz bulunmaktadır: Davayı kendi sürekli kalma niyetiyle oturduğunuz yerleşim yerinizde, eşinizin yeni yerleşim yerinde veya ayrılmadan önce son olarak en az altı ay boyunca birlikte oturduğunuz yerde açabilirsiniz.   

İkametgahım bir şehirde ama fiilen başka bir şehirde yaşıyorum, davayı nerede açabilirim? 

Boşanma davasını, MERNİS kaydınızdan farklı olsa bile, fiilen “sürekli kalma niyetiyle” yaşadığınız ve bunu delillerle (faturalar, iş kaydı, tanık vb.) ispatlayabileceğiniz şehirde açabilirsiniz.   

Dava yanlış şehirde açılırsa ne olur? 

Bu bir çekişmeli boşanma davası ise, davalı eş yasal cevap süresi içinde yetki itirazında bulunabilir. İtiraz kabul edilirse mahkeme “yetkisizlik kararı” verir. Eğer davalı süresinde itiraz etmezse, farklı şehirlerde boşanma davası açıldığı mahkemede görülmeye devam eder ve o mahkeme yetkili hale gelir.   

Anlaşmalı boşanma için eşimin yaşadığı şehre gitmek zorunda mıyım? 

Hayır, anlaşmalı boşanma davasını taraflar olarak anlaştığınız herhangi bir şehirdeki Aile Mahkemesi’nde açabilirsiniz. Ancak unutulmamalıdır ki, duruşma günü her ikinizin de bizzat mahkemede hazır bulunması yasal bir zorunluluktur.   

Farklı bir şehirdeki dava için o şehirden bir avukat tutmak zorunlu mu? 

Hayır, zorunlu değildir. Türkiye’nin herhangi bir yerindeki bir avukata vekalet verebilirsiniz. Ancak davanın görüleceği şehirden bir avukat ile çalışmak, genellikle ulaşım masrafları, zaman ve avukatın adliyeye erişim kolaylığı açısından daha avantajlı olabilir.   

Kadın sığınma evindeysem davayı nerede açabilirim? 

Evet, açabilirsiniz. Yargıtay kararları, şiddet veya benzeri nedenlerle sığınma evine yerleşen bir kadının, sığınma evinin bulunduğu yeri yeni yerleşim yeri olarak kabul ettirerek boşanma davasını orada açabileceğini kabul etmektedir.   

Yetki itirazı süresini kaçırırsam ne olur? 

Dava dilekçesinin size tebliğinden itibaren iki haftalık yasal cevap süresi içinde yetki itirazında bulunmazsanız, bu hakkınızı kaybedersiniz. Bu durumda dava, yetkisiz bir mahkemede açılmış olsa bile o mahkemede görülmeye devam eder.   

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

Bize Ulaşın

Baştürk Hukuk Bürosu olarak tüm sorularınıza cevap vermekteyiz.