Boşanma süreci, şüphesiz hayatın en zorlu dönemeçlerinden biridir. Bu sürecin en hassas ve duygusal yükü en ağır olan kısmı ise çocukların velayeti konusudur. Bir baba olarak, çocuğunuzla olan ilişkinizin geleceği ve onun esenliği hakkında endişe duymanız son derece doğaldır. Mahkeme koridorlarında, velayet kararının nasıl verileceği, hangi kriterlerin göz önünde bulundurulacağı ve özellikle mahkeme tarafından görevlendirilen uzmanın, yani halk arasında bilinen adıyla pedagogun size ne gibi sorular yönelteceği, bu endişelerin merkezinde yer alır. Bu süreç, bir mücadeleden çok, çocuğunuz için en iyi geleceğin nasıl inşa edileceğine dair bir arayıştır. Bu kapsamlı makale, boşanma davasında pedagog babaya ne sorar sorusunun yanıtını arayan babalar için kapsamlı bir rehber niteliğindedir. Amacımız, bu süreci gizemli ve korkutucu bir aşama olmaktan çıkarıp, neyle karşılaşacağınızı, uzmanın neyi amaçladığını ve bu değerlendirmeye nasıl hazırlanmanız gerektiğini net bir şekilde ortaya koymaktır. Bilgi, bu süreçteki en büyük gücünüzdür. Uzmanın rolünü, sorduğu soruların ardındaki mantığı ve tüm değerlendirmenin dayandığı temel ilkeyi anladığınızda, kaygınız azalacak ve kendinizi daha doğru bir şekilde ifade etme imkânı bulacaksınız. Bu yolculukta, amacınızın “davayı kazanmak” değil, çocuğunuzun geleceğini kazanmak olduğunu unutmamalısınız.
Pedagog Neyi Amaçlar?
Velayet davalarında mahkeme, taraflar arasındaki iddia ve savunmaların ötesinde, objektif ve bilimsel bir değerlendirmeye ihtiyaç duyar. İşte bu noktada, Aile Mahkemesi tarafından bir uzman görevlendirilir. Bu uzman, davanın niteliğine göre bir psikolog, pedagog veya sosyal hizmet uzmanı olabilir. Bu kişinin görevi, hakimin karar verme sürecine ışık tutacak detaylı bir inceleme yapmaktır.
“Pedagog” Kimdir ve Neden Görevlendirilir?
Halk arasında “pedagog” olarak anılan bu uzman, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun uyarınca görevlendirilen ve davanın tarafları ile çocuk hakkında sosyal ve psikolojik inceleme yapmakla yükümlü bir profesyoneldir. Uzman, bir tarafın lehine veya aleyhine hareket etmez; görevi, mahkemenin gözü ve kulağı olmaktır.
Uzmanın temel misyonu, aile dinamiklerini, ebeveynlerin kişilik yapılarını, yaşam koşullarını ve en önemlisi çocuğun durumunu analiz ederek, mahkemeye bilimsel verilere dayalı bir görüş sunmaktır. Bu görüş, Sosyal İnceleme Raporu (SİR) adı verilen resmi bir belge ile mahkemeye sunulur. Kısacası uzman, hukuki bir uyuşmazlığın merkezindeki insani unsurları, yani çocuğun ihtiyaçlarını ve ebeveynlerin bu ihtiyaçları karşılama kapasitesini değerlendirir.
Çocuğun Üstün Yararı İlkesi
Uzmanın sorduğu her sorunun, yaptığı her gözlemin ve raporuna yazdığı her cümlenin arkasında tek bir yol gösterici ilke vardır: çocuğun üstün yararı. Bu ilke, velayet hukukunun temel taşıdır ve hem ulusal mevzuatımızda (Türk Medeni Kanunu md. 339, 343, 346) hem de Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gibi uluslararası metinlerde güvence altına alınmıştır.
Peki, çocuğun üstün yararı ne anlama gelir? Bu kavram, çocuğun sadece maddi ihtiyaçlarının karşılanmasından çok daha fazlasını ifade eder. Çocuğun;
- Bedensel,
- Zihinsel,
- Ruhsal,
- Ahlaki ve
- Toplumsal gelişiminin en sağlıklı şekilde sağlanmasıdır.
Bu ilkenin en önemli sonucu şudur: Mahkeme ve uzman için anne ve babanın istekleri, boşanmadaki kusur durumları veya kişisel beklentileri ikinci plandadır. Ebeveynlerin davranışları, ancak çocuğun esenliğini doğrudan etkilediği ölçüde önem kazanır. Örneğin, bir ebeveynin aldatma eylemi, tek başına velayet için bir engel teşkil etmez. Ancak bu durum, çocuğun ihmal edilmesine veya sağlıksız bir ortama maruz kalmasına neden oluyorsa, o zaman velayet kararını etkileyen bir faktöre dönüşür.
Bu noktada anlaşılması gereken kritik bir zihniyet değişimi vardır. Velayet süreci, anne ve baba arasında kimin “haklı” olduğunu belirleyen bir yarış değildir. Aksine, hangi ebeveynin çocuğun gelişimsel ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabileceğini tespit etmeye yönelik bir incelemedir. Dolayısıyla, bir baba olarak uzman görüşmesindeki hedefiniz, eski eşinizle olan anlaşmazlıkları anlatmak yerine, çocuğunuz için neden daha iyi bir gelecek sunabileceğinizi somut verilerle ortaya koymak olmalıdır. Çocuğu merkeze alan bu yaklaşım, uzmanın en çok dikkat edeceği hususların başında gelir.
Sosyal İnceleme Raporu (SİR) Nedir?
Sosyal İnceleme Raporu (SİR), uzmanın yaptığı tüm incelemelerin, görüşmelerin ve gözlemlerin derlendiği, velayet davasının en önemli delillerinden biridir. Bu rapor, hakime çocuğun ve ailenin mevcut durumu hakkında bütüncül bir tablo sunar ve verilecek kararın en önemli dayanaklarından birini oluşturur.
SİR Raporunun Kapsamı
Uzmanın hazırladığı SİR, oldukça kapsamlı bir belgedir ve sadece ebeveynlerin beyanlarına dayanmaz. Raporu oluşturmak için yürütülen inceleme süreci çok yönlüdür.
- Bireysel Görüşmeler: Uzman, baba, anne ve yeterli idrak yaşına sahipse çocuk ile ayrı ayrı görüşmeler yapar. Bu görüşmeler, her bir bireyin bakış açısını, duygusal durumunu ve beklentilerini anlamayı hedefler.
- Hane Ziyaretleri: Uzman, hem annenin hem de babanın yaşadığı evleri ziyaret eder. Bu ziyaretlerde evin fiziki koşulları, hijyen durumu, çocuğun kendine ait bir odasının veya yaşam alanının olup olmadığı, evin genel düzeni ve atmosferi gibi unsurlar gözlemlenir. Amaç, çocuğun yaşayacağı ortamın onun gelişimi için uygun ve güvenli olup olmadığını tespit etmektir.
- Çevresel Değerlendirme: Çocuğun sosyal çevresi de inceleme kapsamındadır. Yaşanılan evin okula, sağlık kuruluşlarına yakınlığı, çocuğun arkadaş çevresi ve sosyal aktivite imkanları gibi faktörler değerlendirilir.
- Ebeveynlik Kapasitesinin Değerlendirilmesi: Rapor, her iki ebeveynin de sosyal, ekonomik ve psikolojik durumunu mercek altına alır. Ebeveynlerin yaşam tarzları, gelir düzeyleri, çalışma saatleri, sağlık durumları ve ebeveynlik becerilerini etkileyebilecek diğer tüm faktörler incelenir.
- Resmi Kayıtların İncelenmesi: Gerekli görüldüğü takdirde, okul kayıtları, sağlık raporları gibi resmi belgeler de incelenebilir.
- Üçüncü Kişilerle Görüşme: Nadiren de olsa, uzmanın gerekli görmesi halinde öğretmenler, aile yakınları gibi ilgili üçüncü kişilerin de bilgisine başvurulabilir.
Raporun Hukuki Değeri ve Hakimin Kararına Etkisi
Hukuken bilinmesi gereken en önemli noktalardan biri, SİR’in bir bilirkişi raporu niteliğinde olduğudur. Bu, raporun hakim için bağlayıcı olmadığı anlamına gelir. Hakim, rapordaki önerinin aksi yönünde bir karar verme takdir yetkisine sahiptir.
Ancak bu teknik bilgi sizi yanıltmamalıdır. Uygulamada durum çok daha farklıdır. Yargıtay (Temyiz Mahkemesi) kararları, SİR’in önemini defalarca vurgulamıştır. Hatta velayet kararının SİR alınmadan verilmesi, Yargıtay tarafından kararın bozulması için yeterli bir sebep olarak görülmektedir. Hakimler, çocuk gelişimi ve psikolojisi alanında uzman olmadıkları için, bu konuda eğitim almış profesyonellerin hazırladığı raporlara büyük ölçüde itibar ederler. Bir hakimin, SİR’deki uzman görüşünün aksine karar vermesi için dosyada bu kararı destekleyecek çok güçlü ve somut başka delillerin bulunması gerekir.
Bu durum, SİR’i fiilen davanın seyrini belirleyen en kritik belge haline getirir. Uzmanla yapacağınız görüşme, adeta davanın bir ön duruşması niteliğindedir. Bu görüşmede bırakacağınız izlenim ve vereceğiniz cevaplar, raporun içeriğini ve dolayısıyla nihai kararı büyük ölçüde şekillendirecektir.
Eğer hazırlanan raporun taraflı, eksik veya hatalı olduğunu düşünüyorsanız, raporun size tebliğ edilmesinden itibaren genellikle 2 haftalık yasal süre içinde rapora itiraz etme hakkınız bulunmaktadır. İtiraz dilekçenizde, rapordaki çelişkileri, yetersiz araştırmaları veya hatalı değerlendirmeleri somut gerekçelerle ortaya koymanız gerekir. Mahkeme, itirazınızı yerinde bulursa ek rapor alınmasına veya yeni bir uzman görevlendirilmesine karar verebilir.
Boşanma Davasında Pedagog Babaya Ne Sorar
Uzman görüşmesi, bir sınav veya sorgulama değildir. Bu görüşme, boşanma davasında pedagog babaya ne sorar sorusunun ardındaki temel amacı, yani sizin ebeveynlik kapasitenizi, çocuğunuzla olan ilişkinizi ve ona nasıl bir gelecek sunabileceğinizi anlamaktır. Sorular, genellikle belirli temalar etrafında toplanır ve her birinin belirli bir amacı vardır.
Günlük Rutin ve İhtiyaçlara Dair Sorular
Bu kategorideki sorular, sizin çocuğun hayatına ne kadar dahil olduğunuzu, onun gündelik yaşamının ne kadar içinde olduğunuzu ölçmeyi hedefler. Amaç, sadece maddi destek sağlayan bir figür mü, yoksa çocuğun bakımıyla bizzat ilgilenen aktif bir ebeveyn mi olduğunuzu anlamaktır.
- Örnek Sorular: “Çocuğunuzun tipik bir günü nasıl geçer, sabah uyandığı andan akşam yatana kadar anlatır mısınız?”, “Sabah kahvaltısında genellikle ne yer?”, “Okuldan sonra vaktini nasıl geçirir?”, “Ödevlerine kim yardım ediyor?”, “En yakın arkadaşlarının isimleri nedir?”, “En son ne zaman doktora götürdünüz, şikayeti neydi?”, “Hangi aşıları oldu, aşı takvimini takip ediyor musunuz?”, “En sevdiği çizgi film, kitap veya oyun nedir?”, “Okuldaki öğretmeninin adı nedir?”.
- Uzmanın Amacı: Uzman burada hafızanızı test etmez. Bu sorularla çocuğun dünyasına olan aşinalığınızı ve aktif katılımınızı ölçer. Bu tür detaylara hakim bir baba, çocuğunun fiziksel, sosyal ve eğitimsel ihtiyaçlarını yakından takip eden, ilgili bir ebeveyn portresi çizer. Bu sorulara genel ve belirsiz cevaplar vermek yerine, somut örneklerle detaylı bilgi sunmak, uzman üzerinde olumlu bir etki bırakacaktır.
Disiplin, İletişim ve Problem Çözme Soruları
Bu sorular, sizin ebeveynlik felsefenizi, çocuğunuza nasıl bir rehberlik sunduğunuzu ve kriz anlarını nasıl yönettiğinizi anlamaya yöneliktir. Uzman, dengeli, tutarlı ve çocuğun yaşına uygun bir yaklaşım arayacaktır.
- Örnek Sorular: “Çocuğunuz bir kuralı çiğnediğinde veya yanlış bir davranışta bulunduğunda tepkiniz ne olur? Disiplin anlayışınızı nasıl tanımlarsınız?”, “Çocuğunuz üzgün veya korkmuş olduğunda onu nasıl teselli edersiniz?”, “Boşanma sürecini ona nasıl anlattınız veya anlatmayı düşünüyorsunuz?”, “Anneyle aranızdaki gerilimin çocuğa yansıdığını düşünüyor musunuz? Bu yansımayı engellemek için ne yapıyorsunuz?”, “Velayet size verilirse, çocuğun annesiyle ilgili konularda nasıl bir iletişim kurmayı planlıyorsunuz?”.
- Uzmanın Amacı: Bu sorularla sizin duygusal zekanız, iletişim becerileriniz ve sağlıklı bir iş birliği içinde ebeveynlik (co-parenting) yapma potansiyeliniz değerlendirilir. Uzman, ne aşırı otoriter ne de aşırı hoşgörülü, tutarlı ve sevgiye dayalı bir disiplin anlayışı görmek ister. En önemli pozitif göstergelerden biri, evlilik ilişkisindeki sorunlarla ebeveynlik sorumluluklarını birbirinden ayırabilme ve diğer ebeveyn hakkında, özellikle çocuğun geleceği bağlamında, saygılı konuşabilme becerisidir. Çocuğu bir taraf tutmaya zorlamadan, boşanmanın onun suçu olmadığını hissettiren bir yaklaşım sergilemek, olgun bir ebeveynlik tutumunun kanıtı olarak kabul edilir.
Çocuğun Gelişimine Yönelik Planlarla İlgili Sorular
Bu kategori, sizin sadece mevcut durumu değil, aynı zamanda çocuğun geleceğini ne kadar düşündüğünüzü ve bu konuda ne kadar somut planlara sahip olduğunuzu ortaya çıkarmayı amaçlar.
- Örnek Sorular: “Çocuğunuzun eğitimi için kısa ve uzun vadeli planlarınız nelerdir?”, “Onu hangi sosyal, sportif veya sanatsal aktivitelere yönlendirmeyi düşünüyorsunuz ve neden?”, “Velayet size verildiği takdirde, çocuğun anneyle olan düzenli ve sağlıklı ilişkisini nasıl destekleyeceksiniz?“, “Mevcut yaşam koşullarınız (işiniz, eviniz, sosyal çevreniz) çocuğun istikrarlı bir hayat sürmesi için ne kadar uygun?”, “Gelecekte hayatınıza yeni bir partnerin girmesi durumunda, bu durumu çocuğunuzun psikolojisini gözeterek nasıl yönetirsiniz?”.
- Uzmanın Amacı: Uzman, çocuğun geleceği için somut, gerçekçi ve çocuk odaklı bir vizyonunuz olup olmadığını görmek ister. Bu vizyon, sadece finansal planlamayı değil, aynı zamanda çocuğun duygusal ve sosyal gelişimini de kapsamalıdır. Özellikle, velayeti talep ederken diğer ebeveynin çocuğun hayatındaki önemini kabul etmek ve bu ilişkiyi aktif olarak destekleyeceğinize dair güvence vermek, son derece kritik bir noktadır. Bu, çocuğun üstün yararını kendi isteklerinizin önünde tuttuğunuzu gösteren en güçlü kanıtlardan biridir.
Aşağıdaki tablo, görüşmede karşılaşabileceğiniz soru türlerini ve uzmanın bu sorularla neyi değerlendirmeyi amaçladığını özetlemektedir. Bu tablo, hazırlık sürecinizde size bir yol haritası sunabilir.
| Soru Kategorisi | Örnek Sorular | Uzmanın Değerlendirdiği Yetkinlik | 
| Günlük Yaşam ve Bakım | Çocuğun doktorunun adı? En sevdiği yemek? Uyku düzeni nasıl? | Aktif katılım, temel bakım becerileri, çocuğun dünyasına aşinalık. | 
| Eğitim ve Sosyal Gelişim | Okuldaki durumu? Arkadaşlarıyla ilişkileri? Ödevlerine kim yardım ediyor? | Eğitime verilen önem, sosyal gelişimi destekleme kapasitesi. | 
| Duygusal Bağ ve İletişim | Sizi üzen bir şey olduğunda çocuğunuzla paylaşır mısınız? O size sırlarını anlatır mı? | Empati, güvenli bağlanma, sağlıklı iletişim kurma becerisi. | 
| Disiplin ve Sınırlar | Kural ihlallerine tepkiniz ne olur? “Hayır” dediğiniz durumlar var mı? | Tutarlılık, pozitif disiplin anlayışı, sağlıklı sınırlar koyma yetisi. | 
| Boşanma Süreci Yönetimi | Boşanmayı çocuğa nasıl açıkladınız? Annesi hakkında çocuğun yanında ne konuşursunuz? | Çocuğu ebeveyn çatışmasından koruma becerisi, olgunluk. | 
| Gelecek Planlaması | Velayet size verilirse anne ile görüşlerini nasıl sağlayacaksınız? Eğitim planınız nedir? | Sorumluluk, uzun vadeli düşünme, diğer ebeveynin rolünü teşvik etme. | 
Pedagog Gözlemi ve Davranışsal Değerlendirme
Uzmanın değerlendirmesi, sorduğu sorulara verdiğiniz cevaplarla sınırlı kalmaz. Boşanma davasında pedagog babaya ne sorar sorusunun yanıtı sadece sözlerinizde değil, davranışlarınızda da gizlidir. Sürecin en önemli parçalarından biri, sizin ve çocuğunuzun bir aradayken gözlemlendiği etkileşim seansıdır. Bu seans genellikle adliyede bu amaç için ayrılmış, içinde oyuncakların bulunduğu özel bir odada gerçekleştirilir.
Uzman Gözüyle İletişim ve Bağlanma
Bu gözlem sırasında uzman, sözlerinizin ötesindeki gerçek ilişki dinamiğini görmek ister. Söyledikleriniz ile davranışlarınız arasındaki tutarlılık, uzmanın en çok dikkat edeceği unsurdur.
- Nelere Dikkat Edilir?: Uzman, sadece ne yaptığınızı değil, nasıl yaptığınızı da gözlemler. Sizin ve çocuğunuzun arasındaki beden dili, göz teması, ses tonu ve fiziksel temas (sarılma, dokunma gibi) dikkatle incelenir.
- İlişki Dinamiği: Etkileşim doğal ve akıcı mı, yoksa gergin ve zorlama mı? Oyunu siz mi yönlendiriyorsunuz, yoksa çocuğun liderliğini mi takip ediyorsunuz? Çocuğunuz sizin yanınızda kendini rahat, güvende ve mutlu hissediyor mu? Sorularına cevap arar.
Bu gözlem seansı, ilişkinizin bir nevi “stres testi” gibidir. Hazırlanmış cevapların verilemediği, içten ve anlık tepkilerin ortaya çıktığı bir ortamdır. Bu yapay ve stresli ortamda bile çocuğuyla samimi bir bağ kurabilen, onunla oyun oynayabilen, onu dinleyebilen ve ona sevgi gösterebilen bir baba, aralarındaki bağın ne kadar güçlü ve gerçek olduğunu en etkili şekilde kanıtlamış olur. Uzmanlar, ebeveynin sadece çocuğun ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığına değil, aynı zamanda çocuğa duygusal olarak ne kadar “erişilebilir” olduğuna da bakarlar. Bu seansta, gözlemcinin varlığını unutup çocuğunuzla o anın tadını çıkarabilmeniz, verebileceğiniz en güçlü mesajdır.
Boşanma Davasında Pedagog Babaya Ne Sorar
Uzman görüşmesine hazırlık, “boşanma davasında pedagog babaya ne sorar” diye düşünerek ezber yapmak veya rol yapmak anlamına gelmez. Tam aksine, bu süreç, kendi ebeveynliğiniz üzerine düşünmek, çocuğunuzun ihtiyaçlarını yeniden gözden geçirmek ve geleceğe dair somut bir plan oluşturmak için bir fırsattır.
Bilgilerinizi Düzenleyin ve Somut Bir Ebeveynlik Planı Oluşturun
Görüşmeye gitmeden önce zihinsel bir hazırlık yapmak, kendinize olan güveninizi artıracaktır.
- Temel Bilgileri Derleyin: Çocuğunuzun doktorunun, öğretmeninin isimleri, kullandığı ilaçlar, okul ve aktivite programı gibi temel bilgileri bir araya getirin. Amacınız bunları bir liste halinde ezberlemek değil, bu detayların hayatınızın doğal bir parçası olduğunu kendinize hatırlatmaktır.
- Bir “Ebeveynlik Planı” Taslağı Hazırlayın: Kendi kullanımınız için bile olsa, velayetin size verilmesi durumunda çocuğun günlük yaşamını, eğitimini, sağlık takibini, sosyal aktivitelerini ve en önemlisi anneyle olan kişisel ilişkisini nasıl düzenleyeceğinizi ana hatlarıyla yazın. Bu çalışma, uzmanın gelecek vizyonuyla ilgili sorularına hazırlıklı ve düşünülmüş cevaplar vermenizi sağlar.
Dürüstlük ve Samimiyetin Önemi
Uzmanlar, yüzlerce aileyle görüşmüş, alanında tecrübeli profesyonellerdir. Samimi olmayan veya abartılı ifadeleri kolaylıkla tespit edebilirler. Bu nedenle, görüşmedeki en doğru strateji dürüst ve doğal olmaktır.
- Odağınız Çocuğunuz Olsun, Çatışma Değil: Görüşme boyunca diğer ebeveyni suçlamaktan, eleştirmekten veya kötülemekten kesinlikle kaçının. Bu tür bir tutum, sizin boşanma sürecinin olumsuz etkilerinden sıyrılamadığınızı ve çocuğu ebeveyn çatışmasının bir parçası haline getirme potansiyeliniz olduğunu düşündürebilir. Her cümlenizi, çocuğunuzun ihtiyaçları ve onun iyiliği etrafında şekillendirin.
- Dürüst Olun: Mükemmel ebeveyn yoktur. Eğer geçmişte yaptığınız hatalar veya eksik kaldığınız noktalar varsa, bunları inkâr etmek yerine dürüstçe kabul etmek ve bu deneyimlerden ne öğrendiğinizi veya durumu nasıl düzelttiğinizi anlatmak çok daha olumlu bir etki bırakır.
- “Anlatmayın, Gösterin”: “Çocuğumla aramda çok güçlü bir bağ var” gibi soyut bir ifade yerine, “Geçen hafta sonu birlikte parka gittik, bana okulda yaşadığı bir sorunu anlattı ve bu konuda ne yapabileceğimizi konuştuk” gibi somut bir örnek verin. Yaşanmışlıklar üzerinden kurulan iletişim, her zaman daha inandırıcı ve etkilidir.
Boşanma Davasında Pedagog Babaya Ne Sorar? Sonuç
Boşanma davasında pedagog veya uzman değerlendirmesi, velayet kararının verilmesinde merkezi bir rol oynar. Bu değerlendirme, boşanma davasında pedagog babaya ne sorar sorusunun ne kadar kritik olduğunu ortaya koymaktadır. Bu süreç, bir babanın ebeveynlik kapasitesini, çocuğuna olan bağlılığını ve ona güvenli, istikrarlı ve sevgi dolu bir gelecek sunma potansiyelini bütüncül bir şekilde ele alan derinlemesine bir incelemedir. Uzmanın sorduğu sorular, sadece bilgi düzeyinizi ölçmek için değil, aynı zamanda çocuğunuzun dünyasına ne kadar hakim olduğunuzu, onunla nasıl bir iletişim kurduğunuzu ve geleceği için ne kadar sorumluluk sahibi bir vizyona sahip olduğunuzu anlamak içindir. Sürecin temelinde yatan tek ilke, her türlü kişisel çekişmenin üzerinde olan çocuğun üstün yararıdır.
Bu değerlendirme, kaygı verici bir sınav gibi görünebilir. Ancak doğru bir hazırlık, dürüst bir yaklaşım ve en önemlisi odağınızı tamamen çocuğunuzun esenliğine çevirerek bu süreci başarılı bir şekilde yönetebilirsiniz. Unutmayın ki uzman, sizin ebeveyn olarak yeterliliğinizi değil, çocuğunuz için hangi ebeveynin velayeti üstlenmesinin daha faydalı olacağını tespit etmeye çalışmaktadır. Bu zorlu süreçte, velayet hukukunun inceliklerine hakim bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmak, haklarınızı korumanız ve çocuğunuz için en doğru sonucu elde etmeniz adına atacağınız en önemli adımdır. Çocuğunuzun geleceği için doğru stratejiyi belirlemek üzere profesyonel destek almak isterseniz, bir İstanbul Boşanma Avukatı olarak size yol göstermeye hazırız.
Boşanma Davasında Pedagog Babaya Ne Sorar? Sıkça Sorulan Sorular
SİR Raporu ne kadar sürede hazırlanır?
Raporun hazırlanma süresi, mahkemenin ve görevlendirilen uzmanın iş yoğunluğuna, davanın karmaşıklığına ve tarafların iş birliğine bağlı olarak değişiklik gösterir. Genellikle uzmanın görevlendirilmesinden raporun mahkemeye sunulmasına kadar geçen süre birkaç haftadan birkaç aya kadar uzayabilmektedir.
Uzman raporuna itiraz ettim, şimdi ne olacak?
Yazılı ve gerekçeli itirazınız mahkemeye ulaştıktan sonra hakim itirazınızı değerlendirir. Hakim, itirazınızı dikkate almayabilir, itiraz ettiğiniz hususlarla ilgili olarak aynı uzmandan ek bir rapor talep edebilir veya bazı durumlarda, itirazlarınızı ciddi ve haklı bulursa, ikinci bir görüş alınması için yeni bir uzman görevlendirebilir.
Çocuğum benimle kalmak istediğini söylüyor. Bu yeterli mi?
Çocuğunuzun idrak yaşında olması (genellikle 8-12 yaş ve üzeri olarak kabul edilir) durumunda, onun görüşü son derece önemlidir ve yasal olarak dinlenmesi gerekir. Ancak çocuğun beyanı, velayet kararını belirleyen tek faktör değildir. Hakim, çocuğun bu isteğini SİR raporu, ebeveynlerin koşulları ve diğer tüm delillerle birlikte değerlendirerek, nihai kararın çocuğun üstün yararına en uygun şekilde olmasını sağlar.
Maddi durumum anneden daha kötü. Bu velayeti almama engel mi?
Kesinlikle bir engel değildir. Ekonomik durum velayet kararında değerlendirilen faktörlerden sadece biridir ve en önemlisi değildir. Mahkeme için öncelik, çocuğa sunulan duygusal destek, ilgi, sevgi ve bakımın kalitesidir. Ebeveynler arasındaki ekonomik dengesizlik, velayeti alan taraf lehine hükmedilecek iştirak nafakası (çocuk desteği) ile giderilebilir. Bu nedenle, bir ebeveynin gelirinin düşük olması, tek başına velayeti almasına engel teşkil etmez.
Görüşme sırasında annenin beni kötülemesi aleyhime olur mu?
Uzmanın odak noktası, sizin çocuğunuzla olan ilişkinizdir, eski eşinizle olan ilişkiniz değil. Uzmanlar, bu tür suçlamaları dinlerken objektif kanıtlar aramak üzere eğitilmişlerdir. Vaktini kendi ebeveynlik becerilerini ve çocuğa yönelik planlarını anlatmak yerine diğer ebeveyni kötülemeye harcayan bir taraf, genellikle olumsuz bir izlenim bırakır. Çünkü bu durum, ebeveynin boşanma çatışmasından sıyrılamadığını ve çocuğu bu çatışmanın bir parçası yapma riski taşıdığını gösterebilir. Sizin en iyi stratejiniz, sakin, olgun ve tamamen çocuk odaklı bir tutum sergilemektir.
 
								




