En Kolay Boşanma Sebepleri

En Kolay Boşanma Sebepleri

Evliliğin sona ermesi, hayatın en zorlu dönemeçlerinden biridir ve birçok insan, bu süreci en az hasarla atlatmanın yollarını arar. Potansiyel müvekkillerimizin en sık sorduğu sorulardan biri, hukuki süreçte **”en kolay boşanma sebepleri”**nin neler olduğudur. Ancak, Türk Medeni Kanunu’na göre, bir boşanmayı kolay kılan unsur, zina veya şiddet gibi somut bir sebep değil, eşlerin karşılıklı olarak sergilediği uzlaşma ve işbirliğidir. Hukuk, evlilik birliğinin temelden sarsılmasını gerektiren her türlü durumun boşanma sebebi olarak görülebileceğini belirtirken , asıl mesele, bu sebeplerin kanıtlanması ve davanın nasıl yürütüldüğüdür. Bu bağlamda, en kolay boşanma süreci, adli bir mücadeleye girmeden, tarafların uzlaşmasını temel alan anlaşmalı boşanma yolundan geçmektedir. Bu detaylı makale, boşanma sürecinde profesyonel hukuki destek arayan müvekkiller için, en kolay boşanma sebeplerinin hukuki karşılığını, anlaşmalı boşanmanın getirdiği avantajları ve tüm sürecin nasıl yönetilmesi gerektiğini kapsamlı bir şekilde açıklamaktadır.

Boşanma Türleri Arasındaki Temel Farklar

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma, temel olarak iki farklı şekilde gerçekleşir: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. Bu iki yol arasındaki farkı anlamak, doğru kararı vermek için hayati önem taşır. Seçilecek yol, boşanma sürecinin süresini, maliyetini ve taraflar üzerindeki duygusal yükü doğrudan etkiler. Eşlerin boşanma ve sonuçları üzerinde tam bir mutabakata varması, boşanma sürecini en hızlı ve en kolay hale getiren ana faktördür.  

Anlaşmalı Boşanma

En kolay boşanma sebeplerinin hukuki karşılığı, eşlerin karşılıklı rızası ve işbirliği ile gerçekleşen anlaşmalı boşanmadır. Bu boşanma türü, evlilik birliğinin tarafların ortak iradesiyle, kanunların belirlediği şartlar altında bir hâkim tarafından sona erdirilmesini ifade eder. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrası, bu yöntemin yasal dayanağını oluşturmaktadır. Bu madde, boşanmanın hızlı bir şekilde gerçekleşmesi için eşlerin işbirliğini ve ortak bir iradeye sahip olmalarını şart koşmaktadır. Anlaşmalı boşanmanın gerçekleşmesi için kanunen belirlenmiş olan temel şartlar bulunmaktadır. Öncelikle, evlilik birliğinin en az bir yıl sürmüş olması şarttır ve bu süre dolmadan açılan davalar anlaşmalı olarak ilerleyemez, çekişmeli boşanmaya dönüşür. İkinci olarak, eşlerin boşanma konusunda tam bir mutabakata varması ve bu ortak iradeyi mahkemeye sunması gerekmektedir; taraflar ya birlikte başvurmalı ya da bir eşin açtığı davayı diğer eş kabul etmelidir. Üçüncü olarak, boşanmanın mali sonuçları (nafaka, tazminat) ve varsa çocukların durumu (velayet, iştirak nafakası) gibi konularda bir anlaşmaya varılmış olması ve bu anlaşmanın bir protokol halinde mahkemeye sunulması zorunludur. Dördüncü ve en önemli şartlardan biri, hâkimin protokolü hukuka ve özellikle çocukların menfaatlerine uygun bulmasıdır. Son olarak, çekişmeli boşanma davalarının aksine, anlaşmalı boşanma davalarında tarafların avukatları olsa dahi duruşmaya bizzat katılmaları kanunen zorunludur. Hâkim, bu katılım sayesinde eşlerin boşanma iradelerinin özgür ve baskı altında olmadan oluştuğuna kanaat getirmek zorundadır. Bu şartlar eksiksiz bir şekilde sağlandığında, mahkemenin yoğunluğuna göre değişmekle birlikte, süreç genellikle tek celsede sonuçlanabilmekte ve tüm işlemler 1 hafta ile 1 ay gibi kısa bir sürede tamamlanabilmektedir. Bu durum, anlaşmalı boşanmayı, yıllarca sürebilen ve tarafları yıpratan çekişmeli boşanma davalarına kıyasla en kolay boşanma yolu haline getirmektedir.  

Çekişmeli Boşanma

Anlaşmalı boşanma için gereken şartların sağlanamadığı, örneğin taraflardan birinin boşanmayı istemediği veya boşanmanın sonuçlarında uzlaşamadığı durumlarda dava, çekişmeli boşanma davasına dönüşmektedir. Bu süreç, anlaşmalı boşanmanın aksine, bir hukuki mücadele gerektirmektedir. Bu nedenle, halk arasında yaygın olarak bilinen “evlilik birliğinin temelden sarsılması” gibi en kolay boşanma sebepleri dahi çekişmeli bir sürece girdiğinde, delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi gibi karmaşık ve yıpratıcı aşamaları içermektedir. Bu tür bir davanın kesinleşmesi, istinaf ve temyiz süreçleriyle birlikte ortalama 3 ila 5 yıl sürebilmektedir .

Anlaşmalı Boşanmanın Kilit Taşı

Anlaşmalı boşanma sürecinin en temel yapı taşı, şüphesiz ki anlaşmalı boşanma protokolüdür. Bu belge, tarafların boşanma ve sonrasına dair üzerinde anlaştığı tüm hususları içeren, her iki eş tarafından imzalanarak mahkemeye sunulan hukuki bir sözleşmedir. Bu protokolün içeriği, hâkimin onayından sonra mahkeme kararı haline gelerek yasal bağlayıcılık kazanmaktadır. Protokolün en önemli özelliği, yalnızca boşanma kararının alınmasını sağlamakla sınırlı kalmamasıdır. Aynı zamanda tarafları gelecekteki olası hukuki anlaşmazlıklardan korumak için tasarlanmış bir hukuki kalkan işlevi görmektedir. Çünkü mahkeme tarafından onaylanan ve karar metnine eklenen protokol hükümleri, bir ilam niteliği kazanır, bu da taraflardan birinin protokoldeki yükümlülüklerine uymaması halinde ayrı bir dava açmaya gerek kalmadan doğrudan icra takibi başlatılabilmesine olanak tanır. Buna karşın, içeriği eksik, belirsiz veya hukuki zeminini doğru bir şekilde oluşturmayan bir protokol, “en kolay boşanma” sürecini bile ileride çekişmeli bir sürece dönüştürme riskini taşır. Örneğin, mal paylaşımı gibi kritik bir konunun protokole dahil edilmemesi, sonradan ayrı bir mal paylaşımı davasının açılmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle, protokolün her detayıyla titizlikle hazırlanması ve bir avukat tarafından incelenmesi büyük önem taşımaktadır.  

Protokolde Yer Alması Gereken Olmazsa Olmazlar

Bir anlaşmalı boşanma protokolünde, kamu düzenine aykırı olmaması ve özellikle çocukların haklarını ihlal etmemesi gerekmektedir. Hâkim, bu konulara ilişkin düzenlemeleri uygun bulmazsa, protokole müdahale etme ve değişiklik önerme yetkisine sahiptir. Bu durumda tarafların hâkimin önerilerini kabul etmesi, sürecin devamı için zorunludur. Aksi halde, dava anlaşmalı olmaktan çıkarak çekişmeli boşanmaya döner. Protokolde yer alması gereken başlıca unsurlar, müşterek çocukların velayeti ve şahsi ilişkileridir. Çocukların velayetinin hangi ebeveyne verileceği ve velayeti almayan tarafın çocukla kişisel ilişkisinin (görüşme sıklığı, yatılı kalma ve tatil planları gibi) nasıl tesis edileceği detaylıca belirtilmelidir. Ayrıca, nafaka türleri de protokolle netleştirilmelidir. Çocukların bakım ve eğitim giderleri için ödenen iştirak nafakası ile boşanma sonucu yoksulluğa düşecek eşe ödenen yoksulluk nafakası hususları, bu belgede açıkça düzenlenmelidir. Özellikle yoksulluk nafakası talebi, tarafların inisiyatifinde olup, bu haktan protokolle feragat eden eşin, daha sonra yoksulluk nafakası davası açması mümkün değildir. Bu durum, ileride oluşabilecek bir hak kaybının önüne geçilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı ve ortak konut ile ilgili düzenlemeler de protokolde yer alması gereken diğer önemli unsurlardır. Evlilik birliği içinde edinilen malların (taşınır/taşınmaz, araç, banka hesapları, ev eşyaları gibi) nasıl paylaşılacağı açıkça düzenlenmelidir. Bu düzenlemeler, gelecekte mal paylaşımı davası gibi yeni ve karmaşık bir hukuki sürece girmeyi engellemektedir. Son olarak, Türk Medeni Kanunu’na göre, kadın boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte evlilik öncesi soyadını yeniden alır. Ancak boşandığı eşinin soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ve bu durumun kocaya zarar vermeyeceğini ispatlayan kadın, bu soyadını kullanmaya devam edebilmektedir. En kolay boşanma protokolünde, taraflar bu hususta da uzlaşmaya vararak bu durumu protokole ekleyebilir ve hâkim onayıyla geçerli hale getirebilirler.  

Çekişmeli Boşanma Sebepleri ve Kusurun İspatı

Tarafların uzlaşamadığı durumlarda başvurulan çekişmeli boşanma davaları, hukuken belirlenmiş özel ve genel sebeplere dayandırılmaktadır. Bu sebeplerin varlığı iddia edilerek, ilgili iddiaların mahkeme huzurunda somut delillerle ispat edilmesi gerekmektedir. Bu karmaşık süreç, “en kolay boşanma” arayışının çekişmeliye dönüşmesiyle ortaya çıkar.

Türk Medeni Kanunu’ndaki Özel Boşanma Sebepleri ve İspat Yolları

Özel boşanma sebepleri, yasal metinde açıkça sayılan ve varlığı halinde boşanma kararı verilmesini kolaylaştıran durumlardır. Bunlar arasında, eşlerden birinin zina yapması (aldatma) sayılabilir. Bu durumda, davacı eşin, fiili öğrenmesinden itibaren altı ay içinde dava açması gerekmektedir. Bir diğer özel sebep, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranıştır. Bu, bir eşin diğerinin hayatına kasıtlı olarak saldırması, ona kötü muamelede bulunması veya onurunu zedeleyecek davranışlarda bulunmasıdır. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme de özel boşanma sebeplerindendir; küçük düşürücü bir suç işlenmesi veya haysiyetsiz bir hayat sürülmesi, diğer eş için ortak hayatı çekilmez kılmışsa boşanma davası açılabilmektedir. Terk ve akıl hastalığı da özel boşanma sebeplerindendir. Akıl hastalığı durumunda, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi kanunen şarttır.  

Genel Boşanma Sebebi: Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması

Hukukta en sık başvurulan boşanma sebebi, halk arasında “şiddetli geçimsizlik” olarak da bilinen ve evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması durumudur. Güven sarsıcı hareketler, hakaret, şiddet, aşırı borçlanma, cinsel sorunlar, mizaç uyuşmazlığı gibi pek çok farklı durum bu kapsamda değerlendirilebilmektedir. En kolay boşanma sebeplerinin çekişmeli dava boyutunda en sık kullanılanı bu genel sebep olsa da, iddiaların ispatı zorlu bir süreç gerektirir.  

Boşanma Davalarında Deliller ve İspat Yükü

Çekişmeli boşanma davalarının en kritik unsuru, iddiaların hukuka uygun delillerle ispat edilmesidir. Türk Medeni Kanunu’na göre, davada bir iddiada bulunan taraf, o iddianın varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, boşanma davalarında delil toplama ve sunma süreci büyük bir dikkat ve bilgi birikimi gerektirmektedir. Taraflar tarafından sunulan delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması zorunludur . Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller, davanın ispatı için kullanılamadığı gibi, delili toplayan kişinin cezai bir soruşturma ile karşı karşıya kalmasına da neden olabilmektedir. Örneğin, eşin rızası olmadan yapılan ses veya video kayıtları ya da eşin telefonuna izinsiz erişimle elde edilen veriler, hukuka aykırı kabul edilmekte ve davanın reddine dahi yol açabilmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında geçerli kabul edilen başlıca deliller şunlardır: Tanık beyanları, elektronik deliller ve diğer belgeler. Tanık beyanları, uygulamada en sık başvurulan delil türüdür. Ancak tanık beyanlarının duyuma değil, görgüye dayalı olması ve güvenilir olması gerekmektedir. Elektronik deliller olarak hukuka uygun şekilde elde edilmiş sosyal medya paylaşımları, WhatsApp konuşmaları, e-postalar ve telefon mesajları kullanılabilir . Ancak, Yargıtay kararları, bu tür verilerin tek başına bir olguyu ispatlamakta yeterli olmayabileceğini ve diğer delillerle desteklenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Otel kayıtları, uçuş bilgileri, banka dekontları, sağlık raporları gibi resmi ve yazılı belgeler de delil olarak sunulabilmektedir.  

Boşanma Davası Sürecinin A’dan Z’ye Detayları

Boşanma süreci, dava dilekçesinin hazırlanmasından mahkeme masraflarının ödenmesine kadar birçok aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamaların doğru bir şekilde yönetilmesi, sürecin hem hızlı hem de hukuki açıdan güvenli ilerlemesini sağlamaktadır. Bu nedenle, en kolay boşanma bile olsa, hukuki süreçlerin uzman bir avukatla yürütülmesi en doğrusudur.

Boşanma Davası Nerede Açılır? Yetkili ve Görevli Mahkeme

Boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Eğer bir il veya ilçede Aile Mahkemesi kurulmamışsa, dava Asliye Hukuk Mahkemesi’nde “Aile Mahkemesi sıfatıyla” görülmektedir. Dava, üç farklı yerde açılabilir: Davalının yerleşim yeri mahkemesi, davacının yerleşim yeri mahkemesi veya eşlerin son altı ayda birlikte oturdukları yer mahkemesi. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde yetkili adliye değişir. Örneğin, Kadıköy, Kartal, Ümraniye ve Ataşehir gibi ilçelerde yaşayanlar için yetkili adliye İstanbul Anadolu Adliyesi iken, Beşiktaş, Şişli veya Fatih’te yaşayanlar için yetkili adliye İstanbul (Çağlayan) Adliyesi olmaktadır.  

Boşanma Davası Maliyetleri (2025 Güncel Bilgileriyle)

Boşanma sürecinin maliyeti, sadece bir avukatın talep ettiği ücretten ibaret değildir. Bu maliyet, mahkeme harçları, gider avansı, vekalet pulu ve olası diğer masraflar gibi çeşitli kalemleri de kapsamaktadır . Bu kalemler, özellikle çekişmeli davalarda ve tazminat gibi nispi harca tabi taleplerin olması durumunda önemli ölçüde artış gösterebilmektedir . Dava masrafları, mahkemeye ödenmesi zorunlu olan ve başvurma harcı, peşin harç, gider avansı ile vekalet pulundan oluşan matbu (belirli) harçlardır ve 2025 yılı için toplamda yaklaşık 3.012 TL tutarındadır . Avukatlık ücretleri ise, Türkiye Barolar Birliği tarafından her yıl belirlenen asgari ücretin altında olamamaktadır . 2025 yılı için asgari avukatlık ücreti 30.000 TL + KDV olup, bu rakam toplamda 33.000 TL‘ye tekabül etmektedir . Bununla birlikte, her ilin barosu kendi tavsiye niteliğindeki ücret tarifesini yayımlamaktadır ve bu tarifeler genellikle asgari ücretin üzerinde olabilmektedir . Örneğin, İstanbul Barosu, anlaşmalı boşanma avukatlık ücreti için 75.000 TL, çekişmeli boşanma avukatlık ücreti için ise 110.000 TL gibi bir ücreti uygun görmektedir . Çekişmeli davalarda, keşif, bilirkişi veya tercüman masrafları gibi ek masraflar da ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca, davayı kaybeden tarafın, kazanan tarafın avukatına ödediği karşı vekâlet ücreti de önemli bir maliyettir ve 2025 yılı için bu ücret 30.000 TL tutarındadır .

En Kolay Boşanma Sebepleri Sık Sorulan Sorular

Boşanma davası reddedilirse ne olur?

Boşanma davasının reddi, usulden veya esastan olmak üzere iki şekilde gerçekleşebilmektedir. Dava usulden (örneğin dilekçe eksikliği nedeniyle) reddedilirse, eksiklikler tamamlanarak yeni bir dava açılabilir. Ancak, dava esastan (örneğin, ileri sürülen boşanma sebebinin ispat edilememesi nedeniyle) reddedilirse, aynı boşanma sebebine dayanarak üç yıl boyunca yeniden dava açılamamaktadır . Bu süre içinde ortak hayata dönülmezse, evlilik birliğinin temelden sarsıldığına dair bir karine oluşur ve bu fiili ayrılık sebebiyle boşanma davası açılabilir .

Boşanma davası devam ederken eşler birlikte yaşayabilir mi?

Boşanma davası açılmış olsa bile, evlilik hukuken sona ermediği için eşlerin aynı evde yaşaması hukuken mümkündür. Ancak, eşlerin boşanma davası devam ederken birlikte yaşamaya devam etmesi, hukuken evlilik birliğinin temelden sarsılmadığına dair bir karine oluşturabilmektedir ve bu durum davanın reddine neden olabilir. Yargıtay kararlarında, eşlerin aynı evde yaşamaya devam etmesi veya tatile gitmesi gibi davranışlar, “zımni af” (örtülü af) olarak değerlendirilmektedir ve geçmişteki olaylara dayanarak boşanma kararı verilmesine engel olmaktadır.

Boşanmada avukat tutmak zorunlu mu?

Türk hukuk sisteminde hiçbir davada avukat tutma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak boşanma süreci, özellikle çekişmeli davalarda, karmaşık hukuki prosedürler ve detaylı ispat yükü barındırmaktadır. Bu süreçte yapılacak usul hataları veya hukuki haklardan bihaber olmak, telafisi zor hak kayıplarına yol açabilmektedir. Bu nedenle, en kolay boşanma süreci bile olsa, hukuki destek almak, süreci hızlandırmak ve hakların güvence altına alınması için en doğru karar olacaktır.  

En Kolay Boşanma Sebepleri Sonuç

Hukuki açıdan bakıldığında, “en kolay boşanma sebepleri” diye bir kavram bulunmamaktadır; boşanmanın kolaylığı, eşlerin uzlaşmaya dayalı bir yol izlemesinde ve bu uzlaşmayı hukuki zemine oturtmasında yatmaktadır. Boşanma süreci, yeni bir başlangıcın temelini atmak için bir fırsattır. Bu temelin sağlam atılması, doğru hukuki adımlarla mümkündür. Unutulmamalıdır ki, en kolay boşanma, uzlaşmanın ve profesyonel hukuki desteğin bir araya geldiği süreçtir. İstanbul boşanma avukatı arayışınızda, bu zorlu dönemi tek başına yönetmeye çalışmak yerine, haklarını koruyacak ve süreci en kısa sürede tamamlayacak bir profesyonel ile yola çıkmak en akıllıca karardır. Güvenilir ve deneyimli bir İstanbul boşanma avukatı ile çalışmak, haklarınızı güvence altına alarak süreci en hızlı ve sorunsuz şekilde tamamlamanıza yardımcı olacaktır.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

istanbul boşanma avukatı

Çelik & Baştürk Hukuk Bürosu olarak, İstanbul avukat ve arabulucularından oluşan ekibimiz ile birlikte, İstanbul Boşanma Avukatı, İstanbul Ceza Avukatı olarak çalışma alanlarımız içerisinde tüm davalara bakmaktayız. Bilgi için hemen bize ulaşın.