Boşanmada Evcil Hayvan Kimde Kalır?

Boşanmada Evcil Hayvan Kimde Kalır?

Boşanma süreci, yalnızca eşler arasındaki yasal ve mali anlaşmazlıkları değil, aynı zamanda aile yapısının değişmesiyle ortaya çıkan duygusal ve karmaşık konuları da beraberinde getirir. Günümüzde evcil hayvanlar, birçok aile için sadece birer malvarlığı unsuru olmaktan çıkıp, ailenin duygusal bağlarını güçlendiren birer birey haline gelmiştir. Bu nedenle, boşanma kararı alındığında, “Boşanmada evcil hayvan kimde kalır?” sorusu, eşler için en az çocukların velayeti kadar önemli bir endişe kaynağı haline gelmektedir. Bu süreçte karşılaşılan hukuki zorluklar ve duygusal yıpranmalar, konunun profesyonel bir bakış açısıyla ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Bu makale, boşanmada evcil hayvan kimde kalır sorusuna Türk hukuku ve güncel yargı içtihatları çerçevesinde kapsamlı bir yanıt sunarak, haklarınızı ve evcil dostunuzun geleceğini nasıl güvence altına alabileceğinizi detaylı bir şekilde açıklamaktadır.

Eşya mı, Canlı Varlık mı?

Boşanmada evcil hayvan kimde kalır sorusunun hukuki zeminini anlamak için, öncelikle evcil hayvanların hukuk sistemindeki yerini doğru bir şekilde kavramak gerekir. Bu konu, hukuk doktrininde ve yargı kararlarında uzun süredir tartışılan ve önemli değişimler gösteren bir alandır.

Evcil Hayvan Taşınır Eşyadır

Türk Medeni Kanunu (TMK) açısından bakıldığında, evcil hayvanlar geleneksel olarak taşınır mal (menkul eşya) niteliğinde değerlendirilmektedir . Bu yaklaşım, evcil hayvanın tıpkı bir araba, televizyon ya da mobilya gibi, mal rejiminin tasfiyesine konu olabileceği anlamına gelir. Bu bakış açısına göre, hayvanın mülkiyeti, mal rejimi hükümlerine göre belirlenir ve kimin malı olduğuna dair belgeler esastır. Bu geleneksel statü, hayvanların hukuken hak ve borçlara sahip olabilen “kişi” statüsünde olmamasına dayanmaktadır . Ancak bu durum, modern çağın getirdiği sosyal ve etik değerlerle çelişmektedir. Çünkü hukuk sistemi, bir yandan hayvanları eşya olarak kabul ederken, diğer yandan onlara kötü muamele edilmesini, işkence yapılmasını veya terk edilmesini suç olarak tanımlamaktadır. Bu hukuki tutarsızlık, hayvanların sıradan bir eşyadan çok daha öte, kendine özgü bir varlık olduğunu açıkça göstermektedir .  

Evcil Hayvan Canlı ve Duyarlı Bir Varlıktır

Hayvan hakları bilincinin artması ve toplumsal duyarlılığın gelişmesiyle birlikte, Türk hukukunda evcil hayvanlara yönelik bakış açısı da değişmeye başlamıştır. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu bu değişimin en önemli yasal dayanağıdır. Bu yasa, hayvanların korunması, refahı ve yaşam haklarının güvence altına alınması için önemli düzenlemeler getirmiştir . Uluslararası alanda da Avusturya, Almanya ve İsviçre gibi ülkeler, medeni kanunlarına ekledikleri hükümlerle hayvanların eşya olmadığını açıkça belirtmişlerdir . Bu gelişmeler, Türk mahkemelerinde de  

Boşanmada evcil hayvan kimde kalır sorusuna cevap aranırken, salt eşya hukuku kurallarının dışına çıkılmasına yol açmıştır. Hâkimler, bu kanuni boşluğu doldurmak için Türk Medeni Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, hayvanın duygusal bağ ve üstün menfaati gibi unsurları gözeterek karar vermektedir. Bu modern yaklaşım, hayvanların birer obje değil, ailenin bir parçası olduğu gerçeğini hukuki zemine taşımaktadır .  

Boşanma Türlerine Göre Evcil Hayvanın Paylaşımı

Boşanma sürecinde evcil hayvanın akıbeti, davanın türüne göre farklı hukuki yolların izlenmesini gerektirir. Anlaşmalı boşanma, eşlere geniş bir esneklik sağlarken, çekişmeli boşanma sürecinde mahkemenin değerlendirmesi belirleyici olur. Boşanmada evcil hayvan kimde kalır meselesi, bu aşamaların her birinde farklı şekillerde çözüme kavuşturulabilir.

Anlaşmalı Boşanmada Özgürlük ve Esneklik

Boşanmada evcil hayvan kimde kalır sorununu çözmek için en ideal ve en barışçıl yol, anlaşmalı boşanmadır. Eşler, boşanmanın tüm sonuçları üzerinde serbestçe anlaşma yapabilir ve bu esneklik, evcil hayvanın kimde kalacağı, diğer eşin ne zaman ve hangi koşullarda hayvanı göreceği gibi hususların da anlaşmalı boşanma protokolüne yazılmasını mümkün kılar . Eşler, bu protokolde evcil hayvanın mülkiyetini bir tarafa bırakabileceği gibi, tıpkı çocuk velayeti gibi bir ortak sahiplik (velayet) düzenlemesi de yapabilirler. Protokol, hayvanın hangi eşin yanında kalacağını, diğer eşin ne kadar süreyle hayvanla vakit geçireceğini ve hatta bakım masraflarına ne kadar katkıda bulunacağını (yaygın adıyla “hayvan nafakası”) bile detaylandırabilir. Mahkeme, kamu düzenine aykırı olmadığı sürece bu protokolü aynen onaylayarak boşanma kararına ekler ve böylece evcil hayvanın rutinleri korunarak boşanma sürecinin getirdiği stres en aza indirilir.  

Çekişmeli Boşanmada Hâkimin Değerlendirdiği Kriterler

Eğer eşler evcil hayvanın akıbeti konusunda uzlaşamazsa, süreç çekişmeli boşanma davası kapsamında ilerler ve mahkeme, Boşanmada evcil hayvan kimde kalır sorusuna tarafların sunduğu delillere göre yanıt verir . Mahkemenin, evcil hayvanla ilgili bir hüküm kurabilmesi için taraflardan birinin bu yönde açık bir talebi olması gerektiğini belirtmek önemlidir . Bu aşamada, hâkimin kararı temelde üç ana kritere dayanır:

Mülkiyet ve Sahipliğin Tespiti

Mahkeme, öncelikle hayvanın hukuki olarak kime ait olduğunu tespit etmeye çalışır . Bu tespitte en önemli ispat araçları şunlardır:

  • Hayvanın satın alındığına dair fatura veya makbuzlar, kimin mülkiyeti edindiğini gösteren en somut delillerden biridir.  
  • Ülkemizde zorunlu hale gelen mikroçip uygulaması, evcil hayvanın sahibini resmi olarak tescil etmektedir. Mikroçipte adı geçen kişi, hukuken hayvanın sahibi olarak kabul edilme olasılığı en yüksek olan taraftır .
  • Veteriner kayıtları ve aşı karnesi, hayvanın sahipliğini ve bakım sorumluluğunu üstlenen kişiyi belirlemede önemli bir kanıt niteliği taşır .

Birincil Bakıcı ve Fiili Zilyetlik

Evcil hayvanın mülkiyeti tek başına yeterli bir kriter değildir. Modern hukuk, hayvanın fiili zilyetliğini, yani ona günlük hayatta kimin baktığını da dikkate almaktadır . Mahkeme, hayvanın bakımını ağırlıklı olarak kimin üstlendiğini araştırır. Bu kapsamda, hayvanın beslenmesi, gezdirilmesi, sağlık kontrollerine götürülmesi, temizliği ve genel refahından kimin sorumlu olduğu incelenir . Bu hususlar, tanık beyanları, sosyal medya paylaşımları ve iletişim kayıtları gibi delillerle ispatlanabilir.  

Hayvanın Üstün Menfaati

Çekişmeli boşanma davalarında mahkemeler, tıpkı çocuk velayetinde olduğu gibi, evcil hayvanın üstün menfaatini gözetme eğilimindedir . Bu ilke, hayvanın fiziksel ve duygusal refahını en iyi hangi eşin sağlayabileceğine odaklanır . Hâkim, hayvanın yaşamına alışkın olduğu ortamın devam edip etmeyeceğini, rutinlerinin bozulup bozulmayacağını ve hangi eşle daha güçlü bir duygusal bağa sahip olduğunu dikkate alabilir. Bu yaklaşım, hayvanların sadece birer eşya değil, psikolojik ihtiyaçları olan canlılar olduğu gerçeğine dayanmaktadır. Bu ilke aynı zamanda bir eşin, hayvanın yanında kalmasının kendi ve hayvanın üstün menfaatine olduğunu ispat etmesi halinde, diğer tarafa karşılığını ödeyerek hayvanın alım hakkına sahip olabileceğini de gösterir .

Emsal Yargı Kararları ve İçtihatların Gelişimi

Türk yargı sistemi, Boşanmada evcil hayvan kimde kalır sorusuna ilişkin kanuni boşluğu, somut olaylara uyguladığı emsal kararlarla doldurmaktadır. Bu kararlar, konunun sadece bir mal rejimi meselesi olmadığını, aile hukuku ilkelerinin de devreye girmesi gerektiğini açıkça göstermektedir.

“Papyon” Köpek Davası

İzmir 16. Aile Mahkemesi’nin Papyon isimli köpek için verdiği karar, Türk hukukunda bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Mahkeme, evcil hayvanı adeta ortak bir çocuk gibi değerlendirmiş ve köpeğin bakımını üstlenen kadın eşe bırakılmasına karar verirken, erkek eşe her ay iki hafta sonu görüşme hakkı tanımış ve aylık 200 TL bakım masrafı katkısı ödemesine hükmetmiştir. Bu karar, evcil hayvanlar için “nafaka” ve “görüşme hakkı” gibi, normalde eşya hukukuyla ilişkilendirilmeyen kavramların uygulanabileceğinin en önemli göstergesidir.  

Diğer Emsal Kararlar: “Zuzu” ve “Mırmır”

Benzer şekilde, İstanbul Aile Mahkemesi’nde görülen bir davada, Zuzu isimli bir kedi için boşanan eşler arasında üçer ay dönüşümlü sahiplik kararı verilmiştir. Başka bir davada ise Mırmır adlı kedi için aylık 150 TL “nafaka” kararı çıkmıştır. Bu kararlar, mahkemelerin, evcil hayvanın sadece bir eşya olmadığını, duygusal bağların ve refahın da dikkate alınması gerektiğini gösteren emsallerdir. Bu içtihatlar, kanunda açık bir hüküm olmamasına rağmen, hâkimlerin TMK m. 1‘den aldıkları yetkiyle, çağın ve toplumun değişen değerlerine uygun kararlar verdiğini ortaya koymaktadır .

Evcil Hayvan İçin Nafaka ve Görüşme Hakkı

Boşanmada evcil hayvan kimde kalır sorusunun çözümü, hayvanın masrafları ve diğer eşle olan ilişkisi gibi konuları da içerir. Bu düzenlemeler, yasal olarak “nafaka” veya “velayet” adını taşımasa da, pratik olarak benzer sonuçlar doğurur.

Nafaka Talebi

Evcil hayvan için talep edilen bakım masrafları, hukuki olarak çocuk nafakası gibi bir zorunlu ödeme değildir. Ancak bu masraflar, mal rejiminin tasfiyesi sırasında talep edilebilecek bir gider kalemi olarak kabul edilebilir. Özellikle  anlaşmalı boşanma protokollerinde, evcil hayvanı kendinde kalmayan eşin, hayvanın mama, veteriner, aşı ve diğer masraflarına katkı sağlaması yaygın bir uygulamadır . Bu ödemeler, halk arasında “hayvan nafakası” olarak adlandırılsa da, aslında sözleşmeye dayalı bir bakım katkısı niteliğindedir.

Görüşme Hakkı Düzenlemeleri

Evcil hayvanla güçlü bir bağ kuran ve hayvanın kendisinde kalmasını sağlayamayan eş, tıpkı çocuklar için olduğu gibi, evcil hayvanla belirli zamanlarda görüşme hakkı talep edebilir. Mahkemeler, özellikle anlaşmalı boşanma protokolüne bu yönde bir madde eklenmesi halinde, bu talebi onaylayabilmektedir . Böylece hayvan, her iki eşle de duygusal bağını sürdürebilir ve boşanmanın getirdiği travmatik etkilerden daha az etkilenebilir.

Boşanma Davasında Evcil Hayvanın Sahipliğini İspat Etme Yolları

Çekişmeli bir boşanma davasında boşanmada evcil hayvan kimde kalır sorusuna verilecek yanıt, büyük ölçüde sahipliğin ve birincil bakıcılığın ispatına bağlıdır. Bu nedenle, boşanma sürecinde evcil hayvan sahiplerinin bu delilleri titizlikle toplaması büyük önem taşır.

  • Aşı Karnesi ve Veteriner Kayıtları: Hayvanın sağlık karnesi, aşı takibi ve veteriner kliniği kayıtları, hayvanın düzenli bakımından sorumlu olan kişiyi belirlemede çok önemli bir rol oynar .
  • Mali Belgeler: Hayvanın satın alınmasına veya sahiplenilmesine dair faturalar, mama, oyuncak, veteriner ve diğer bakım giderlerine ilişkin banka kayıtları veya dekontlar, sahipliğin ve mali sorumluluğun kimde olduğunu gösterir .
  • Sosyal Medya Kanıtları: Sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar, fotoğraflar ve videolar, evcil hayvanla kurulan duygusal bağı ve günlük bakım sorumluluğunu kimin üstlendiğini gösteren önemli delillerdir.
  • Tanık Beyanları: Aile üyeleri, arkadaşlar, komşular veya veteriner gibi tanıkların, hayvanın günlük bakımını kimin üstlendiğine ve onunla kimin daha çok ilgilendiğine dair vereceği beyanlar, mahkemenin kararını etkileyebilecek güçlü kanıtlardır.  
  • Mikroçip ve Pasaport: Evcil hayvanın mikroçipinde kimin adının kayıtlı olduğu ve pasaport bilgileri, sahipliğin en somut ispatlarından biridir ve yasal olarak tescil edildiği için en güvenilir delillerdendir .

Arabuluculuk

Boşanma sürecinin getirdiği duygusal ve hukuki yükü azaltmak için mahkeme yolundan önce veya mahkeme devam ederken arabuluculuk süreci de değerlendirilebilir. Evcil hayvanın paylaşımı, hukuki niteliği gereği arabuluculuğa elverişli bir konudur.  

Arabuluculuk sürecinin en önemli avantajı, eşlerin ortak bir zeminde buluşarak kendi iradeleriyle çözüm üretebilmeleridir. Bu süreç, duygusal bağların ve karşılıklı anlayışın korunmasına yardımcı olabilir. Arabuluculuk süreci sonunda düzenlenen anlaşma tutanağı, taraflar ve arabulucu tarafından imzalandıktan sonra, icra edilebilirlik şerhi alınarak yasal bir geçerlilik kazanır . Bu, bir nevi mahkeme kararı gibi hukuki sonuçlar doğurur ve eşlerden birinin anlaşmaya uymaması halinde yasal yollara başvurulmasını mümkün kılar. Arabuluculuk, hukuki sürecin uzunluğundan ve masrafından kaçınmak isteyen eşler için etkili ve pratik bir alternatiftir.  

Boşanma Dışında Evcil Hayvanları Koruyan Yasal Düzenlemeler

Evcil hayvanların korunması, yalnızca boşanma sürecine özgü bir mesele değildir. Türk hukukunda, hayvanlara yönelik kötü muameleyi ve terk etme fiilini engelleyen yasal düzenlemeler bulunmaktadır. Bu düzenlemeler, boşanma sürecinde bir eşin hayvanı terk etmesi veya ona kötü davranması durumunda uygulanabilecek yaptırımları içerir.

5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu‘nda 2021 yılında yapılan değişikliklerle, hayvanlara eziyet etmek ve onları terk etmek suç olarak tanımlanmıştır . Özellikle, sahiplenilen evcil hayvanı sokağa terk etmenin cezası, hayvan başına 60.000 TL gibi caydırıcı bir idari para cezasına bağlanmıştır . Bu düzenleme, bir boşanma davası sırasında hayvanın istenmeyen bir “yük” olarak görülerek sokağa terk edilmesinin önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Aynı şekilde, Türk Ceza Kanunu’nun 177. maddesi, gözetim altındaki hayvanın başkalarının hayatı veya sağlığı için tehlike yaratacak şekilde serbest bırakılmasını da suç sayar. Bu düzenlemeler, boşanma sürecindeki tarafların hayvanlara karşı sorumluluklarını yerine getirmesini zorunlu kılmaktadır.  

Sonuç

Boşanma sürecinde Boşanmada evcil hayvan kimde kalır sorusu, Türk hukukunda artık yalnızca bir eşya paylaşımı meselesi olarak ele alınmamaktadır. Geleneksel yaklaşımların aksine, mahkemeler ve doktrin, evcil hayvanları duygusal bağ kurulan, yaşam hakkına sahip canlılar olarak değerlendirme eğilimindedir. Bu yeni perspektif, özellikle çekişmeli boşanma davalarında, hayvanın refahını ve “üstün menfaatini” gözeterek, birincil bakıcıyı ve hayvanla daha güçlü bağı olan eşi koruyan kararlar verilmesine zemin hazırlamaktadır. Bu karmaşık süreçte, hukuki haklarınızı tam olarak öğrenmek, kanıtları doğru bir şekilde sunmak ve evcil dostunuzun refahını güvence altına almak için profesyonel hukuki destek almak elzemdir. Boşanma davaları, her ne kadar duygusal bir yıpranma sürecine yol açsa da, bu süreçte atılacak bilinçli adımlar, hem sizin hem de evcil hayvanınızın geleceğini güvence altına alabilir. Bu nedenle, bu konuda uzman bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmak, hem sürecin daha hızlı ve adil ilerlemesini sağlayacak hem de evcil hayvanınızın haklarının en iyi şekilde korunmasını temin edecektir. Profesyonel bir İstanbul Boşanma Avukatı, müvekkilinin duygusal bağını ve evcil dostunun refahını koruyacak stratejiler geliştirirken, Boşanmada evcil hayvan kimde kalır sorusuna en doğru hukuki çözümü sunacaktır.

Sık Sorulan Sorular

Boşanmadan önce evcil hayvanı almak hukuki avantaj sağlar mı?

Evcil hayvanın boşanma sürecinden önce alınması, mülkiyetin tespiti açısından bir avantaj sağlayabilir . Ancak, asıl belirleyici olan, hayvanın boşanma davası süresince kimin bakım ve gözetimi altında olduğudur. Mahkeme, hayvanın fiili zilyetliğini ve birincil bakıcılığını da göz önünde bulunduracaktır. Bu nedenle, tek başına hayvanı önceden sahiplenmek yeterli bir hukuki avantaj sağlamayabilir.  

Evlilik birliği dışında edinilen evcil hayvan kimde kalır?

Evlilik birliği dışında, yani evlenmeden önce edinilen evcil hayvan, edinilen eşin kişisel malı sayılır. Bu durumda hayvan, boşanma davasında mal paylaşımına konu olmaz ve esasen hayvanı sahiplenen eşin yanında kalır. Ancak, evlilik birliği süresince diğer eşin hayvanla güçlü bir duygusal bağ kurduğu ispat edilirse, mahkemeden hayvanla belli saatler ve günlerde görüşme hakkı talep edebilir.  

Mahkeme tedbir kararı ile evcil hayvanın kimde kalacağına hükmedebilir mi?

Evet, boşanma davası devam ederken, mahkeme Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi uyarınca gerekli gördüğü geçici önlemleri re’sen alabilir . Bu önlemler arasında, evcil hayvanın davanın sonuna kadar hangi eşin yanında kalacağına dair bir tedbir kararı verilmesi de yer alabilir. Bu kararı etkileyen en önemli faktörler, hayvanın mevcut yaşam koşulları ve birincil bakıcısının kim olduğu hususlarıdır.  

Evcil hayvana kötü davranan eşe karşı ne yapılabilir?

Bir eşin evcil hayvana kötü davrandığı, eziyet ettiği veya terk ettiği durumlarda, diğer eş hukuki ve cezai yollara başvurabilir.  5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Türk Ceza Kanunu uyarınca, hayvanlara kötü muamele eden, işkence yapan veya onları terk eden kişiler hakkında idari para cezası ve hapis cezası gibi yaptırımlar uygulanabilmektedir. Bu durum, aynı zamanda boşanma davasında karşı tarafın kusurunu ispatlamak için de bir delil olarak kullanılabilir.  

Evcil hayvanın yaşam ortamı kararı etkiler mi?

Evet, mahkeme karar verirken evcil hayvanın en iyi menfaatini gözeteceği için, hayvanın yaşam ortamının uygunluğu önemli bir kriterdir. Örneğin, köpeklerin apartmanda bakılmasına ilişkin kurallar veya hayvanın daha geniş bir alana ihtiyacı olup olmadığı gibi faktörler değerlendirilir . Hâkim, hayvanın yaşam kalitesini en iyi şekilde sağlayacak olan eşin yanında kalmasına karar verebilir.  

Evcil hayvan için arabuluculuk tutanağının geçerliliği nedir?

Evcil hayvanın paylaşımı konusundaki arabuluculuk tutanağı, tarafların kendi rızalarıyla vardıkları bir anlaşma belgesidir. Bu tutanak, mahkemeden icra edilebilirlik şerhi alınması halinde, tıpkı bir mahkeme kararı gibi hukuki geçerlilik kazanır . Bu durum, anlaşmaya uymayan tarafa karşı yasal yollara başvurmayı mümkün kılar ve borçlar hukuku kapsamında yasal yaptırımlar uygulanmasını sağlar.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

istanbul boşanma avukatı

Çelik & Baştürk Hukuk Bürosu olarak, İstanbul avukat ve arabulucularından oluşan ekibimiz ile birlikte, İstanbul Boşanma Avukatı, İstanbul Ceza Avukatı olarak çalışma alanlarımız içerisinde tüm davalara bakmaktayız. Bilgi için hemen bize ulaşın.