Yabancı Uyruklu Eşten Boşanma Mal Paylaşımı

Yabancı Uyruklu Eşten Boşanma Mal Paylaşımı

Modern dünyada uluslararası evlilikler giderek yaygınlaşırken, beraberinde getirdiği hukuki karmaşıklıklar da artmaktadır. Özellikle, evliliğin sona ermesi durumunda ortaya çıkan yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı konusu, titiz bir hukuki yaklaşım gerektirir. Eşlerin farklı vatandaşlıklara sahip olması ve yurtdışında edindikleri malvarlıkları, tek bir ülkenin kanunlarıyla çözülemeyen, çok katmanlı davalara yol açabilir. Bu karmaşık süreçte doğru adımları atmak ve haklarınızı korumak için, alanında uzman bir hukuki danışmanlık almak hayati bir öneme sahiptir. Bu makale, yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı sürecinin tüm hukuki inceliklerini, potansiyel müvekkiller için anlaşılır bir dille açıklamayı amaçlamaktadır.

Yabancı Eşle Boşanmada Uygulanacak Hukukun Tespiti

Yabancı uyruklu bir eşle boşanma davasında mal paylaşımına ilişkin en temel soru, “Hangi ülkenin hukuku uygulanacaktır?” sorusudur. Bu, yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı davasının seyrini tamamen değiştirebilecek bir başlangıç noktasıdır. Türk hukuku, yabancılık unsuru içeren bu tür davalarda uygulanacak kanunu belirlemek için Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’u (MÖHUK) temel alır. MÖHUK’un 15. maddesi, eşler arasındaki mal rejimine hangi hukukun uygulanacağını belirleyen kademeli bir sistem sunar. Bu düzenleme, hukuki belirsizlikleri ortadan kaldırmayı ve adil bir çözüm sunmayı hedefler.  

Yabancı unsurlu davalarda, yargılamaya ilişkin usul kuralları davanın görüldüğü mahkemenin hukukuna (lex fori) tabidir . Dolayısıyla Türk mahkemelerinde açılan bir davada bu hukuk, Türk hukukudur . Boşanma, velayet, nafaka ve mal rejimine ilişkin tüm talepler, bu kanunlar ihtilafı kurallarına göre belirlenir. Uygulanacak hukuk, eşlerin vatandaşlık ve yerleşim yeri gibi bağlama noktalarına göre belirlenir. Örneğin, bir Türk-Hollanda vatandaşı ile sadece Türk vatandaşı olan bir eşin boşanması durumunda, uygulanacak hukuk Türk hukuku olur . Ancak, ikisi de Alman vatandaşı olan eşlerin Türkiye’de boşanması durumunda, müşterek milli hukukları olan Alman hukuku uygulanır .  

Müşterek Milli Hukuk, Mutad Mesken ve Türk Hukuku Dengesi

MÖHUK, yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı sürecinde uygulanacak hukuku belirlerken üç ana kriteri bir öncelik sırasına göre değerlendirir. Bu hiyerarşik yapı, müvekkillerin durumuna göre farklı sonuçlar doğurabilir.  

  • 1. Öncelik: Eşlerin Müşterek Milli Hukuku: Eğer eşler aynı ülke vatandaşıysa, yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı davasında öncelikle o ülkenin hukuku uygulanır .
  • 2. Öncelik: Eşlerin Müşterek Mutad Mesken Hukuku: Eşlerin ortak bir vatandaşlığı yoksa, yani farklı uyruklara sahiplerse, yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı davası, eşlerin ortak ve alışıldık yerleşim yeri olan “mutad mesken”in bulunduğu ülkenin hukukuna göre görülür . Örneğin, farklı uyruklara sahip eşlerin birlikte Türkiye’de yaşaması durumunda, Türk hukuku geçerli olur .
  • 3. Öncelik: Türk Hukuku: Eğer eşlerin ne ortak bir milli hukuku ne de ortak bir mutad meskeni varsa, yani farklı ülkelerde yaşıyorlarsa, mal paylaşımına ilişkin uyuşmazlıklarda Türk hukuku uygulanır .

Bu yapı, eşlerin evlilik süresince farklı ülkelerde yaşaması durumunda karmaşıklığa yol açabilir. Milletlerarası hukuk kuralları, eşlerin yeni bir hukuka tabi olabileceğini belirtir . Ancak bu geçiş, yalnızca gelecekte edinilecek mallar için geçerlidir ve geçmişe dönük olarak evlilik rejimini değiştirmez . Bu nedenle, yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı davasında uygulanacak hukukun doğru tespiti, davanın doğru bir şekilde yürütülmesi için kritik bir başlangıç noktasıdır.

Yabancı Eşle Boşanmada Mal Paylaşımı ve Türk Medeni Kanunu

Yabancı uyruklu eşle boşanma davasında Türk hukuku uygulandığında, mal paylaşımı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilir. TMK, eşlerin bir sözleşme ile farklı bir mal rejimi seçmediği sürece, yasal mal rejimi olarak “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi”ni esas alır. Bu durum, yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı sürecinde en sık karşılaşılan senaryodur.

Yasal Mal Rejimi: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi

1 Ocak 2002 tarihinden sonraki evliliklerde geçerli olan bu rejim, eşlerin evlilik birliği içinde birlikte bir ekonomik yaşam kurduğunu ve bu süreçte elde edilen malların ortak kabul edilmesi gerektiğini öngörmektedir . Bu rejimin temel amacı, özellikle evlilik süresince çalışmayan veya ev içi emeğiyle katkı sağlayan eşin ekonomik olarak mağdur olmasını engellemektir .

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimine göre, eşlerin malvarlığı iki ana kategoriye ayrılır :

  • Edinilmiş Mallar: Evlilik süresince çalışılarak veya emek verilerek elde edilen tüm malvarlığı değerleridir . Buna, eşlerin maaşları ve diğer gelirleri, sosyal güvenlik ödemeleri, tazminatlar, banka hesaplarındaki birikimler ve evlilik süresince satın alınan taşınmazlar (ev, araba, arsa) gibi varlıklar dahildir . Edinilmiş malın yerine geçen değerler de bu kapsamda değerlendirilir. Örneğin, evlilik sırasında alınan bir aracın satılıp yerine başka bir araç alınması durumunda, yeni araç da edinilmiş mal olarak kabul edilir .
  • Kişisel Mallar: Paylaşıma tabi olmayan, eşlerden birine ait özel mallardır . Bunlar şunları içerir: Eşlerden birinin evlenmeden önce sahip olduğu mallar , evlilik birliği süresince miras veya karşılıksız bağış yoluyla gelen mallar , eşin kişisel kullanımına yarayan eşyalar ve manevi tazminat alacakları.  

Bir malın edinilmiş mi yoksa kişisel mal mı olduğu konusunda anlaşmazlık yaşandığında, TMK bir karine getirmiştir: Bir malın kişisel mal olduğunu iddia eden eşin bu durumu ispatlaması gerekir, aksi halde o mal edinilmiş mal olarak kabul edilir ve paylaşıma tabi tutulur . Bu durum, hukuki süreçte avukatın ispat hususunda çok titiz çalışması gerektiğini göstermektedir .

Diğer Seçimlik Mal Rejimleri ve Evlilik Sözleşmesi

Eşler, noter huzurunda bir mal rejimi sözleşmesi yaparak kanunda belirlenmiş olan diğer rejimlerden birini seçebilirler . Bunlar Mal Ayrılığı Rejimi, Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi ve Mal Ortaklığı Rejimidir . Özellikle yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı sürecinde, evlilik öncesi yapılan anlaşmaların (prenup) geçerliliği önem kazanır. Bu sözleşmeler, Türkiye’de geçerli olabilmesi için Türk kamu düzenine aykırı olmamalıdır.  

  • Mal Ayrılığı Rejimi: Bu rejim, her eşin kendi malvarlığı üzerinde tek başına mülkiyet, yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkına sahip olduğu bir sistemdir . Bu rejimde bir eşin üstüne kayıtlı malın satın alınmasında diğer eşin de katkısı varsa, katkı payı alacağı talep edilebilir.  
  • Mal Rejimi Sözleşmesi: Eşler, evlilik öncesinde veya sonrasında noter huzurunda bir sözleşme yaparak aralarındaki mal rejimini değiştirebilirler . Bu sözleşme, yalnızca ileriye dönük olarak geçerlidir ve geçmişte edinilmiş malların rejimini etkilemez .

Mal Rejiminin Tasfiyesi

Boşanma sürecinde mal paylaşımı, boşanma davasının bir parçası değildir . Her ne kadar mal paylaşımı talepleri, boşanma davası dilekçesi içerisinde belirtilebilse de, hakim boşanma davasını mal paylaşımı davasından ayırır ve iki dava birbirinden bağımsız olarak yürütülür . Mal rejiminin tasfiyesi adı verilen bu süreç, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra başlar .

Mal Rejiminin Sona Erme Anı ve Zamanaşımı

Mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer . Bu kural, yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı davalarında önemli bir istisnaya sahiptir. Yargıtay’ın emsal kararlarına göre, yurtdışında açılan ve kesinleşen bir boşanma davası varsa, mal rejimi bu davanın açıldığı tarihte sona ermiş kabul edilir, yabancı kararın Türkiye’de tanınması veya tenfizi için açılan davanın tarihi değil . Bu hukuki içtihat, mal paylaşımının başlangıç tarihinin doğru tespit edilmesini kritik hale getirmektedir. Mal rejimi tasfiyesi davası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra 10 yıllık bir zamanaşımı süresine tabidir . Bu süre içinde açılmayan davalarda hak kaybı yaşanabilir.

Artık Değer ve Katılma Alacağı Hesaplaması

Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde, malvarlığı tasfiyesi karmaşık hesaplamalarla belirlenir. Bu hesaplamanın temelinde “Artık Değer” ve “Katılma Alacağı” kavramları yatar .

  • Artık Değer: Bir eşin evlilik süresince elde ettiği edinilmiş malların toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçların çıkarılmasıyla elde edilen net değerdir .
  • Katılma Alacağı: Her eşin, diğer eşin artık değerinin yarısı üzerinde sahip olduğu alacak hakkıdır .
  • Değer Artış Payı Alacağı: Bir eşin diğerinin kişisel malının edinilmesine, korunmasına veya iyileştirilmesine karşılıksız olarak katkıda bulunması halinde ortaya çıkan alacak hakkıdır .

Normal şartlarda, boşanma nedeni olan kusur, mal paylaşımını etkilemez . Ancak, TMK m. 236/II hükmü, boşanmanın zina veya hayata kast gibi özel sebeplerle gerçekleşmesi durumunda hakime takdir yetkisi tanımıştır . Hakim, kusurlu eşin artık değerdeki payını hakkaniyete uygun olarak azaltabilir veya tamamen kaldırabilir . Bu durum, yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı davasında kusurun hukuki etkisini göstermektedir.

Yurtdışındaki Malların Paylaşımı ve Hukuki Prosedürler

Yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı davası Türkiye’de açıldığında, eşlerin yurtdışındaki malvarlıklarının akıbeti, hem Türk hukuku hem de malların bulunduğu ülkenin hukuk kurallarının birleşimiyle belirlenir. Bu durum, uluslararası boşanma davalarını sıradan bir mal paylaşımı davasından ayıran en önemli özelliktir.  

Yabancı Ülke Hukukunun Etkisi ve Uygulamada Karşılaşılan Zorluklar

MÖHUK’un 15. maddesinin ikinci fıkrası, taşınmaz mallar için özel bir kural getirir: Mal rejiminin tasfiyesinde, taşınmazlar için bulundukları ülke hukuku uygulanır . Bu kural, bir davanın tek bir hukuki sistemle çözülemeyeceğini gösterir. Örneğin, bir Türk-Alman çiftin Türkiye’de açtığı boşanma davasında, Almanya’daki taşınmaz için Alman hukuku, Türkiye’deki taşınmaz için ise Türk hukuku uygulanır. Bu durum, hukuki sürecin çok daha karmaşık ve çok yönlü bir yaklaşım gerektirdiğini ortaya koymaktadır.

Yurtdışındaki malların paylaşımında karşılaşılan en büyük zorluklardan biri, malvarlıklarının tespiti ve değerlemesidir. Bu süreç, yabancı ülkedeki belgelerin temini ve hukuki yardım (istinabe) talepleriyle yürütülür . Mahkeme, yurtdışındaki mallara ilişkin belgelerin sunulmasını talep eder ve tüm delilleri değerlendirerek bir karar verir. Bu aşamada, uluslararası hukuka hakim bir avukatın ilgili ülkedeki meslektaşlarıyla iş birliği yapması, sürecin hızlanması ve hak kaybının önlenmesi açısından büyük önem taşır .  

Yabancı Mahkeme Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi

Yurtdışında boşanan bir çiftin bu boşanma kararı, Türkiye’deki hukuki durumlarını kendiliğinden değiştirmez . Türk makamları nezdinde hala evli görünmeye devam ederler. Bu durumun düzeltilmesi ve yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı sürecinin başlatılabilmesi için Türkiye’de “tanıma ve tenfiz davası” açılması gereklidir.

Tanıma ve Tenfiz Davasının Önemi ve Şartları

Tanıma Davası: Yabancı mahkeme kararının Türkiye’de kesin hüküm etkisi doğurması için açılır. Boşanma kararının Türkiye’de de geçerli sayılması için bu dava zorunludur.  

Tenfiz Davası: Yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra edilebilir hale gelmesini sağlar. Örneğin, yabancı kararda yer alan bir nafaka veya mal paylaşımı hükmünün Türkiye’de uygulanabilmesi için tenfiz kararı gerekir .  

Bu davaların açılabilmesi için birtakım hukuki şartlar aranır : yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması, kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, aleyhine karar verilen kişinin savunma haklarının ihlal edilmemiş olması ve Türkiye ile kararın verildiği ülke arasında karşılıklılık bulunmasıdır. Tanıma ve tenfiz davası, genellikle tek celsede sonuçlanabilir . Ancak bu süreç, apostil şerhi taşıyan ve yeminli tercümesi yapılmış belgelerin temin edilmesini gerektirir . Türkiye’de bulunma zorunluluğu olmaksızın yurtdışından verilecek bir vekaletname ile tüm bu işlemlerin avukat aracılığıyla yürütülmesi mümkündür .  

Sonuç

Yabancı uyruklu eşten boşanma mal paylaşımı süreci, sadece Türk Medeni Kanunu’na hakimiyetle çözülebilecek bir konu değildir. Bu süreç, uluslararası hukukun inceliklerini, kanunlar ihtilafı kurallarını ve farklı yargı sistemlerinin işleyişini derinlemesine bilmeyi gerektiren, çok katmanlı bir alandır. Uygulanacak hukukun doğru tespiti, mal rejiminin sona erme tarihinin hatasız belirlenmesi ve yurtdışındaki varlıkların hukuki prosedürlere uygun şekilde tasfiyesi, hak kaybını önlemenin yegane yoludur.

Bu tür davalarda atılacak her adım, gelecekteki maddi ve manevi haklarınızı doğrudan etkileyebilir. Karmaşık tebligat süreçleri, yurtdışındaki varlıkların değer tespiti ve yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de geçerli kılınması gibi teknik konular, amatörce yönetilemeyecek kadar kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, uluslararası hukuka ve aile hukukuna hakim, deneyimli bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmak, sürecin başından itibaren doğru stratejiyi belirlemek ve tüm hukuki riskleri minimize etmek adına en doğru karardır. Bir İstanbul Boşanma Avukatı‘nın rehberliğiyle, bu zorlu süreçte kendinizi güvende hissedebilir ve haklarınızın tam olarak korunmasını sağlayabilirsiniz.

Sık Sorulan Sorular

Yurtdışında boşandım, Türkiye’deki mallar ne olacak?

Yurtdışında alınan boşanma kararı, Türkiye’deki malvarlıklarınızı kendiliğinden etkilemez . Bu kararın Türkiye’deki hukuki geçerlilik kazanması için tanıma ve tenfiz davası açılması zorunludur . Bu karar kesinleştikten sonra, mal rejiminin tasfiyesi için ayrı bir dava açılması gerekir .

Yabancı uyruklu eşim boşanırken Türk vatandaşlığını kaybeder mi?

Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı alan bir yabancı, boşanma ile Türk vatandaşlığını kaybetmez. Ancak, boşanma davasının sonucuna bağlı olarak oturma veya çalışma iznini kaybetme riski ortaya çıkabilir.  

Yabancı eşle boşanma davası ne kadar sürer?

Yabancı eşle boşanma davasının süresi, davanın niteliğine göre değişir . Anlaşmalı boşanma davası, tek celsede bile sonuçlanabilirken , çekişmeli boşanma davası, tebligatların yurtdışına gönderilmesi gibi usulü işlemler nedeniyle daha uzun sürebilir .

Mal paylaşımında kusurlu eşin hakkı düşer mi?

Kural olarak, boşanmaya neden olan kusur, mal paylaşımını doğrudan etkilemez ve edinilmiş mallar yarı yarıya paylaşılır . Ancak, boşanma zina veya hayata kast gibi özel bir sebebe dayanıyorsa, hakim kusurlu eşin artık değerdeki payını hakkaniyete uygun olarak azaltabilir veya tamamen kaldırabilir .

Yurtdışında yapılan evlilik sözleşmesi Türkiye’de geçerli mi?

Yurtdışında yapılan evlilik sözleşmeleri, Türkiye’deki “kamu düzenine” açıkça aykırı olmadığı sürece hukuken geçerli kabul edilebilir . Ancak, her vakanın kendi içinde değerlendirilmesi gereken karmaşık bir konudur ve bu sözleşmelerin hukuki geçerliliği için uzman bir avukatın incelemesi gereklidir .

Mal Rejimi AdıYürürlük TarihiTemel ÖzelliğiPaylaşıma Tabi MallarPaylaşım Dışı Kalan Mallar
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi01.01.2002 sonrasıEdinilmiş malların eşit paylaşımıÇalışma geliri, birikim, taşınmazlar, sosyal ödemelerEvlilik öncesi mallar, miras, bağış, kişisel kullanım eşyası
Mal Ayrılığı Rejimi01.01.2002 öncesiHer eşin kendi malları üzerinde tam mülkiyetiYokHer türden mal
Paylaşmalı Mal AyrılığıSözleşme ile seçmeliKişisel mallar eşlerin mülkiyetinde, aile konutu ortakAile konutu ve ev eşyalarıKişisel mallar
Mal Ortaklığı RejimiSözleşme ile seçmeliKişisel mallar hariç tüm malların ortak mülkiyetiKişisel mallar hariç tüm mallarKişisel mallar

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

istanbul boşanma avukatı

Çelik & Baştürk Hukuk Bürosu olarak, İstanbul avukat ve arabulucularından oluşan ekibimiz ile birlikte, İstanbul Boşanma Avukatı, İstanbul Ceza Avukatı olarak çalışma alanlarımız içerisinde tüm davalara bakmaktayız. Bilgi için hemen bize ulaşın.