Velayetten Vesayete Doğru Hukuki Bir Yolculuk
18 yaşını doldurmak, birçok genç için bağımsızlığa atılan ilk adım olarak kabul edilirken, zihinsel engelli bireyler ve onların aileleri için hukuki statüde temel bir değişikliğin başlangıcını simgeler. Türk Medeni Kanunu’na göre, bir birey 18 yaşını tamamladığında ergin kabul edilir ve reşit olmayan çocuklar üzerindeki velayet yetkisi kendiliğinden sona erer. Bu durum, zihinsel engelli bir evladı olan aileler için yeni ve karmaşık bir hukuki süreç olan vesayet kurumuna geçişi zorunlu kılar. Bu süreç, sadece basit bir evrak işi olmaktan öte, erginliğe ulaşmış ancak kendi işlerini idare etme gücünden yoksun bireyin haklarını, malvarlığını ve kişisel menfaatlerini koruma altına almak amacıyla atılan hayati bir adımdır. 18 yaşını dolduran zihinsel engelli çocuğun velayeti kime verilir?
Bu rehber, 18 yaşını dolduran zihinsel engelli çocuğun velayeti konusundaki yanlış anlamaları gidermeyi, velayetten vesayete geçiş sürecinin hukuki dayanaklarını açıklamayı ve ailelere bu hassas dönemde yol göstermeyi amaçlamaktadır. Zihinsel engelli bireyin menfaatlerinin en iyi şekilde korunması, sadece bir ebeveynlik görevi değil, aynı zamanda hukuki bir sorumluluktur. Bu karmaşık hukuki geçiş sürecinde yaşanabilecek olası hak kayıplarının önüne geçilmesi, profesyonel bir rehberlik ve doğru adımların atılmasıyla mümkündür.
Kısıtlılık ve Vesayet Kavramının Anlaşılması
Türk Medeni Kanunu, vesayet kurumunu, kendi işlerini yönetme gücünden yoksun olan kişilerin korunmasını sağlayan bir hukuki müessese olarak tanımlamaktadır. Zihinsel engelli bireylerin vesayet altına alınmasının temel yasal dayanağı, TMK m. 405’te yer alan “akıl hastalığı veya akıl zayıflığı” sebebidir. Bu durum, kişinin işlerini yönetme, korunma ve bakımı için sürekli yardıma muhtaç olma veya başkalarının güvenliğini tehlikeye sokma hallerini kapsar. Bu hukuki süreç sonucunda mahkeme tarafından verilen kısıtlama kararı ile birey, medeni haklarını kullanma yetkisinden kısmen ya da tamamen mahrum kalır ve bu hakları vasisi aracılığıyla kullanır. Ailelerin “velayet” kavramıyla sürece yaklaşması yaygın bir yanılgıdır çünkü 18 yaş sonrası velayet yetkisi hukuken varlığını yitirir ve yerini mahkeme kararıyla tesis edilen vesayet kurumuna bırakır. Bu yasal geçişi anlamak, tüm sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için kritik öneme sahiptir.
Neden Hukuki Danışmanlık Şarttır?
Vesayet süreci, idari ve yargısal birçok prosedürü barındıran, teknik bilgi gerektiren bir süreçtir. Başvurunun doğru mahkemeye, eksiksiz belgelerle yapılması, özellikle de hukuki geçerliliği olan bir tam teşekküllü sağlık kurulu raporunun temini, davanın hızını ve sonucunu doğrudan etkiler. Süreç boyunca yaşanabilecek en ufak bir hata, mahkemenin davayı reddetmesine veya sürecin uzamasına yol açarak bireyin sosyal ve ekonomik haklardan mahrum kalmasına neden olabilir. Bu nedenle, ailelerin bu hassas dönemde bir hukuk uzmanından yardım alması, doğru yasal adımların atılması, potansiyel risklerin belirlenmesi ve bireyin menfaatlerinin en üst düzeyde korunması için hayati önem taşır.
Velayet ve Vesayet Arasındaki Temel Hukuki Farklar
Zihinsel engelli bir bireyin 18 yaşını doldurması ile hukuki statüsü tamamen değişir. Bu durum, ebeveynler için kavramsal bir kafa karışıklığına yol açabilmektedir. Genellikle “velayet” terimi kullanılmaya devam etse de, yasal gerçeklik, yetkinin artık vesayet kurumu altında yeniden tesis edilmesi gerektiğini gösterir. Bu kritik ayrımı anlamak, doğru hukuki adımları atmanın ilk ve en önemli basamağıdır.
Velayet Kurumu
Velayet, Türk Medeni Kanunu’na göre, anne ve babanın ergin olmayan çocuklarının şahsına ve mallarına ilişkin menfaatlerini koruma, onları temsil etme ve bakımını üstlenme gibi hak, görev ve yetkilerini ifade eder. Bu haklar, kural olarak çocuk reşit olana, yani 18 yaşını doldurana kadar devam eder.
Velayet, herhangi bir mahkeme kararına gerek duyulmaksızın, hısımlık ilişkisine dayalı olarak kanunen anne ve babaya tanınmış bir yetkidir. Ancak çocuk 18 yaşını doldurduğu anda, evlendiğinde veya mahkeme kararıyla ergin kılındığında velayet ilişkisi kendiliğinden ve doğrudan sona erer.
Vesayet Kurumu: Amacı ve Niteliği
Vesayet ise, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, savurganlık, uyuşturucu veya alkol bağımlılığı, kötü yaşam tarzı, özgürlüğü bağlayıcı ceza gibi nedenlerle kendi işlerini yönetme yeteneğinden yoksun olan ergin kişilerin korunması amacıyla kurulan hukuki bir müessesedir. Zihinsel engelli bireyler için vesayetin temel dayanağı, TMK m. 405’te belirtilen akıl hastalığı veya akıl zayıflığıdır. Vesayet, velayetten farklı olarak, bir mahkeme kararıyla tesis edilir ve bu kararla atanan kişiye vasi adı verilir.
Vasi tayininde, velayetten farklı olarak, hısımlık ilişkisi zorunlu bir şart değildir; mahkeme, vasi olabilecek en uygun kişiyi belirlerken hısımlara öncelik tanımakla birlikte, anne veya baba dışındaki üçüncü kişileri de vasi olarak atayabilir.
Özellik | Velayet | Vesayet |
Hukuki Dayanak | Hısımlık ilişkisi | Mahkeme kararı ile atama |
Yetkinin Sahibi | Kural olarak anne ve baba | Mahkemece atanan vasi veya kayyım |
Kapsadığı Kişiler | Kural olarak reşit olmayan küçükler | Kural olarak kısıtlanmış erginler |
Süresi | Kural olarak 18 yaşın dolmasıyla sona erer | Mahkeme kararı ile belirlenir ve 2 yılda bir uzatılır |
Yetkinin Devamı | 18 yaş sonrası sona erer | 18 yaş sonrası hukuki bir süreçle tesis edilir |
Bu tablo, ebeveynlerin çocukları üzerinde sahip oldukları yetkinin 18 yaş sonrası otomatik olarak devam etmediğini, aksine hukuken yeni bir statü olan vesayet kurumuna geçiş yapılması gerektiğini açıkça göstermektedir. Bu geçiş, zihinsel engelli bireyin hukuki işlemlerde temsilini ve malvarlığının güvenliğini sağlamak için zorunludur.
Vasilik (Vesayet) Davası Süreci
18 yaşını dolduran zihinsel engelli çocuğun velayeti durumu hukuken sona erdiğinde, hukuki statüsünün korunması için bir vesayet davası açılması gerekir. Bu dava, bireyin gelecekteki tüm hak ve menfaatlerini güvence altına alacak en önemli adımdır. Davanın doğru bir şekilde yürütülmesi, süreci hızlandıracak ve olası hak kayıplarının önüne geçecektir.
Yetkili ve Görevli Mahkeme
Vesayet davası, Türk Medeni Kanunu’na göre, vesayet altına alınması talep edilecek kişinin yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılır. Bu dava, hukuki niteliği itibarıyla “hasımsız” yani karşı tarafsız bir davadır. Bu, davanın davalı bir tarafının olmadığı, sadece mahkemenin karar vermesi gereken bir iş olduğu anlamına gelir.
Vesayet makamı olarak görev yapan Sulh Hukuk Mahkemesi, vasi atama, vesayetin kullanılması ve vesayet altındaki kişiyi korumaya yönelik tüm usul ve esasları belirler.
Sağlık Kurulu Raporu
Vesayet davasının en kritik ve en hayati belgesi, kişinin akıl hastalığı veya akıl zayıflığını teyit eden tam teşekküllü bir sağlık kuruluşundan alınmış sağlık kurulu raporudur. Bu rapor, mahkemenin kısıtlama kararı verebilmesi için zorunlu yasal dayanağı oluşturur. Mahkemenin, bu hukuki zorunluluk nedeniyle, rapor olmaksızın takdir yetkisi yoktur. Bu rapor, yalnızca bir formalite değil, zihinsel engelli bireyin hukuki işlemlerdeki yetersizliğini kanıtlayan ve tüm sosyal haklara erişimini sağlayan anahtar belgedir. Sağlık kurulu raporunda yer alan “ağır engelli” veya %60 ve üzeri engellilik ibaresi, bireyin erişebileceği sosyal yardımların ve hakların kapsamını doğrudan etkilediğinden, raporun doğru ve eksiksiz bir şekilde düzenlenmesi büyük önem taşır.
Adım Adım Sağlık Kurulu Raporu Alma Süreci
Sağlık raporu alma süreci, titizlikle takip edilmesi gereken çok aşamalı bir prosedürdür:
- Randevu Alma: Sürece, MHRS (Merkezi Hekim Randevu Sistemi) veya ALO 182 üzerinden, Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş tam teşekküllü bir devlet hastanesinden sağlık kurulu randevusu alarak başlanır.
- Gerekli Belgelerin Hazırlanması: Randevu gününden önce, dilekçe (genellikle hastanede verilir), nüfus cüzdanı fotokopisi, varsa önceki sağlık raporları ve vesikalık fotoğraflar gibi gerekli belgelerin eksiksiz olarak hazırlanması gerekir.
- Muayene ve Tetkik Aşaması: Randevu gününde, birey sağlık kurulu birimine başvurur ve burada dolduracağı form ile rahatsızlıklarını belirtir. Kurul, kişinin engel durumuna göre ilgili uzmanlık branşlarına (örneğin, psikiyatri, nöroloji) sevk eder. Muayenelerin tamamlanması ve gerekli ek tetkiklerin (röntgen, kan testi vb.) yapılması süreç için zorunludur.
- Raporun Hazırlanması ve Onaylanması: Tüm muayeneler ve tetkikler tamamlandığında, belgeler kurul birimine teslim edilir. Hastanelerin yoğunluğuna göre değişmekle birlikte, raporun hazırlanması ve başhekim tarafından onaylanması 1 ila 15 gün sürebilir. Bazı hastanelerde kurul haftanın belirli bir gününde toplanır.
- Raporun Teslimi: Onaylanan raporun aslı veya onaylı sureti, hukuki süreçte kullanılmak üzere başvuran kişiye verilir.
Raporun Hukuki Sürece Etkisi ve İtiraz Yolları
Sağlık kurulu raporu, hukuken bağlayıcı bir nitelik taşır. Mahkeme, bu raporu esas alarak kısıtlama kararı verirken, raporun usule uygunluğu ve içeriği büyük önem taşır. Usulüne uygun düzenlenmemiş veya yetkisiz bir hastaneden alınmış raporlar geçersiz sayılabilir ve bu durum davanın reddine neden olabilir. Rapor sonucuna itiraz etmek isteyen ilgililer, raporun tebliğinden veya e-Devlet’te görünmesinden itibaren 30 gün içinde İl Sağlık Müdürlüğüne başvurabilirler. İtirazın reddi durumunda, hukuki süreç İdare Mahkemelerinde devam edebilir ve mahkeme, idarenin raporu reddetme gerekçesinin hukuki ve tıbbi dayanaklarını inceler. Bu nedenle, doğru ve eksiksiz bir raporun elde edilmesi, tüm sürecin başarıyla tamamlanması için hayati bir adımdır.
Bu sürecin karmaşıklığı göz önüne alındığında, aşağıdaki kontrol listesi, potansiyel müvekkillerin dava hazırlık sürecini kolaylaştırmak amacıyla derlenmiştir.
Vesayet Davası İçin Gerekli Belgeler Kontrol Listesi | Durum |
Vasi Tayini Dilekçesi | ✓ |
Zihinsel Engelli Bireyin Tam Teşekküllü Sağlık Kurulu Raporu | ✓ |
Nüfus Cüzdanı Fotokopisi (Bireyin ve Vasi Adayının) | ✓ |
İkametgâh Belgesi (Vasi Adayının) | ✓ |
Varsa Vekaletname (Avukat aracılığıyla başvuru için) | ✓ |
Varsa Önceki Sağlık Raporları | ✓ |
2 Adet Vesikalık Fotoğraf | ✓ |
Bu belgelerin eksiksiz bir şekilde hazırlanması, davanın hızlı bir şekilde açılması ve sonuçlanması için zorunludur.
Vasi Kim Olabilir ve Sorumlulukları Nelerdir?
Vesayet davasının sonucunda verilecek kısıtlama kararı ile birlikte, mahkeme tarafından bireye bir vasi atanır. Vasi, vesayet altındaki kişinin tüm hukuki işlemlerinde onu temsil etmekle ve kişisel ile malvarlığına ilişkin menfaatlerini korumakla yükümlüdür.
Vasi seçimi, mahkemenin en hassas kararlarından biridir, çünkü atanan kişinin vasilik görevini layıkıyla yerine getirebilecek niteliklere sahip olması gerekir.
Vasi Adayının Belirlenmesi ve Atanması
Türk Medeni Kanunu, vasi atanmasında belirli bir öncelik sırası belirlemiştir. Mahkeme, haklı bir sebep engel olmadığı sürece, öncelikle vesayet altına alınacak kişinin eşini veya yakın hısımlarını vasi olarak atar. Ancak bu öncelik, otomatik bir atama hakkı doğurmaz. Mahkeme, vasi adayının kişisel yeteneklerini, ahlaki değerlerini ve vasiliğe ehil olup olmadığını değerlendirir.
Kanun, belirli durumların varlığı halinde bir kişinin vasi olarak atanamayacağını da açıkça düzenler. Bu engeller arasında; kısıtlı olmak, kamu hizmetinden yasaklı olmak, haysiyetsiz bir hayat sürmek, vesayet altına alınacak kişiyle menfaat çatışması veya düşmanlık içinde bulunmak ve ilgili vesayet dairesi hâkimlerinden olmak yer alır. Menfaat çatışması, vasinin bireyin menfaatlerine aykırı hareket etme potansiyelini doğuracağı için bu durumun varlığı vasilik için ciddi bir engeldir. Öte yandan, kanun bazı kişilere vasilikten kaçınma hakkı da tanımıştır. Bu hakka sahip olan kişiler arasında; altmış yaşını doldurmuş olanlar, bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları nedeniyle görevi zorlukla yapacak olanlar, dörtten çok çocuğun velisi olanlar ve halihazırda başka bir vasilik görevi olanlar bulunur.
Vasinin Yetki ve Yükümlülükleri
Vasi atanan kişi, mahkemenin denetimi altında, vesayet altındaki bireyin tüm kişisel ve malvarlığı işlerini yönetmekle sorumlu olur. Bu sorumluluk, hem geniş yetkiler hem de ağır yükümlülükler getirir.
Vasinin Genel Görevleri
Vasinin temel görevi, kısıtlının hak ve menfaatlerini iyi bir yönetici gibi özenle korumaktır. Bu, bireyin bakımını, eğitimini ve kişisel işlerini organize etmeyi içerir. Aynı zamanda, vasi, kısıtlıyı tüm hukuki işlemlerde temsil eder. Örneğin, bir dava açılması, mal alım satımı veya borçlanma gibi işlemlerde vasi, birey adına hareket eder. Ancak bu temsil yetkisi sınırsız değildir ve birçok önemli işlem için vesayet makamının iznini alması gerekir. Vasi, ayrıca vesayet altındaki kişinin malvarlığını yönetmek ve her yıl mahkemeye hesap vermekle yükümlüdür.
Vesayet Makamından İzin Gerektiren İşlemler
Vasi, vesayet altındaki kişinin menfaatlerini korumak için bazı işlemleri yapmadan önce vesayet makamından (Sulh Hukuk Mahkemesi) izin almak zorundadır. Bu izinler, özellikle malvarlığına ilişkin kritik kararlar için gereklidir. Örnek olarak:
- Taşınmazların satışı, alımı ve rehnedilmesi.
- Olağan yönetimin dışında kalan taşınır veya diğer hakların alım satımı.
- Ödünç verme ve alma.
- Kambiyo taahhüdü altına girme.
- Dava açma, sulh olma ve tahkim sözleşmesi yapılması.
- Mirasın reddi veya kabulü.
- Ticari, sınaî veya benzeri bir işletmenin devri veya tasfiyesi.
- Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi.
- Evlenme izni.
Vesayet ve Denetim Makamları
Vesayet süreci, Vesayet Makamı ve Denetim Makamı olmak üzere iki ana organ tarafından denetlenir. Vesayet Makamı, kişinin yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Bu makam, vasinin atamasını yapar, görevlerini denetler, yıllık hesap ve raporları inceler ve gerekli işlemlere izin verir. Denetim Makamı ise Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Denetim makamı, vesayet makamının kararlarına karşı yapılan itirazları incelemekle görevlidir. Bu iki makam arasındaki iş birliği, vesayet altındaki bireyin menfaatlerinin korunmasını sağlar ve olası suistimalleri engeller.
Zihinsel Engelli Bireylerin Hukuki ve Sosyal Hakları
Vesayet kararı, zihinsel engelli bireyin hukuki temsili için hayati bir adımdır, ancak bu kararın asıl amacı bireyin bir dizi sosyal ve ekonomik haktan yararlanabilmesinin önünü açmaktır. Vasi atanması, bu haklara erişim için gerekli yasal anahtarı sağlar. Bu nedenle, vesayet davası, bireyin sadece bugününün değil, aynı zamanda geleceğinin de güvence altına alındığı çok önemli bir süreçtir.
Miras ve Malvarlığı Yönetimi
Türk Medeni Kanunu’na göre, zihinsel engelli bireyler tam ve eşit miras hakkına sahiptirler. Bir bireyin engellilik durumu, miras payını etkilemez. Vasi tayin süreci, bireyin miras haklarını kullanabilmesini ve miras payının korunmasını sağlayan yasal bir güvencedir.
Vasi, vesayet altındaki bireyin miras işlemlerini yönetmekle yükümlüdür. Ancak bu işlemlerin birçoğu, vesayet makamının iznini gerektirir. Örneğin, mirasın reddi veya kabulü, miras payının devri veya miras paylaşım sözleşmesi yapılması gibi işlemler için öncelikle Sulh Hukuk Mahkemesinden izin alınması zorunludur. Ayrıca, vasi, birey adına taşınmaz (gayrimenkul) alım satımı yapabilir, ancak bu işlem için öncelikle taşınmazın değerini tespit ettirmeli, işlemin kısıtlının menfaatine uygunluğunu belgelemeli ve mahkemeden izin almalıdır. Birey, kısıtlı olduğundan vekaletname veremez. Tüm bu işlemler, yasal temsilcisi olan vasi tarafından mahkeme denetiminde yürütülür.
Sosyal Güvenlik ve Ekonomik Haklar
Vesayet kararı, zihinsel engelli bireyin sosyal güvenlik ve ekonomik haklardan yararlanabilmesi için yasal bir zemin hazırlar.
- SGK Sağlık Yardımı: Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), zihinsel engelli bireylerin 18 yaşını doldurduktan sonra anne veya babasının sağlık yardımından düşürülmesini otomatik olarak yapar. Ancak maluliyet tespiti yapılması halinde, %60 ve üzeri engelli bireyler kesintisiz sağlık yardımına devam edebilirler. Bu nedenle, birey 18 yaşını doldurmadan 3-4 ay önce SGK’ya başvurarak maluliyet tespit işleminin yapılması talep edilmelidir.
- Engelli Aylığı ve Evde Bakım Maaşı: 18 yaşını dolduran, sigortalı bir işte çalışmayan ve belirli gelir şartlarını sağlayan zihinsel engelli bireyler veya onların yasal vasileri, engelli aylığı için başvuruda bulunabilirler. Bu aylık, bireyin engel oranına göre farklı miktarlarda ödenir (%40-69 arası engelli aylığı, %70 ve üzeri bakıma muhtaç engelli aylığı). Ağır engelli bireylere bakmakla yükümlü olan kişilere ise, belirli şartları sağlamaları halinde evde bakım maaşı bağlanır.
- ÖTV ve MTV Muafiyetleri: Engellilik oranı %90 ve üzerinde olan bireyler, özel tüketim vergisi (ÖTV) muafiyetinden yararlanarak araç alabilirler. Bu araçlar, motorlu taşıtlar vergisinden (MTV) de muaf tutulur. Engelli raporunda yer alan “tam bağımlı” veya “ağır engelli” ibareleri, bu haklardan yararlanabilmek için büyük önem taşır.
Vesayet Sürecinde Sıkça Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Aileler için kritik bir süreç olan 18 yaşını dolduran zihinsel engelli çocuğun velayeti geçişi, yasal düzenlemelere rağmen bazı pratik zorluklar içerebilmektedir. Bu sorunlar, sürecin gereğinden fazla uzamasına ve bireyin hak kayıplarına uğramasına neden olabilir.
Süreç Gecikmeleri ve Rapor Hataları
Vesayet davasının süresi, genellikle 2 ila 6 ay arasında değişse de, belgelerin eksikliği, mahkemenin yoğunluğu veya itirazlar gibi faktörler nedeniyle 1 yıla kadar uzayabilir. Bu gecikmelerin en sık rastlanan nedenlerinden biri, sağlık kurulu raporu alma sürecinde yaşanan aksaklıklardır. Hastanelerin yoğunluğu, muayene süreçlerinin uzun sürmesi veya rapordaki bir eksiklik, tüm sürecin yavaşlamasına yol açar. Özellikle, raporun “ağır engelli” ibaresini içermemesi, bireyin evde bakım maaşı gibi kritik haklardan mahrum kalmasına neden olabilir. Bu nedenle, sürecin başında doğru bilgilendirilmiş bir şekilde hareket etmek, özellikle sağlık raporu aşamasında titiz davranmak hayati önem taşır.
Vasinin Yükümlülüklerini İhmal Etmesi
Vasi atanan kişi, hukuken ağır yükümlülükler altına girer. Ne yazık ki, vasiler bazen bu yükümlülükleri yeterince yerine getirememekte ve bu durum hukuki sorunlara yol açabilmektedir. Vasinin en temel yükümlülüklerinden biri, yıllık hesapları ve yönetim raporlarını vesayet makamına sunmaktır. Bu raporların sunulmaması veya eksik hazırlanması, mahkemenin denetimini aksatır ve vasinin görevden alınmasına neden olabilir.
Bir diğer önemli hata ise, vasinin mahkemeden izin alması gereken işlemleri izinsiz yapmasıdır. Örneğin, mahkeme izni olmadan vesayet altındaki kişi adına kredi çekilmesi veya borçlanma işlemleri yapılması, Türk Medeni Kanunu’na göre nispi butlanla batıl olup, bu işlemlerin iptali söz konusu olabilir. Yargıtay kararları da, vasinin mahkeme izni olmaksızın yaptığı işlemlerin geçersiz olduğunu teyit etmektedir. Bu tür hatalar, sadece vasinin sorumluluğunu doğurmakla kalmaz, aynı zamanda vesayet altındaki bireyin menfaatlerine de zarar verir. Bu risklerin farkında olmak ve profesyonel hukuki destek almak, vasinin doğru adımları atmasını sağlar.
Aşağıdaki tablo, bir vasinin en sık ihtiyaç duyacağı ve mahkeme izni gerektiren işlemleri özetlemektedir:
Vasi Olarak Yapmadan Önce Mahkemeden İzin Alınması Gereken Önemli İşlemler | Yasal Dayanağı |
Taşınmazların satışı, alımı ve rehnedilmesi | TMK m. 462, 463 |
Dava açma, sulh olma ve tahkim sözleşmesi yapılması | TMK m. 462 |
Mirasın reddi, kabulü veya miras paylaşım sözleşmesi yapılması | TMK m. 463, 495 |
Ödünç verme ve alma, kambiyo taahhüdü altına girme | TMK m. 462 |
Ticari işletme devralma veya tasfiye etme | TMK m. 463 |
Kısıtlının hayat sigortası yapılması | TMK m. 462 |
Çıraklık sözleşmesi yapılması | TMK m. 462 |
Bu tablo, vasilerin günlük hayatlarında karşılaşabilecekleri kritik durumlar için pratik bir rehber niteliğindedir.
Sonuç: 18 Yaşını Dolduran Zihinsel Engelli Çocuğun Velayeti
18 yaşını dolduran zihinsel engelli çocuğun velayeti konusu, aileler için hem duygusal hem de hukuki açıdan karmaşık bir dönemi ifade eder. Bu süreç, sadece bir dilekçe ve birkaç evrak işinden ibaret olmayıp, bireyin tüm yaşamı boyunca hak ve menfaatlerinin korunmasını amaçlayan, dikkat ve özen gerektiren çok katmanlı bir yolculuktur. Velayetten vesayete geçiş, zihinsel engelli bireyin hukuki temsiliyetini ve sosyal güvencesini sağlamak için atılması gereken en önemli adımlardan biridir. Bu adımın doğru atılması, bireyin yaşam kalitesini doğrudan etkiler ve aileye uzun vadede büyük bir yükümlülükten kurtulma imkanı sunar.
Profesyonel hukuki danışmanlık, sürecin başından itibaren gerekli belgelerin eksiksiz hazırlanmasından (özellikle hukuki geçerliliği olan bir sağlık raporunun temininden), davanın en doğru ve hızlı şekilde yürütülmesine ve hatta dava sonrası vasinin yükümlülükleri konusunda danışmanlık verilmesine kadar hayati bir rol oynar. Bu nedenle, olası hak kayıplarının önüne geçmek ve süreci en verimli şekilde yönetmek için uzman bir kişiler hukuku avukatından destek almak en doğru karardır. Vesayet sürecinde profesyonel bir İstanbul Avukatı ile çalışmak, sadece yasal prosedürlerin yerine getirilmesini sağlamaz, aynı zamanda ailenin omuzlarındaki duygusal ve idari yükü de hafifletir. Unutmayın, bu tür hassas konularda deneyimli bir İstanbul Avukatı ile çalışmak, sevdiklerinizin geleceğini güvence altına almanın en sağlam yoludur.
18 Yaşını Dolduran Zihinsel Engelli Çocuğun Velayeti Sıkça Sorulan Sorular
Vesayet davası ne kadar sürer?
Vesayet davası, basit yargılama usulüne tabi bir dava olup, genellikle 2 ila 6 ay arasında sonuçlanır. Ancak mahkemenin yoğunluğu, belgelerdeki eksiklikler veya itirazlar gibi faktörlere bağlı olarak bu süre 1 yıla kadar uzayabilir.
Vasi atanması kararına itiraz edilebilir mi?
Evet, mahkeme tarafından verilen vasi atama kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesi’ne itiraz edilebilir.
Vesayet altında olan bir kişi evlenebilir mi?
Evet, vesayet altında olan kısıtlı bir birey, evlenebilir. Ancak bu evliliğin geçerli olabilmesi için, kısıtlama kararını veren Sulh Hukuk Mahkemesinin izni gereklidir.
Zihinsel engelli birey vasi aracılığıyla vekaletname verebilir mi?
Hayır, kısıtlı ve ayırt etme gücünden yoksun zihinsel engelli bireyler, yasal temsilcileri olan vasi aracılığıyla dahi vekalet veremezler. Kısıtlının tüm hukuki işlemleri doğrudan vasi tarafından yürütülür.
Vasi her yıl mahkemeye hesap vermek zorunda mıdır?
Evet, vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını iyi bir yönetici gibi yönetmek ve her yıl düzenli olarak yönetimle ilgili hesap ve raporu vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi’ne sunmakla yükümlüdür.
Vesayet kararı nasıl kaldırılır?
Vesayet, kısıtlama nedenlerinin ortadan kalkması halinde mahkemeye yapılacak bir başvuru ile kaldırılabilir. Örneğin, hükümlülük nedeniyle verilen kısıtlama, cezanın infazının sona ermesiyle kendiliğinden kalkar.
Zihinsel engelli bireylerin imza yetkisi var mıdır?
Zihinsel engelli bireylerin imza yetkisi, kişinin ayırt etme gücüne sahip olup olmadığına göre belirlenir. Kısıtlı ve ayırt etme gücünden yoksun bireyler için imza yetkisi doğrudan vasisi tarafından kullanılır. Ayırt etme gücüne sahip olduğu tespit edilen kişiler ise kendi başlarına bazı hukuki işlemleri yapabilirler, ancak miras paylaşım sözleşmesi gibi kritik işlemler için yine vasi ve mahkeme izni gerekir.
Vesayet davası için avukatlık ücreti ve masrafları ne kadardır?
Vesayet davaları, her somut olayın özelliğine göre farklılık gösterir. Mahkeme masrafları cüzi miktarda olup, sadece pul ve dosya parası gibi giderler alınır. Avukatlık ücretleri ise, Türkiye Barolar Birliği tarafından yayınlanan asgari ücret tarifesine göre belirlenir. 2024 yılı itibarıyla vesayet davaları için belirlenen asgari ücret tarifesi, somut davanın karmaşıklığına göre değişkenlik gösterir ve bu konuda en doğru bilgi, avukatınızla yapacağınız görüşmede netleşir.