Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Zina Nedeniyle Boşanma Davasında İspat

Zina Nedeniyle Boşanma Davasında İspat

Zina Nedeniyle Boşanma Davasında İspat

Bu makalemizde sizlere zina nedeniyle boşanma davasında ispat hususundan bahsedeceğiz. Konunun önemi sebebiyle makalemizi dikkatle okumanızı öneririz.

Zina nedeniyle boşanma davasında zina her türlü delille ispat edilebilir. Zina sebebiyle boşanma davasında deliller neler olabilir. Bu bakımdan mesaj içerikleri, fotoğraflar, ses kayıtları, tanık beyanları, otel kayıtları, zina yapan eşin başkasından çocuğunun olması ve eşlerin savcılık soruşturma evrakında yer alan ifadeleri gibi deliller zinanın ispatında kullanılabilir. Birtakım deliller mahkeme aracılığıyla ilgili yerlerden celp edilmelidir. Örneğin mahkeme kararı ile otel kayıtları otelden veya emniyet genel müdürlüğünden celp edilir.

Zina Nedeniyle Boşanma Davasında Zinayı Kim İspat Etmelidir

Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu düzenlemektedir. Bu düzenlemeden hareketle zina nedeniyle açılan boşanma davasında zina olgusunu ispat yükü davacıya aittir. Eş deyişle zina iddiasında bulunan eş diğer eşin zina ettiğini ispatla yükümlüdür. Örneğin davacı zina nedeniyle açtığı boşanma davasına zinayı ispat etmek amacıyla tanık sunabilir, ya da zina olgusunu ispat edecek kamera kayıtlarının dosyaya getirtilmesini mahkemeden isteyebilir. Mahkemece gösterilen tanıklar dinlenmeden ve dayanılan kamera kayıtlarını getirtmeden hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemece tanıkların tamamının dinlenmemesi için, dinlenen tanıklarla ispat edilmek istenen hususun yeter derecede aydınlanmış olması gerekmektedir.

Önemle belirtmek isteriz ki boşanma davasında zina olgusu ispatlanmamış olabilir. Zina olgusu ispatlanmamış olsa bile eşlerden birinin diğerini bir başkasıyla aldattığı sabit ise, örneğin mesajlardan gönül ilişkisi içerisinde olduğu anlaşılmış ise zina nedeniyle boşanma davası açılmasa da, TMK madde 162 hükmündeki “onur kırıcı” davranış nedeniyle boşanma davası ikame edilebilir. Zira eşini aldatmak onu kırıcı davranış olarak kabul edilmektedir.

Diğer bir husus ise cinsel birleşme olmadan zina olur mu hususudur. Örneğin zinayla itham edilen eşin bir başkası ile sırf telefonda konuşmuş olması cinsel birleşmenin ve dolayısıyla zinanın kanıtı sayılamaz. Çünkü zina olayının varlığının kabul edilebilmesi için en önemli şart cinsel ilişkinin varlığının kesin veya güçlü karine ile ispatlanmış olması gerekmektedir. Eş deyişle zina iddiası tereddüde mahal olmaksızın ispat edilmelidir. Yine örneğin erkeğin başka bir kadınla evden çıkarken ve sokakta yürürken görüldüğü anlaşılmakla birlikte evlilik sırasında bir başka kadınla cinsel birleşmenin gerçekleştiği anlamına gelmemektedir. Yine yalnızca başka biriyle telefonda görüşmek ve arkadaşlık kurmak zinaya delalet teşkil etmeyecektir. Önemle belirtmek isteriz ki zina nedeniyle boşanma davasının kabul edilebilmesi için diğer eşin zina yapan eşi affetmemiş olması gerekmektedir. Bu konuda daha detaylı bilgi edinmek için “Zina Yapan Eşi Affetmek” adlı makalemizi okuyabilirsiniz.

Zina Nedeniyle Boşanma Davasında Davalı Zinayı Kabul Ederse Ne Olur

Davalının zinayı ikrar etmesi hakimi bağlamayacaktır. Türk Medeni Kanunu’nun 184/3. bent hükmü gereğince tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hakimi bağlamayacaktır. Yargıtay eski tarihli bir kararında davalı tarafından zinanın ikrar edilmiş olması zinanın işlendiğine delil olmayacağı sebebiyle boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği konusunda hüküm kurmuştur.

Hakim Zina Davasında Yemin Ettirebilir Mi

Zina davasında taraflara yemin verilemez. Türk Medeni Kanunu’nun 184/2. Bent hükmüne göre hakim boşanma davasındaki olgular hakkında gerek re’sen gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez. Dolayısıyla hakim zina olgusunun ispatı için taraflara yemin öneremez. Fakat mahkemece buna rağmen yemin yapılmış ve buna dayanılarak yemin kararı verilmiş ise bu durum bozma sebebi olacaktır.

Zina Sayılan Haller Nelerdir? Neler Zina Sayılır?

Neler zina sayılır? Neler zina sayılmaz? Zina nedeniyle boşanma davasında en önemli iki soru bu sorulardır. Bu makalemizde sizlere bu soruların yanıtlarını vereceğiz. Zina sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilebilmesi için davalı eşin başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesinin ya da cinsel ilişkinin gerçekleştirildiğine pek muhtemel bakılan bir durumun var olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Zinanın gerçekleştiğini ispat etmek için suçüstü yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Zina nedeniyle boşanma davasında yargıtayın zina kriterleri mevcut olup bu kriterlere göre meydana gelen vakıaların zina olgusunu karşılayıp karşılamadığına karar verilmelidir. Zira yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre zinanın varlığına ilişkin kuvvetli emareler mevcutsa zina ispatlanmış sayılır. Bu bakımdan birtakım eylemler zinanın varlığına delalet eder. Zinanın varlığına delalet edecek eylemlere şunları örnek olarak gösterebiliriz.

  • Başkasıyla birlikte yaşamak: Zinanın varlığına dair uygulamada en sık görülen durum başkasıyla birlikte yaşama olgusudur. Neticeden kadının başka bir erkekle ya da erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşaması, aynı evde kalması gibi durumlar zinanın varlığına delalet etmektedir. Örneğin kadının bir başka erkekle birlikte yaşaması zinanın varlığına delalet etmektedir. Bu halde kadının zina yaptığı ispatlanmış olup mahkemece TMK madde 161′ e göre boşanma kararı verilmesi gerekmektedir.
  • Erkeğin başka kadınla uygunsuz fotoğrafının olması ve başka kadınla birlikte yaşaması taraflar arasında cinsel ilişkinin yaşandığına ve dolayısıyla zina olgusunun varlığına delalet eder.
  • Tatile gidip otelde birlikte kalmak, müstehcen fotoğraflarının bulunması gibi haller zinanın varlığına delalet eder.
  • Beraber tatile gitmek sosyal ortamlarda eşi olarak tanıtmak zinanın varlığına işaret eder.
  • Otellerde kalma, birden fazla kadınla mutad sayıdan fazla konuşma kayıtlarının bulunması, başka kadınlarla duygusal içerikli yazışmalar yapma zinanın varlığına delalet eder.
  • Mutad sayıdan fazla telefon görüşmeleri ile mesajlaşma, bazı günler eve gelmeyerek eve gelmeme, nedeni, nerede kaldığı hakkında bilgi vermekten imtina etme, alkollü mekanda samimi şekilde görülme zinaya delalet eder.
  • Karşı cinsle birlikte uçak seyahat biletlerinin ve bu yerde otel kayıtlarının bulunması zinaya delalet eder.
  • Kadının yalnızken geceleyin bir başka erkeği ortak konuta alması zinanın varlığına delalet eder. Fakat kadının gece vakti eve erkek almasının meşru bir nedene dayalı olduğu ispat edilebiliyorsa bu durum zinanın varlığına delalet etmez.
  • Kadının evden kaçıp geceyi başka bir erkeğin evinde geçirmesi zinanın varlığı için yeterlidir.

Zinanın İspatı Yargıtay Kararları – Zina Nedeniyle Boşanma Yargıtay Kararları

Erkeğin Başka Bir Kadından Çocuğu Olması

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 07.03.2016 Tarih 2015/13942 E. 2016/4318 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Davacı kadın tarafından açılan boşanma davası, hem Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde yer alan “zina sebebine”, hem de aynı Yasanın 166/1. maddesinde düzenlenen “evlilik birliğinin sarsılması” sebebine dayanmaktadır. Davalı erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve bu kadından bir çocuğunun olduğu ve davanın açıldığı tarihte de birlikte yaşamın devam ettiği tanıklarca ifade edildiğine göre, şartları oluştuğu halde, her iki sebebe dayanan boşanma talebinin kabulüyle boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.

Zinanın İkrar Edilmiş Olması Zinanın İşlendiğine Delil Olmaz

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 10.09.2001 Tarih, 9914/11437 E., K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Dava zina hukuk sebebine dayanılarak açılmıştır. Mücerret tarafların ikrarlarına dayanılarak boşanmaya karar verilemez. Zina fiilinin işlendiğini gösteren delil yoktur. Davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi isabetsizdir.

Zina Davasında Taraflara Yemin Önerilemez

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 24.05.2005 Tarih 5888/8162 E., K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Boşanma davalarında, davanın dayandığı olgular hakkında gerek re’sen gerek istem üzerine taraflara yemin önerilemez. (TMK m. 184/2) Davacının talebi üzerine boşanma davasının dayandığı olgular hakkında yemin önerilmiş ve davalının da yemini eda etmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.

Eşini Aldatmak Onur Kırıcı Davranış Niteliğindedir

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 19.01.2012 Tarih, 2011/22356 E. 2012/752 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-davalı kadının ayrılık süresi içinde kocasını bir başka erkekle aldattığı ve bu ilişkisinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 162. maddesindeki “onur kırıcı davranış” sebebi gerçekleşmiştir. Öyleyse davalı-davacı kocanın bu sebebe dayalı boşanma davasının da kabulü gerekir. Bu yön dikkate alınmadan birleşen boşanma davasının reddi usul ve yasaya aykırıdır.

Kadının Başka Bir Erkekle Birlikte Yaşaması Zinanın Varlığına Delalet Eder

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 08.09.2015 Tarih, 2015/1214 E. 2015/15229 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Davacı hem zina, hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine birlikte dayanarak boşanma davası açmıştır. Davalının bir başka erkekle birlikte yaşadığı toplanan delillerle gerçekleşmiş, bu husus mahkemece de sabit kabul edilmiştir. Bir başka erkekle birlikte yaşama olgusu zinanın varlığına muhakkak nazarıyla bakılmasını gerektiren bir durumdur. Davada zina özel sebebine de dayanıldığına göre, davanın zina sebebiyle de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 16.09.2019 Tarih, 2019/1740 E. 2019/8744 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Mahkemece davacı erkeğin zina (TMK.m.161) hukuksal sebebine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmiş ise de toplanan delillerden, davalı kadının ortak konuttan ayrılarak bir süre bir başka erkekle birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece de kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı sabit kabul edilmiştir. Kadının, bir başka erkekle birlikte yaşaması zinanın varlığına delalet eder. Bu durumda kadının zinası ispatlanmış olup Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi koşulları oluşmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların zina hukuki (TMK m. 161) sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davacının zina (TMK m. 161) hukuksal sebebine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

Erkeğin Başka Bir Kadınla Birlikte Yaşaması Zinanın Varlığına Delalet Eder

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 16.09.2019 Tarih, 2019/3386 E. 2019/8739 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Mahkemece davalı-davacı kadının zina (TMK m. 161) hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin bir başka kadınla evlilik dışı ilişki yaşadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece de erkeğin bir başka kadınla ilişkisinin olduğu, birlikte yaşadığı sabit kabul edilmiştir. Bu durumda erkeğin zinası ispatlanmış olup Türk Medeni Kanununun 161. maddesi koşulları oluşmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların zina hukuki (TMK m. 161) sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davalı-davacının zina (TMK. m. 161) hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 13.02.2018 Tarih, 2016/14658 E. 2018/1859 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davalı erkeğin, evlilik devam ederken yabancı uyruklu bir kadın ile ilişkisinin olduğunu, eşine karşı sadakatsiz davrandığını ancak zinanın dava tarihinde devam ettiğinin ve halen sürdüğüne ilişkin kesin kanıtlar bulunmadığı belirtilerek, kadının zina davasını ispatlayamadığı kabul edilmiş ise de, gerek tanık olarak dinlenen ortak çocuk …, gerek ise diğer tanık …’ın beyanları dikkate alındığında davalı erkeğin dava açıldığı tarihe kadar başka bir kadınla yaşamaya devam ettiği davacı tarafından dosyaya sunulan fotoğraflardan ve tanık anlatımlarıyla anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı kadının zinaya dayalı boşanma davasını ispatladığının kabulü gerekir. O halde davacı kadının zinaya dayalı (TMK m.161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

Erkeğin Başka Bir Kadınla Birlikte Yaşaması ve Birlikte Yaşadığı Kadından Çocuğunun Olması Zina Olgusunu İspat Eder

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 16.09.2019 Tarih, 2019/2794 E. 2019/7337 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Mahkemece kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının (TMK m. 161) reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerle, mahkemeninde gerekçesinde kabul ettiği üzere erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve 04.05.2015 tarihinde çocuğu olduğu anlaşılmaktadır. Zina olgusu ispatlanmıştır. Davalı-karşı davacı kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının (TMK m. 161) kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

Erkeğin Başka Bir Kadından Evlilik Birliği Dışı Çocuğunun Olması Zina Olgusunu İspat Eder

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 16.09.2019 Tarih, 2019/2794 E. 2019/7337 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Mahkemece, davacı-davalı erkeğin zina eyleminin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davalı-davacı kadının zina (TMK m.161) hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-davalı erkeğin, evlilik birliği devam ederken, …..’da davet ve eğlencelere … isimli kadınla el ele katıldıkları ve buradan birlikte ayrıldıkları, yine tanık …. ile telefon konuşmaları sırasında davacı-davalı erkeğin tanığa imam nikahlı eşinin selamı olduğunu söylediği, diğer yandan nüfus kayıtlarından davacı-davalı erkeğin 28.12.2017 tarihli tanıma senedi ile evlilik dışı doğan çocuğu tanıdığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı-davalı erkeğin zina eyleminin ispatlandığının kabulü gerekir. O halde, davalı-davacı kadının zina hukuki sebebine (TMK m.161) dayalı boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

Erkeğin Başka Kadınla Uygunsuz Fotoğrafının Olması Ve Başka Kadınla Birlikte Yaşaması

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 11.12.2019 Tarih, 2019/4012 E. 2019/12142 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Dava zina (TMK m. 161) hukuksal sebebine dayalı boşanma davasıdır. Bölge adliye mahkemesince davacı kadının zina (TMK m.161) hukuksal sebebine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmiş ise de; toplanan delillerden, davacı kadının dayandığı ve davalı erkek tarafından inkar edilmeyen, erkeğin başka kadınla birlikte, banyoda yarı çıplak vaziyette çekildiği ve samimi durumda oldukları anlaşılan fotoğrafının bulunduğu ve tanık beyanından erkeğin başka kadının yanında yaklaşık 10 gün süreyle kaldığı anlaşılmaktadır. Bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunun sabit olduğu kabul edilmiş ise de; erkeğin başka kadınla uygunsuz fotoğrafının olması ve başka kadınla birlikte yaşaması, cinsel ilişkinin güçlü karineyle yaşandığına ve dolayısıyla zinanın varlığına delalet eder. Bu durumda erkeğin zinası ispatlanmış olup Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi koşulları oluşmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların zina (TMK m. 161) hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davacı kadının zina (TMK m. 161) hukuksal sebebine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

Erkeğin Başka Bir Kadınla Biden Fazla Kez Farklı Otellerde Tatil Yapması ve O Kadınla Birlikte Aynı Odada Birlikte Çekilmiş Müstehcen Fotoğraflarının Bulunması Zinanın Varlığına Delalet Eder

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 15.10.2018 Tarih, 2016/24076 E. 2018/10959 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Dava Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması ve Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde düzenlenen zina hukuksal sebeplerine dayalı olarak açılmış, mahkemece “geçimsizliğe başka bir kadının neden olduğu, erkeğin sadakatsiz olduğu, başka bir kadınla duygusal ilişkiye girdiği, gezdiği ve arkadaşlık yaptığı ancak zina halini gösterir resmi tarihli bir belge olmadığı” gerekçesiyle tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, zina hukuksal sebebine dayalı davanın ise reddine karar verilmiştir. Zina sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilebilmesi için öncelikle; davalı eşin başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesinin veya cinsel ilişkinin gerçekleştirildiğine pek muhtemel bakılan bir durum içine girdiğinin kanıtlanması gereklidir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle; davalı erkeğin dava açılmadan önce başka bir kadınla birlikte birden fazla kez farklı otellerde tatil yaptıkları ve o kadınla birlikte aynı odada birlikte çekilmiş müstehcen fotoğraflarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre Türk Medeni Kanunu’nun 161’nci maddesinde yer alan boşanma sebebi gerçekleşmiştir. O halde; davacı kadının zina hukuksal sebebine dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

Beraber Tatile Gitmek Sosyal Ortamlarda Eşi Olarak Tanıtmak Zinanın Varlığına İşaret Eder

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 09.10.2018 Tarih, 2016/23892 E. 2018/10867 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan yargılama ve toplanan deliller ile dinlenen tanık beyanlarından, davacı-karşı davalı erkek ile dava dışı S.O. isimli kadının mahkemeninde kabulünde olduğu üzere beraber tatile gittikleri, sosyal ortamlarda bu kadını eşi olarak tanıttığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı-karşı davacı kadının zinaya dayalı boşanma davasını ispatladığının kabulü gerekir. O halde davalı-karşı davacı kadının zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

Otellerde Kalma, Birden Fazla Kadınla Mutad Sayıdan Fazla Konuşma Kayıtlarının Bulunması, Başka Kadınlarla Duygusal İçerikli Yazışmalar Yapma Zinanın Varlığına Delalet Eder

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 09.10.2018 Tarih, 2016/23757 E. 2018/10860 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davalı erkeğin evlilik devam ederken, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, ayrı ayrı zamanlarda … isimli kadınlarla otellerde kaldığı, dosya arasına alınan telefon konuşma kayıtlarında da birden fazla kadınla mutad sayıdan fazla konuşma kayıtlarının bulunduğu ayrıca sosyal medya hesabından da erkeğin başka kadınlarla duygusal içerikli yazışmalar yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı kadının zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

Mutad Sayıdan Fazla Telefon Görüşmeleri İle Mesajlaşma, Bazı Günler Eve Gelmeyerek Eve Gelmeme, Nedeni, Nerede Kaldığı Hakkında Bilgi Vermekten İmtina Etme, Alkollü Mekanda Samimi Şekilde Görülme Zinaya Delalet Eder

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 05.06.2018 Tarih, 2017/1870 E. 2018/7294 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davacı-karşı davalı kadın, evlilik devam ederken, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranığı,…… isimli şahısla mutad sayıdan fazla telefon görüşmeleri ile mesajlaşmalarının olduğu, tanık olarak dinlenen ortak çocuk tarafından da belirtildiği üzere, cinsel birleşmenin gerçekleştiğine delalet eden mesajlaşma içeriklerinin açığa çıktığı, kadının bazı günler eve gelmeyerek eve gelmeme nedeni, nerede kaldığı hakkında bilgi vermekten imtina ettiği gibi bu konuda yalan beyanda bulunduğu, bu durumunda tanık beyanlarınca açıkça ifade edildiği, ayrıca …. isimli şahısla alkollü mekanlarda samimi şekilde göründüğü, bu durumunda eşinden gizlenmesi için bu hadiseye şahit olan tanıklarla görüştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı-karşı davacı erkeğin zinaya dayalı boşanma davasını ispatladığının kabulü gerekir. O halde davalı-karşı davacı erkeğin zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

Erkeğin Başka Bir Kadınla Birlikte Uçak Seyahati Biletlerinin Ve Bu Yerde Otel Kayıtlarının Bulunması Zinaya Delalet Eder

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 04.06.2018 Tarih, 2016/19596 E. 2018/7191 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Mahkeme “davacı-davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği anlaşılmış ise de davacı-davalı erkeğin, başka bir kadınla fiilen karı koca hayatı sabit görülmediğinden ve Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesindeki şartların oluşmadığı” gerekçesi ile zina hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de, dosya arasında bulunan, erkeğin … isimli bir kadınla …, … ve …’a gidiş geliş uçak biletleri ve bu yerlerdeki otel kayıtları itibari ile zina eyleminin ispatlandığı gözetilerek, davalı-davacı kadının da boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

Zinayla İtham Edilen Eşin Bir Başkası İle Sırf Telefonda Konuşmuş Olması Cinsel Birleşmenin Ve Dolayısıyla Zinanın Kanıtı Sayılamaz

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 20.06.2017 Tarih, 2016/1282 E. 2018/7819 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Davacı erkek tarafından zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK166/l) hukuki sebeplerine dayanılarak boşanma isteminde bulunulmuş, mahkemece tarafların zina (TMK m.161) nedeniyle boşanmalarına karar verilmiştir. Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul, “cinsel ilişkinin” varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Davalı kadının bir başka erkekle cinsel ilişkiye girdiği kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış değildir. Davalı kadının bir başka erkekle telefonda konuştuğu anlaşılmakla beraber, evlilik sırasında, bir başka erkekle cinsel birleşmenin gerçekleştiği dosya kapsamı ve tanık beyanlarından anlaşılamamaktadır. Bu nedenle davalı kadının bu davranışları zina değil, “güven sarsıcı davranış” niteliğinde olup; Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi gereğince boşanmayı gerektiren kusurlu davranıştır. Bu durumda, zina hukuki sebebine dayanılarak açılmış boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru bulunmamıştır.

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 06.06.2016 Tarih, 2015/19056 E. 2016/11165 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Davacı erkek tarafından özel boşanma sebeplerinden zina sebebine dayanılarak (TMK m. 161) boşanma isteminde bulunulmuştur. Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşulu, “cinsel ilişkinin” varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Davalı kadının bir başka erkekle cinsel ilişkiye girdiği kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış değildir. Davalı kadının bir başka erkekle telefonda konuştuğu ancak konuşma içeriğinden, evlilik sırasında, bir başka erkekle cinsel birleşmenin gerçekleştiği anlaşılamamaktadır. Bu nedenle davalı kadının bu davranışları zina değil, “güven sarsıcı davranış” niteliğinde olup; Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi gereğince boşanmayı gerektiren kusurlu davranıştır. Davacı erkeğin Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine göre açılmış bir boşanma davası olmadığından; zina sebebiyle açılmış boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru bulunmamıştır.

Erkeğin Başka Bir Kadınla Evden Çıkarken ve Sokakta Yürürken Görülmesi Evlilik Sırasında Bir Başka Kadınla Cinsel Birleşmenin Gerçekleştiğine Delalet Değildir

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 09.04.2018 Tarih, 2016/15989 E. 2018/4730 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Davacı kadın tarafından zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayanılarak boşanma isteminde bulunulmuş, mahkemece tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verilmiştir. Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul, “cinsel ilişkinin” varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Davalı erkeğin bir başka kadınla cinsel ilişkiye girdiği kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış değildir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı erkeğin başka bir kadınla evden çıkarken ve sokakta yürürken görüldüğü anlaşılmakla beraber, evlilik sırasında, bir başka kadınla cinsel birleşmenin gerçekleştiği dosya kapsamı ve tanık beyanlarından anlaşılamamaktadır. Bu nedenle davalı erkeğin bu davranışları zina değil, “güven sarsıcı davranış” niteliğinde olup; Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi gereğince boşanmayı gerektiren kusurlu davranıştır. Bu durumda, zina hukuki sebebine dayanılarak açılmış boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

Zina Nedeniyle Açılan Boşanma Davasında Mahkemece Gösterilen Tanıklar Dinlenmeden Ve Dayanılan Kamera Kayıtları Getirtilmeden Hüküm Kurulması Doğru Değildir

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 23.05.2016 Tarih, 2015/18075 E. 2016/10062 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Davalı kadın delil olarak tanık ve otel kamera kaydına dayanmıştır. Davalının gösterdiği tanıklardan sadece biri dinlenmiş diğer tanıkların dinlenmesinden vazgeçilmediği halde tanıkların dinlenmemesi usul ve yasaya aykırıdır. Gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenilen husus hakkında yeter derecede bilgi edinildiği takdirde, geri kalanların dinlenmemesine karar verilebilir (HMK m. 241). Buna göre, davalının tanıklarının dinlenmemesi için, dinlenen tanıklarla ispat edilmek istenen hususun yeter derecede aydınlanmış olması gerekir. Böyle değilse bu hükme dayanılarak mahkeme tanığı dinlemekten kaçınamaz. Ayrıca davalının delil olarak bildirdiği kamera kayıtları da getirtilmemiştir. Davacı, dava dilekçesinde davalının zina yaptığını iddia ettiğine ve davalı da tanıklarını, kamera kayıtlarını bu vakıanın gerçekleşmediğini ispat için gösterdiğine göre, yasal sebep olmaksızın gösterdiği tanıklar dinlenmeden ve kamera kayıtları getirtilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

Başka Biriyle Telefonda Görüşmek ve Arkadaşlık Kurmak Zinaya Delalet Etmez

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 21.03.2016 Tarih, 2015/14180 E. 2016/5488 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Davacı tarafından açılan boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde yer alan “zina”, 163 .maddesinde yer alan “haysiyetsiz hayat sürme” ve 166/1. maddesinde düzenlenen “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebeplerine dayanmaktadır. Mahkemece davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanununun 161, 163 ve 166/1 maddeleri gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Toplanan delillere göre davalı erkeğin başka bir kadınla arkadaşlık kurduğu ve telefon görüşmeleri yaptığı anlaşılmaktadır. Erkeğin güven sarsıcı bu davranışları, zina yaptığının ve haysiyetsiz hayat sürdüğünün kabulü için yeterli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, Türk Medeni Kanununun 161. ve 163 maddelerine dayalı açılan davaların reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Kadının Yalnızken Geceleyin Bir Başka Erkeği Ortak Konuta Alması Zinanın Varlığına Delalet Eder

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 02.11.2015 Tarih, 2015/21517 E. 2015/20095 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Mahkemece davalı-davacı kadının zina fiilinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı-davalı erkeğin zina (TMK.md.161) hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-davacı kadının, 05.12.2010 günü ortak konuta bir erkeği aldığı, aynı gece saat 22.00’de evde bu kişiyle birlikte yakalandığı, bu şahsın tuvalette gizlenmiş halde bulunduğu, bu olay öncesinde de bu şahısla muhtelif tarihlerde çok sayıda görüşmesinin olduğu, bu kişinin 05.12.2010 tarihli kolluk ifadesinde, davalı-davacı kadın ile evlenmeyi düşündüğünü, daha öncede evine bir kez gittiğini, seviştiklerini ancak cinsel ilişkiye girmediklerini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Kadının, yalnızken geceleyin bir başka erkeği ortak konuta alması, zinanın varlığına delalet eder. Bu bakımdan zina kanıtlanmıştır. Tarafların zina (TMK m. 161) sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davacı-davalı erkeğin zina (TMK. md. 161) hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 21.04.2015 Tarih, 2015/7518 E. 2015/8189 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Bozmaya uyularak, her iki boşanma davası birleştirilerek görülmüştür. Davalı (koca) tarafından 04.06.2012 tarihinde açılan boşanma davasında, boşanma sebebi olarak “zinaya” (TMK.m.161) dayanılmıştır. Davacı-davalı (kadın) ile ….. isimli şahsın 24.05.2012 günü gecesi, koca işte iken müşterek konutta birlikte yakalandıkları, aynı gün davacı-davalı (kadın)’ın ….Emniyetinde alınan ifadesinde, “bir yıldır …. ile ilişkisinin olduğunu” ifade ettiği, yine aynı gün beyanı alınan ….’nin de, “davacı …’yi sevdiğini” söylediği anlaşılmaktadır. Davacı-davalı (kadın)’ın kolluktaki ifadesinin baskı altında alındığına ve olayın koca ve yakınları tarafından tertiplendiğine ilişkin dosyada bir delil ve olgu bulunmamaktadır. Kadının, kocası gece vardiyasında iken saat 24:00 sıralarında ortak konutta bir başka erkekle yakalanmış olması, bu olay sonrasında alınan ifadeler de dikkate alındığında zinaya muhakkak gözüyle bakılmasını gerektiren bir ahval niteliğinde olup, bu durum zinanın varlığına delalet eder. Bu bakımdan kadının zinası ispatlanmıştır. O halde, davalı (koca) tarafından açılan birleştirilen boşanma davasının kabulü ile zina (TMK. m. 161) sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile birleştirilen davanın reddi doğru bulunmamıştır.

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 07.06.2020 Tarih, 2009/9847 E. 2010/11195 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Davalının, kocası evde yokken zaman zaman geceleyin “K..” isimli şahsı eve aldığı, son olarak 26.02.2008 tarihinde geceleyin bu şahsı çağırıp yine eve aldığı, bu son olay nedeniyle konut dokunulmazlığını ihlal etmekten bu şahıs hakkında kamu davası açılıp cezalandırılmasına karar verildiği, Tire Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/211 esas sayılı dosyasından ve bu davada dinlenen tanıklar F..ve P.’ın beyanlarından anlaşılmaktadır. Davalının kocası işte iken geceleyin bir erkeği eve alması zinaya delalet eder. Türk Medeni Kanununun 161.maddesindeki boşanma sebebi gerçekleşmiştir. O halde, davalının zinası sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

Kadının Gece Vakti Eve Erkek Almasının Meşru Bir Nedene Dayalı Olduğu İspat Edilebiliyorsa Bu Durum Zinanın Varlığına Delalet Etmez

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 28.09.2010 Tarih, 2009/11464 E. 2010/15575 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Toplanan delillerden davalı-davacı kadının eşinin gece vardiyası için işte olduğu saatte bir başka erkeği geceleyin eve aldığı anlaşılmaktadır. Kadının gece geç saatte, eşinin olmadığı bir zamanda eve yabancı erkek alması meşru bir amaca yönelik olduğu kanıtlanmadıkça zinanın varlığına delalet eder. Davalı-davacı kadının zinası kanıtlanmıştır. Davacı-davalı kocanın Türk Medeni Kanununun 161. maddesi uyarınca açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 09.11.2009 Tarih, 2008/13904 E. 2009/19205 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının, kocası yokken 12.9.2007 ve 24.9.2007 tarihlerinde geceleyin geç saatlerde bir başka erkeği eve aldığı anlaşılmaktadır. Kadının geç saatlerde ortak eve bir başka erkeği alması, meşru bir amaçla olduğu sabit olmadıkça zinaya delalet eder. Davalının zinası kanıtlanmıştır. Bu sebeple boşanmaya karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 25.06.2013 Tarih, 2012/16833 E. 2013/17864 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı (kadın)’ın 16.07.2010 günü ortak konuta erkek aldığı, bu şahsın banyoda yarı çıplak vaziyette gizlenmiş halde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu vakıa mahkemece de sabit kabul edilmiştir. Kadının, yalnızken bir başka erkeği ortak konuta alması ve bu şahsın yarı çıplak vaziyette gizlenirken yakalanması zinanın varlığına delalet eder. Bu bakımdan zina kanıtlanmıştır. Davacı-karşı davalı kocanın boşanma davasının zina sebebiyle kabulü gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Kadının Evden Kaçıp Geceyi Başka Bir Erkeğin Evinde Geçirmesi Zinanın Varlığı İçin Yeterlidir

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 19.04.2010 Tarih, 2010/5442 E. 2010/7658 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının 8.4.2006 tarihinde evden kaçıp geceyi başka bir erkeğin evinde geçirdiği anlaşılmaktadır. Bu durum zinanın varlığı için yeterlidir. Zina kanıtlanmıştır. Öyleyse istek doğrultusunda boşanmaya karar verilmesi gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Zina İddiası Tereddüde Mahal Olmaksızın İspat Edilmelidir

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 05.11.2011 Tarih, 2010/20768 E. 2011/20826 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Davacı münhasıran “zina” (TMK.md. 161) sebebine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Davacı tanığı olarak dinlenen tarafların müşterek çocuğu 1990 doğumlu Adil, “2007 yılının Haziran ayında Gönen’e annesinin yanına gittiğinde, annesinin bir erkek arkadaşı olduğunu söylediğini ve bu şahsa ait fotoğrafı gösterdiğini, aynı yılın Temmuz ayında da anneannesinin, davalıyı kastederek “erkek arkadaşından hamile kalmış olabilir” dediğini ifade etmiş, davalının annesi Pakize ise torunu Adil’e böyle bir beyanının olmadığını söylemiştir. Tanık Adil’in beyan ettiği Temmuz 2007 tarihinde davalının yapılan hamilelik testinde hamile olmadığı tespit edilmiştir. Bu deliller karşısında davalının zina eylemi sabit kabul edilemez. Zina eylemi kanıtlanamamıştır. Öyleyse davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 23.02.2009 Tarih, 2009/966 E. 2009/2835 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Dava zina (TMK.md.161) nedenine dayalı olarak açılmıştır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı bir dava bulunmamaktadır.Davacı, davasını kanıtlamak için gösterdiği tanık S.S.’ın dinlenmesinden vazgeçmiştir.Davacının dosyaya sunduğu fotoğraflar ise tek başına zina nedeniyle boşanmaya karar verilmesi için yeterli ve elverişli nitelikte değildir. Davanın reddi gerekirken kabulü doğru bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

Savcılık Soruşturma Evrakında Yer Alan İfadeler Zinanın İspatı İçin Delil Niteliğindedir

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 01.04.2008 Tarih, 2007/11799 E. 2008/4481 K. sayılı kararı ile şöyle bir sonuca ulaşılmıştır. Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde, öncelikle Türk Medeni Kanununun 161. maddesine göre zina sebebiyle, aksi halde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine (TMK. 166/1. md.) dayanarak boşanma isteğinde bulunmuştur. Yapılan soruşturma, toplanan deliller ve özellikle Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen 2006/9789 sayılı soruşturma evrakında yer alan ifadelerden davalı-karşı davacı kocanın başka kadınla zina ilişkisi içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

Zina Nedeniyle Boşanma Davasında İspat Sonuç

İstanbul Şişli Mecidiyeköy Aile Hukuku Avukatı olarak faaliyet gösteren Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi aile hukuku konularında müvekkillerine profesyonel hizmet vermektedir. İstanbul boşanma avukatı , Şişli boşanma avukatıBakırköy boşanma avukatı olarak faaliyet gösteren ofisimiz boşanma davası, velayet davası, soybağı davası vb. bir çok davada müvekkillerini vekaleten temsil etmektedir.

Bu Yazıyı Paylaş

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…