Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti Kime Verilir?

Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti Kime Verilir?

Boşanma davasında çocuğun velayeti, çiftlerin ayrılık sürecinde en hassas konulardan biridir. Çünkü çocuğun güvenliği, mutluluğu ve sağlıklı gelişimi göz önünde bulundurularak alınması gereken önemli bir karardır. Türk Medeni Kanunu’nda, çocuğun velayetinin eşler arasında veya tek ebeveynin elinde olabileceği belirtilmiştir. Velayetin her iki ebeveyn arasında paylaşılabileceği de mümkündür. Ancak mahkeme, çocuğun çıkarlarını ve ihtiyaçlarını dikkate alarak en doğru kararı vermekle yükümlüdür. Velayetin hangi ebeveyne verileceği, çocuğun sağlığına, eğitimine ve duygusal gelişimine en uygun olanının belirlenmesiyle ilgilidir. Bu nedenle, boşanma sürecinde velayet konusu üzerinde uzlaşma sağlanamadığı takdirde, mahkemenin çocuğun çıkarlarını gözeterek adil bir karar vermesi önemlidir. Ebeveynlerin çocuğun geleceği için işbirliği yapması ve çocuğun yaşına ve ihtiyaçlarına uygun bir velayet düzeninde anlaşması, çocuğun güvende hissetmesini ve sağlıklı bir şekilde büyümesini sağlayacaktır. Boşanma davasında çocuğun velayetiyle ilgili kararlar, yasal süreçlerin doğru anlaşılması ve uzman bir avukatın rehberliği ile daha kolay ve adil bir şekilde alınabilir.

Boşanma davasında çocuğun velayetinin kime verileceği konusunda kanun bazı düzenlemeler yapmış, hakime takdir yetkisi vermiştir. Hakim temel durumları göz önünde bulundurarak boşanma davasında çocuğun velayetinin kime verileceğine karar verecek, bu süreçte çocuğun en üstün çıkarını dikkate alacaktır.

Çocuğun Üstün Yararı Nedir?

Çocuğun çıkarlarının üstünlüğü ilkesi, ulusal ve uluslararası çocuk hakları sözleşmelerinde yer alan bir temel ilkedir. Bu ilke, çocukların her türlü karar ve işlemde öncelikli olarak dikkate alınmasını ve onların fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimlerinin güvence altına alınmasını amaçlar. Çocuğun çıkarlarının üstünlüğü ilkesi, velayet, nafaka, koruma, eğitim, sağlık gibi çocukla ilgili her konuda uygulanmalıdır. Hakim, çocuğun çıkarlarını belirlerken, çocuğun yaşına, cinsiyetine, eğitimine, sağlığına, kişiliğine, aile ortamına, görüşlerine ve diğer özel durumlarına göre değerlendirme yapmalıdır.

Çocuğun en üst düzeyde korunması ve faydasının gözetilmesi ilkesi, esnek ve somut bir kavram olup çocuğun haklarının ve faydasının korunmasını hedefler. Bu yaklaşım, her çocuğun benzersiz olduğunu ve her durumun kendine özgü olduğunu kabul eder. Bu yüzden, her çocuğun ve her durumun özellikleri göz önünde bulundurularak çocuğun üstün yararı ilkesi uygulanmalıdır.

Boşanma davasında çocuğun velayeti hususu belirlenmesi sırasında sadece ve sadece çocuğun çıkarları göz önünde bulundurulacaktır. Tarafların bu aşamada dikkate alması gereken, çocuğun yararının, kişisel gelişiminin ve sosyal gelişiminin hangi tarafın sunduğu veya sunacağı fırsatlarla daha avantajlı olacağıdır.

Ortak Velayet Nedir?

Eşlerin, çocuklarının hayatındaki kararları birlikte alıp sorumlulukları paylaşması esasına dayanan ortak velayet, aile içi işbirliğini ve dayanışmayı simgeler. Bu düzenleme, anne ve babanın çocuklarının hayatındaki her adımda birlikte hareket etmelerini amaçlar. Mevcut yasal düzenlemelere göre boşanma durumunda çocuğun velayeti eşlerden birine verilmelidir. Fakat belirli şartların sağlandığı durumlarda mahkeme tarafından ortak velayet kararı da verilebilir. Ortak velayetin olumlu özelliklerinin yanı sıra olumsuz yönleri de bulunmaktadır.Bu şartlar ise şunlardır:

  • Çocuğun en yüksek menfaati göz önünde bulundurulmalıdır.Velayet kamu düzenine ilişkin olduğu için hakim, ‘çocuğun üstün menfaati, güvenliği ve en üstün yararı kriterlerini dikkatlice göz önünde bulundurarak, kendi vicdani kanaatine göre karar verecektir.
  • Ortak velayet, gönüllülüğe dayalı olduğu için eşlerin bu konuda anlaşması önemlidir. Çekişmeli bir boşanmada ortak velayet kararı alınması, çekişmenin çocuğun üzerinde devam etmesine sebep olabilir. Bu durum, velayet hakkının kullanımını tehlikeye atarak hem boşanan taraflara hem de çocuğa zarar verebilir.
  • İdrak çağındaki bir çocuğun ortak velayet kararında görüşünün alınması ve gerektiğinde bir uzmana danışılması gerekmektedir.

Ortak Velayetin Avantajları

  • Ortak velayet, çocuğun hem anne hem de babası tarafından aktif destek görmesini sağlayarak çocuğun sağlıklı gelişimine katkıda bulunur.
  • Her iki ebeveynle iletişimin sürdürülmesi, çocuğun aile bütünlüğünü hissetmesine yardımcı olur.
  • Anne ve babanın sorumluluklarını paylaşması, onların iş yükünü azaltır ve ebeveynlik görevlerini daha dengeli hale getirir.
  • Ortak velayet, ebeveynleri uzlaşmaya ve anlaşmaya zorlayarak çocuğun kararları konusunda sağlıklı bir ortamın oluşmasına katkıda bulunur.
  • Ebeveynlere eşit yetki ve sorumluluk verilmesi, çocuğun hayatıyla ilgili kararlarda denge ve uyumun sağlanmasına olanak tanır.
  • Ortak velayet, ebeveynler arasındaki çekişmeyi azaltarak çocuğun duygusal tükenmişlik riskini minimize eder. Ayrıca, tek taraflı velayetin “kazanma” algısının aksine, ortak velayet çekişme üzerine odaklanmamakta ve çatışmaları engellemektedir.

Ortak Velayetin Dezavantajları

  • Çocuğun hayat dengesini bozabilir.
  • Ebeveynler arasındaki çatışmaların çocuğa yansımasına neden olabilir.
  • Çocuğa ilişkin karar alma süreci çıkmaza girebilir.
  • Çocukların anne ve babanın tekrar bir araya geleceği umudunu beslemesine sebep olabilir.
  • Acil durumlarda, ebeveynler arasında ortak karar almanın zor olması, çocuğun olumsuz etkilenmesine neden olabilir, özellikle de hastane veya okulu ilgilendiren konularda

Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti Kime Verilir?

Boşanma davalarında, çocuğun velayeti konusunda hakime takdir yetkisi verilmiştir. Velayetin verileceği tarafın belirlenmesinde dava konusu boşanma sebebi değil, 18 yaşını doldurmamış veya akıl sağlığı olmayan çocuğun üstün yararı yani menfaati esas alınarak karar verilecektir. Cinsiyet, yaş ve çocuğun her iki ebeveyn ile ilişkisi hakim tarafından göz önünde bulundurulur.

Çocuğun menfaati göz önünde bulundurulurken maddi ve manevi yönleriyle ilgili detaylı bir değerlendirme yapılır. Çocuğun manevi olarak hangi ebeveynle yaşamayı tercih edeceği, nerede psikolojik olarak daha iyi bakım alacağı değerlendirilirken; maddi anlamda daha iyi eğitim ve gelecek imkanı sağlayacak, yaşam koşulları açısından uygun ortama ve duruma sahip olan ebeveyn tercih edilecektir.

Velayet isteyen kişinin çocuğa olan ilgisi, bakımı üstlenebilme kabiliyeti gibi çocuğun çıkarının dışında, bu ebeveynin kendi durumu da dikkate alınacaktır. Bunlar arasında akıl sağlığı, davranışları, şiddete eğilimi, yaşam koşulları, bağımlılıkları, maddi durumu ve çocuğa yaklaşımı bulunmaktadır. Ayrıca çocuğun göz ardı edilmesi ve sorumluluğunun başkasına yüklenmesi, diğer ebeveynden uzaklaştırılması, terkedilmesi ve olumsuz şekilde etkilenmesi hakim tarafından kesinlikle göz önünde bulundurulacaktır.

Ebeveynler, özellikle çekişmeli boşanma davasının sürecinin uzun sürebilmesi nedeniyle çocukların velayeti konusunda sağlıklı karar alamamaktadır. Hakim bu yüzden çocuğun yüksek menfaatini kendiliğinden gözetecektir. Dava sürecinde çocuğun velayet hakkını kullanacak ebeveyni tayin ederken, tedbir kararı olarak bu durumları dikkate alır.

Velayet Davasında Çocuğun Dinlenmesi

Velayet değişikliği davalarında, eğer çocuk, kendi durumu hakkında fikir beyan edebilecek yaşta ve olgunlukta ise, çocuğun dinlenmesi esas unsur olarak kabul edilir. Ancak çocuğun ayırt etme yeteneğine sahip olmadığı durumlarda doğru karar veremeyeceği kanısına varılırsa dinlenmesi gerekmez. Bununla birlikte, çocuğun dinlendiği her davada mahkemenin bu yönde karar verme zorunluluğu bulunmamaktadır. Yine karar verilirken esas alınması gereken çocuğun menfaatidir. Eğer çocuk kendi menfaati yönünde görüş bildirmezse, bu görüş hükme esas alınmayacaktır.

Boşanma Davasında Kusur Çocuğun Velayetini Etkiler Mi?

Boşanma davasında kusur derecesi çocuğun velayetinin belirlenmesinde etkili bir faktördür. Bununla birlikte, tek başına belirleyici değildir. Hakim, velayeti belirlerken, çocuğun üstün yararını gözetir ve çocuğun görüşünü de dikkate alır. Boşanma davasında kusur derecesi, maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinde daha fazla önem taşır.

Boşanma davasında kusur derecesi, tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranlarını belirtir. Kusur derecesi, tam kusurlu, kusursuz, eşit kusurlu, ağır kusurlu, az kusurlu şeklinde belirlenebilir. Bu derece, boşanma nedenlerine, tarafların davranışlarına, delillere ve hakimin takdirine göre değişebilir. Boşanma davasında kusur derecesinin adil ve doğru bir şekilde belirlenmesi son derece önemlidir.

Çocuğun velayeti belirlenirken doğrudan eşlerin kusur oranı önemli değildir. Velayet, çocuğun bakım ve gözetimini en iyi şekilde yerine getirebilecek kişiye verilir.

Eğer eşlerden birinin boşanmadaki kusuru çocuğun olumsuz etkilenmesine yol açacak düzeydeyse, o eşe velayet verilmez. Örneğin, boşanma davasında kadın eş zina yapmış ve tam kusurlu olsa dahi çocuğun velayeti anneye verilebilir. Fakat eşlerden biri tam kusurlu olarak haysiyetsiz bir yaşam sürüyorsa veya diğer eşin hayatına kast ediyorsa o eşe çocuğun velayeti verilmez. Velayet kararı verilirken çocuğun üstün yararı ön planda tutulur.

Hangi Durumlarda Çocuğun Velayeti Anneye Verilmez?

Eşlerin ayrılma kararı aldığı durumlarda, çocuğun üstün yararı gözetilerek velayet konusunda karar vermek, önemli bir soruna dönüşebilir. Velayet belirlenirken çocuğun ihtiyaçları, eğitimi, sağlığı, sosyal yaşamı gibi pek çok faktör göz önünde bulundurulur. Bu kapsamda çocuğun velayeti anne ya da babaya verilebilir. Velayetin annede olmadığı durumlar ise aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Eğer bir anne sağlık sorunları yaşıyorsa ve sağlık durumu velayet almasına izin vermiyorsa, çocuğun velayeti babaya verilebilir. Eğer psikolojik ve fiziksel sağlığı bozuk olan anne, çocuğun bakımı konusunda yetersizse, hakim çocuğun velayetini babaya verebilir. Eğer çocuğun velayeti bu sebeplerle anneye verilmeyecekse, anneden bir sağlık raporu talep edilir. Ardından gerekli tetkikler için devlet hastanesine yönlendirme işlemi gerçekleştirilir. Eğer rapor, annenin çocuğun bakımı konusunda sağlığının elverişsiz olduğunu belirtiyorsa, çocuğun velayeti anneye verilmez.
  • Anne suçlu bulunup cezaevine girdiğinde çocuğun velayeti kendisine verilmez. Anne tutukluluk süreci tamamlandıktan sonra, velayetin kime verileceği konusu hakimin takdirine bağlıdır.
  • Anne, sonradan yaptığı bir evlilik durumunda genellikle velayet hakkını kaybetmez. Ancak eğer sonraki evlilik çocuğun psikolojik veya fizyolojik olarak zarar görmesine neden olabilecekse, velayet hakkı geri alınabilir.
  • Bir anne uyuşturucu bağımlılığına sahipse, hakim velayeti ona vermeyecektir. Zararlı alışkanlıkları olan ve bunları bağımlılık derecesinde sürdüren bir annenin çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirmesi zor olacağından, hakim bu durumu da dikkate alarak karar verecektir.
  • Eğer bir anne çocuğun eğitimi, sağlığı, kişiliği, ilgi ve yetenekleri ile ilgilenmiyor, çocuğun gelişimini engelliyor veya olumsuz etkiliyorsa velayet anneye verilmez.
  • Eğer anne çocuğu istemiyor, reddediyor veya terk ediyorsa, velayet anneye verilmez.
  • Eğer bir anne haysiyetsiz bir yaşam sürerse, çocuğun velayeti kendisine verilmez. Çünkü haysiyetsiz bir yaşam süren bir ebeveyn, çocuğun ruh sağlığını ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyebilir, bu nedenle hakim bu durumda velayeti anneye vermez.
  • Bir anne velayet hakkını kötüye kullandığında, çocuğun velayeti kendisine verilmez. Velayet hakkı belirleneceği zaman hangi ebeveynin çocuğun üstün menfaatine uygun olduğuna hakim karar verir.
  • Eğer bir anne çocuğun bakımı için gereken şartları karşılayamıyor ve maddi veya manevi destek sağlayamıyorsa, velayet kendisine verilmez.
  • Eğer velayeti alan taraf anne ise ve çocuğun babası ile görüşmesini kanunda babaya verilen hakları kısıtlamaya çalışıyorsa, velayet hakkı kendisinden alınabilir. Anne, çocuğun babasıyla kurduğu duygusal bağı engellemeye çalışıyorsa, velayet hakkı geri alınabilir.

Hangi Şartlarda Çocuğun Velayeti Babaya Verilir?

Aile hukuku kapsamında, çocuğun velayeti büyük bir öneme sahiptir. Mahkemeler, çocuğun yüksek menfaatlerini gözeterek velayet kararlarını verirler. Bu bağlamda, çocuğun velayetinin babaya verilmesi için belirli şartlar bulunmaktadır. Hukuksal açıdan, babaya velayetin verilmesini etkileyen faktörleri inceleyerek, bu durumun nasıl gerçekleşebileceğini ele alacağız.

Velayet kararı, mahkemenin çocuğun üstün çıkarlarını gözeterek çeşitli faktörleri değerlendirerek verdiği bir karardır. Bu faktörler arasında çocuğun yaş, sağlık durumu, eğitimi, korunma ihtiyacı, ebeveynlerin davranışları, aile içi şiddet vakıaları, her bir ebeveynin çocuğa ayırabileceği zaman ve diğer ilgili unsurlar yer alır.

Bir babaya velayet verilip verilmemesi, sadece babanın cinsiyeti değil, diğer faktörlere bağlıdır. Mahkeme, babanın çocuğa bakma ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yeterli zaman, kaynak ve ebeveynlik becerisine sahip olduğunu düşünürse, velayet babaya verilebilir. Ancak aynı şekilde anne de uygun koşullara sahipse, velayet ona da verilebilir.

Çocuk velayeti boşanma davalarında her zaman anne veya babaya verilmez. Mahkeme, çocuğun en iyi şekilde korunmasını sağlamak için çeşitli faktörlere dikkatle bakar ve en uygun velayet kararını verir. Bu karar, çocuğun mutluluğunu ve sağlıklı gelişimini gözeterek alınır.

Babaya Geçici Velayetin Verilmesi

Boşanma davası açıldığında, mahkeme tarafından çocuğun velayeti geçici olarak anne veya babaya verilir. Bu geçici velayet, boşanmanın tamamlanmasına kadar geçerli olup son aşamada değişebilir. Boşanma davası başladığında, çocuğun geçici velayeti, menfaatleri gözetilerek anneye ya da babaya verilebilir. Geçici velayet kararı boşanma süreci boyunca geçerlidir. Geçici velayetin verilmesiyle kurulan düzenin çocuk lehine iyi işlemesi halinde, kalıcı velayetin geçici velayeti bulundurana verilme olasılığı artacaktır.

Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti Anneye Verildiği Durumlarda Babanın Hakları Nelerdir

Boşanma davalarında, çocuğun velayeti annede olduğu durumlarda babanın da belirli hakları bulunmaktadır. Bu haklar çocuğun üstün yararı ilkesi doğrultusunda belirlenir ve çocuğun gelişimi ve refahı gözetilerek şekillendirilir. Babaların boşanma sonrası çocuklarıyla olan ilişkisini devam ettirmesi önemlidir ve bu amaç doğrultusunda aşağıdaki haklara sahiptir.

İlk olarak, babalar çocuğunu mahkeme tarafından belirlenen gün ve saatlerde görebilir. Anne, babanın çocuğu görmesine engel olamaz. Ancak, anne bu hakkı ihlal etmesi durumunda velayetin değiştirilmesi gibi sonuçlarla karşılaşabilir.

Bunun yanı sıra, babalar çocuklarıyla iletişim kurma ve bağ kurma hakkına sahiptir. Telefon, internet, mektup gibi iletişim araçlarıyla çocuğuyla temasını sürdürebilir ve aralarındaki bağı koparmamak için çaba gösterebilir. Anne, babanın çocuğu ile iletişimini kısıtlayamaz.

Babanın çocuğuyla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı da mevcuttur. Çocuğun sağlık, eğitim, gelişim gibi konularda bilgi alabilir ve fikir beyan edebilir. Ayrıca, çocuğunun refakatçi ile mi yoksa babayla tek başına mı görüşeceğine mahkeme karar vereceği için babalar bu konuda talepte bulunabilir.

Son olarak, babalar çocuğun ihtiyaçlarını karşılama yükümlülüğüne sahiptir. Nafaka, sağlık, eğitim gibi ihtiyaçlara katkıda bulunmakla sorumludurlar. Ayrıca, çocuğun meslek seçimi, din eğitimi veya yurt dışına çıkması gibi konularda da babanın onay verme hakkı bulunmaktadır.

Boşanma davalarında çocuğun velayeti annede olsa da, babaların da çocuklarıyla olan ilişkisini sürdürebilmeleri ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için hakları bulunmaktadır. Hukuki çerçevede belirlenen bu haklar, çocuğun üstün yararı ve gelişimi göz önünde bulundurularak şekillendirilmektedir.

Anne Evlenirse Baba Velayeti Alabilir Mi?

Anne ve baba, çocuklarının velayetini kimin alacağına karar verme yetkisine sahip kişilerdir. Evlilik durumu, velayet kararını etkilemese de, çocuğun yüksek menfaatine göre velayet kararı verilir. Bu karar verilirken çocuğun yaşına, sağlığına, eğitimine, korunma ihtiyacına, ailenin yaşam koşullarına ve diğer ilgili faktörlere dikkat edilir. Dolayısıyla, anne evlendiğinde velayetin babaya verilip verilmeyeceği, çocuğun yararına olan karara bağlıdır. Yalnızca evlenmek mevcut durumu değiştirmez. Ancak yeni eşin çocuğun üstün yararına aykırı davranışlarda bulunması durumunda, velayet değiştirilebilir, çünkü her zaman çocuğun üstün yararı göz önünde bulundurulur.

Babanın Maddi Durumu İyiyse Çocuk Babaya Mı Verilir?

Mahkemeler, çocuğun duygusal ve psikolojik refahını en iyi şekilde sağlayabilecek ebeveyni belirler. Dolayısıyla, babanın maddi durumu tek başına çocuğun velayetinin kendisine verilmesine yol açacak bir faktör değildir. Velayetle ilgili kararlar, her bir davanın özel koşullarına bağlı olarak dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmede babanın maddi durumu kadar diğer önemli faktörler de dikkate alınmalı ve çocuğun en iyi çıkarlarının korunmasına odaklanılmalıdır. Öyle ki, çocuğun sağlıklı bir gelişim süreci geçirmesi ve mutlu olması için önemli olan duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Yani, sadece bir ebeveynin maddi durumu değil, çocuğun genel refahı ve ihtiyaçları temel alınarak karar verilmelidir. Üstelik bu kararların amacı, çocuğun en iyi çıkarlarını korumak ve onun için sağlıklı bir gelecek sağlamaktır.

Geliri Olmayan Anneye Velayet Verilir Mi?

Boşanma davasında çocuğun velayeti çalışmayan anneye de verilebilir. Çocuğun bakım ve eğitimiyle ilgili sorumlulukların genellikle çalışmayan annelere yüklense de, boşanma davasında velayet hakkını alamayan babaların da çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğü devam etmektedir. Bu nedenle, bu konuda adaletin sağlanması son derece önemlidir.

Mahkeme Çocuğu Kaç Yaşına Kadar Anneye Verir?

Boşanma davalarında, çocuğun velayetinin kesin olarak annede olması gerektiğine dair bir kural bulunmamaktadır. Mahkeme, çocuğun en iyi şekilde korunmasını sağlamak amacıyla, herhangi bir yaştaki çocuğun velayetini babaya verebilir. Ancak, özel bakım ihtiyacı olan 0-7 yaş aralığındaki çocuklar genellikle istisnai durum olmadıkça annelerin velayeti altında kalır. Bu kural, çocuğun ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanmasını sağlamayı amaçlar.

Kardeşlerin Velayetlerinin Farklı Taraflara Verilmesi

Kardeşlerin velayetinin farklı taraflara verilmesi, boşanma davasında mahkemenin takdirine bağlı bir durumdur. Mahkeme, çocukların gelişimi için kardeşlerin ayrılmamasının olumlu olduğunu düşünerek genellikle velayeti tek bir tarafa verir. Ancak bazı durumlarda, kardeşlerin velayetinin farklı taraflara verilmesi çocukların üstün yararına daha uygun olabilir. Örneğin, kardeşlerin yaşları çok farklı ise ve küçük olanın annesiyle, büyük olanın babasıyla kalmak istemesi gibi durumlar göz önüne alınabilir. Ayrıca, kardeşlerin birbirleriyle uyumsuz olması, şiddetli kavgalar veya rekabetin olması da velayetin farklı taraflara verilmesini gerektirebilir. Eğer kardeşlerden biri özel bakıma veya eğitime ihtiyaç duyuyor ve sadece bir ebeveyn bunu sağlayabiliyorsa, velayetin farklı taraflara verilmesi tercih edilebilir. Ayrıca, kardeşlerden biri velayet sahibi ebeveynle sorun yaşıyor, psikolojik veya fiziksel olarak zarar görüyorsa, mahkeme kardeşlerin velayetini farklı taraflara verebilir. Ancak bu karar alınabilmesi için çocukların 8 yaş veya üstü olması, yani idrak çağında olması ve kendi tercihlerini belirtebilmesi gerekmektedir. Kardeşlerin velayetinin farklı taraflara verilmesi durumunda, kardeşlerin birbirleriyle görüşmelerini sağlamak için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti Kararına İtiraz Edilebilir Mi?

Boşanma davası açıldıktan sonra, eşlerin aynı davada velayetle ilgili taleplerde bulunması mümkündür. Bu durumda ayrı bir velayet davası açılmasına gerek yoktur. Velayet, boşanmayla ilgili kararlardan biridir. Bu nedenle, velayet kararına boşanma kararıyla birlikte itiraz etmek ve karara karşı istinaf başvurusunda bulunmak mümkündür. Bu sayede, velayetle ilgili taleplerinizi boşanma davası sürecinde gündeme getirebilir ve hakkınızı arayabilirsiniz.

Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti Son Olarak Dikkat Edilmesi Gerekenler

Boşanma davasında çocuğun velayeti konusunda doğru kararlar almak için Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi sizin yanınızda.

Uzman ekibimizle güvenilir rehberlik ve hukuki destek sağlıyoruz. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak, misyonumuz herkes için etkili ve çözüm odaklı hukuki hizmetler sunmaktır. Profesyonel ekibimiz, zorlukları aşmaya ve en üst düzeyde müşteri memnuniyetini sağlamaya odaklanmaktadır. Amacımız, müşterilerimizin hukuki ihtiyaçlarını anlamak, en iyi çözümleri sunmak ve onları başarıya ulaştırmaktır. Hukuki konularda güvenilir danışmanlık ve etkili temsil sağlamak için sürekli olarak kendimizi geliştiriyoruz. Müşterilerimize adaletin temel taşlarını sağlamak ve değerli sonuçlar elde etmek için kararlılıkla çalışıyoruz.  Boşanma avukatlarımız Av. Tolga Çelik’e ve Av. Nur Baştürk’e Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti hususunda avukata soru sor kısmından sorularını yönlendirebilir ya da iletişim sayfamızdan kendilerine ulaşabilirsiniz.

Bu Yazıyı Paylaş

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…