Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Gerçekleşen Olaylar

Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Gerçekleşen Olaylar

Her dava açıldığı tarihteki koşullara tabidir. Boşanma davası açıldıktan sonra gerçekleşen olaylar boşanma davasında hükme esas alınmaz fakat yeni bir davanın konusunu oluşturur.

Önemle belirtmek isteriz ki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasının konusunu, evlilik birliğinin kurulmasından boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ki süreçte gerçekleşen ve affedilmemiş veya hoşgörü ile karşılanmamış olaylar oluşturur. Dolayısıyla boşanma davası açıldıktan sonra gerçekleşen olaylar açılmış olan boşanma davasında hükme esas alınmaz. Örneğin boşanma davası açıldıktan sonra evden ayrılma eylemi mahkeme tarafından terk olarak değerlendirilemeyecektir.

Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Gerçekleşen Olaylar Yargıtay Kararları

Davadan Sonra Oluşan Olaylar Boşanma Kararında Esas Alınamaz

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 24.06.2020 Tarih,  2020/2223 E. 2020/3284 K. sayılı kararında şu neticeye varmıştır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir. Davadan sonra oluşan olaylar boşanma kararında esas alınamaz, ancak yeni bir davanın konusu olur. Mahkemece hükme esas alınan Gerede Asliye Ceza Mahkemesi”nin 2015/335 Esas sayılı, ceza dosyasının incelenmesinde suç tarihinin 09.10.2014 tarihi olduğu, kadın tarafından erkeğe yönelik hakaret eyleminin dava tarihinden sonra gerçekleştiği, kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine yerel mahkemece kadına yüklenilen karşılıklı olarak tarafların birbirlerini tehdit ettiklerine yönelik vakanın usulüne uygun olarak ispatlanamadığı, kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Dosyada usulüne uygun ispatlanan vakıalara göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine hakaret eden, şiddet uygulayan, kadını eve kilitleyen erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise erkeğe tırnaklamak suretiyle şiddet uyguladığı, bu şekilde hafif kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün kusura ilişkin gerekçesinin düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 24.10.2019 Tarih,  2019/6680 E. 2019/10692 K. sayılı kararında şu neticeye varmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanığının sözlerinin bir kısmı dava tarihinden sonraya ilişkin olup, bir kısmı da Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

Hakaret Eyleminin Dava Tarihinden Sonra Gerçekleşmesi

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 26.06.2019 Tarih,  2019/4464 E. 2019/7718 K. sayılı kararında şu neticeye varmıştır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden bölge adliye mahkemesince, davacı-davalı kadına hakaret vakıası yüklenmek suretiyle, erkeğin de davasının kabulüne karar verilmiş ise de; kadına yüklenen hakaret vakıasının, dava tarihinden sonra gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Dava tarihinden sonra gerçekleşen vakıalar kadına kusur olarak yüklenemez. Toplanan delillerden kadının başkaca bir kusurlu davranışı da ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Eşi Evden Kovma

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 19.12.2018 Tarih,  2016/23143 E. 2018/14912 K. sayılı kararında şu neticeye varmıştır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı erkeğe yüklenen “kadına beddua etme” vakıasına yönelik tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğundan ispatlanamadığının, “davanın açılması üzerine kadını evden kovma” vakıasının ise dava tarihinden sonraya ait olup iş bu davada erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, yine de mahkemenin de kabulünde olduğu üzere eşine hakaret eden ve hastalandığında eşini hastaneye götürmeyen davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun, ayrıca davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının, nafaka yükümlüsü olan davalı erkeğin ölüm tarihi olan 14.03.2017 tarihine kadar devam edeceğinin tabii bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

İstanbul Mecidiyeköy’de aile hukuku alanında faaliyet gösteren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi İstanbul boşanma avukatı olarak müvekkillerine aile hukuku alanında hizmet vermektedir. Boşanma avukatlarımız Av. Tolga Çelik’e ve Av. Nur Baştürk’e avukata soru sor kısmından sorularını yönlendirebilir ya da iletişim sayfamızdan kendilerine ulaşabilirsiniz.

Bu Yazıyı Paylaş

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…