Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama Sözleşmesi

Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama Sözleşmesi

Bu makalemizde sizlere bağışlayana dönme koşullu bağışlama sözleşmesinin ne olduğunu, bağışlayanın istem hakkının bir süreye tabi olup olmadığını, taşınırlarda bağışlayana dönme koşullu bağışlama sözleşmesini,  taşınmaz veya ayni hakka ilişkin dönme koşulunun tapu siciline şerh verilmesini ve bu sözleşme hakkında diğer birçok husus hakkında bilgilendirmelerde bulunacağız.

Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama Sözleşmesi Nedir?

Bağışlayanın, bağışlanan kişinin kendisinden önce ölmesi halinde bağışladığı şeyin kendi mülküne döneceğini koşul olarak koyduğu sözleşmeye bağışlayana dönme koşullu bağışlama sözleşmesi denir. Kimin ne zaman öleceği bilinmediği için burada bağış ölüm olayı gibi tesadüfi bir şarta bağlanmaktadır.

Bağışlayana dönme koşullu bağışlamada bağışlanan kişi bağışlayandan önce ölmüş olması şartına bağlanmış olmakla ölüm olgusunun gerçekleşmesi halinde bağışlama konusu şey bağışlayanın bizzat malvarlığına geri dönecektir. Başka bir deyişle bağış konusunun bağışlayandan başka bir kişiye dönmesinin (örneğin bağışlayanın çocuklarına) koşul olarak konulmuşsa Türk Borçlar Kanunu madde 292’de yer alan bağışlama türünden söz edilemez. Yine bağışlananın bizzat ölmesi koşulu yerine bir başkasının ölmesi koşuluna bağlanmışsa bu durumda da yine Türk Borçlar Kanunu madde 292’de yer alan bağışlamadan bahsetmek mümkün değildir.

Bağışlayanın İstem Hakkı Bir Süreye Tabi Midir?

Bağışlayana dönme koşullu bağışlamada koşulun gerçekleşmesi halinde yani bağışlayanın bağışlanandan önce ölmesi halinde bağış konusu şeyin mülkiyeti kendiliğinden bağışlayanın mülkiyetine döner. Bağışlayanın hatta bağışlayanın mirasçılarının istem hakkı herhangi bir süreye tabi değildir.  TBK 292. Maddesi ölüme bağlı bağışlamanın özel bir türünü oluşturmaktadır. Burada bozucu koşula bağlı bağışlama söz konusudur. Başka bir deyişle bağışın devamlılığı lehine bağış yapılanın ölümüne bağlanmış olmaktadır. Bu tür bağışlama infisahi şarta bağlı olduğu için şartın gerçekleşmesi halinde yapılan bağışlama bağıtı son bulur ve devir edilmiş hak ve mülkiyet devreden bağışlayana kendiliğinden geri döner. Çünkü bozucu koşulla askıda bulunan tasarruf işlemi koşulun gerçekleşmesi ile hükümsüz hale gelir. Bağışlanan bir taşınmaz ise bağışlananın üzerinde kalan tapu kaydı da illetten ve sebepten yoksun yolsuz bir tescil niteliğini alır. Bunun doğal sonucu olarak hükümsüz hale gelen işlem ve tescil zamanın geçmesi ile yeniden geçerlilik kazanamaz. Dolayısıyla başta da söylediğimiz üzere bağışlayanın hatta bağışlayanın mirasçılarının istem hakkı herhangi bir süreye tabi değildir. 

Taşınırlarda Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama Sözleşmesi

Türk Borçlar Kanunu madde 292’de yer alan bağışlayana dönme koşullu bağışlama türünün konusu taşınır ise sözleşmenin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Çünkü ortada elden bağışlama söz konusudur. Fakat uyuşmazlık halinde ispatı kolaylaştırmak için bağış konusunun taşınır olduğu hallerde sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasında fayda bulunmaktadır. Bağışlayan, bağışlananın ölümünün gerçekleşmesi halinde bağışlananın mirasçılarına karşı açacağı istihkak davasıyla geri alabilir.

Taşınmaz Veya Üzerindeki Ayni Hakka İlişkin Dönme Koşulunun Tapu Siciline Şerh Verilmesi

Şerh koydurma bağışlayana aittir. Çünkü Türk Borçlar Kanunu madde 292 uyarınca bağışlayanın dönme koşullu bağışlamasını güvence altına alması doğal hakkıdır. Bağışlananın ölmesi koşulunun gerçekleşmesinin ardından bağışlayan bu geri dönme talebini yalnızca bağışlananın mirasçılarına karşı değil, anılan taşınmazda hak elde etmiş olan 3. kişilere karşı da ileri sürebilir. Bu şerhin mahiyeti rücu şerhidir. Rücu şerhi bağışlama dolayısıyla yapılmış sözleşmeden ayrı ve bağımsız bir hak yaratmaz. Bu hak yalnızca lehine bağış yapılana karşı değil, sonradan ayni bir hak iktisap etmiş olacak bütün 3. şahıslara karşı da ileri sürülebilir. Bu şerh bağışlayanın korunmasına yönelik bir düzenlemedir. Çünkü sözleşmenin yapılması ile birlikte bağışlama konusu şey bağışlanana verilir ve bu andan itibaren bağışlanan malvarlığına girmiş olan bu değer üzerinde dilediği tasarrufları yapabilir ve o şeyi başkalarına da devredebilir. Dönme koşulunun oluşması durumunda, bunun şeyi devir alan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilmesi için tapu siciline şerh zorunlu olmaktadır. Aksi halde iyi niyetle şeyi devralan üçüncü kişilere karşı bu koşul ileri sürülemez. Taşınmaz malların bağışlanmasında resmi şekil şartı aranır. Taşınmaz üzerindeki ayni hakların rücu şartı ile bağışlanmasında dahi şerh verilebilir.  Önemle belirtmek gerekir ki taşınmaz malların dönme koşuluyla bağışlanmasında resmi şekil zorunluluğu vardır. Taşınmaz malların rücu şartıyla bağışlanmasında resmi şekil zorunluluğu varsa da akdin miras sözleşmesi şeklinde yapılmasına lüzum yoktur. Fakat yukarıda da belirttiğimiz üzere bağışlayana dönme koşullu bağışlamada bağış konusu şey taşınır ise bir şekil zorunluluğu yoktur.

Önemle belirtmek isteriz ki tapu siciline şerh ile yansıyan rücu şartı, yani bağışlananın bağışlayandan önce ölmesi koşulunun gerçekleşmesi durumunda, taşınmazın hangi elde olduğuna bakılmaksızın davacı bağışlayana dönmesi TBK madde 292 gereğidir. Aksi takdirde yani ölüm koşulunun gerçekleşmemesi halinde, taşınmazın bağışlayana dönmesi için bir neden mevcut değildir.

Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama Sözleşmesinden Kaynaklanan Davanın Türü Nedir?

Bağışlayana dönme koşullu bağışlama sözleşmesinden kaynaklanan dava yani bu hakkın ifasına yönelik dava niteliği itibariyle bir inşai dava değil eda davasıdır.

Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama Sözleşmesinden Kaynaklanan Davada İhtiyati Tedbir

Bağışlayana dönme koşullu bağışlama sözleşmesinden kaynaklanan hakkının herhangi bir nedenle tehlikeye düştüğünden kuşkulanan bağışlayan TBK madde 171/2 uyarınca gerekli önlemlerin örneğin ihtiyati tedbir alınmasını talep edebilir.  Türk Borçlar Kanunu madde 171/2’ye göre koşula bağlı hakkı tehlikeye düşürülen alacaklı, alacağı koşula bağlı olmayan alacaklıların haklarını korumak üzere başvurabilecekleri önlemleri alabilir.

Bağışı Geri Alma Hakkına Dair Süre Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlamada Uygulanır Mı?

TBK m. 297’de öngörülen geri alma hakkına ilişkin hak düşürücü süre, aynı yasanın 292. maddesinde uygulanmaz. Anılan hak düşürücü süre ancak TBK madde 295 ve TBK madde 296. hükümlerinde gösterilen haller için uygulanabilir. Konuya ilişkin yargıtay kararları da bu yöndedir.

Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama İle Tenkis Hükümlerinin İlişkisi

Türk Borçlar Kanunu madde 292’de öngörülen bağışlayana dönme koşullu bağışlamalar sağlar arası tasarruf gibidir. Bu sebeple Türk Medeni Kanunu madde 565/3’de miras bırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalardan değildir. Bu sebeple anılan maddeye göre tenkisi mümkün olmaz. Ne var ki Türk Medeni Kanunu madde 565/4 hükmü koşullarının kanıtlanması halinde yani miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla bağışlayana dönme koşullu bağış sözleşmesi yapması halinde anılan hükme göre tenkisi mümkündür. Bağışlayana dönme koşullu bağışlama sözleşmesinde bağışlayan bağışlananın kendisinden önce ölmesi durumunda, mülküne dönmesi koşuluyla bağışlamada bulunmaktadır. Miras bırakanın saklı payları zedeleme amacıyla yaptığı bağışlar tenkise tabi tutulabilir. TBK madde 292’de öngörülen bağışlananın bağışlayandan önce ölmesi halinde dönme koşulu, öğretideki üstün görüş doğrultusunda, bozucu koşula bağlı bir bağışlamadır. Bu tür bağışlamalarda bağışlayan bağışladığı şeyi sağlığında bağışlanana devir eder. Bağışlayan bu bağışından bağışlananın kendisinden önce ölmesi halinde dönme olanağına sahiptir. Özel dönme koşulları bu kuralın dışındadır. Bağışlayana dönme koşullu bağışlama sözleşmesindeki koşul bozucu koşul olarak kabul edilmektedir. Bozucu koşula bağlı hukuksal işlemlerde hukuksal işlem hüküm ve sonuçlarını doğurur, ancak kararlaştırılan şart gerçekleşirse, yapılan işlem öncesine etkili olmak üzere bozulur. İnfisah ortadan kalkar. Bağışlanan kişinin bağışlayandan önce ölmesi halinde bağış konusu şey terekeye döner. Mirasçılar terekeye giren şeydeki miras paylarını alma olanağına kavuşur. Terekedeki bir mal için miras davası açılması düşünülemez. Türk Medeni Kanunu madde 507/3’de yer alan ve mutlak tenkise tabi olduğu belirlenmiş bulunan bağışlayanın kayıtsız şartsız rücu hakkı olan bağışlamalar ile ölüm şartına bağlı gerçekleştirilen bağışlama arasında tenkis edilebilmesi açısından bir ilişki bulunmamaktadır.  Dolayısıyla bağışlananın önce ölmesi halinde, dönme koşuluyla yapılan TBK madde 292’ye  uygun bağışlamalarda bozucu koşulun gerçekleşmesi halinde tenkis davası söz konusu olmaz. Bozucu koşulun gerçekleşmesinin olanaksız duruma gelmesi halinde ise yani bağışlayanın bağışlanandan önce ölmesi halinde hukuki işlem sağlar arası işleme dönüştüğünden TMK madde 507/3 maddesiyle öngörülen koşulsuz indirime tabi ölüme bağlı kazandırma olarak değil, maddenin 4. fıkrasıyla öngörülen sağlar arası kazandırma olarak değerlendirilerek tenkis koşullarının varlığının kabulü gerekir.

Son Olarak Dikkat Edilmesi Gerekenler

Biz bu makalemizde bağışlayana dönme koşullu bağışlama sözleşmesi hakkında genel bilgilere yer verdik. Bunun yanında bağışlayana dönme koşullu bağışlama sözleşmesinin tanımı, taşınırlarda bağışlayana dönme koşullu bağışlama sözleşmesi ve taşınmaz veya üzerindeki ayni hakka ilişkin dönme koşulunun tapu siciline şerh verilmesi hakkında genel bilgilendirmelerde bulunduk. Bu süreçte belirtmekte fayda var ki bir aile hukuku avukatı ile yürütülmesi hem usul hatalarının önüne geçilmesi hem de sürecin daha hızlı ilerlemesi noktasında önemli olacaktır. Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi miras hukuku avukatı olarak müvekkillerini miras hukuku alanında vekil olarak temsil etmekte ve hukuki danışmanlık vermektedir. Sitemizde yer alan avukata sor kısmından ofisimiz avukatları Av. Tolga ÇELİK ve Av. Nur BAŞTÜRK‘e sorularınızı yönlendirebilir ya da iletişim bilgileri kısmından kendilerine ulaşabilirsiniz.

Bu Yazıyı Paylaş

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…